20 Şubat 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

20 Şubat 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON TELGRAF 20 ŞUBAT 1941 Z/fes 'ele Kalmadı. ı' Yazan: FAİK abah Bayar Seniha Irmak işe gidişinden — sonra, e lâzım gelen geyle söyler ve kendisi de hususi işler bitirir ve öğleye doğru gazelesi açarak yemeğe gelecek olan koca- le güztte okürken dikkatini çekti: vukat Sami Hüseyin, müdafaası! yapmakta olduğu beynelmilel mü. kim ve büyük bir davayı kazan - maştı. Gazete üzün — uzadıya bü muvaffakiyetten — bahsediyordu. Bayan Seniha Irmak bu havadisi akuyunca: «Demek şu Sami Hüse- tedir bir adammış..> diye y ni Hüseyin vektile r adamdı, Kocut mümlaz İrmağın, ise mi Beliri ve sağlam bir işi olduğu için geçen bu evli - undu, ko . geldiği kadar meğe çalışmıştı. Sade ve hayat geçiriyı 1 oluyor ve arı ay davetlerine gidi - rile möşe döztlarının yordu. Uzun zamandır, mevcudiyetini unu t, şimdi birdeni tihnini kap ve varlığımı sltüst vakit Bayan gündüzkü ke- | itmüş — gtimişti. Lükin bu kara bulut bir daha göründü. | Bami Hüseyin, muvaflakiyetten muvaflakiyete uçuyordu. Gazete- lerdeki medihler, pöhpöbhler ka - | dıncağıza azap veriyor ve onu baş. lük haline sokuyordu. K tamamile değişmişti; karı - mnın bu halinden üzülen kocı Bu vaziyeti neye bamledeceğini bil " geldiği derini v Seniha sinirli ve hiddetli olmuş- tu, sebepli sebepsiz kocasına ça - tayor. Bağırıp çağırıyordu. İlk dele | olarak evde geçimsizlik ve kavga baş göstermişti. Bu sahneler #k Bık ve gittikçe artan bir hızla te- kerrür etmekteydi. Zavallıyı bu Weziyet şaşırtıyor ve kendi ken - dine soruyordu: «Karıma acaba ne okdu? Ona ne yaptım? 'Neden bir. denbire buyu şuyu değişti?> bir Bayli zaman ba euallere cevap bu- lamadı. Bir aralık karısı sakin - Teşir gibi oldu. Kavga edeceği yer- de, bu sefer kocasına bir acayip duba doğrusu tepeden bakıyor ve Makaretâmiz tavırlar takınıyordu. Bakiden bir saat gibi işleyen evin intizamı bozulmuş gitmişti, Bir akşam her ikisi ayrı ayrı ge- zetelerini okurlarken Bayan göz- derini kaldırarak kocasına: — Meşhur olmak için bir şeyler yapamaz mısın? diye sordu. Adamcağız çaşırdı. Karısı çıldı. Tıiyör muydu. Hiçbir cevap verme- yinte karısı büsbütün onu haka- Tetle süzdü ve içinden şöyle dü - gündü: <Ah, bu adamla evlenmek- | Te'me büyük hata işledim, Bu kal diyetsiz, beceriksiz, hayatı daireyle | €ev arasında geçen bu adamı ni diye koca olarak seçtim? Sami E seyine varsaydım Böyle mi ala - Siyah gozerlle hiddetli hi — Mehmet, bırak öyle ise... Böy- le insarların karakolda bulunma- gnı sevmem. Lâkin yüzbaşı em- emrine iltaat lâzem- durma!, ufak bir inti- karakolda so- Pa, orduğük Jöuğunu b Çingene kızı begörtüsüne sarı aniş ,koltuğunun altında da düm- belek vardı. Karakolun bahçesine BERCMENZİ—— | 17 şimdi onun yanıbaşında, ham vererek muvalfakiyet- arttıracaktı. Sami Hüseyin si hayata da atılmıştı. Her sa- Eskı PARİS Böyle Değildi Bir çok memleketlerin Hükümdarları, Prenslen mütenekkiren Parise gelirler, eğlenirlerdi. Bir zaman Kralların gözdesi olan Madam Emilyen aşağıdaki satırlarla maceralarını anlatıyor Bir Pransiz mecinuasi caki - Parisi | V göyle anlatıyor , onu çi mak, | lerine iştirak edeme. | mekt Bay Mümlaz Inmak, bir tesedüt | arısının dendini nf—' Bir öğlenden sonra duy- duğu bafif bi ik yüzün” den eve gelmişti, Karısının misa- fir kabul günü olduğu için, k. ahat fanda karısının sesini tanıdı. Hâ - kim bir eda ile konuşuyor! — Biliyor musunuz? Avukat Sa- mi Hüseyin vaktile beni istemişti. Fakat allem müsaade etmediği için ona varmamıştım Mümtaz Inmak her şe mışt rısıni islemiş olduğunu hatırlad Damek karısı bu adamın muvaf - fakiyellerini görünce, olduğuna pişmanlık getirm mülâhazayla Mümtaz Irmak sar kıldı, karısının bütün pişmanlık - larımı ve izt ir kendi kendine Fakat nasıl muvaffak olacaktı Ya piyangodan para kazanmak ' bir piyes yzıp me; İkisini de denedi, piyı Kibi kaldı, piyangodan da para çıkmadı. Aradan zaman — geçmişti. Bay Mümtaz gitgide karısının kendi - uzaklaştığı uduğunu duyuyor ve bu hal onu deheetli sürette muzterip ediyordu. Neti - ona v kında Vekil olacağından da bah sediliyordu. Nihayet vekil de ol- du. Bu zâfer kadını, büsbütün ko casından uzaklaş' Bay Mümtaza bir ümit kalmıştı. | O da Sami Hüseyinin sukutu. Lâ. | kin bu düşüş bir türlü olmuyordu. | Avukatın son muvaffakiyeti, Ba- yan Senihayı allak bullak etmiş, #ünün adamı olan sabık taliplisi - nin, şimdi karısı olmak hayali onu tatlı heyecanlarla titreliyordu. Bir akşam yine ayrı ayrı gazete oku larken Bay Mümtaz: Hle evleniyormu d l paralarını alıyor. Adamın Şi , istidat, on- da. Bir parası ek: tamamlandı dem Bu haber a sarardı,| e uğrumış:. gibi İdi. Kocası sözüne devam etti: Bv 'öner de ol- yüzüne iyice ba kunan bir incir ağacının döbine o- turdu. Dümbelek çalmağa, şarkı söyleşyeğe başladı, Arapça şarkılar olduğu için birşey anlıyam | duk. Biz böyle eğlenirken sarayın ka- | fesi arkasından bir takım gölge- ler ve gülüşmeler oluyı Yüreğim daralıyordu. Arkadaş- | ; ldi. Aman yarab- bim, yine bir ip merdivenle pen- cereye çıksaım, şu saraylı kazı bir Ü yeti ve kibar müşteriic: Yine mi Oda hizmet — Fakat, u çirkim çiçekler?... evap verdi 1 bunlar örkide- | Çiçek, hep çik MHiç biri akıl edip erine, Çok ihteyacım olan nize takılan yaşlı ilba: birii. | On beş yaşında Gyalroya heves ve ailemi terketmiştim. | Bida; zotizik; Nibayet, vdâyetlerde - türneye çik- yırlanan Tarid kumpanyası ta- | angise dildtn. İki gün sanra Ağlar gibi cevap ve / yatro Dünia 6 başlar günün birinde talih güler göslerdi. Beçikanın zeogin bisinin genç oğlu A bir para kaş n Kui kkan allesi ken Para göndermemiye başlı kuma Bu başarı gen yaptıracakta. Afi tırıldığının erleci günü babası — Parize geldi. bütün börçlarını ödedi ve kul andan tutlü, — Brü Tektör şaşırdı, kalör. | yaptıracağım Bu, benim için byük bir servetik Vazifemi muvaffakıyetle — yaplım, & koşlandım j Yazlık sirkin © tarihte oldukça şöh- rdi. Kadın- lar dekölle ve &b kıymetli elmaslarını takınıp gellyorlardı. Rrkekler de frak- | Kadın — kocasının son sözlerini | duymamış gibi bu adamdan bahset - 'e konüş- | malar ve hafif hafif gülümseme - | ler devam ediyordu. İ Çingene kızı yerinden birden Çingene kızmın bu bareketi he- pimizi şaşırtmıştı. Kapıda nöbet- | gi bulunan arkadaş bile şaşırmışı Arkadaşlardan biri: — Bu nevi karılar her yere gire, bilirmiş: Fakat ,çok güzel sesi var Hiç kineye Garketürmeden, | Çingene iazınm saraydan çıkma- zi bekliyardum. Yine hiç kimse farketnreden hwuu bir tarafına T gece alkışlanıyor, BİR ASİLZADENİN AŞKI Bir gece eyunu , Poyunmak için kocuma gistim. Kapı vuruldu. Aç- tar iDer bir delikandı. Miab- Gup bir & - Ben, dedi, jak Düzes'im... O ânda kendisini sevdan ve © gece metresi Gi- düm. Az sönes Dük iflâs enti. Daha doğrumu ben İfibe ettirdim. Bu mukad- derdi. Çünktü o paranın kaymeti; 3 bllen Ki hizmet- Biz çok kötaz Bir konağım, gim, iki Uşağım v B öteline indim prazanle old masada yemek yi teki reli bindim. Di yer Tüzümü yok. KEAL AŞKI Folibarjer tiyatı Beter 1 öynüyes minin en parle genç kadın kimdir?, n ânires; ye- yel düzeltiyorlardı. Benim üze penyuar vardı. Makyajımın Arkadaşlar oyun oynuyor yorlardı. Velhası! kene lerine dalmışlardı İhtiyar Kar sal uyukluüyor & , bulunduğu gizlice çevirerek beni kontrol & diyordu. Kapt yavaşça açıldı 'tam Çingene kızı kurnaz ve güzel Çingene kızı beni gördü; hemen halif bir sesle ümden geçti. Ve Yokmuş gibi bahçede bulı an arkadaşların ortasına doğru yürüdü. orduk. | | birine ç | Ve başından örtüsünü atarak | kahkahalar sal:vererek şarkı söy- MB)MMHLW — Namil, küçük Prenses.. Demek benden izaçıyordun ba! — Hayır, Haşmetmeapi.. Mazur gö- Tünüz, bir Kral huzuruna nası) çıkılır, bir Krala namıl hitap edilir pek iyi bil- miyorum — Evveli, bana büyük baba diye kılap el Sonra, aani tebrik etmeme | müsande et | Birlesi günü, sent n doğrü evimin | Kapıt: çalındı. — Matmazel Dalanson burada ma? | Dün akşam kendisine tadedim elunan Müsyö tarafından geliyorum, Hiz 'ap verdi: 1 Mütmazel Kati emir verdi On birden evvel uyandırlmamasını tenbih elti Krel gülerek: bahçeye gidtyon Kendisini yemeşe gü ği git erlerinden b yaldı aptım. B h patatesler ibuklarile be- şayınca he - , maydanc tuz, biber ve unla hep birlikte karıştırmalı, patates dilin lerini bunur. içinde yuvar fba patates dilim- kalan ca, peynir üstüne serpme yer yer birkaç parça yağ koymalı. Kapağını kâaps, p âteşe oti ve kapak üzerine * ket etli ve b Haydi verleri, f bahşiş ve Diyordu. ngene kizı o kadar kıvrak öy- l u ki, kırmızı çizgili beyaz arisi, kakçaları üzerinde kaba- | rıyordu. Zincir, mücevherat baş- e Gikili küçük parak ça gümüşten kuşağı parl Kınalanmış topukları, parmak- | ları üzerinde yüksekliği zaman ter çıkıyordu ve ye- | ve bastığı zaman tekrar içeri giri- | yördü. Çingene kızı çok k Çingene kızının kvrak öyn seyre ve gür sesle okuduğu güzel şarkıları dinlemeeğ başladı. Ünce çok hiddetli olan Karaali, gimdi derin derin Çingene kızını | geyrediyor ve arasıra heyecanlan- | görülüyord. Be a NASREDDİN HOC! Yazan: ZİYA Şi Tefrika N Hoca şöyle durdu, B tebsisine iştahlı iştahlı b Baklava tepsisi (Akşehir) in tenha sokakların - dan birinde, bir mahalle mektebi. | Mektebin basık tavanlı odasın- da, yirmi beş otuz çocuk, hep bir ağızdan, muntazam bir tempe ve piyorlar. Duyulan yekabenk ses, | gadur: «dal> beyli dalaibli, dümbül düni döp döp. «Zel> beyli zalaibli, Zümbül zâni 2öp 2öp. » beyli sala! Sirgbil süni söp söp Mektep hocası (Molla Hasan), bir rahlenin arkasında oturuyor. E- lindeki küçük değnekle, tıpkı bir erkestra şefi gibi, bu âhengi idare | ediyor. Kapi açılıyor. Başında, bir baklava tepsisi ol- duğu halde, içeriye bir adam giri- | yor, Tepsiyi başından — indiriyor. Rahlenin üzerine keyuyor. Hoca, çocuklara emir veriyer: — Suuus!. Çocuklar susuyor. Baklava tep- sisini getiren ndam ile boca (Molla Hasan) konuşuye Boca— Adam— Huca elen Süleyman « (ayır ola, larak size bu tepsiyi gönderdi. Hoca, son derecede menınün ©- huyor. Hemen, ellerini açıp sema- ya k 1 Süleyman ağa - rahmet eyliye. p bir ağızdan: ah, Hacı Süleyman me, Balil İbrahim be- eyliye, Çocuklar — (Hep bir ağırdan) Azonm Hoca der deri gürmiye, Çocuklar— (Hep bir ağızdan) Asaamilin! Hoca ellerini yüzüne sürüyor. Teptiyi geliren adama, kitap edi- vayı yapan e- — Varın, Bacı Süleyman aj Ve. © adam çıkıp giderken, en ön sırada bulunan çocuklardan bi- rine secleniyo: (Nasraddin), derbal yerinden . Rahlenin önüne koşuyor, Baklava tepsisine li bir na- zar fırlatıyor. Tepsiyi ihtiramla kaldırıyor. Hocanın başucundaki rafa koyuyor. Parmaklarını yalı- yarak, yerine dönerken, hoca cm- yirı — Derse devamı. reş Bu emir üzerine, yine © ahenk | başlıyor: ad. beyli salahbli, Sümbül sâni söp söp. «Dad. beyli dalaibli. Dümbüldüni döp döp. 'Tekrar kapı açılıyor. Başka bir adam giriyor. Ho — Sunuu: Hoca, gelen adamla konuşuyor: — Buyur ağa.. Hayır ola. Gelen adam, cevap veriyor. — Hoca:, Bizim evde bir cenaze , tuhur etti. Gel de, şunum hizme- tinde bulunuver. Hoca, derhal yerinden kalkıyor. Duvarda asılı olan cübbesini alı- yor. Omuzuna atıyor. — Siz çalışın çecükdür. Ben, gimdi gelirim. € çocukları sasturuyor: A KİR ö 1 AA aklav iLÜM Diye söylenerek kapıya doğru & | İlerliyor, Fakat tam kapıdan çıkacağı man aklına baklava tepsisi geli yor. Derkal dürüyor, - Çecukl dönüyor. Gayet ciddi bır vuzi, alarak: 1 Sakın, aklınıza yup da, şu tepsiye elinizi sürme yin. Çünkü ben, içindeki bak dan şüpheliyim. Hacı Süleymali ağa ile aramızda eski | yip öldürmek ma bile yerseniz, benim yerime lür gidersiniz. Diye tenbih ediyor. Çikıp, gi yöor. * Çocuklar, bir an susuy EHEI.. rafi .u hal orlar. rine bakıyorlar. Nasraddin, yavaş yavaş yerilii yor. Çocuklar, Nasraddinin - etrafıtl alıyorlar. Karmakarışık bir [ıunl'i tü ile bağ dar: İ lan, boca ne tenbih etli” dini, Yeme.. Üleceksli B kabele et €) tiha ilee tırmakta devam € etle. çef k eyliyefi nep çrltafe Bir anda, bütün bakla üpslk pürüyerlar. cevap verecri Diyor, * Heca, cenazeyi dafnetmekten $ det ediyor. Kapıdan girer girmez, baklavi, tepsisine göz gezdiriyor. r,.ı.—,." tafta görünce, müsterih elarak y" | rine oturuyor. — Bakalım.. Şi ğ ! | (Arkamı var) | gPEME Mahçeri kalabalık Deanna Durbin'in İLK AŞKI Boris Karlef'un Asılamıyan Adamını Görmek için dün Şehzadebaşı FERAH sinemaya Koşuşan sinema meraklı Koşuşan sinema meraklı dun MÜBALÂGASIZ 200 Yer bulamayıp geri dünmek mecburiyetinde kaldı. — Yer bulmak için lütfen erken teç- rif ediniz. Gündüzleri 11 den itibaren devamlı sennslar. Suare tanı 830 da (Teli 21359). Gelecek hafia: YÜZEN KALELER Türkçe Bu akşam SARAY Sinemasında: SCALA de MİLANO'nun en adar Butterfiy'nin unut güzel sesli iki artisli ilmaz yıldızı ve GLAUDIOC GEĞLLO Rama Öpera Roy LA TRAVIATA Unutulmaz müsiki festivalinde teganni edecektir. y Yerlerim evvelden aldırılması riga olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: