21 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

21 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hi) ——— s Reportaj Sayım Gününde istan- bulun içi Ve Dışı! Pencerelerden Uzanan Başlar Insanı Umacı Giği Görüyorlar 935 Yılı sayım günündeki İstan- | bulun, bizim bildiğimiz İstanbul olmaktan bu kadar çıkacağını, bil diğimiz İstanbula bu kadar az ben- zeyeceğini, doğrusu düşünememiş- tim. Evin köşesini dönüp, ilk rastladı. | im sokağa sapmnca, pencerelerde fısıltılar başladı: — Bakın, bakın bir adam geçi- yor! Ve birçok başlar, sokağa eğil rek beni seyretmeğe başladılar. Bindiğim otomobilin ön camında sa Tı bir kâğıt var, Bu kâğıt, şoför için, bir nevi Laiser « Passer yerine ge- Eülere zerzavat sepetlerile gazete gekiyorlar çiyor: Polisler, bakmıyorlar bile... Dikkat ediyorum, bazı kimseler, | kendilerine serbestçe dolaşma hak» kımı sarı kâğıtlarını, göğüs - | lerine asmışlar. İkide bir, rastladık. ları polise göstermek zahmetinden kurtulmak için... Sultanahmetle Sirkeci arasında, İki süngi askerle birkaç polis devriyesinden başka kimse yok Sayım memurları kapı kapı dolaşı- yorlar, Ortalıkta çıt yok. Yalnız a- rada bir, gazete satıcılarının duyuluyor: — Tan var, Tan.. Kurun, Tan! Bahçekapıda bir sütçünün kapı» sı önünde durduk. Sayım memurla» rı, burada toplanmışlar, içlerinden | biri soruyor: İ i Cumhuriyet, — Özrün var mı, özrün. — Yani sakat filân değilsin ya... Öteki © yumruklarını e sikarak, göğsünü kabartıyor: | — Demir gibiyim!, Fakat tam bu sırada “Tan, fo - to muhabiri; fotoğraf makinesini görüp poz almağa baş- layınca sayım memuru o gülmeğe başlar Demir gibiyim, diyorsun, put gibi duruyorsun! Fotoğraf makinesini gösterdi — Resmimizi alacaklar da... Foto işini bitirdikten sonra, tek- rar yola düzüldük, Eminönünde cinler cirit oynuyor. Balıkpazarı - nın kapalı dükkânlarındaki horoz- lar, hazin hazin ötüyorlar. Bura- larda gözü kapalı dolaşan dam, İstanbulun işlek bir yerinde bulunduğunu, mümkün değil anla- yamaz. İç Erenköyü, yahut ne bile- yim, Rumeli Kavağının sırtları, Bel ki buradan daha hareketlidir. Bir aralık, İstanbulur ' tülü bir şehir olduğundan şikâyet edilmişti. Kürültüden şikâyet eden. ler, 935 sayım günü, Eminönünde şöyle bir dolaşmış olsalar, ya da - valarından © vüzgeçerleri yahut ta, kü yaşamak için, Yılın bütün günlerinde sayım yapılması- memurları evlerde kayit yapıyorlar Bi İstemeğe kalikışırlardı. . Sayım günün evlerde çok neşeli geçtiği belli. Sahneyi gözümüz 6- nünde canlanı iliriz: Büyükba- ba köşe minderine yan gelmiş otu- ruyor. Hanımnine, ortanca bayan, küçükler etrafına dizilmişler, masa nın üstün. gramofon, ların biri kaldırılıyor, öteki Gelsin, şarkı, gelsin gaz: de inceden inceye demlenenler bi- le vardır. Ara sıra, içlerinde, şuna benzer muhavereler oluyor: — Evde türkçeden başka dil konuşur musunuz? — Türkçeyi bile ür.. Hey oğul!, unutmadığımı- za — Yaşınız kaç? — Dur, bakayım, rahmetli an nem öldüğü sene, altı yaşında dim. O yandan bu yana yirmi beş sene mi geçti!. Demek otuz ikisine basmışım! — Okuyup yazmanız? — Okurum da yazamam.. — Benimki aksi, Çat pat yazarım da yazılarımı seçemem.. Şimdiki &, zeteler de karınca gibi yorlar. — Bu küçük torununuz mu? 0 bakma, kı- üme bakarsan kırk altıyım! — Başka dil bilir misiniz, fran- sızca, ingilizce... — Çocukluğumda çatır çatır ! kuşdili konuşurdum! — Soy adınız? Kapısının önünde sayımın ver mecburi istirahatin safasını süren bir vatandaş yorum. Osmanım, bize hoş bir ad takmıştı. Dur bakayım. Kancı de değil, Haske diyeceğim gel i ğıdı dn yanımda yok ki.. , gel oği i vezalimızı eöylayitor efomdisal — Doğduğunuz yer? — Pek essahını diyemem sana! Babam Pilevnede kalmış. Ben an- nemin karnındaymışım. Yola çık- mışız. Moskof arkamızdan kov lar, biz kaçarız. Edirneye mi ge mişiz, yoksa, Hasköye mi bilmem. Orada annem beni doğurtuş. Hay taş doğura idi keşki.. Köşe başlarında polis memurla» kapının önündey- dim, efendi ağabey! işarı uğramış ta ar. — Çocul kasrndan ei dedim. Yakala» Yy e m yazı koyu- | | arada sokaklarda ve mahalle arı w AN Sayım Yurdun Her Yanında Dün Kolaylıkla Ba muş, şehirde tam bir slikünet temin | olunmuştur. Sabahı pek erken sax lerinden itibaren Kollarında bantla Ja her tarafta sayım memurları görül meye başlamıştır. Sayım nasıl başladı Sayım, büyük bir düzen içinde sür Otellerin altlarındaki kah anelerin çoğu a ve otel müşterileri bu muşlardır. Bu fevkalâde günün ma: zârasmı görmek için herkes çök er- kenden pencerelere koşuşmuştur. Bu pencereden pencereye konuşmalar olmuş, birçok aileler gramofon ve rad yoları kurarak, muhtelif tertip ederek eğlenme! bul muşlardır. Pencerelerde uyuk'ayan - taraça ve balkon oparmaklıkla asından ayaklarını sallandıranlar, caddelerin ıssız manzarasını yakından görebilmek kaygusu ile kapıların ba- #amaklarında toplananlar görülmü, tür. Bazı yerlerde yasağın sıkılığı unütarak dışarı fırlayanlar olmuş” tur. Bu gibilere, sayımın sonuna ka - dar bulundukları yeri terketmemeleri lâzım geldiği bildirilmiştir. Kazalarda ve köylerde Nahiyes, merkezlerile köylerde sa- yım çok çabuk bitirilmiştir. Memurla rın getirdikleri defterler, kazalardaki bürolara teslim edilmiştir. Sayımın devamı sırasında ilçebaylar, kamun baylar ve sayım kontrol memurları teftiş vazifelerile meşgul (olmuşlar. dır. İlbay da bazı mıntakalarda teftiş ler yapmış, İstanbul Merkez bürosun da bir müddet bulunmuştur. Her il. çebaylık bölgesi, sayımı bir an evvel bitirmek için çok çalışmış ve sayımda birinciliği, bütün cetvelleri saat 15,27 de göndermek suretile, Sarıyer ilçe- | baylığı kazanmıştır. Beykoz 15,45 de, Ehspresten çıkan yolcular Haydarpaşaya Usküdar 16,05 de, Beşiktaş 16,12 de, Beyoğlu 16,35 de sayımı filen bitir- mişlerdir. Sayım cetvellerini Fatih il- gebaylığı 16,58 de, Kadıköy, 17 de, Bakırköy 17,27 de, Eminönü 17,30 da vermiştir. Adalar, Istanbulda top patladığı zaman sâyım defterlerini yola çıkartmış ve bu ilçebaylığın sa- yım kâatları beklenmemiştir. Merkez