24 -4 - 938 Bir kaç sene evvel, Avrupa | futbolünde, krallık taht ve tacı- na hak iddia eden iki millet gö- ze çarpıyordu: Adalarının içine kapanarak kâinata metelik ver- miyen İngiltere bir tarafta, (ha- rika takım) ismini alan futbol - cularile avusturya öte tarafta... O zamandan bugüne vaziyet çok değişti, İtalya, avuç dolusu para dökerek bütün cenup Ame- rikasının en iyi futbolcularını, Italyan tabiiyetine almak sureti le memleketine topladı. Nihayet İngilterenin girmediği üçüncü dünva kupası maçlarında birin- ciliği aldı. Öte tarafta Almanya her işteki malüm makine inti - zatn ve disiplinile futbolünü cs- ki zaifliğından kurtarmağa mu- vaffak oldu. Dünya kupası maç larında üçüncülüğü aldı. Özünü meşhur Slâvya ile Spartadan a- lan Çek millt takımı da yine dünya kupası maçlarında ikinci oldu . İki sene evvel profesyonelli- ği resmen kabul eden ve ondan evvel her önüne çıkana yenilen Fransızlar, iki senedenberi fut- bolda umulmıyacak bir ilerleme gösterdiler. Bir kaç sene evvel, Avrupa fatbolünde, krallık taht ve tacı- na hak iddia edenlerden İngilte re, eskisi kadar olmamakla be- raber, yine adasında kendi işle- rile meşgul. Avusturyaya gelin ce, futbolde en fazla kaybeden © oldu. Harika takımdan yakın- da belki' de tatlı bir hatrradan ba-ka bir şey kalmıyacak . Buna mukabil diğer millet - lerden bir çoğu, hususile İtalya, Almanya ve Fransa dev adım- larile ilerlediler, Bir vakitler Avrupa futbolün de herkesin takdirle andığı Avusturyalılar, daha bir kaç hafta evvel beynelmilel bir maç ta İtalyanlara 2—0 yenildiler, Avusturva federasyonn bunu te vile vakit bulamadan Vivana muhteliti Parise gitti ve 2—1 Mma#lübiyete uğradı. Artık ortada bir gölge halin- de dolaşan (harika takım) 1 vusturya futbolünün dikta (Hugo Meisi) nasıl yen diriltebilecektir bilinmez. Bugün bilinen bir sey varsa, © da Avrupa futbolünün bir İn- Biltere — Avusturya meselesi olmaktan çıktığıdır. Bugün futbol krallığı taht ve tacına hak iddir edebilecek bir gok milletler vardır. YER YÜZÜNDE FUTBOL SA FANATI Bu, işin A kısmıdır. Bir de dünya futo. düşünmek lâzımdır. 1924 te ...is olimpi - yadına sessiz sadasız gelerek dünya şampivonluğunu herke - sin hayreti içinde kapıp giden ve on sene muhafaza eden Uru- guay futbolcuları, sonra onlar kadar futbolün ustası olan Ar- jantinliler ne âlemdedir, hilmi - yoruz. Onlar da aralarında koz- larımı paylasıp durmaktadırlar. Dünya hakikt futbol krallığı tahtma oturacak ve tacını bası- na serirecek millet hansisidir? Bu muamma., en ivi 1924 se- limnivadına — na olmak Üre- tler sirmisler ve Urusuaytılar da firtbotün ha- kikt uetası olduklarını göster - mislerdi. Ondan sanra arsva hir amatâ lök — nrofasvon-İlik davası sir mesi futbolü olimnivadlardan Merzifonda Spor Kongresi Bu mıntakanın spor işlerini Türkiye federasyonuna bağ- Izmak maksadile Amasyada bu- yük bir kongre yapılmış ve bü ç ün kazalardan üçer mi'messil il:tirak etmiştir. Ve bu “9,, k! - şinin iştirakile Amasya valisi &Kadri Üçok,, un başkanlıkları altında yapılmıştır. İdare heye - tine ve kollara seçilenler şunlar dir: b R Birinci başkan: Vali Kadri Uçok İkinci başkan: Halkevi baş - kanı Ekrem Bilgen Müfettiş: Orta mektep mü - dürü Doğan Atip: Orta mektep kâtibi İr- fan Koçak Muhasip: Hadi Bunlar mıntaka merkez heye- ti teşkil etmektedirler. Sehirden ve kazalardan istirak eden mü- messillerde şunlardır: Amasyadan: Orta mektep mü- dörü “Doğan,, , jimnastik mu - allimi “Arif,, ayar memuru “Os- man,, dır. Merzifondan: Orta mektep #imnastik muallimi — “Vedat,, tüccardan “Tahsin,, hazinedar. Halk Fırkası kâtibi “Ali Sel- çuk,, tur. Gümüş Hacı köyünden: İn - Varidat mü — 'A | uz Şimdi 1936 senes- olimpiyat- larını hazırlıyan Almanlar, fut- bol dünya şampiyonluğu maç- larını yine olimpiyat proğram- ları içine sokmağa çalışmakta - dırlar ve bunda da kısmen mu- vaffak olmuşlardır. Eğer A lar, bütün milletlerle birlikte İngilizleri de bu işe sokabilirler, masraftan kaçınmıyarak — Uru- guay, Arjantin, Brezilya, Şili | takımlarını da Berline getirebi- | lirlerse, işte o zaman hakiki fut- bol kralı meydana çıkmış ola - caktir. O zamana kadar dünya fut- bol krallığı tahtını münhal say- mak, şimdilik İngiltere, İskoç- | ya, Uruguay, Arjantin, İtalya, Almanya, Çekoslovakya, Ma - | car, Fransa milli takımlarını ile- ride görmek, diğer milletler fut | bolünde de ilerlemekle gerile - memek arasında bir bucalama sezmek en doğru şeydir. hisar memuru “Hamit,, kulüp Sait,, , Bay “Veli,, dir. tlatizm, güreş,, kol- etmiş ve idare he - yetleri, bir “baskan,, bir “yaz- gan,, bir “mutemed,, olmak ü- r kişiden meydana gel- © Ankara Mektepliler Maçı Ankara mektepliler liki son maçı bu perşembe günü Anka- ra gücü alanında yapıldı. Şimdiye kadar yaptığı maç - larda hiç mağlüp olmayan Ga - zi lisesi ve sanatlar takımı kar - tılar. Birinci devre sanatların, ikin- ci devre de lisenin üstünlüğü al- tında geçti. İlk bölümde sanat - lar Ömerin ayağı ile bir gol yaptı. Liseliler çok çalıştılarsa da gol çıkaramadılar. Bü suret- | le bir - sıfır galip gelen sanatlar takımı bu sene Ankara mektep- liler birincisi oldu. Mektepliler arasında yapılan bu maçlara er- kek lisesi, beden terbiyesi ve zi- raat enstitüsü girmediğinden maçlar orta mektep, yapı mek - tebi ve Gazi lisesi. sanatlar mek- tebi arasında yapıldı. Oyundan sonra merasimle ga lip ve şampiyon takıma kupa ve- rildi ., N A ;__Kîguwı_%_ risn_ıç— Yöoni başlayanlar için: 2 Brice yeni başlayanlara, bu sü tunlarda bu oyunun bütün ir ->- likle göstermek işine baş. madan evvel, bütün briç tabirle- bildirmek isteriz. Çünkü bricin ruhunu kavramak. ancak bu tabirlerle, bunların delâlet ettiği mânaları iyice bilmekle kabildir. Bundan baska bunlar aşağı yukarı, briç kaidelerinin akılda tutulabilecek bir hülâsa- sı demektir. 1: Masa — (yerine göre) bir masada oynamak ' a iz oyuncular grubu an cuların oynadık! sa . 2: Giren oyut — Bir masa da ya derh>) vey daha sonra oynamak hakkını kazanan oyun “Oyuneu — Bir masadaki dört kişide: biri. İkisi ortak o- larak diğer i'i- lar. Bu ikişer her birine taraf denilir. 4: Sıra — Bir saat yelkavanı istikametinde giden oynama sı- rası, 5: Kâat verme —- Kâatların sıraya göre oyunculara birer bi- rer dağıtılması. 6: Deklârasyon zamanı — O- yuncuların, sırayı takip eder oynanacak rengi kati olarak ta- yin ettikleri safha. 7: El — Kâadın kesilmesin - den son kâadın oynanmasına ka dar oyunun umumi heyeti. 8: Oynamak — Deklârasyon kısmını takip eden ve son kâ - adın oynanmasile biten safha. 9; Renk — Oyun kâadında (kırmızı ve siyaha) değil, (ıref!, karo, kör veya Pik) işareticrine verilen tabir , Nitekim bricte (Sarı zatu) be ginci bir renk savrlır. 10: Deklârasyon (söyleme) — Oyunun “deklârasyon zamanı,, denilen kısmında her bir oyun - cunun kâadının kuvvetine göre “pas demesi.. , “renk söyleme - , “arttırması,, , “kontr,, ve 'sürkontr,, demesi. 11: Pas demek — Bir oyuncu nun, hiç değilse muvakkaten, bir renk söylemek, arttırmak, kontr veya sürkontr demek ni - vetinde olmadığını gösteren i- fadesi. 12: Renk söylemek — Bir o - yuncunun, muayyen bir renkten muayyen el almak taahhüdünü gösteren ifadesi. 13: Arttırma — Evvelce soy- lenmiş bir renge daha faik bir renk söyleme, 14: Kontr — Kazanılan veya kaybedilen sayıları iki misli art- tırmağı istihdaf eden deklâras- yon, 15: Sürkontr — Kontr denil- diği zaman iki misline çıkacak olan sayıları tekrar iki misline arttırmağı istihdaf eden deklâ- rasyon. 16: Taahhüt — Deklârasyon esnasında en yüksek arttırma, 17: Oynayan — Arttırma bi- tip bir taraf her hangi bir rengi, her hangi bir adet olarak oyna- mağı taahhüt ettikten sonra o rengi ilk söylemiş olan zat. Bu sat hem bendi elini. hem arkada şınım yani Mor'un oyununu ida- re eder. 18 Mor — Oynayanın, kâat - larını açmakla mükellef olan ar kadasma bu isim verilir , 19: Van owumcular veya oyna- yanın hasımları — 20: Löve — Dört oyuncunun, hirer köst olmak Üzere her de- fa oynadıkları dört kâat. 21: Kâat oynamak — Her Lö ve de het ovuncunun elindeki kâatlar arasından birini seçe - rek masanın üstüne atması, 22: Atak vanmak — Her Lö- ve de ilk kâadı oynamak. 23: Başlamak — Her oyunda ilk Lövenin ilk kâadını oyna - " hiç bir zam. nn |(GÜNLÜK JİMNASTİGİNİZ | SIRT.HAKEKETLERİ ükemmeli- 'ekliğine ve Sert, *acudün evazin bir va Her hakiki bel yet, adalelerir ziyeti, ahenkli bir yürüvü; 1 ola» maz. Adalelerin işlekliği bedeni büyük bir rahatlık verir ve en n.” kül vaz> lere bi <a izsa nın üyüvermecini temin cder, Oturmuş vaziyette, topuklar geriye doğru, ayakların ayaları yere basınış olacak, sırt kanburlaştırılarak, alım dizlere temas edecektir. Bu vaziyette müvazeneyi bozmamak üzere sırt üstü mümkün mertebe ge- riye doğru taklak atılacaktır. Vücut ikinci vaziyete gelince, omnuz'arın üze- rinde bir müddet beklenilecektir. Tekrar sırt üzerinden yuvarlanmak suretile ilk vaziyete harekt 8 veya 10 defa tekrar edilecektir. mak, Yarın da brice ait bir bu ka - dar tabiri delâlet ettiği mâna - larla verdikten sonra bu oyunun esasına gireceğiz. ğ Bricör Bilenler için vıs4sı ... KARLI art6 Vi0 AMAYT 15 |. Ft 1i0 b3 * 10764 e nas aovıdı lçıuı v rovb3 KARL sı0v a1i Kâadı S vermiştir S üç kör yapacaktır. O oyuna pik damı ile başlar. N Ruayı koör, E As ile alır ve tekrar pik oynar, O pik Valesi- gelinecektir. Bu KaSlam n ka ni yaptıktan sonra pik onlusu gelir, S, dokuz löve yapmak için treflden üç el yapmalıdır; bu - nun için iki defa trefl empası yapması lâzımdır. El Mor'a an- cak kozla geçirilebilir, fakat bu- nun için kendisinde iki ufak koz muhafaza etmesi icab eder. Bi- naenaleyh S, üçüncü piki koz üclüsü ile değil, koz Valesile kesmelidir. Böyle yaptığı tak - dirde, koz onlusu hasımlardan birinde üç yanlı cıkarsa kozdan bir yerine iki löve verir ama bunun ehemmiyeti yoktur. Çün kü esasen üç kör'ü ancak trefl empası ile yanabilecektir. Prensip: Eğer ovnayan kim- se, eli Mor'a gecirmek mecbüri- vetinde ise ve bunu da ancak u- fak kozlarla yapahilivarsa. bir rengi elinden kestiği zaman, u- fak kozla değil, “üyük kozla kesmelidir: Kozlar, hasımlarda taksim olmamış ise bir fazla !tö- — kaybetme.. pahasına da ol « Bâ.n