GAZETE ve gazete - y yok. telerde o- çin halk rde okunacak şey de okunacak ferrika- ile Cevral- lerı buracık- şün değildir. lım, Gazete ha - in gazeteler izde ou.. bütün | İstanbulda | sarhoş Ali, esrarkeş Veliye bir tokat atsa bu lmhx..m:ınlıgmm ;gazeteye geçe fakat Er: surumda cinayet olca ga mazlar, çünkü orada Duysalar da ehem - isümet merkezinin, İs- A)'CÜc polı n, güm- ıctıc!cxc göre 'lurluy: ıkı üç vı - ls)euı..ı ıbırettır Bu yi izden klet merkezi de sayısı inmiştir . Gazetelerin seviyesi de inmişti. Mektöp çocuklarının günde lerine ni gazete var, bilmececiz gazete | yoktur. İdarehaneler her güm 9 - 12 yaşında okuyucu kâlaba- içi p'd'*"rdı: mu - t m_ısab:ı- ışanulrr Ii_z szan'm muham b tçesini doldurmak için | n dıçında i Döndüler Kulüb Kendilerine Bir Atlas Bayrak Hediye etti 'el-Aviv'de tertip edilen bü- müusevi olimpiyadına — işti- rak etmek üzere bir ay evvel Fi listine giden Barkohoba kulübü ne mensup 30 sporcu genç, dün akşam Helvan vapurile şehrimı- ; | ze dönmüştür. Yüzden fazla mlüsevi rıhtım - da sporcu arkadaşlarını karşıla- mışlar ve kazandıkları muvaf - hediye etmişlerdir. Musevi sporcular bilhassa bas | ketbol — kızmında- - muvaffak olmuşlar ve binlerce- seyircinin at nazarını celbetmişlerdir. 'el-Aviv olimpiyadıma bütün d'.lny:ı( Müsevi — Makabist gençler iştirak etmişlerdir. ——e— Devletin Toprağı Devtete Burğaz çayırlıklarmın neden maliyenin elinde olmadığı şimdiye kadar köylüye veri'me- diği hakkında m:ı]iye bakanlı - ğinın sorgusuna, mi li emlâk müdürlüğü karşılık hazırlamış - tır. Bu vilâyetçe de görülerek balcanlığa bildirilecektir. Mali- akanı kamutayda bu hafta içinde sorgu takririnin karşılı - ginr verecektir. ——— MO ya bile vakti yoktur. İş'n politikaya dokunan taraf- larına eden bile söylenebi - lir ki, hiç bir gazete, halkın okcu. ve mum':smdan şikâyette haklı de- gildir; fakat, okumanın bir me- 'ct borcu olduğunu komşu- lar kadaı bile anlamayan halkın da bu gazetelerden fazla bir şey beklemeze kaklıı var mıdır, bil- mâem, Nihayet, hiç şünhe yok ki, siz ne iseniz, gazeteniz de odur. Peyami SAFA Musevi Sporcuiar i. | mumi kâtibi Numan Rifat: “An- | fakiyetlerden dolayı kendilerine | kulüp namına atlas bir bayrak Bakırtöyünde Azat Ve yarımı 'Tğdlîe Dü parâyı âafaşlrıyor. —am— - AN ve herkese hayret verici bir sürpriz yaptılar Türk — İngiliz Ticaret Müzakeresine Yeniden Başlanıyor 'Türk - İngiliz ticaret müza- kerelerine bugünlerde yeniden başlanacaktır. Dış Bakanlığı u- laşmanın gecikmesi, iktısadi sistemlerin farklı oluşundan- dır,,, demiştir, —— 2000 Gaz Maskesi Belediye itfaiye efradı için 28 gaz meskesi almıştır. Fakat, bütün gruplarda çalşın efrat için maske almak lâzım olduğu anlaşılıyor. Belediye yeniden 2000 gaz maskesi almak icin büt çeye fevkalâde tahsisat koymuş tur, — Senjorj Hastanesi İçişler Bakanlığı belediyeye bir emir göndemmaiştie BU Emir- de G atadaki Senjorj hastaha- mnesinin belediyece satın alınma- 451 hildirilmektedir. Bu hastaha- ne için 160 bin lira lâzımdır. Be- Talebeye Kolaylık Üniversite rektörü Profesür Cemil, dün aksam Cenevreye gitti. Profesör Cemil, Cenevre- de arsıulus hukukçular toplan- tısında bulunacaktır. Cemil on gün sonra İstanbula dönecek, buradan Ankaraya gidecektir. Ankarada Universite bütçesi iş- lerile uğraşacaktır. Üniversite imtihanları arasında birer gün fasrla verilmesi kabul edilmiş - tir. Bu karar talebeye kolaylık verecektir. Bir Doçent işinden Çıkarılıyor Fen fakültesi doçentlerinden | birinin, Üniversitedeki vazifesi- ne nihayet verilecektir. Sebebi: İhtiyat zeb't mektebinde son ya pilan imtihanlarda muvaffak o- lamaması ve zabit çıkamaması- dır. Her Evden Para Alınacak Yarım Milyon Lira İstan-| caktır. bul Evlerinden Çikacak Yangın'arı zamanında haber vermek için, şehrin her tarafın- da otomatik telefon tesisatı ya- pılması düşünülüyor. Söylendi- ğine göre, belediye hü- kümete müracaat ederek bir ka- nun çıkartmağa çalışmaktadır. Bu projeye göre, bütün ev ve a- partımanlardan 3 - 100 lira ara- sında ve bir defaya mahsus ol- mak üzere para alınacaktır. Te- lefon tesisatı için yarım milyon liradan fazla para sarfedilecek- tir. Para Koparıcılar Son zamanlarda birtakım kim seler, bazı ticaret mu:sseaelerâ nin çifte defte: eli ui )aııtıkl..ıım İstanbul “ün Romunyı Ünive--itesinden 60 talebe geldi, Cümhuriyet ebidesindeki me —ıimdo bulundu!ar KÜEÜK HABERLER © Türkofis Istanbul şubesi yeni müdürü Akil, bugün işine başlıya- e Afvnl inhisarı idaresi, iç piya- sadan afyon alımına devam ediyor. Iki buçuk ay içinde satın alınan afyon mikdarı yarım milyon liralığı geçmiştir. © Istanbuldaki yumurta kontrol keyetinin işi çok artmıştır. İstanbu- lun hususi vaziyeti gözonünde tutu- larak ikinci bir heyet ayrılacaktır. © Trakya genel müfettişi Ibra- him Tali dün Ankaraya gitmiştir. © Arsulusal kurumu çalışma bü- rosu şefi Morad Ankaraya gitmiş- tir. © İsviçrede iznini geçiren ls- panya elçisi Donincor dün akşam He- Sefir, Ankaraya gidecektir. © (Monteroza) seyyah vapurile dııı akşam şehrimize 1200 seyyah izin bazı yerle- rini gezmişlerdir. (Monteroza) ya- rin uyyıhlın götürecektir. © Etibba odası kitab sorgisinı.. gelegtftET ııınliycune bildirmektedirler, Gizli vergi ı.:lırcııl_rc. doğru çıkarsa, para ikramiyesi verilir. malarda bunların coğunun doğ- yu dröt görülm”ştür.Eirta ktm kiriselerin de, herhangi bif sebeple, ayrıl leri közülemek cakçılık uydurdulkdarı nnlaeı.mırur Buna Ne Buyrulur? Kadınlar kongrosine iştirak ede- cok müraşbasları Yıldız sarayına götürmek için güya ucuz fiyatla tu- tulmaş olan otobüslerin kontrolsüz kalmaları yüzünden bazan murah- haslard n fazla para aldıkları gö « rülmektedir. Geçen gün Universi - tede yapılacak mitingde buluna - cak murahhasları Üniversiteye gö- türecek otobüslerin ellişer kuruşa yolcu taşımakta oldukları görül - *Bazı murahlazlar bundan gil t etmişler ve kattâ bazıları yolda otobüsten inmek mecburiye- Ünde kalmışlardır. Nihayet Yıldz sarayında bulunan polis memurları mese'eye müdahale ederek ücretin olduğunu a-| tınıcler ve ları sahiplerine ia- de ettirmişlerdi dün beşinci günü idi. Dün, daire- ler kapalı olduğundan, sergiyi da- Falat maliyece yapılan araştır- |ha kalabalık bir halk küklesi gaz- miştir, ilkbahar gezintileri ._lı_u-.ıl:* Her mekteb top- lu bir halde, haftanın bir günü ge- zintiye çıkmaktadırlar, © Şehir tiyatrosu balet muallimi profesör Celâl Yerli Türk dansla- rını göstermek için, bir mütamere hazırlamaktadır. Bu müsamere yı- kında verilecektir. © Ankarada toplanacak olan tu- rizm koöngresinde bulunmak üzere Turing klüb başkanı Şükrü Ali ile Belediye turizm şubesi müdürü Ke snal Ragıb dün akşam Ankaraya gitmişlerdir. © Tahlisiye idaresinin Karadeniz Boğazına koydurduğu ııı_ıl; bugünlerde bitirilecektir. elsiz mevcelezi vasıtasile tehlikede bu - lunan bir vapurun yerini haber ve- ren bu âlet 1 Mayıstan itibaren fa- aliyete geçecektir. —— Sekiz Asistan Alınacak 'Tıp fakültesinde muhtelif kı- sımlar için yeniden müsabaka imtihanı ile 8 asistan alınacak - tır, Asistanlara 30 lira asli ma- aş verilecektir. YER BU DA BENDEN şIRKETI HAYRIYE “Şirketi Haytiye” ye çatıyo- rum, 1— Vapurları 2 — Yürümiye yolcüluk çok pahal 3 — Yürümüiyen vapurarında çok pııhılıya eturan — yolculuğ a yapmak için gidiş sini ezberlemek, içinden çıkmak ak mek demektir diye riye” ye çatıyol Vaktiyle bir £ Adı “Aslan be: bir,aslandı Boyu bir metre, eni bir karış- Korkak mı, korkak, tabansız mı, tabansız... Bâbası nasıl olmuş ta oğlunun adını Aslan koymuş ? demiyeceğim. Çünkü, çocuk do- ğuşunda, büyüyünce ben şöyle olacağım, böyle olacağım der. “Şirketi Hayriye” benim eski bildik “Aslan bey” e€ benziyor, Eski sözlerle, “isim ile cisim, Bay Aslanda ne kadar bırbirin- den uzaktıysa, ye” de o denlü zaktır. o “Şirketi Hayriye” ye çatıyo- rum, Yürümüyor vapurları; pa- halı biletleri; karma Karışık, içinden çıkılmaz, kullanışlı ol- mıyan “tarifeleriyle” Boğaziçi- nin mezarını kazanlardan biri olduğu için çatıyorum. Orhan SELİM Yeni Adlar Orduda Askeri Rülbelorln eee geremie . L an Yüksek askeri şuraca hazırlan - mış olan askeri rütbelerin tü karşılıklarını gösteren cetvi kanlar heyeti tarafından gö rek onanmış ve alâkadar makam - lar bu cetveli orduya tamim e: l _lld.kl nüshalarında l::ır ğ e ile neşredilecektir. Cetvelin a Ti ata SÜ Kai sakli büderes x Müşir - Mareşal, Büyük l Birinci ferik - Er general, Er ami « ral, Ferik - Korgeneral, Kor ami- Mirliva - Tuğ gene Üst subaylar - (ü Miralay, Yarbây - Kaymakam; Bin« başı - Binbaşı, Asubaylar (ııbılın) On yüzbayı - Kıdemli yüzbaşı, Y başı - Yüzbaşı, Teğmen - Birinci mü lâz'm, Asteğmen - Mülâzim, Yarsu- Erbaşlar: (Küçük zabitler) Bap- gedikli - Başgedikli, Başçavuş - Baş çavuş, Ustçavuş - Başçavuş muavimi Çavuş « Çavuş, Onbaşı - Onbaşı. — Türkçe Olmazsa .. Her çeşit ölçü aletlerindeki ya zıların mutlaka türkçe olmast lâzımdır. Yanında beynelmilel lisan da bulünabilir. Ölçüler ve ayar baş müfettişliği bu şart- lara uygun olmayan aletlerin kullanılmasına meydan vermiye- cektir. Erikçiçekleri : kere şunu bil ki, ben, kiıap. rTo - man okumâm... Bu, senin ya - zıcılık gürürünu incitmiyor, de- gıl mi? Beni, yalan söylemiyen kadın zannetme... Hayatım- MAHMUD YESARİ u. okadar çok yalan göyle - ve konuştum. Yüzüme bakıyordu: dim, söylüyorum ve söyliyece - ğim ki, ya!ın]ı doğruya mete - — Bana — kızdın mı? Dıye Tik vermiyorum, arkadaş... sormuyorüm ve hakikati söy - İki elini tempo tutar gibi kol- ledikten sonra bile senli benli ko | tuğun kenarlarına vuruyordu: nuşuyorum. Mademkci, asıl mak — Fakat sana. yalan söyle - sadım seninle tanışmaktı, haki- mıyece*ım. Yazdığın hikâyele - kati söylemeden de konuşmağa | rin, romanların bir tekini oku - yorum? —G debilirdim. O halde, | madığım halde, neye sana eliem miyet veriyorum. Okuyanları derin nefeslerle | duydum ve bana, iyi ve fena, cok şeylçr söylediler, anlattılar. Ro- zünde ve hafızanda silik | manlarınım mevzuunu hayattan bir dost, mânasız bir ahbap gibi | alırmışsın. Doğru bildiğini, doğ görünmek ve kalmak istemiyo - ru zannetti Şini yazıyormuşsun... rum, Beni dikkatle dinlemeni; Muıudenlebumgüldth Bir pıbıldıklmıu hayallerinle süsle yorsun... Başka türlü yazamaz - SiNe.. Durdu, doğruldu, sağ elile e- limi tuttu: — Ben, sana, söyliyeceğim. Onu dinlerken, beynimin için- de kasırgalar kopuyordu. Onun hakkında hükmümü veremiyor - düm, Birden gözlerini açtı: — Neye gülümsüyorsun? Sa- na, böyle mevzu verenler, pek | çok değil mi? Acımış gibi gülüyordu: — Evlimisin? y — Hayır... —— Ben de öyle tahmin ediyor dum. Ailen var mı? — Var. — Peki, onlarla beraber mi oturuyorsun ? — Evet. — Sen söylemeden, bunun i- çin de bahse girişebilirdim. Omuzlarını kısarak sordu — Benim hakkımda ne dü nüyorsun? — Hiç! Başmı geriye itmişti: — Hayır... Daha kararsız - sın... Duruşundan ve bakışla - rından anlayorum ki, beni, yır- | tık, düşük bir kadın yerine koy- mayorsun, Kılığımdan, kıyafe - timden, halimin vaktimin yerin de olduğuna hükmediyorsun, Fakat sgenin ağzından duymak istiyorum. Sen de, benim gibi acık kalpli ol ve bütün düşün - düklerini açıkça söyle. Sakın, beni, gücenir, diye korkma, çe- kinme. Bu, çetin bir imtihandı. Gözleri gözlerimde sordu: — Ne düşünüyorsun? Kararımı vermistim: — Söyliyeyim, dedim, Siz.. Birden sözümü kesti: , hiç tanımadığın kadmın hayatını yazıyorsun, — Hayır. n halde tanır gibi | farzedelim; O kadının içini nasıl Dikkıv.u dikkatli baktı, başmı göründüğün bir çoklarından, be biliyorsun? Ramanmm, hikâye- | salladı: ni ayırt etmeni istiyorum. nin kahramani, gelip sana içini | — Sen, uysal görünen, fakat Sol eıım koltuğun - kenarına | döküyor, doğruyu, olduğu gibi | hakikatte, çok geçimsiz, dik baş- 'söylüyor mu?.. Ben, inan - | I: bir adamsın.. . — Bu bir... Getelim, seninle | mam... Sen, duyduklarını, gö- Elini elimden çekti: — niçin tanışmak istediğime... Bir ' zünle, kulağınla ve zekânla ka - — Yalnız mı yaşıyorsün? — Senli benli konuş. Eğer teklifli konusacak olursan sami- milikten uzaklaşırsın. —« — Peki... Sen, yüksek ve iyi bir aile kadınısın! .Gülümsedi: — Mersi! — Zenginsin. Manton iyi bir terzi makasından çıkma... Hat- tâ, Parişe ısmarlıyorsun, diyebi- lirim, Şapkan, çantan, çorapla - rın, iskarpinlerin hep uygun, ay- ni ölçüde... Modayı dükkân ca- mekânlarından takip etmiyor - sun... Üzerinde, ancak zengin - liğin yaratab'eceği yüksek ele- gans sadeliği var. — Mersi! — Çok görmü Yİ yaşamış sın. Teklifsiz ve konuşu - şundan anlayorum ki, hayata, hayatın her türlü cilvelerine ka- nıksamışsın. Bu öyle bir kuvvet- tir ki Lancak hayatı yenen insan larda bulunabilir. — Kaç yaşındayım? — Kırk yaşında görünüyor - Kadırmı çattı: — Görünüşümü değil, kaç ya- şında olduğumu, içten bir tah sinle söyle, — Lark bü, kır: ilâ, sıldadı: — Tam kırk üç! — Bir yaş yanılmışım! — Pek âlâ, şimdi söyle... : Jda ; ü we? Kahkahasını hatırlamıştım : — Gülerken ancak otuz... Ko- nuşurken ancak otuz beş... Sus« tuğun zamanlar, kırk... Elini ahbabça omuzuma vux - du: — Arkadaş, seninle anlnşabı - leceğiz. Gülüyordu: — Dul muyum? Yoksa evli - miyim? — Dulsun! — Buna ne ile hükmediyör « sun? Parmağımda alyans olma- dığı için mi? — Hayır... En kıymetli taş - larla yüzükler, bilezikler takabi- lirsin. Halbuki bir tek parma « gında, bir tek yüzük yok... Ba « ğa, kayda tahammül edemiyor « sun. Yanındaki Necdet dediğirn genci, mantonu tutturmak, sem- siyeni, Çantanı taşıtmak için, W- (Arkası var) Kaç