29 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

29 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 ALMANLARIN GÖZİYLE Türkiyenin e giden Neweste Nachrichten'den: Türkiyenin değerli Ekonomi Baka- nı Mahmut Celâl Bayar, geçenlerde Izmir panâyırının açılışı münasebeti- le bazı esaslı izâha.ta bulunmuş ve bilhassa ekonomik | İiberalizme karşı tamamile muhalif bir vaziyet almuş- tır. Bakan, bunun hiçbir fayda temin etmesine imkân olmadığını ve cihan ekonomisinde de tamamile terkedildi. ğine göre, bilhassa Türkiye için çok gayrimüsait olduğunu ve ancak dev- letçiliğin muvaffak olacağını söyle- miştir, Meselâ Türkiyenin dış tecim siyasası, Türkiyenin istihsal maddele- rine öyle geniş sürüm alanları bul. muştur ki, bunların doğrudan doğru- ya serbest tetimle elde edilmesi kabil değildi. Şimdi ihracatçılara düşen ödev, bahşedilen imkânlardan istifade etmek, fakat ayni zamanda bir ulusun genliğinin bütün özel kazanç arzula- rına takaddüm etmesi iâzrmgele unutmamaktadır. Yani bası fevkalâde şartlardan istifade için fiyatların kas- ten yükseltilmesi yasak olduğu gibi | Ayni zamanda tam bir temizjiğe itina etmek her tecimerin ödevi olmalıdır. Gâye bir defalık bir vurgun vurmak değil, daimi müşteriler tedarik etmek. | tir. Bu kararlara aykırı hareket eden- er, müsamahasızca cezalandırılmalı- dırlar. Memleketin dahili ekonomisini de hükümet idare edecektir, çünkü halkım iktisadi menfaatlerine hangi tedbirlerin daha uygun geleceğini an- cak © bilir. Biz Almanlar, bu kadar makul esas ları memnuniyetle karşılarız, esasen Türk- Alman tecim münasebetleri ay- dan aya genişlemektedir. Alınan yeni tedbirler sayesinde, hükümet umde- lerinin bilhassa üçünün pratik tesir« leri, bilhassa beş yıllık endüs.ri plâ- nile büsbütün tebarüz etmeğe başla muştır. Türkiyenin yeni madencilik huku- ku, bu alanın yüzde yüz uluslaştırıl. masına, karar vermiştir. Maden ocak» larında veya bu İşle alâkadar diğer gruplarda çalışanlar (birkaç istisnai haller hariç) tamamen Türk tabiiye- tinde bulunacaklardır. Bu yeni kanu- nun hükümlerine uygun olmıyan ma- den ocakları imtiyazları, ufak bir taz- minat mukabilinde devlete geçecek- tir. Devlet, yapılan araştırmalarda ve umumiyetle idare işlerinde daimi bir murakabe hakkını haiz oldağu gibi icap ettiği zaman müdahale etmek iyetine de sahiptir. Yabancı te ere yer bırakmıyan yeni kanunun esas hatları bundan ibarettir. Alınan tedbirlere gelince, bunlar da kısmen ulusal müdafan ve kismen ekonomik meseleler bakımındân dü- sünülmüşlerdir. Türkiye kömür ocak- larındaki faaliyet gün geçtikçe art- maktadır. 