bürosu şefi Zühtü ile ilbay muavini Hüdai öğleden sonra Beyoğlu, Beşik taş ve Eminönü ilçebaylık bölgeleri- ni gezmişler, sayım faaliyetlerini göz den geçirmişlerdir. Açık bulundarulan müesseselerd. Sayım münasebetile bazı müesses, ler açık bulundurulmuş ve buradaki nüfus yazımı işleri özel surette yapıl. mıştır. İstanbul Posta ve Telgraf d rektörlüğü, bir gün evvelden verdi. ği ate üzerine kullandığı memur ve müstahdemlerini sabahleyin bir sayım memuruna kaydettirmiş, telgraf mu- haberlerini zamanımda yerlerine u- laştırmıştır. Açık yönetgeler arasm- da itfaiye de her zaman emri bekler bir vaziyette kalmış, ayrıca Telefon öyle birçok kimseleri, polisler kafile kafile alıp karakola götürü. yorlar. Orada sayım kaçağı olarak 25 li Be cezaya çarpılacaklar, Sayım gününün verdi bir tanesi de şu oldu: İnsa; iye. cek olsa, evinde de pekâlâ eğlene- bilirmiş, Sayım yüzünden bütün günü bir arada geçirmek mecburiyetinde ka lan gelin, kaynanalar, yıllanmış ka- rı kocalar arasında geçimsizlik çık- tığını ummuyorum. Dolaştığım sokakların hiçbirin de; ka gürültü duymadım. H. kes, uslu uslu oturmuş, eğleniyor- lardı. ii ğa: — Bu dakikada nüfus kütüğü bir insan daha kazandı! — Demek, bir doğum var! — Evet.. Kadmcağızı hastaneye kaldırdılar. Şimdiye kadar doğur. muştur belki de.. Dünyaya gelmek için kutlu bir günü bekliyen yavrucağa annesinin yerinde olsam “Sayım,, adını ko- ! yardım. — Salâhaddin GÜNGÖR (Baştarafı birincide| | idaresile dektrik sosyetesi de milesse | selri dahilinde vazitedar memurlar bu İ lundurmuşlardır | Denizde Deniz sayımı yapacak Deniz Tisa- ret Hisesi talebelerile diğer sayım me- murları Galata rıhtımında toplanın lar ve orada De Müfit Necdetten tiflerle sayıma başl sekizde özel motörlere binen smemur- lar? limandaki sekiz muntakay: mışlardır. Dün sabah liman hareket eden Asya, Uğur, Anafarta İ ve Erzurum vapurları yolcuları velki geceden almışlardır. Yol bir gece önce vapurda kalmaları s3- yunlarını kolaylaştırmıştır. Başka li- manlardan gelen vapur yolcularının sayımla süvarileri tarafından Ja sayımları yapılan Kocaeli ve Ayten vapurtarının nüfus yazım cetvelleri İstanbul Deniz Tica- İ ret direk üne verilmiştir. Yaban © vapurlarından limanımızda kala » cak olan Romanya vapurunun sayzmı Büyükderede özel bir heyet tarafın. dan yapılmıştır. Deniz sayımı, 12,45 de tama; nış, 4540 inin yazıl dığı anlaşılmıştır. Trenlerde yolcuların — sayımma 7,45 de gelen Treslerdeki i Avrupadan sabahley ekspres yolcularının yazılmasile baş- lanmıştır. Dün sabahiri ekspresle şeh | rimize Avrupadan 36 kişi gelmiş ve | yazım garda yapılmıştır. 36 nüfusun 37 si özel bir motörle Haydarpaşaya gecirilmis ve bunlar oradan 8,30 da kalkan Toros ekspresine bindirilmiş- lerdir. Transit yolculardan başka ge- riye kalan 9 kişi de otomobillerle ev- | lerine gönderilmiştir. Saat 10,23 de| Sirkeciye gelen konvansiyonel yolcu | "larının sayımı saat sekizde Çatalcada | polis nezareti geçiriliyorlar yapılmış ve bunlar garda sayımın 80- nuna kadar bekletilmişlerdir. Ankara dan Haydarpaşaya sast on buçukta gelen trenin sayımı Haydarpaşada ve Adanadan gelen ekspres yolcularının yazımı da Eskişehirde tamamlanmış- tır, Yolcular, akşama kadar trende kalmışlardır. Sayımda aramıza katılanlar Dün sayım sırasmda Istanbul nü- fusuna dört küçük yavru da katılmış tr: 1 — Beyazıtta Soğanağa mahalle- altında Denizde yolcu kontrolü ve deniz sayım memurları sinde Sabiha adındaki bir kadın, sa- bahleyin doğum sancılarile kıvran - maya başlamış ve saat onda sıhbi im- dat otomöbilile kaldırıldığı Haseki Kadınlar hastanesinde bir erkek ço- cuk dünyaya getirmiştir. Yavruya “Sayım Hamdi” adı konulmuştur. — Beyoğlunda Kartal sokakta | 6 numarada oturan tamirci Aleksandr eşi Margerit de kocasınnı tuttuğu o- tomobilde doğurmuş ve Alman hasta nesine götürülmüştür. Çocuk kız- dır.. Fakat babası, sayım münasebe Ji tile dışarı çıkamadığı için çocuğunun kız mı, erkek mi olduğunu ancak ken disine haber verildiği zaman sonra » İ dan öğrenebilmiştir,. İ 3 — Küçük Ayasofyada Cami «o kağında on beş numaralı evde oturan Abdullah ustanın oğlu İsmail de dün on dakika ara ile biri kız, biri erkek olmak Üzere iki çocuk babası olmuş» tur. Ana, baba, oğul ve gelirden ku- rulu aileyi büyük sevince katan bu İkiz ve gürbüz yavrulara Hayriye Sa yım, Hayri Sayım adları konmustur. Hayri, Sayım memurunun evdeki nü» şarıldı 21-10.935 sema ı Konvansiyonelin getirdiği yolcular sayımın sonunu kompartiman pen- ceresinde fusu yazmağa geldiği bir sırada dün- yaya gelmiş ve hemen o anda genel nüfusa katılmıştır. Ebe, sayım me cuna ufacık bir vurddas daha kavde- İJssiz sokaklarda inzibat debilmesi için on dakika kadar bek- lemesini rica etmiş ve memur ikinci &vde yazım ile meşgulken İlayriy de doğmuştur. Hastaneye | kaldırılan. lar, o cezalandırılanlar Şehirde, bir taraftan birçok aileleri sevindiren doğumlar arkası arkasma sürerken öbür tarafta da ulak tefek kazalar, hastalananlar o görülmüştür. Sabahleyin, Fındıklıda bir kadın, a - ğrr sürette baatalanmış ve ümitsiz bir halde iken Haseki kadınlar hasta nesine kaldırılmıştır. Beyoğlunda Ha lâskâr Gazi caddesinde Avram ismin de bir küçük çocuk, apartımanda ken dini yazdırmak için merdivenlerden inerken düşmliş, başımdan yaralan - mış ve çocuk hastanesine kaldırılmış tır. Bu arada diğer bir çocuğun kası- ğı çatlamış ve fıtıkları dışarı fırlamış tur. Bu yavru da Çocuk hastanesinde tedavi altına alınmıştır. Sarıyerde tü tüncü Kâmilin/ annesinin de hirden- bire hastalandığı jandarmaya haber verilmiş ve kadının evine kadar gön- derilen doktor ilk tedaviyi yapmıştır Sayım sıralarında polis Vakaları he men hiç görülmemiştir. Yalnız Sirke- cide Reşadiye otelinde bir yaralama hâdisesi olmuştur. Hâzrm isminde bi risi arkadaşı Mustafayi çapa ile başın dan yaralamıştır. Sayım sırasında do- laşma ,vesikası almadan dışarı çıkan» lardan yirmi beş lira ceza alinicağı nı bilen herkes, emre tamamen baş eğ miştir. Yalnız bazı yerlerde, bilhas- sa bir iki kazada ufak tefek yakalan malar olmuştur. Sayımın devamı es nasında Usküdarda bir gazoz arabası tutulmuş ve yapılan tahkikata ara- de izin vesikası olmadığı | . Beyazıdda da bir genç, komşusuna gitmek Üzere akşama doğ ru evinden çıkmışsa da polisler tara- fmdan tutulmuş ve Beyazıt birinci ko misetliğinde sorguya çekilmiştir. Ekmek buhranı sürdü mü? Dün Cerrahpaşa ve Haseki tarafla rında halk ekmeksizlikten çok kork- müş ve daha sabahtan itibaren ekmek getirtebilmek için çareler aramıştır, Mahalle aralarında ve caddelerdeki | bütün fırınlarda ekmek bulunmasına rağmen halkın dışarıya çıkamaması bütün o civar halkını endişeye düşür müştür. Ekmeksiz kalanların ricn ve mrarları üzerine nöbetçi polis ve erat bekliyorlar lâr ekmek İsteyenlerin ihtiyaçlarını temin bususunda yardımda bulunmuş lardır. Hülâsa genel nüfus sayımını dürdutabilecek hiç bir hâdise olma * mış ve İstanbul tam sükün içinde bi? gün yaşamıştır. Sayım defterleri toplanıyor Her ilçebaylık, bölgesi içindeki na hiye ve köylerin sayım cetvellerini tam o'arak topladıkça otomobillerle, übaylılşaki merkez bürosuna gönder miştir. Büroda toplama ve ayırma fas aliyetleti bilhassa saat on beşten son» ra örtamş ve her kazadan gelen evrâs kın geliş zamanları dakikası dakikast na tesbit olunmuştur. Yurdda henüz sayım defterlerini göndermiyen kaya ların sayım sonuçlari beklenirken, İ halk ta dışarıda pencerelere, kapılara yığılarak atılacak topu sabırsızlıkla beklemiştir. Eminönü mıntakasının sayım evrakı 17,30 da büroya gelmiş tir, Adalar ilçebaylığı da ancak 17,30 du defterleri yola çıkarabilmiştir. Bu durum, büroya haber verilmiş ve ge nel nüfus sayımının bittiğini ilân et- mek üzere harekete geçilmiştir. Beyazıt kulesine parula veriliyor lu olsun!,, parolasını vermiş, Suphi saat on yedi buçukta otomobille Be- yazıda giderek, top atılışını kuleden bizzat idare etmiştir. Sayım bürosun- dan Zühtü, ilbaylıktan telefonla “kut lu olsun!” parulasını vermiş, Suphi de ayni karşılıkta bulunmuştur. st tâm 17,42 de, Selimiye, Okmeyda- nı, Davutpaşa ve Beyazıt meydanla- tındaki bâtaryalara kuleden işâret ve rilmiştir. Kulenin en geniş kısımların İda bulunan büyük balonların uçları- na sağlı sollu iki Türk bayrağı asıl « mış ve ayrım akşam karanlığı bastığı için balonlara muhtelif renkli 12 lâm Ebe evleri dolaşıyor İ va takılmıştır. Sayımın bittiğini göse teren kule işareti, topların duyulma» dığı yerlerden de görülmüş, Jimanda bulunan bütün vapur ve gemiler dü- düklerini öttürmeğe başlanmışlardır. Topların — patlamasını mütcakıp, halk sokaklara dökülmüş, neşeli ka | fileler birkaç dakika içinde ve bir a- kın halinde caddeleri doldurmuştur. | Sinemalar, sayım bittikten sonra derhal #canslara başlamışlar, (Pazar günü açılması mutat bütün dülkkân- lâr bir saatin içinde çalışmağa koyul muşlardır. er Kaza merkezlerinde sayım memurlar: doldurdukları defterleri iade ediyorlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: