13 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

13 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA AŞ e e e yer Sait Molla Ile Yardakçıları Tarafından Uydu- rulan Bir Suikast Masalı ve Bir Yazı Bunlardan başka Türk eratı tara- Yından Yunan eratma iyilik ve öğüt olmak üzere artık savaşı bırakıp sissma dönmeleri için yazılmış oirçek beyannameler vardır. Bunla rın rumcaya çevrilmesinde Bay Hi - “Tâlinin, basılmasında da matbaacı Kâzım ve Hüsnü kardeşlerin değer di ve yılmaz yardımları olmuştur. Bulgarca beyannamenin İstanbulda tekrar bastırılması işlerinde de, şim di Dış Bakanlığı memurlarından 'Bay Ali Rızanın adını anmağı bir takdir borcu sayarım. Bulgarca bi « dikleri halde beyannameyi gözden geçirmekten bile korkan ve iş bit- tikten sonra kahramanlar gibi mey- dana atılan ödsüz ve yüreksizleri de şimdi nefretle hatırlıyorum. Yukarda, işgal kuvvetlerine karşı Sait Molla ve yardakçıları tarafından uydurulan suikast bahsinde şüphe uyandıran tesa- düflerden birinin de, Halide Edi bin “İstanbul Gençlerine” diye yazdığı bir yazı olduğu söylen» mişti. Propaganda eserleri ara- sında iyi bir örnek olacağı için onu da buraya koymak hevesin- den kendimi alamadım. İstanbul gençlerine Selâm arkadaşlar! “Bügün sizinle Anadoludan #onuşmaya geldim. Büyük harp başlayalı hep sizden bir haber bekledin. Dünya harbinin zili bizim topraklarımızda, bizim son yurdumuzun üstünde olur - iken, zannettim ki Batıdan gelen her rüzgâr, İstanbulun kalbinin çarpıntısını, başının ateşini ve fedakâr düşüncelerini fısıldıyor. Fakat bu haber hülyası, bu ha- ber intizarı, hep cansız bir sü - küt, dilsiz, uzak... we. hareketsiz bir ıztırap aksinden başka bir cevap almadı. Biliyorum ki siz çok müztarip ve çok merak için desiniz ve kalbiniz bizimle be - raberdir; fakat biz sizden kanlı ve ilâhi istihlâcı mücadelemize karşı sadece ıztırap ve uzaktan dua beklemiyoruz. Dinleyiniz! Anadolu harbin - de ne ıztırap, ne de felsefi dü - şünceler vardır. Anadolu harbi, bütün bir milletin bir tek insan gibi beraber işleyen kafası, bera ber çarpan kalbile ölüme yüzü- nü çevirmiş, cehenneme gözle - rini dikmiş, işkenceye, azaba, s€ falete omuzlarını silkmiş son yurdunun üstünde döğüşen bir millet gazasıdır. Garbin bütün vesaitini, İngi- liz imperatorluğunun tükenmez hazinelerinden alan Yunanlılar, gözlerinde parıldayan Türklük mirası hayalile döğüşürken bi- Jiyorlar ki bu mirasm sahipsiz kalmasını bütün “Garp istiyor. Bunun için kendilerine açık me nabii nihayetsiz zannediyorlar, bunun için krallarile, hânedan- larile, bütün mal ve canlarile, odimağ ve kudret olarak neleri varsa onunla dövüşüyorlar. Anadolunun arkasında bütün” mazlâm milletlerin hakkı ve kalbinde kendi yanan yurdu - nün, saçından sürüklenen sevgi- lilerinin kılıcına sığınan bikes gözlerinin hayalleri var. Fakat bütün Türkiyenin, bütün Tür - kün can ve İstiklâl davasında çarpışanlar arasında boş ve ek- sik yerler var. Bu eksik ve boş yerler kimlerindir söyliyeyim mi? Gerçi bu şeci ve kahraman Türk kütlesinin başında, yanın da İstanbuldan gelmiş yüzlerce zabitler var ki hayata kanma - dan, en küçük bir siper arama - dan Anadolulu kardeşinin yanm da vecd içinde ölüyor. Yarası - nm ıztırabını, mahrumiyet ve sr kıntılı millet şahrdet'inin acı, fakat ems-'siz t--'-i, heyecanı- nı tadıyor, Göğsünden akan kan Jardan en ilâhi bir şarap gibi sar hoş, şakaklarında, damarların « da akan ıztıraptan en yüksek bir aşk heyecanı gibi bihoş göz lerini kapayıp ölüyor. Birçok kumangdanlar var ki Allahın ver diği kabiliyet ve kahramanlıkla rile imanlarından yeni ateşler, yeni kudretler yaratıyor, heran en buhranlı ve en meşakkatli bir mesai ile uykusuz, rahatsız didişirken, ayni zamanda kavi göğüsleri de nefer arkadaşları kadar ölüme çevrilmiş bekliyor lar. Size bir misal ile söyliyeyim, ve Anadolu ordusunun halini si ze ben bir tasavvur ile anlata - yım : Vatanımız, milletimiz, kalbi- mize sahip olan ne kadar sevgi- li ve ebedi şeyler varsa bunların ve bu aziz Türkiyenin kalbine | dünyanın kılınçları birden bat- mıştır; fakat Allahın bir muci- zesile o yalnız yaralanmış ve öl memiştir. Bunun yattığı yaralı sediyesini, Anadolu ordusu o » muzlarına almış, onu sarsma - dan, öldürmeden şifa ve halâs diyarma götürmek istiyor. Yal- nız bu işe bütün haris ve kötü Garp hükümetlerinin timsali o- lan şeytan, bütün çirkin ve kor- kunç hilelerile karışmıştır. Şim YENİ NEŞRİYAT HAFTA Bu haftaki sayısmda Peyami Sa- | recai fa'nın “Biraz aydınlık, fıkrası, Şeh- remini Rıdvan paşanın nasıl öldürül. düğü ve üniversitelilerimizin kamp hayatından safhalar vardır. Bunlar- dan başka on senedenberi Avrupa ve İstanbul arasında uçan ürk pilotu Mehmet Alinin Hafta muhabirine beyanatı, kauçuk bir tek- ne ile Okyanusa açılan Mustafa İh- sanın sözleri, sabillerimizin sihhi kıymeti, resimli fıkralar, küçük hikâ- ye bugünkü Hafta'nın zengin mün- dericatından birkaçıdır. Liman Han, Telefon: 22925. Trabzon yolu GÜNEYSU vapuru 13 Ağustos SALI günü saat 20 de RİZE'ye kadar, Izmir sürat Yolu SAKARYA vapuru her hafta PERŞEMBE günler! t 16 da İstanbuldan İZMİRE ve PAZAR günleri de İZMİRDEN İstanbula kalkar. Mersin Yolu | vapuru 16 AĞUS E TOS CUMA smat 10 da Mer- E sine kadar. 5 RAN DARA AAA AADAAA AAA RAS AAA SORMA AA LI ; E e Yi ye Aziz Hüdayi AKDEMİR di sediyeyi taşıyan her ferdin ayağınm altma ateş ve kılmç koymuştur. Sediyeyi taşıyanlar, her adımda yatıp düşüyorlar, fakat her eksilen, yere serilen omuz yerine, on omuz, yüz o- muz birden geliyor, sediyeyi gö türüyor ve bu Anadolu ordusu, işte sıra ile aziz Türkiyeyi şifa ve halâsa götürmek için adım başında yanan, adım başında yangına ve ölüme aşklarm en mükaddesi ile koşan fertlerin or dusudur. Bir gün burada bu aziz vücu- dü, bu zulmetten, bu yangından ve ölüm yağmurundan kurtara- cak ve yüksek bir tepede güne- şe, nura, şifaya ve halâsa erişti- onu taşıyan için çarpan kalplerden birçoğu sediyenin geçidini kendi kemik lerinden yapmış olacaklardır. Bu hayal, Yunanın açgözlü tüccar hayalinden, İngilizin şey tani tahakküm hayalinden, da- ha ne kadar yüksek ve güzeldir değil mi? Halbuki onlar herşey- lerini, bilhassa dimağ olan her- şeyi ateşe attılar. Bizim aziz Türkiyenin dimağı olan İstan- |! bul gençliği herşeyini verdi mi? (Arkası var) AÇIK TEŞEKKÜR Sevgili annemiz Biga'da Fabrika- tör Ulubay İbrahimin eşi Bayan Lütiyenin İsparta'da rahmeti rah- mana kavuşması münasebetile gerek telyazılarile ve gerek | şilahen tazi- yette bulunan saym dostlarımıza ay- rı ayrı sayğılarımızı sunmağa tees- sürümüz mani olduğundan gazete- nizle saygı ve teşekkürlerimizin ib- Mâğını rica ederiz. Kısı : Saide Rüştü Akın Damadı : General Rüştü Akın | KAN Gündelik Siyasal Gazete l İTELEO Nİ Küre heri zesin | TELGRAF: “TAN, İstanbul İ ABONE Türkiye için Dışarı için Lira K. LiraK, Bile aylik 150 » 4— 8... 70 *14— 1 yıllık — 3— İLAN Hünlar için Hlâncilık Şirketlerine mü- tacaat edilmelidir. Küçük inler doğrudan doğruya idaremizce almabilir. yakl Ulnlerım 5 şatrtaı bir deekik İstanbul dördüncü icra memurlu- Hundan : Şüyuundan izalesi için pa- râya çevrilmesine karar verilen (AÂv- nüstamet) adlı kömür kayığı Haliç- te Karaağaçta iskelede 17-8-935 cu- martesi günü saat 10-9 da satılaca- fından isteklilerin mahallindeki me» imuriyete müracaatları ilân olunur. i | | Dr. Hafız Cemal SAGLIK ÖGÜTLERİ Arının Zehiri Kobra yılanının zehiri kanser has- talığındaki şiddetli acıları azaltmak için o kullanıldığındanberi hekimler arı zehirine de teveccüh göstermeğe başladılar. Romanya'lı tanınmış iki hekim — G. Marinesko ile O. Gre- göresko — yakında yaptıkları bir'in. celemeden sonra, arı zehirinin roma- tizma hastalıklarında faydası olduğu» nu haber veriyorlar. Onların söylediklerine göre, hiçbir iliçla geçirilemiyen inatçı bir siyatil hastalığı arı zehirile iyi olmuş; müz- min bir romatizma hafiflemiş; ne olduğu anlaşılamıyan bir intandan| ileri gelen ve belde sinir uçlarına il- | tihap veren bir hastalık pek ziyade hafiflemiş; bilekte romatizmadan bir İ mafsal iltihabı büsbütün iyi olmuş; göğüste bir sinir bir diş ağrısı yine ü Yılan zehirindeki faydanm anlaşıl- ması üzerine, kanserli hastaları doğ- rudan doğruya yılana isırttırmak için mahsus sanatoryomlar kurula - mamıştı: Çünkü yılan ısırması, şifa- | k da olsa korkunç bir şeydir. Halbu- ki arı sokması öyle değildir. Hemen herkes ya çocukluğunda, ya büyü-| dükten sonra, ârı sokmasının acısını duymuştur. Onun için Romanya'lı doktorların İ“celem&i üzerine belki | bir gün, romatizmalı hastaları doğru dan doğruya arılara sokturarak teda- vi ettirmek üzere mahsus Sanator- | yomlar kurulacak, orada hastayı kor- kutmadan, nazikçe gelerek hastanın | mahsus açık bırakılacak bir tarafını| ssıracak, terbiyeli, bu iş için talim edilmiş arılar kullanılacaktır. Fakat © vakte kadar, romatizma ağrılarını ârı zehirle tedavi etmek herkesin işi değildir. Romanya'lı doktorların incelemeleri başkaları ta- | rafından tekrar edilerek tasdik edil. dikten sonra, ilkin arr zehiri de, yı. lan zehiri gibi, gişelerin içerisine ko. nularak, şırınga ile kullanılacaktır. Şu kadar ki, romatizma ağrıları pek çok kimsede bulunmadığından, bir yerde arı kendi kendine gelip te sokarsa biç merak etmemelidir. Va. kid arınm sokması da — sonradan romatizma ağrılarını geçirse bile — insana haylice aer verir, arının sök. tuğu yer şişer, Fakat biraz amonyak yahut sirke onları