iz SAZ AİR / 4 Ortasında, büz tutmuş büyük bir bir avluyu adımladılar. #n yalın kılınç nöbet bekledikleri bir dan binaya daldılar, Yirmi adım kadar yürüdüler, Son- ta çıktılar. ceviz kapıdan geçti, uzaklaştı. dan birinin kulağına birşeyler fısılda- boldu. r ve teprenmesine müsaade ct ardı. Delikanlı fena halde sinir: mayı, yanındakilerle boğuşmayı düşü: nemiyordu. İşin tuhafı... bu delik içinde bir dostluk belirdiğini de his: setmeğe başlamıştı. Evet... Kollarını gayetdürlşt birer kavrayışla tutan ve kendisile tek kelime konuşmamış o - Jan bu delikanlılara bir türlü kızamı- yordu Neden? Bunu tahlil etmeği düşüne- gek halde değildi. Zannediyordu ki tesadiifün karşısı- mâ çikazdığı biribirinden münasız ve garip hâdiscicri bu son tesadüf kökün den hallediverecek, Murat Oğlanın, belki de kendi hayatının sırrını ar son ra öğreniverecektir. Ve bunda tuhaf bir münasebet te buluyordu: Boz bir kurdun peşinde yollarını bulanların neslinden değil miydi? Eh.. Kendi hususi bayatmda da işte bir başka hayvan yol gösteren bir rol oy- nuyordu. Beklemesi uzun sürmedi. Az sonra tung,işlemeli ceviz kapı ardına kadar açılmış ve Batır Hanı bum ruşuk suratlı bir kenara çekilip: — Mirzayı ünlü ve ulu hatun kabul etmek lütfunda bulunacaklar! Diye bağırmıştı. O zaman kara papaklılar derhal delikanlıyı serbest bırakmışlar ve hep si sağ ellerini kalpleri üzerine basa- rak yol vermişlerdi. Kuş oğlanın ilk hareketi yumrukla» rını sıkıp kollarımı sallamak oldu. Sonra üstünü başını düzelterek kapı- dan içeriye girdi. Bir odadan, büyük bir salona, bir ikinci büyük salondan bir küçük oda- ya ve oradan bir koridora ulaştılar. Orada buruşuk suratlı adam üzerine sarı sırma ile kanatları açık bir ejder işlenmiş gök ipekten bir perdeyi açtı ve yüksek sesle ve çok resmi bir ta- vırla demin söylediği sözleri tekrar Adı: Ç& — Miram, kazan'ın ünlü ve ulu ha- tunu sizi kabul etmek lütfunda bulu- nuyorlar. Kuş Oğlanın yüreği “küt küt!” vu- ruyordu. Kalpağını sağ kulağı üzeri- ne ve göğsünü gererek yürü- dü. Fakat geçer geçmez az kal sın küçük yutacaktı. Dehşetli bir hayretle durakaladı. Olduğu yer, son derece ağır döşen- miş bir odaydı bu... Ve, tam ortasın- da bir beyaz ayı postunun üzerinde uzun boylu, harikulâde güzel genç ka dın ayakta duruyor.Batır Han İse 80- lunda ve dört adım uzakta, ellerini göğsüne kavuşturmuş, ancak mihrap önünde koyu bir müslümanda görüle bilecek bir huşu ile gözlerini yere dik- mis bulunuyordu. Delikanlı, “Acaba yanlış mı görü- yorum?" gibilerden kadına bir daha baktı, Hayır... Yanılmıyordu. Bu ya oydu, yahut onun bir benzeri veya ay- ni anadan, ayni babadan doğmuş bir kız kardeşiydi. Onun... Yani Kıpçak ovasındaki lıklardan çekip çıkardığı gencin, ki rip, esrarlı ve kanlı bir kavganın 80- nunda Bozkırın ortasında havalanmış, yahut erimiş gibi göze görünmez ol- muştu. Bu şaşkınlığında, kimbilir ne kadar devam edecek ve kimbilir nasıl bir pot kıracaktı. Bereket versin hatun güler yüzle bir iki adım ilerleyip; — Mirza... Sizi pek beğendiğimizi söylemekte, kim Diyeci nizi de di- 5 Sonra Batır Hana doğru ilâve etti: — Ünlü Han, vadinizi yerine getir- mez misiniz? Ve Batır Hanın uzattığı eli tuta - tak Kuş Oğlana yaklaştı. Son derece hâkim bir sesle; — Barışmız! - dedi « Ne siz, ne de Batır Han biribirinize düşman ola - dönerek havuz bllunan, zemini mermer döşeli Önünde koca papaklı iki babayiği- başka kapıdan, basık ve, dar bir kapı" ra dar bir taş merdivenden ikinci ka- Burada Batır Han kafileden ayrıl dı, kendisini güler yüzle karşılayan buruşuk suratli bir adamı takip ede- rek tunç işlemelerle süslü büyük bir Kırmızt yüzlü genç te, adamların- dıktan sonra ayni kapıdan girip kay- ,— Kuş oğlanı hâlâ kollarından tutu * leniyordu amma öyle bir merâk ve te- cessüs içinde idi ki yeniden arslanlaş- nlılara karsı — Mamış Bırdı Han uluşundaki sırrı ve as Nizamettin NAZİF ——— Boz Bir Kurdun Peşinde Yollarını Bulanların Neslinden Değil miydi? Eh. Korkunç İvan, çadırında, bu işin pek kolay başarılabileceğini sa- mazsınız, Zira siz, her ikiniz Kazan'ın dostlarındansınz. Kuş Oğlan uzanan eli istemeye is temeye sıktı, Bu sözlerden birşey an | Jamadığı muhâkkaktı, Hatun devam | etti; — Ivan'ın İleri karakolları Çalım kalemizden yirmi dakika ötede dolaş» Yapılan resmi tetkiklere göre, vk yil eği ae REN 22 İayısile, ümit edildiğinden azdır.Tah minler 8 bin sandık mahsul alına” cağı ümidini verdiği halde, ancak 4 bin sandık çıkabileceği anlaşılmış » tr, Tecimenlerin ellerinde oldukça önemli stok bulunduğu için, piyasa bugün için durgun ve isteksiz gö - rülmektedir. Müstahsillerden bir ço ğu yeni mahsulü afyon inhisarı ida» resi depolarına teslim etmeğe başlar mışlardır. İdare, bu mahsullerin pa - rasını ihtiyaca göre ve satm aldığı zaman ödiyecektir. Ve alım flatı da idarenin eylülde ilân edeceği fiat - lara göre tayin edilecektir. Avrupadaki afyon piyasasının da pek istekli ve hararetli olmadığı an- Taşılmaktadır. inhisar idaresi, küçük İstekleri karşılıyarak ufak partiler | halinde yabancı pazarlara mal göndermek - tedir. Son zamanlarda, bir kaç İtal » yan tecim evi tarafından verilen si - parişler gönderilmiştir. Afyon piyasası, daha ziyade kış mevsimlerinde oynadığı için, bu Yr- bn hususi durumu gözönünde tutu- larak, eylülden sonra iyi satışlar ola bileceği umulmaktadır. Avrupada - ki afyon fabrikaları Xartelinin elin - de bulunan stoklar tükenmiştir. Fa - kat bizimle başlıyan temasların men- fi sonuçlar vermesi üzerine, kartel mümessilleri, afyon müstabsili di - ğer memleketlerle