MAJİNO VE SİGFRİD Majino hattını geçmek için bir milyon, Sigfrid'i geçmek için yarım milyon asker feda etmek lâzım geliyormuş. İki taraftan biri bu fedakârlığı göze alacak mı ? Fransızların gafp bududlarını müdafaa için yaptıkları — Majino hattı dünyanı nen müstahkem bir müdafaa hattıdır. Üç senede ya- | pılmış ve milyarlarca frank sarfe- dilmiştir. | Fransanın Belçika hududundan ta, İsviçre hududuna kadar uzanan bu hat yedi kat ve 108 metro de - rinlikten, adeta bir maden kuyusul gibidir. Hakiki bir kışladan farkı yoktur. Zabitlerin ve askerlerin yatacak ve oturacak yerleri, has- faneleri, eczaneleri, iaşe ambar- ları mühimmat depoları vardır, Altıncı katta elektrikle işliyen trenlerle hattın bir başından öbür başına gidilir, gelinir. Katlar, bir- | birlerine asansörlerle bağlanmış- | tır. Ayrıca merdivenler de vardır, Mühimmat, asansörlerle çıkarılır. | Majino hattının üstündeki çelik | külelere büyük toplar, mitralyözler! yerleştirilmiştir. Piyade ateşi içni de mazgallar açılmıştır. Çelik ka leler döner ve ber tarafa ateş eder.| Almanların Majino hattı kar - şısında yaptıkları Sigfrid iki kat- tan ibarttir. Acele yapıldığı için Majino kadar muhkem değildir. Fakat bu hat düz değildir. Hattı münkesir şeklindedir. Ve gerisinde ikinci bir hat daha — yapılmıştır. Rivayete göre hattı kâfi #örmemişler, üçüncü bir hat inşasına başlamışlardır. Binaenaleyh garp cephesinde ge- rek Fransızların ve gerek Alman- ların bu hatları yarabilmleri im- kânsız değilse de, büvük kuvvet- ler feda etmelerine bağlıdır. r müthassıs, «Mazinoyu geç - mek için bir milyon, Siğfridi zapt içir. de 500 bin asker feda etmek Tâzımdır» divor. Acaba Fransız ve! Alman başkumandanları bu feda- . . o .. . Alman denizaltı gemileri 7 mayıs 1915 de Almanların «U 20> denizaltı gemisi Luzitanya transatlantiğini torpilledi. Dün- yanın bu en büyük yolcu gemisi 18 dakikada battı. Deniz sakindi Geminin tahlisiye vesaiti ile bütür yolcuların kurtarılması — kabildi. | Fakat, müthiş bir panik oldu. Ka- dın, erkek ve çocuklar sandallara| bücum ettiler. Bunların çoğu dev-, rildi, «Luzitanya» — yolcularının 1,198 1 boğuldu. «U 20», 13 mayısta Vilhshafen - deki üssüne döndüğü zaman A - miral Pohi, derhal gemiye gitti ve kumandanı Şviegri tebrik etti, #öğsüne demir salip nışanını taktı. Bu hâdise dünya efkârı umu- miyesini Almanlar aleyhine gale- yana getirdi, Amerikanın harbe girmesine sebeb oldu. 25 sene sonra, 3 eylülde daha Ren hududlarında harekât başla- mazdan evvel Alman denizaltıla- rından biri, İrlanda sahilinin şima- ligarbisinde tesadüf ettiği <Athe- nia» transatlanliği üzerine, haber vermeden bir torpil savurdu. Sön- ra suyun üzerine çıktı. Bir gülle attı. Bu gülle güvertenin ta orta- sında patladı. Gemide bulunan yob-| culardan, güllenin patlamaşından yaralanıp ölenler müstesna olmak üzere 1400 ü kurtuldu. Athenia bul harbin ilk kurbanı oldu. Prağda dağıtılan bir beyanname Çeklerin Rayihş idaresine karşı hissiyatını göstermek için geçen- lerde Prağda dağıtılan şu beyan- nameyi aynen naklediyoruz: 1 — Sekiz milyonluk bir nüfus ve eski bir tarihi olan bir mil - letin serbest yaşamak hakkı oldu- Buna inan. 2 — İnan ki flâhi bir adalet var-| dır. Ve bu milletin uzun müddet zulüm altında yaşamasına mü - saade etmiyecektir. 3 — Gezetelerin — yazdıklarına Çek radyolarının neşriyatına inan-) ma. Zira, tahrir heyetleri, Alman- larım nezareti altında bulunuyor, Onların dikte ettikleri şeyleri ya- zıyor. 4 — Bin sene Alman İmparator- luğu idaresinde yaşadığımıza inan-| TMa, 5 — Büyüklerimizin Almanlarla! hemfikir olarak çalıştıklarına in; ma. Böyle görünmekte mazurdur- lar, Aksi halde vazifelerine niha- yet verilecektir. 6 — Bütün düny tiğine inanma. —— Fakat; Türk milletini temsil eden dnsuru aali bu, aslen cibilliyeti bozuk olan yeniçeri devşirmesini bir hamle- l küvvetlerle ortadan yok n bizi terket-| azasından «Cüstav Şiomberje> olduğu hülde çok metbedip acıllarını hiristiyanlığa da- yadıkları yeniçerileri hakikatte —milli ve dini Türk terbiyesinin manevi kud- Fetleri içinde zaferden zafere koştuk- darını bilmeleri lâzımdır. Bu, milli ve dini terbiye, zaman ve mekânla çözül- düğü zamanlarda da unsuru asli ölanı 've hep birden asker olan 'Türk mille- tinin nefci kudret ve varlıkları sar - Sılmadan yerinde kaldığı ve hiıristiyan devşirmelerin paniklediği de tarihi bir hakikat olarak gözününde bulundur- maları icap — eder. Neyse; Hazreti Fatıhin İstanbul ü- zerine sevketmek üzere hazırladığı or- dunun feverani görülmeğe şayandı. Bu hesapsıt aşkarler, asırlardanbe- Ti nice Türk nesillerinin aşk ve hara- Tetle tahayyül etmiş oldukları — bir eseri mukaddesi nihayet vücude ge- türeceklerdi. Peygamberi zişan Hazreti Muhamı« od bunu vaktile düşünmüştü. — Ve ümmetine şu yolda vesayada bulun - nuştar - En büyük hükümdar; İstanbulu zapteden hükümdar olacak, ve ordusu €en mükemmel bir ordu addedilecekt' -. Demişli. Araplar, tarafından birbi- Tini mütcakip yedi defa İstanbul mu- harara edikii. Ve, gençliğinde bizzat Hazreti Peygamberin sancaktarı €n sevgili mukarcibi ihtiyar Hazret Eyübün huzürile tera Clilen bir Arap — mulasarası dahi görmüştü. ÖL Si eei 7 — Yalnız çekçe konuş ve ha- kikt bir Çek gibi düşün... 8 — Almanların yaptıkları te- zahürata, nümayişlere iştirak et- me 9 — Almanlara karşı, yabancı bir. memlekette olduklarını hissettire- cek surette muamele et. 10 — Alman ordularının, Çek milletinin sâyi ile vücüde geti - rilen 40 milyarlık milli serveti gasbettiğini unutma! Ciddi ve kuv- vetli ol, hakikatleri muhafaza et. Yalmiz Cek dükkânlarından alış veriş yap. Nihai zafer bizim ola- caktır. e Roye Piyerin Odası Fransa ihtilâlinin en maruf si- | malarından biri olan Rabespiye- m—ı rin, Parisde ikamet ettiği ev ge- | Çek okurdu. Musikiye de meraklı idi. çenlerde yıkılmıştır. Robespiyerin odasında bulu - nan hususi eşyalar müzeye kal- dırılmıştır. Almanlar bu iki | Lehistanın tarihi şatoları Pisecin şatosunun mMacerasını dinleyiniz Almanyanın esşki imparatoru bugün seksen yaşımı geçkindir. Kayser ma- iüm olduğu üzere 918 mağlübiyeti ü- zerine Felemenge gilmiş, orada otu- ruyor. Geçen zün Hitlere bir mektub yollamış. Almanyayı 918 felâketin- den daha büyük olacak âkıbete sürük- | dediğini ona ihtar cümiştir. Kayserin Bahsi yine bu suretle dünya matbua- tında fazelenmiş oldu. Yeni gelen İn- giliz gazetelerinden biri de ana ald e- canlandırıyor; yukarı Siliryada buzün Leh ordüsü kararrihi ümümisi — olan | Pisccin şatosu diye meşhur bir şato vardır. Bu şatoya umumi harb esna- | ganda 915 de Kayser de kendi karar- gâhinı yerleştirmişti. Almanlar bu şa- toya Pies diyorlarmış. Şatonun sahibi aslı İngiliz olan bir Prensesdir. 916 haziranında Kayser bu şatoda bir çok devlet adamlarını kabul cettiği gibi © zaman vellahd olan şimdiki Bulgar Kralhı Borisi de oraya çağırmışlır. 817 senesi yubatında ise Kayser şatoyu bir denbire birakmış, sahibi Prensese ha- | Taretli bir teşekkür mektubu günder- miş, ayrılmıştır. - İmparatorun böyle birdenbire oradan ayrılması Rusyada Mhtilâlin çıkması ve Çar Nikolanın tah- tından indirlimesi üzerine — olmuştur. 918 sonbaharında da Kayser tacmnı, tah-| tanı, memleketini biraktı, gitti O sa- mandanberi ise Lehistandaki meşhur gato türlü değişiklikler görmüylür. Şa- tonun sâhibi İngiliz Prensi Manri öl- müş, şato Prensese kalmışlır. Fakat son senelerde bü şalonun © kadar çok | vercisi birikmiştir. Ki nihayet parça ) parça satılığa çıkarılmıştır. Harbden evvel Prens Hanri Avn- Danın €n zengin bir adamı kalş — Bir | zamanlar Prems ile Prenses sofra ba- şına oturdukları vakit kendilerine hiz- | et etmek üzere 30 hizmetçi bekler- | miş. Prensesin bir zamanlar şatoda ) yakandığı hamam ise Avrupada eşi bu- D kunmuyan bir yer imlş. Prens Hanri öldüğü zaman veraset | vergisi olarak mirasçılardan 1,000.000 İnziliz lirası alınmıştır. Kayser yukarıda söylendiği. üzere Prensese yazdığı mektubunda şaloda zeçirmiş olduğu hayalın tatlı olduğu- mu anlalıyor. Yorzun olmasına rağ - | men burada güzel günler keçirdizini söylüyer, Umumi harbden sonra Le- | histana verilen arazinin üzerinde ba- dunan şato ile onun ucu bucağı bulün- muyan çiftliklerinin ve aairesinin de vergileri Lehistan hükümetine verili- yordu. Bu yüzden Prens Hanrinin vuğ- hığında her vakit ihlilâf çıkarınış. Ni- hayet berçlar birikmiş, Prens de öl- düklen sonra şata araziinin — birçok parçaları ve'diğer binaları derhal ha. ciz memurları tarafından salılığa cı- karılmış, satılmıştır. « Kitap Meraklısı Kraliçeler | FPolonyanın ilk Kraliçelerinden Dom . | brovka mükaddes ve mekleb kilab- Jarına çok meraklı idi. Kraliçe Stekingza| ve Salame de dün kitablarını bizral kopye ederlerdi. Kral Ladistasın karısı çok zeki, çok akıllı bir kadındı. Zengin bir ktüpha- mesi vardı. Kraliçe Hedvig — yabancı memleketlere adamlar gönderir, kıy- metli kilapların kopyelerini aldırırdı. 20 yaşında öldü. Palonyada okuma Hevesini uyandıran, Polonyalıları (l - me ve fenne teşvik eden bu kadındır. Bütün servetini, elmaslarını, robları- Bi Krakovi Üniversitesine terketli. M. SAMİ KARAYEL İstanbulu muhasara eden asıl muharib Türk ordusu yüz elli binden fazla değildi Fakat; neticede — İstanbulun — fethi, Türklere nasip oldu. Çünkü; Türkler, âlemi islâmın en medeni ve müterakki bir milleti olmakla beraber yine en cengöver bir kavmi idi. Garp müverrihleri, İstanbul muha- sarasında Türklerin üç yüz bin, dört yüz bin kişi kullandıklarını yazarlar. Halbuki, bu asıltız olmamakla bera- ber hakiki ssker kuvveti değildi. Türk muhasara ve hücum ordusile İstanbul üzerine gelmiş olan mollalar, imamlar, dervişler, orduya mal satmak için yel- miş esnaflardan, hizmetkârlardan mü- rekkep cesim bir kalabalık idi. Bunların hepsi muharip olmuyan e9- hastı. Asıl muharip olan kuvvet yüz €lli bin kişi bulunuyortu. Bu, yüz elli bin kişilik muntazam kuvvetin yalnız on beş bin kişisi ye- niçeri, yüz bini Anadolu türkü, otuz beş bini de Sırp, Hırvat ve saire idi. Hazreti Patih, mart ayında 1453. Bü- yük imparatorluğunun her tarafına ve en uzak yerlerine, harp münadileri, dinl misyonerler tzam eylemişti (1). () Bugün Avrupalların ve Ameri- kalıların orada burada kullandıkları mölsyonerler gibi. Bötün eyaletlerden, bahusuz Asya- dan, hakikaten oğularısı — sürüsünün kovanı terketmeleri gibi insan yığın- ları İstanbul üzerine akıyordu. Hazreti Fatihin bu insan sürülerini Asyadan İstanbula doğru dini misyo- nerleri vanitasile çekmesine sebepler vardı. İstanbulü — kat'iyetle — fethedeceğini zihnine koymuş olan Padişah, İstan - bula girdiği zaman Azyadan getirttiği binlerce kişiyi İstanbula — yerleştirip İslâmbollaştırmak idi. Nitekim de böy- le aldu. Devrin <n büyük Türk âlimlerinden Akşemseddin, Karaşemseddin, —Molla Sinan, Emir Buhari, Molla Fenari, Ha- bip Ali, Enssr Dede, Molla Gürüni, Seyh Zindani, Karamanoğlu, Aydın oğlu gibi zevat Padişahin toplanmışlardı. Hazreti Fatihin bu manevi kuvvet- | leri ne gibi maksallırla topladığı bu- gün dahi bütün delöiliyle tarihi birer vükan olarek ortadadır, İstanbul mahallelerinin ekserisi bu manevi şahısların isimlerini taşır. Çün- etrafında | SAÇ EKSİIRİ Saçları besler, köklerini kuvvetlendirir, — dökül- mesini önler, kepekleri- ni giderir . İngiliz. Kanzuk Eczanesi Beyoğlu - İstanbul dt €. lik şişeler açık ar - Muhammen bedeli Ni— Arttırma 2/X/909 pazartesi x İatabaj V— İsteklilerin pazarlık için tayin İme paralarile birlikte mezkür komlayan a gelmeleri ilân olunur. İstanbul Sıhhi Müesseseler Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan : Eksiltmeye konulan iç: Leyli tıp talebe yurdu. merkez ve J inci elektrik tesisatı işi. şube binasında yapılacı Keşif bedeli... 3329 Muvakkat teminat 250 Jira. 'a 94 kurüş. Leyli tıp tafetle yurdü 'mefkez ve'1 İnci şube Binasında Yaptırıla-! cak elektrik tesisatı işi açık eksillim Eksiltme 27/9/939 çarşamba gi ve içtimal muavenet müdürlü; kaktır. Mukavele, görülebilir. İstekliler 1989 yılı ticaret odası zılı vesikalar ve bu işe * yeter müvakkat teminat veya banka mektu- bu ile birlikte bu işe benzer 2000 liralık iş yaptığına dair eksiltme, tarihinden 8 gün evvel İstanbul Vi İşile birlikte belli gün ve saatte komisyona gelmeleri, izin Paşabahçe fabrikasın da mer ma ürülile satılacaktır. 4582,68> lira at Şubesindeki alım - satım ko misyonunda yapılacaktır. IV— Nümuneler her gün sözü geçen şubeden görülebilirler, Ve İsteklilerin arttırma için tayin olunun gün ve saatte yüzde 15 teminat | te mezküt komisyona g elmeleri. * * I— Şartnamesi mucibince idaremizin Paşabahçe müskirat fabrikası için bir ladet buhar kazanı pazarlıkla satın alın acaklır. | Hl— Muhammen bedeli 4000 lira m uvakküt teminat HMI Pazarlık 22/TX/9230 Cumartesi günü saat 11 de Kabataşta Levazım ve İMtübayaat şubesindeki alım komisyonu nda yapılacaktır. IV— Şartnameler her gün sörü göçen Şübeden parasız ulmabilir. binasında kurulu komisyonda yapıla- Eksiltme bayındırlık İmeleri, koşif hulâsası ve buna bağlı diğer evrak hergün üt «8082> adet 10 el lik ve <3269> üzde 15 teminatı <87,40> liradir. Hü aat 16 da Kabataşta Levazım ve| «1361> 300 liradır. unan gün ve taatte yüzde 7,5 güven- <1451> e konulmuştur. ü saat 15,30 da Cağaloğlunda sıhhat Ti kanuni ve fenni şartna-, komisyonda vesikasile 2490 saylı kanunda ya-| iyetinden alınmış ekliyet vesika - (1159) P. T. T. Umum Müdürlüğünden : 1 — İdare ihtiyacı için «<70» adet Bisiklet açık eksiltmeye çıkarıl- muştır. 2 — Muhammen bedel «4620> muvakkat teminat <346,5> lira olup eksilimesi 16 Teşr'nlevvel 939 pazartesi günü saat «16» da Ankarada| P. T. T. umum müdürlük binasındaki satın alma komisyonunda yapı- lacaktır. 3 — İstekliler muvakkat teminat makbuz veya banka teminat mek- milen mezkür gün ve saatle o komisyona tubile kanuni ves'kalarını müracaat edeceklerdir. 4 — Şartnamzler Ankarada P. 'T. T Levazım İstanbulda P. T. T. Levazım ayniyat şubesi müdürlüklerinden bedelsiz olarak verilecek- ti «4109> — *6718> vata birer setnt vererek iskân kermi vermişti. Çok geçmeden Kos - taltaniye «İslâmbab olmuştu. Meselâ — Mollagürani, — Molintenari, Karaman, Emirbubari, Çarşamba, Ak- saray, Üsküplü, Cibali (Cebali) Kgibi Hâh.. semiler, bur âlimler ve beyler farafından derhâl Ginlerce kişi olarak | tavattun edip iskân edilmişlerdi Ve bugün dahi, İstanbul semtleri bu tarihi namlar taşır. Görülüyor ki; Hazreti Fatih, İstan- bula hücum etmeden evvel birçok şey- leri esas İübarile düşünmüş ve iz: bali görerek tesbit etmiş bulunuyordu. Padişah; yalnız top ve kale yapmı « yordu. Ayni zamanda da Türk mille- tinin istikbalde alacağı vaziyeti de dü- şünüyardu. Padişahin, — Vilâyetlere — gönderdiği münadi ve misyonerlerin yaptığı tah- rikât neticesi olarak İstanbul muha- sarasına yarım milyona yakın ahâilyi Burlar önüne dökmüştü. Asıl muharip Türk ordusunun gerisi ve etrafi bir slay dervişler, mollalar, mağribiler ve sair halk kütlelerile dolu idi. Hazreti Fatih, Edirne ordugühında, fevkalüde bir faaliyet ibraz ediyordu. Uyku nedir bimiyordu. Bötün gece - leri, Çalışma ile, Bizansın plân kik vile, bu beldenin bihakkın müda- aasını bilenler ile yaplığı münakaşa- | Tarla geçiriyordu. Fatihin; bu. fanliyetleri — imparatez Kostüntine ve Bizans ahalisine dehşet veriyordu. Bilhasaa mühendislerin dök- tükleri müthiş toplar hakkındaki ga yizlar İstanbulda aihinleri alfüst edir. kü Hazreti Fatifı, İstanbula girer gir- mez maiyetinde bulunan manevi ze- yordu. ŞEDEDEN Hat d, | edilerek | ahcılarına “Devlet Demiryo! lları ve Limanları | işletme U. idaresi ilânları Muhammen be: 26/9/1939 perşembe gi Te binasında satm alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (1 kanunun tayin etti dar korrisyon reisli; darpaşada Tesellüm ve Sevk Şet Muhamman bedeli 501 lira 48 kuruş ve ihale günü lğmniyet Sandığı Müdâriüğünden: 15000 lira olan 30,000 metre mi nü saat 15 de kapalı zarf usulü ile Ankarada İdâr ği vesikaları ve tekliflerini 'ne vermeleri lâzımdır. | Şartnameler parasız olarak Ankarada malzeme dalresinden, Hay” Silivride yaptırılmakta olan dispan ser binasının ilâvet inşaatı 2400 numd> — | İvalı kanunun 46 inci maddesinin B fık ramna göre pazarlığa konulmuştür. İhale 21/9/939 Pazartesi günü saat 14 de Dalmi Encümende — yapılacaktif bi oksijen ) lirahk Mmuvakkat — teminat İ ni gün saat 14 de kâr tinden dağıtılacal (1226) Kati teminat 89 lira 3 kuruştur. Şartname Zabil ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. Taliplerin buna benzer en az beş yüz liralık iş yaptıklarına dair Nafın Mfü” dürlüğünden alacakları vesika ve kat'i teminat makbuz ğ gayyen söalte Daimi Encümende bulunmaları. veya mektupları il€ (1614) Teminat açığından borcu olanların ğ Nazarı Di ndığımıza teminat gösler lmiş me nkul ve gayri menkul malların satış bE — | inin borca yetmemesinden dolayı 31/3/938 tarihine kadar teminatsı? ikkatine mış Sandık alacaklarının 30/6/930 tari hine kadar tediyesi halinde — borçlularü — buzi hususi tanzilât ve milzmadat lerasına altında bu kolaylıklardan istifade eder hine kadar temdit olunmuştur. Keyfiyet ilân olunur. İstanbul Birinci İcra Memurluğun- döm: Gemlikte Abdullaha borçlu İstanbul | Galatada Karaköy Palas 14 numarada Nerses Noradonkyanın mahcuz. bulü- nan kiyinet ve evsali zabit varakasın- | da yazılı iki yazı makinesi, bir duvar Baati, bir terazi, bir yazı masamı, bir camekântı dolap, bir masa, üç maru- ken koltuk ve kanepe, bir duvar saati, altı adet sandalya, bir yazı masası bir adet kasa 22/9/030 tarihino raslıyan Cuma günü saat 12 den 16 ya kadar | Karaköy Palasta satılacaktır. Verile- cek bedeller muhammen kiymetlerinin yüzde 15 ini bulduğu takdirde alıcılarına ihale edilecek, aks?' hi atış tehir | 25/9/939 tarihine raslıyan pazartesi günü ayni santte yapılacak olan ikinci arttırmada en fazla bedelle atılacağından — talıplorin satış günlerinde mezkür mahalde ha- zar bulunmaları ilân olunur. (980/2760) Kısıklıda Umraniye köyü Paşadayı sakak 80 numarada Behice Yetimoğlu. Üsküdar Sulh İkiaci Hukuk Hükim- liğinden: Müddei, Kocanız Ahmed. Yetimoğlu tarafından aleyhinize ikame — olunan sulh teşebbüsü davasının carl muha- kemesinde ikametgâhınızi — terketmiş olduğunuz ve yeni Ikametgâhınızin da meçhul bulunduğu mübasirin meşru- hatından anlaşılmış olmakla mahke- mece size 15 gün müddetle ilânen teb- ligat icrasına ve mühakemenin de 11/ 10/829 saat 14 de talikine karar verilk miş olduğu ve ayni gün Ve saatte mah- kemede hazır bulunmanız lâzım geldi- A ilânen tebliğ olunur. — (039/201) KURTULUŞ Biçki ve dikiş dershanesi Müdiresi: Bayan - Papazyan Haftanın 4 gününü kadınlara günde üçer saat Fransız — usulile biçki ve dikiş dersi tedris edilir ve) 4 ayda maarifçe musaddak diplo- ma verir. Feriköy Tepeüstü 116 Aparisman. Amir olan Sondıik veulü müebir l yen borçlular hakkında 31/12/039 tafit (7250) Çatala Hukuk Hükimliğinden: Hadımköyünden Hasan kızı Kâmiz lenin ayni köyden İzzet Gümüş e€ aleyhine ikame eylediği İhtar davatir min yapılmakta olan muhakemesindi ikametgâhının meçhul bulunması BA* sebile davetiyenin gazete ile ilân © dilmiş olduğundan gıyabında şahit istİ” ma kılındığından bahide beş gün Zef hında giyap karkri yazılmazı ve müd” desaleyhin de beş gün zarfında Yirük etmesi Ve usulün 181 inci ve mütel” kip maddeleri “bince — gazete İM ilânı ve ilân müddetinin on gün Gimül ve bir suretinin mahkeme di: t sine taliki ve muhakume gününün $/ — 10/939 perşembe saat 14 de birakikk — dığı (839/157) nân olunur DAVET İstanbul Belediyesi Memurları YAF dini Sandığından: 16/0/939 Cumarlesi günü — yapılı fevkalâde toplantıda ekseriyet oli maşlır. 23/9/930 Cumarlesi günü se3İ 1? de Sandığa dahil bütün üyelerik Belediyede yapılacak - toplantıya meleri rica olunur. 1939, Ay 9, Gün 263, Hızır 138 20 Eylâl ÇARŞAMBA Sahibi ve neşriyatı idare edet Baş muharriri ETEM İZZET BENİCE Son Telgraf Matbaası Yirminci Asrın Robensonları Yazan:! MAYNE - REİD — Damlaya damlaya göl olur | dedi. Bu yüz taneden bir — tarla | buğday çıkarırız. Görüyorsunuz ya çocuklar, çölün ortasında her | şey bulduk. Biraz sabredersek, da-| ha fazlasını bulacağız. | Lüiza el çırptı — Tabii, un yapılınca tatlı bö- vek yiyeceğiz. Hanri güldü: — Kahveyi aklımıza getirmiye- ceğiz. Bayan Rolf gülümsedi: — Kahve de içeceksiniz, çün- kü var. Çocuklar atıldı. -— Yoksa arabada bir çuval di? kahve mi buldunuz? Hayır, burada yetişen bir n bat var ki. — Kahve ağaci mı? — Hayır değil amma, burada yetişme ağacın taneleri de tıpkı:| kahveye' / benziyor. İşte size bir | örneği. ı Bu sıcak diyarlarda yetişen kah: Ve cinsi bir ağacın yemişleri idi. Bayan Rolf dikiy kutusuna sakla- mıştı, Hanri çok memnundu: — Şimdi bu yemişleri toplayıp kuruttuktar sonra kahvemiz de olacak, Altı ay sonra da ekmeğe- kavuşacağız. Güco da 0 zamana y 4 SÜRESİN G Pek u ÇOCUK ROMANI No. 27 kadar fırın yapar, Bay Rolf: — Size bir müjde daha var dedi. Buğdayımız oluncıya kadar ekmek yerini tutacak bir nebat da keş - fettik. Hanri atıldı: — Ekmek ağacı mı?. Adım duy-) muştum amma hiç görmemiştim. — Ekmek ağacı demek doğru olur. Yerliler bu ağaçtan istifade ederler, Çam nev'inden bir ağaç- tır. Frank pek şaştı: — Yemiş yerine ekmek mi ve- riyor? — Evet. Yani yemişleri ekmek Bibi yeniyor. — Anlaşıldı, çam kozalaklarını ekmek diye yiyeceğiz. — Evet. O kozalakları toplıyaca- Biz, ateşe tutacağız. —Açılacak ve içinden ekmek çıkacak. Frank yüzünü ekşitti: — Virjina da bir kere tatmış - tim, acıydı. — Sen âdi çam kozalağı tatmış- sın, Halbuki buradaki çamlar ek- mek çamıdır. Kozalaklarının içi içi acı değildir. Bu ağacın adın: ver-i lile pinyir koymuşlar.. Nebatatta adı pinus monofillus'dur. — Peki buralarda var mı?.. Ne- Türkçesi; SİS rede gördünü: — Dağda'var. Basaya gll gördüm. Güco bir araba yâP”, atı koğar ve araya kadar gidefİK Bu projeyi alkışladılar. YÜSE, tepoleri kark dağa çıkmak n yorlardı. Araba üç günde yapıldı. Çünkö esaslı kısımları mevcuttu. —— Ç Güneş doğar doğmaz yola © tılar. Yükseldikçe tepeye YAK yorlar, yaklaştıkça, karlı tePS 5 Aüneşin ziyası altında kırmızi Tünüyordu. hi Hanri ile Frank bunun sebt seklikten sonra ne hayvan bilir ne insan , Üç'bin metrfyü dar yükselenler bunü tecril insan donarak sonr$ Frank sordu: — Bütün kış bu dağın teP? vir kar olduğuna göre çok yüksek " dağ demel — Acaba? yar er halde öyle “ı'"lî P L arısı soğuk olduğundan KA v miyor diyorsunuz, K r!'f h