70.000 seyirci önünde! Güzel oynayan Güneş Hakoa ile 2-2 berabere kaldı! Yazan: Ali Naci KARACAN Güneş ve Hakoa takımları bir arada Hakon ile Güneş arasmda, bekte bizim sahalarda görmeğe alışmadığımız kadar güzel bir maç peyretmek zevkine erdim. Denk iki takımın müsavi kuvvet, tazyik, mü- dafaa hamleleri arasında geçen bu oyun, on bin kişi kadar tahmin edi- len kesif bir seyirci kalabalığına, baştan sona kadar, bir kupa maçının heyecanlarını yaşattı, Sanki sene- lerce evvel, yine bu stadın tribünleri üzerinde soluk soluğa takip etti o eski karşılaşmalardan birinin va tile zabtedilmiş bir filmi gösteri muş gibi, ölmüş hâtıralarımın can» landığını ve “© beraber sönmüş merak ve alâkamın yeniden uyandığını duyar gibi oldum. Istan- bula geldiğim bir seneden beri rası: ra gittiğim maçlarm hemen çoğunu, Fenerbahçenin nadir karşılaşmaları istima edilirse - hattâ birin redemiyor, 83 dimde bulamıyordum. Gördüğ! ii bizdeki futbol seviyesinin, man bir hızla baştan aşağı, ta 3 tensıtır GOĞTU yuvarlandığın şüphe © bırakmıyordu. Deil 1 nin bir gözüne ei kib ğer gözüne kon&i Mein hakiki futbol, abe kavgaları içinde teredi eder SÖ nüyordu. Bu duygular ve bu düşüncelerin çdi ile, dünkü maça | isteksizlikle, zoraki, mak için git * “Elimle koy» Kapıdan girerken: k vie pi tahmin edebilirim: Ke racaklar, üç dört &9- beneki bi yağ yalnasınlığı ela ve güzeteye: z m üne yendiler" diye yaza" * diyordum. SR amtiyarım stadyondan çikar Ken ezilmek noktasındaki ke > tim bir kenara konursa. tahminlerimde eri" yanıldığımı 81 adım dünkü maçın onbeşinci bizde çi ahieceğine, hattâ kurtulmak yol na girdiğine dair çipi ri oyum ağn, daha kuv- bu ümidin "bunun Üzeri” izini duydum ve bu vetlendiğini! du tandır bir tarafs nedir ki, Y ik, geyircinin raktığım “MAX daha anlatmak he gördüğü MAS e ldum. e kendimde veşini . > turan ken, sağımda otur Oyum a ordu - ezme biri, » SAA yy de tanımıyordu.” ran biri Je,” şöyle konuştu” tepemin üze! 5 “yorgunluğumuz | si alıştık. Bugün tsm geçti, Sehays göstereceğiz” demiş. me GE nemi elini! Öyle ise on! | bole birkaç sene- | Bu kd da ları her hallerin denberi meri e penliz toy seyir i, iki Y i ış ol- den belli, dediklerinin yan? Di iki gol! ede! ii e dolduran z her tarafi doğru idise, binlerce ve binlerce insanm nasil muztarip olacağını düşünerek daha oyun başalamadan mağlübiyetin aci- | sını tatmağa başladım. Fenerbahçe- yi 5 « 1 yenen bir takımın bütün ma- zarları Üstüne çektiği, her tarafın hıncahımç dolmasından anlaşılıyor- du. Bir saha, ancak galibiyet bekle- yen hir kalabalıkla böyle dolabilirdi. Halbuki? O halde bu kalabalık, ne ümit ediyordu? Bütün tehmirler, Vi yana futboleülerinin lehine olduğu - na göre, yoksa bunlar, bir ikinci ve daha feci mağlübiyeti seyretmek için mi lerdi ? Halkı, belki bir için mi len çalilamma J- tay muvaffakıyetli bir de- rece elde eden Güneşliler, daha g0- çen hafta, Beşiktaşın akrşısında da, tahminin fevkinde bir oyun göster - mişlerdi. Binaenaleyh ? Fakat Hakoa ne Altay, ne Beşiktaştı. Fenerbahçe- i 5-1 yenen bu profesyonel oyuncu- ar, işte reisleri de iddia ediyordu ki, Güneşi yenecekler ve bugün bir Vi. yana oyunu göstereceklerdi. Binaenaleyh ben, hakemin'düdü - gü çalarken, Hakon - Güneş msçını değil, daha çok bu Viyana oyununu | seyre hazırlanmış bulunuyordum. “Hakem Sadi Karsan, (eski Galata- vın Sıçan Sadi lâkabile maruf ve Seşhur oyuncusu) düdüğünü çaldı. Güneş takımmın kalesinde Safa, | midafasmda Yusuf, Faruk, muavin hattında İsmail - Rıza - Daniş, muha cim hattında ise Rebii, İbrahim, Sa- o. “ UR De Iki takım kaptanı Tâhaddin, Refii, Melih sıralanmış bu- lunuyordu. Avusturya takımının yazsam da isimletini bilmediğiniz için, dört bey- nelmilel oyuncu İle takviye edilmiş halde sahay açıktığını söylemekle ik- tifa ediyorum. Oyuna, Viyana müdafaasında kesi len bir Güneş akmiyle başlandı. Sağdan mukabele eden Viyanalı « lar, ilk dakikalarda, Güneş kalesini | bir tehlike sağnağı halinde tehdit ettiler: Sol içleri beynelmilel M. bu arada idi ki, bir iki bulunmaz fır. söla mahvetti. Uç dakika, boş dakilği, derken, Güne Bu tularak, soldan, Rebii yolundan hücu ma koyuldular. İlk hayret: Güneşliler, biribirlerine verdikleri seri ve muntazam paslar- İa, durmadan Viyana kalesine ini - yorlar. Bu esnada, Viyanalı Mausne- re mukabele etmek istiyormuş gibi, Gilneşten de Selâhaddin, bir iki bu- lunmaz fırsalı mahvetmekte geçik- medi. , İkinci hayret: Oyunun on beşinci dakikasına doğru, Güneşin bir sınıf takımı kadrosile sahanın üzerine yer Teştiği, sıkı ve ağır bastığı ve Viyana- lıları tazyika başladığı görüldü. bir oyun, Hakovanın bütün tabiyesini İaltst ediyordu. Viyana mekiği, Güneş anlı hatları arasmda evveli yavaş, fnkat sonra alabildiğine işleyebileceği ge - liği arıyor, bulamıyordu. Vaziyetin urri anlaşılıyordu: Avusturyalı pro- hakemle beraber imdi İlmedktkn ilkine sin fesyon»ller, bugün, Güneşin enerjik goclukları karşısında idiler. Ayağa geçen topu bırakmamak şeklinde kendini gösteren bu enerji, zem -| bereklerini alabildiğine germiş kar -| gısımdaki, Hakonlı oyunculara ilk maçlarındaki pas oyunlarmı tatbik et |tirmiyordu. O kadar ki, bazan vuruş- İlarının bile intizamı kayboluyor gi- biydi. Bununla: beraber, 80l açıklarının şahsi bir akımı sonunda sağ köşeye attığı top diteğe çarparak İiçeri girdi ve oyunun yirminei daki. kasına doğru Hakoalılar bu suretle İilk sayılarını yapmış oldular, Üçüncü hayret: Bu gol Güneşi gev gelecek yerde, bilâkis, canlı ve di - İrik oyunlarına daha çok hız ve İvet verdi: e Sağdan Melih ayağile boyuna Hakoa kalesine iniyorlar ve bu arada Rebii, Viyana kalesi için ha kiki bir belâ, müthiş bir tehlike ha- nde oynuyor. Rebiinin dünkü oyu. nunu gördükçe, on sene evvel Slâv- yayı 5 » 1 yendiğimiz günkü o güzel, mükemmel oyunu hatırıma geliyor du! Dördüncü hayret: Güneş hâkim larında paslaşma bakımlarından, hat tâ karşılarındaki profesyonellerden çok daha iyi oyniyorlardı Viyanalılar tehlikeyi anlaymca mü temadi favüllere koyuldular. Bu esnada Güneşin tehlikeli bir akı nın kale önünde favülle kesen bir Vi- yanalı oyuncunun hatası penaltı ile tecziye edildi ve altıncı hayret hâdise si vukua gelerek Güneş ikinci golünü yaptı! Bunu, cidden yüksek bir oyuncu ma rifetlerinin hepsini gösteren Hakoa 80) açığınm pasile, merkez mühacim - lerinin ikinci beraberlik sayısı takip etti ve oyun yine hızla alabildiğine cereyana girişti. Şimdi, kısa notlar halinde, şunları görüyorum: Salâhattinin köşeye çektiği sıkı bir şüt, kalecileri ustaca bir plonjonla kurtarıyor. Güneş kalesine olan avutu kaleciye pas veren Faruk, başkası dokunma - dan ikinci defa olarak yine kendi do- kunduğu için, Güneş kalesine 6 mı rodan bir serbest vuruş veriliyor. Vi. alı merkez mühacimin vurduğu tı Viyanalılar 23 nisanda oynadıkları Ki vun«u bi işlemiyorlar! Top, Hakoanın yarım | sahasmda! Belli ki, havada bir gol do taşıyor! Derken, Melih bir yıldırım hızile topu ortada, Viyanalı santırha- | fın ayağından kapıyor, müdafi geçi- | yor, Üzerine gelen kaleciyi atlatı -| yor ve Hakovanın boş kalan kalesine | lünü tıkıyor! Ben dahil, herkes hayret içinde! Nasıl hayret edilmesin ki, oyunun yirmi beşinci dakikasında, bizim ba zen Eyüpla, bazen Hilâlle, bazen Be-| şiktaşla, bazen Fenerle muhtelif sıra | lara konan ve hinaenaleyh hakiki sıra sınm ne olduğu Bektaşinin sirri gibi bir türlü anlaşılamıyan Güneşin Ha-| koa ile müvazi gittiği, hattâ ağır bas-| İtığı gözle görülür, elle tutulur halde İmeydana çıkıyor ve oyun müthiş bir İ biz içinde, iki tarafın biribirini yen » İ mek için topladıkları bütün kuvvetle- İrini sahanın ortasma dökmesile, seri bir dalga gibi, bir o tarafa, bir bu ta- rafa akıp duruyor,durup akıyordu.Ba kıyorum: tam seyircinin istediği © - yun! Her an' galibiyeti ümit ettiren! ve rakip takım üzerinde tazyikimizin | eksilmek yerine arttığını göstererek son dakikaya kadar heyecanı besli - yen oyun! * Tik devre, işte böyle siki ve güzel bir maçın beraberlik havasile bitti ve |fer, beşinci hayret hâdisesi vukua İgeldi: Dakikalar geçiyor ve Güneş ay İni tâzyiki idame ediyordu. Bu kadar sıkı, uğraştırıcı ve seri bir oyunda on bir oyuncunun bu derece nefeslerini muhafaza edebilmeleri -için hepsinin muntazam bir antrenmana tâbi tutu) dukları belli idi ve işte ikinci haftayi- min sonuna on dakika kalaya kadar devam eden bu nefes kuvvetini görün cedir ki, bana ümit geldi. Filvâki analılar saman &levi gi ikinci devre başladığı zaman bu se-| Pu sol içleri kaleye çekiyor, fakat dün maçtan Dir am cidden fevkalâde bir oyun gösteren Güneş kalecisi kurtarıyor. Oyunun son beş dakikasında Viya- mallar hâkim. Merkez mühacimleri ile sol içlerinin birkaç tehlikeli gütü nü Güneş kalecisi tam isabetli yer tu tuşları ve sıçrayışları ile, kale zaviye- harikulâde bir şütle Güneşin ilk go-İlerinde yakalayıp yakalayıp öldürü- yor ve maç herkesin derin hayret ve memnuniyeti arasmda profesyonel Hakoa ile Güneşin 2 - 2 berabere kal- masile bitiyor!, » Güneş takımının Hakoa karşısın- da Fenerden çok daha iyi bir netice almasının sebeplerini tahmin etmek için allâme olmak lâzım değildir: a—Gilneş, on bir oyuncuya karşı on bir oyuncu tabiyesini takip etti ve bu on bir oyuncu dün on bin kişi karşı - sımda kiliplerinin hangi sınıf bir klüp olduğunu göstermek gayretile bir im- tihan veriyormuş gibi gayret ve di - rilik gösterdi, canlı oynadı ve kendi. ni seyircilere de, klüplere de, isteye ne de ve hattâ istemiyene de, empo- ze etti, dırmak zihniyetile oynadılar ve her- kes kendine düşen işi en iyi yapmağa çalıştı. Bu meyanda Rebii, Melih, Rr- bi zaman zaman parlıyorlar, “fakat Güneşlilerin bilhassa mühacim hattı- na top geçince, bütün seyirciler gör- düler ki, o bes cocuk, seri akm ve ara İmleri b—Bütün takım, takımı kazan «| Dünkü maçta çok güzel bir oyun oynayan Faruğun bir kurtarışı Jza, Torahim, Faruk, Safa bilhassa mü İ kemmel oynadılar. Hele Rebii, Rıza ve Safa dünkl neticede başlıca âmil jon e—Mühacim hat o kadar mükem meldi ki, bana, hükmümü iyice tarta- rak veriyorum, zaman zaman Fener» bahçenin Bedri- Bekir-Zeki - Aldattin- Sabih hattmdaki meşhur ahengi ha - tırlatlı, Eğer böyle giderse Güneşin dünkü mühacim hattı karşısında da yanacak klübü istikbalde merakla Beyredeceğim . iüneş takımı ve hele mühacim hat tunı bu güzel ve bize dün çok zevk vermiş oyunlarından dolayı tebrik e- derim, Dünkü maç bir şeyi İyice göster « miştir ki, bilgi ile ve müsbet fikirler le çalışılan bir yerde netice almamak kabil değildir. ve Güneşin dün aldığı netice onun şimdiye kadar uğradığı çoğu haksiz tarizleri kökünden silip İsüpürecek kadar büyük bir muvaffa- kıyettir. Oyuncuları ne zaman başla» İyap ne zaman bittiği hâlâ anlaşılma- yan birtakım cezalarla tecziye etmek bir muvaffakıyeti olsa olsa ancak ge Fakat hocayı öldürmek « ten ne çıkar? Kabilse alfabeyi orta « dan kaldirmak gerektir ki, bu da bere ket versin kabil değildir. Bir futbol ta kımını birinci sınıf bir seviyaye yük- seltmek davasında dikkat edilecek gey şudur: Anasırı seçmek ve onları çalıştırmasını bilmek lâzımdır. O za- İciktirebilir. , İnül, işte görülüyor ki, bir sende Vi. mazsa nihayet iki senede iz sadasız, fakat en kuvvetli takım - ların karşınına çıkarılabilecek değer- de bir takım yaratmak imkânsız de- gildir. Güneşin aldığı bu netice, ken- dilerine dost olan Fenerbahçelileri memnun edecek ve bu onlara Hako « a karşısında aldıkları fena neticenin sebeplerini izale yolunda çalışmala « rma hız verecektir. Bence dilnkü maç tan soyra Güneş memlekette popü - İler takımlardan biri olmak yolunu İ kendisine açmıştır. Ve bir kere bu İyola dökülen bu derece enerjik bir kuvvetten ise memleket futbolü müt- İlaka ve mutlaka çok faydalanacak « tır. Ali Naci KARACAN Lik maçlarında bir sürpriz Taksimde Hakoa - Güneş maçı ya pılırken Şeref stadında lik maçlarına devam edilmiş ve birinci gümeye bu sene geçen Topkapı emektar Süleyma niyeyi yenerek taraftarlarını bir sür- prizle karşılaştırmıştır. Kk olarak ye pılan Beylerbeyi - Ortaköy karşılaş» masını Beylerbeyi 6-0 kazanmış ve ikinci olarak karşılaşan birinci güme den Süleymaniye - Topkapı maği tah minin fevkinde olarak Topkapının 3-1 galibiyetile nihayetlenmiştir. Kadıköy stadında oynanan Altmor du - Sümer maçını Altınordu 3-1 ka- zanmıştır. Pera 5 Kurtuluş 2 Taksim stadmda büyük maçtan ev« vel karşılaşan bu iki ezeli rakip klü- İ bün müsabakası baştan başa heyecan la devam etmiş neticede Pera kuvvet« İli hasmini 2.5 yenerek galip gelmiştir,