25 Temmuz 1942 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

25 Temmuz 1942 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 —SON TELGRAF— 25 TaEMWMUZ 1i? Z— ——— HALK FİLOZOFU BAHÇE Birtaş yığını olan aparlıman mahallelerini bir tarata bırakı- maz, fakat, ne banliyölerde, ne varoşlarda, en zengin vatan- daşların evleri dabi, dünkü zengin köşklerinin geniş bahçe- lerine sahip değildir. Dün, ko- rusu, sebne bahçesi, meyvalığ çiçek tarhları ile, zengin köşkü büyük bir kadro içinde bulu- nurdu. Bugün, sayfiyedeki en zengin kalantorun bahçeşinde hihayet beş on metrelik bir toprak var, Bu, elbetle, arsa kıymetleri- nin çok değerlenmesinden ileri geliyor. Fakat, bu behçesizliğin iktı- sadi neticesini geçen gün bir eski dost hatırlamıştı, Şöyle di- yordu: — Büyük “köşklerin geniş babçelerinde envai türlü mey- cı bulunurdu. Köşk balkı Hndlseler arşısında, SON TELGRAF | BİR YIL SONRA Eski bir yazı aramak için geçen seneki gazete kalleksiyonlarını karışlırıyordum. Gözüme bir kü- çük haber ilişti: «Elektriği olmu- yan evlere petrol dağıtılacak... Kolleksiyenu kapadım, Masa- mun üzerinde duran © gümün ga- mayan evlere petrol dağıtılacak... ANLAMADIĞIM ŞEYLERDEN Verilen haberlerd göre, bira is- tihsali Ağustosta arttırılacaktır. Bugün, bira kimaya gibi bir mad- dedir, Eğer, bir iki şişe bulabilir. seniz, bunu ancak bir vasıta, bir tanıdık eli, bir iltimasla temin edebilirsiniz, Yazıa ise, bira sarliyalı tabia- tile çoğalır. Affedersiniz, amma, ben şamu anlamuyorum; — Ya, bir l takım — zaruüretler dölayisile bira islihsali arttırılmaz, yabut da, ari- tırma tedbiri ta yaz başında alı- tur. Neden acaba, böyle yapmıyor- iset, BİR NOKTANIN İZAHI " Gazetele- Bazan haksız yere tenkidler yaupıyorlar. Meselâ, bir | Kkısım sigaretar bozuldu diyorlar. Alâükadarların da verdiği izahatla sabittir ki, bozulan biçbir sigara barmanı yoktur. Pekâlâ, bir kısım sigaralar fe- Badır. Bu neden?, KHa.. bu, t, bu harmanın yapıl- mıya başlandığı gündenberi böy- ledir. Yâni, yeniden borulmamış- tır. Eskidcaberi devam eden bir bozukluk.. VAPURLARIN HALİ Yazın, bilhassa akşam ve sa- Balıları - pazr rları hiç sormauyın . yapurlar da tramvaylara benzi- yor: Hmcahınç... Bu müşabeheti bir arkadaş doğra bulmadı: — Nasıl benzer, yaha, dedi, #ramvay karada, vapur denizde gider! AHMET RAUF E£DEBİ ROMAN: REŞAT FEYZİ meyvaya para vermezdi. Buh- çenin bir kısmı sebaelik olur. du. Her türlü yazlık ve kışlık sebze yetiştirilirdi. Bu işlerle uğraşan bahçıvanlar vardı, Ve dolayısile, her zenginin yanın- da bir iki aile barınır, iaşesini temin ederdi. Yaz aylarında, sebze ve mey- va, evlerin günlük bütçelerin- de oldukça mühim bir masraf fash teşkil ediyor. Ve sayfiya yerinde, varaşta, banliyölerde, bahçeler arasında oturan va- tandaşlar da, bu masrafı yap- mak zorumdadır. Çünkü, eski geniş bahçeli köşk yerine, kü- bik köçk kajm olmuştur. Kübik köşk bahçe namıma, etrafında inct bir toprak şeride maliktir. Bu şerit üzerinde, yeşil olarak bir iki gül fidanu, sıcak altında buram — buram ter dökmekte- dir, Üzküdar Halkevinin yüzme müsabakası Üsküdar Halkeyinin Lozan gü- 'nü yüzme müsabakalacı dün Halk piğjinda yapılmıştır. Müsabakalara sazt onda, Bey- lerbeyi spur kulibü; — Üsküdar Hsdkevi spor kola deniz şubesi; Anadolu kulübü — yüzücülerinin hep birden İstiklül marşı söyle- melerile başlanmış; bunu mülca- kip Halkevi reisi - avukat Reşat Koynar tarafından Lozan günü- zün ehemmiyeti ve Türklerdeki sporla geliştmildiğini be- Hrten bir hitabe at olunmuştur. Mütcakiben yarışlara başlan- maştır. İlk müsadaka yüz metre gerbest yarığa — Orban birinci, Sadetlin ikinci; Suat de üçüncü gümuştur. İkinci yarış olan kurbağalama | yüz metve sür'at müsabakasında * 5 Bilâl birinci; Nejet ikinci ge- miştiz. Son olarak yapılan stlama mü- sabakaları çok güzel olmuş, dört motre yüksekten yapılan bakk- Tama dalışlarda Doğan birinci gelmiş ve !wkıldv alkışlanmış- ftır. Orhan da iki Saat 12 de mulâ(a!hr kayma- kam İhsan Ünal taralından sa- hiplerine verilmiş, birincilere kol saaki ikinedere ve üçüncülere hi- rer madalye tevzi edilmiştir. Mü- teakiben Halkevi tarafından da- vetlilere Salacak pığj dahçesin- de bir öğle yemeği verilerek me- rasim nihayet bulmuştur. Mevsim yaz sebze ve meyvanın bol olduğu aeevstendir, Biraz sanra, daha ziyade bollaşacaktır. Şimmdiden yapı- do imcelemeler şunu gösleriyor: İs tanbul pöyosusında — toplan Ve pera- könde meyva ye sobme salışlârı ark- Gındla çok fark vüardır. Bu furk nere- den ilen geliyoct. HaMleki Süller, Bele — müstahsilin Kadamala satlığı Halle hakkın aldığı fit arasında çok İsik vendir. Meyva we söbze © nevi maddelerdir KI Lstf. Çilik yaplamaz. Saklamaınaz. O halda, be maddeleri, halta daha ucuza ye- dirmek pek Alâ mümkündür. — Hutkın aranavdan — Satura islemesi bu işi te- emin edör mdi?. Hiç zi BURHAN CEVAI' 42 AŞK ve GÖZYAŞ Yazan : SELÂMİ İZZET BİRİNCİ KISIM — Rocamin sârckni biliyor musu- Sevgin biraz daha saramdı, dudak- darımda venie Canlmade, gö tesi kaçtı: — Site niceye Gitiğni söylemed | bar — Söylemedi. Bevg'n biaz Güşündü: — Nati olur? dadi, ya ena blr gey yammeniz Jazım gelir bir gey yazmam lâren ge- şolyorum. Bana biraktı- e horlitlde yeniden pa- Kai dar- " 5 'ne tenalik gel- GÜ Bayılacak gibi olduğunu farkele ; yerinden kalketı, Sevgine yaklaştı. 9 melerin odasında olduğumu L Köndi kendine süylüük | | | h: — Dernek gtmrişt... Demek beni bi- sakip gkmişi... Doni yüzüstü, kimei- &iz birekin gilmişl... den gakaklarını yumrukladı: — Hem de nereye gilğini söyle- momiş, adres bile buralmamışt... Ağlamıya — başladı, — haçkırıklarını tulmak için mendiini ağıma dü; fakât bu noterin odasında & değildi; evde dö böyle gizli Kayıp Hıçkirmayı ddet — edinmişti gün Engin ona: — Hiç değilse sen — istediğin gidi ağlıyomun, boa bu sazdeti de tadami yorum, kocam duymasın diye ağrama Gendilimi ekyorum! Demiş, © gündenberi Sövgin de igrdeşi gibi kendini azaba — koşmuş, semir ağlsmıya başlamıştı... Noter bu acının Karşısında ne yapa- cağını şaşırıdı: — Ağlamayınız dedi, söyleyiniz, si- 29 bir yardımım dakynabillmş yapa- Mehtap zevki ve hulyası Böebiyatı Codideeiler, mahtab; çok teremmimn etmişlerdir. — Fakal, gakba anlarlan senra gelen Focal Afkciler, mehlaptar daba çok basetmişlerdir. Mehtap, unyamiyetle, - edebiyatın de- Talebaş mvzuu — olmuştur. Hangi İçtler, mehtabi mn küvvelle — yazmış- Tandır, bilmiyorumn. Yolnz, bizim ede- biyatta, mehtabın her millet adebiya- | tndan darla yer ettiğini montde- Tn Mehtap, yaşanan memjleketin iklim ve coğrafya şartlarına göre, kendisine daha fazla alâka toplar. Bizlm mem- lekolle gük mavi ve açıkdır. — Şarkta, umumiyetle büyledir. Mehlatn çok 24 görta veya kötü gören memleketller. de, edebiyat, meh'apla pek münasş- bettar değildir. İstanbulem n güzel mehtap seyre- Glen yerleri çoktur. M edebiyetçılar, yahut hececiler ve onları takip eden - genç” nüsiller arasında da mebtapla meşgul olmuş Bairler pek çoktur. Bâsbiyalçılar — başka, — milletlerde, eslden mehtapnla —daha çök — alskalı idi, Mehtap âlemleri, mehtap safala- K, mehlap geziztileri" yapılırdı. Meh mik biT zevik ahmtyor | - Mobkap, vaktiyle mühim | bir meşgale, eğlence ve düşünce va- Kilası İdi. Bügünün — gençleri, “diğer Başkı geylerle çok meşgd olmcaklar | ki, mebtapla bomhal olmaya vakit bu- lamıyorlar, Madde dünyasında, bayal selâ, Adada mehlap.. — Vaktiyle entes bir çeydi. Buzlin, Ada yine kalabalık- tr, rkat, mehlap'a meşgul, mehtabı geyreden kaç İişi var, bilmiyorum. <AF mebtabir. gi " yanlış kemuşan insanlara kadar, mehlaptan zevk a'an ei ( , bayal âlemine dalmak. tan hoşlanırlardı. Bic de, medeniyet tekâmll ve te- makidni hestba — kalmak İâmm. Bu- €ön. büsün gazinclar, eğlence yerleri, gerinti amaballeri, — ceddeler, meydana dar, şahiller “punl piril elekteik — işığı altındadır, Kakiden mekdap sgnl rü- miada, tiblatin Bir toavir vaztası idi. Aydınlatma — vatılaları aha bü- #it ve mahdultu. Zifiri karanlık gece- Jerin mmehlabı, elbekte, bugünelen daha fazla sağbet ve kaynmtle Idi. Simei, Tin geceleri gezip dalaştıkları, e diklen, denertükleri behceler gündüz üi aydınlık ve parlaktır, — Mehtap, Şehrimizin muhtetf semtlerin- de yeni imşaatı geçen yılk lara mazaran çok azalmıştır. Bu- na mukabil eski abşap evlerde tamirat fazladır. Belediye reisli- İ aon yıllardaki inşaala ait mu- kayeseli bir istatistik tahzim et- Jorini neterin göalerine dükti: Pa Yııı—ımu'u. dokunabilir! Dedi Öyleyse emrediniz, mu neredet... zövlüc. Göşine - alldiş üğeilerlik. kaldırdı: şte bumu bilmiyorum, vgla inlee Biliyomunuz, — bildiğinize, Cmk ni — Slzi lodlin edeüm ki, “koçanızın neredt olduğumu blmiyorum... — İssnamam... Bliyomunuz, tekat söylemiyocumuz. Noter şapaamışlı: — Bilsem neden söylemiyeyim... — Çünkü söylememenizi tenbih et- tnişlir. — Yemin ederim ki, böyle bir gey tenbih elmedi... — Azuma ben günehemen, hiç bir | Zünek İşlemedim... Halbuki kocam Denl günahlekr samıyor.... Kenüisine #hanet etlen zannediyor... Ortada fe- €i bir anlaşmamazlık var, Ben Mmasım snum... — Benim hiç bir suçu İşte ona bunları söylemiye, Bilse yazmak, işin içrüzünü unlatmak istiyorum... Olup bileni bilecek olsa gelir, muhakkak gelie, çünkü beal sevdiğine Guknim... — (Devamı Var) Harp Doğu cephesinde Rostof'un düşmesi üzerine yeni ve muhtemel hareketler (Yazan : İ. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) Doğu cephesinde: Rus mevzileri dnıiılîziıe yart- maş ve şehir çetin- savaşlardam sonra hücum — ile zaptedilmiştir. Şehirde geri kalınış düşanan kuv- vetlerinin temizlenmesine devam ediliyor. Rıtslar da çember içine düşme- mek için Rostaf şimalinden geri çekildiklerini bildiriyarlar. Don nehrinin büyük dirseği içinden ce- reyan eden savaşlara gelince, Rus- lar bufaya yeni kuvvetler sürmüş, fakat Alman ordusunmun üstün ta- arruzlarile bu Rus kıt'alarının yau- kavemeti kırılmış, Alıman tebliği, min büyük dirseği içinde nerelere vardığını bildirmemektedir. Htalyanların Popolo di Roma gazetesine balkılırsa, Alman ordu- ları Doneç şarkında cenup İslika- | Don nehrini geçmişler, | metinde Kafkasyadan Stalingrad'a uzanan tek ve son demiryalönü da kes- mişler ve buradaki Rus kıt'alarını hezimete uğratmışlardır. —Hattâ, diğer bir Alman ordusu Don neh- rini şark jstikamelinde geçmiş ve Stalingrad'ın varaşlarma — sokul- muştur. | İtalyan gazetesinin bu iddiasını mübalâgalı görmemek mümkün değildir. Çünkü harekâtı Alman Başkumandanlığından daha hızlı yürütmektedir. Rostof mühim bir petraf istas- yonu ve sanayi merkezi idi. Ge- çen sene Ruslar burayı tekrar al- mak için çok büyük gayret göster- mişler ve Alıman ordusunu ric'nte mecbur ederek burasını kurtarını- “ya muvaifak olmuşlardı. Restaf'un bu kadar çabuk düşmesinin sebebi iki türlü izah edilebilir. 1 — Ya Alman ordusu çok üs- | tün fank ve zırhlı birliklerle ta- arruz etmiş, Rusların ilk safhada mükavemeti kırılmış ve mabstüp olmuşlardır. | müdafaa cephesini yı ihut, Ruslar mağlüp olu- anlıyarak burada bir kı- sım kuvvet bırakmışlar, ve büyük kısına şehrin cenubundan geçen Don nehrinin cenup - kıyısına al- mışlardır. İkinci sebep, vaziyele daha uy- ğun görünüyar, Restaf şehri Den nehrinin şimal kıyısı üzerindedir; böyle mevkilerin müdafaası güç- tür, Çok kuvvet bırakılırsa mağ- Tübiyet halinde bu kuvvetler ne- hirden sür'atle cenuba çekilemez- ler ve çoğu esir düşer, Almanlar daha — Veroşiletgrad — böl, iken Roslaf civarındaki ve geçit vasıtalarını tahrip etmiye baştar 'dı. Bu bakımdan Rus- larin vaziyeti çok tehlikeli idi. Rostof'da Almanlar ne hdır Rus askeri esir aldıklarını bildirmediler; bumu öğrendiğimiz zaman, Rusların Rostof'da me ka- dar kuvvetle dövüştüklerini ve mağlüp — olduklarını " kestirmek mümkün olacak. Biz Rusların Ros- tof'da ik kuvvet bırakmadık- larıma ve büyük kısmını nehrin cenup kıyısına çektiklerine ihti- mal veriyoruz, Bundan sonra Ruslar Stalin- | grad'dan itibaren aşağı Don neh- rinin doğu ve cenmup kıyılarını müdafaaya çalışacaklardır. Alman orduları da ihtimal Don nehrini Kafkasya ve Stalingrad — istika- metlerinde geçmiye, buradaki Rus a gay- vet edecektir. Fukat Alman ordu- larının Kafkasyaya derinliğine in- mesi beklenemez, Almanlar son- bahara kadar, Moskova ve Lenin- grad'ı düşürürlerse ve burmlarda- ki Rus ordularımı da mağlüp cde- zek ric'ate meehur ederlerse bü- yük bir iş gürmüş olurlar. Fakat Rüsların tekmil cephe ürerinde Volga üehrinin doğu kıyılarına kadar geri çekilmeleri temin edil- se de Ruslar saf harici bırakılmış ve doğu cephesinde harp bitmiş olmaz, MAHKEMELER: Hakikaten adı- A s nın eri Imış Dört türesinin yüzleri, gödleri var- Bdür içindeydi. Onlar süklün pük- lüm, bir tancsi kabadayıca kollarım sallışârak mahkemeye gindler. — Yü- aü gözü sarık olan dört tanesi, yor- gancı Hasan, bozacı Nuri, biye- | €i Rectp, Serikeçi — Muslafa, — Gavaci idiler. Dava — Gtlikleri bir tek adam, Koç Niyazi di Yongancı Hasen davayı aalatı: — Dün gece yolda giderken, önü- nüze bu çıktı, Biz bizuz keyiftik. An- lan o da keyifiniş. Nedense, Nu- Ti ile çekişmiye başladılar, Biz de, ta BİL arkadaşımız, birakir müyiz. — Ayır- | mük için yanlarına sokulduk. Bu, bir- | denbire, önce Nuriain burmmuna doğe TU bir kafa salledi, Nuri, — Ot anamn! Dedi. Yüzünü avuçla- Riyle kapadı. Arkadan, bizi de sifü- dan, birer kafayla, bir çırpıda —çıka- | riverdi. — Yanir, — Yanisi, birer hafa da tisim bure | u, Hepimizin yüzü gözü | kan içinde kaklı, . Bonri, küç- rdik Zateri yolun d3 kalabalıktı. kmıştı. — Biz de ya- mak İstedi. mıb—» — Blcndim. Dedi. Ben sinemada idin. Yanımda da bir kadın vardı. Düt ölerax Bakmdiyoe yaf nmm-_ memedan bize sarıntılık etmiye baş- dadılar. Bep aldınınadım. — Sinemadan çıklıktar sönra, karanlıkça — bir sokar da saptik biz; eve gidiyonduk. Bunlar gelip yolumuzu kestiler, Hatigeyi be- zjen elimdan alıp gölürmek — istediler. Bvvelğ işi tatlılkla Kapatalım diye dil döktüm, Baktım olmadı. <İy başa düştü Koç'> Dedim, €Ya Allaab de- yip birer kafa salladım bunlara... 'Ter biner, iskembi kâğıdı gibi yere ne- tildiler. Hatilceyle yürümeğe başla- dim. Dekçi gelip yakaladı. Ben, ken- Gimi, aamusumu, erkekliğimi, yanım- daki zadının namesumu — kurtanmak için yaptım bu işi... Kabakiim yok- tur. Serayla, şehitler inlenildi. İlk — söm dit Haticeydi. Habec, Kaç Niyütinin göylediklerini teyit etil. Diğer dört te bâdiseyi yakından gözrlğler- di Onlar da Niyazin'n sözlerini — te. yt ediyorlardı. Mahkema, — Nöyezinin ©n gün hapine karar vemii, Hepsi mahkemeden çıktılar. : ASAT DeMER. arlNdan dN HÜSEYİN REHÇET iaelis! S Masrif Vekilimiz — Hasan 'Âli Yücel bir kaç gün evvel şehir- mizde bulunmasından istlsde e- derek spor kulüplerinin en fazla buunduğu İstanbulur. spor te- lükkilerini ve mevcut teşkille ve kurulması icap eden teşkikit hak kındaki #fikirlecini öğrenmek ür zere bölçe merkezinde eski spor idarecilerile görüştü. Konuşmu- zın mevzuu ve İstanbul idare- cilerinin, eski sporcuların şerdet- taği fikirler gazetelerde neşredil- di. Onum için uzun uzadıya bu konuşmanın safsilâtma girişmi- yeceğiz. Bundan evvelki bir ya- Zamızda, beden tetbiyesi ile spo- Tün ayrı ayrı şeyler alduğunu ve bunun bir esas olarak gözönün- de tutulrmasını yazmış ve teşki- Tütta yapılacak tadifâita bu esasa göre bareket edilmenin faydalar Tını ilive etmiştik, Bundan baş- ka Maarif Vekilimizin san seye- hatlerinde gördükleri ve memnu- niyetle bahsettikleri spor faati- yetinden de Doğu Anadolunun ihtiyaçlarını anlatırken — yazmış- tak. Bizim spor işlerimz: bazı ar- kadaşların söyledikleri gibi T. İ. C. İttifakı zamanında da tam iş- iyette değildi ve Ll.ınbul bi tkdaliela apes. b eğanl faaliyetine münhasır kalıyordu. Habuki spor devamızı çapında hafletmek isterken spo- ru ayrı beden terbiyesini mülühaza edebilir ve ona göre tedbir alırken ikisinin de ehem- miyetini görz önünde tutarak her hangi bir şehirellik ve kulüpçülük Gavasıtın rol oyuamasına mânü olabiliriz. Anadolumun spor işi - hiç bir zaman ikinci plfnda bırakılma- malıdır. İstanbul; İzmir; Ankara gibi büyük şebirlerde taplu bulu- POR MUSA Y (Ganrat KAYANAN ) , Nan eski âpor idarecileri Hıın! Vekdletinin temaslar | Jea beyan ederken yalı | dü, atletizmi ve denizcikği; daha doğrusu bü sporların büyük şe- | hirlerdeki et sahasıni düm şünerek bir iki kulübün şampi- yenluk davası için şehircilik te- sirinde kalmamaları — lözumdır. Beden terbiyesi de mem'eked- &nüz için spor kadar ve belki de ıpaıduı daha fazla Kizımıdır. Tür bünyesi sağlam sporcuyu hazır- lamak; sonra spor yapmak lâ- zımdır. Bugün bir çok elemanı- maz var; fakat bunlar aporu spor diye yapmaktan ziyade bir zevk diye daha açığı fiyaka diye ya- panlar az değildir. Teşkilât tam amatör olmasını istiyen arkadaşlarımız; herhalde teşkilâtm birer praçası olan ku- düplerde amatör çalışanların pek az olduğunu bilirler, —Parı futbol aynıyan sporcu ma: birinci saaıf kulüplerde dahâ faz- ladır. Bu para maaş diye verilse mesele yek. İş açık olur ve pro- fenyonelliği getiririr. Fakat yol masrafı; yı diye bir tşikım münasız maske- lerle spotcuya — para veriyoruz. Yalan mı.. Dahası var: Muvaffak olan bir sporcuyu kendi kulübü- müze almak için ikinci sınıf ku- Tüpten çıkarabilmek yolunds, © fam smalğı sporcuya para teklif ediyoruz. veya kulüp âzasından müdiran sınıfına mensup kimse- ierden istifede ederek memuriyee teklif ediyoruz. Buna ne buyru- kur?. Maarif Veküâleti yeniden mem keketle spar ve beden terbiyesi HABESİ —— Maarif Vekilinin Sporcularla temasından çıkan hakikatler işte vazife alanların dürüse ve hic bir hisse kapılmadan bu mem ieket meseleşinde tamamile ha- G&ikalen uygun olarak çalışmaları. zi bekliyoruz. Unutulmamalıdır ki bu memlekele mutlaka beden terbiyesi lizımdır ve bu bir za- i tam amstörce kurmak bunu -iyi çalışır bir büro haline getirdikten — 20nr; tiyaçlarını yet ele almalıyız. Eğer futbolümüz düne nazaran bugün daha aşağı bir kaliteye düşmüşse bumun se- bebini teşkillita değil; sporcuya Ppüra veren jdarecide ve saçına şişo şişe biryantin sürerek saha- ya çıkan sporcuda — aramalıyız. Diğer dava Anadolu davasıdır. Bugünkü şekilde eğitmenle ve yalnız bir takım mükellefiyetler. le bu iş yürümez. Anadolu bir çok — muvaffakiyetleri — görülen memntakalarile bize istikbal vade- diyor. “Yapılacak iş Anadoluya 4 iklimi — göz önünde — tutularak mümkün olduğu kadar bol spor matzemesi göndermek ve eğilme- min cidden aporu bilenlerden se- çilmesini temin etmek lüzımdır. Davayı hullsa edersek fiktimiz beden terbiyesi mükellefiyetnin bütün memlekette Bir müddet daha devam ettirilmesi, Anadol nun deba fazla alâka görmesinin temin! ve spor işinin bu lar - sahici - sporculara tevdi e- dilerek teşkilâta bağlı müstakil | bir büto kurulması yolundadır. /Artık bu dava sonuna gelmiş uzün serelerin verdiği tacrübe- ler yeni yeni yanlığıklara mı dan vermez kanaatile bütün eski idareelleri ve sporcuları iş başın- da ve muvaffak olmuş görmek | istiyoruz, MURAT KAYAHAN Rusya'ya yardım meselesi Yazan: Ahmet Şükrü Esmen Yöni Alman taarruzunun mu- vaffakiyetli gelişmesi üzerine Rusyaya İngillere ve Amor tarafından temin editecek yandım yine günün meselesi halini ak mıştir, Landracan gelen haberler müt tefiklerin silâh temin etmektle olduklarını anlatmaktadır. Bir kaç gün eve — ol yapılan resmi bir demeçte İn- gikenenin Rusyaya karşı giriştiği taahhüdü yüzde on bir nisbetin- de fazlasile temin ettiği biküirü- " miştir. Yani vüdedilen her yüm visbette yardıma karşılık olmak üzere İngiltere yüz on bit nidbe- tinde yarden ye nizaltı mühsrebesinin #ertleşriği Wwemünakalenin ziyadesile zorlaşı başarıdır ve İngi fiklerine ekden gelen yardım: te min eevek için sarfettiği tin derccosini anletmaktadır. Bununla beraber Rusya bu yare dimin garbi Avrupada açılacaki olan bir cephe ile temin edilme- sinde ısrar etmektedir. Harbim poltikasına ait hiç biz meseke bu derece açık olarak- görüşülmüş cephenin açdması için zamanın benöz gölmediğine mi , kanldır fer?. Yoksa — şimal Afrikadaki mihver tsarruzu üzerine ikinci cepheye ait hesaplar aksadı mı?, — Bu stvaflere kesin olarak cevap venmek mümkün değildir. Şu var ki eğer İngilizler böyle bir teçebbüste Bezselerdi şimdiye kadar — buna giriçmekte teredlöt etmerlerdi İkinci cephenin kolay bir is alma dığı dağma hatında tutulmük lü- zimtler. İngilirfer bunu teeröhe « fe anlamışişrdır, 1940 senesi Baharında Norveçe göndertten kıt'slar orada büvük bir iş brşa- ramamıştardır. Ertesi sene Yunar nistana çıkarıları İngiliz kuvvet- deri de Alman taarruzu önünde seşebbüsle de düşmanm işgali ab tında bulunmmuyan Hmanlara as- | kor çıkarıtmış ve çıkan askerlere yander için de mahallinde bie | miktar askeri kuvvet bulunmuş- tor. Bugün girişilecek olan bövle bir teşebbüs bazı noktalardan İn- | gilzlere ve Amerikalılara daha elverişli olsa bile, bir çalk nokta- dardam daha elverişsiz olduğu da muhakkaktır. Almanyanın iki göpbe arsama sıkıptırılıği zar matı, çok zor bir vaziyete düşe- ceğine şöphe yoktur. On doku- zuncu asırda Almtnyanın önce Prusya, sonra da birteyciş Ak manya halinde iiriştiği muhare beler göstenmiştir ki, tek cephe- de döğüştüğü Zaman zafer kar zanmış; iki cephede — harbettiği ,azman mağtüp olmuştur. Bu tar M©uvaflakiyet ümidi | ille | kati ifade ederken, bir | günkü muharebenin neticesi hak kında ga bir hüküm vemmek is- temiyorum, Fakat bu böyle ok muşfur. Almanlar da bunu bi Ülkleri içindir Ki çark cephesini emmiyet aktına almadıkça, garp” teki demakrat devletlerte harbıl göze Mamadılar, Bu hale görei ganpte bir cephe açılamamasının başlıcs mes'ülü, Rusyanın kendi sidir. Rusya; 1930 ağustos paktır | mı smzalarken, açılacak olan har” bmbuı.ndıçışıh—uğınx ö ve ona göre hareket etmeli iğ, Halbuki Sğustes paktını im” zaladıktan sonra garple sesbest kâlan Almanya, önce Fransayf yıkarak garbi Avrupayı nüfuz vt £ bâkimiyeti altına — geçimdikteğ | ganra, şiendi şarka dönmüş bulür Huyor ve 1940 senesi yazındi | Fransa şark uluktarına bakaral acı duyduğu gibi şimdi de Rueyt garp ufuklacına bakarak ac> dıf açmıyacakları malüm değil Fakat eğer böyle bir teşebbüsi girişecek — olurla demakri devletlerin çok büyük kayıpl göze almaları Henm geleceğini şüphe yoktur. Ve neticede kar teşebbüsün muvaffak olup olt ymg.aı çok şüpheli görünüyüte | Angbo - Sakson devletleği bu .eecbbuse ginşrı(kiı te göztermekte ve bu arada Rusyf ya başka şekillerde yardım Min etmiye çalışmaktadızlar. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: