ez 6 “MEMLEKETTE TAN islâhiye istasyonunda iki Gümrük Memuru Öldü! Adana, (Özel aytarımız bildirlyor) — 30 Ağustos gecesi İs- Tâhiye istasyonunda bir cinayet işlenmiştir: Mardin treni İslâhiye istasyonuna vardığı sırada kaçak esya aramak üzere istasyona gelen manifesto memuru Münir ile mu- ayene memuru Ali arasında bir ağız kavgası olmuştur. Fena halde öfkelenen Ali, tabancasmı çekerek arkadaşmın üzerine 9 el ateş etmiştir. Münir derhal ölmüş, çıkan kurşunlardan ikisi Aliye rastlıyarak onun da ölümünü intaç etmiştir. Adliye tahkikata el koymuş, cesetlerin defnine müsaade €- dilmiştir. Sağır, Dilsiz Ve Körler Mektebi İzmir, (Ösel aytarımız bildiriyor) — Karşıyakadaki sağır, dilsiz ve körler müessesesi, Sağlık Bakanının gösterdiği lüzum üzerine teşkilâtını genişletmiştir. Bu yıl, müesseseye bir bina ve 8 sanat pavyonu daha eklenmiş ve geniş randıman vermesi temin edilmiştir. İlâve edilen yeni pavyonlar, müessesenin sanayi şu- belerine, demircilik, tesviyecilik ve kaynakçılık gibi kısımların girmesini temin etmiştir. Bu yıl mektepten çıkan 8 gençten ikisi kör, 6 sı sağırdır. Körlerden birisi piyanodan, diğeri kompozis- yondan ehliyet vesikası almışlardır. Altı kişiden üçü marangoz, biri kunduracı, biri de dokumacıdır. Bir Eşek Kudurarak Öldü! Gemlik, (Özel aytarımız bildiriyor) — Altbenlide bir eşek kudurma vakası olmuştur. Hayvan, sahibinin parmağımı ısır- dıktan sonra, kendi bacak aralarını yiyerek ölmüştür. Köylü, derhal tedavi altma alınmıştır. Gemlik urayı, kuduz köpeklerle iyiden iyiye mücadeleye başlamıştır. Evvelki gün de, kuduz alâ- metleri gösteren bir köpek öldürülmüştür, Bayburt Kalesinin Taşları Bayburt, (Özel aytarımız bildiriyor) — Güzel bir sanat eseri olan Bayburt kalesinin bir kısım duvarları günden güne küçül- meğe ve taşları azaltmağa başlamıştır. Bu vaziyet dikkati çel- miş, tahkikat sonucunda Oflu Mehmet isminde birisi tarafından taşların söküldüğü anlaşılmıştır. Sökülen taşlar Mehmedin e- vinde bulunmuş, geri alınarak yerlerine koydurulmuştur. Suçlu hakkında takibata başlanmıştır. Gemi 2 es Bir ihtiyarı Sopa ile Öldürdüler Bayburt, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bayburda 3 saat me- safede Saracık köyünde, kadın yüzünden kanlı bir vaka olmuş- tür: Habip oğlu Remzi ile Necati, Niyazi, Ösman ve Ali ismin- deki dört arkadaş, kazma ve küreklerle 60 yaşlarında Mustafa- nin üzerine hücum etmişler, ihtiyarı vura vura öldürmüşlerdir. Hâdiseye adliye el koymus. katiller vakalanarak tahkikata bas- lânmıştır, © memleket görüşünüşlerinden: Bayındırda şehre gelen suyun bendi Rakı Yerine İspirto İçenler Bayburt özel aytarımız yazıyor: "Bir yıldanberi burada rakı ye- rine ispirto içenler çoğalmağa baş- lamıştır. Bu miktar, son günlerde yüzde 30 a kadar yükselmiştir. Is. pirtonun vücuda yaptığı zararı bil. miyenler, rakının pahalılığı karşı sında bu çareye başvurmak mecbu- riyetinde kaldıklarını söylüyorlar. Inhisarlar genel direktörlüğü - nün bu mesele ile yakından ilgi » lenmesi gerektir. Bugün, Bayburt- ta 49 kuruştan ucuz rakı bulunma» yışı, birçok akşamcıları ispirto iç- meğe sevkediyor. Bu zararlı vasi - in sürüp gitmemesi için, İnhi- İaresi, Bayburt piyasa- sına ucuz rakı çıkarılmasını temin etmelidir.,, Aytarımızın mektubunu, İnhi- sarlar genel direktörlüğünün dik - katine koyuyoruz. Günlük zevkini, 10 kuruşluk ispirto ile giderdiğini sanan akşamcıları bu kötü ödetten vazgeçirmek, Bayburt Sıhhat di rektörlüğünün olduğu kadar Inhi- sarlar idaresinin de vazifesidi Bayburda, mademki aranıyor ve i- şiliyor, ucuz rakı temin etmek alı- macak tedbirlerin başında gelmeli- dir. Bundan başka mahalli sıhhat idaresinin de bu konu üzerinde ö- nemle meşgul olması lâzımdır. Denizlide bir yaz ve sabah dinlenmesi Gemlikte bir Koruluk yandı Gemlik, (Özel aytarımız bildiri- yor) — Kapaklı taraflarında bir koru yangını çılemıştır. Ateş, fazla genişlemesine meydan verilmeden söndürülmüştür. Gezisi Ordu, (Özel aytarımız bidiriyor) Ordu vive MARA Baha ve Selim Sırrı Tarcan, intihap dai- gezmek üzere celerini buraya gel- gezdikten gul olmuşlardır. İki konferans ve- ren saylavlar kış tatil devresinde tekrar gelmek üzere buradan ayrıl. mışlardır. KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ ——.. yi * Eğridir, (Tan) — Civar genç- lerile tanışmak üzere bir tur prog- ramı hazırlıyan Coşkunspor genç- No. 108 YOSMA! Etem İzzet BENİCE — Fakat, karıcığım, benim yaşım bilmem ki daha çok bek- İemeğe uygun mu? Ancak şim- di bir şey olursa ben yokken sa- na destek olur. Diyecek oldu, Güney bu kar- şılamağı yarıda bıraktı: — Döktorcuğum beni sevi- yorsan bu lâkırdıyı kes artık. Dedi, sözüne ekledi -— Başıma ağrı getiriyorsun! Doktor, zaten yapılacak. bir başka şey yok der gibi sustu, na delirmek gelir de ondan! Taze kadın, güzel kadın, gü- zellerin'ecesi kadın doktorun bu söyleyişine güldü, güldü: — Ne tuhaftı o günler? Diye söylendi. Doktor da: — Ah, bücür, sahiden neka- dar uğraştırdındı beni?.. Diyerek, ilâve etti: — Seninki baş ağrısı değil, evlenme ağrısı imiş?! Ve Güney kahkahalar içinde doktorun bu kanığını berkitti: — Senin ağrılarmmış sevgi- lim!, Gene ogün Güney yatak odasında şez- longa uzanmış düşünüyordu: dişlerini sıktı ve bir başka ko- nuyu hatırladı, söyledi: — Sakın ha, o ilk seni gördü- ğüm günkü baş ağrılarından gelmesin. — Neden?. . — Bu kere sevmek yerine ba- — Dün geceyi bütün görekisi ile atlattım. O kadar bön adam ki arada bir içim onun bu bön- lüğünün acısile doluyor. Üzülü- yorum, sızılanıyorum. Fakat, ne yapayım? Ve düşünceleri konudan ko- nuya değişerek sıralanıyordu: — Arkama adam koymasına, beni izletmesine bir türlü daya- namıyorum. Onu hiç belli et - meden bu kollamalarından vaz- geçirtmeliyim. Bunun için de yapılacak tek şe; : Onun başıma bir kıskançlık belâsı gibi çök - mek olacaktır. Bunu iyi düşün- düm, iyi buldum. Bütün plânla- rım kafamın içinde hazır, hemen başlamalıyım. Hattâ, bu ak- şamdan, Güney bütün bu konular üze- rinde zihnini yorarken Fazıl da yurtta iki hafiyesi ile başbaşa idi, Konuşuyorlardı ve iyice gü- ven bulmak için soruyordu: — Hiç mi bir şey yok?. — Şimdilik hiçbir şey yok. — Sokağa çıkmıyor mu?.. — Çıkıyor. — Peki nerelere gidiyor?. Günü gününe size söyledi- gimiz yerlere. — Onlar bir şey değil. Ordu mebuslarının! PAT Şatrançta bir de Pat denilen bir durum vağlır. Bir oyuncu, oynamak sırası kendisine geldiği zaman Şahı- na Kiş denilmediği halde, taşların dan hişbirini oynatamazsa Pat olur. Pat olduğu zaman, iki taraftan birinin taşlarının durum ve avantajı ne olursa olsun, oyun (berabere) bitmiş: sayılır. Pat'a bir misal olarak (1) numa- Falı şekle bakınız? Oynama sırası karalarındır. Kara Şaha Kiş denilmemiştir, fakat ka: ların oynryabileceği hiçbir taş yok- tur, (gh) daki Ruh ve (e4) deki paytak (açmaz) (dadır. Bunlar ye- rinden kaldırmakla Kara Şah ya Ak Fil veyahut da Ak Ferz tarafın dan Kiş'e maruz kalır. Şu halde bu iki taş oynatılamaz. (f7). (g3), (h 5) ve (b6) hanelerindeki paytaklar da önlerindeki taşlarla oldukları yere “ mıhlanmışlardır ” kımıldaya- mazlar. Geriye kalır, Kara şahın oy- nanması... Bu da imkânsızdır: Gi- debileceği (h3), ve (g4) haneleri ki- şe maruzdur. İşte burada akların büyük üstünlüğüne rağmen Pat ol- muş ve oyun berabere bitmiş demek- tir. Pat, tecrübesiz oyuncuların sık sik başma gelen bir durumdur. Me- seli kasminm bütün taşlarını alân ve düşman şahmı “çırçıplak,, bıra. kan tecrübesiz oyuncu şahr köşeye kıstırır, fakat Kiş ve Mat yapmasını beceremediği için hasım şahını Kiş olmadan kımıldayamayacak hale 80- kar ve bunun için Pat olur, Kısacası üstünlük, her. İşinde ai. İluğu halde oya berat GREE Şekil (2) ye bakınız: Mn SEL Şekil 5 Bi Şekil 2 Aklar oynamış, sıra karalarındır. Kara Şaha kiş yoktur. Fakat Kara Şah kımıldayacak halde değildir. Çünkü gidebileceği üç hane de Kişe maruzdur. Şu halde Aklârın büyük üstünlüğüne rağmen Pat olmuş ve İ oyun boş yere berabere bitmiştir. Halbuki “çıplak, bir şahı, eldeki kuvvetlerle mat etmek kolaylıkla kabildir. Buna benzer bir Patda bitçok partilerin sonunda vukua gelir. (3) numarak sekle bakınız: Oyun sıras karalardadır. Kara şaha kiş yoktur. Fakat ne sağa, ne Sola, ne ileriye gidemez, çünkü ora- larda ak paytağın veya ak şahım ki- şine maruzdur. Ak paytağı alamaz, yine kiş'e düşer. Şu halde pat olmuş ve oyun berabere bitmiştir. bir müsamere vermişlerdir. Müsamere güzel olmuş, fakat te süf ounacak bir alâkasızlık gi müştür. | — Evet İ Fazıl bütün bu karşılıkları al- dıkça hem seviniyor, hem de pa- rasının gittiğine mi, yahut ta karısının bir şeysi bulunamadı- ğma mı üzülür gibi suratını ek- şitiyordü. Sadık doktördan ayrılırken: — Bize biraz daha avans ve- receksiniz.. Deyince doktorun yüzündeki bu ekşime bütün bütün arttı: — Bitti mi paranız?. Diye sordu, ilâve etti: — Daha kaç gün oldu para alalı? Bunu söylerken sesi titriyor, para yerine canı almacakımış gi- bi Sadık'ın yüzüne bakıyor, on- lar da karşısında boyun kırmış; — Kolay değil ki doktor. Otomobillerde, o tramvaylarda, şurada burada su gibi para har- cıyoruz.. Diyorlar, parayı almak için asılıyorlardı. | bildirdikten sonra hususi defteri im. Evvelki gece Beyazıtta bir hâdise olmuştur: Beyazıt nokta memuru, gece yarı- sından sonra son süratle ve Jâmbaları sönük olarak geçen bir otomobili dur durmak İstemiş ve havaya üç el silâh atmıştır. Otomobildekiler, buna ta- banca ile mukabele etmişler ve silâh- larını çekerek arabadan etrafa ateş etmişlerdir. Nihayet otomobil (o durdurulmuş, sarhoş oldukları anlaşılan şoför ve müşteriler yakalanmışlardır. Otomo - bilden atılan kurşunlar, o sırada cad- deden geçen Müzeyyen ve Mehmet isminde iki çocuğa rastlamıştır. Mehmet, Cerrahpaşa hastanesine, Müzeyyen de Haseki hastanesine kal dırılmışlardır. Otomobil şoförü Cemil, ve Nezihi, Ömer, Mehmet ismindeki müşterilerle diğer iki kadın hakkında takibata başlanmıştır. * Çeşme meydanmda oturan 13 Yaşlarında Nuri ile ayni yerde otu- mış ve Kemal biçakla Nuriyi lundan yaralamıştır. * Samatyada Ali Fakih mahal - lesimde Devriş Mehmet sokağında beş numaralı evde oturan Recebin 3 yaşındaki Necati çocuk evin üst kat penceresinden bakmakta iken Belçika Kra| için âyin “ueçemerde İEÇTCadA Yi vumumu kazasında ölen Belçika kraliçesi As- trid'in istirahati ruhu için dün saat J1de Saint Esprit kilisesinde büyük | bir âyin yapılmıştır. oAyinde bütün sefirler, konsoloslar, ilbay Muhiddin Ustündağ, Istanbul komutanı Gene - ral Halis, eski Bzüksel elçisi Nusret Sadullah, İsveç kolonisi, eski muha - ripler başkaniyle Fransız kolonisi Mısır Prensesi Kadriye ve daha bir- çok maruf zevat ile Rum ve Ermeni Patrikleri hazır bulunmuşlardır. Ru bi âyinde Monsenyeur Colaro başkan in yapıldığı Saint tan başa siyâhlara ünmüş ve bütün direklere kraliçe- nin isminin baş harfi olan A matkala fr asılmıştır. Kilisenin ortasındaki Katafalkın etrafma 66 tane mum ile Kraliçenin armaları asılmıştır. Peru» gi müzik heyeti tarafından. çalınan matem havaları ile âyinin sonunda bir | Fransız kadını tarafımdan söylenen crucifix ilâhisi hazır bulunanları çok heyerana getirmiştir. Âyinden sonra ilbay Muhiddin Üstündağ, Belçika se İarethanesine gitmiş ve taziyetlerini ko çesi zalamıştır. v —— Polonyada açılacak totoğraf sergisi Polonyada açılacak bir fotoğraf | sergisine Türk fotoğrafçılerinin iş- tiraki de istenmiştir. Bu istek, ilgi - lilere Bir gece yarısı Gece yarısıydı. Durmadan kapının zili çalmı- yordu. Ferit uyku sersemi yataktan fırladı. Pijamasını çeke çeke bir aya- ğına terlik geçirmiş, öbürü ya- İmayak kapıya gitti, — — Kim 0?. Kapıdar ses yerine yine zilini kulağı delen çığlığı geldi. Ferit kapıyı araladı. Birdenbire gözü- ne Nesrin'in yüzü doldu, şaşır. dı: —A..a.. Sen misin?., Nesrin: — Benim.. hemen Ferid'in boynuna sarıldı: — Seni pek göreceğim geldi | rini irilte irilte: Ferit'çiğim. Dayanamadım. Ne olursa olsun dedim.. Evden kaç- tım, Bir saniye oturup gidece- ran 12 yaşlarında Kemalin araların. © da defter meselesinden kavga çık - $$ Derken kapıdan içeriye girdi, | buluşunu?.. 4“. 0s e POLIS” Boa Polise Tabanca Atan Sar- hoşlar iki Kişiyi Yaraladılar Polisin elinden kaçırılmak istenen otomobil A) Te hi de Atılan kurşunlardan delinen , dükhân camı müvazenesini kaybederek sokağt düşmüş, tedavi için hastaneye kaldır rılmıştır, Hava kurumu için konser .— Ture asa RA ğ şubesi tarafından 5 eylül pe İ günü akşamı sâat dokuzda Tepeba* * $ında şehir tiyatrosunda bir konsef verilecektir. Bu modern ve alaturğz. musiki konseri için iyi hazırlıkla” yapılmıştır. Konser hâsılat OHavs Kurumuna tahsis edilecektir. * 559035 perşembe günü saat 20 den sabaha kadar Türk Hava K# rumu Armavutköy kamun şubesi ta“ rafından Arnavutköyü akıntıburnu gazinosunun alt ve üst salonlarm * da caz ve saz - dans müsabakalari” balk şarkıları ve sair eğlenceler ye” prlacaktır: büfe her günkü gibidi” duhuliye yoktur. —— Festival hazırlıkları Şehrimizde yapılacak olan arsruli“ sal festivale 8 genç ve 8 de" erke gençle bir muzik heyetinin iştirak &” mek üzere 12 Eylülde Sofyadan haf€ ket edecekleri, şehrimizdeki Bülgâ konsolosluğu tarafından festival mitesine bildirilmiştir. Bu gençler E* çen Temmuz ayında Londrada yapi" lan Hayt Park festivaline iştirak Gi” miş ve milli danslarile büyük muvâf” fakıyet kazanmışlardır. Diğer taraf” tan festival biletlerinin Şeyoğlu* İstanbuldaki Natta acentesi şubelefi” le büyük otellerde satışma . den itibaren başlanacaktır. Dün 5 nikten bilet ve broşür istenmişti. Balkan devletlefinden yakında şeb" akın başlayacaktır. gim!. Ferid'in şaşkınlığı gitmiş ğildi. — Gel, İyi ettin.. Ben de hep seni düşünüyo” dum. için de Diyordu. Ona oturmak yer hazırlıyordu ama: — Nasıl geldi?. Burayı nereden buldu?. Diye de merak ediyo vadi Nesrin oturur oturmaz Feritt© sordü: sitil — Niye böyle dalgın gibisi" Ferit güldü: , — Dalgın değilim. Merak ©” tim, ğ — Neyi? ği — Senin buraya gelişini, peki siyah gözle Nesrin, katmerli — Amma da yaptın... vi Dedi, sözünü sürdürdü: Tarkan yasi