“ YA — 12 T | OKUDUKLARIMIZ, DUYDUKLARIMIZ | Dünyanın En Feci Demiryol Kazaları Lagny'de 1933 de İsanım doğ- duğu gece Paris-Strasburg eks- presi başka bir yolcu treni ile çarpışmış, hâdise (20) kişinin ölümüne ve (300) kişinin fena halde yaralanması ile netice lenmişti. Ö zaman gazeteler bu- nu dünyanın en feci şimendifer kazası diye haftalarca yazmış lardı, Halbuki dosyalarını iyic. karıştırsalardı bundan daha fe- lâketli iki tren kazası daha vu- kua gelmiş olduğunu görecek- lerdi. Bunlardan biri o kadar fe- cidir ki harp içinde esaslı taf- silâtını sansür verdirmemişti. Lagny'de vukua gelen kaza göz gözü görmez dediğimiz çok sisli bir akşam olmuştur; Paris - Strasburg ekspresi bir saat geçikmişti. Bunun için sise rağmen makinisti Lucien (55) saniyede bir mil üzerinc yol almaktan çekinmiyordu. Pa rise on beş mil kala birdenbire 25 metre önlerinde Paris-Nancy ekspresini görünce nefes alma- ğa vakit kalmadan çarpışma oluvermişti, Nancy treninin içindekilerin bir çoğu mektep tatilinden bil's tifade evlerine giden talebe idi. Vagonların ağaçtan — yapılmış olduğu için ölülerin ve yarala- nanların hepsi de bu trende idi. Buna mukabil Paris - Srasburg ekepresinde vagonlar çelk ol- düğu için kimsenin burnu bile kanzmamıştı. Bu feci kazaya sebebiyet sa- dece bir dikkatsizlik — mese'esi- Örtalık kalım bir sis taba- kası ile kaplı iken saatte 65 mi! gibi süratle giderken işaretleri tefrik etmenin imkânsızlığını idrâk etmiyen makinist, bu işte yegâne mesuldü. 22 Mayıs 1915 te İskoçyada Gretna Green'de beş trenin biri- biri üstüne binerek Lagny'de - den daha müthiş bir kazanın ücude gelmesine de âmil yine dikkatsizlik olmuştur. İşaret — kulesindeki memur yanlış işaret vererek bir £ meşgul iken ayni yol üzerine ker dolu başka bir treni etmek süretile çarpışmaya se - bebiyet vermiş; birinci müsade- me anından evvel, Glasgow ekepresinin işaretini alarak onu da ayni hatta kabul ettiğini şünerek kapalı işareti vermek | istemişse de geç kalmıştır. Bi rinci müsademeden pek az son- ra felâketzedelerin üzerine baş- ka bir trenin olanca hızla çarp- ması biririci kazadan kurtulan- ların da bir çoğunu — bu suretle ortadan yok etmiştir, 227 kişinin ölümüne ve (250) İzsanın yaralanmasına sebebi - yet veren bu müthiş » kâzanın en hayret edilecek yeri tven- lerden birinin makinist ve ateş- çisine hiç bir şey olmayışıdır. İşaret kulesindeki memur da aklını kaybetmiş olmasına rağ- men müebbet kürek cezasına çarptırılmıştır. Bu iki kazadan daha feci ve daha fazla tclefat veren bir tren çarpışması da 1917 de Fransa Modane'de vukua gelmiştir. Bu sıralarda General Neville'in ku- mandasındaki 115 kıtada da u- fak büyük isyan alâmetleri çık- mış ve isyan bayrağının peşine takıları her beş aâskerden biri muhakemesiz, kura ile seçilip kurşuna dizilmişti. İşte Modane tren kazası,bu fe lâketin en kara günlerinde san- ki Fransız ordsunda menfi bir tesir husule getirmek için orta- ya çıkmış yeni bir facia gibi,pat mıştı. Bu kazanın böyle psikolojik | bir anda oluşu Fransayı o kadar | korkutmuştu ki sansür haberin intişarımna mâni oldu. İtalya - Fransa hududunda 12 birincilânun 1917 akşamı IfTodaae istasyonunda (1200) kadar Fransız askeri bekleşi - yordu. Piave harbinden şıkan bu zavallılar yortu münasebetile Mmezunen evlerine dönüyorlard: Kendilerini memleketlerine gö- türecek trene ne derin bir teha. kabul | | derken baygın gözlü Geçenlerde Pirene - Kotdarjan hattında devrilen tiren, bu kazada 4 kişi ölmüş, birçok insanlar yaralanmıştı lükle bindiklerini tarife hacet var mı? Bir an evvel ailelerine kavuşmak sevinci ile sarhoş o - lan askerler trenin hareket et - mediğinden sinirlenerek bağı - rrp çağırdıkları vakit makinist: “ çok yüklüyüz, bu halde Alp dağlarını inerken treni kontrol etmek imkânı yoktur,, iddiasını kafileye nezaret eden zabitlere dinletememiş ve her şeyi göze alarak treni hareket ettirmiştir. Hareketten pek az sonra dik i- niş başlamış gitgide frenleri tut turmak mümkün olrmadan tren olanca hızile yuvarlanmağa beş lemıştır. Dönemeç noktasına | gelinceye kadar devam eden hız, © kadar müthiş bir sürat peyda etmiştir ki kapıları açıp dışarı atlamak bile mümkün olama - mamıştır. Birbiri üstüne yığılan vagonlarda çıkan yangın pek az zamanda en aşağı (400) askeri küledivermiştir. Şimdiye kadar bu kazada telef olanların adedi 543 kişi o larak yazıldı. Yaralıların 243 ki- şiden ibaret olduğunu iddia e - denler de oldu. Fakat (7200) as- kerden pek azının sağ kaldığı- na bakılacak olursa aşağı bir tahmin ile (1000) zavallırtın öl- düğüne inanmak lâzım. Üç fecitren kazasından en acıklışının Modane — yanındakı St. Michel köyünün önlerinde vukua geldiğine şüphe yoktur. BUNLARI OKUDUNUZ MU? | Nev « York'ta Rokfeller mer- kez binasında yeni açılan Alâi- mi Sema adlı bir kabarenin ta- | vanına yapılan tertibat sayesin- galınan da dans musikisine gö- re tavanda bir takım ren kakis- vücuda getiriyorlarmış Ça- hman parcaya göre sarı,kırmızı, ve mavi renkler mütema- diyen değişmek şartile tavanda çok cazip bir manzara teşkil e- çiftier bi- ribirlerine elbette daha yakla- şgırlar. Kışın soğuk günlerinde bile baharın ılık günlerini hatır- layarak danseden çiftlere ne mutlu! Bu tertibat Alâimi Se- ma Kabaresinden başka şimdi- lik hiçbir yerde yoktur. a Amerikada bir gazete fotoğ- raf muhabiri, aldığı resimlerin gazetesinde sür'atle intişarını temin için otomobilinin içine hususi tertibat yaptırarak film- leri yolda develope etmek usulü nü bulmuştur. Bu sayede hiçbir gazetede çıkmayan resimlerin gazetesinde intişarını temin et- |miş olüyor. Her şeyde sür'at rekorunu ktran Amerikalıların yaşayış hızına bir nümune daha. o Berlindeki (Kedi Postası) 30 erkek kedi ile şehrin başka baş- ka semtlerine mektup gönder- mek usulünü keşfetmiştir. Ke- diler de, trpkr güvercinler gibi bir yere alıştrlar mı, muhakkak sürette oraya dönüyorlarmış. Ancak aralarıncaki fark, güver- cinler 400 kilometre mesafelere gittikleri halde, kediler yalnız üç, dört kilometre yerlere dö- nebiliyorlarmış. o Meksikada altın madeni ame lesi, indikleri derin madenlerin içinde Meryem Ananın bir res. bulundururlar, madene inince önünde diz çöküp, bugü nün de kazasız geçmesine dua ederlermiş. Ayni veçhile pay- dostan sonra madenden çıkar- ken çaldıkları altının üzerlerin- de bulunmaması için de gene Meryem Ananm önünde diz çö kerlermiş. Buna Meryem Ana- yı suiistimal denmez de ne de- nir? o Tarzan filmlerinden birinde aslanın hayvanların kıralı oldu- ğunu göstermek için ona bir bo- ğa öldürtmek icap ediyormuş. | Boğanın azgın olması da şart. Bu iş için seçilen boğa biribiri arkasına 9 aslanı da boynuzları ile fırlatıp yere serdikten sonra fazla tırnak yarası alarak ötesi berisi kanadığı için resimde iyi gözükmiyeceği mülâhazesile ye rine başka bir boğa ikame olun- muş. Yeni ğelen boğa da beş aslanı daha boynuzuna takarak fırlattıktan sonra, “ayvanların kıralr aslan olmadığı anlaştla- bilmiştir. Bu basit işi anlaya- bilmek için 15 aslanı feda et- mek insanlara yakışır mı idi? o Dünyada en mütekâmil maki ne hiç şüphesiz ki, insan vücu- dudur, Saatte 4320 defa atarak bilâfasıla durmadan, dinlenme- den aşağı yukarı — 600.000 saat çalışan insan kalbi kadar mütc- kâmil bir makine tasavvur olu- nur mu? Göz kadar hassas bir fotoğraf makinesi, bı run, ciğer- ler ve deri kadar iyi Lir vantilâ- tör, âsap kadar ince bir meka- nizma olur mu? Bu hassas me- kanizmaya iyi bakmamak olur mu? o Okur yazarların adedi en faz- la olan memleketin, Japonya olduğunu ve senede 30.000 kitap ile Amerikanın üç misli yeni ki- tap neşreden memleketin gene bu sarı ırk olduğunu okudunuz mu? Avrüpa, devletlerinin Sar gibi küçücük yerler için harbı bile göze aldıkları bir zamanda. Japonyanın arazice üç misli hü- yüdüğünü ; ordu ve donanma kuvvetlerinin biribirine müte- nasip ve her ikisinin de dünya- nın en kuvvetli ordu ve donan- ması olduğunu hiç düşündünüz müz A N Mühtedi, mürted — Dörme. Mühür — Mühür Mükâfat — Öden, öndül. Mü t görmek — Ödenlenmek, Mükâfat vermek — Ödenlemek Mükâleme — Konuşu, konuşms — (Fr.) Conversation Mükâleme odası — Konuşma oda. 81 — (Fr.) Parloir Mükedder Triste. Mükedder olmak — Gamlanmak Mükellef — Ağır, yüklü, yükümlü — (Fr.) İmpost charg& Mükellefiyet — Yüküm — (Fr.) İzapostion, charge Mükemmel — Tükel Müktesebat — Edinçler Mülâhaza — Düşün. Mülâhham — Şişman, etleç. Mülâkat — Görüşme — (Fr.) Enttevuc. Mülâki olmak — (telâki etmek) — Buluşmak, kavuşmak. Mülâsık — B'tişik, yapışık. Mülâtafe — Şakalaşma — Plaisanterie A yemet — Yumuçşaklık. ülâyim — Uygun, yumuşak. Mülâz'm (ikinci mülüzim anlarm- na) — Asteğmen Mülâzimi evvel — Teğmen Mülemma — Bulaşık Mülevven — Boyalı, boyanık Mülevves — Pis, mundar Müleyyin — Yumuşatıcı Laxatif, &mollient Mülga — Kaldırılmış Mülhak — Ulama, eklen'k, bağlı — (FPr.) Annexe Örnek: Mülhak bütçeler — Ula- ma bütçeler Mülhakat — Bağlantı — (Pr.) D& pendances Mülhem — Esinli — (Fr.) İnspirt Mülhem öolmek — Esinmek Mülbü Esin veren — Mük (T. Kö.) — (Fr.) La propridte Mülkiyet — Mülk'yet — (Fr.) La proprit& Mülteci — Sığımık — (Fr.) Refu- Gamlı — (Fr.) (Fr.) (Pr.) (Fr.) Sollicite Mümanaat ve muhalefet etmek — Dayatmak Mümaselet — Benz- “*«, eşlik Mümasil — Benzer, ., — (Fr.) Sem- blahle İatümeyyiz — A yırtman | Mümkün — İmkânlı »Mümkün — kılmak — İmkânlaştır- mak | Gayrimümkün — İmkünsız | Mümsik — Sda, eli sıkı Mümtaz (Asli) — Özgül — (Fr.) Original Mümtaz — (müntehap, — güzide) — Seckin — (Fr.) Distingu& Müntaziyet (Asliyet) — Özgünlük nalitd. İmkânsız Mümteziç — Uyuşkan — (Fr.) Ac- comodant Münacat — Yakarış Münadi — Ündeci Münaferet — Sevişmezlik, soğukluk — (Fr.) Froideur Münafıklık, müfsitlü kık Münakasa — Eksiltim — (Pr.) Ad- Jud cation Münakaşa — Çatışma, atışma — (Fr.) Discustlon Mün'ak's — Yansıt — (Pr.) Relldtö Mün'akit — Bağıtlı, bağıtlanmış — (Fr.) Conelu, cantractt Münekekah — Arığ Münasafeten — Yarıyarıya Münasebet — 1 — Uyarlık, uygun- luk — (Fr.) Nöcessitâ 2 — İlgi (Fr.) Relation, rapport — Sıra, yer — (Fr.) Tour Örnek: 1 — Bu teklifin burada hiç münasebeti yok. — Bu önergenin burada hiç uyarlığı (uygunluğu yok) 2 — Beynelmilel münasebat nok- taf nazarından — Arsrulusal ilgi- ler bakımından 3 — Münasebeti gelince bu ric nızı söylerim — Sırası (yeri) ge- Jince bu dileğinizi söylerim. Münasebet almak — Sırası gelmek, yakışık almak ,uygun — düşmek, el- vermek. Münasebetli münasebetsiz — Yerli yörtiz, sıralı sırasız, uyar uymaz — (Fr.) A tout propos Münasebetsiz — Uygunsuz, yakışık. sız, Aykırı, biçimsiz, densiz — (Fr.) Mal â propos Kat'ı münasebet etmek — Bozuş- mak, ilgi kesmek — Rompre les re- lations Münasip, muvafık — Uygun, yerin- de Münasebet getirmek — Sırasını dü- sürmek, sırasını getirmek Münasebetiyle — Dolayrsiyle,.. den ü — (Fr.) A propos Münasip surette — Yolu ile — (Fr.) D'une façon comvenable Münavebe — Sıralaşma — (Fr.) At:ernatlon Münavebeten — Sıra ile — (Pr.) A tour de röle Münazaa, niza — Kavga — (Fr.) Müjde (beşaret) — Muştu, müjde | DİL TEMİZLENDİK- ÇE, AYIKLANDIKÇA,|| DUŞUNUŞÜUMÜZÜN KARGAŞALIĞI A E RAL NE AEZOVUNA <r>Ooz PCONNE Dispute Münazaa etmek — Kavga etmek — (Pr.) Se disputer Münbit, —mahsuldar — Bitek — (Fr.) Fertile Gayrimünbit — Çerek — (FPr.) İm- productif, st&rile Müncemid — Donmuş Müncer olmak — Varmak Mündericat — İçindekiler Münebbih — Uyatıç Müneccim — Yıldızbakan Münevver — Aydın — (Fr.) Eclai- | rü Münezzeh — Arı, beri Münfail olmek — Küsmek Münfek — Kopmuş, ayrılmış Münferid — Tek, ayrı, yalnız — (Fr.) İsolt Münferiden — Aytı ayrı, birer bi- rer, kendi başına, tek başma, yalnız. ca, teker teker — (Fr.) İsoltment Münhal, münhallât — Açık — (Fr.) Vacant, vacances Münhal, münhallât — Erirler — (Fr.) Solubles Gayrimünhellât — (Fr.) İnsolubles Münhani — Eğriç Münhasıran — (hasrcı (Fr.) Exelusivemet Münhat İngiz, çökek, basık Münhedim — Yıkılmış Münhezim — Bozgun — (Fr.) Mise en döroute Münhezim etmek — Bozguna uğrat- mak, bozmak (Fr.) Mettre en de- | rToute Münhezim olmak — Bozulmak, boz- guna uğramak Münkat (Bak: İnkıyad) Münkazi olmak — Bitmek, günü | gelmek Münkesir — Kırgım, kıvık — (Pr.) | Aiflig&, brigâ. Müntahab — Seçkim — (Fr.). Elu, cholsi Müntahib — Seçmen — (Fr.) lecteur | Müntakil — Geçen, kalan — (Pr.) Transmis Münteha — Uç Müntehi ölmek — Bitmek, çıkmak Müntehir — Ölük Müntekim — Öcalan Müntesip — Catkın Münteşir — Yaygm Müphem — Örtünç — (Fr.) Va- Erimezler — E. güe Müphemiyet — Örtünçlük Müptedi — Acamı Müptelâ üşkün — (Fr.) Epris | Müptelâ olmak — Düşkün olmak, | uğramak, yakalanmak — (Fr.) Etre Epris Müptezel — Ortamalı, aşağılık Müracaat etmek — Başvurmak — (Fr.) S'adresser Möürafaa — Duruşma Mürah'k — Erişik Mürai (riyakâr) — İki yizlü — (Fr.) Hypocrite Mürsil'k (riya, riyakârlık) — İki- lülük — (Fr.) Hypoerisie ürebbi — Egçitmen Müreffeh — Genli — (Fr.) Aist Mürekkep — Katınç — (Fr.) Com- vosâ önürtgesidir Mürsel — Gönderilen Mürsil — Gönderen Mürşit — Yönder Mürteci — Kaytak Mürted — Dönme Mühtedi — Uzyönen Mürtefi — Yüksek Mürteşi — Alımsak Mürur — Geciş, germe Mürurive — Gesmalik ” Tk n a baka — Yarış, yarşı — (P Poncoirs MScaha'ca etmelr Yarışmak Müsadame — C- a ma (Fr.) Collistor M deme etmek Müsadere — Alanç - Sarmenak (Fr.) Confis- Müsadere etmek — Alancetmek VEİ ” Müsaid — Elverişli, uygun, — yeler, 29-4-035 eğgin — (Fr.) suffir sant. Öznekler: 1 — Ot lışmağa müsaid Convenable, n ver Çat müz müsald bir cevap 3it — Henüz uygun bir. cevap almadım. tutmağl yetmez. 4 — Temennime müsaid göründü — Dileğime eğgin dü. | Müsakkafat — Dam Müsalâha — Barışma Sulh — Barış Sul müsalemet — Barış ve bay- Müsamaha — Hoşgörü, hoşgörme, | hoşgörülük, gözyumma — (Fr.) To- Müsamaha etmek — Hoşgörmek — (Fr.) Tolörer Müsamahakâr — Hoşgörür — (Fr.) Tolârant Müşa'şa — Parlak, şuvağlı Müsavat — Eş'tlik Müsavi — Eşit, deş (terim) Müsbet — Müsbet, pozitif 4 Müsekkin — Yatıştııcı — (Pr.) Calmant Müsolsel — Ardıardma, — biribirine Müsmir (semeredar) — Yemişli, ve- vimli Müsrif — Savurgan Müstacel — Evgin — (Fr.) Urgent Müstacelen — Tezelden, gecikme. den Müstaceliyet — Evginlik, gecikmez- (Pr.) Ürgence 1 gni — Doyuk Müstağrak — Batmış, batık Müstahk'r — Küçükser Müstahsil — Üretmen — (Pr.) Proe ducteur Müstahzarat — Hazırilâçlar (tıbbi), hazırlamalar (kimyevi) Müstaid (Kabiliyetli) — Anık, ye- — Erkin, bağınsız — (Pr.) İnd&pendant Müstehl'k — Yoğaltman — (Fr.) Consommateur üstekreh — İğrenç — (Fr.) Dö- t Müstekreh, menfur — Tiksinç — — (Ft.) Dötestâ. Müstemlike — Sömürge Müstenid — Dayanan Müstorih (asude) — Rahat Müstesna (istisnai) — Ayram Müstesna tutmak (istisna etmek)— — Ayrı tutmak Müsteşar — Asbakan Müstevi — Düz Müstevli — Salgıncı Müstevli olmak — Salgın etmek Müşabehet — Benzeme, benzeşlik — (Er.) Ressemblance Müşabih — Benzeş Müşahede — Görüm Müşahhas — Somut — (Fr.) Con- cret Müşahit — 'Görmen — (Fr.) Spee. tateür Müşareket — Birlik, ortaklık — (Fr.) Assoclation Müşateme — Sovüşme — (Fr.) S'ine urier Müşavere — Danışma (Fr.) Consul- ir — Danışman (Fr.) Conacil- ler Müşekkel — Gösterişli, iriyarı Müşevveş — Karışık, karmakarışık Müşevvik — Önayak — (Fr.) Pros Müşir — Mareşal Müşkil — Zor, güç, çetin, çapraşıl, enge 4 Müşkilât — Güçlük. güçlükler, zor- Tuk, zorluklar Müşkülâtla — Zorlukla Müşkilpesend — Gücbi Müşrifi harab (maili inhidam) — | Kağşak | Müşrifi harab olmak — Kağşamak Müştail — Tutuşan — (Fr.) İnflame mable Müştak olmak — Göresimek Müştemilât — Ekitler — (Fr.) DÖ pendances *** Ulusun düzeltmesi * Bundan evvel çıkal yanlışları süyle düzel ı — (Mizam kar tıt> (Tartaç, terazi) 2 — (Tepanni etmek) — karşılığınA (Savyramak) de katılacartır. 3 — (Muganni) karşısına (Sayran) özü de konacaktır. 'Tesanni) karşılığına (Sayra) da katılacaktır. $ — (Mezak) kerşıliğinda (Zevk) sözü de bulunacaktı 6 — (M'nval) sözünün — karşısına (Bak: Vecih, tarz) yazılacaktır. kısrmlardaki t şu olacak”