:"_Nı İstanbul Belediyesinde u- Bi M.:'" mühim mevkiler işgal et- Meyyy SAa Yapurda rasdaşmıştık. —)_'i-ı İstanbuldu. Döne dolaşa, ÜN Saylara intikal elli. Ben, bi ş.:ı: ve sabahları, — tramvay & bu umümü nakil vasılası - AMi derecede eğir İşleditinden Pitim, Bu, birinci dertti. İkinci d4, yine sabah ve akşamları, Tarın, tahammülün — fevkinde a dölü oluşlarıdır. Bunu ü.:.:':“:ı.ıı':ııu zat, bu mevrua da- S lerini anlattı. Şu kanaati e- Daha, ürün yıllar, — İstanbal İacünkü ertirabi çekecektir. Be- Bahis üzerli n Şti tören belediye, şirketi tazrik Bhey, ÇESRRt, görüldü ki, busünkü M e e Üzerinde hir fazla iramvay di _“': “mek fennen kabil değildir. lş'_ İtde, bülün seyrüsefer, şimdi- "ı"m..:_h karışık ve ağır bir hale AŞT Aramvaylarının Dü haltne | q,__“:hnı.ı.. caddesi, Karaköydi İglET, ve Güüne parkı önündeki N::' İ yerleri Eminönü, Sirkeci Mükg Körde foplanmışlır. Yolcuların küg ” bir kasmı buralarda tramvay- Mhaç , Hlor ve buralarda tramvaylara Tz ÇİN buralarda olmuyan dahi, bu H, Ş? kere inip, tramvay değişti- İ -ı."" zebebi, Hearet ve piyasa Tk ÇAA zitmesi, ihtiyaçlarını teda- arrusudur. a TER köprüsü yapılınağa başlı MA katıalğl. İstem 'deeği zarmedilmişti. Halbu- at yanlıştı. Niteklm, son- Bu kaz görülmedi. ĞK6 bu köprüden — zeçecek bat, | Şişhane civarından alacak, başına Dirakacaktı. — Halbuki, e ivarından Şehzadebaşına ka- ÖSİru giden yolcu adedi yüzde on İatmuyor. Yolcuları, Karaköyden, Tünden, Sirkeeiden, Beyarıttan, Tamazsınız, Bu sahalarla, İs- ü çok alâkadardır. Buralarda işi | " Yeni hattı değil, yine bugünkü İtteth edecektir. Saydığımız mın- Önye Uüryacaktır. aü v_ı_“—i-ıu- Bstnbulun ümümi nakil | Saaya, llüyacını temin etmek — ve | G U ları bülün bülün kaldırmak Mötkün zörülememiştir. Otobüsün Masralı çoktur. Malzemesi, ye- arı, kullandığı yağ, benzin, SN maddeleri — dişarıdan — celir. ) daha ar masraflıdır. İstikametinde binaların üstün- Gtcen viyadüklü bir yol inşası ve Üamvay geçirilmesi düşünü- *ı'."'“- bu mülhiş masrafı mu- Mi Şi Haşaattır. Ondanm sonra, bu ted- h Çİtanbulum seyrüketer işini fera. Kiş karmış da olmaz. Çönkü, Kara- ı..:_-_ı:ıı.._ ve civari merkez halini #ttikee, bugünkü sıkıntının Zaruridir. Karaköy ve Eminüâ- Mahiyet ve ruhunu değiştire- Tusunuz?. Belki, e zaman, trana- halledilecektir. u ç için | in Küzumdır. - Sonra, Eminönü, kaldırdımız, Neriye Ka Gitllürer xi gramvaz, İdanbalan, Yakın senelerde halledilemiyecek ı_:"l davalarından biridir. Siye * Mükabil, sıkınlı seneden artmaktadır. — Çünkü, —iza Açılmasına rağmen arlmakta- hatları, zannedersem, 1935 AmadA. Halbuki, o yıldan İüibaren Ağaz UYY yalcuları fazlalaşınışt Talay , Yilinda, İramvazların. kaşıdığı Veleç SÜY 50 mülyondu. Müteakip se- —ı.:“llcıı arimıştır. Geçen yil bu Uı... 60 milyona çıkmıştır. Senede Üa ig YU Dilet kesen bir makti vası- ı.__"_"'ı-ıı bir şohrin belli başlı müse- l%i:u biri olmak lâzımdir. Sayısının arlmasındaki âmiller ESNd, bilet ileretlerinin uoumla- * yalnız 13 yaşına kadar 'e verilen pasoların şümul- S0eAL keyfiyeti vardır. K Üü K « iktısadi ve içlimai det- | | Kİ y | Hehirde otobüs servisi hat- | : Sugünkü hal halk için bir büyük | sıkıntı ve ıztıraptır. Ekseri tramvaylar birbiri arkasında uzun müddet beklerler | İstanbulun tramvay meselesini hal- | letmek, böyle çetin bir davadır. Ba - | geller çaktur. Fakat, buna rağmen, ni- | hayet, kıyaracte kadar; halka bü si- Kıntırı çektirmek yolu elbette doğru dekildir. Binaenaleyh, bu davamı zmüsbet ve ücli tedbirini bir an evvel Çörçil'in gen'çîik hatı- ralarından bazıları Bu hatıralarile adamını daha iyi tanıyabiliriz İngilterenin — mecburi oskerliği ka- bul elmesinde âmll olanların başında Eden, Duffleoper, Amery Ve bilhassa Vinsten Churehlli gelir. Bu sonuncusu, yaşlıca olmakla be- Çörçil Taber büyük bir sekâ ve görüş sahibi, yüksek bir hatip, södlerini ve fikrinl fçıktan açığa söylemekten çekinmiye- cek derecede cesurdur. Hayalı memi- Teketinin müdafaası için mücadelelerle geçmiştir. YVinston Churchlli harbiye ve gaze- tecilik mektebinde tecrübelerini, tah- Silini Ditirdi ve siyasi sabaya atıldı. Mükemmel bir sportmen olan ba İn- Bilir asılzadesi ayai zamanda bir polo ve yüzme şamplyonudur. Sanhurst askeri enstitüsünde tah - silini ikmal etlikten soura Kübada, İs- panyolların Amerika asilerile — olan muharebelerine iştirak etli. Mindistan- da, Efganislan — hudur daklarda, meçhar Tüber geçidi civa- | çanda taburu Hle beraber harbetti. — | Az o sonra Clurebili, Masırda kenarlarında Torü Kiçner ordusile be- taket görülür. Kiçner, 2 eylül 1988 de | Sarından birinin pamuk bal | düşünmek ve Uk imkân halinde de tatbikine keçmek Kazımdır. Helediyenin, bu kanaatimizin aksi ne bir * Sahibi olduğunu asla zan etmiyoruz. Onun içindir ki, tramvay işkenersinin sona ereveği zamanın ya- kan olduğunu ümlt ediyoruz. İngiliz devlet Omdurmanda — Deryiş — kuvvetlerini mağlüp etmişti. Bir süvari hücumun- da genç Cüwrehlil düşman tarafından Çevrildi ve ölüm tehlikesine — maraz Kaldı. Harbi takip eden bir muhafara Kemisi yardıma koştu. - Kumandanı, güverteden dürbinile ve heyecanla ba- kayordu. | Umumi Harpte, eski süvari zabiti, Bahriye Nezaretinde, ayni — bahriye zabili ile kanşılaştı. — Keki hatıraları yödeltiler, Churebili saz Suvarilerin hücum eye ben- Bu küçük üzümlerden biri bah- riye nazırı oluyor, ve hücuma şahit olan bahriye zabiti de, ana vatan | ve Jutland kah- | yongunluğunu geçirir geçirmez Bo- er harekâtını takıbe karar veriyor, Ordudan çekiliyor, Morning Post gazetesinin harp muhabiri olarak Kapa gidiyor. Genç — gezeteci bir gün Natal'da; bir zırhlı trenle gi- | derken tren yoldan çıkıyor, asi « lerin taarruzuna maruz - kalıyor. Çörgü, arkadı beraber çarken iri vücutlü, uzun sakallı bir adam elinde kocaman *bir ta- hanca üzerine atılıyo — Teslim ol!... Diyor. Genç gazeteci, mükabe- | lenin faydası olmuyacağını anlı - | erini kaldırıyor, teslim o- | ndüzleri | uyor; geceleri, Boer payıtah- Lurensa Markez Portekiz li- manına bağlıyan tren yolunu takip ederek yürüyor. Metrük maden ku- yularında gidleniyor, kocaman be- arelerle beraber sabahlıyor. bir yerlinin yardım ve le bir yük treni v arasına sokuluyar. | Bu yolelıluk ağır ve korkulü ge-| yor. Hududdaki Komati Por is- | 1 treni â- irşey bulamıyor - k istasyonda durmak üzere yoluna devam ediyor. Çörçli hatıralarından şöyle bah- sediyor: «Balyelerin üzerini şambanın arasından bakınca rih - tanda üniformalı ve kasketli Por- tekiz memurlarını gördüm ve Re- onu levhasını 0- kudum. Tten yeniden hareket etti. Başımı muşambanın — aralığından tasyonu Boer memürli Tıyorlar, fakı örten mu- | itim. Cinayet denilen bir cürümle Amerikada hakimlerin nezaketi Amerikada hâkimler, belediye meclisi azaları gibi halk tarafından intihap olunur. Bu sebeple hâkim- ler, maznunlara karşı büyük bir | nezaketle muamele ederler. İşte buna bir misı «Bay maznun, lütfen ayağa kal- kar masınız? Bu, formalite iktıza- sıdır. Yoksa sizi ayakta tutarak rahatsız etmek istemezdim. «Şimdi soracağım suallere lüt- fen cevap vermenizi rica edece - ittiham olunuyorsunuz. Ben şah- san, böyle bir cürmü ika etmiş ol- duğunuza ihtimal vermiyorum. Fa-| kat, bi r teessüfle söylemek mocburiyetindeyim ki jüri heyeti sizin katli olduğunuza kanidir ve şı koymak elimde değil. Binaen - alevh asılacaksınız... «Rica edrim, oturunuz. Metin 0- lunuz ve lütfen hangi gün, hangi sastte asılmak istediğinizi söyle- yisizti | bu kadarı biraz fazla| Birİngiliz kızına Bir Alman kadını Bu resimdeki kız on dokuz yaş larında ve Enid Syson isminde bir. Ingidiz kızıdır. Fakat Almanyaya gitmiş, harp çıkınca orada kalarak menmleketine dönememiştir. Kı | zın anası babası Almanyaya hiçbir suretle mektup göndenerek ondan bir haber alamıyorlar, — İngiltere hükümeti İngilterede kalan bir | Alman kadınımın memleketine git- mesine müsaade edecek, Alman hükümetinden de bu kızın gön - derilmesi istenecektir. İngilizlerin | Almanyadaki işlerini şimdi Ber - Tindeki Amerika sefiri gönmekte- , dir. Sefir bu işle meşgul oluyormuş. DOKTORUN ÖĞÜTLERİ Güneş çarpması Güneş çarpmasından veya sıcak| detinden ileri gelen baygınlık- | tedavi kolaydır. yı gölgelik bir yere yatır- malı, yakasının ve göğrünün düğ- ni çözmeli, Yüzüne ve göğ süne soğuk | bez sürmeli. Bir şeker parçasına | bir damla eter damlatıp emdir - 4 | | meli. Güneşin cilt üzerinde bırak- tıği kırmızılıklar, tıpki - yanıklar gibi teduvi olunu! Diken batması Hemen çıkafmalı. Eğer ucu gö- rünüyorsa bir pens ile tutulur veya çakı ile hafifce kesilir, kanatılır. | Batan diken, kıymık ve yonganmm pis olması iltihaba sebep olur. Bu- önünü i bir damla diyot sürmeli, hafif pansı - man yapmalı, Eğer bilâhare kır - mıizilik görülür veya zonklamıya başlarsa sıcak suda banyo etmeli, —ei mi bir ziyafette karşılaşıyor. Ta - bit suvari Çörçili tanımıyor, Eski çıkardım, sevinçle şarkı söylemeğe| Razete muhabiri, zırhlı tren hâdi- başladım. Hatta bir aralık taban - camı çıkardım, horra diye bağı « ! rarak havaya iki el boşalttem.» Çörçil harpten sonra tesadüfen kendisini esir eden süvari ile res- sesini anlatıyor. Bu zabit, bilâhare! İngiliz dostu olan Boer Generali | Bota'dı Çörçil, gençtik hatıralarını kitap| şeklinde neşretmişlir. İki bayram Bayramlar, seyranlar, hele — böyle, bütün memleketi başlan Daşa, sevinçle, heyecanla yerinden oynatan — büyük başramların İnsanda ne unutulmaz | hatıraları vardır. Yarın ön altıncısını kullulyacağımız Cumhuriyet bayram- | larımızdan ikisine alt, işte size iki ha- | tıraz 'a Hkinci, yahat ücüncü yılı tes'it e- | diyorduk. sevinç ve heyecanla — koca İstanbul, başlan başa — ayaklanmıştı. Sabahın, daha saat yedisinde, Fatihle Beyazıt arası, kalabalıklan sımsıkı ti- kanmış, büyük geçit resmini görmek | için karanlıkta evlerinden fırlamış e- lan halk, artık arka sokaklara saparık oradan Beyazıla çıkmanın bir yolunu Bulmaya/ canatıyorlardı. gnn Horhora sapan tarı Tüce bir insan akıntısı ile ben de o ta- Kafa yollanmış ve meden sonra, yine ayni akıntının daha kuvvellisile Kos- kanın arka sokaklarından geçerek ken- | dimi Beyazıtın bir köşeciğinde bula- | bilmişlim. Açık derizlerdeAlman krupazörleri | 1914 deniz harbinin hatırlarda kalan bazı canlı safhaları 1 eylül 1914 te İni hilinde ve Koranel açıklarında bü- yük mağlübiyete uğramıştı. O gün, Amital Fon Spee'nin ku- mandasında bulunan Alman hafif kruvazörlerinden mürekkep bir | fih, İngiliz Amirali Gradok'un ku-| marda ettiği filoyu dağıtmış ve iki kruvazörü batırmıştı. Bunlar ara- | sında Amiral gemisi Good Hope | bulunuyordu. Geminni kabraman şefi ve bütün mürettebatı da bu- lupuyordu. Yalmz Glasgöv hadif | kruvazörü ile Otranta adlı bir mu- | #vin kruvazör kurtulmıya mu - vatfak olmuştu. İngiliz tarihçilerine göre bu mağ-| lübiyette amiralliğin ve bilhessa Sör John İrving'in büyük bir mes- uliyet hissesi vardır. e, Şili sa- Koronel'in battığı haberini ve - 'Ten telgraf, 4 teşrin 1914 te Bah- riye nezaretirle bir bomba gibi patkiı. Ve ayni gece Lond Fişerin kumandasına verilen bir füo e mukabeleye karar verikli, * Amiral Korodok, kendisinden da. ha kuvvetli bir kuvvet karşısında mağlüp olmuştu. Bunun intikam ber hâlde alınacaktı. Lond Fişer ana filodan iki saffı harp gemisinin verilmesini istedi. Bahriye Neza- reti, 4 sönteşrinde Amiral Jelliko- ya şu telgrafı gönderdi: «İnincibl ve İnflencible zırhlılarına derhal | hareketleri emri verilmişti ve A- miral Stuande, intikam seferi ku- | mandanlığına tayin olunmuştur.» | Bunu haber alan Alman amizali Fon Spoee' büyük bir endişeye düş- müştü. Çünkü kumandasında bu- lunan Seharnhorst'le Gneisenau 11420 tonluk ve saatte 23 mil ya- pân gemilerdi. Halbuki iki İngiliz harp zırllsının tonafları 17,250 ton ve sür'atleri de saatte 30 mil idi. 305 erlik 8 topları vardı. Buna| karşı mukabele için Almanların 210 arlık ancak 8 topu bulunuyor- du. Alman amirali, İngiliz gemile - tile batbe medbur kalırsa mağlüp olacağına emin bulunuyordu. Az sonra, Almanlar Bahriye Nezare- tinden derhal Alıman sularına dör-. mek emrini aldı, Fon Spoe'nin — kumandasında Seharnhorst ve Gneisno — büyük zırhlılarından başka üç hafif kru-. vazör daha vandı: Dresden, Layp- ik ve Nürenberg... Bahriye nezeretinden aldığı & | mir üzerine Şili sahilini takiben Harn burnunu — dönmeyi oradan memleketine gitmeği kararlaştır- | di. 6 ilkkânunda Barren adasına uğradı, ihtiyat kâmür — alıyardu. | Bu ada, Ter dö Fö'nün nihayetin- | de bulunuyordu. Kömürjerin tah- mili pek müşkül oldu. Amiral Fon Spee maiyetindeki zabitlern 1rar- larına rağmen pek yakında bulu- nan Falkland adalarına taarruz ve telsiz istasyonunu Forstanley İn - giliz üssübahrisini tahribe karar vendi. İngilizlerin intikam filosu 12 sant evvel bu limana — gelmişti. Fon Spee bundün haberdar — değildi. Sturde, 7 ilkkânun sabahı — Por | Stanley ltmanına girmişti ve der- hal kömür alınması emrini ver - mişti. Ertesi günü, Fon Spse'den aklıkları emir üzerine İngiliz üssü (Devamı 7 inci sahifede) hatırası — Sevaptır, yahu şunukucağına alıver — Bakın, bakın bizim S evinç geçiyor Aradan saatler geçliği hülde, orada, Adeta mıhlanmış olduğum bir köçe - cikten kendime ufacık bir yer bulup bir tarafa — kumıldıyamamış ve geçil resmini oradan xeyre başlamıştım. Bu- lunduğum yer, biraz yüksekçe bir dük- kân önü gibi bir yerdi. Alayı görmek için, sağımda solumda önümde, arkamdaki genç, Mülyar, ka- din, erkek, çoluk çocuk birbirini yi « yer, kıyameti koparıyorlardı. Barularının ağrından meserretle ka- ışık celâdet fışkıran mizikaların, 6 köke lere çıkan yürüyüş havaları — arasın- da, yazıbaşımdan ve ayaklarımın di- binden kulağıma, ince ve acıklı bir feryat, körpe Bir ağlama sesi geldi. Bir de ne bakayım, anasının, ellnden tattağu küçük bir yavrucağın ayağına mü basmışlar, ne yapmışlar, yavru » cuk omun için eyak cıyak bağırmı - yor mu? Tabü, bu vaziyelle ağlıyan yavruyu oradan güçlükle kurtardık. Kurtardık amma bunü şimdi me ya- pacaktık —Anasının öteki elinde, on- dan'daha küçük bir başka yavra ve kucağında da bir süt kuzusu daha var- &. Biri arkadan bana seslendi: — Sevaptır. yabu, şancağın biraz kucağına alıver! Yarım geriye dönerek: — Sevapta dedim, sen alsana.. — Benlm var bir tane kucağımda, bir tane de elimde! Baklam, hakikaten de öyle idi, damcağızın dediği doğru idi. Orada bu- lunan diğer kadın ve erkeklerin de çoğu bu tarıda alayı seyrediyorlardı, yani hemen hepsinin hem ellerinde, hem kucaklarında birer, ikişer çocuk | vardı. İki adım ilerimdeki bir ihtiyar hatun da dayanamayıp bana yalvardı: — Ahıvor oğlum, alıver kucağına yav. yaptım, bu Üç, dört yaşındaki — ipek saçlı, maviş kızcağımı kucağıma alı - verdim ve bütün alay geçip, reçenlerin sonu gelinciye kadar ona geçit resmini seyrettirdim. Şimdi siz diyeceksiniz kiz — Bunlar olazan şeyler yahu, bu- mun unutulmaz bir hatıra olması ne- resinde' Acele etmeyin, işin ali tarsıf var, Bu dediğim mesele Cumhüriyet bay- Taminin ya İkinci, ya üçüneü —senel | devriyesinde olmuşta. Şimdi, bunun Bir de ikinci kısmı, yahat ikinci per- desi var ki, six, asıl onu dinleyin! Yine ya on ikinci, yahtl on üçüneü Cumhuriyet —bayramı d Beyazıtta Beçik resmi başlarken çok sıki ve hizli bir yağmur başlamış ve herkes © yağ- murun altında yine ayni sevinç, ayal heyecan ile geçli resmini, hem de sır- sıklam bir halde seyre koyulmuştu. Biz © gün kadın erkek birkaç kişi, alayı Çarşıkapıya yakın yüksek setlerin bi rinin üzerinden seyrediyordak. Tabil yanımızda da başka seyirciler, alleler | vardı. Bir aralık ve yağmmurun en şid- biri, kendi yanındakilere eliyle, ce- genlezden bir kızı işaret ederek: — Bakın, bakın, bakın dedi, bizim Sevinç zeçylor, bizlim Sevinc! geciyor. Ötekiler, hep birden gülerek © ta- rafa bakarken beriki sözlerine şunları ilüve ettir — Hay seni yaradana kurban ola- yam, yayrum! Sonra yine onlara dönerek: Hani hatırlarsınız ya, ikinel yil miydi, Üçüncü yal miydi, neydi, yav- racağım hebür Üç, dört yaşında iken Beyanıttaki kalabalığın arasında ezili yyordu da hayır sahibi adamcağırın biri Kucağına alıp onu hem ezilmekten kur- tarmış, hem de kendisine, sonuna ka dar alayı seyrettirmişti. İşte size bayram, seyran gibi seving günlerinin kolay kolay unutulmaz ha- furalarından biri..