KIZILAYIN KERMESİ Çok kişi bana sordu; — Kermes ne demek? Ben de, Kızılayın 7 Eylül gü- nü için Taksim bahçesinde ha- zırladığı gayet geniş ve zengin bahçe eğlencesinin ilân satırları arasında maskeli bir göz gibi ışıldayarak tecessüs uyandıran bu esrarlı kelimeye dair bildiklerimi anlattıktan son ra yeryüzünün en hayırlı ve en doğru reklâmını yapmak niyeti- le ilâve cttim: ““Gödiniz oraya, çok eğleneceksiniz... Şimdi okuyucularım . arasıh- dada bana “Kermes nede- mek?” sualini tekrarlamak İStE- | sayım memuru bul T AN Genel sayım için Son hazırlıklar Yapılıyor Sayım ve numarataj işi üç bölüme İİ Bin dep Hilar ç , ayrılarak önemli bir surette çalışil- maktadır. Şarbaylık daireleri eksik numaraların takılması İşi öle, ilçe - baylıkler yazım memurlarmı bul - mak ve şbölgelerini (o göştermekte- dirler. Merkez sayım bürosu, Sarıyer ve | Beşiktaşta başka ifçöbaylıklara ait B cetvellerini bitirmiş ve tatbikata ilmek üzere ilgili yerlere gönder miştir, Sayım memurlarına verile - cek vesikalar ve defterler güzel bi - rer zarf içine konarak birer sandr- ğa yerleştirilmekttedir. İşin en ö- semlisi bulunduğu bölgeyi yazacak lmaktır, Birçok bulunması ihtimalini dü | bölgelende yeteri kadar memur bu - merkez yenler ma şünerek, bu yabancı sözün Hol | lunamadığı her yıl yapılan ulusal şenlikle- re, müstesna eğlenecelerle do- lı panayırlara verilen isim ve | yam bürosu, bunun dışında Oka) bütün Avrupaya yayılmış bir ra yeryüzünün enhızlı ve en doğru reklâmını yapmak niyeti- | pyar börk ie ilâve ediyorum: “Gidiniz ora- ya, çok eğleneceksiniz... Türkiye şimdiye kadar böyle bir şenlik görmedi. Tıpkı şu “Kermes” tabiri gibi, sabahına kadar İstanbulun bü- > basından dağılarak bütün | coşturucu panayır, bizde yepy€- mazotların büsule geti ni bir neşe kurmaya hazırlanı- $i zararlar yüzünden meydana çıkan | yor, hâdise Karen genişlemekte ve ö - — nemli almaktadır. Gidiniz oraya, çok eğlenecek- — mala alem Şirketi bürosunca du- yulmuştur. Haas: işleri olarak iş başından ayrılamıyacakları için sa- yımda iş werilmiyeceklerin memu - riyetleri ber yere bildirilmiştir. Sa- okur, yazar, yurtseverlerin kendi - Wklerinden ilçebaylıklara giderek bölgelerinde sayım için iş almaları- caktır, Bu işe geçen seferkine göre, daha çabuk di- <cceği anlaşılmaktadır. siniz, Hem yalnız siz gülmiye- Hüyriye, Akay ve diğer vapur kum ceksiniz, Kızılayın bir hızır gi-! panyalarile husus! bi imdadıma yetiştiği yığınlarla bedbahtın da yüzünü güldüre- ceksiniz. İşte yalnız Kızılay Kermesinin bütün öteki eğlen- celerden şu farkı, onun reklâmı- vesait sahipleri ve sandalçılar zararlarını tesbit ct - tirmekte ve Liman idaresi ilc Soko- İ ni Vakum kumpanyasın: protesto et mektedirler Şimdiye kadar bütün bu zararlara sebebiyet verdiği söylenen Sokoni n: seve seve yapmaya beni teş- | Vakum kümpanyası da Liman ida- vik ediyor ve tam bir emniyetle tekrar ediyorum: Gidiniz oraya, çok eğleneceksiniz. Peyami SAFA Lise ve Orta mek- teplere kaydedile- miyen çocuklar Lise ve orta okullarda kayıt ve kabul muamelesinin on gün sürdük 1en sonra bittiğini ve müddetin uza tılmadığını yazmıştık. Bu on gün - Jük müddetin kâfi gelmediği anla #rlmaktadır. Çünkü birçok talebe - Jer mekteplere kayıt olamamıçlar - | vaziyetini görenlerin resi aleyhine 804000 Tiralık bir pro- testo çekmiş ve zarar ziyan İstemiş” tir, Bu huşuşta dün. kendilerileste - mas ettiğimiz Sohoni Vakum kum panyası erkânı şunları söylemişler dir: — Bu bâdisede krhahat tamamen Liman şirketinin romorkö; ündedir. Dubada makine olmadığı İçin önün de kendisini çeken remorköre tâbi- dir, Halbuki bizim dubayı çeken Li- man idaresinin ramorkör kaptanı hiç lüzumu olmadığı halde iki akın arasma girmiş ve bu vaziycite anafor arasında kalan dubanın fena feryatlarını dır, Buna sebep te lise ve orta okul | dâhi duymıyarak dubayı yandan çek ların bu kısa müddet zarfında her gün pek fazla kalabalık olmasıdır. Bu yokluk arasmda kayıt olamıyan talebe velileri kültür direktörlüğü - ne müracaat ederek bu çilgti” bil - dirmek e kalmışlar - dır, Kültür direktörlüğü bu hususta bakanlıktan — gelecek direktifleri beklemeletedir. Kayıt ve kabul mu amelesinin 15 eylülde yeniden Rumbaya!! Server BEDİ Niçin mi ağlamıştı? Bunu kendisi de ilkönce pek iyi bilmiyordu. Se- limden ayrılıp dn Selime igi andan a) kadar sşen hatıraların ve duygula- rm tam bir şuuru belirdi. e, duyuyordu. Hattâ onun arkadaşları- na söylediği sözü hatırlıyarak, ken- di kendine: “Ben de bu çocuğu deli gibi sevebilirim., diye düşündü. O zaman derhal Selimin fedakârlığı. nı demek istemişti. Bunun için mek» tebe gitmekten vazgeçmesini istedi. Çocuk bunu kabul edince, kız ona mekte devam etmiş ve batmasına 5€ bebiyet vermiştir. Kazaya sebebiyet weren Liman ida- resimin “kendi vesaitidir. Biz de bu yüzden kaybetti ğimiz 20.000 liralık duba ile 10,000 liralık mazotu öde- mesi için Liman: idaresini protesto ettik, daha olmazsa mahkemeye de akkımızı arıyaca » ke öptürerek fat vermek arzusunu duydu. Fakat bu öpüş. Cemileye hemen Tahsinin dudaklarını ve öpüşlerini düşündür- müştü, Nefretten rengi uçtu. Bu- nun için; “İstemiyorum, diye mr- rıldanmıştı. Tahsin istemiyordu. far kat bunu Selime açamadı Artık bü tün ruhu kilitlenmişti. Sokakta bir- denbire, Tahsini bırakmak, Selimle yaşamak, bütün hayatını onunla bir- leştirmek arzusu içine doğdu. Selim onu hakikaten sevebilirse, aldatmaz. sa, terketmezse buna Cemile hazır- dı, Fakat teminata ihtiyacı vardı. Bunun için: “Bana doğru çevap ve recek misin?,, diye sordu, Fakat böyle ayak üstü, fol yok, yumurta yokken aşk teminatı İstemenin gü- İğnç olduğunu hissetti, sansılanıyor- muş gibi sesler çıkardı, “Ben sahiden deliyim, diye mırıldandı. O zâman Selime karş: büyük bir saygı duymı- ya başlamıştı. . O kadar ki Ber za manki lâöbaliliğini » unutarak ona resmi hitap etti, fakat Selimin bu değişiklik karşısında büsbütün hay- ret ettiğini o görlinee mantıksızlığın- dan utandı ve nihayet, Selimin eli onun eline değince, içinde sıkışan bütün duyguları, bu temasın sıcak- lığı ile kaynamış gibi gözyaşları ha- linde dışarı fışkırdı, Ne tuhaf şey! Cemile hayatında ilk defa olarak bu hisleri duyuyor, ilk defa olarak kendi ruhunun içini bu kadar aydınlık görüyordu. Hem ne tatlı ağlamıştı Sevda bu mıydı acaba? Bu ise ne güzel şey! İnsan bambaşka (oluveriyor. Bu Cemile, GEZILER şey ısmarlamak, bir etüt Bir bir müzakere yürütmek için bir. #akım heyetlerin seyahate (ge- zijye çıktıkları pek madir değil dir. Bu seyahatlerde elbette bir li maksat güdülmektedir. Her sa- man bu maksat - velevki; az çok oynayan bir nispet dahilinde - elde ediliyor mu? Burasını mat- hunt hör zaman bilemez. Çünkü bizde gazetecilerin umumü işlere nüfaz sahaları çok dardır. Bu heyetlerin ve bu gezilerin rapor- ları pek geç ve güç matbuata ak- seder. Hemen hemen kimse bu gibi işlerin gazetelerin diline düş- mesini istemez. Bunda belki kıs- men haklı olabilirler, Çünkü doğ- rusu bu gibi teknik veya idari iş leri tam salâhiyetlerle işliyebile Dul, yetim ve Tekaüt aylıkları Dul, yetim, emeklik (mütekait) İ aylıklarını kolaylık olsun diye mal | müdürlükleri yerine, aylık sahiple- | sine postahunelerden havalename ile gönderilmesinin düşünlüldüğünü bir kam i gazetesi yazmıştır . Bunu, ilgili yerlerden sorduk. Böy Je bir şeyin bahsi geçmediğini söy- lediler ve dediler ki: — İstanbulda 30 bin dul, yetim ve emeklik aylığı alan vardır. Bunun para tutarı 1 milyon 6 yüz 50 bin Mradır, Benun malmüdürlüklerin - den postahanelece verilmesi ve 30 bin kişiye ayrı havalename gönderi! mesi bugünkü şekilden olay ola - muyacağı gibi nihayet paranın alm- İodığına ait bordroda imza veya mii» hür tatbikatı vardır ki, bu, hiç te ko- iay bir iş değildir. ii iş, olsa olsa dul, yetim ,emek- na en veya biri ea ye UÇLARA GL Sl dan-yerilmekle dalın kölsylaştırt!ğ-, bilir, Bu da şimdilik görüşülmemiş- tir. . 9 Dul, yetim, emeklilerin üç ây- İ lıklarının verilmesine yakında baş | Janacaktır. Emlâk eytam o bankası, | maaşların iskontopuna dünden iti - baren başlamıştır. Emlâk bankası, yeniden bazi ter tibat almış, maaş tevzi yerine de » mir parmaklık yapmış ve koymuştur. Bu suretle numarasını veren her maaş sahibi vezne kısmına geçerek kolaylıkla maaşını *ir, — Olemobilii seyyahlar çok Bu şene memleketimize otomo - bille gelen seyyahlar her senekin- den çok fazladır. Dün de Paris üni- versitesinden Göhn Mayn, Pierre Marginen isminde iki erkekle Adele isminde bir Amerikalı kız otomobil İç şehrimize gelmişlerdir. Gezginler Paristen Edirne yolile geldiklerini ve buradan da vaptırla Köstence. bir sâat evvelki Cemile mi? Ne tu haf! Ne tuhaf! Kızın göründe her şey başkalaş- mıştı: Yalnız kendisi değil her gün geçtiği bu yollar Bile yepyeni ve bambaşka görünüyordu. Evin sokağına girerken, yokuşta, Hafize ile karşılaş, Kadın fena fe- na soluyordu, Cemileyi görünce: Neredesin ayol? dedi, seni aramıya çıktım. Başını solundaki eve doğru şevi- retek sesini yüksekti; turnike | derek otomobille Pa- | İTENLER Ne Dersiniz? —, VE iŞLER İ se onu da gazeteler vasıtasile i i Bu kabilden bir işi bugünlerde | Istanbul gazeteleri haber verdi - ler. Avrupaya bazı sipariş yap- mak için gitmiş olan bazı heyet- lerin siparişlerini, temas ettikle- ri fabrikalar anlayamamışlar. Bu | haber eğer yanlış ve yalan değil. || İ se şapılacak bir şeydir. Çünkü ne istediğimi bilen bir adamın bir fab * rihaya siparişini anlatamamasına | ömkân yoktur. | Eğer gazetelerin yazdığı ger -İ çek ve siparişler Yabrikalara'ün- latılamamışıs banu ya fabrikada | sipariş alanın lâf anlamaz birisi olduğuna yakıt de sipariş seren» İ lerin be istediklerini anlatamna» |, dıklarına atfetmek gerektir. Biz- ce bunun ikisine de iktümal yek. | KUÇUK HABERLER * Şimdiye kadar Yunanistandan ihcir ve üzüm alan bir Avusturalya firması, ik defa olarak memleke « timizden ürüm ve incir istemiştir. , * Türkofisi, festival münasebı tile gelecek geiginlere büyük ko - laplıklar göstermek üzere şimdiden hazırlığa başlamıştır. * Bâkırköy çimento şirketi genel heyeti üçüncü defa olarak 9 eylül - de toplanacaktır. * Arkeoloji öğrenmek üzere A » tinaya İki Türk kızının gönderil - mesi kararlaştırılmıştır. Bunlar bu günlerde şehrimizden Atinaya gide ceklerdir. * Birçok gıdı maddeleri ucuzla- tıldığı halde et Fiatlarının halâ pa- bl olduğundan belediyeye şikâyet İer vâki olmuştur. Bu hususta ya - pılan incelemelere göre et fiatları sormaldir. Bununla beraber mev - sim dolayısile o sığır kesilmeğe baş- daymca kendiliğinden ucuzlıyacak « ie. © Balık ve tavuk gibi hayvanlarm genel bir kontrola tabi tutulmaları kararlaştırıddmıştır. Çünkü bu gibi O.halde. Bu bir eayip şeydir. İ| hayvanların etlerinden'bazı zekir- Böyle bir şeye biz ihtimal veremi- “| Yenme vakaları olmuştur. Belediye yoruz. İİ doktorları gerektiği kadar satılığa da kararlar verildi, yasak edildi. Fa kat İstanbul halkı, böyle bir karara ihtiyaç hiseettirmiyecek kadar mü- nevverdir. Bu sebeple bu âcaip örtü leri kendiliklerinden terkedecekle- tini umuyoruz... — Evlere su neden çıkmıyor? Beyoğlu çivarındaki evlerin . üst katlarına su çıkmadığından şikâyet ediliyordu. Sular idaresinin bu hu- usta yaptığı incelemelere göre, taz winter wösreshe evleri her katlarına sü çıkabilmektedir. Harici su tesisatlarında da bozuk - luk yoktur. Ancak barr evlerin da- hili tesisatları bozuk olduğundan su” lar üst katlara çıkamamaktadır. Ge- çen sene şehire günde 36 bin ton su veriliyordu. Bu yıl her gün 33 bin ton verilmektedir. Yeniden in- şaat yapılmakta olduğundan gele - cek yıl da bu mikdarın 40 bin tona çıkarılması kararlaştırılmıştır. Peşte kongresine gidenler Londra - İstanbul otomobil yolu- için o yakında top- lanacak olan arsıulusal O kongreye İ memleketimiz nâmına iştirak ede- İ cek olan Türkiye Turing ve otomo- İ bil klübü başkanı Reşit Saffet kon- greye müşavir tayin edilmiştir. Kongrede, Londra - İstanbul yo- kanda tesis edilecek tedbir - ler üzerinde de kon! yaprla- cağı İçin Reşit Saffetle birlikte Kı zılaydan da bir murahhas gidecek- tir. Delegelerimiz cuma mi-“ şeh - rimizden hareket edeceklerdi: ; sonra, | Ben: "A... Ne fenalığı olâcak Hanım ?,. derken İçeriye o Hamdune cadısiyle gelini girmez mi? Annen onlara da meseleyi anlattı. Ben kaş çıkarılan bu hayvanları gözden ge - şireceklerdir. # Üsküdar ve havalisi tramvay - larının bu seneki inşaat” projesi bi- tirilmek üzeredir. Bu civarda ev - velce tek olarak; yapılan hatların gifte çrkarılması işi de bu ay «9 - | Buna kadar bitirilmiş olacaktır. nü * Yumurta ile y. görek, pan dispanya ve saire gibi maddelere yu murta yetine boya kullanıldığı rülmektedir. Bunun üzerine be ye kimyagerleri bu gibi maddele - Fİ sek sık tahlile karar vermişlerdir. Yumurta yerine boya kullananlar eeralandırılacaklardır. * Üniversitede ikmal imtihanları devam etmektedir. Bu #mtihanlar bir hafta devam edecek ve 17 Eylül de de son sınıfların mezuniyet en- gel yoklamalarma başlanacaktır. * İlk okullarda kayıt ve kabul mu amciesi devam etmektedir. Dün de okullar çok kalabalık © olmuştur. Kültür direktörü mektepsiz çocuk kalmaması için ber müracaatin ka - bul edilmesini mekteplere bildirmiş- e * Mühendis ve yo7 tarmmge yap zı csbaptan dolayı tehit Gerinti"14-9.935 cumartesi marların 17-8- insiğti, günü s2 at on dört buçukta yapılacaktır. * Davutpaşa gençler” birliği baş yazganlığından : Birliğimizin senelik toplantısı 8-935 tarihine tesadüf eden pazar günü saat 10 da yapılaca ğından idare heyetini seçmek üzere birliğe ilişik bütün âzanın hazır bu| Yunması rica olunur. * Şehrimizde bulunan Gümrük ve ir Bakanı Ali Rana dün öğledensonra inhisarlar genel di - rektörlüğüne giderek bir müddet meşgul olmuştur. —— Kabzımallar cemiyeti idare heyeti islifa etti Kabzımallar cemiyeti başkanı ve idare heyeti üyeleri istifa etmisler dir. Bu İstifa, kabzrmallarla beledi- ye arasmdaki noktai nazar anlaşa - mamazlığının sonucu (sayılmakta * ır. Cemiyet ü lantı yapacaki göz ederim, görmer. ir hepsini söyledi, çıktı işinden. Ben sana de- medim mi? O Hamdune karıya, geli- nine emniyet olmaz diye... Efcn- dim, vay... ne demekmiş elin Tahsin beyine nikâhsız kız vermek... “Ayol herif nikâh yapacak, dur, telâş et- meyin, karisinr oboşasın da ondan sonra... di; Hamdune, hele sokak süpürgesi gelini dinler mi? Bunlar kaynana gelin bir oldular, annenin üstüne yürüdüler, “Sakın hanım sen, dediler, çıldırmadın in- salah... Sakın... Bunlar Beyoğlu dü- zeni!,, dediler. ondan sonracağızıma eiendim, senin ne sürtüklüğünü bı- raktılar, ne orospuluğunu... Cemile gittikçe kızarıyor, şakakla- rı zonklüyordu. Gözleri Yağlıkçının eviyle Hafizenin yüzüne hızla gidip gelmeğe başladı Kapıyı çalsa açmaz- Jar... Fakat o ana kızı eline göçir- mezse düşüp — Hangisi bunları söyliyen? di- ye sordu, kaynanası mı? Gelini mi? Hafize başını iki yanına da sallı yarak: — A... İkisi de, ikisi de... dedi, ama daha ziyade gelin, gelin... O sırada Nazlı pencereden başım uzattı ve Hafizeye bağırdı: — Gene ne fitneler yumurtluyor- sun, teccal karı! Hafize pencereye doğru yumruk- Yarını sıkarak haykırdı: — Yalan mı, ayol, yalan mı? Al Jah var... Allahtan kork... Söyleme- 49.035 SIRA BEKLEMEK Bir vapur iseklesinde atsan-yere düşmiyecek. hi o kakışan, Diyeceksiniz ki, şamları dönüş ve sabahi diş vapurlarında bütün “ rin önü böyle olur, Biz buff. lıştık. Sanki ne diye şim tup bunu yazıyorsun?,, Belki hakkınız var, Bir, fazla memur ve tahta perdf. de açılacak bir iki delikle vi tişip kakışmanın, bu yazi neşte, kışın karda, yağı bekleşmenin önüne geçileii, ceği halde geçilmek istendi. gini biliyorum. Onun için yi yazıyı yazarken 'bunun geçilir diye düştnmüyoruü. Alışma denilen nesneyi de alışmağâ gatağıy orum nız bu işte bir türlü alış ğım bir şey var, Sıra bekle, sine yanaşmıyan açık gö yi saygısızlığı, Düşünün bir Dr Yorgun argın gelmişsiniz, tinizi almak için kişenin ör deki kalabalığın Kuyruğüğ yerinizi tutmuşsunuz. Srs pi gi gelsin diye bekliyorsunuz” den; telâşlı bir açıkgöz şöyle bir yana iterek ö # geçiveriyor. Yahut, kişeriii biir başından, elini deliğe ye veriyor, Bu açıkgözler bir sa yine neyse. Bilet a şer dörtte üçü bu kurnazlığı Orhan SELİ rirlerse ne yaparsınız? Pr. Prost geliyor “ yeleri, pazartesi gür | RR Şehircilik mtütehaasısi Prost “iy Jülün on beşine doğru Pariste rimize gelecektir. Mütchassit ği ru Yalovaya gidecek ve Bayt işlerini gözden geçirdikten e şehrimize dönecektir. Prost , gehi: plânımn hazırlanmasile si, gul olacaktır. Türk mimarlart Vi# diniee bu yolda yardım edel i, —— bi Buğday fiyatları ml iğ gir gf buğday İğ da azllmaştar. kadar mevcut stok yekünü ton olarak tesbit edilmiştir. haftanın stok miktarı 24.221 Değirmenlerdeki un ve buğ: tarı ise 9,233 tondur. ani Ölümile memleketin * ve denizcilik âlemini m! 5 ellim eden merhum Zade Bay Ruşen'in için bu ayın beşine te eden perşembe günü £ on üçte Yenicamide w lidi şerif okutturulacağ dan merhumu tanıya? sevenlerin teşriflerini gılarımızla dileriz, Merhumun ailefi Gelinin arkasından bayanl sesi çikti: — Söyler a, ne varmış, o işte... Pek âlâ etti... Sana "© birdenbire Çemilenin & Üzerine aldın? Tahsinin yanı” yamaklığına mı gireceksin? şi Bunları söyliyen Hamdun€, “f lenin orada olduğunu eği Gelininin yanmda pencer: N çıkarıp 'da Cemileyi görünce Se dışarı çıkarmasile içeri sol oldu, Yağlıkçıların 2 O sırada küçük “Fevzi “çıkıyordu, nın açıldığını görünce bir atıldı, evin içine daldı.“ * Ç. Merdiyenleri dörder dör” ” yordu. i Sofada, korkudan bucs” bir kaçacak delik arıyan nl 'diz östü çöktürdü, dığı için iğilerek bir kulağı”” mıştı, Kanlar akıyordu. Hamdune pencerede, a“ kadar; “İrodat) yetişinl kırıyorlâtdı. Cemile Nazlının tahtasına vurarak: — Sus! iftiracı karı! Söyle bana bakayım? 09“ diye bağırıyordu. id agi y ip kalasın Vav gi —. #, pl ge / İM TE LUST.