A , * tıralarım beni daha çok meşgul edi- DESÜNDÜKCE YOL MU, HASTANE Mİ? Yolu hastaneye tercih eden- lere sorarız: Bir evde hâstalar var, onları yatıracak yatak yok. Tayyare piyangosu vurmuş, İlk yapılacak iş, odalar arasına ye- ni koridorlar açmak, sofaların döşeme tahtaların düzeltmek, yahut ta yeniden yapmak mı - dır? Yoksa, birkaç yatak almak, doktor çağırmak ve hastalara bakmak mı? Dava bu kadar sadedir. Daha sade bir cümle ile de ifade edi- lebilir: “Her işin başı sağlık.” Biz mütearifeleri münakaşa | eden insanlarız. | En besbelli hakikatlerden bi- rini ortaya atınız, meselâ güne- sin şarktan doğduğunu söyleyi- | niz, mutlaka bir itiraz eden çi - kar; sade çıkmakla kalsa iyi, taraftar da bulur; sade taraftar bulmakla kalsa gene iyi, tezini kabul ettirdiği de olur ve bir de bakarsınız ki en bilgili, en akıllı adamlar güneşin cenuptan doğ- duğunu iddia ederler, sizede yutkunarak susmak düşer! Bu hastane davasında da kos- koca bir gazete kalktı, Türk| hastalarını müdafaa edenlere ciddi olmayı tavsiye etti, Has- talığı ve ölümü şaka zanneden bu gazete için hastane isteyen- ler yâ alay eden, yahut saçma- layan adamlardı. Bu gazete müsaade etsin de biz biraz daha saçmalayalım; hastane, hastane, hastane! Sayın Ali Çetinkaya, asıl size dönerek tekrar ediyoruz: hasta- net Peyami SAFA Trakya genel Müfettişliği İki ay izin almış olan Trakya ge nel müfettişi Ibrahim Tali'in sıhhi se- beplerden dolayı istifa ettiği söylen mektedir. İbrahim Tali, bundan bir ay kadar önce bir hastalık geçirmişti. Duyduğumuza göte Trakya genel mü fetüşliğini, vekâleten. idâre etmekte olan İç Bakanlığı müsteşarı Vehbi asa leteh atanacaktır. Vehbiden açılacak İç Bakanlığı müsteşarlığına da şimdi vekâlet eden teftiş heyeti başkanı Sabri veyahut Bursa ilbayı Fazlı Gü- leç'in getirilmesi muhtemeldir. İbra - him Tali'in de münhal bir meb'uşlu- ğa seçilmesi kuvvetlidir, — İstanbul öğretmenlerinin gezisi İstanbul Öğretmenler birliği Ana - doluya on beş günlük bir seyahat ter tip etmiştir, Geziye 16 Ağustosta çı- kılacak ve İzmir, Afyon, Konya, Ada- na, Kayseri, Samsuna gidilecek, or: dan da Ankaraya geçilecektir. Anka- rada bir gün kalındıktan sonra 30 Telefon sosyetesi ile konuşma! İstanbul Telefon sosyetesinin $a- tn alınması hakkında Bakanlığı ile müzakereye / girişmiş olan sosyete mümessilleri Boyan ve Prank Gill, bundan evvel hükümetle temaslarının neticesini sosyete mer- kezine bildirmek üzere Londraya gitmişlerdi. Mümessilier dün İstan- bula dönmüşlerdir. Bayındırlık Bakanlığı ile son de- fa cereyan eden müzakerelerde hü- kümet sosyetesinin tesisatını satın almak için mümessillere 20 taksit ve yirmi yılda ödenmek Üzere 68 bin İngiliz lirası teklif etmişti. Yıl- Mk taksit 34 bin İngiliz İirası tut- maktadır. Mümessiller &wvelce (bu teklifi kabul etmemişler ve hissed, larla görüşmek üzere Londraya gi mişlerdi. Mümessilferin bü defa da- ha sarlh talimat ile dönmüş olmala- |! rı muhtemeldir. Yeniden müzakerata başlamak üzere bugünlerde Ankar: ya gideceklerdir. —e— Zehirli gazlara Karşı sığınak Halkı zehirli gazlardan korumak için mahzen ve sarnıçlarda yapılan tetkikata devam edilmektedir. Şimdi: ye kadar (9) mahzen