mez 37.7.935 TAN 7 va — sireni TARİHİN BÜYÜK AŞKI istanbulda Balkan Oyunları 21 Eylülden itibaren Balkanlarda bugüne kadar görülmemiş bir rekabetle yarışmalara sahne olacak Fener stadının pisti tamamlanıyor Yunanl'ların Balkan oyunları için Altıncı Balkan oyunları bu sene ilk defa bizde ol ır. Balkan atletizm o - kadar Atina ve Zağ- ndiye kadar umumi tasnifte sayı hesabile hep Yunanlılar kazandı. Fa- kat geçen sene Zağrepte Yugoslavlar Yunanlıları çok terlettiler. Her sen€ kolaylıkla birinci olan Yunanlılar g€- sene Zağrepte umumi tasnifte bi- inciliği güçlülle elde ettiler. Bu sene ne olacak? 21, 22 ve 29 ey” lül tarihlerinde Fener stadında olacak müsabakalar için Balkanlarda o ka - dar ciddi hazırlıklar var ki, şimdiden İstanbuldaki müsabakaların teknik noktasından çok zenginlikler göstere ceğine inanmaktayız. Şüphesiz en zorlu çekişme Yunan ve Yugoslav atletleri arasında olacak tr, Yunanlılar Balkanlardaki atletizm üstünlüğünü elden kaçırmamak için bütün mümkün olan işleri yapma becermeğe azmetmişlerdir. Ihtiyarlamağa başlayan ve bazı boş luklarını yeni elemanlarla henüz dol- duramıyan Yunan ulusal atletizm ta » kımı Amerikadan sureti hususiyede Yunanistana çağırılan beş Amerikalı atletin gelmesi ile adam akıllı kuvvet lendi. Amerikadan gelen atletlerin ancak ları şartile müsa bakaya girecekleri de ayrı bir mese - Te olmakiz beraber her halde bu mü - bim noktanın Yunan idarecileri tara » imdan halledildiği, yani yeni dünya - dan gelen atletlerin Yunan tebaası ol dukları veya edildikleri şüphesizdir. Bu yeni elemanları saymıyacak © - lursak Yunan takımı Yugoslavlar kar şısında müsavi gibi görünüyor. İşte bunu daba evvel hisseden Yu - nan idarecileri de son Zağrep oyunla» erikadaki Yu- işler ve nilaa - Yunan tebaası na Jılara müracaat et yet onları memleketlerine ne muvaffak olarak yine Balkan birin: i garanti etmişlerdir. da hiç bir zaman böyle peşin in yürlitmek caiz değil ise de Yu- arın bugünkü vaziyetleri ve son ikalı atletlerin gelişi insana böy- r tasarlama yapmağa cesaret ve- tiyor. “Yunanlıların bu çalışmasına muka - bil Yugoslavlar da kat'iyyen boş kal- mıyorlar. Romenlere gelince: Bu sene, Ro » men atletlerinin en canlılık gösterdik- leri senedir. Şimdiye kadar Romenler yapukları bir çok müsabakalarda ye - ni veni rekorlar yapmışlardır. En son sıra bizlerle Bulgarlara geliyor. Bi - zimkiler elden geldiği kadar çalışıyor lar yalnız az müsabaka yapmaları bir noksanlıkları olarak gösterilebilir. Bulgarlardan henüz esaslı haberler alınamamakla onların bu sene her se- nekinden daha ciddi çalıştıklarına şüp be yoktur. Âltmcı Balkan oyunları ile en çok alâkadar olan beş senedir Balkan şavı piyonu olan Yunanlılardır. Yunan'nlar beş senedir Balkan tırinciliğini kim - seve vermediler ve dört sel büylük sayı farkları ile Yuğüslavları, Romen eri, hizi ve Bulgarları mağlâp ettiler. Yalnız geçen sen» Zağrepme Yumi ilan Yugoslavlar korkuttular ve Yu- nanlılar güçlükle partiyi kazandılar. İşte bütün bu sebeplerle Yunan spor daima Istanbulda olacak 0- Yü lardan bahsediyorlar. “and onlardan bizi bizim gazeteler den Lirinin bir yazısını ele alarak bazı Ss slealarda bulumuy”r. Bizim yazı - cı « kangi gazete olduğu malüm değil iscabuldaki Balkon oyunlarında bu defa Yugoslavlarn kazınacağını yaz» miş. Yunan yör ve diyor ki: “Türk gazeteci: tantulda Yugoslavis! ğinuzı tahminliyor: ruz bu tahminlere ; Grçen sene Zağrepte Yugoslav hakem çok tarafkir davranmaları ve Sa bu tarzı hareketi tasvip ve larırsızın manevi- varını çok sarsmıştır. Halbuki İatan 4 İilda hiç böyle olmryacak, çünkü İs - tanhulda Yunan at'etleri çok dost ve gök sporcu Türk seyircisi önünde yar yazıcıları gazetecisi buna cevap veri » si bizim bu sefer İn « ra mağlüp olara- Fakat zannediyo- Amerikada getirdikleri — atletler. rdır, Fener sanası hem bizim kla pp ekinde Yugoslavlar için yabancı için bem aylar sayılacaktır. Biz eminiz ki, Fener sa - hasında hakiki va: ğiz ve altıncı defa iacağız.. bakika Yunani: gazetecinin de - dikteri akla yakındır. Giçen sene yugoslâvlar kendi sa alarmda, kendi halkı önünde ve ken di bakemleri ile koştular, atladılar ve mağlüp oldular, Fakat aradaki fark azdı. Bu sene Lu fark azlığını Amecüalan gelen Yıman atletlerini hesap ederek ölç - #ek istersek her halde terazi Yunan lılar lehine basacaktır. İki ay sonra Fener stadında çok he yecanlı ve meraklı olâcak bu müsaba kalarda meselenin kökünden halledi! diğini ve kimin iddiasında haklı oldu ğunu göreceğiz. Adil Giray Güneş ve Küme | Dünkü sabah gazetelerinden biri: stanbul mıntakası futbol heyetinin kuvvet esaşı üzerinden dilediği takı - mı istediği like çıkarabilmek kaydın - dan istifade ederek Güneş klübünü bi ! rinci like çıkaracağı hakkında rivayet ler vardır. Yeni futbol kurumunun bu hususta, eldeki nizamnameyi ne şekil de tatbik edeceği henüz malüm değil ir. Kuvvet esasının üçüncü ve ikinci küme şampiyonlarile yapılacak maç- larla mı, yahut indi ve keyfi mülâha - zalarla mı takdir ve tatbik edileceği dikkate değer bir mesele teşkil ede - cektir,, şeklinde hem bir havadis, hem de bir mütalca çıktı. Bu hususta olduğu kadar futbol iş leri hakkında görüşmek üzere mta - kanın yeni başkan: Fethi başaran ile futbol heyeti başkanı Kemal Rifatı a- radık. Mıntaka başkanı, çalıştığı müesse - seden izinli olduğu için kendisini bu - lamadık. Futbol heyeti başkanı Kemal Rifat ise, kendisile fatbol. işleri hakkında görüşmek istediğimizi söylediğimiz za man katiyetle itizar etti: — Henüz işe başlamadığımız ve ilk toplantımızı yapmadığımız için ar kadaşlarımla görüşmeden futbol işleri hakkında tek bir kelime söyliyemem, Dedi. Kemal Rifatın karakterini bildiği - miz için fazla srar etmedik. Buna mu kabil Güneş klübünden salâhiyettar bir zatla görüştük, Bize şunları söyle- Bizim spor şubelerimiz için, ker şeyden evvel esas olan spordur. Biz sporumuzu yaparız. İster birinci kü- meye, İster onuncu kümeye koysun- Jar. Esastarı ayrılmadıkça, birinci kü- mede görmekten korkanlar nasıl olsa ergeş bizi karşılarında göreceklerdir. | Ayni meclise tesadüf ettiğimiz ikin- ci ve üçüncü köme klüplerinden ikisi ne mensup iki zate de düşü; i sed Olar da şe cevabi verdiler — Mıntaka kongresinin nizamsız olduğunu ileri sürerek yapılan intiha- batı bozdurmak istiyenler buna mu - vaffak olamayınca şimdi de güya bu meseleyi ortaya atarak İkinci ve ü » çüncü küme klüplerini harekete getir mek istiyorlar, Fakat bu manevraları yutmak için gok safdil olmak lâzımdır. Bir rivayet Söylendiğine göre, mntaka mer - kez heyetinin önümüzdeki toplantısın da, atletizm heyeti başkanı Omer Besi min Cumuriyet gazetesine teşkilâta karşı yazı yazmış olması görüşülecek Malümdur ki, nizamnamenin bir | maddesi mucibince, teşkilâtta vazife | almış bir zat, teşkilâta karşı yazı ya- samaz Böyle olmakla beraber, bir bu ri » vayete inanmiyor ve tahakiık etme - mesini temenni ediyoruz. Çünkü O - mer Besim samimi bir kanaatle yanına eF | Dünkü kısmın hülâsaaı | On üçüncü asrın ikinci ya - rına doğru Italyan şehirlerin- den Ravenna ve Rimini, niha - yet biribirlerine - barış için el uzatmışlardı. ... şehir arasın » daki kavganın tamamen bitme si için, bu dostluğun bir izdi - vaç ile bağlanması lâzımdı. O- nun için Rimini'de hüküm *ö - ren Malatesta, Ravenna'ya g€ * lerek buranın hâkimi olar Po » lento'dan na kısı Françeskayı istemiştir. Ci- vanni dünyanın en çirkin ada * mudır, Buna mukabil Françes ka güzeller güzeli bir kızdır: Eğer Polento kızına Çivanni Yi alacağını söylese, kizin bU” na muvafakat etmiyeceği mu” hakkaktı. Onun için iki şeh” rin hâkimi bu düğünü vekâlet le yapmaya karar vermişler V€ Malotesto bit sun için Paolo'yu vekil olarak izdivaç merasimi * ne göndermiştir. Françeska son derece keder lidir. Civanni'nin çok çirkin bir adam olduğunu duymur! Onun işin fena halde sinirlidir. Fakat evlenmenin vekâleti yapıldığından haberdar değil dir. Işte bunun için Pamlo'y« ilk gördüğü zaman kendisine yapılan ihbarların tame yanlış olduğunu sannetmit ve Paolo'yu hakiki kocası #ann€ * derek çok sevinmiştir. Nihayet düğün yapılmış © zavallı Françeska meçhal bir istikamete doğru yol Hattâ onunla arada sırada b* luşmakta, İşte böyle bir gün sevgilisi ile beraber otururken kocası Civanni odaya giriyor” Franceska kapıyı 8 açmaz. Döşemedeki deliğin kapağını kaldırdığı esnada Frençeska da kapıyı açmak üzere ilerlemiş bu- lunuyordu. Kapıyı açar açmaz, Giovanni yıldırım gibi içeri gir- di. Etrafına göz gezdirip kimse- ——— —— verilen kimselerle iş görmek kabil ol - madığını yazmıştır. Herkesin kanaati ne hürmet etmek, yanına verilen arka daşlarını çekilmeğe ikna etmesini, €- demediği takdirde kendisinin çekilme sil beklemek daha doğru bir hareket olur, rançeska'nın korkunç aşk macerası yi görmeyince, utancından göz- İeri yere saplandı kaldı. Bu es- nada dilber kadının dudakların- dan müthiş bir imdat sayhası koptu. Paolo deliğe girememiş, kolu takılı kalmıştı. Yıldırım sür'atile üzerine atı "lan kardeşi onu saçlarından ya» kalamış, kedi fareyi pençesine takıp delikten çrkarır gibi bir hamlede onu odanın ortasına çi- karıvermişti, Paolo ayağa kalk- mağa vakit bulmadan, Giovan- ni kılıcını kınından çıkarmıştı. Fakat iki kardeş arasına atılan Frençeska: Hayır! Giovanni ha» yir! diye feryada başlamıştı. Maalesef ikinci “hayır” zavallı kadının dudaklarında soldu. Çok acele kullanılan kılıç Paolo'ya isabet etmek yerine dilber Fren- çeska'ya tam göğsünden takıl- mış; onu Paolo'nun üzerine doğ- rü itmişti, Kadını kolları arası na alan Paolo onu kendine doğ- ru çektiği vakit keskin kılıcın ucunu kendi göğsü üzerinde hissetti, Artrk kimi müdafaa edecekti? Niçin müdafaa edecekti? Ölen kadını göğsüne son defa olarak bastığı vakit her şeyi unutarak Paolo ona yine aşkından bah- setmişti. ,Hırsından, hiddetinden büs - bütün kendini kaybeden Gio- Civanni kılıçla etrafa saldırıyor- du. Paoloyu öldürecekti, kılıç Françeska'nın göğsüne saplandı vanni kılıcını den çıkararak ikinci bir darbe ile kardeşinin kalbine havale et- ti ve oradan çekmeğe lüzum görmiyerek göğsünde gömülü bıraktı. Şatodan bahçe kapısına giden yolu şimdi artık büyük bir ka- labalık işgal etmekte bulunu- yordu. Hizmetkârlar sırtında büyük bir kanapenin üstünde iki cansız serilmiş yavaş yavaş iler- liyen bir cenaze alayı hissini ve- riyordü. Kalabalık arasmda gitgide heyecan artmakta idi. Giovanni'nin güzel karısı Frençeska'nın” yüzü balmumu sarı ve cansızdı. Yanma yatırı. lan genç delikanlının sarı saç- ları perişan bir halde yüzünü yarı yarıya örtüyor; fakat büs- bütün kim olduğunu saklıyamı- yordu. Böğründen bir kılıcın yarısı dışarı fırlamış olduğu halde erkek dilber kadınla yan- yana âşk günahlarını hayatlari- le ödemiş, son nefeslerinde bile ! biribirlerine sevdalı nazarla ba- karak gözlerini ilelebet bu dün- karısının kalbin- | yaya kapamış bulunuyorlardı. Cenaze alayı Bu alaym arkasında, kır at. nın üzerinde dimdik Giovanni Malatesta, rengi yeşil zeytin gi- bi yepyeşil, kin ve nefretten gözlerinde fer kalmamış, yüzün» de en ufak bir hareket bile be- lirmeden ilerliyordu. Yanmnda sarkan kılıcının içi boş kını ha diseyi kelimelerle anlatmak kül. fetinden onu kurtarıyordu. Bir cenaze alayının yavaş yü- rüyüşüne alışmamış atmın her adalesi sanki elektrikle gerilmiş gibi süvarisinin altında dizgin- lerin gerginliğinden ağzı köpü- rerek ilerliyordu. Rimini sokaklarından geçen alay faciayı ilân etmekte gecik- medi. Frençeska ve Paolo ebedi is- tirahate koyun koyuna terkedil- diler. Hikâyeleri bir aşk facia- sından ba$ka bir şey olmıyan bu seven kadm ve erkeği biribirin- den ayırmağa Giovanni'nin kin ve nefreti bile mâni olamamıştı. BİTTİ Kocası tarafından öldürülen Françeska ve Poalo'nun cesetleri, yanyana bir taht üzerinde Rimini sokaklarından geçirilirken, bu hazin cenaze alayına ağlamadık insan kalmamıştı. i j 4 ! Giiikğllmin sahin e me,