MEMLEKETTE TAN Bir Çocuğa Yıldırım Çarptı Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Mehmet isminde küçük bir çocuğa şehir dışmda yıldırım isabet etmiştir. Taşlıdere ba- yındırlık idaresinin yol inşaatında çalışan babasına yiyecek gö- türdüğü anlaşılan bu yavru, derhal kömür haline gelmiştir. Kü- çüğün cesedi muayene edilmiş, defni için müsaade verilmiştir. Soğukkaplıcadaki Bayram Sıvas, (Özel aytarımız bildiriyor) — Avcılar bayramı, Soğuk Kaplıca sırtlarında büyük bir eğlence içi Bayrama iştirak eden bütün avcılar, av mi lerdir. Göydun köyünden Mehmet, en fazla av vurarak birinci- Tiği almıştır. Kulüp, Mehmede mükâfat olarak bir av tüfeği he- diye etmiştir. Fırtına Evlerin Damını Uçurdu Adana, (Özel aytarımız bildiriyor) — Son yağmur ve fırtına $ehrimizde bir hayli tahribat yapmıştır. İstasiyon civarındaki üç büyük elektrik direği yıkıldığı gibi yine o civarda birkaç evin damı uçmuştur. İnsanca hiçbir zayiat olmamıştır. Hava, dün sabahtanberi düzelmeğe yüz tutmuştur. Köy Muhtarlarına Dersler Bursa, (Özel aytarımız bildiriyor )— Örhangazi ilçesi muh- tarlarına köy kanunları ve idari usuller hakkında dersler veril- miştir, Bir haftadanberi süren bu dersler dün bitmiş, aytılış şe- refine bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette bütün ilçe işyarları bu- Junmuşlardır, idamını istiyen Bir Katil kutlulanmıştır. İbakasırla girmiş- "Antep, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bostancı lâğübını takı. nan Osman isminde azılı bir katil bundan bir müddet önce hapi- saneden kaçarak iki kişi öldürmüştü. Osmanın duruşması, ağır ceza mahkemesinde bitirilmiştir. Suçlu, son söz olarak idamını istediğini söylemiştir, Mahkeme heyeti Osmanın ölüm cezası çarptırılmasına karar verilmiştir Yeni Okullar Açılacak Merzifon, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bu sene okullara ta- İebe tehacümü pek fazladır. Bu yüzden İstiklâl okulunun son $i- nıf talebesi diğer iki okula verilmiş, birinci smıflar için de yeni bir şube açılmıştır. Buna rağmen, müracaatların arkası henüz a- Imamamıştır, Sınıfların mevcudu 60 tan aşağı düşürülememiştir. Kültür direktörlüğü, ilçede yeni'bir okul acılmas rinde incelemeler yapmaktadır. kânlarr ise, Hekimhana Su Getirtilecek Akçedağ, (Özel aytarımız bildiriyor) — Akçedağ ilçesine bağlanan Hekimhanda bu yıl yeni bir uray binası yaptırılması kararlaşmıştır. Kasabanm giriş ve çıkış yerlerindeki mezarirk- lar kaldırılacak, toprak rengindeki evler beyaza boyanacaktır. Uray, su ihtiyacını karşılamak için hazırlıklara başlamıştır. Ay- rıça ilçenin telefon şebekesi de tamamlanacaktır, ri gp Z 5 N 'Akçedağın umumi görünüşü Mısırlı bir kadın! Gazeteci Yalovada i kaplıcalarda mes- lekdaşları ile beraber Yalova, (Özel aytarımız bildiriyor) Mısır gazetelecilerinden Nimet, ilçe- mize gelerek gezilerde bulunmuştur. Gazeteci kadın, bütün köyleri ve mek tepleri dolaşmış, incelemelerde bulun- muştur. Yalovanın bir cennet oldu- ğunu söyliyen Nimet, “Yalovada Cen net” mevzulu bir makale serisi İrazır- İsyacağını söylemiştir. Kadın gazete- ci, buradan iyi intibalarla ayrılmıştır. Denizlide dil bayramı Denizli, (Özel aytarımız bildiri. yor) — Dil bayramı Denizlide Hal kevi önünde çok kalabalık bir kütle- nin iştirakile parlak bir şekilde ya- pıldı. Törende lise türkçe öğretmeni Osman'ın türkçe söylevile başlandı. Onu, bir öğrenciğin özdille yazılmış iiri arkaladı. Halkevinin bandosu da İstiklâl ve Kurultay marşlar: çalarak töreni canlandırdı. Gece de evin tem- sil kolu (Himmetin oğlu) piyesini oynadı. Ekmek fiatına zam İ Balıkesir, (Özel aytarımız bildiri- yor) — Uray, buğday piyayasına uyarak ekmek fiatlarmı 20 para art- tırmıştır. KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ !| * Aydın, (Tan) — Di bayramı münasebetile dün akşam Aydın Hal- kevinde' bir toplantı yapıldı. Erkin lik marşı ile başladı. Mızıka Cümhu- riyet yeminini çaldı, Dil tarih şubesi başkanı Hulüsi Aksudoğan Türk dili ve dil verimi hakkında bir konferans verdi. “Türkçe şiirler okundu. Orta | okulalılar kurultay marşı söylediler. Onuncu yıl marşı çalınarak toplantı- ya son verildi. © Aydın, (Tan) — Aydın spor bölgesi başkan: inhisarlar başdirek- törü Sırrı Hun Malatyaya kaldrıldi- ından boş kalan spor bölgesi baş- kanlığına parti başkanı Etem Kadri Örden seçilmiştir. « * Çanakkale, (Tan) — Halkevi kış için bir bazrılık yapmaktadır. Bu Yıl evin her şubesine daha fazla No. 142 YOSMA! Etem İzzet BENİCE nöbetçi direktörle de başkomi- serle konuştuklarını konuştu. Oradan tıpkı o karşılığı aldı: — Böyle bir olgu yok! Sabah Sabahtı. Fazıl balkondan penter&ye, pencereden kapıya, odadan odaya koşuyor: — Güney nerede kaldın?. Diye çırpmıyordu. Geceyi hep böyle geçirdi, apartmanın sokak gören her deliğinden Güneyi böyle arattı, böyle gözetledi, böyle çırpındı! Artık yorgun- luktan dermanının kesildiğini, bacaklarının titrediğini, göğde- sinin heyecan, üzüntü, merak ve bekleme sar'asına tutulduğunu hissediyordu. — Oof. Ayakta duramıyo- rum! Diye bir köşe koltuğuna çök- tü ve bir yanardağ gibi ateş f1ş- kıran başını elleri arasına aldı. Akşama doğru Fazıl baygındı. Canı sert, di- kenli, demirden bir çember içi- ne alınmış gibi sıkılıyordu. Ayakta duramıyordu, oturamı- yordu, düşünemiyordu, konuşa- mıyordu, yürüyemiyordu, gö- ğüs darlıklarına uğruyordu. — Allahım ben ne yapaca- ğım?. Diye çırpınıyor ve hep tek şey söylüyordu: — Ben onsuz yaşıyamam! Daha ertesi gün Bir polis inspekteri, bir sivil komiser apartımandaydılar. Fa- zil; — Artık beklenecek gibi de- gil. Bütün umudlarım kesildi!. Bundan ötesinin içinden polis çıkar.. Diye güven direktörü ile gö- rüşmüş: — Karım kayboldü. Öldü mü, öldürüldü mü, ne oldu bilmiyo- rum. Ö ölmemiş, öldürülmemiş olsaydı hasta, kör, topal ne ol- sa gelir, beni, evini bulurdu. Diye bütün polisi telâşa ver- mişti, — En çok öldürüldü diye kor- kuyorum. Elinde dört beş yüz bin liralık bir para vardı. Önun, büyük, şehit kadar büyük bir apartıman yaptıracağı duyul - muştu. Büyük plânlar hazırlatı- yordu. Karımı mutlaka öldür- müş olacaklar!. Diyordu. Ve.. bunun içindir ki, ilk iş olarak güven direktörü eve bir inspekter ve bir de ko- miser m işti. Bunların iki- 8i de İstanbul polisinin gözdesi detektiflerdi. Kaybolmuş kadın, kesilmiş kafa, kırılmış “kasa, gizli kalmış kanlı, ölümlü bütün olgularda bin bir başarıkları vardr. İnspekter sordu: — Karmızın fotoğraflarını görebilir miyim?, Hem bize lâ- zım da olacak. Fotoğrafları ço- ğaltmak, bütün karakollara yaymak-ilk işimizdir. Fazıl: İ cenmete gidecekleri temin — Getirevim!. SAĞLIK ÖĞÜTLERİ NAR NEYE BENZER ? V Bu zamanda bir genç kadına, ya- nakları nara benziyor, diye kompli- man yapmak İsterseniz, bu teşhihini- zin hoşa gideceğini hiç sanmıyorum. Fakat Tevrat kitabrma bakarsanız €s- ki İsrail oğullarınca bir kadının gü- zelliğini anlatmak için yanaklarını na» ra benzetmenin pek şairce bir teşbih olduğunu görürsünüz. Nar İsrail oğulları arasında hem bü kadar güzel, hem .de hahambaşıların âyin elbisesinde işlemeden resmi ya- pılacak kadar kutsal sayıldığı halde, onun vatanı ne Mısırdır, nede Filis- tin. Yemişlerin en çoğu gibi nar da ilk önce bizim Anadoluda, doğu ille- sinden çıkmıştır. Ancak nar efsanesi- ne bakılırsa bu yemiş eski Anadoluda pek makbul tutulmamıştır Çünkü ef Sane, tanrıların narı haşarı, Agdestis'i cezalandırmak için yarattıklarını, şim- | diki Sakarya suyunun kızı olan Nana da nar tanelerini göğsüne doldurduğu için talihsiz çocuk doğurmakla ceza gördüğünü söyler. Narın asıl kendi vatanında yüz bu- lamadığından dolayı olacak ki, eski zaman hekimleri ona pek çok hassa- lar isnat edememişlerdir. İpoktat na- rm kabuğunu yaraları onarmak, ta- nelerinin suyunu da yüfek ağrılarını geçirmek için kullanırdı. Ondan son- ra gelen hekimlerden bazıları narın suyunu göz ilâcı, yahut burun ilâcı diye kullanmışlardır. Nar çiçekleri de bayanlarda beyaz çiçekler hastalığına karşı kullanılmıştır. Narın yemişile çiçekleri hekimlerin gözünde pek az rağbet gördüğü hal- de, ağacının kökündeki kabukları s0- lucan düşürmek için, daha geçen as- rm hemen hemen sonuna kadar, her devirde pek makbul tutulmuştur. Es- ki zaman hekimleri onu yirmi dört saat su içinde tuttuktan sonra kaynat- &rarak içirirlerdi. Sonraki hekimler ilâca daha modern bir gekil vermek için ondan türlü türlü özetler çıkar- mıslardı. Bügün narın ilâç olarak modası ar- tık geçmiştir. Fakat, tatlısı olsun, ek- şisi olsun, nar yemiş olarak pek çok hoşa gider. Tanelerin içinde besleyi- ci azotlu maddeler ancak yüzde ya” rım kadar olmakla beraber şekeri yüz- de ondan ziyadece olduğundan kuv- vet verici bir yemiş sayılır. Ancak narın tanelerini yemek bay- lice hünerli bir iştir, Tanelerinden hiç birini yere düşürmeden yemek pek güç olduğundan bunu başarabilenlere » Cen- nete, cehenneme inanmıyanlar da işi kolaylaştırmak için onu soydüktan sonra tanelerini tabağa koyarak kaşık kaşık yerler. Fakat bu da, nar me- raklılarınca, bu yemişe karşı adeta bir hakaret sayılır. Onlar, doğru usulün, narın kabuğu soyulduktan sonra'be- yâz bölrnelerin aralarındaki kırmızı taneleri çiğnemeden ağızda emmek» tir. Bu da haylice vakit alır. Onun için narın en iyi şekli, onu şurup olarak kaynattırıp şerbetini iç- mektir. Nar şerbetinin pek nefla bir içki olduğunda hiç kimsenin şüphesi yoktur. Şurubun içerisine, iyi cin- sinden, biraz alkol katılırsa bütün yıl gekerlenmeden saklanılır ve misafir geldiği vakit ikram edilecek en iyi şey olur, Lokman Hekim verilerek azami randıman alınmağa çalışılacaktır. * Gediz, (Tan) — Parti kurağı önündeki meydanlıkta (Binlerce hal kın iştirakiyle geniş bir toplantı ya- pıldr. Bu toplantıda İlçebay Aziz sa- yın genel nüfus sayımının önemini, halkın, sayım memurlarmın vazifele- rini belirtti, Dedi, git Yatak odasında ve salonda en yeni fotoğraflar- dan birer albüm olduğunu bili- yordu, Fakat, arandı arandı ne albümleri, ne de evin içinde Gü- neyin bir tek resmini bulabildi. Delirecek gibi geriye geldi: — Resimler yok, Ve. ilâve etti: me A içinde bir tek fotoğraf bırakılmamış! Hepsi birden çalınmış!, Ve.. gırtlağını yırtan boğuk bir sesle haykırdı: — Karımı öldürdüler, Komiser: — Ama siz sinirlerinizi böyle gevşetirseniz biz hiçbir şey ya- pamayız.. Dedi, sözünü sürdürdü: »— Hiçbir yerden resmini bu- lamaz mıyız?, Bir tane olsa bi- ze yeter, Doktorun birden aklına gel- di: — Portföyümde bir fotoğra- fisi olacak! Cüzdanını çıkardı: t — Bilmem işinize yarar mı? Diye kâğıtlar içinde sarılı kü- Mas KARI MEKTUPARI Ampuller pahalı mı satılıyor? “Istanbulda halk, ampül satışında hazırlanan matbu listelerle aldatıl- maktadır. 20 « 25 kuruşa alınması kabil olan ampül, piyasada 40 - 44 kuruşa satılmaktadır. Bunun önüne geçmek için alâkadarların tedbir al- maları lâzımdır.” Kasımpaşa Bahriye cadde- si 97 numarada 'Emin Demirel Bakalorya talebesinin bir dileği Lise bakalorya okurlarından 108 genç adına gönderilen bir mektupta deniyor ki: “Bundan birkaç gün evvel eski usul bakalorya örneğile olan srnaçla- rımiz bitti, Bizler, birer gruptan ka- zanamadık. Bu tek grup yüzünden bir senelik hayat ve istikbalimizi kay- bettik. İki yıl önce olduğu gibi, tek grup yüzünden sınaçta karanamıyanlara Üniversiteye girmek hakkını verme- sini Kültür Bakanlığından yalvarıyo- ruz.” Bir babanın isteği “Rus harbinde askerlik ettim. Dört sene esir kaldım. Kolumdan, ayağım- dan ve karnımdan sakatım. İlbaya iki defa dilekçe verdim, ço- cuğumun bir yatı okuluna yazılmasını diledim. Cevap alamadım, Oğlumun bir yatr okuluna alınmasına imkân yok mudur?” Cibali Sivrikoz mahallesi Kasım sokağı 23 numa- rada Haydar Rir adı —? Gedikpaşada Saraç Ishak mahalle» | sinde 4 numaralı evde oturan Ayşe isminde bir okuyucumuz yazıyor: “Maaş almak için Eminönü Kays makamlığına baş vurdum. Orta katta bir parça beklemek zarureti bâsel ol. du. Salonda bulunan kanapelerden birisine iliştim. İki açık pencere ara- sında bir saat kadar oturdum. Eve döndüğüm zaman yatağa yattım, has- talanmıştım. gittiğimiz kay- makamlık binasında iş sahiplerine bir oda gösterilemez mi?” Bakımsız bir sokak Gedikpaşada Esirci Kemalettin Ca- FAZLA SOZE NE HACET? « VARAN ÜÇ ! smmm 710-935 mi sokakta 12 numarada Ali Er yazıyor: “Gedikpaşada Emin Sinan nin karşısındaki sokak, bak: tan aptesane haline gelmiştir. kuyu sokağı da pislikten geçil cek bir haldedir. Terkos, Sular İdaresine bağlan tan sonra 300 den fazla ev İstifade ettiği Saraç İshak Paşa mesi haftada ancak iki gün al başlamıştır. İlgililerin dikkatini menizi rica ederim." ? Kadıköy urayından bir iste Kadıköyünden bir okuyucumuf İ yor: “Kadıköy Urayının gözlerini badem ve İkbaliyeye çevirmesini, yorum. Bu taraflarda yalaktan Kayışdağı suyunun yol ortasındâ riktiğini ve bilhassa Rasim köşkündeki büyük köpeklerin akşam evine dönenlere saldırarak hatsır ettiklerini görüyorum. H bu sokaklarda bir havagazi feneri! yoktur. Hepsine değilse de bir ikisine bulabildcek olan Kadıköy Uray bu işlerle ilgilenmesi çok yerinde caktır i irtihal iğ Cevahirci zade Bay Abdül oğlu Altmordu kHibünden Bay Fiğ yin tutulduğu hastalıktan kurtulff yarak çok genç yaşında iken dün” bah vefat etmiştir. Cenazesi saat 10,30 da Kımltopraktaki kaldırılarak Osmanağa camiinde mazı kılındıktan sonra Sahrayı C. aze 3 ag müesseseleri Bütün kitaplarının, Le dosyanızı, Ecnebi ve Ti Babşiş ve ilân ücretleri tamamen kaldırıldı! İLDİZ (Etoite) UKiye sinemi larının Yıldızıdıl Birinci Viziyon - Muhteşem Eserler çük bir fotoğrafiyi çıkardı — Karım bana bu resmini söz kestiğimiz vakit vermişti. Ö za- mandanberi cüzdanımda sakla- rım ve burnumda tüttüğü sıra- larda çıkarır çıkarır bakarım? Polis inspekteri resmi eline alır almaz, uzun uzun, özenli özenli baktı, sonra yüzünde der- lenen çizgileri birden dağıtarak: — A.. Bu Yosma!, Diye haykırarak fotoğrafiyi elinden attı. Adamcağız biç uri- madığı, beklemediği, büyük, en büyük bir sürprizle karşılaşmış gibi sızılı bir şaşkınlık duyarak soruyor ve söyleniyordu: — Bu mu senin karım?. Ayol bu Yosma!. Önu en iyi ben tanırm.. Nereden çarptı bu kadın se ni? Komiser kaşlarını çata çata: — Bizdeki yazılı kadınlardan mı?, Diye soruyordu. İnspekter: — Hayır, polise düşmemiştir. Yazılı orospu değil ama, oros- punun daniskasıdır. Kurnaz, 2€- ki, dakikada bir makivai değiş- ! tiren, güzel, üstün güzel, ket kan, bir bakışta gözüne tal ğı adamı sendeleten bir kağ dır. Bir günde on kılığa gil baştanbaşa değişik hüviyetl€ ribirinin tersine on kadınm Tünü başarabilir, Önun a ye tanıdığı ve çekindiği adam bendim. Benim de şa hk içinde ve zoruzoruna &© yabildiğim tek kadın oyduk Doktor baygın bir haldi ağzından köpükler geliyord sözlerin çoğunu dinliy: İnspekter sözünü & du: — Bana da onu bir ra: tanıtmıştı. Belki görüp te yamadığım birçok durumlüf olmuştur. En son bir akşam Mektep sokağında görmi Ondan sonra izini kayi Demek ki, sizin karınız 4 Tuhaf, çok tuhaf bir şey. © Ve.. soruyordu: — Bilerek mi aldınız?. Hangi randevü evinde mıştınız?, Metres mi oturuyordu?. (Arkası