ve sarnıç gezil miş ve bunlardan altısnın küçük birer sığınak olmağa elverişli bulunduğu anlaşılmıştır. Birkaç gündenberi bele- diyeye bu hususta bâzı müracaatlar vâki olmakta, evinde sarnıç bulu nanlar bunu belediyeye haber vermek tedirler. Diğer taraftan, şehrimiz- deki öğretmenlere de bu iş etrafında önemli vazifeler verilmektedir. Oğret- enler zehirli gaz hakkında geniş ma lümat edinecek ve bundan sonra da Istanbul halkına bu hususta konfe ranslar vereceklerdir. Bu cihet Hava Kurumu Başkanlığından mekteplere bildirilmiştir. —— Sıcaklar, Tram- vaylar, Belediye Belediye zabıtası talimatnamesine göre tramvayların gidiş cihetine göre yazın sol taraftaki pencerelerle ön kapının kapalı ve diğerlerinin dal. ma açık bulutdürulmâsı fâzımdır.Son günlerde sıcakların artması üzerine tramway memurlarının buna riayet et mediğinden şikâyet edilmiştir. Bunun üzerine belediye hukuk işleri müdürü tetkikata başlamıştır. Talimatâame - ye riâyet etmeleri memurlara bildiri- İecek ve aksi şekilde hareket edenler cezalandırılacaktır. —— Zarar yirmi bin liranın içinde İnhisarlar umum müdürlüğüne ait Paşabahçe İspirto fabrikasında çıka yangın tahkikatına devam edilmek! dir. Şimdiye kadar elde edilen netice- ye göre yangında bir dikkatsizlik veya Ağustosta tekrar şehrimize dönüle » cektir, İlk okul müfettişlerinin dünkü toplantısı İlk okul müfettişleri dün Kültür yar direktörlerinden Adilin başkanlı- ğında toplanarak nakillerini isteyen ilk okul öğretmenlerinin durumlarını gözden geçirmişlerdir. Bu iş etrafın- ca birkaç toplantı daha yapılacak ve sonuç bakanlığa bildirilecekti: No. 21 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE bende de bu illet vardır. Bir yola sıktım mıydı, hatıralarımı günü gü- nüne bir deftere yazarım. Hele bu Aviatik seyahatindeki ha- yor. İşte defter cebimde du « ruyor. İki senedir cebimde taşıya ta- sıya bir hayli hırpalandı ama, son sulh gi li basamağa ka, bu tsrala- e da var. aine, Mehirez p- res, Chemin des dames cephele- rinin neresinde bulunduysam, gör- düklerimi, geçirdiklerimi hep yazdım. Başınız ağrımazsa size bazı sayıfa- larını okuyayım: 2 Temmüz 1914 — Aviatik sakin denizde aheste beste ileriliyor. Ufukta hiçbir toprak yok. Deniz öyle mavi ki. Maryse güvertenin ön tarafında basır koltuğa gömülmüş. Ben de ya- Havanm serinliğine rağmen, ba- nda hasır şapka var. Dizlernide okumadığı kapalı bir roman, gözleri enginlere dalmış, düşünüyor. Acaba | © altın saçların oçerçevelediği güzel başın içinde şu dakikada neler var? | kasıt eseri yoktur. Yangın boş şişe- lerin bulunduğu yerden, şişelerin sa“ mandan yapılmış kılıflarının tutuşma» sından çıkmıştır. Zararın 200 bin lira olduğu hâkkın- da verilen haberlerde de bir yanlışlık vardır, Yapılan tetkikat zararın 17 * 20 bin lira raddesinde olduğunu göt termiştir. Bu da kırılan şişe ve kasa ların bedeli ve yangın çıkan kısmın ta miri için sarfedilecek paradan ibaret- tir. Fabrika sigortalı olduğundan kum panya bu zararı ödeyecektir. ler var! Sol dirseğinden aşağıya doğru kayan abanoz bilezik, kusursuz kollarının tatlı beyazlığını daha ziyade tebarüz ettiriyor. Ben bu bileriği ne iyi tanıyorum. Maryise'in göyle kısa bir hareketle bu bileziği dirseğinden yukarıya doğru istemesi ne hoşuma gidiyor. Evet, ben bu kızın yanındayım, bir yere gitmiyeceğim, ayrılmıyaca- dım, orada kalacağım. Aviatik vu denizin üstünde be- yaz köpükler karak ilerlerken, ge- çen bu dakikaları unutamıyacağım. Bu dakikaların ne kadar sayılı oldu- ğunu hissetmiyor değilim. Bir daha hiçbir zaman gelmiyecek dakikalar... Hemen yakın bir gün gelecek, Â- viatik herhangi bir rıhtıma yanaşâ- cak ve biz, güzel yatı mahdut yel cuları; ellerimizde bavullar, iskeleden rıhtıma ineceğiz, ellerimizi şapkalarımızı kaldıracağız, o kadar.. Gözlerimi kapıyorum, m, tekrar kapıyorum. Kendimi zihnen kavranılmaz bir âleme bırakıyorum ve bir kere daha gözlerimi başi mr çevirdiğim zaman, yü bir tarafındaki emsalsiz silületini görü yorum. Bu dakikaların zevkini ta içimden öyle tadıyorum ki.. Fakat Maryse hâlâ duygusunu hiç belli etmiyor. - 5 Temmuz — Altı gündenberi de- Bayındırlık || f KUKTUR Bir ters talihin peşine düşmüş ol- i malı hi; bizim kültür işlerinde İ merhum Necati'nin ölümünden sonra bir türlü bir istikrar belir, medi. Senede bir vekil değişme- İ ler, ve vekâlet kadrosundaki şa- İ hslar hiç değişmediği halde her vekil değişişinde sistemler, pro- İ sramlar kitaplar, talimatname- ler hattâ kanaatler değişmesi yü- İ sünden bugün kültür işleri — ne yasık ki — çok bulanık bir du- İ rumdadır. Oysaki; kültür işi mem- lehetin ilerisi yönünden en önem- di bir iştir. Umalım ve diliyelim hi; yeni kültür bakanı yerini sev- | sin ve uzun müddet vehölette ka- larak hiç değilse tasarladığı şeyle- ri tatbik ettirebilmek için zamar bulsun. Kültür işlerinin, | talihsizli sadece sık sık vekil değişmesinde de görmemeliyiz. İkinci bir bok i sızlık ta örada durulmuş bir ka- naatin, yerleşmiş bir inanışın yok- luğudur. Her yeni vekil bir yeni sistem ve programla kültür işleri» ne atılır, Bu programı da şüphesiz maarif mekanizmasının daimi elemanları vermekte veya hazır - lamaktadır. O vekil çekilip yeri. ne yenisi gelince, eski programı kötüliyen bir rivayet çıkar ve es- kiden yapılan ve üstüne kimsenin. toz kondurmasına müsaade edik miyen sistem ve programın kusur. ları sayılıp dökülmeğe başlanır ve bir yenisi hazırlanır. İnsanın hatırına şu geliyor: Y- İ ni vekil eskisinin işlerini yeren bu bellibaşlı maarif elemanlarına sorsa? — Arkadaslar. beni tenvir et- tiğinize teşekkürler ederim. o Lâ- kin benden evvelki arkadaşa bu bana söylediklerinizi neden söy- Ekmek fiyatı inmelidir Dün şehrimize 303 ton buğday gel- miştir, Fiyatlardaki düşüklük devam etmektedir. 94 ton sert buğday 4.17,8 - 4,35 ku- tuştan ,210 ton yumşak . buğday da 5,05 » 6,05 kuruştan müamele gör - müştür. Hafta başlangıcı olan pazartesi günündenberi buğday fiyatları 25 para, un fiyatlarıda çuval başında 40 kuruş düşmüştür. Bu düşüklük devam ettiğine göre, ekmek narının pazartesi günü toplanacak Narh Ko- misyonunca değiştirilmesi İcap ede- cektir, Tigililerin verdiği izahata göre, ekmek fiyatının 1 kuruş indi- rilmesi İdzum gelmektedir. Borsada fiyatlar düşmekte devam ettiği için satışlar da az olmaktadır. Günde bin çuvala yakın un satılır. ken, şimdi bu miktar 100 - 150 çuvalı geçmemektedir. Ziraat Bankası, ge- nel durumu gözönünde tutarak, dış yal sevkiyata devam etmekte» ir, —ş—— Adalarda bina vergilerine itirazlar Adalarda yapılan yeni bina vergisi Yağımma karşı çokluk itiraz yapmış tr. İtiraz komisyonu dün bazı bina- ları gezerek gözden geçirmiştir. Bazı binalara konan verginin çok olduğu örülme, İ delil sayılmaktadır. - Ne Dersiniz? —| IŞLERİ lemediniz? Ve neden ona böyle muvaffak olamıyan bir program hazırladınız? Bu söze kimse cevap veremez. | Bunun bir cevabı vardır. O d. diğimiz gibi orada belirmiş ve kuvvetli bir kültür kanaatinin yokluğudur . İşitiyoruz ki; yeni Kültür Bakanı o müfredat pro gramlarını, okunan kitapları ve imtihan talimatnamelerini düzel. tecekmiş. Gerçekten bu düzeltme. İere sekt bir lüzum vardır. Lir : ertamekteplerde müfredat pro - gramının birtakım lüzumsuz ve fazla kısımları vardır. Okutulan inde çocuğun anlıyamı- yacağı gibi olanları mevcuttur. Son imtihan talimatnamesinin ise nakadar garip bir şey olduğunu bilmiyen yoktur. Bundan başka | ilkmekteplerdeki okutma sistemi ortamekteplerinkine uymaz. Ora » dan öteye geçen talebe yadırgar ve bir senesini bu yadırgamakla | kaybeder, Liselerden Universiteye | geçenlerin de hâlâ zorlaklar için. de olduğu imtihli sonuçların İ dan anlaşılıyor. Yıllardanberi böyle program değiştirme, sistem yenileme yü » zünden çocuklar ve hocalar neka- dar beyhude ve ağır yorgunlukla ra, pahada sarsıntı de hırpalan» malare uğramışlardır?! Bütün rine dileriz ki iltür Bakanı bü isi.ngrmal | bir görüşle incelesin ve bize Fön. | tazisi ayıklanmış, ortahalli, müte- ! vazı, fakat ayakta .durabilen bir maarif sistemi kursun. Çünkü bu- na gerçekten memleket çok susa- mater, Biz böyle düşünüyoruz. ) Siz ne dersiniz? ram ŞA melanin Yerli Mallar Sergisinde Yerli mallar sergisini dün de bin- lerce kişi gezmiştir. Bu seneki sergi, pavyonların intizamı ve dekorasyon mükâmmöliyeti bakımından geçen yıllardan çok daha üstündür. Bilhan” 3a, sergi bakçesirideki Radyolin pav- | yonu, en çok rağbet kazanan pavyon Jar arasındadır, Bu pavyon, bizde kimya endüstrisinin iptidai bir hal den çıktığını anlatan çok kuvvetli Radyolin, diş macunu için dışarıya verdiğimiz pa- memlekete kazandırdıktan ba ka, Şark memleketlerine ihracat Y pan sayılı müesseselerimizden bi sidir, İ918 senesinde mütevazi bir imalâthane olarak kurulan Radyolin müessetesi, bugün teknik itibarile birçok Avrupa diş macunu fabrika- larınım erişemedikleri bir mikem - meliyet bâddine varmıştır. Yerli mallar serglai, pazartesi gür nü akşsmı kapanacaktır. —-—— İstanbul Kültür direktörü Kültür direktör vekili Mehmet E « min dün Ankaradan gelmemiştir. Bu- İ gün gelmesi kuvvetle muhtemeldir. Birkaç günden beri Ankarada bulu « nan baş müfettiş Salih Zeki de bu - günlerde şehrimize dönecektir. Baş - müfettiş Ankarada, genel kültür işle- ri etrafında bakanlıkla temas etmek» tedir. Salih Zekinin Istanbul Kültür Direktörlüğüne tayini haberi kuvvet lenmektedir. KUÇUK HABERLER * Türk - Macar tecim anlaşması y daha uzatılmış ve ilgililere rilmiştir, * Boğaziçinin birçok yerlerinde seyrüsefer eden motor, kotta, sandal ve hususi merakipten birçoklarının numarasız olduğu görülmüştür. Be- lediye vergi ve resimleri kanunu mucibince bunların belediyece tescil edilerek numara almaları lâzım gel diğinden bu gibi numarasız merakip hemen seyrü sefer muhasebesine sevkedilecek ve numara almadan iş- lemelerine müsaade edilmiyecektir. © Kantar, ardiye ve işgal resmi gibi muhtelif resim tahsil eden bele- diye cibayet memurları için üç yubö- den başka hiçbir şubenin zimmet mlirettebat defteri tutmadığı görül müş ve bunun tekerrür etmemesi için şubelere tamim edilmiştir. Cibayet J.memurları tahsildarlar gibi muayyen günlerde irsaliye tanzim edecek ve para yatıracaklardır. © 034 yılı zarfmda şarbaylıktan şubelere gönderilen bütün emir ve tamimler bir kitap halinde bastır). maşter, * İnhisarlar umum müdürlüğü İz. mir arsıulusal panayırına iştirak ede cek ve cıgara, tütün ve likör içkile- rini hususi bir pavyonda teşhir ede- cektir, * İnhisar idaresinin yerli mallar sergisi münasebetile çıkardığı Bor- kurt cıgarası çöl rağbet görmüştür. İdare, bu nevi cigara imal ve satışı” na bundan sonra da devam edecektir. * Akay direktörü Cemil Yalovada Akay idaresi tarafından yaptırılmak» ta olan otel İn tetkik etmek üzere dün Yalovaya gitmiştir, —— Türk - Fransız Tecim görüşmeleri Pariten verilen bir habere göre Türkiye - Fransa tecim anlaşması mü zakeratı bitmiş Ve veni anlaşma Pa- ris büyük elçimiz Suat». Falk Kurt- oğlu Fransa ekonomi bakanı Geor » ges Bonnet ve Bakanlık tecim anlaş. maları direktörü arasında parafe edil- miştir. Türkiye sefiri müzakeratın ce reyan ettiği müddet zarfında gösteri- len dostluk eserinden dolayı memnun olduğunu söylemiştir. Yeni anlaşma İ bir modüs vivendi ile bir takas muka- veiesind.n ibarettir. Bunlar 27-7-933 tarihinde yapılıp feshedilmiş olan an- Jaşma yerine geçecektir. Her iki hükü met, küçük bir kısım eşya müstesna olmak-üzere iri memleket eşyasma karşı en ziyade mazharı müsaade mil- İlet muamelesi yapacaklardır. Konten- jan harici olarak Fransaya ithal edile- cek Türk mahsulleri 13 Ağustostan sonra Fransadan Türkiyeye yapılacak ihracat bedellerini ödemeğe yaraya - caktır, Paik Kurtoğlu bugünlerde Paristen İstanbula gelecek ve Türk - Yunan te cim anlaşması müzakeresine başlamak üzere Atinaya gidecektir, — Bir memura işten el çektirildi Ekonomi Bakanlığı İstanbul betg8- 8 maden İşleri MD rü len İlizum üzerine işten el çektirilmiş ve hakkında tahkiklere başlanmıştır. Maden işlerine vekâleten endüstri mü fettişi Daniş tarafından bakılacaktır. Bulgaristandan iltica edenler Trakyada, Flibe kasabası civarında hududumuza iltica eden ? kişilik mu- hacir kafilesi gümrük muhafaza teş- kilâ tarafından Edirneye gönderil » nizdeyiz. nereye gidiyoruz, ne yapı- yoruz? Hiç farkında değilim. Karadan haberimiz yok. Ne gaze. te, ne mektup! Sanki karadayken gazete ve mek- tup okuyormuşuz gibi... San Salva- doür'daki küçük evde, masanin üstü- ne yığılan daha kuşakları koparılma- miş gazeteler gözümün önünden ge- siyor. Bu hayat çok hoşuma eli yor, öyle de dinleniyorum ki. Lawffen hiç sesini çıkarmadan küskün küskün oturuyor. Palermo- dan ileriye yeni başlıyacak seyahate benim de iştirak edişimden zerre ka- dâr hoşlanmadığını o kadar iyi anlı. yorum ki. Maryse bizi biribirimize kalıştır. maktan çekiniyor. Ne bana, ne ona herhangi bir ilti- fatta bulunmadığı için vaziyet aldığı- ni sarahaten anlıyorum. Hiçbirimize de ne öyle tatlı bir bakış, ne herhan- gi bir gülümseme. Lauffen'le 6 mayıstan beri beraber bulunuyorduk. Kaç ay ediyor, bili- yörmunuz. Framond ise Möeve geldikten sonra, hele Saraybosna suikastinde sonra büsbütlin değişmişti. Kimbilir neler düşünüyordu? Ben de kendi kendime düşünür. ken, Lauffen'e hak veriyordum. Ak- denizde Almanların bir denizalte sa- vaşma girişmeleri bir türlü kafama girmiyordu. Böyle şey olmaz, bu dar çocukça iş olmaz diye düşünü- yordum. b Benim için de, Framond İleMöe- ve iki bayalperesttir, o kadar. İlk Meürtme #önüverecek sabun köpük- Teri... Bütün bu düşüncelerin arasında, asıl görümde canlanan bir hayal vardı: Maryse. Dış dünya ile hiç alâkamız kalma- mıştı. Yalnız Sehnauze, telsiz kabi- mesinde, gene bağını iğmiş, bize olup | bitenlerden haber getirebiliyordu. Fa. kat bu telsiz memuru da acaip bir adamdı. Beni gwrünce başını çeviri- yor ve görmemezlikten geliyordu. Bir şey sordum mu, hep ayni cevabı veriyordu; — Hayır, bugün telsiz gelmedi. Yalı? Marsilyadan, Barselondan, Maltadan yarm havanm iyi geçcce- ğini haber verdiler. İşte o kadar. Tabii yalan söylüyordu, daha doğrusu bildiğini söylemiyordu. Möewe daha demin, telsiz kabine sinin blok defterinden koparılmış sarı bir kâğıdı okuyordu. Yanma yaklaştığı zaman, kâğıdı hemen tadı. sakladı. Bu haberleri kim gönderiyordu? Aviatik'in » meçhul © muhatabını bir türlü kestiremiyordum Bütün hâdiseler Lauffen'in dedik. Jerini isbat edecek mahiyette idiler, Framond, Möewe ve yatın bütün tay faları casusluk ediyorlardı. Bu, mü- hakkaktı. Fakat Fransada ve Avru- panın her köşesinde o kadar casus bolluğu var ki. Palermodaki bar â- leminden sonra, artık içinde bulun- duğum vaziyete katiyen inandım, Cep defterime şu satırları güle - rek yâzıyorum.Akdenize Alman deniz altı gemileri gelecek hem de Tulun- dan ve Bizertten birkaç mil mesafe- ye..Yok canım,böyle gay olmaz.1960 senesinde belki... Fakat 1914 te böyle | şey olur mu? Framond'un ablak yüzüne, Möewe nin hain suratına baktığım zaman İ- çimden gülümsüyordum. Akdenizde Alman denizaltılar... Ne münasebet! 7 Temmuz Ne güzel bir gece! Tatir tatlı batiya doğru İlerliyo » tuz, Avlatik yukarı Afrika kıyıları. na yaklaştı. Karayı, yi müze müvasi bir hat Üzerinde takip edi « yoruz, Gidiyoruz, gidiyoruz, hep kı. yıların hizasından gi İyorus. Cezair, Teli, Uzakta Atlas dağları. Hulâsa Afrika | Bütün sırları ve bilinmiyen ruhu ile Afrika ! İnsanın kalbi duracak gibi oluyor, ciğeri boğazma geliyor. Güneş batrda eğilmeğe başladı. Gökyüzü sanki yanıyor. Deniz bü » tün bu kızıllığın aksi içinde. erimiş bir altın denizinde gidiyo » ruz gibi. BUDA BENDEN ORTODOKS - KATOLİK Papa; İtalyan - Habeş kavga” sında İtalyan'lardan yana oldur ğunu söylemiş. Sanki, söyleme yip te ne yapabilirdi? Papa, demiş ki: — Habeş'ler ortodoks tur. İtalyan'lar katolik, Ben de katoliklerin dini başkanıyım. Elbet te katoliklerden yana çi“ kacaktım.,, İyi. Ancak, Avusturya'lılar | da İtalyan'lar gibi koyu kato- | liktirler. Ve Dünya Harbinde biribirlerini boğazlamaktan çe- kinmemişlerdi. Papaltk makamı o vakit nive harekete geçmediydi de, harbin tavsâmasımi beklediydi? Habeş'ler ortodoksmuş!. Lâf! Habeş'ler, het şeyden önce ezil- mek istenen bir ulustur, Ezil- memek için çırpınıyor... İtalyan'lar katolikmiş!. Lâf! İtalyan'ların bir parçası, her şeyden önce, ekonomik geliri için Habeş ulusunu ezmek isti- yen bir yığındır. Bu kavgada ne ortodoksluk, ne katoliklik var, Papa cenapla- rı boşuna telâşa düşüyorlar. Orhan SELİM Ustasının Korkusundan Bir kadıncağızın parmağ! kesildi Sarıyerde çok feci bir kaza olmuş« tur. Vak'a yerine gönderdiğimiz bir muharririmizin tetkiklerine göre Sa- tıyerde, Mladen mahallesinde İmam Efendi sokağında 22 ntmaralı evde İsmail Kemalin 25 yaşında bir karısı ve üç kiçlik çocuğu vardır. Zehra, hem kocasına yardım, hem de çocuk- larınm yiyeceklerişi kâli miktarda temin etmek için Büyükderede Kib- rit fâbrikasındadır. Ol kutu dol durmak vazidesini almıştır. Zehra, kutu dvldurma işinde epey emek sarfetmiş ve nihayet üç gün evvel makine kısmına almıştır. Zehra, perşembe günü yine vaktin- de İşi başına gelmiş ve çalışmıya baş lamıştır. Fakat çalıştığı makinenin bosukoluşuve is nem » başlayışı imelesbaşı Aliyi kızdırmış” tur, Ali, Zehraya çatmış: i.e Zehra, demiştir, çabuk ol, geri kalıyorsun.,, Zehra, bozuk makinenin başında, acemisi bulunduğu iş üzerinde şaşır» mış ve bu ihtara canı sıkılmıştır. Son bir gayretle çabuk iş çıkarmak iste miş ve sol elile makineye kutu ve - rirken elini kaptırmıştır. Parmaklar£ kopan biçare kadın feryada başlamış ve derhal bayılmıştır. Zehranın ar» kadaşları hemen makineyi dutdur - ve zavallının başına üşüşmüğ- edir, Wstabaşr Ali, ihtarı yaptığına, yas pacağma bin kere pişman olmuş, © da yâralınmı yanına gelmiştir. Biraz ayıltılan Zehra, fabrikanın otomo * biline bindirilerek Alman hastanesi" ne kaldırılmıştır. Vefakâr kadın, 0- rada çocuklarını düşünmüş, kendisi- ne izin verilmesini, çünkü çocukları" na bakacak kimse bulunmadığını söylemiş, dün sabah saat dokuzda ©“ vine gönderilmiştir. Zehra, evde 2“ ifelerini yaptıktan sonra yine otomobille hastaneye dönmüş ve zabıta memurları da kendisinö yardım etmiştir. Kazaya sebep olan ustabaşı hak * hkizat yapılmaktadır. Maryse, bu sefer başı açık, üstün de beyaz iâcivert bir ruba, çıplak dirseklerini küpeşteye dayamış, de- nizi ve batan güneşi seyrediyor. Bu akşam da ıstırap içindeyim. Afrika... Bu kıyıların arkasından, yüzlerce, yüzlerce fersah, yakıcı, kuru, susuz ve insana korku veren geniş topraklar uzanıp gidiyor. Daha ileride balta girmemiş of * manlar.. Daha ilerde artık bütün dün yadan ayrılik,, İnsan oralarda be” şeyi unutabilir .En büyük ıztıraplar" bile... Daha geçenlerde bu esrar diyarın” da kaybolup gitmeğe karar vermif” tim. Bu karar.tekrar içimde canla?” dı. Evet, gideceğim, ğim, kay” bolacağım, bütün dünyayı unutaci” ğım. O kadar arru ettiğim bu toprakla” ra şimdi de öyle yaklaşmış bulun” yorum ki... Gözlerim kıyılardan AY“ rılmıyor. Arkamdan kahkahalar işitiyoru!”” Maryse'in ve Lauffen'in beraber 8“ tığı kahkahalar... 10 temmuz, akşam, saat & Ceuta burnunu geçtik. Sağımısöf ve uzaklarda Cebelüttarıkın günet” ten ve rüzgârdan ihtiyarlıyan YÜK” sek kayalığın İ Arkası varİ