İ t : : t İ AYĞN 3 Üü ae & ĞĞ ÇÜ SA AA GÜRÜME Taderı FAŞ PaT A —ı’&u HADİSELER-> EAR—S İSİN DA SPN TEL'GR KABAHAT, İBADET Elektirik idaresi, bir kısim i memurlarına gizlice ikrami- ye dağıtmış.. Bizim gazete so- ruyor: Neden böyle yapılmış, teşvik için bu paralar verildi ise, açıkça dağıtmalı idi.. şu cıki atalar sözünü bilmi - yot: Kabahat da gizlidir, ibadet- tel.. BİR ÇARK DÜŞÜNDÜM Otobüs - getirtilecekti, gel- miyormuş. Tramvaylar için rı boş tramvay bulmak müm- kün değil.. Takside yok.. Pek- alâ, ne olacak bu iş?, Eski kamyonlar, talikalar, landolar vardı. Nerede on - lar?, Bari onlarrı tekrar mey” dana çıkarmalı. KENDİNİZE GELİN! Vatan refikimizde, bir deli- kanlı röportaj yazıyor. Yazı- nin serlevhası şöyle: «Mah « mut Paşa mucitlerle dolu.. Birisine dedim ki, siz Ameri- kada dünyaya gelmeliymiş- siniz, milyoner olurdunuz.» Muharrir, bir Mahmut Paşa esnafına « ulan » diyor, bunu yazıyor, gazetenin sekreteri de ehemmiyetine binaen ser- levhaya alıyor. Yahu, ayıptır, kendinize ge- lin! YÜZDE ELLİ! Bazı gıda maddeleri, fiatla- Tını yüzde elli nisbetinde ar. trnuşlar! Artırır, ya, kim ne karışır?, yavaş yavaş artırıyor. Bu gi- dişle, yüzde yüze kadar yük» selecek! O zaman, artık dal- ya bir, dalya iki, daiya üç diye hesap edeceğiz. Daha iyi, hesabı da kolay olur, kitabı da! PROST'UN TEKLİFİ İstanbulun imar plânını ya- pan mimar ve profesör Prost Suadiye asfalti üstünden ge- çen tramvayın kaldırılma- sını teklif etmiş! Hakikaten, /burada tramvaya ne lüzüm var?. Tren geçiyor, yı Bu hattın tramvaylarını da, raylarını da söküp, İstanbula geçirmeli. Halkın çektiği sı- kıntıya baksanıza! AHMET RAUF 1 | Bakkallar | şekere zam istedi Fiat murakabe komis- ' yonu 20 paralık zam talebini tetkik ediyor Bakkallar fiat mürakabe komis- yonuna müracaat ederek toz şeke-| rin kilosuna 20 pura zam yapıla- rak 37 kuruşa satılmasına müsaade olunmasını istemişlerdir. Buna sebep; çuval parası inhisarlar idaresinin her çuval ba- Şana bakkallardan doksan beş ku- Tüş çuval parası alması gösteril - mektedir. Bu suretle toz şekerin toptan satışında kilo başına 20 pa- Ta bir zam olmaktadır. Fiat mürakabe komisyonu key- fiyeti tetkik etmektedir. — Yeşilayın çayı Yeşilây ve gençliğinin yıllık çayı,| kurban bayramına müsadif 11/1/ 941 cumartesi günü, saat 15,20 arası Maksim salonlarında - verilecektir. evsimin güzel bir eğlencesini teş - kil edecek olan bu çay Yeşilaylıla- Tın ve Yeşil vây ülküsünü sevenle - Tin bir arada hoş vakit geçirme - lerini, içkisiz nezih şekilde eğlen- melerini temin edecektir. aüi ae Göztepe kız orta mektebi talebelerinin hamiyeti Göztepe kız orta mektebi tale - beleri 132 parça eşyayı askerleri - mize gönderilmek üzere ait olduğu makama teslim etmişlerdir. İkKÜÇÜK HABERLER | TİCARET ve SANAYİ: * İngiltereden bugünlerde 900 bin Hralık manifatura gelecektir. Bunun 100 bin Niralığı İstanbala tahsis olunacaktır. * Holandadan, 15 gün evvel yol- lanan tütüne mukabil radyo veam-| pul getirilecektir. Bir kısını yola Çıkarılmıştır. * Dün şehrimizden 300 bin Hra-| lik Shracat yapılmıştır. Bu meyan- | da anason, fındık ve yumurta da ihraç olunmuştar. * Altın dün 22,70 liradan mua- mele görmüştür. VİLÂYET ve BELEDİYE: * Şehir hastanelerinin — doğum gervisleri ihtiyacı karşılayama - maktadır. Bu servislerin genişle - | tümesi için proje hazırlanmaktadır. 4 Mecidiye köyü ve Eyüple birer| #por sahası tesisi için istimlüklere geçilmiştir. Üsküdarda da bir sahal aranmaktadır. MÜTEFERRİK: * Türk el işleri hakkında Bayan Melek Celâl Sofu tarafından dün Beyoğlu Halkevinde bir konferans verilmiştir. *& Zonguldak hattında Çaycuma ile Filyos istasyonları arasındaki «Kokarsu» istasyonu | kânunusa- niden itibaren yolcu ve eşya ka- bulüne başlıyacaktır. (4 11T numaralı tren gardireni Osman Torunoğlu Menemende va- gonun tekerlekleri arasında kalıp yaralarmıştır. TTTT : Filezofıı_( Denize dökülem gıda maddesi İstanbul denizinin, hem çeşitli, bem bol, hem dö nefis balıklar ye- tiştirdiği malüm. Yalnız, mevsim vardır, çok çıkar; mevsim vardır, 4x çıkar , Gazeteler haber veriyor: Geçen gün 40 bin torik tutulmuş. Bunun M bini denize dökülmüş. İasan, bu havadis karşısında de- rin derin düşünüyor ve hüzün du- yuyor. 40 bin terik, İstanbulun ih- tiyacından fazla olabilir, ihracat için ayni günlerde gemi ve müş- teri bulunmuyabilir. Fakat, bütün bunlara rağmen, bir çok Avrupa memleketlerinin açlıktan, kıtlıktan sefalet içinde yüzdüğü, sapır sapır döküldüğü bir zamanda, 14 bin toriğin deni- * ze dökülmesi, sadece, «bulmuş bu- mayore tabirile ifade edilebilir. Böyle, fazla balık çıklığı zaman bu en leziz ve kıymetli gıda mad- desinin ne yapılacağı meselesi, evki bir davadır. Konserve fabrikası ih- tiyacı ileri sürülür, frigorilik va- gonlarla diğer vilâyetlerimize sev- ki teklif olumur ve aaire.. Yalnız, ortada bir hakikat, ha- zin bir hâdise var ki, o da, bu işi, senelerdenberi — beceremediğimiz ve Allahın verdiği nimeti, göz gö- re göre denize döktüğümürzdür. Şimdiye kadar, neden bu işi ma- kul bir tedbirle halledememişiz. Neden becerememişiz?. Bu sualin cevabı içinde, meselenin üstüne düşmemek, —müsbot teşebbüsler yapmamak, hüsuüniyetle alâka- dar olmamak gibi âmiller münde- | aniçtir, Zannetmiyorum Ki, 1948 sene- sinde, dünyanın hiçhir sahilinde, tutulmuş olan 14 bin balık, litzum- suzlağuna binaen denize dökülsün. Biz, herkesin kıskandığı sande- timlzi, nimetimizi israf ediyoruz. Çok yazıkt, REŞAT FEYZİ 5 saatlik yere 3 günde gidebilen mektuplar ! Postadaki bu garip rekorun sebep ve hikmeti ne imiş? Bazı yerlerde mektup tevziatı- nan geç yapıldığı hakkında şikâ - yetler vüki ölmuştur. Bu meyanda; aralarında 97 kilo- metre gibi yakın bir mesafe bulu- zan Diyarbakır - Mardin postası- nın ancak 3 günde gittiği, geldiği hayretle öğrenilmiştir. - Keyfiyet tetkik olunmuş ve neticede Mar - din - Diyarbaktr arası posta nakli- | yatının müteahhide verilmeyip Di- ve nakliyenin otobüsle kısa mesa- Seden icrası temin olunmuştur. An- cak iş düzeltilinceye kadar Diyar- bakır ve Mardinliler mektuplarını üç günde almışlardır!.. Şimdi ise 4 - 5 saatte almaktadırlar. Küçük Kadın kütüphaneye gitti. Şöy- l le bit iki cilt yokladıktan sonra bit tanesini çekti, kocasına getirdi. Doktor biraz aradı, sonra şu sa- tırları okudu: «Bön namuslu bir insanım, na- Mmusuanla sizi temin ederim, ber- Hakde sözüme inanırsınız. Ben ken- | diri tek benzerim — san:yordum, evdo iki tane buldum. Birsöirlerini kıskanan bu İki» ben 4 den diri evdekan, öteki aramıdadır.. Son E'ıw Tefrikam: 42 Hanım Yavaş Gel! SELAÂMİ İZZET SEDES Başını sallıyor bu hastalığı iyi edecek bir metod arıyordu sanki: — Bu gayri tabilliğe ne bromür de potasyom fayda verir nedeıoıl-' yom... Herhangi bir doktor tecrübe, #avsiye cder, tuzlu su Serumu ya- pür.. Amma faydasız olur. Bu der-| din devası böyle şeyler değil!.. Biraz daha düşündü: — Telkin.., Kuvvetli bir telkin lâzım... Eğer Cahide bir köşeye çe- —?— MALBRANŞIN KÜLBASTISI — Kadınım, Malbranşın külbas- tısı hakkında ne bilirsin?.. İlk de- fa Dekarti okuduğu zaman çar - pıntıya yakalanmış... Acayi) idi. Malbranş Manyaktı... Bi | nun ucunda bir külbastı asılı aldu- ğunu tahayyül ederdi. — Külbastı mı? — Bvet... Birşey okumağa, bir şey yazmağa başladığı zaman bur-| nunun ucundaki külbastı onu ra « hatsız ederdi. Köğıdın arasına gi- rerdi, yazamaz, okuyamaz olmuş- , bu ıztırabi tasavvür ediyorsun değil mi?.; Biçare ada- ma: eBir şeyin yok.. Burnunun u- cunda bir şey asılı değil'» derler, yemin ederlerdi. Fakat o israr e- Günün meselesi: Kaymakamlar komisyunanun Fiat mürakabe komisyonu dün et fiatları işini tetkik etmiş ve ka- saplar cemiyetinden 6 kişilik bir | heyeti de dinlemiştir. Neticede ete | Harh konulması lüzumlu görül - müştür. Komisyonun kararıma göre, | mezbahada toptan kilosu 24 - 25 kuruş olan kızıl karamana azamt 60 - 5ö, toptan fiatı 28 - 27 kuruş olan beyaz karaman perakende 55- | 58 kuruş, toptan 28 - 29 kuruş olan dağlıç perakende azami 60 - 65, top- Yunanisltanın bu yılki tütün mıktarı ve satış vaziyeti — | Atinadan İstanbuldaki alâkadar-| lara gelen bir raporda Yunanista- man tütün vaziyeti hakkında malü- mat verilmektedir. Bu sene Yuna- | nistanda 696.618 dönüm arazide tü-. tün ekilmiştir. Tütün sahası Yu - nanistanda gittikçe genişlemekte- | dir. Bu seneki tütün rekoltesi 38 mil- yon okkadır. Geçen sene 44 milyon | okka idi. Temmuzda başlıyan alım satrm işleri ağustos, eylül ve bi - Tinciteşrin aylarında devam el - miştir. En büyük mübayaatı Al - manyalı bir firma adına çahşan Hellas tütün ticaret şirketi yapmış- tır. Ayrıca Almanyada diğer mü - esseselerle Amerikan firmaları da mübayaatta bulunmuşlardır. | ezalandırılan muhtekir esnaf Üsküdar asliye ceza mahkemesi dün bazı muhtekir dükkâncıları | mahküm etmiştir. Burlar şun - lardır: Kadıköy Moda caddesinde İlya Todoris, Kadıköy Bahriye cad-| desi İlya Culfyan, ve Petro oğlu Koço, Yeldeğirmeninde Yorgi, Yel- değirmeninde Fot! Canyar. Bunlar dün ilk dfa olarak 25 şer lira ağır Tevkif edilen kömürcü İzmirde odun kömürü azlığından | cülerin daha müsait fiatlara inti * | zaren mallarını sakladıkları ma - halli belediyesine şikâyet olunmuş ve kontrollere geçilmiştir. Bu kon-. trollerde Mimar Kemalettin cad- desinde 132 numaralı — dükkânda kömürcü Hüseyin oğlu Yusufun perakende kömürü ön iki kuruşa Batlığı görülerek — cürmü meşhut mahkemesine verilmiş ve tevkif ölunmuştur. Çıktı ve Malbransa: | —— Ben seni tedayi edeceğim! de-) | — Nasıl? — Kısa bir ameliyat yapacağım,| siz hiç acı duymuyacaksınız. Bur - nurtuzun ucunu çizip külbastıyı a- lacağım. — Yapınız ,ne islerseniz yapı - maz, beni bu et parçasından kur- tarii — Ne zaman? — Zamanını bana bırakınız. Bir gün Malbranş ocak başında | uyürken adam usulcacık odaya gir- di. koynuna-bir külbastı sokmuş- tu, Malbranşın burmunun ucünu bir| ikama ile çizdi. Malbranş uyandı; — Ne yapıyorsunuz? — Ameliyatı yaptım, külbastıyı Yeni et narhı bu | sabah bildirildi Üzerine teftişlere başladılar ——— a ? külbastı! | fiat mürakabe dünkü kararı 'tan 29 - B0 kuruş olan kıvırcık 65 - 70 kuruşa satılacaktır. Bu fiatlar bu sabatı kaymakam- lıklara telefonla bildirilmiş ve kay- makamlar yukarıdaki fiatlarla satış yapılması için kontrole geçmiş - lerdir. Diğer taraftan komisyon pirinç fiatlarını tesbit için de dün müza- kerelere başlamıştır. — Komisyon fasulye ve yağa da marh koyacak- tır. Nişan yüzüklerini hava kurumuna hediye edenler Antalya ambarı meclisi idare re- isi Bay Ziya ile Bayan Ziya altın nişan yüzüklerini dün Türk hava kurumuna vermişlerdir. Diğer ta- raftan nişan yüzüklerini kuruma veren vatandaşlarımıza hediye o - Jarak kurumca yaptırılan ve üzer- lerinde tayyare arması bulunan yüzükler hediye olunmaktadır. A Adanada et darlığı! Adanadan bildiriliyor: Şehrimiz-| de et fiatları belediyece arttırılmış | ve Koyun etinin kilosu 44 kuruşlan satılmağa başlanmıştır. Buna rağ- men şehirli yine et darlığı çek - mekte, sabahları bazı kasap dük - kânlarının önü halkla dolmakta - dır. para cezasına mahküm edilmişler- dir. Bu harçketleri tekerrür etttiği| takdirde milli korunma — kanunu | hükümlerine göre sürgün edilecek- leri de kendilerine tebliğ edilmiş- tir. Üsküdar mahkmesinde yine ay- ni suçtan bugün 7 ve ayın 30 unda 19 ihtikâr maznunu daha muha - ikeme edilecektir. Beraet eden ebe Bayan Mibriye Güçlü isminde bir Ebe Beşiktaşta Hüsamettin is- münde birinin zevcesi Fahriyenin 4 aylık çocuğunu 7 Hra mukabi - linde düşürdüğü ve bu sırada Fah- riyenin ölümüne sebep olduğu id- diasile birinci asliye ceza mahke- mesine verilmişti. Dava dün bitmiş ve suç delilleri bulunmadığından ebe Mihriye hak-| kında beraet kararı vermiştir. Malbranş sevindi: — Benim burnumun - ucundaki Uyumanızdan istifade ettim, he-| men kestim, ateşe o kadar yakın yerde olurmuştunuz ki, külbastı - nız biraz da pişmiş, yiyebiliriz. — Hay hayş, yiyelim. Malbranş geniş ,rahat bir nefes aldı ve ondan sonra bir daha buru-, nun ucunda sarkan — külbastıdan bahsetmedi... Ben de Cahide ayni şeyi yapmak istiyorum. Öteki bene| liğinin öldüğüne oou inandırmak istiyorum. Bütün halletmek iste - diğim meseleler, davalar arasında bu da yeni bir psikopati mesele - sidir... Her halde bu meselenin hali çaresini de bulacağım. Âbidin mabude meyli gibi, ço - guk - kadın da âlime meylederek çi kadınlar Bunlara mezuniyet ve- Hamile ve emzikli iş- rilip paraları tamı ola- rak ödenecek İş kanununun hükümlerine göre| İktısat Vekâleti — tarafından yeni nizamname projeleri hazırlanmış- tur. Bunlara göre, İnşaat ve toprak altı işlerinde, ağır ve tehlikeli iş - | lerde çalışanlara ve kadın amelenin| gebelik ve emzikli zamanılarına ait| yeni hükümler konulmuştur. Bu nizamname projeleri tetkik edil- mek üzere bugünlerde Devlet Şü- rasına verilecektir. İş kanununa — tâbi olan tekmil mücsseselerdeki kadın işçilere hâ- milelik zamanlarında — mezuniyet verilecek ve ücretleri tamam ola- rak verilecektir. Emzirme ayla « rında da ücretleri muayyen bir nis-| bet dairesinde verilecekitr. İnşaat ve toprak altı işleri ile ağır ve tehlikeli işlerde çalışma sa- atleri de azaltılacaktır. D Köpek ve kadiler sopa ile öldürül- müyor Bazı yerlerde ve ezcümle Bey - kozda köpeklerle kedilerin sopa ile| öldürülerek kuyruklarının 10 ku- Tuşa belediyeye satıldığı hakkında halk arasında bir şayia çıkmıştır. Bunun üzerine belediye — reisliği | tahkikat yapmış ve kat'iyen bay:e! bir şey yapılmadığını anlamıştır. | Köpeklerle kediler insant şekilde yakalanıp himayei hayvanat cemi- yetine teslim edilmektedir. İplik ve çivi ihti- kârı yapan 3 ki- şi tutuldu! 130 kuruşluk çiviyi 250 ye satan mnhtekir tevkif olundu Adanada Şehitler meydanında Hasan ağlu Yusuf Çerçi 130 kufuş kıymetinde bir kilo demir çiviyi 250 kuruşa satmak suretile milli korunma kanununa aykırı hare - kette bulunarak ihtikâr — yaptığı şikâyet edilmiş ve tevkif olun - müştür, Yine Adanada Hasan oğlu Bekir Sapmaz ile Hacı oğlu Meyancı a - dında iki kişi bir paket ipliği T li- Taya satmak suretile ihtikâr yap- mış oldukları iddia edildiğinden haklarında kanuni takibata baş - lanmıştır. —— Guraba - hastahanesinizi b Z Yenibahçedeki Gureba- hasta - nesinde sön yılda 37 bin yurdda- Şin ayakta muayene olunduğu an- laşılmıştır. Ayrıca 4 bin vatandaş yatakda tedavi olunmuş ve 8 bin vatandaşın da röntgen muayenesi yapılmıştır. ——— ——— ——— — — bi, derin bir şefkat ile yüzüne ba- kıyordu. Yavaş yavaş sular başladı. Ortaılk gölgelendi. Eşyalar| indi. Doktor Kâfi, yavaş yavaş karısır nin alnını okşuyor bir taraftan da, akşamın alaca karanlığı içinde mo- rarmağa başlıyan Marmaranın su- larına bakıyordu. — Asırlardanberi saadetin tari- fine çalışıyorlar. Saadet, - sevilen ve sizi anlıyan, size inanan bir ka- | danın yanında çalışmaktır... Sakin, devamlı ve maksatlı — çalışmak... Maksatta sevilen kadını nura ka- vuşturmak! — PFpolst olmryalım kâfi, Mal - branş da var, Ümit ve yardım Yazan: Ali Kemal SUNMAT Galip gelmek, mağlüp ::'; Düöğüşen milletl tarihin kabul ettiği Kat bir taraf neden mağlâüp diğer taraf nasıl galip gelir?. BT tirme cevap verilmesi müşkül © lan süaller. Meselâ bu harşle FFAF sa neden mağlüp oldu da ya kazandı?. gibi. Her olgunluk gibi birçok metf çen umumi harpte Almanya #f den mağlüp oldu da İngiltere İK ralı galip geldi?. Almanya tarak iyi muharebe edemedi mi?. Hayif öyle değil Galip gelmek, k olmak şu veya bu tek bir sebtt? Köre olmuyor, Birçek şariların'bir araya toplannizti S husule geliyor. Bu sebepleri, j ati öğrenmek, tahlil edi | için ise herhalde zaman Nitekim geçen harptenberi yanın neden yenildiğine daif Y” zılmamış malümat, söy! mütalca kalmadı gibi görütür Fakat kimbilir daha yazılacak *” ler vardır. Böyle ihtiyatlı davrandıktari bemen kat'i hüküm vermekte cele etmedikten sonra meselti lerin bu meseleyi tahlil edei ablukaya büyük - bir ehemmi? verdikleri görülmektedir. AIİ, yanın hariç mek, bilhassa Amerika ile caretine müni olmak ne kadar yük bir darbe olacağını İngilizler geçen harple hemeni Tukaya müracaat etmişler, bi fer de ablukanın tatbikinde gecikmemişlerdir. ) esasın tutülduğü anlaşılıyor ÖL millet zayiat vermekle mazlüp' maz. Hele bu millet zaten hurbü) meğe alışık, kavgadan görü yi ise verdiği zayiatın ondaki tt mücadeleye daha devam ctmek çin inat göstermek olacaklır. maddi zayiat, ne de en kıyn zimkâr bir milleti sonuna gebat göstermekten — alıko; 914 - 18 harbindeki Almanya bu hal tamamile varittir. Çü Almanya nihayet silâhını lere teslim ettiği zaman 11 il teşrin 918 de kim iddin ki artık Kayzer Almanyasının fün orduları porişan olmuş da ordusunun bozulmamış ti da kalmıştı. Lükin Almanya yada her muvaffakiyet için olan âmili kaybetmişti: Ümüt. Ümitsizlik nasıl gelmişti?. C bedeki ordunun değik; cephe # Tedendorf ergeç mütareke İ bolur?. Hiç bir taraftan y gelmiyeceğini dilşünmekle. kere bu endişe yayıldıktan şüncesi zihinlerde bir kere bir fikir haline girdikten sonff perişanlık çok geçmeden her #F hada başgösterir, Fütuhat File kurulmuş muszzam binalif, Çatırdadığı işitilir. Bina nibül çöker. 18TL de Franayı imparatorluk birliğini kuran artık fütuhat için senelerce Tanmış olan Kayzer Almnayası İp tün kuvvetine rağmen bir gün meldini kaybetmişti. Denizlerin #7 — İki ben! Benzer! Kâfi Molyer, | kil, içki, sigara içme, kimse ile gö-| derdi: Ççıkardım. tatlı, ahenktar sesi ile: — Merek Ükce dd Cüldl & | z doktorlarla alay ederken insanlar- | rüşme diyecek olurlarsa, öleki bee- — — Var, burmumun ucundan bir | — — Sahi mi? — Her istediğini bulunsum! dedi. | kurtaracağım. İki ışığı birden arı- |— Kaydetmeyi unutmamak daki çift benliğin incelenmesi lâ- | Hğini öldüremezler. — Hayır, bu | külbaslı sarkıyor, bunu ben gö - | — — Elbette sahi, işte burada!, Kocasının dizleri dibinde, kü - üü mım gekdiğini ima etmiş... Ben bu | böyle olmaz... Başka bir şey lâzım.. | rüyorum! Ve koynunda getirdiği ot par - | çük iskemleye oturmuştu. Koca - zanı. Senin göslerin ve onun beyni, kat birinci derecede müessir * genci iyi etmek istiyarum, Başka bir şey.. L Nihayet günlerden bir gün biri | çasını sallamağa başladı. — ! mnnıhdl.__;»“_'ı (Devamı var) | müştür.