1925 teki yıllık istihsal ancak 558.000 ton iken bugün 2,29 No. 130. ÜOKIRMIZI VE SIYAH Birdenbire: “Ben burada haysiye- te dokunacak bir rol o Oymuyorun diye düşündü. Ama o bâsır sandal yeden, pek de sala sayılmıyı bir yol bulup kalkmak Jarımdı. Büş ei başka bir işe saplanmış olan yalini zorlayıp bir çare, yeni bir şey bulmağa çalıştı. Bunun için bafı- zanın yardımına ihtiyaç vardı; hal buki Yulien'in hafızası, itiraf etmeli ki bu gibi işlerde haylı fukara idi zavallı çocuk kibarlar aleminin adet- lerini daha iyice kavrıyamamıştı. İş- te bunun için de Salondan çıkıp gi- derken herkesin dikkatine çarpacak derecede bir acemilik gösterdi. Çek- tiği üzüntü bütün halinden, tavarla- rından belli idi, Üç çeyrek #aatten beri orada, adam yerine konulmadığı zahmet edilip kendisinden saklanıl. | mıyan aşağı sınıftan bir cansıkıcı r9- İü oynamıştı. Neyse ki önürdeşlerini (rakipleri ni) tenkit gözünden geçirmiş olması, felaketini pek büyük bir facia sayma- sının Önüne geçti: iki gün önce olup biten Şeyleri hatırlıyor da gururu bir az sükünet buluyordu. Yalnız başma | lip gelmiyeceğini beklemektir. T İ manya, yılda 16.000 ton (1934 » İ Tarım Bakanlığının. beş yıllık plânr | | | daha fazla izahat vermeğe imkân yok- | vilâyetlerinğde yaptığı inceleme gezi- Ekonomisi tren hattında bir köprü. milyon tonu bulmuştur. Türk kömürü sade Italyaya ve Yunanistan gitmi- yor, Bükreşe, Budapeşteye, Viyana Havagazi Şirketine hatta kahve ile mübad edilmek üzere ta Brezilya. ya kadar gönderiliyor. Bununla be- raber bu işlere Önemli miktarlarda Fransiz ve İtalyan sermayesi yatırı). dığma göre şimdi yapılacak şey, ol- dukça kıt olan Türk sermayesinin ye. ni açılan bir faaliyet alana kâfi ge- yenin devletleşmesile Alman endüstri» sine gerek mevcut tesisatın daha mo- dern bir şekle konulması ve gerek ye- niden vücuda getirilmesi suretile bir- gok yeni imkânlar doğacağına da şip- | he yoktur. Krom istihsalindeki durum | da âynidir; nitekim 1934 te 13 ton krom istihsal etmek suretile, kiye dünya krom istihsal eden men- leketlerin başına geçmiştir. Alman ikinci tedbir, pamuk tarımını yeniden ganize etmek suretile gerek mem» leketin kendi ihtiyacını, gerek çılat için lâzımgelen miktarı temin etmek- tir. Hükümet tarafından açılan bir- çök yeni pamuklu fabrikalar sayesin- de mevcut iğ adedi'üç yıl içinde 115.000 den 231.000 e çıkacaktır. A) 35) | pamuk almak suretile Türkiyenin en bellibaşlı müşterisi sırasına girdiği gi- bi. uzun zaman daha fazla pamuk al mağa kazır olduğunu da bildirmiştir. bü işi tanzim edecektir. Bu hususta sa da kısaca hulâsa etmek lâzimgel diği takdirde kısa lifli yerli kalitenin | yavaş yavaş iyi kalitedeki Mısır ve Amerikan tohumlarile ilah edilece- gini söyliyebiliriz. Esasen en bellibaş- İk pamuk alanlarında (Kilikya, İzmir hinterlandı, Sakarya ovası) 1937 yılı na kadar 200.000 hektarlık bir arazi | üstünde pamuk £ yetiştirilecektir. Fa- kat bununla da iktifa etmiyerek orta, güney ve doğu Anadoluda birçok yeni pamuk tarlaları vücuda getirilecektir. Bu tekâmül, hem Almanyada nebati kumaşların dokunmasına elverişli ham maddelerin tedarikini kolaylaştırmak bakımından, hem de Türkiyeye yapt» | lan satışları contre-partie'sini teşkil etmek bakımından, her memleketten evvel Almanyayı memnun edecek bir keyfiyettir. | Başbakan Ismet İnönü'nün doğu | sinden aldığı intiba, bu bölgelerin | diye kadar büyük bir ihmale uğra ir. Döner dönmez Cilmhurbaska- nı Kamâl Atatürkün başkanlığı altın. da toplanan Bakanlar Kurulunda, çok ömamli karar alınmıştır. Başbakanm bu geziden edindiği inribaların neka. dar derin olduğumu, bütün diğer ba- kanların da doğu vilâyetlerine gide STENDMHAL bahçeye çıkarken içinden: “Onlar bana karşı bin bir östünlükleri ola bilir, diyordu, ama Mathilde tenez- zül edip bana hayatımda iki kere | tattırdığı lutfu onların hiçbirine gös” termedi.,, Ada bu akıllı, usluca düşünceleri daha öteye varamadı. Kaderin bir çil- vesi olarak şimdi bütün saadetine mutlak bir hakim kesilmiş olan © ga- e kizin tabiatini hiç de anlamıyor- iu. Ertesi gün atını da, kendini de öl düresiye yordu. Akaşm Mathilde yi- ne mavi kanapeden ayrılmadı; ama Julien onun yanma gitmek sevdasma düşmedi. Dikkat etti, ev içinde kar- şılaştıkları vakit cotnte Norbert ken- disine bakmağa bile tenezzül etmi- yordu. “Bu adam tabiati iktızası pek terbiyeli, naziktir; bana böyle mua. mele etmek için kim bilir nefsini ne kadar zorluyor !,, diye düşündü. Jalien için uyku bir bahtiyarlık olacaktı. Vücudunu oyormasına rağ- men, o gayetle gönül çekici hatıra- İ nelere razı? da at koşturmakla ancak kendi hisle. lar bütün ruhunu, hayalini kavrama» | ğa başlıyordu. Paris civar koruların- | T Habeş imparatoru Times gazetesinin özel müha- | birine beyanatta bulunan Habeş imparatoru, Habeşistanın şu şartları kabul etmeğe hazır ol- duğunu bildirmiştir: | -- Denize mahreç verilmesine mukabil Ozadan arazisinin İtalyaya terki. 2 — Italya tar cek paraya mukabil da Malyaya arazi terki, 3 — alya da dahil olduğu halde bütün devletlere müsavi şartlar al tında ticaret için Habeşistanı açmak 4 — Habeş hükümeti tarafından tar yin edilecek yabancı memurlar tara- fından idari ıslahat yapılması 5 — Ayni şekilde polis, zabıta teş- kilâtının ve mahkemelerin ıslahı. 5 — Habeş hudutlarının kat'i ola- rak tayin ve tespiti ve bu hudutların üç devlet tarafından kefalet altına a- lanması 7 — Habeş bitaraflığının üç devlet tarafından garanti edilmesi. Habeşistanın ekonomik inki- | in arsrulusal bir istikraz yapıl — e —— — gelen reformların hazırlığına başlama- larından anlaşılır. Şimdiye kadar alı nan kararlar hakkında kat'i olarak bir şey bilinmiyorsa da, doğu vilâyet- İerinin de endüstrileşmesi için özel bir plân hazırlandığı tahmin olunmakta dır.& Bu iş, şimdiye kadar münakale vasıtalarının bemen hemen mevcut ol- mâmasından dolayı imkânsızdı, fakat | artık demiryolları güney (Ergani ba- doğu sınırlarına yaklaştığı için, ota | larda ilerde çok verimli bir endüstri faaliyeti meydana gelecektir. Dost Türkiyenin her kalkmma hareketi için yardıma koşmağa hazır olan Al- manyads bü proje de, ilgi ile takip olunacaktır. Anadoluda nekadar ener- jik bir hareketin canlandığı ve eski Osmanlı Devletile karşılaştırıldığı za man “bizim bildiğimiz Türkiyeden ta- AN Almanyanın A iç 2 lerinden Nürenberg'te açılan ulusal sosyalist kongresinde Hiitle- rin Vagner tarafından okunan ve tel- sizle her tarafa yayılan beyannamesi Alman milletinin istikbali için çok büyük ehhemiyeti haiz ana hatları ih- mühim yerlerini aşağıya dercediyoruz. Hitler şöyle demiştir: “1933 yılının parti kongresini hak- lı olarak “zafer kutlulama günü” di- ve tavsif etmiş ve ulusal sosyalist kudret ve hakimiyetinin temelleşti- tilmesini iki yel evvel o zamanın baş- hea şiarı olarak gös'ermiştik. Şimdi bugünlerin tezahüratını İse mağrura- ne bir memnuniyet ve İtminanla mamen ayrı” olduğu halde, nasıl yeni | ve dinç Türk Cümhuriyetinin bütün karakteristik taraflarını gösteren bir azim ve iradenin doğduğu yukarda | verdiğimiz kısa hulâsadan anlaşılabi- Habeş imparatoru Haile Selâsiye paratorla im ti üzerinde bir tesiri oluyor, Mathil- | de'in g ve düşünceleri üzerinde | hiç bir tesiri olamıyordu, yani bahtı- nı tamamile tesadüfün eline bırakı- yordu; bunu anlıyacak kadar dirayet teremedi. Mathilde ile bir o konuşabilse bu- nunla elemlerine bir deva bulacağını sanıyordu, Ama cesaret edip ona n€ söyliyebilirdi ki? İşte bir sabah dalmış, derin"di bunları düşünürken birden kapı açıl- dı, kitap-odatına Mathilde'in girdiği- ni gördü yorum ki, monsicur: benim- le konuşmak istiyorsunuz. Nereden duydunuz? kim söy- ledi — Biliyorum; nereden duyduğum size ne? Siz şerefsiz bir adamsanız beni mahvedebilir, hiç olmazsa böy- le bir şeye okalkışabilirsiniz; fakat böyle bir tehlike olduğunu sanmıyo- rum, olsa bile yine samimi olmaktan beni hiç şüphesiz menedemez. Sizi sevmiyotum, monsicur, çılgınca ha- yallere kapılmış, aldanmışım... Bu müthiş darba altında aşktan ve | ürüntüden şaşkına dönen Julien ken- dini müdafaaya kalktı, Bundan ma- nasız iş olmaz. Hoşa gitmemeğe kar- şe kendi: müdafaa beye yarar? Fakat artık Julien'in hareketleri üze- rinde aklın hiç bir hükmü yoktu “Hürriyet ve istiklâl kutlulama gü- nü” diye zikredebiliriz Biz hepimiz cereyan eden hâdisele- rin hızına belki fazlaca kapılmış ol- umuzdan bu hâdiselerin şimdiki ehemmiyetini an Avrupalı dipomatlara bir ziyafet paratoriçeyi Avrupalı lomatlar Kör bir insiyak onu, bahtını bağlıya- cak kararı geciktirmeğe sevkediyor- du. Öyle sanıyordu ki konuştuğu müddetçe her #€y bitmiş sayılmaz. Mathilde onun söylediklerini dinle- miyor, o sesi duydukça sinirleniyor, Julien'in onun sözünü kesmeğe cesi ret etmesizi bir türlü havsalasına sığdıramıyordu. Bir taraftan gururun, bir taraftan iflet hissinin uyandırdığı vicdanazab- ları o sabah Mathilde'i pek bedbaht ediyordu. Bir papas parçasma, bir köylü oğ üzerinde birta- bu müthiş şey aklına geldikce yerin dibine geçiyor- du. Felaketini pöründe büyüttüğü anlarda; “Ha uşaklardan birine zaaf isim, ha ora! farkı var ,, diyordu Yaradılıştar İu kimseler ke mı, hemen har” öyle zamanlarda gelmek onlar için ne izleri ve “© gurur mdilerine kızdılar arına 4» saldırırlar; “örapla heyecana büyük bir zevk fifseme, ha- karet sözleri altında ezdi. birakti Son derece zeki bir kızdı; bu zekâsr, karşısndakilerin unuruna dokunmak, onların yüreğinde dayanılmaz yaralar açmak hünerinde pek ileri gitmişti Julien, ömründe ilk defa olarak, kendisine karsı en siddetli soyundan tiva ettiğinden bu beyannamenin en | NASYONAL SOSYALIZM Dış Siyasası lamak, derin bil olamam! yıl gibi kısa bi | larımız tarafından ol edilemiyen, hair #9» le anlaşılamıyan, fakat biz nasyonal istler tar ie mâne bir iştiyak ile inanılan bir inkılâp vuku bulduğunu vakti geline ce kaydedecektir. Bu öyle bir inkrlâp- tır ki 1918 yılındaki İzmihlölin tari- hi ve şerefli bir tasfiyesini teşkil edi- yor. Almanyanın bu kalkınma hare- ketindeki büyüklük, o vakitki sukut ve izmihlâlinin şiddeti ile mütenasip- ne geçtikleri gündenberi mille yıslle insani şerti ve haysiyet ve iti barının tekrâr tesisi yolunda sarfedi. leri mesaiyi milli hayatın diğer birçok sahalarında son üç yılda yapılan işler- » Yukardaki resimde im- sa vermi arasında göri kin hisleri besliyen üstün bir zekâ- am tesirinde kalmıştı. O sırada ken- dini müdafaa etmek şöyle dursun, © da kendi kendinden nefret , etmeğe başladı. Mlathilde'in ağzından çkan hakaret sözleri son derece ağırdı ve sanki düşünüle taşmıla, Julien'in nefsine bir parçacık itibarı varsa onu da mahvetmek üzere hazırlanmıştı; fakat Julien bunları dinlerken Kızı haklı buluyor, içinden: “Bunlar bana az bile!,, diyordu. Mathilde'e gelince o, daha birkaç gün önce duyduğu taparcasına sevgi hissi için kendi kendisini de, onu da böyle cezalandırmakta, lezzetli bir gurur zevki buluyordu. Bu kadar baz, bu kadar memnunk yetle söylediği sözleri icad etmek için zihin yormağa ihtiyacı yoktu: bun» lar aklına daha yeni gelen şeyler de- gildi. Sekiz sündür kalbinde, aşka hasım tarafın avkatlığını eden sesten öğrendiklerini tekrar edip duruyor- du. Her söz, Yullien'in o dehşetli ıstıra- bını yüz kat artırıyordu. Kaçıp git- mek İstedi, mademoiselle de La Mole amirce bir tavurla onu kolundan tut» tu. Julien — Lutfen dikkat edin, dedi, pek yüksek sesle söylüyorsunuz, yandaki odadan bir duyan olur. Mademoiselie de La Mele gururla di. | 29-9.935 << ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler Hava savgasına Hazırlık bvestiya'danı 13 Eylülde Moskovâda ve Lenin- gratta bava savgası manevraları ba şarı ile yapılmıştır. Tehlike günü olarak ilân edilen gece, sokaklarda ışıklar azaltılmış, pencereler kapatıl- miş ve kor mahzenleri mavi fe nerlerle “aydınlatılmıştır. Fabrikalar» dan çalınan düdük! © saat 23.15 te bütün şehir tam bir karanlığa gömül- müş ve sokaklarda hareket durmuş- tur. Sokaklardaki halk derhal mah- zenlere iltica ve gaz maskeleri gi mişlerdir. Çeyrek saat süren bu sü- küt'an sonra yeni çalan düdükler- ie tehlikenin geçtiği ilân edilmiştir. re ema den daha üstün ve önemli tuttuğunu, maddi sahada işsizliğin 6 mi 13/4 milyona düşürüldüğünü, ahvaline bakılacak olursa be karışıklık ve emniye'sizlik görüldü ğünü, zenginliğin ve kuvvetin her tür- Yü tahakiciimti manen haklı gösterdi- gini, esirler azat edilirken yeniden esirler yaratıldığını, sınıflar kaldırılır. ken yeni sınıflar kurulduğunu, bı günkü dünya ahvalinin Vilson'un 14 maddelik prensiplerinden çok uzak bulunduğunu söylemiştir. Almanya muahede- paktlar ve menfaatiti- rt ile değil, sevk ve idarenin kat azim ve iradesi ve mille in hakiki ie Tet ve kuvveti ile emmiyet altma ale mıştır. Almanya kendisini n yetini"dün, zahllratla it tur Bunu kendimizin bilmemiz kâfidir. Ayni zamandı Alman mili hükümetinin sulh içinde ve koraşula- rile dostluk halinde yaşamaktan başka gaye ve maksadı olma bu emniyeti daha ziyade arttırır Ordumuz, sulh içinde yapacı lerimizi koruvacak bir ku eğer biz ağır fedakârlıklar katlanmak mecburiyetinde kalırsık bunu vaban- &e memleketleri haraca kesmek için değil, kendi istiklâ! ve hürriyetimizi ve kendi işlerimizi korumak için yas pacağız. İste bu suretle bütün mem- leket veni ordumuz sayesinde tehdit- kâr ciban ortasında kendisine nasl güveniyorsa avni vechile bütün mil. let dahi politika ve karışıklık ve ger- ginlikleri içinde nasvonal sosyalist har bulunmaktadır.. Bu kirleri kurtulus ve is'ikİâi hareketini doğurmuş ve Almanyayı karısıklık ve izmihlilden kurtarmıstır. Dünya ta» rihinin tanıtefı ve vakti gelince kay- dedeceği en büyük bir kalkınma ve inkelân icin lâzmgelen fikri esasları bu fırka vermiştir. Son üç yıl içinde başarılan isleri ondan evvelki 15 ye in İsler'le kara'lastırmık şan ve #es ref dolu bir ihkeie hak teskil eder, Bilhassa son yılda Almanvanın cihan barınır sette rin şartı, nas- vonal eosvalizmin milletin hayatımı dışmdan yen'lemek *esehhilsüne giris. mevin bunu bil#kis icten yenilesti. sekillendirmis olması da mündemie- tir. Nasvonal sosyalizm oAvrunalr milletlerden hi e karşı fena mak» sat beslememektedir ————— Saatte 180 kilometre giden bir ekspres Londra, 28 A.A. — Londra - Northeastern kumpanyasının ve ni Aerodinamik ekspresinin dün kü tecrübesi sonucunda saatte 180 kilometroluk bir sürat elde edilmiştir. Bu sürat, Londra ile Lincolnshire arasında yapılan bir seyahatte temin olunmuştur. cevap verdi: — Ne çıkar! bana sesimin duyul- duğunu söylemek kimin haddine düş- müş? Siz, kendini beğenmiş adam, benim hakkımda kim .bilir ne biçim şeyler düşünüyorsunuz, ben onları sizin kafanızdan sökeceğim. Julien kitap-odasından çıkabildiği zaman o kadar şafkın bir halde idi ki felaketini bile iyice kavrr: du. Kendi kendine yüksek sesle, va- siyetini anlatmak ister gibi: “İste böyle! artık beni tevmiyormuş. Se- kiz, on gün kadar sevmiş, bense onu ömrümün soruna kadar seveceğim, diye tekrar edip düruyordu. “Bu nasıl da oluyor? daha birkaç gün önce onun benim kalbimde hiç, hiç bir yeri yoktul,, Maehilde'in gönlü, gurur hazz: İlç taşıyordu; demek ki artık bütün bü. tün münasebeti kesebilmişti! O ka- dar kuvvetli bir meyli böyle tamamile yenmiş olmak ona sonsuz bir bahti. yarlık veriyordu. “Benim (Üzerimde hiçbir nüfuzu olmadığı, olamıyacağı artık kilçük beyin kafasına dank et- miştir... O kadar bahtiyardı ki © an- da gerçekten kalbinde aşk kalmamış- te. Böyle gaddarca, böyle küçtk düşü- rücü sözlerden sonra, Julien kadar #htirasir olmiyan bir kimsenin, bir N. ATAÇ LArkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: