28 Ekim 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

28 Ekim 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z2— HADıSELER HABEŞLİLERLE SÜT KARDEŞLİGİ Mİ VAR?. Sabık Osmanlı «Paşa> larından Ge- meral Vekip memlekele döndü. Bir ga- ü bu lüzum, acaba meden İleri geli- yot, Habeşlilerle süt kardeşliği mi var?| AMAN, DİKKAT, RAPORU YAZANLARA SÖYLÜYORUZ Üniversitedeki cenebi profesörlerin yaplıkları hizmet, yeliştirdikleri ele - mmanlar hakkında, bir rapor hazırlanı- yormuş. Bu raporda, bu sevatım, ba- günedek neler yaptıkları sayılıp dökü- Tecek, iyi çalıştıkları tebarüz ettirile- gekmiş. Buna sebep, san günlerde ya- pilan bazı neşriyat imiş.. Korkarız «ırf Dü neşriyata cevap vermek için - eo- mebi profesörler, Türkiyeye gelmiş bi- Ter ilim mesihi gibi göslerilecek.. A- man dikkat, hatasız, noksansız kul ol- Mmadığını unutmiyalım. Aksıyan taraf- larını gösterelim. Vaziyeti pek pembe görmiyelim. 53 ŞİŞK BİRA İÇERİLEN ADAM Bizde de garip rekorlar - kırılıyor. — Kimll isminde biri, geçen gün, — bir / kır ziyafetinde tamam 53 gişe bira iç- HAD foSıl.ı'CıP. KARISI lııııuı; Şükrü Ahmet Delet vapurunun Bür- gazdan mamımıza dünüşü dalayısile diyor ki: «Bu vapur Polonya - Alman- ya karki patlamadan birçok cün öace | İstanbul Hmanına birçok Türk ticaret Mmücmmelerinin mühtelif siparişlerini yüklü ölarak gelmiş. fakat acentasın dan veya merkezinden aldığı bir emir- le ve diğer bir iki Alman vapuru ile birlikte İstanbul limanından savuşup Burgaza gülmişli. Delos vapuru, tarzı hareketile Türk tilecarlarını zarardide elmekle kalma- maş, Hcarel an'anelerini de yıkmış ve Dü itibarla da beynelmilel ücaret ah- «Ankara paktı, Akdeniz havuzunu alâkadar edecek bir tecavüze karşı İn- gitereyi, Fransayı ve Türkiyeyi bir. deştiriyor. İtalyanlar: — Akdenizde bize karşı birleşiyor- sunuz. Halbuki biz temie niyetler bes- Tiyordük. Diyerek gücenmiş ve bu hissin tesiri altında bazı yazılar yazmış olabilirler. Bu takdirde aradak| anlaşamamaz- dahı ortadan kaldırmaya çalışmak bi- zim için bakiki bir zevk olacaktır. Şim- Ailik vaziyetin aydıntanmasını bekli - yoruz. Temenni ettiğimiz zibi, şayel Açön içinde gizli hesaplar yaksa vazi- femizi severek yapacağız.a TAN: «Bir Balkan konferansı Ankarada No. 28 Diyordu. Artık bıcak kemiğe da- yanmıştı. Hüsmen dayının canı ya- hiyor, omuzundan kân sizdiğini seziyor, fakat arkadaşlarının cesa- reti kırılmasın dıyı bir şey söyle- miyordu. Ormanda epeyce dolaşmışlardı. Köylüler bir ağacın altında landılar. Bunlardan biri sordu: kadar bu 1ssiz armane| üı dolaşacak mıyız? Bir diğeri cevap verdi: — Köyden ayrılırken ant içtik.. Bu köpeği yakalamadan dönmiye- ceğiz. — Biz jandarma değiliz ya. Va zifemizi yaptık. Aradık, bulamadık. Bundan ötesini de jandarma ü sın. Hüsmen atıldı: — Köylü, ayni zamanda kendi köyünün bekçisi ve jandarmasıdır.| Bu haydudun peşini b.rakıp dö- nersek, Hüseyin, yarın Ayşeden öçi almayı ihmal etmiyecek. — Elin kahbesini biz mi düşü- neceğiz? Dişi köpek kuyrük salla- mayınca, erkek pesinden koşar mi?| O da Hüseyine kimbilir ne fındık- cilik etmiştir... — Ben Ayşeye söz söyletmem, arkadaş! O, köyümüzün en na - muslu bir kızıdır. Nişanlısı Mehmet anu öyle a,ı. yokladı ki. Ayşe, sallasaydı. | Balkanlar meselesinin yeniden nükset- tops| RE NLN Son: Telgraf- | o miş. Bevelce, bütün kuzayu hakla - mak, bir tepsi baklayayı silip süpür- mek gibi oburluk müsabakaları yapı- hırdı. Bira müsabakası, galiba, İnhi- sarlar İdaresinin yeni ucumluk kara- Tından senra, başgöslermiş olacak!, Bir de derler ki, bira buhranı var, arıyan bulamıyor. Baksanıza, adamcağız | tamam Sİ şişeyi birdan bulmuş... TAKSİM GAZİNOSUNDA VERİLECEK BALO Taksim bahçesinde yeni yapılan be- kediye gazinesunda yarın, öbür cün | bir bale veriliyor. Belediyemiz, yeni ı' ve modern eşehir gazinosu>» ndaki bu mutena baloya şehrin bütün İlerl ge- lenlerini davet etmiş.. Biz, kendi he- sabımıza, ne şehrin ileri geleni, ne de gerkânı matbuat> tan olmadığımız için, Böyle bir bale davetiyesi almadık. Yaldız, belediyemiz, İkdam Başmu - barriri Ebüzriyazade Velide balo da- yeliyesi yolladı mı, bilmiyoruz. Çün- ku, sayın başmuharrir, Taksim razi- nosu deyip tullurdu, nedense, bir tür. Hü böylü bir gazine inşasını affetmi- yor, Pize kalırsa, Ebüzsiyazadeyi, ba- doya bilhassa davet edip bir güsel eğ- dendirmeli.. Bo eğlencenin tadı ile, bir daba, Taksim gaziposu adımı ağana almır. Fakat, ümit ediyoruz ki, kendisine daveliye gelmiştir. Çünkü, — erkânı matbuattandır, hem de hayli ileri gi- denlerdendir. AHMED RAUF | azeldlei makalesinde M. Zekeriya Sertel; Türk- İngiliz - Pransız — anlaşmasındanberi Üğini ve bu defa Balkan devletlerinin vaziyetlerini kat'i olarak tayin etmeleri Mmeebüriyetinin başgöslerdiğini kay - dederek bir Balkan bloku tesisi 1â - zumunu tebarlz ettirmekle ve böyle bir konferansın — sür'atle Ankarada toplanmasını temenni etmektedir. VAKİT: Asım Üs «Diplomaside yalanın yeri olür mü?s isimli bugünkü başmaka- desinde Çemberlaynin Alman Hariciye Nazırı Fon Ribbeniropa verdiği ceva- bin bir kelime İle hulâsa elmnabilece- Hini, İngilia Başvekilinin Ribbentropu «hakikati tahrif» He iiham — ettiğini söyliyerek: — «Ribbentropun — sözlerine Almanyada inanacak bulunsa bile el- han efkârı wmumiyesinin aldanmıya- gağını iyi bilmelidir?> demektedir. YENİ SABAHI: Hüseyin Cahit Yalçın «Balkanlar ve İtalyar isimli bugünkü Naşmakalesiade san günlerde Balkanlar meselesinin Bilhasşa İlalyan matbuatında sık sık mevzau bahsolmaza başladığını ve bu Beşriyalın maksadı, mevruu hakkında | wazih fikir edinmeğe imkân bulunma- dığını söylediklen sonra yazısını şöyle bitiriyor: sİtalya huzün harbe girmemiş bu- lanuyorsa, demek ki, Almanya Tüzam göstermemiş olduğu için şimdilik vakit ve fırsat bekler bir halde kalmıştır. Zannederiz ki Ralkan devletleri her- bangi bir adım atmadan evvel İlal- iyanın bu vaziyetinin tenevvür etme- sini beklemek lüzumunu hissedecek - derdir.e bu işin kokusu çoktan meydana çı- kardı. Köylülerden biri Hüsmenin söz- lerini doğruluyotdu: : nJ | —- Ö, kahbece baskın yapan Hi seyinle geceyarısı evde kaplanlar | gibi boğuştu. Eğer fırsat bulsaydı, baltasını Hüseyinin beynine indi- rip başını ikiye bölecekti. Ayşe, namusunu korumasını bilen cesı ve temiz yürekli bir kızdır. Böyle bir kıza el uzatanın elini kurmak bize düşer. Hüsmen bağırdı: — Öyleyse, güneş doğuncıya “*S dar ormanda kalacağız. Hı'ıızylnlzı mutlaka burada kozumuzu pay - laşımalıyız. Ben, tek başıma da kalıi sam, onün derisini yüzmeden köye, dönmiyeceğim. * Hüsmen dayı arkadan gelen ve kendilerine — yaklaşan bir gölge — Arkadaşlar, hemen yere ya- tın. Hüseyin üzerimize “ geliyor. galiba! Höpsi men dayı tüfeğini gölgeye doğru çevirdi. Parmağını tetiğe dayadı. —- Kuqunuh:'ıldmmu ._k.ıl: Bizi gördüğü e silâhinı kul ğ | ridorlarında, mücrim sandalyelerinde | sanlar içinde gezen insan çekiindeki Mehmetçik Geçiyor VE MAHKEMELER Zehirli kadın Bütün halile şimdiye kadar adliye ko- zördüğümüz, suçlu, kabahatli insan- ların hiçbirine benzemiyordu bu genç | kadın... Nasıl olmuştu da bu sakin tavırlı mşfik bakışlı mahlük bir genç b carı tabânca We, hem de bir Brov: tabancasile yaralamış, ölüm — kasdile ; Gam görüp * kapalı mahkeme kapısının açılmasını sabir. - sazlıkla beklediğimiz dakikadan iliba- zen benim ve benim zibi onu ber gö- Tehin zihinden ısrarla zeçirdiğimiz su- alin cevabını biraz sonra yine kendisi verdi: — Benim gibi iyi terbiye görmüş, asil bir aile arasında büyümüş; evli bir kadınm bu işi nasıl yaptığını dü- şünüyorsunuz değil mi?, Dir ibret vak'ası olarak kaydedin ga- zetenize... € sene evvel dünyan en sakin, en mslu erkeğlle evlendim. Kocam, güzel, zengia, terbiyeli bir adamdı. Onunla fanışan berkes muhakkak memnman Tur, onun hayatına karışan her genç kadın mütlak mes'ut olürdü. Nitekim bir de birbirlmizi bir rün bile incli- medik. Son derece temir, gürültüsüz bir hayatımız, Hiçbir. bulutu olmıyan açık, sonstı, gökler gibi saf bir yu- ği elbet bu yuvada sonüna kadar ka- kacak, ihtiyarlık yıllarımda da kocam- Ja başbaşa, bütün kayıılardan urak, lekesiz, pürüzsüz bir ömrümüz ola - caktı!. Fakat dünyada ah me olurdu fesadüfler olmasaydı ve «Os ma; İn- acanavars a tesadüf etmeseydim'. €O> nu bir gün kocam, bir arkadaş | düğününde danıttı. Ve daha İlk gö- Tüşle bilmtem neden bu genç Hüccar- dan Grktüm, Görünmet bir tehlikeden, bir girli hastalıklan, öldürücü deriten Kkaçmak ister gibi ba güzel adamdan sakmdımı.. Fakat aksi gibi «O» beni | bir gölge gibi kovalıyor, hemen — ber veslleden istifade ederek karşıma çı- kıyordu. Nihayet bir gün korktuğuma ve kor- ka korka beklediğim şeye de uğradımı: Kocam iş için Ankarada di Bunun için yalnız gitüğim, Dek sev- ditim bic gene komşu kırının mişa- minda birden onu karşımda buldum. | meti Haiz bir eser meydan; Yalaız kaldığımız bir andan istifade ederek bana içini açtı. Tatlı, fakal nl- datıcı bir sesle hazin bir gönül masalı anlattı. Evvelce bir gesç kadını sevip ona ismini ve ömrünü verdiğini, fakat kadivaçlarının daha birinci baharımda vereme yakalanan zavallı hayat arka- daşının kıta bir zaman sonra öldüğü- nÜ, ondan sonra da yaşayışma hiçbir kadın gölcesi karışmadığım temin e- derek © genç kadına pek benzediğimi, bir zün edasına uğrayın bu ölmüş mazi hatırasını Ihya etmemi yalvardı. Ah bunlara kanacak, böyle kelime ve kiz ayunlarına aldanscak bir kadım değlidim. Fakat nasıl oldu bitmem, er- tesi gün teklif edilen yere gitlim ve oradan lekelenmiş bir namus, örselen. miş bir vücütla çıklım!. Artık kocamı depİçEr ; tşasidie. ödaa “viemtge. « dumt, Düştüğüm tuğasın acısını hiç ile- miyeceğimi sandığım gün daha büyük bir felâketi de üğrendim: Zührevi bir hastalığa yakalandığımı anladım!, İşte © vakit beni bu yürkarasından kurtar. geliyor.. Fakat böyle bir canavara inan olmaz., Kurşuna — bitse bile Üüzerimi- Yatundaki ihtiyar Köylü: — ç — Aman Hüsmen dayı, dedi, hiç olmazsa ayaklarından yaralı- yalım onu, Elinden kurtulamayız Sonra. Bir dığor! de yavaşça fısıldadı: seveyim, Hüsmen da- yıl 'Lılleğinl hnııll Su testisi su yolunda kırılır. Kim soracak 04 nun hesabını bizden?.. Yaklaşan gölge ormanın ağzın- dan süzülerek köylülere doğru uza-| mniyordu. Köylülerden biri. — Bu, ne cindir, ne peridir.. Hü-| seyinin ta kendişidir. Diye söyleniyor ve: — Hüsmen dayı, bize kıyacak mısın? Neden tüfeğini boşalt mı: yorsun? Diyerek gesini perde per- de yükseltiyordu. birden yere yattılar. Hüst mişt Tüteğinin tetiğini çekti. — Al bi GERLAR sina içinde yöckkae b ğuldu duyuldu. geHe ASN Siy lla Avcılık atıcılık Gençliği teşvik için bir av hinterlandı | Gençliği avcılığa ve atıcılığa teş- vik etmek için de de liyete geçilmiştir. Bu cümleden olmak üzere Bü - yükçekmece ile civarında geniş bir «İstanbul av Hinterlandı. ih- dası kararlaştırılmış, bu hususta lüzumlu tertibatın alınması mak- | sadile de keyfiyet Dahiliye Vekâ- letine bildirilmiştir. takasının ududu da tayin ve tesbit o- | r. la yeni bazı avcılık tesisa- t da yapılacaktır. Diğer taraftan Halkevlerinin hi- mâye ve nezaretinde de gençler a- rasında avcıl:ık müsabakaları, mü-, fatlı av partileri yapılacı şel Bu sene mezun olan muallimler Muallim mekteplerino yatısız olarak devam — eden ve bu sene mezun olan gençlerin İstarbul, İz- mir ve Ankara gibi emrinde sıra bekliyen müallimleri bulunan vi- lâyetleri istemedikleri —takdirdi diğer vilâyetlere tayinlerinin he - yapılacağı Maarif Vekületin- | den bildirilmiştir. ği İlâve dersleri Bu Güzele Doyum Olur mu? Açılış mrasiminde bulunmak üzere, davetli olarak llk trenle Erzaruma gi- den arkadaşlar, Anadolu yaylasının, Kilometreler arttıkça şirinleşen, güzel- deşen, kaı sıcaklaşan Türk havasını anlata anlata bitiremiyorlar.. Dağları, ftaşları, ovaları, yaylaları, ufukları, a- kan suları anlatıyorlar. Demir rayları, akılları durduran köprüleri, Türk az- günin oyduğu tünelleri anlatıyorlar. Krzurum... Bu kahraman sertat şeh- Timin açıkalnı kadar tdemiz ve sıcak bağrında gördükleri iyi kazşılanışı, e- nerjiyi, masum ve lerlemiz Türk kal- Bini anlatıyorlar. Yurdün bir başından, diğer başına kadar uzanan mesafelerin üstünde, in- San gözünü, insan gönlünü bir ferah- hık, bir bürur ve biz saadel şelâlesile yıkayan hayaliyet, ve canlılık hum- mmasını anlatıyoılar. Memleket havasının gözelici şirin- liğini, Türk Yopraklarının o eşsiz özü- Bü, o yaman cana yakınlığımı anlatı- yorlar, Erzuruma yaran tren, Türk mede- niyetinin merhale ve hamlelerinde son Gurak değildir. Güzel vatan toprak - ları üstünde ilerleyişin, iyiye, güzele, Geğrüya koşuşun fremini henüz lanı- tası ve kaynağıdır. K belki kıyamel inüne kadar icat olunamıyacak olan zatülhareke enerji menbar mevyun üÜzerinde Çalışan fizik âlimleri, ancak, fle, fazla heyocan ve hâreket arıyan Tuhlarını tatmin edeceklerdir. Hise ve orta tedtisat mek - ünden edir. | Kh.ırf& kâleti b_ı!ıuu B Gld- ik Hususi kıymeti haiz eserler İlk ve orlta tedrisat muallimlerin- den emsali arasında hususl kıy - geti- renlere 1 sene kıdem zammı veril-| mesi kararlaştırılmıştır. Ancak bu cıenn üÜniversitece ve-| ya bir heyeti ilmiyece tasdiki şart konulmuştur. Gi helae Yurtbilgisi kitabı Bu sene orta me İitabe yi lanen güre Bi sebepi le halen İkinci sınıfta okutulmak- ta ofan ders kitabnın Üçüncü sı - nıfla da okutulması kararlaştırı!- mıştır. Yalnız, bu kitabin yarısının 2 inci ve diğer yarısının dâ 3 üncü sı - Mifta okutulması caiz görülmediği- ni binaenaleyh kilabın her iki nıfta da famamen ve aynon okuü- tulması Maarif Vekâletinden mek-| tenlere dün bildirilmi e e ar e| mast İçla önu bulmak istiyordum. Bir | akşam yüne bir eğlenil âleminde ken- disini gördüm. Fakat hayret!.. Beni ta- nımak istemedi. Sözüme bile aldırma- (. Beli gibi kendimden geçtim.. Ve çantamdan alilemden yadizâr tabanca- ma çıkararak herkesin içinde Üserine ateş etiim,. Fkat ah we yazık vurama» Gım; öldürüp yak edemedim bu cihan- dan önülr HALUK CEMAL Raçların üstünde gök gürültüsü ka- dar-derin ve imtidatlı akisler bı- Büu sırada - tüfek sesinden baş- ka - bir ince sex daha duyuldu. — Ahhhh.:. Vuruldum. Köylüler bu ince sesi duyunca hayret'e birbirlerine bakıştılar, — Bu bir kadın sesi.. — Bvet.. İnde bir.ses. — Yok canım, dedi, gece yarısı ıımıındı iıdınıı ne işi var? elki Hüseyin sesini degı. * Sesin ıeıdm yere )ınçıııh.ılır Ağardarın arasından süzülen ay ısığı bu sırada, yere devrilmiş olan varalının yüzüne vurmuştu. Köy'üler yere eğildiler.. Ve hep birden sar'aya tutulmüş insanlar gibi titriverek geri çe- kikliler: — Ayge. ü Hüsmen elini başına götürdi Eyvah.. Ayşeyi vurmuşum!!! Hüsmen dayı tüfeğini yere ata- Tak, Ayşeyi kucakladı: — Yavrucuğum, gece yarısı or- manda ne işin vardı senin! Yanı- mıza yaklaşırken neden ses verme- din?.. Niçin kendini tanıtmadın bizet Ayşeyi kucakla ormandan çıkar-| Ay ışğı altında durdular, Hüsmen sordu: - Nmndb:n nnlır.ı;ı!dım. lıııxııı!ı Ayşenin baygınlığı geçmişti. İ- tidalini toplıyarak: Törkiyenin şuvunu anlatınm, bu - suna anlatınız, herşeyini anlatınız. Ne lala anlata bitirebilir, me dizliye Ginliye deyubilirsiniz. Bu güzele dayum olur mu?. REŞAD FEYZİ — Iı—l]çl'ix IIABERI.I-;I(I * İş Ba İz gübeleri ve ajanları 1 ikinciteşrin” sa- bahı 0,90 dan, 14,30 a kadar müşteri- derine açık bulunacaktır. * Sehrimizden mal almak üzere ge- Jen üç kişilik Alman tüocar grupu tile- carlarımızla temasa başlamıştır. Bun. bedelleri şehrimizdeki bankalara ek çeklerle ödenecektir. * Kumkapıdaki Bir Ermeni kilise- Deşriyat üzerine Ermeni palı Yob mezküf kilisenin 30 senedir met- Tük ulduğunu ve tarihi, mimari hiçbir kiymeti bulunmadığını söylemiştir. * Nüfus teşkilâti yeni bir kanunla genişletilecektir. * Sinema üÜcretlerizin yeniden in- dirilmesi için esaslı fetkikler yapıl - maktadır. Avruya harlık başlıyalı iki ay elüe yor. Bu müddet zarfında müttefikle- rin ne kadar mylat verdiklerine dair buğün herbangi bir istatistik yapıla- bilir mif, Meselesi zihinleri meşgul e- Giyor. Müttefikler karada me kadar zaylat verdiler meselesini düşünür- ken İnziliz donanmasın deni Ü. tırlamamak kabll değildir. — Öyle ki karadaki zayist karşısında — denizde İagillerenin uğradığı zaylal daha bü- yüktür. Lehistan sahnesinden sonra Alman- muyoruz. Ankara, üyle bir hareket nok- | Ankaranın manzarası ve kaynaşması | ikmal sınavları Üniversitenin yalnız bir sınıfında 63 talebe sınıfta kaldı Üniversitenin müteaddit fakül - felerinde yapılan ikmal imtihan- ları netleelenmiştir. En son olarak fen fakültesi imtihanları da evvel- ki gün bitmiştir. Bu imtihanlarda muvatlak olan veya olcmıyan talebelerin isim - leri peyderpoy fakülte dekanların-| ca reklörüğe teslim olunmakta, neticeler de talebelere bilüirilmek-| tdir. Ezcümle iktısat fakültesi imti - hanlarının netice! le dün tale- beye tebliğ alunmuştur. Tebliğe göre iktisat faki yalnız birinei lara 113 talebe gir ancak 50 si terfli cıvul Edı'b“mlş 63 ü sınıfta kalmıştır. ĞA Üç bayan hakim namzedi İstenbul adliye dairelerinde ça- lışan hâkim stajyerlerinin peyder- pey tayinleri yapılmakadır. ifa eden üç bayanın stajlarının la- mam okduğu ve hâkim namzeflik- lerine teyin olundukları Vekâlet- umiliğe bildiril. tir. Hâkim namzetleri bu ay maaş- larını yeni memuriyetlerinin tah- sisatile alacaklardır. z ti Mürekkep - çişeleri Mürekkep fiatlarının ucuzlatıl - Maarif Vekâleti tarafın- teçebbüs üzerine Pa- şe ı-mn.—ı 2 kuruş bir ucuzluk kbil olacaktı Di raftan ayni fabrikada | nan ölçülü bira bardaklarının da-peyderpey piya- saya çıkarılmasına başlanmı Muayyen bir müddet sonra ga- zino ve birahanelerde biraların yal.| niz bu ölçülü bardaklarla satılması! Belediyeco mecburt tutulacaktır. | —— Palamttlar denize ılökülı'i_vor Sile palamula pek rağbet eden ol- madığından birçok yerlerde bozu- lan palamutlar denize dökülmüş- tür, Beyazıt ve Eminönü kaymakam-| lıkları da evvelki gün iki çöp ker yonu dolulu palamutu Edirnekapı l AVRUPA HARBİNİN YENİ MESELELERiI İngiliz Gemileri Nasıl Batmlıyor? | garet gemllerinln uğtadığı zaylalı ha- | Sur haricine çıkartarak imha et- | tirmişlerdir. harbinin bıraktığı dersleri umutmuya- rak çalışan Almanlar buzün düşman zemilerine olduğu zübi bitarafların ti- f İ İ z î İ ğ E H FHi " şE İ d f | ll i f İ t İ f ! E ; | HU l ıışi_ LEPERRİ ? $ rş!ı ğs l İ : F 4 FF İ | İ H : i t ş j j i ğ ; ; U İ H iBi | : ğ İumin meşriyatını E % İ ; şiddetli bir mücadele başlamış GNL KT DIS POLİTİK! Balkan konferansı sözleri Yazan: Ali Kemal SUN Umümi vaziyet müttefiklerin olarak nikbinlikle tetkik edil bidir. Türkiye ile İngiltere ve arasında — muahedenin | Avrupa palitika âleminde en hüdiseyi teşkil etti. Onun için keyfiyet, bir de Almanların İngihlere üzerine yapmış oldukları arrarun kendilerince beklenen vaffakiyeli gösterememiş olması. Kalmazı İngilizlerce — birbirine İki sayılı keyfiyet olarak nazarı kate alınmaktadır. Geçen umumü t6 Türkiye eker müttefikler olsaydı o 914 harbinin 916 da | cağı, daha İki sene sürüklenmiy pek mümkün olurdu diyorlar. Zeçmiş zamanan burada münaki Scap etmese zerek. Bazün ise hakiki vaziyet şöyle © Tülüyor: Almanya yalmızca harbe vam etmeğe bırakılmış oldu. «Ta gü moklayı bilhasa — kaydediyor. Türk - İngilir - Fransır muahedesi ne kadar Ruxya tarafından hoş Mmemişse de Türkiye He Rusya x: daki müzakerelerin büsbülün kesilif olmayıp sadece fasıla verilmiş #unu düşünmek Iktiza eder, İşte son günlerin Avrupa p âlemindeki en mühim hâdisesine söylenenleri böyle hulâsa ettiklen Fa yeni bir kenferans için erlaya kan şayiaları da letkik etmek geliyor. Marp başladı haşlıyalı bitaraf leketlerin, hele Almanyaya komça olan yerlerin matbuatı is at husüsunda hiç ihmal edilir. ztbl düdir. İsviçre matbualında şer ( neşriyala güre Avrupanın cenabu kisindeki devletler arasmda bir ferans toplanması mevzun bahsolif fadır. Bu devletler bitaraf ka todiklerinden vaziyetlerini kuv dirmek Üzere bir araya g muşmak ihtiyacını duyuğorlar Bunu ortaya koyan İevicre yaretek takip ederek matbaatı da şunu İleri sürliyor Bu pek mümkündür. Eğer ile İtalya arasında xarp devletii zemin hazırlanırta o zaman iş kâ kaşacak ve İlatya tarafından Bal devletleri böyle bir. toplantıya edilebilecektir. Görülüyor kE İtal vazİyeli mevrau — bahsolmaktarı mazanı dikkati celbetmeklen geri mi İki aydanberi İlalyanın Avrupa barbi karşısında alacaği vaziyoti tahmin yolunda — çok söylendi. Fakat İlalya harbe kat dı. Bugün ölmekte 0 layor. Fakat Türkiye - Pransa - gillere muahedesi karşvanda İl man göşterdiği Ihtiyatkârlık Hk derde pek ziyade nazarı dikkati cel miş oldu. Ba hilyatkârlık hâlâ di | ediyor. Remanın bir iki gazetesi tarafı bu mevzudan kısaca bahsedilmesi litika âleminin meraklılarını —G eder gibi olmamışlır. Fakal Roma | vaziyeti kendi hesabına en uygun Pf buatının halletmek itediği mesele € dur: Türkişe - Pransa - İngillere hedesi ile Balkan İtlâfı — arasıt münasebet medir ve Kusya ile Mi sebat üzerinde bunun tesirleri ne caktır? İtalya harbe Karışmamakla, elup biten şeyleri dikkatle takip | mekte ve bilhasıa Balkanlarda yan eden ve edecek olan — hadi hiç gözünden kaçırmamak - niyı olduğunu göstermektedir. Yukarıda işarel edilen — konfe î.?ğ!% ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: