Ez BALTIK MEMLEKETLE! Petit Parisvw'den: Bana, ihraç edildiği takdirde | Jütwvanyaya servet getirecek olan | meşhur ve kıymetli kazlardan bir sürünün hikâyesini anlattılar. Kannas'tan kalkın bir kaz sörü- kazı pü Rigadan geçerken Letoa adını almış, oradan Ls duduna varmış, fakat b sin geriye döndürülnştür. G zük memurları bunda bir h duğunu sezerek, gümrükten g i ne müsaade etmemişlerdir. Kazlar Prag ve Viyanaya gidiyorlardı. Vi- yana ve Prag, Almsiyama kanli topraklarından transitini yasak etti- Gi gündenberi Litvanyanın mal gön deremediği ki mabreçtir. İ Bu küçük hikâye Litvanyanm bu- gün çırpındığı ekonomsal gişlük - deri iyi bir şekilde gösterinektedir. Litvanya boğuluyor. Bu memleket | kümes hayvanlarını, yumurtalarını we tereyağını serbestçe sevkedemi- yor. Bunun sebebi müşteri bulama- dığından değil, klnşularının ihraç mallarının topraklarından geçmesi» ns müsaade etmemsleridir .Litvan- yanın sadık yalnız bir müşterisi vardır. O da İngilteredir. Memeli meselesinde asla feda - kârlek etiniyen ve Alman piyasası- mı feda etmeğe razı olan va halat. ları garbe doğru kapandığı günden- beri ıztırap çeken Litvanya cenup hududundan da mahsulâtıaı harice gönderemiyor. Lehistan hududu yol &ular için olduğu gibi ejya izin de kapalıdır. Bir zamanlar OVilno ve Kovno tarikile Moskova ve Parisi birleştiren eski demiryolunun bugün birkaç yüz kilometresi kapanmıştır. Bigün anıya ile Lehistan ara- | sında hakiki bir Çin seddi vardır. Medeni Avrupada böyle bir bu - "dudun mevcudiyeti ve bir zamanlar birleşmiş olan iki memleketin bi- ribirinden böylece ayrılması az te- sadüf edilen bir haldir. Ekonomi icabatı, ekseriyetle siyasal anlaş - maları doğurduğu halde, burada e- kondmi içapları iş görememektedir. Litvanya hükümet adımlarından birinden Litvanyanın Lesihstana kar gi biribirine uymıyan bazı hattı ha- ceketleri hakkında bariz izahat vers mesini istedim. Ona bu bir iki haf. Xa evvel işittiğim bazı şoyleri aü- Tattım. Litvanya ODişişler bakan, Lozaraitis'in Sİ mayıs: aus za“ Ditan klübünde irat ettiği nutukta hükümetin Lehiştanla #nüzakereye girişmek istediğinden ve oCümur başkanı'Smetona da Lehistan hü « kümetinin Mareşal Pilsudskinia amektebini Vilnoya nakletnsk hu- susundaki niyetinden bahsederken hazin hitapta (o bulunmuştu: Wilnoda ayni zamanda Litvanya milletinin de kalbi yatıyor. Muhatabım bana dedi ki — Bu iki beyanat asla yekdiğe- rini nakzeder mahiyette değildir. Lehistan ile aramızda vaki olan gö- eüsmeler hattâ turizm ve tecim mü nascbatının tesssüsü Vilno mss8- esini ortadan kaldırsmaz. Bir gün gelip te bugünkü hududu açmığa #wuvafakat etsek bile, bu, bizim bu- (günkü hududu muvakkat bir hudut İşareti sddetmekten vazgıştiğimi - xe delâlet etmiyecektir. Bu hiç bir &aman Lehlilerle müzakereye gi - rişmemize mâni değildir. Fakst iki memleket arasında yapılacık ber ürlü anlaşma, ancak bu anlaşmaya iğlr bir vesikada aranızda dalma bir anlaşımımazlık mevcut oldu - Zu tasrih edilmek suretile yapılar bilecektir. İ histanm da iştira e4r3i DE Litvanya Boğuluyor! Litvanya Cumurbaşkanı Sematona tir. Litvanya müzakere kapısını ka pamıyor, Fakat hükümet Vilno me- selesinde kendi mevcudiyetini gör- mwek kaygusundadır. Litvanya efkir: umumiyesi, dini bir hürmetle muhafaza edilmiş olan bir emel etrafında gerilensğe hir zaman müsamaha ile bakamoz. Mili duyguları kuvvetleştiren Vilno, buğün Litvanyada bir sem- boldür. Vilno, Memel bunlar geçen sene Genevrede imza edilen ve Litras- ya, Estonya ve Letonya ittihadı andlaşmasında o zikrediliiğ “ Litvanyanm bususi meseleleridir. Bu dane Letonyanm, ned: Es- tonyanı bu meseleleri benimsemek istemeriklerine (o delâlet etmektedir. Bundan başka Litvanyanın şima- Windeki komşuları Estonya ve Le- tonya gibi teredilüt içimi; Mos. vaya doğru tevcih ediyorlar, Lit- vanya çok dindar olan ve Sovyet fikrine çok az mütemayfl olar a- halisi Üzerinde komünizm propa- gındasmın bir tesir yapacağından asla endişs etmeosktsiir. Litvan- ya, Sovyetlerin Avrupa siyasal âle- mine girmelerini, dahili siyasası ve harici teşvikler dolayısile misaie surette karşılamağa mecbur olmuş- İ tur, Fakat bu hal Litvanyaya am3- H bir fayda temin oğsnemiştir. Lit vanya icin faydalı ve menfaatine uygun olan şey, Almınya ve Ls i bin emniyet paktı yapmaktır. Doumergue ve Fransız-italyan Dostluğu Frfansız gazetelerinden: Sabık Fransız oCumuri Gaston Dowmergue Fransız » Ital- İ van dostluğu hakkında fikrini s9 - ran İtalyanın Operse Giorni mec- muasına şü mektubu göndermiştir: — Büyük ve asil vatanınız ile Fransa arasında mevcut anlaşma- olduğu kadar âti için hayati bir ihtiyac olduğuna kaniim. Helva ve Fransanın daimi ve esas menfaatleri tetkik edilince bunla - rın biribirin ebağlı olduğu görülü- hi bu menfaat- 1, bur zerinde dur- mak istemediğim bazı hâdiseler üzerine bir kat daha kuvvet bul - muştur. İşte Kaunas hükümetinin hattı hareketinin bulâsası bundan ibarct- “No. 52 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE Birden durakladım, Nöbeçi, her halde nekadar sarardığımın farkına varmadı. Sallanmadan, düpedüz yü. rüyerek siperi geçmek için, ne ka- dar kendime hâkim olmağa çalıştı- ğımı tasavvur edersiniz. Parmakla. rm taşa kenetlenmiş, mümkün ok duğu kadar sakin görünmeğe çalış” rak, yürüyordum. Nöbetçiye tekrar ettim: v — Daha otuz dakikan var, gözünü aç, bir şey kaçırma! Ondan sonra adeta kaçar gibi, 79“ minliğe girdim. Karşıda kim, hangi adam benim burada bulunduğumu biliyot ve nasl biliyor? İçimi bir korku aldı. Taşı çözdüm, kâğıdı çı” kardım ve oküdum. Lauffen, gene Lauffen karşıma gıkiyor, Benden ne istiyor? Söyli- yeceği mühim şey ne olabilir? Bu ne Çılgınlık, bu ne garabet? Aklım bir türlü ermedi. Fakat hakikat de avucumun içindeydi. İnanmamak kabil mi? İşte siz de benim gibi, masanm Bstündeki şu mektubu görüyorsu- İİ nuz, okudunuz. Bilmem, bu sözlerimle size içimi anlatabildim mi? Bir insanın, iki yıl sevdiği kızdan hiçbir haber ala- maması me demektir? Bu ne sessiz ve insanı için için kemiren'bir ısti- raptır, bilir misiniz? Lauffen'in bana yazdığı mektup #ylardanberi içinde çırpındığım kı ranlıklarda birden bir şimşek çaktı. Hem nereden çaktı? Hiç bek- lenilmiyen bir (yerden, karşı cep- heden, düşman cephesinden... Lauffen, Lauffen, benim candan düşmanıml, Bina söyliyecek neyini olsbilir? Senin ağamıdan verebilece- ğin en mes'ut haberi bile öğren. mekten korkuyorum. se'le evlendi mi? Benden son derece iğrenen bu adam siper- leri aşıp, yanıma kadar gelmekte nişin bu kadar ısrar ediyor? Titriyorufh, Cevap vereyim mi, burada olduğumu bildireyim mi? Akşamdanberi kafamı iki avucu- mus içine aldım. Düşünüyorum. Öyle bir mücadele halindeyim ki... Onun için oyundaki dalgınlıklarımı hepiniz mazur görünüz. Ne halde olduğumu anlıyorsun değil mi Sam- bardier? Anlıyorsun değil mi Ter. raire? Ben sustum. zeminliği derin bir Fransa, Italya Aleyhinde Zecri! Tedbir Yapılmasına Razı Değil i Le Petit Parisisn'den: Uluslar Kurumu Omüzaksratının arifesinde, İtalyanın hattı hareketi şu suretle hülâsa ediliyordu : Eğer Avrupanın başlıca biyük devletle. si. İtalyanın Habaşlatinda yapaca- Gr askeri hareketlerden dolayı İtal- yaya karşı zecri © tedbirler | ittiha- zıma karar verdikleri tıklirda U- luslar Kurumundan çekilmektir. Zecri o tedbirler © ittihaz “edilmese bile, İtalya &lusal gururile © kabili telif olmıyacak surste | takbih c- dildiği takdirde bile Uluslar Ku- #umundan çekilecektir. Eğer İtalyaya karşı tatbik edile- cek zecri tedbirler, İtalyanm Ha- beşistandaki aşkeri hareketlerine, meselâ Süveyş kanalının kapatılma- &r gibi zarar vertesk musiystte ö- Vursa İtalya bu O tedbirin tatbikini yardım eden hükümet veya hükü - metlerle kendisini düşman adisie. çektir. İngilterenin durumu, İtalyanm durumile tamamen gıt gibi görünü yor. Bu büyük hükümetin mümes- #illeri veya efkârı umumiyesi di - yorlar ki: "Eğer İtalya, Uluslar Kurumunun açıkça göstermiş oldu- ğu hissiyata rağmen Haboşistania harbe girişecek ve İngilterece tek- Wf edilen müşterek zehirli tedbir- er reddedilecek olursa, İngiltere Uluslar Kurumuna karşı serbestisi- Gi cle alacak ve kendisini Ulusl Kurumuna ba ğiayan her türlü mu- kaveleyi hattâ Lokarno andiaşması- nı bile hükümsüz addedecektir.,. İtalya hatı hareketini doğru göstermek için, Habsşistaam Ulus- lar kurumunagirmesini tavsiye et- ALOJİSI tiği zaman, (bu hususta İngltere- sin şüphe ve tersjiitlerim izle etmek için) Habeş hükümetinin, en kısa bir zamanda kendi arazisi da- hilinde, bilhassa köleliği kıldırmak suretile, insanlığın şerefine uya- cak bir nizam kurmasını İleriye sür müştü, Bu ıslâhata başlanmadıktan baş- ka bu hususta hiçbir teşebbüse de girişilmediğinden, Uluslar Kuru- mu, İtalyaya göre, Habaşistanı U- lushar kurumundan hariç tutmak kabil olamadığı takdirde, bu mille- tin kendi kendini idareye muktedir addettirecek ıslahatı yapmağa ikti- darı olamadığını kabul etmelidir. Bu şerait dahilinde Musolininin | birçok kereler anlattığı ve İtalyan matbuatımın da fikirlerini izali et- tiği veçhile, Fransıyı ali Afri- kada, İngiltereyi Hindistanda oldu- ğu gibi, İtalyayı da Habaşisana karşı ve imparatoru nüfuzumun | İ fevkinde bir durumda addetmek ka * süküt kapladı. Hiçbirimiz bir karar veremiyorduk. Lauffen (karşımda, birkaç metre ötede... Bir işaret et- sem, gelecek. Herşeyi onun ağzm dan öğrenerek, iki senedir içimi yi- | yen kurdu düşüreceğim. | Gecenin Karanlığı içinde gelebi - lir de, gidebilir de.. Kimse farkına varmaz, Fakat yapabilir miyim? Bu na hakkım var mı? Buraya davetli gibi, arkadaş gibi bir Alman zabitini çağırmak! Hav salam alıyor, Bilmiyorum ne ya - pacağımı bilmiyorum. Başım dönü. yor. De In Fourue 'Allahaşkına ba- na bir akıl öğret! Yüzbası Dea Poügue yavaşça de Soliers'yi oturttu: — Sen biraz sükünet bul! dedi. Hakikaten iki senedir bu kızdan hiç bir haber alamadın mı? — Hiç, hiç, hiç! Re a soruşturma. dm mı? Matmazel Maryse'in ana ta rafından Fransanın en büyük bir aj lesine mensup olduğunu söylemiş - tin. O halde bir şeyler öğrenebilir din? — Sönmek üzere olan bir âile. Tek başına, ihtiyar bir teyzesi kal - mış. Bellechasse sokağındaki eski evinde, gidip bu kadını buldum. Kendisine her şeyi, her şeyi anlat » tim. Beni candan karşıladı. Söyle - diklerimi dinledikten sonra ayağa TAN Z Uluslar kurumu konseyi GUINAZU dar tabii bir şey olamaz, İtalya tarafınlan te edilecek bir himaye veya b benzer bir rejim, Habeşistanın tabif servetle- rinden istifade etmek ve anavtanda mevcut ameleyi kullanmak ve İtal- yan endüstrisinin muhtaç olduğu mahreçleri bulmak imkânmı temin edecektir. İtalyanın mazide Versay andlaş- masından elde ettiği menfaatleri “kâfi görmemesi ve şimdiye kadar wuahedelerin tadilini istiyen dev- detler yanında yer almasının $€- bebi genişlemek ihtiyacından ileri gelmiştir. Bu ihtiyaç bugün başka tarafta tatmin edilmiş olacağından İtalya Avrupada bu ihtiyacı tenin etmiş olan diğer devletlerle domt- uk bağlarını ve çalışma biriğini ikusvetlestirebileçektir. İtalya hükümeti esasen Habeşis- itandaki menfaatlerinin muhafaza wdileceğine dair İngiltereye temi- nat vermektedir. Fakat şimdiye kadar Mussolini ve İtalyan matbuatı tarafıdan ile- İ #iye sürülen millâhazalar İngiltere- e iştir. İngil- Habeşistandaki haik- a , edileceğine dair teninetı memnu iyetle kabul etmekle bsraber, et- ikârr umumiyesinin büyük bir kıs #nınum tahriki üzerine, Mussolininin bu hususta vermiş olduğu teminatı müessir olsa bila, İtalyanın 113 #asselesine silâklı olarak müdahale etmesile, meselenin memnuniyeti yi aslı tere hüküme anın muh kanaatindedir. İngilizler diyorlar ki, Yaponya, Mançuciyi aldığı zanın, filhakika İngiltere Uluslar Kurumunun Ja- Donyaya karşı zecri tedbirlere mü- gacast etmesi hakkında hiçbir tek- Jifte beiunmamıştı. Rakat bu, U- duslat kurumunda aza olan diğer «evletlerin bu meselede zecri ted- bire müracast etmenin maddeten âmkânsızlığına kail olmalarından ileriye gelmişti. İngilizlere göre, bu meselede, ecri tedbirler az misssir olsa bi- le, Uluslar Kurumuna ara olan di- ger küçük devletler üzsrindz ma“ kul bir ehemmiyeti ir. Eğsr bu küçük devletler, Habsşistanın İn- giliz isilâsna terkeylediklerini görecek olurlarsa, Uluslar Kuru” munu terkedecekler ve Cenevrede- ki teşekkül de yalnız Avrupa dev- letlerine mahsus bir kurum olarak kalacaktır, Fransa, İtalya ile bütün anlaşa- kalktı: — Ah, bilmezsiniz şimdi size ne kadar acıyorum, dedi, bütün kal - bimle acıyorum. Emin olabilirsiniz. Pakat rica ederim, gözlerimin 8 - nünde bu korkısış izdivacr, ailemi- zin bu büyük yasını cazlandırma - yınız. Annesi burada daha pek genç yaşta öldü. Kızını aramızda hemen hiç görmedik. Anasının bir Avus - turyalı ile evlenmesine zeten aile - &i razi olmamıştı. Fakat olacak ol- du. Görüyorsunüz ki, size faydası dokunacak hiçbir malimat verecek vaziyette değilim, ' Artık sağa, sola, uzaktır, yakın- dan bütün tanıdıklarıma, yani Ma- rvae'dn az cok havadis alabilecek. lerin herbirine ayrı ayrı msktuplar yazdım. Kimseden sarire sifa ve- secek bir cevap gelmedi. Ah, bu sansör, ah, bu sansör? Bir defa uğursuzluk başlamıya görün, arkası söpün ediver Hiçbir yerden bir haber almak ümidi kal - mayınca, geçen şubat, izin alarak tekrar Almanarre'a gittim. Belki bir iz bulurum, birisine rastlarım, bir şeyler öğrenirim, diye Hesperidaya ds uğradım. , Üç gün oralarda dolaştım. Alma. macre'deki eski Oevimde kimseler Pancurları kapalı, bahçesini yabani otlar bürümüş, dış kapı çürü müş, dökülmüş. ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler HABEŞISTANDA imparator Paris « Soir'dem: Cenevrede müzakerelere başlana- cağı bir sırada Habeş imparatorun- dan Amerikalı African Exploiration and Development Corporation 40s- yetesine verilen petrol imtiyazı hakkında bir milâkat aldım. İm parator sorduğum yazılı suallere Şu cevapları verdi; — Habeşistan verdiği bu imtiyaz- İ dan ne gibi istifadeler temin #de- İ ceğini ümit ediyor? | © — Habeşistan bu imtiyazdan şu istifadelori temin sişcefini ünit ediyor: Petrol membaları, bu mü - him işi iyi bir surette sona erişti rebilecek teknik ve finansal ka liyette bulunan Amerikalı bir'grup tarafından işletilecrktir. — Bu imtiyaz bilhassa Cenevre- de müzakerelere başlanmak üzere bulunduğu bir sırada arzu edilmi. yen siyasal bayı karışıklıkları mu- £ip olmıyacak mıdır? — Bu imtiyazın siyasal bir hede- #i yoktur. Mevzuubıhs olan finan- sal grup tecimsel ve endüstriyel e- saslardan gayri bir maksat gözet- meksizin, o Habeşistana sermayesini işletmek için gelmiştir. ' — Bu imtiyazlar 1906 antdlaşma- sına muhalif değil midir? İ — Bu imtiyaz bir İngiliz - Ame rikan grupuna değil, yalnız bir A- merikan sosyetesine verilmiştir. Habeşistan 1905 andlaşmasıada hiç bir taşhhüde girişmeniştir. Bu andlaşmayı imza eden üç devlet, biribirlerine karşı “bazı taahhütler- de bulunmuşlardır. Bu taahhütlerin ne Habeşistana,ne de Amerika Birleşik hükümetlerine şümulü yok tur. Bununla beraber bu imtiyaz ile bu andlaşmayı imza eden devletler- den hiçbirinin menafline halel gel- reemiştir. Müzakeratın hafi olmasına gelin- ce: Bu kabil müzakerat hiçbir za- man aleni süratte cereyan etm miştir. — Bu imtiyaz esasen İtalyaya verilecek değil mi idi? — Biz İtalyanın, Habeşistanın Uluslar Kurumundan çıkarılmısı - na dair olan bir talebinin habsr- dar edildik. Bu talebe (karşı ceva- bımız münasip görülen bir zaman- da formüle edilecektir. Essen bu Kabir eat si, hâkim ve müsta memi in tamami- yet haklarındandır. İtalyanın bize bundan dolayı tarizde bulunmasını muhtemel görmüyoruz. mamazlıklarım sail oduğu ve küçük itilâf devleterile olan şüphelerin ortadan kalktığı zaman, İtalyaya karşı yapılacak olan bu hasmane harekete iştirak edemez. Avrupada bugün iki türlü millet vardır. Biri bugünkü hudutlarından memnun o- dan milletler, diğeri de ikna yolile olmadığı takdirde, istilâ suretile hudutlarını değiştirmek için fırsat kollayan milletlerdir. İtalya son senelere kadar bu iki sınıf arasında tereddüt içinde idi. İngiltere hükümeti ve efkârı umu miyesi için bu hal malümdur. Haki- ki sulh ve dostları arasında en iyi intizam ve irtibat vasıtası Cenev- rede İngilterenin vücudü ve hüsnü aiyetidir. talyasız Uluslar Kurumu ole madığı gibi, İngilterenin iştirak et- mediği bir Uluslar Kurumu da ola- maz. Avrupa kendi mukadderatmdan gmin olsa, birçok İşler başırılabi- lir. Fakat herşeyden evvel Uluslar Kurumunu kurtarmak lâzımdır. © Ya Hesperida? Harbin başladığı gün köşkü cayır cayır yakmışlar. O koskoca parkın ağaçları da yanmış, sadece çıplak gövdeleri kalmış, hu- lâsa sizin anlıyacağmız, © güzelim yerler çöle dönmüş. Etrafta kimse cikler yok, beni anlıyacak, bana bir tek söz söyliyecek bir tek İnsan yok! Önümde iri bir zeytin ağacı, gü - müş yapraklarını açmış bekliyor, ki mi bekler, neyi bekler? Karşıda mas mavi bir deniz. Ben Maryss'i ilk defa burada, bu peyzajın karşısında ire Eski hatıralar birer birer kafam - da canlandı. Maryse şuradan gelmiş H. Yabani katanfillerin arasında, pembe şemsiyesine dayanarak, yap: tığım tuvalete bak nıştı. Hâlâ sesi » ni İşitiyorum, halâ kahkahasını du - yuyorum. Elimi bir hayale doğru uzattım. Fakat hakikat derhal o - muzlarından ge dim. .Ortalık bomboş, ne gelen var, ve giden! Böyle dalgınlıkla ayıkiık arasın. da zeytin ağacının altımda ne kadar zaman kaldığımı bilmiyorum. Bir aralık arkamdan iki kişi geçti, başı- mı çevirip baktım. İhtiyar bir ka - dmla monoklu bir adam.. Adamı tanıdım. Bizim meşhur Paul Bour- get'miz... Biz onu en büyük 0- Toğumuz"diye biliriz değil mi? Ya- — 9-9-93$ VERİLEN iMTİYAZLAR Anlatıyor! . Amerikan sosyetesi mümessili Rickett — Denise doğru marş SESİN diğer birçok mânller gibi, imeiyi alan sosyete tarafından halişdilt «ek bir meseledir. Bu sosyete disine bahşertiğimiz menfaatleri İ” temeden evvel bu meseleyi tetkik etmiş bulunuyordu... öğ — Bu imtiyaz, Habeşistan Fransız menafiine zarar vermiğ”” mu? — Habeşistanda, yegine Rransız teşebbüsü Cibati - baba demiryoludur. Bu sebple beşistandaki petrol membalar” «kıymetleştirilmesinden ve mü” ikalâtın çoğalmasından en ziya! istifade edecek bu demiryoludüf,, — Bu imtiyaz, ecnebiler igin emin bir yer sayılan Danakil wzak vilâyetlerde de kabul edile€* mi? — Yerli ahali, hükümetin “> | vafakat ve müzahereti ile c39i7 kette yerleşen bir teşsoyüsü Koli, laştırmak ve ona yardım etmek çin ellerinden. geleni yapacaklZ dır, Halk, bagün bu kadar. miti? bir projenin yerli ser mayerile garılması kabil olanıyazığını d #mamile müdriktirler. Habş mill şimdiye kadar birçok defalar yapi ğı bu ecnebi taahhüdüne de yard” edecektir. amman 200 Rio de Janeiro müzes.ndf" ça'ınan tablolar Rio de Janeiro, 8 A.A. — Gis sanatlar müzesinde bulunan üç Öğ gerli tablo esrarangziz bir sari, çalınmıştır. Meşhur Tesan Mg | As'nin (Mater Dolososa) adir ği levhası da çalınan eserler arasın dır. wi Bundan baçka müzenin bir KÖ, sinde Hollandalı remin Miey veld'in (Hollanalı “kara) alı bir losu bulunmuştur. Hırsızlar Muşanbayı çerçi den kesmişler, fakat yötürn:j* kit bulamadıklarından bire zorunda kalmışlardır. i Sovyet endösiri progra Motkova, 8 A.A. — Hafif ef trinin en önemli kısımları gel, sekiz ay zarfında programlifağ muvaffakiyeti> başırnışla eve &p yılının ayni devresi içindeki VE mini çök geçmişlerdir. vi mumdan geldi, geçti de, insan GÜZ. nu o kadar İçten tahlil eden b#', dam, benim niçin orada durdi mün farkına bile varmadı. 2 — Yukarida bir sabit, vet, Bizi görüşmek istiyor. i Ötekiler maceranın payesi i işin de neferin zeminliğe girdiği y bile görmediler, Nefer De Solief# selâm verdi ve tekrar etti; pit — Efendim, yukarıda bir # var, sizinle görüşmek istiyor. vr — Bir zabit'mi? Böyle gece *” s1? Nedir rütbesi? — O du mülüzm efendim! i — Kimdit, tanıyor musun? İl — Hayır, tanımıyorum. yâ — Soldaki 29 uncu alaydadııae kasındaki numarayı gördü © Ne bekliyordum. Yanıma geldi. Yl. şaşırdığını ve isminizle yal Xİ sordu. Parolayı da bilmiyor. A?” | dı, bombayı fırlatacaktun De la Fouguc sordut — Yalnız mi? — Evet, yalnız efendim pg Ortalıkta bir süküt hâsıl 014.» la Fougue ile Da Salisrş AK” lar, Allah, Allab kim olabilir? yer Yüzbaşı De la Fougue emif 3 — O zabiti al, buraya geti” ig de nöbetine git! rap” Az sonra mütereddit bir el *” tari”