S. Temple'in arkadaşlarına bir makalesi : Bem masıl bir kızım P Her sabah uyanmca ne yaparım bilir misiniz? Gözlerimi açmam ve çok eği bir oyun oynarım. Göz kapa ar rafla sa görünme. #ikı sıkı yumarım ve her Tı, siyah, kormızt ha ğe başlar. Sonra parla talar belirir. Siz de bir ediniz, benim gibi bunları görecek- siniz ve sonra birdenbire gözlerinizi açınız, nerede olduğunuzu farkede- mezsiniz, hattâ biraz da korkarsmız N eğlenceli değil mi? Annemi çok severim. Çünkü bana karken hep güler. Sonra, odamdan babamı, banyoda yıkandığını duya» muslukların sesini duyarım ve yet, babamın duşun altma girdi- rim nih, İlirmüstakbel ortisi çöğük / Waliace Beery'nin tezyesi taman iki çocuk bırakmıştı, Wallace m Beery çocukları sevdiği için onları hemen yanına aldı. Bunlardan biri- 8i 4 yaşındadır ve ismi William Priester'dir. Öteki 9 yaşındadır ,is- ir. Yakında bu ile bir filmde göreceğiz » i suyun sesinden anlar. kalkar, ar- tık işi bittiğini bildiğim için koşa koşa giderim. O bana: — Şirley, der, stüdyoda uslu otur ıİmaz mı? Büyük insenlar ne tuhaftır. Daima çocuklara uslu oturmalarını söyler- ler. Evde öyle, sokakta öyle, stüdy: da da öyle. Sanki kendileri hep uslu mu otururlar? Babam her gün bankaya gider. An nem benimle stüdyoya gelir. Ben daha küçükken her gün San- ta - Monikada bir mektebe giderdim. Ben orada doğmuşum. “Bunu bana ennem söyledi. Mektepte hep çocuk- larla oynardık, şarkı söylerdik. Ben en çok hikâye söy her gün binlerce hikâyeler dım. Bundan başka, mektepe Ben Bard isimli çok iyi birisi vardı. Bü- yüklere ders verirdi. Bana ders ver- mezdi ama beni çok #everdi. Bize jimnastik de yaptırırlardı. Ben jim- nastiği çok severim. Bir gün mektepte bayram vardı. Hepimize güzel elbiseler giydirdiler. Annem geldi, Bana dansettirdiler. Birçok şdamlar vardı. Kocaman #- lektrik lâmbaları yaktılar, bana çe- virdiler, Terledim. Annem bana “şu- nu yap, dedi, yaptım. “Bunu yap, dedi yaptım. Adamlar sevindiler, — Çok iyi, Dediler. Gittiler. Annem bana — Şirley, dedi, hani sen hikâyele- ri severdin değil mi? Şimdi senin için güzel, güzel hikâyeler yâpadaklar. Sonra daha birçok * şeyler söyledi. Artık bebeklerimie oynamıyacağımı, bizi gelip seyreden adamlarla oynr- yacağımı söyledi, Böyle oyunlar bü- yüklerin hoşuna gidiyormuş, Benim hoşuma gitmiyor değil ama, ben, doğrusunu söyliyeyim, bebeklerime hikâyeler anlatmağı daha çok sevi yorum. Bunları size de söylemek İs- terdim, Fakat na yapayım ki bilyük- lerin hoşuna gitmiyor. bunlar, Ben de büyüklerimi dinliyen bir kızım. AMY mp vesini severdim, anlat getirtebiliriz ? Bugüne gelene kadar, memleketi - k defalar çocuk sinemala k projeler ileri sürüldü işi, bir tasavvur, bir dü- nes işinden ziyade bir ticaret işi ol vu, ve memleketimizde film hususi müessesler meşgul olduğu i - çin müsbet bir netice alınamadı. Niçin? Sebebini kısaca anlatalım. rak onu satın almak için verdikleri parayı temin etmek ve ser mayelerini istismar etmek isterler. Yani filmelliği ticaret olarak yapar - lar. Bir filmin memleketimize getirile bilmesi için,filmin tcretinden başka. ayrıca gümrük te vermek lâzımdır ki film gümrük ücretleri, bir hayli mik dardadır. Bu müesseseler, mali bakımdan kendilerine hiç bir istifade temin et- mek şöyle du gümrük ücretini bile korumayacak olan çocuk filmle- ri getirtemezler, Çocuk filmlerini ge tirtebilmek için iki yol vardır. 1 — Doğrudan doğruya çocuk iş- leri ile meşgul olan çocukları koruma kurumu tarafından getirilmişler, 2 — Çocuk filmlerini gümrük res. minden muaf tutmak, Bizce, ikinci yolu tutmak daha doğ rü olur.Çünkü,bu filmleri gösterticek olan sinemacılar, Şehir Tiyatrosunda temisillerine benzer şe ucuz matineler tertip ede- Jirler ve esasen ellerinde bir film ma teşkilâtı bulunduğu İğin, çox, cuk filmlerini memleketin her tara, Üna, ayni şartlarla, yaybilirler. y olan bugün de, bü yı, pek te sathi bile olsa, hatı latmağı faydalı bulduk, Un, le, çö Laurel ile Hardy'yi elbet tanırsınız. Bu gördüğünüz küçük şeytan Mac Farland isimli bir çocuktur ve Lau- rel kıyafetine girmiştir. Küçük Lord Bir zamanlar hemen herkeğin se- ve seve okuduğu bu eser, tekrar fil- me almıyor. Tekrar diyoruz, çünkü “Kilçük Lord” filmi, sessiz sinema zamanında yapılmıştı ve Mary Pik- ford bü film sayesinde meşhur ol- muştu. Sert bir büyükbaba tarafından annesinden ayrılan, fakat tatlı dili, usluluğu ile sert ihtiyarın kalbini yumuşatmağa muvaffak olan Küçük Lord, annesinden ayrı yaşadığı za - man ona arkadaşlık etmiş olanları, refaha kavuştuğu zaman unutmamış bir çocuktur. Bu rolü, “David-Cop- perfielâ” filminde görüp sevdiğimiz Freddie Bartholomew oynamaktadır. Küçük Freddie, fevkalâde kuvvet- li bir artisttir. Onunla beraber, ay- mi filmde, uzun zamanlardır beyaz perde de görmez olduğumuz Dele - res Costello'yu da göreceğiz. Hatır- larda olsa gerek ki, Dolores Costel- lo, Barrymore ile evlenmiş ve sine- ma hayatından çekilmiş idi. Mae West... yandı Amerikada bir bebek ve oyuncak fabrikası, Mae West'e müracaat ede rek unu tasvir eden bebekler yap- mak için müsaade istemiştir. Şiş- man artist kabul etmiş, fabrika derhal, milyonlarca bebek yapmağa başlamıştır. Yalnız, bir gün Fabri - karla yangın çıkmış, ve yapılan be, Bu Yukarda gördüğünüz kız 4.000 İngiliz kızı içinden beklerin hepsi yanmıştır. Alice harikalar memleketinde İngilterede — “Alice Memleketinde mli, isminin de gösterdiği gibi hakikaten harikulâ- de bir çocuk filmi yapılmıştır. Renk- li ve nefis ba filmi, çocuklarımıza gösterebilsek ne mut- ta! Harikalar bir eser olan Bu filmde oynıyan artistler ço- cuklar ve muhtelif hayvanlarla ne- batlardır. Baş artist çocuğu bul mak için, İngilterede kızlar arasın- da bir miisabaka yapılmış, baş ro- le, dört bin kız çocuk arasından se- cilen bir kıza verilmistir. Küçük Lord rolünde göreceğimiz Freddie Bartholomew Shirley Temple'in birçok K rakibi vardır. Bu, yukarda gördüğünüz Wirginin Wii Yaşı Shirley Temple'den fi makla beraber, ona rakip Si gösterilmesi garip değil Mİ “Alice Memleketinde” filminde oynamak üzere seçilmiş olar K