g İDMANDAN EVVEL ÇORBA Bazı mekteplerden çocuk ta- burlarının çıkışına bir bakmız. Bu göğüsleri çökük, omuzları dar, boyunları ince, benizleri soluk ve sanki, damarlarında kan yerine safralı ve bulanık, acayip bir sarı su dolaşan, göz- lerinde, karanlık bir kuyunun dibindeki ölgün parıltıya ben- zer sönük bakışlar kımıldayan, bitkin ve yorgun zavallı küçük ihtiyarları görünce, bir mekten değil, hastahane başandı sanır- sınız; bir bakışta anlarsınız ki bu yavrucakların mual- limden ziyade doktora mühtaç- tır. İçinizde ilksuyanan duygu acımaksa, ilk uyanan düşünce de şu olür: “Nesil günden güne bozuluyor.., - Çaresi? Yine ilk hatırımıza gelen ça- re spordur; spor veya idman. Fakat, unuturuz ki spor veya idman sağiam bünyelerin işidir ve bu yorgun vücutları biraz daha yormaktan başka netice vermez. İçlerinde öyleleri var- dır ki bunlara gpardan evvel bir sıcak çorba lâzımdır. Çünkü a- ralarında öğle yemeklerini kar tıksız ekmekle savanlar az ol- madığı gibi midelerini yümruk- larile susturanlara da tesadüf e- dilir, Bu yavrucaklar idmandan evvel gıda bekliyorlar. Arada bir gazetelerde bir ha- yır müessesesinin bu çocuklar- dan kırk, elli tanesine ikişer kap yemek dağıttığını okuruz; fa- kat bu haber, yüzbinlerce çocu- ğun içimize çöktürdüğü acıdan yalnız elli kişiye ait parçayı a- vutur ve mahrum kalanların bi- ze verdiği hüznü arttırır. Türkiyede pahalılığın, ba- kımsızlığın, en tüyler ürpe- tici grafiğini bu çocukla- rın yüzlerinde okursunuz. Bü tün o çahnavarlar ilk önce bu kör- pe etlere saldırmışlar ve ilk lok- ma olarak onların ufacık penbe yanaklarını ısırarak o) ba- yun adalelerini bwm* ev lerini yiyerek çukurlaştırmışlar dır. İnsanın büyüdükten sonra bu canavarların elinden — bel- ki biraz da onları şuursuzca tak- lit ederek — yakayı sıyırması az çok mümkündür; fakat kü- çükler?.. Fikretten beri ve Fikretle be- raber andığımız: Ey kimsesiz, âvare çocuklar... .. bele sizler, hele sizler?. Peyami SAFA Halka gösterilmiye başlandı 'Topkapı müzesinde büyük harpte İrak cephesinde esir düşen general Tavshend'in ve zabit arkadaşlarının kılıçları vardı , Bunlar, maarif bakanlığının emrile askeri müzeye devredil> mişler ve hususi bir camekân i- çinde halka teşhir — edilmeye başlanmışlardır. * TAN m tefrikası . . . Erikçiçekleri MAHMUD YESARİ Koyu siyah gözleri, hain ha- in parlıyordu: — Aramızda, çok heyecanlı bir maç olacak. kim kimi nakavt edecek?... Allah - tan ki, kolaycacık ökseye tuütu. lacak kadar genç değilim. Kimonosunun önünü kavuş- turdu: — Şimdi bana, müu_ıc_lı ede- ceksin; odama çıkıp giyinece - ğim. Senin erken gelebileceğini pek tahmin etmediğim için ace- leye lüzum görmemiştim. Bu kılığımın nesi var? diyeceksin. Hattâ bakışlarından, bu kılıkla beni beğendiğin anlaşılabiliyor. Boynunu çarpıtmıştı: — Bu güzel havada, evde ka- panıp oturulur mu? Bahçede ye mek yiyeceğiz, — sonra da belki biraz dolaşırız. Çıplak ayak ve eda kıyafetile bahçede bile do - laşamayız, Bu teklifsizliği sen t | Hukukta yeni imtihan şekilleri Hukuk fakültesindeki yeni imtihan şekli bu perşembe günü anlaşılacaktır. Kültür Bakanlı » i, evvelce talebenin yaptığı mü racaatı tetkik etmiş, rektörlüğe bir tezkere göndermiştir. Fa - külte meclisi, çarşamba günü toplanacak, vaziyeti kararlaştı - racaktır. İmtihanlar arasında muayyen müddet fasıla bıraktlacaktır. Ta lebe, istediği derslerden eylülde imtihana girebi'eceği gibi, ha - ziranda muvaffak olunamıyan dersler için de tekrar imtihan açılacaktır. .. Ancak haziran imtihanında 3 dersten beşten az not alan tale- be sınıfta brrakılacaktır. İmti - hanlara bir haziranda başlana- caktır. Yeni Romen elçisi Dün geldi Romanyanın yeni Ankara se- firi Floti, dün Romanyadan şeh- rimize gelmiş ve rılıttımda Ro> men könsötösile sefaret erkâm tarafından karşrlanmıştır . Romanyanın tanınmış gazete- cilerinden olan Floti, — evvelce Romanya matbuat umum müdü- rü idi, Bu defa Ankara elçiliği- ne tayin edilmiştir. Yeni sefir paskalya yortusu- nun ilk günlerini şehrimizde ge- çirdikten sonra Ankaraya gide- cektir . | ve ben hoş görebiliriz. ea Ticaret Odaları kongresi Ticaret odaları koöngresi 21 mayısta Ankarada toplanacak - tır. Istanbul Ticaret Odası, kon- gre için sekiz rapor hazırlamış- tır. Oda idare heyeti azaları, ra- dları gözden geçirmek üzere mün bir toplantıya çağırılmış- lardır. 'Ticaret odası tetkikat şubesi müdürü Hakkı Nezihi Erkson da bu iş için Ankaraya gidecek- Fakat komşular, tahammül etmezler. Kapıya doğru yürüdü ve tok- mağı çevirirken durdu: — Çok bekletmem. Burada belki canın sıkılır. Bahçeye çık. Sağa doğru yürü... Kameriyeyi görürsün... Gülter, sofrayı ha - zırlıyordur. Onunla konuşabi - lirşin. Başımı sallayarak sözünü tas- tik ediyordu: Konuşabilirsin... — Evet... Gülter, uyanık bir kızdır. Genç- tir ve güzeldir de... * Çapkın çapkın göz kırpıyor - — Bir erkek gözünü oyala - yabilir. Kimonosunun eteklerini u - çura uçura odadan çıkmıştı. Bir müddet, oturduğum yerde dal- dalgın dört yanıma bakın - Kafam, bom boştu. — Hiç bir şey düşünmüyordum. Oturmaktan yoruldum, bah - çeye çıktım. —— di SI iye'nin, hizmetçi kız için ıöylcdiklıri._ merakımı kurcalı- Hâlâ karşılık Verilmedi Bakırköy kazasında Yarım- burgaz ve Azadlı çayırlıkları i- çin Maliye Bakanlığından milli emlâk müdürlüğüne yeni bir e- mir daha gelmiştir. Bakanlık, bundan önce soru- lan sorguya-henüz karşılık gel- mediğinden neticenin — hemen bildirilmesini istemiştir. Vilâyet de işin acele olduğunu miştir. bildir- —— Çocuk bayramının sonu Çocuk bayramı — haftasının dün altmcı günü idi. Bazı mek- teplerde müsamereler verilmiş - tir. Bayram dolayısile — halkevi namına bir heyet düşkünler yur- duna (Darülâceze) giderek kim- sesiz çocukların — bayramlarını kutlulamış, onlara oyuncak ve şekerler vermiştir. Bugün ço- cuk haftasının sonudur. Ankarada temsil akademisi Ankarada kurulacak temsil a- kademisi için hazırlanan proje, etıcumene_ verilmiştir. Mayıs i- | mütehassıs getirtilecektir. —<e— Sovyet artistleri İzmire gittiler Sovyet Rusyadan gelen ar- tistler Ankaradaki temsillerini bitirmiş, İzmire gitmişlerdir. Rus artistleri, İzmirde de bir kaç temsil ve konser verecekler- | dir. Artistler mayısın birinci çarşamba günü şehrimize gele- cekler, burada da bir kaç tem- sil verdikten sonra memleketle- rine döneceklerdir . ——— Bağırsak depoları açılacak Anadolunun iç vilâyetlerin - den toplanıp dış memleketelre gönderilmek üzere — İstanbula getirilen bağırsakların sanayi mıntakalarında depo — edilmesi kararlaştırılmıştır. Depolar en ziyade Haliç mım- takasında açılacaktır . yordu. Sağa — doğru yürüdüm. Hanımelleri, yaseminlerle çe - peçevre donanmış çardağı gör - düm. Hizmetçi kız, sofranın örtü - sünü düzeltiyordu. — Ağır ağır yaklaştım. — Kız, beni görünce, selâmlar gibi, çok nazik bir gü- Hüşle başını eğdi. Sandalyaların üzerinde ta - baklar, çatal kaşıklar, beyaz ke- ten havlular duruyordu. — Bunjur kızım. Gülter, tekrar gülümsedi: | — Bonjur efendim. | Sandalyelerden birinin üstün | den havluları aldı: — Buyurunuz, oturunuz. — Otura otura — uyuşukluk geldi. — Nasıl isterseniz, efendim. Genç kız, öyle pürüzsüz, te - miz konuşuyordu ki zevkle din- liyordum. Söyleyişinde bir ki - barlık vardı. Dört kelimelik ko- nuşmakla, onun, hizmetçi olma- dığını anlamıştım. Hayır! Gülter, yavan, bayağı KA N Vali geldi Vali ve belediye rcisi tin Ustündağ, dün radan şehrimize gel hittin Ustündağ, dün belediye- de muavinler ve şube müdürlezi ile temas ederek, Ankarada ık- mal edilen işler hakkında izahat vermiştir. Romen misafirler Romanyadan dün şehrimize $00 Romen seyyahı, 150 talebe, Türk-Romen dostluk kurumu ü yelerinden bir çokları gelmişier- dir, Talebeler Tarabyaya çıkarak | Tokatlıyan oteline inmişlerdir. | Seyyahlar ile dostlük kurumu azası da şehrimizdeki muhtelif otellerde yerleşmişlerdir. Romanyalılar, paskalya yor- tusunu şehrimizde geçirdikten sonra, memleketlerine dönecek- lerdir. e- Uzun yollar için halk seferleri başlıyor Denizyolları idaresi uzun yol: lar için de ucuz seyahat seferle- vi hazırlamıştır. Bu çeşit seya hâatler için ucuz haik biletleri hazırlanmıştır . | Bunlara, yolcuların resmi ko- nularak başkalarına ciro edilme sine imkân btrakılmıyacak, re - sim çıkarıldığı takdirde bilet kullanılamıyacaktır . Trabzon ve İzmir sürat pos- taları gibi yemekli seferler icin birinci smıf kamara yolcuların- dan ayrıca yemek ücreti alıma- caktır. Marmara — mıntakasına ait halk biletlerinin çok rağbet bu- lacağı anlaşılmaktadır. Çünkü bu-mıntakada halk bitlerile bir ayda 16 sefer yapılacaktır. —— Gümrükteki sahipsiz eşya Gümrüklerdeki sahipsiz eşya- yı satmak için yeni bir teşkilât yapılacaktır. Gümrük — anbarlarındaki bu çeşit eşyanm kıymeti bir milyon lirayi geçmektedir. na da inanmıyordum. Kadriye gibi, bu da takma bir isimdi. — Sana, yardım edeyim mi kızım? Utanmış gibi başını öne eğe- rek gülümsedi: — Neye zahmet edeceksiniz, efendim! — Zahmet mi? Oyalanırım. — Nâsı! isterseniz, efendim Çatalları, kaşıkları, bıçakları alıyor, sofranın Üüzerine kovu - yordum. Yalnız göz ucuyla onu gözetlemekte idim: — Kadrive'den memnun mu- sun? Bu sualimle ,onun hâfızasına ve gafletine, âni olarak hücum etmiştim. Başını kaldırdı ve kaşlarının arası buruştu: — Kadriyeden mi? Yüzü, birden düzeliverdi: — Evet... Tabii.., Genç kıziın zekâsma ve uya - nıklığına şaşıp kaldım. Hücum- dan, ben, galip çıkmıştım; fa - kat o, tam mağlüp olmamıştı, bir hizmetçi değildi. Hattâ, o - | derhal kendini toparlayıver - nun asıl isminin Gülter olduğu- | mişti. Ğ e S FND v SEHİRDE OLUP BİTENLER Yeni Romen sefiri dün geldi - Halkevi heyeti Darülâcezedeki çocuklara hediye götürdüler - Romanyadan talebe, gazeteci, seyyah bir kafile daha geldi ÜRus ustası daha gelecek, onlar da KUÇUK HABERLER * Hilâliahmer Cemiyeti Beyazıd nahiye kolunun Veznmecilerdeki yeni binasının açılma meresimi cumartesi akşamı yapılmıştır. * Nafla Bakanlığı Rami ile Fatih arasında işleyen otobüslerin Sultan - hamamına kadar inmesine müsaede etmiştir. Karar, belediyeye bildiril » miştir. * İnhisar — idaresinin Tekirdağı fabrikaşında hazırlattığı 5 yıllık yeni ve tabü Kanyaklar birkaç güne ka- dar satışa konulacaktır. Litrelik şişe- ler 220 kuruştan satılacaktır. Jnhisar idaresi, yenilerini, piyasada bulunan. lar tükendikçe, peyderpey — çıkarmak niyetindedir. * Sultanahmeddeki Ticaret müze- sine verilecek yeni şekil belli olmuş gibidir. Müzedeki ziraj kölleksiyonlar 29.4.935 —— Ü .BU DA BENDEN VAPUR TARİFELERİ Erenköyünde otururum. Eren köyünde otururum demek, gün- de iki kere vapura, iki kere ya trene, ya tramvaya binmeğe zorlanmışım demektir. Gidiş gelişin kara yolculuğunda hem tren hem tramvayın olması işi kolaylaştırıyor. Biri olmazsa, biri bulunuyor. Deniz yolculu- ğunda ise vapura binmekten başka yol yok. Vapura binmek demek her şeyden önce vapur “tarile” sini bilmek, ezberlemek demektir. Vapur tarifesine gelince bu ol- dukça karışık bir nesne, Sekiz buçukta var, dokuzu on geçe var, on biri bilmem kaç geçe var, , ,Bana öyle geliyor ki bu tarife işini kolaylaştırma <, sadeleştir- mek kötü olmaz. Yaz tarifesi, kış tarifesi diye bir ikilik te ge- rek değildir. Kadıköy tü Bostan cıya kadar artı yalnız yazları oturulan, yalnız yazları çok ka- lqbı_lık olan bir yer olmaktan gitgide çıkıyor. Olsa olsa yazın vapurlar belki daha erken yol- culuğa başlayabilirler. Iş saati- nin yazın daha geç bitişi göz ö- nüne almarak o saatlerde daha sık konulabilinir. Ben olsam, Şizmeden yukarı çıkdığım bağışlansın; söz gelişi her ya- rım saatte bir vapur <ıkarırdım. Böylelikle yolcular her yarım Saatte bir vapur — olduğuteş “ tarife " “marifetlerini ,, ez- berlemksizin öğrenirlerdi. He- le Kadıköy ile Haydarpaşa va- Türkofisin dördüncü Vakı! Hanında taşmacağı zemin katına - petirilecek, orada teşhir edilecektir. Sınai kollek. siyonlar bugünkü müze binasında ka- dacaktır. Nümune müzesi işi de Hazi- randan sonra belli olacaktır. * Şehrimizdeki Remen ÜUniverasi - tesi talebesi şerefine Halkevi taralın dan dün akşam Perapalas otelinde bir çay verilmiştir. * Ecnebi ve ekalliyet mekteplerin- “dekttürkçe' ü " Kültür Bar kanlığı yeni bir müfrelat programı yaparak, alâkadar metkeplere ve mu- altimlere bildirmiştir. Bu mektepler. de tedrisatın daba iyi olması için ba- zı tedbirler alınmıştır. * Rektör Cemil bu hafta sonunda Cenevreden dönecek, Ankaraya gide- cektir, * İlk tedrisat müfettişleri $ Mayıs- ta Massif müdürünün başkanlığı ah tında toplanacaklardır. Istanbulun u- mumi ilk tedrisat ve imtihan işleri bu toplantıda görüşülecektir. * İstanbul ilk tedrisat müfettiş- leri arasında bazı değişiklikler olaca- gı söylenmektedir. * Muallimler Birliği ayın onunda bir tedansan erecektir. Birlik idare beyeti başkanlığına kız muallim mek. tebi pedagoji muallimi Hüviyet Be - kir seçilmiştir. * Sümerbankın Kayseri fabrikasın. da çalışmak üsere Sovyet Rusyadan gelen 17 ustabaşı dün Kayseriye git. mişlerdir. Birkaç gün sonra birkaç Kayseriye gönderilecektir. Kadriyenin isminin takmalı - ğt, artık bence bir — hakikatti. Gülter, bunu Kadriyeye söyli - yecekti ve Kadriye, evvelden kı zın kulağını bükmediği için, bu unutkanlığını affetmiyecekti. Evde, muhakkak bir başka hizmetçi, daha doğrüusu asıl hiz- metçi vardı. Gülter'in, elleri, bu- laşık, çamaşır benze - bugün hiz - miyordu. Gülter, metçi rolünde idi. Onunla konuşurken, bir ope- ret subreti ile rol oynuyorum, sanıyordum, Genç kızın zekâsını denemiş- tim, artık onu göz ucuyla gö - zetlemekten vazgeçmiştim, çün kü faydasızdı. Onu, bir daha gafi) avlayamazdım, Ona yardım ederken beni dik katle süzüyordu: — Elinize yaraşıyor, efen - dim! Güldüm: ; — Hep kendi işimi, kendim görmeğe alışığımdır. da... Er. kekler, umumiyetle sakar olur- lar, değil mi? Nazik nazik gülümsedi, purları arasında birer çey- rek bir aralık ta konursa deme gitsin. Biz Kadıköy Hay- darpaşa yolcuları İstanbulun denizle ikiye bölündüğünü bile unuturuz. Orhan SELİM S Kadın, Çocuk işçiler Sanayi müesseselerinde çalı - kadın ve,çocukların sayısı geçen yıllara nazaran çoğalınış- tır. Son yapılan istatistiklere gö- re, fabrikalarda — 13052 kadım, 1594 çocuk işçi vardır. Çocuk - lar on dört yaşından aşağı de - ğildir. Teşviki sanayi kanunundan istifade eden bütün müessese- lerde calışan biitün işçilerin *** tarı S9,634 tür . Bakolrya imtihan- ları için son şekil Bakalorya imtihanlarına bir haziranda başlanacaktır. Hariç- ten imtihana girmek istiyenle- rin müracaat müddeti yarın bit- mektedir . Bu yıl, bakalorya imtihanları doğrudan doğruya mekteplerde yapılacaktır. iniversiteye girmek istiyen - ler, bakalorya — bittikten sonra olgunluk imtihanına girecekler- dir. Ona baktıkça merakım ve ta- acecübüm artıyordu. Giydiği, ö- nü az açık beyaz keten bluz, ö- nü düğmeli, daracık siyah etek, iyi bir terzi elinden — çıkmıştı. Saçları, mahalle berberinde ke- silmiş değildi. İskarpinleri, pek hazıra benzemiyordu. Bu kız, hizmetçi değildi, Te- miz, kibar bir aile kızı idi, Aca- ba, Kadriye'nin nesi idi? Arala- rında bir yakınlık, hısımlık var mıydı? Biribirlerine nasıl bır bağla bağlıydılar? Kadriye'ye hak veriyordum. Bu genç kız, bir erkeğin gözü « nü oyalayabiliyordu. O, konüş- tukça açılıyor ve güzelleşiyor - du. Zekâsı, soluk, fakat ince çiz gili yüzüne, renk, mâna dağıtı- u. Kadriye, genç kızdan emin olmasa, beni onunla yalnız bıra- kır miydi? — Git, istediğin gibi konuş! der miydi? Bana, açık kart verişi, be - nimle alaydan başka bir sey de- ğildi. Burnuma, kahkahalarla gülüyordu. TArkası var|