görüşmüşler ve bu yılın ihtiyaçlarını az çok temin et mişlerdir. Afyon siyaseti; receği umulan ve mi yonu tarafından onaylanan yeni af - Yon raporu, henüz bakanlar heyetin- den çıkmamıştır. Verilen bir habere göre, bir çok bakımlardan Üstün sa * yılan Türk afyonunun revacını ârt - yeni bir hiz ve cşarlar komis rmak ve dış pazarlarda münait şart #AE-larla istihlâkini temin etmek için ye- ni ve önemli tedbirler alınmak üzere- dir, Şelik Men bekleniyor Şark piyasalarını tetkik etmek ve Satış imkânlarını aramak üzere uzak şark mıntakalarına giden uyuşturu- cu maddeler inhisarı idaresi ticaret müdürü Şefik Men on güne kadar şehrimize dönecektir. Şefik Mân, Si bil yolile Moskovaya dönecek, ofyaya uğradıktan sonra İstanbula gelecektir. Si Afyon koleksiyonları Uyuşturucu maddeler inhisarr ida- resinin buluhduğu Vakıf hanımın alt salonunda afyon (koleksiyonlarını gösteren bir nümune meşheri açıl - mıştır. Bu koleksiyonlarda afyonun ekimi, kozası, işlenme tarzı hakkın - da muhtelif nümüneler bulunmak » nıyordu. “— Bana karşı gelmek Kazanlıların haddi mi?,, diye düşünüyordu. mağa başladılar. Kazan'ı sevenlerin büyük fedakârlıklar için hazır olma- ları lâztmdir. Öyle günlerdeyiz ki.en büytk şahsi menfaatlerimizi unutmak ve hırşlarımıza, kinlerimize, yalnız... Amma yalnız İvanı hedef tutmak ge- rektirg TArkâsı var) İL ILİ Bu Yılki Afyon Ürümü Tah- minden Aşağı Görülüyor tadır. Meşher, daimi olarak muhafa - za edilecektir. Türk lirası tercih ediliyor Bir çok ihracat tecimenleri, alivre satışlarda mukaveleleri (“Türk lirası Üzerine yapmağı tercih etmektedir - ler. Bunun sebebi, paramızın diğerle rine nazaran sabit bir kıymet ifade edişidir. BORSA İl immneneinenenedi 3 Ağustos Cumertesi PARALAR Alış Satış Sterlin 619.— 623,— Dolar 124, 126/— 20 Fransız frangı 166 169,— 20 Liret 200, 202— 20 Belçika frangı 82, 83,— 20 Deahmi 23 24 20 İsviçre fr, 616,— Florin — s1ı— 20 Çek Kron 04— 98,— Avusturya Min 2880 24— Mark 3— 40— Zicti 7— 2450 Pengo 23 25 20 Ley 18,— 10,— 20 Lev# 2350 25 20 Dinar 52 56— m 31— Biye İsveç Karor 30 31 Altın 930— 932.— Mecidiye Sign Sip Banknot 232.— 234,— ÇEKLER Paris üzerine Togüliz Urası Dolar Liret Belga İsveç itangı Leva Fiorin Çekoslovak kuronu Avusturya Pezota Mark Zioü Pengo key Dinar Yen ernoven. İsveç karonu ESHAM is Bankası Mü. ” . N 0,50 n > A 960 Anadolu 5 60 »,10 «ei 42,50 Şirketiahyriye 10,25 "Tramvay 2050 Romonti « Nektas B— Terkon 15,40 Reji 260 Asaln Çimente 1040 Merkez Bankası 38 Osmanlı Bankası He Telefon, 11,15 İttihat Değirmencilik T. A. $. 825 Şark Değirmenleri os Şark Merkez Ecsaneel .25 FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROGRAM ek siir İstanbul 12.30: Hafif musiki ve dans musikisi (plâk). 1830: Dı musikisi (piik). 19. 30: Çocuk saati hiküyeler. Mesut Cemil, 20: Konferanı, siraat bakanlığı namma: Hayvan yiyecekleri hakkında Çiğkrem Vardar, 20.30: Radyo caz ve tango orkes- traları, Çadırcı, Şan. 21.35: Son haberler- Borsalar, 21,45: Bayan Şiorza. Piyano solo, 22.15; Plâk neşriyatı. Bükreş 12:30: Koro müziği » Duyumlar, 12.50: Orkestra, 1345: Spor. 13.55: Plâk. 14.15: Duyumlar, 1435: Plâk, 17: Köylü yayımı, 18: Popüler Romen müziği, 19: Duyumlar. 19,13: Konserin süreği, 20: Sözler. 20.20: Şarkılar, hafif romanslar, 20.55: Sörler. 3115: Radyo salon orkestrası, ,10; Konserin süreği. 23: Duyu: Piâk. Varşovü 20: Sözler ve saire. 21.10: Şarkılı sen- fenik konser. 21.45: Konferans. 21.50: Du- yamlar, 22: Köylü şiirleri. 22.0: Şen ya- yım. 2: Spor. 23.15: Duyumlar. 23.20: De izcilik konseri, 24: Sözler. 2405; Dans plâkları. Prag 20.05: Piâk. 20.10: Duyumlar. 20.20: Şarkılı kuartet kenseri, 21.10: Salon or- kestrası, 21.50: Sözler, 2205: “Prag'm iki kız kardeşleri, a opefhsı, Salon orkestrası. 23.35: Plâk 2340; Du- yumlar. 23.45: Dans müziği, Budapeşte 19,30: Salon keinteti. 20.15: Konferans. 20.45: Opera orkestrası, Reportaj, “laci yayımı, 23: Duyumlar, Caz müziği, 2413: Çingene mi Moskova 18.30: Hafif müzik ve dans havaları, 19. 15: Çaykolski ve Aemekinin eserlerinden konser. 20.30: Puccini'nin “Tosca,, opera- adaptasyonu. 22: Almanca 55: Kızıl meydandan röle. 24.05 24.05: Almanca yayım, Leipzig rkaları, baladlar ve dans ad Elster'den röle. 20.50: Llebe,, operas, 23: Duyumlar ve spor. 2330: blünib'ten dans müziği, Hamburg 19: Radyo «keçi, 20: Piyano müzii 35: Spor, 20.50: Hava raporu, Zi nedik'te bir gece, adir Johann Serayss' epereti, 23: Duyumlar, 23.20: Spor. 23.50 Dans, Münih 20Ş0 Joel Relterin eelerindem ke ser, 20.40: Spor. 21: Tarihi yayım. 28: Dans müziği, 19,30: Halk duyumlar, 2330: . NÖBETÇİ ECZANELER Bu çete nöbetçi | ecrameler şanlardır Behçekapıda Salik Necati — Çenberlitaşta Sırrı — Gedikyaşada Asadoryan — Ciba- de Necati — Şehzadebaşında Hamdi — Aksarayda Şeref Celâl — Samatyada Teo- files — Şehremininde A. Hamdi — Kara- gümrükte Kemal —Büyükadada Şinasi Rıza — Heybelide Yusuf — Bakırköyde. Terriyan — Hasköyde Halk — Kasımpa: sada Merkez — Defterdarda Arif — Ka- dıköyünde Saadet Söğüdlü Çeşmede Osman Hulusi — Beşiktaşta Nail — Ga- lstada Doğru yolda Merkez — "Tünelde Matkoriç — İstiklâl caddesinde Kemal Rebul — Şişlide Şark Merkez — Evlip'e Hikmet eczaneleri, LIMAN HAREKETLERİ Bugün limanmmızdan gidecek vaparlar: Saat 9 Ayten İrmite 9 Asya Mudanyayı 10 Konya Mersine 20 Ankara Karadenize Buzün Hmanımıza gelecek vapurlar ; Şant 12 Gerze İmrozdan 16,15 Güzel Bandırma İzmitten, . SİNEMALAR TİYATROLAR * Şehir Opereti: Tepebaşı Be » lediye bahçesinde Perşembe, Cu ma, Cumartesi, Pazar günleri sa at tam 2) de “Deli Dolu” ope- ret 3 perde, yazan Ekrem Reşit, besteliyen Cemal Reşit, İstan- bul ciheti, Bebek ve Şişli tram- vayları temin edilmiştir, . © Sümer : Aşk Kurbanı — Süzen Ban # Meleki Aşık Rahibe — Aşk kelepçesi, e 'Yaldr » Kraer Kelin 4 Alkazar : Son Tayyareciler — Petrol HASTANE TELEFONLARI 21693 23017 24553 Cerrahpaşa bastaneri, Gureba Hastanesi, Şehremini Yeni- seki kadınlar hastanesi Ak- saray Haseki cad, 32 (TAN)IN OYKUSU 4-8.935 DİŞÇİDE Dişçinin bekleme salonu ağzma kadar dolu. Arasıra, içerden, dişçinin diş çektiği odadan boğuk çığlıklar ge liyor ve salonda bekliyenler biribir- İerinin yüzüne bakıyorlar, Kimisi resimli bir mecmuanın yap» raklarını karıştırıyor; kimisi bir ma beddeymiş gibi korku ve saygıyla kı mıldanmadan oturuyor. Arasıra, diş çekilen odanın kapısı açılıyor, önde yüzü sapsarı bir müş- teri, arkada beyaz gömlekli dişçi gö- rünüyorlar. Dişi çekilen, yahut dol- durulacak dişinin siniri koparılan müjteri bekleme salonundan geçip gidiyor ve dişçi soruyor; — Sıra kimin? Buyrun rica ede rim. Bekleme #alonundakiler sıraları nm geç gelmesini istemektedirler. Kimbilir, belki bir mucize olur ve ağrıyan dişleri ya kendi (kendine ağızlarının içine düşüvetir, ya ağrı siz, sızısız kendiliğinden doluverir. Dişçi yeni bir müşteriyi savdıktan sonra yine sordu: — Sıra kimin? Buyrun rica ede rim. Bekliyenlerin arasından uzun boy» lu bir adam fırladı. Dudaklarında tatir bir gülümseme doktora doğru yürüdü. Dişçinin omzuna vurarak : — Cesaret doktor, dedi. Aldırma» | yn. İ Bekleme salonundakiler, dişçiye cesaret veren bu yaman adama şaş- kın gözlerle bakarlarken, o, dişçiyle beraber diş çekilen (odaya girdi ve dudaklarında silinmiyen gülüşüyle konuşmasına devam etti: — Bu berbat bir diş, doktor, Çek- mek lâzım, acımadan. Doktor, bu sabırsız müşterisini biraz yatıştırmak istedi: — Durun, bir bakalım, gözden ge- girelim... Müşteri boyuna konuşuyordu: — Gözden geçirmek filan istemez doktor. Sonra ben öyle dolambaçlı yollardan gitmesini sevmem, Diş ağrıdı mı? Hiç naz istemez. Nakleden : 0. S GZFT Yapışmalı köküne, çekip çıkarmı” k. Siz de böyle düşünmez misinif doktor? — Bir bakalım da hele, belki dok dururuz. — Doldurmak mı? Hayır doktor“ Kafa tutan, isyan eden bir diş dol” durulmaz, sökülür, Bu, benim pre” sipimdir. Kafa tutanın kafası kökü” den kesilir... 4 — Siz bilirsiniz, bayım, yalnız, bi bakalım da, diş çekilirken ağrıyı İİ yurmamak için küçük bir şırınga Y* e — Şırınga mı? Ne diye? Ağrı daf” mamak için mi? Ben, doktor, ağrıya taraftarı Ağrı ruhu temizler. Ağrı, beşesi? için su gibi, ekmek gibi lazımdı” Yalnız, doktor, söz arasında şu? sorayım, bu ağrıyı kesen şırınfi için de ayrı para mı alıyorsunuz? — Evet. Küçük bir fark. Eher” İ miyetsiz bir şey. — Mesele bunda değil, dokto” Dedim ya, ben ağrı taraftarıyı Dişi ağrıtarak “çekmeli, sökeeli, — Peki, siz bilirsiniz; bayım, ÖY” leyse şöyle, şu koltuğa buyurunuz” Ağrı taraftarı, cesur müşteri bi“ denbire geriye çekildi: — Ben.. ben.. ben mi doktor? Be9 mi şu koltuğa oturacağım. Yan! yorsunuz doktor. diye telâşlı telâ öylimrek kapıya doğru Bekleme salonuna açılan kapıyı af ve seslendi: — Haydi gel yavrucuğum, gel Bekleme (salonunda otur arasından ufaktefek bir o kadıncaği” doğruldu. Korka korka diş çekile# odanın kapısı önünde duran ri ağrı taraftarı müşteriye yaklaştı. O” kadımcağızın elingen tutup içeriY$ sürükledi: — Otur şu koltuğa yavrucuğu dedi. ire sisi döndü; gili — Cesaret doktor; diye gül di; çekin bu lanetli dişi. Tef gündü karıcığıma çektirmediğ; kalmadı Pİ çekilesice dişin... —- — a m ma Gülhane hastanesi, Gülhane 20510 Türk edebiyatı tarihi Kudı tanesi, lem ere ve yerli a profesörlüğü 16.80 43341 42426 | 60107 | tanesi, Bakırköy Reşadiye kışlası Beyoğla Zükür hastanesi Firuaza Etfal hastanesi, Şişli Haydarpaşa Nümüne hastanesi Zeynep Kümil hastanesi. Üskü- dar, Nah kuyusu, Gün Doğumu enddesi 6019 ITFAİYE TELEFONLARI İstanbul itfsiyesi 24222 Beyoğlu itiaiyesi 44544 Kadıköy itisiyesi 60020 Yeşilköy, Bakırköy, Büyük- dere, Üsküdar itfsiyesi 60625 Paşabahçe, Kandilli, Erenköy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı mun- takaları için telefon santralındaki memu- ra (yangın) demek kâlidir, MÜRACAAT YERLERİ Deniz Yolları acentesi Telefon (o 42362 Akay (Kadıköy iskelesi baş me- murluğu) Şirketi Hayriye, Telefon Vapurculuk Şirketi merkez acen- tesi, Telefon Şark Demriyolları müracaat ka“ esi. Sirkeci Telefon Devlet Demiryolları müracaat kalemi Haydarpaşa, Telefon 43732 44703 22925 2079 42145 ÇABUK SIHHİ YARDIM TEŞKİLÂTI Bu numaradan imdat otomobili Saylavlığa seçilen profesör Fusf Köprülünün, İstanbul üniversitesi” de Türk edebiyatı tarihi dersleri? devam etmesi kararlaştırılmıştır. at Köprülü, Ankarada kurula“ Dil fakültesinde de ,aynl kürsiyi #i* caktır, İstanbul edebiyat fakültesi deki” lığı teşrinlevvel içinde incelenect” ve buraya uygun birisi tayin edile * cektir, ! Tecim ve endüstri müzesi Tecim ve endüstri müzcsindö”” Selânik panayırına gönderilecek # münelerin ayrılmasına baylanmis(” Müzenin direktörü Sadi, bu iş İS” dün Türkofis İstanbul şubesi ile mas etmiştir. İstanbula gelen buğday?" Dün şehrimize 324 ton buğday w miştir. Sert buğday üzerinde bir > amele olmuş, 4,20 kuruştan satıl”, tar. Yumşak buğdaylar 5,15 « 6 #, ruş arasında satılmıştır. Fiatlar!? ö şüklüğü yüzünden borsa satışla”? azalmıştır. Parıs norsası P Paris, 3 A.A. — Paris borsa”, ağustosta, mahalli komprat da genel itibarla, mutedil kazar kaydedilmekle beraber bazı “ lar mühim bir nisbette yükseliğ tir,