geçirir. Onlar bu- İunmasa bile, kolonya her evde bulu. nur. Ağrılarla şişen bunlarla geçmez. ve uzunca bir miiddetle dik su ban: yonu”pek iyi meliri ma ; Lokman Hekim e ———— İ İ TİFOBİL Dr. İhsan Sami İ Tifo ve paratifo hastalıklarına tu- tulmamak için ağızdan alnan tifo haplarıdır. Hiç rahatsızlık vermez. | Herkes labilir, Kutusu 55 kur OPERATÖR DOKTOR NIMET Ankara caddesi Zorlu apart- man No, 21. Pazardan maa- | da hergün saat 2-6 hastalarını | kabul eder. 4932 i ! İ | ! 5757. Dr. A. KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N.33 5838 | s2 | DOKTOR Rusçuklu Hakkı Üzel Galatasarayda Kanzuk eczahanesi karşısında Sahne sokağında 3 nu- maralı apartımanda | numara, Dahiliye mütehassısı Pazardan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İstanbul Divanyolu No. 118, Muayenehane ve ev telefonu' 22398. Yazlık telefonu Kandilli 38. Beylerbeyi 48. pe Devredilecek ihtira beratı “ Amonyak o terkibi | istihsaline mahsus cihaz” hakkındaki ihtira için akamış olan 14 Eylül 1925 tarih ve 345/348 numaralı ihtira beratının ih- tiva ettiği hukuk bu kere başkasına devir veyahut icara verilmesi teklif edilmekte olmakla bu hususta fazla malümat edinmek İsteyenlerin Gala- tada Aslan Han $'nci kat 1-4 nu evişMeler lenme Bir şöförün evlenişi Bazı yazılarımızla ve bazı dertlilere verdiğimiz cevaplarla birçok çamlar devirdiğimizi al- dığımız mektuplardan anlıyo » ruz, Verdiğimiz hükümlerin ve tavsiyelerin birer formül ve her | derde deva birer ilâç olamıya - cağını peşinden söylemiştik. Öyle tabiatler, vaziyetler var - dır ki, bizim tavsiyelerimizden istifade edemezler. Bize şoför Çakıroğlu imzasile mektup ya- zan delikanlıya bunu hatırlat - mamız lâzım, Çakıroğlu diyor ki: “Geçende bir yazınızı oku - dum. Seviye, meviye diye bir şeyler yazmışsınız; sanki biri- nin seviyesi düşük, Btekininki parlak olursa iyi olmazmış gi- bi. Karısı âlimce, kocası yarım okumuş olursa bunların rahatı, huzuru bulunamazmış. Bal gibi bulunur, misali ben ve bizimki, Bu mektubu bizim | bayanla başbaşa yazdığımız için sözümde hilâf yoktur; o da be- ni sever, ben de onu... Halbuki ben yarımyamalak okur yaza - rım, 6 lisesini de bitirmiş, Da- rülfünununa da gitmiş... Nasri evlendiğimizi de anla- talım ki hükmünüzü ona göre verip yanlışınızı düzeltesiniz. İki senc evvel bir gün Kara- köyde kapıma bir müşteri gel- di. Taze, yüzü gözü kızarmış, üstü başı düzgün, ama biraz pe- rişanca bir kız, Kapıyı kendi- liğinden açtı. İçeriye gird “Bebeğe doğrm çek!” de Çektik, Arnavutköyünde iki kırık araba yüzünden on dakika ar ebe erânt, “geçiyoruz. Yine ses yok. O Zaman merak edip arkama döndüm, bir de ne göreyim, hanım kız hüngür hüngür ağlıyor. Merakıma gitti. Sesimi çıkarmadan bir kenara gelip durdum. Bekledim, onun hıçkırıklarını yüreğim parçala- na parçalana dinledim. Baktım, devam ediyor: — Bebeğe geldik küçük ha- nım! Diye seslendim. Gözlerini mendilinden ayırmaksı zın: “Yürü, Boğaza doğru...” de- di; yürüdük. Baltalimanına ge- ince artık baktım ki, kızcağız baygınlık geçiriyor. Durdum, orada başladım nasihat etmeğe. Ağlama kızım. Anlaşılan ba- şından bir sevda dumanı geç - miş, Daha dur bakalım; kaç ya- şındasın, Daha böyle çok felâ- ketler görür, geçirirsin. Senin gibi güzel bir kıza yazık değil mi? Ağlama yavrum, ağlama... Anlaşılan çapkımın birine düş- müşsün, Dünyada insan kismi na kırağı mı girmiş. Elbet biri ni daha bulursun. Senin gibi gü- zele kim gönül vermez. Lâfı uzatmıyayım; ertesi gün söz kestik, Üç ay sonrâ da ev- lendik. Bugün iki senedir, karı kocayız. Ne o benden şikâyet eder, ne ben ondan, Hâlâ biribi- rimizi severiz, Sigortaları “halk için Telefon : (43697) maralara müraraat eylemeleri ilân o- Junur, » 5973 etmeleri, Diyeceğim şu ki, küfüv ol-| niden meyil duymazdı.. 4 iTTiHADI Türk Sigorta Şirketi İ Harik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta 13-8.935 gz mak, seviyesi bir olmak filâf hep boş lâkırdıdır. Gönüllerâi aşk ateşi olmalı, işte benim diğim budur.” Kim bilir nasıl bir yeis içi” de, belki yaşamaktan bile üm dini kesmiş bir genç kıza ta/€ bir ümit ve yeni bir hayat verei soför okuyucumuzun hakkı vaf Onun kendi seviyesinden yük" sek bir seviyedeki kızda buldü” ğu bu saadet mahir bir teselli” nin ve bir yeniden hayat ver * menin mükâfatıdır. Eski sevgili Bakırköyünden Vedat imza sile: “On sene evvel tanıdığım bif genç kızla üç buçuk, dört sen sevişmiştik, Ben mektepten Şi karak bir iş sahibi olunca on“ almağı düşünüyordum, Faks tam imtihanlarım sırasında onu kısa bir müddet ihmale mecbur olduğum birkaç gü içinde onun tarafından ihanet€ uğradım. Beyoğlunda onun bif adamla başbaşa bir gece geçi” diğini öğrendim ve o günde sonra nefret ederek onu bıra” tım, Aradan beş altı sene geçti” Onun evlendiğini, hattâ bir ç0“ cuğu olduğunu işitmiştim. G€“ çenlerde garip bir tesadüfle © nu ve küçük çocuğunu bir bah” çede gördüm. Yanımdaki mas#" da oturuyorlardı. Ben de ya” nızdım, Nasri oldu, bilmem; lüştük, selâmlaştık ve konuş * mağa başladık. Bana hayatın çektiği sıkıntıları, kocasının nâ* sıl feci bir kazada öldüğünü af” lattı. Gözleri yaşardı, birdenbi" re içime bir hüzün çöktü ve teselli ettim. Aldım, çocuğu il€ dışarı çıkardım, evine kadar gi türdüm. O gündenberi ili dö” senelik aşkı yeniden ya: hissetmeğe başladım, Böyle P* ihanetten ve böyle bir fasılağf” sonra bu aşkım devamlı oli ceğine ihtimal verir misiniz? Birçok insanlar vardır ki vw dad'ın beş sene evvel tam im”. hanlarını vereceği sırada &' düğü ihanetten sonra bile gililerini bırakamazlar. Bi öyle bir ihanet onları eder; sevgililerine daha bağlar, Bu bir gönül ve biat meselesidir, Vedad'n dan beş sene geçtikten eski sevgilisini büsbütü bir ruh ve kalıp. içinde bütün eski kinlerini, ne! ni unutmuş olması ve artti karşı hiçbir tiksinti du; da kabildir. Bu da bir görül vaziyet meselesi. Yani, Lİ Vedat şimdiye kadar bir sını sevse idi, hiç şüphe ge sin ki, eski sevgilisine ii ARAR Ra * di MiLLi müsait şeraiti havidif aranmaktad”" a 4.4887. z Satılık sütlü inekler ve hayvanât Boğaziçinde, Büyükdere'de, Bilezikçi çiftliğindeki Yirmiye yak”. inek hayvanatı ile beygir ve taylar satılık olduğundan talib olanlar için çiftliğe ve pazarlık için Katırcıoğlu hanında 64 numarayâ

Bu sayıdan diğer sayfalar: