No. 71 Suraya Koşun, Buraya! Bir Tah- telbahir Çıktı, İleride Duruyor lerkes Koştu, Hâlâ Gözünü Pencerede Dürbün- en Ayırmıyan Liman Reisinin Yanına Geldiler Bir saat kadı sonra | İniler; ayırmı; Silerden İayarak Marmara adas Önelerini en W çekilde yı 4 Yarhi: sahiline ya- H bir seyir hattı isabet etmişti. İEbisar süvarisi Ziya kap- | B Silivriyi — bordala daha — Triton üş, onu 4 nmuştu. Binacnaleyh Biroyer oradan geçildikt: yi çok açıklardan doli Sonra ileriye doğru yola de- dolaştıkt. g, muhtelif istika- lerlemelerini, dumanını ufukta görmüş, li kapılmış, fakat —dumamın İklaşacak yerde büsbütün uzak- Wiğını, gözden kaybolduğunu gö- e: > Donanma Silivriye uğramıya- W uzaktan geçti. gittir. kum.ım;mı Müş İakat Nmunm arada bir tarassuddan R ni alakoyamamıştı. Kiçiğin belki 20 inci dafa dür - tünü Marmara ufuklarına çe- "':Z sıradaydı. Adesesinin ca - a, iskelenin hemen 3 - 4 1 ida suların — kaynaştı üş, dürbününü oraya çevir - ,x:- Sade dikkat kesilen bakışi ğ bu noktadan gözlerini ayır - Bştı. | Üülar biraz karıştı, yavaş yavaş | borunun uzandığı, bunun ar- | dân da heyeti umumiyesile | " havana — sigarasını —andıran | hatz tahtelbahirinin denizin | Üne çıktığını gördü. Reisin göz- | hayret ve korkudan fal taşı Açılmıştı.. İşte, — kendilerini çe d eden düşman, gizli mikrob Wsnda, iskelenin yakınların - bulunuyordu. Reis tahtelbahi- h ice baktı. Klavye ile arka - Gitinm güverleye çıkışlarını, “Settebatın güvertede amen seyretti M İçeri gelen hademeye lelâ Füemri verdi 4, Koş Karantina memuru ile Gidtibi buraya çağır! Acele gel- er! a“'leme başkâtible karantina 'unu çağırdı. İki adam re- | â geldiler. Onu dürbün | , pencerede buldular, Yeni | h 'fler odaya girince reis heye - ıl baykırdı: L — Buraya koşun buraya.. bir tah- toplar tbahir çıktı.. İlerde duruyor... Ba- kın bir defa! — Tahtelbahir! karantina memuru ile li- man başkâtibini de telâşa verdi. | hâlâ dürbününü gözle- | rinden ayıramıyan liman rel: yanına, pencerenin önüne gel ler, Ellerini gözlerine siper yap- | tılar.. Güneşle yaldızlanan deniz- de bir şey ğörmeğe, reisin haber verdiği tahtelbahiri bulmağa uğ - raştılar. Göremediler, Reis sordu: — Gördünüz mü? Ötekiler bir ağızdan mükabele ettiler: vin e| Yazan: Rahmi Yağız — Bir şey görünmüyor Reis beyi Liman reisi dürbününü gözle - rinden ayırdı, yambaşında duran başkâtibine uzattı, tarif etti: — Al, dürbünle bak.. tâ ileride, | tam iskelenin istikametinde, — Evet... Evet, gördüm beye- fendi.. Bir tahtelbahir var.. gü - | vertesi de kalabalık. Fakat kimse kıpırdamıyor.. Baş taraftak! bah - riyeliler güverteye — çömelmişler, birbirlerile konuşuyorlar — Ne yapıyorlar dersin?., (Devamı var) | Musolini Edebilir mi? (4 üncü sayfadan devam) sında ayrılık yök ki İtal tavassut etsin demek iyor. İ- nin herhangi bir vassutta bulunmıyacağı ilk gün- de söylenmekle beraber ertesi gün- de de Popoli di Roma gazetesi ne- mevzua - gelmektedir. Bu gazete diyor ki: Ehemmiyetsiz olmıyan bir Fransız gazetesi İtab- yayı tavassuta dâvet etmiştir. Bu- nu yazdıktan sonra böyle bir tek- lifin mantıksız olduğunu anlat - mak istiyor. Fakat sulhün kurta- rılması için yine İtalya tarafından geçen eylülde olduğu gibi bir fır- Sat göslerilmesinin ehemmiyetini kaydetmekten kendini alamıyor. Malümdür ki Berlin - Roma mihveri Almanya ile İtalya ara- sındaki ittifaka «çelik misak» adı mı takmıştır. Çelik misaka göre İ- talyanın Almanyadan “ayrılarak Berlinin arzusu hilâfında politika âleminde şu veya bu teşebbüst bulunmasına imkân yine Rom: yaş ne kadar bu böyle de olsa Sin; bu sefer de bü tavassut rolü yapmağı iste- yi kestirip u değildir. İtalyan ga- | son zamanlarda hep Lehis- ihat edip düruyorlar: Le- histan diyorlardı, doğrudan doğ- | ruya Almanya ile müzakereye gi- | rişmeli, Bu müzakereden maksa- dın ne olduğu da daha evvel an- laşılıyordu: Almanyanın dedikle- rini kabul etmeli! | verilmiyor. Avrupalı undan anla - laki Muhabirleri şıliyor ki hi lussoltı Tavassut | Şimdiye kadar hep bunu ya: makla malüm neşriyata devam et miş olan İtalyan bundan sonra sözün l sil değiştirecek?. Alman - Rus mu- ahedesinin akdi etrafındaki müza-| kerelerden acaba Romanın vak - | tinde ve zamanında haberi var | Avrupa — gazetelerinin an muhabirleri de | bundan bahsediyorlar. Bunları ga- | zetelerine bildirdiklerine göre İ- talya hükümeti Berlin ile Mosko- ındaki müzakerelerde: r edilmişti. Fakat iş Japon- on derece gizli tutulmuş- | Diğer taraftan Tokyodan Av- rupa gazetelerine de bildirildiği- ne göre Alman - Rus anlaşması | Japonları hiç memnun etmemiş- tir. Öyle ki Japön generalleri AL- | manya ile itti edilmesini iste- | mekte ve bunun için de son gün- | lerde Japon devlet adamları ara sında müzakerelere deva medilir- ken birdenbire Tokyoya şu haber gelivermiştir: Almanya ile - Rus- ya arasında bir ademi tecavüz mi- | sakı imzalanıyor! n tesiri az mühim ol | Yeni gelen Avrüpa ga- | zetelerinden çıkarılan bu mülâha- | zaya şunu da ilâve etmek lâzım- | n - Rus misakı Uzak | österecek. GÖZ HEKİMİ Dr. Nuri Fehmi İstanbul Belediyesi karşısında Ayberk Apart. Tel 23212 | | | | | Yirminci Asrın Robensonları Yazan: MAYNE - REİD Di İ ** tenbih edip Küco ile yola w* Biraz yol aldıktan sonra tâ .Jlrv.ln arabalarını gördüler. Nf yolda: k biğ, Caba dedi, bizim öküzü lör parçalamadı mi?. Eğer konlamadılarsa hayli et çıkarı - a. " çölde daha iyi yiyecek bu- X Büğün armadillo bulduk, ya- b'*'-ıı birşey buluruz. Gördü- 408 bu gün susuzluktan öl - B & Yarın da açlıktan ölme - .“" Gevab vereceği sırada Kü- b Stdi. Biraz ötelerinde dört * bir hayvan vardı. ÇOCUK ROMANI No.10 Zenci mırıldandı: | — Manda!, Rolf derhal atından indi: ı Atı tut, Ben biraz yaklaşıp tabanca ile öldürmeğe gayret e- deyim. Rolf emekliye emekliye ilerle- di, tam hayvana sokuladağı sı- rada at kişnedi, dört ayaklı mı lük böğürdü. Bu öldü sandıkları #0n öküzdü. Hayvan akşam se - | zinliğile toparlanmış Ve sevki ta- | bit lle dağın yolunu tutmuştu. — | Rolf ile zenci çok sevindiler, | At da sevindi ve öküzle koklaş- | mağa başladı. Zenci cfendisine: İ ğ G , Türkçesi: sis ger araba İle beraber dönersek bayan çok sevinecek, — Doğru, fakat evvelâ hayvan- cağıza su vermeliyiz. Yanımızda su var, ancak matraların ağızları küçük. — Arabada tahta leğeni buluruz. Öküzü beraber alıp arabanın yanına gittiler. Oralarda dolaşan | birkaç kurd korkup kaçtı. Küco tahta leğene su doldurdu. Öküz kana kana içti. Arabaya at- la öküzü koştular, dağa doğru yo- la çıktılar. Uzakta kamp kuranların yak- tıkları ateş fener gibi parlıyordu. Bir kilometro mesafe kaldığı za- man bir silâh sesi duydular, Rol- | ai HİKÂYE! AYDIN EFE (4 üncü sayfadan devam) Hayri bey yeni hayatından pek memnundu. Kasabaya bir iki sa- at mesafede geniş arazisi olan bir çiftlik almış, kasaba içinde de bir kaç ev. beş on dükkân sahibi ol - müştu. Artık ihtiyarlamış olan bu iyi kalbli adamın son emeli, canı ka- | sevdiği Abedisini evlendirmek ve'onun çocuklarını görmekten i- baretti. Bir yaz sabahı Hayri bey har - manındaki çardakta, yatağı için- de ölü bulundu. Hükümet katili nağa başladı. Fakat yanlış cesinde düşman! yi öldürdüğüne kanaat — geti ve zavallı, masum Ali içeriye tı! kıl Halbuki Hayri bey sirf mal ve | mülküne tesahub etmek maksa- olduğu Abdi larafından hançerle öldü - rülmüştü yetiştirip büyütmüş İstanbulu Yir Türk ordusu h daha ziyade kuvvetl 1, mancınıkları, âletleri, kuleleri, donanması var- dı. Kumandanları da hazırdı. A- ve bazırdı muhasara | exba, Padişah, daha ne gibi nok- Apostol hiç acımadan, zerre ka- dar viedan azabı duymadan o tüy- ler ürpertici cinayeti işlediği gibi, kasabayı düşman işgal eder et mez, derhal işgal kuvvetleri ko - | mutanıma koşmuş, kendisini tanıt- miış ve komutandan bir vazife is- | temişti.. İşgal kuvvetleri komu- tanı da ydın efeyi yakala - mağa memur etm 6 ay sonra.. bir sonbahar saba- z doğuyor.. Ay ndi fırkasile beraber he etmek üzere bu- Komutan soruyor: — Nasil kurtuldun efe? (Sonu yarın) TANENBERG (5 inci sayfadan devam) Hindenburg ve Ludendorf, düş- manlarının pek kuvvetli olduğu- nu biliyorlardı, Buna rağmen ta- lilârini denemiye karar verdiler. Ölü bir Rus zabitinin üzerinde bu- lunan ve Rus ordularının hare - kâtına ald olan bir vesika çok iş- lerine yar n çok İstifa- 96 ağustosta büyük meydan muharebesi başladı. Samsunof, | bütün kuvvetile Alman ordusu - Hun merkezine atıldı. Fakat hata etti, çok ilerledi. Sol tarafın Makenzen, sag tarafında da Fran- dı. Bunlar, Rus ordusunu çevirdiler. Alman z küvvetleri di uza geçli. Samsunof | doğfu ricı mecbur Kurtulmak için tek bü vardı: Renenkaf ordusunun Fakat, bü ordu ir- oldu Ü- ğustos günleri mu- harebe bütün şiddetile devam et- ti Mükenzen ve Fransova ordu- ları birleştiler. Samsunof ordusu ihata edilmişti. Ruslar için mağ- lübiyet muhakkaktı. Bu müşkül vaziyetten kurtul- mak için ne yapacaklardı? Civar- daki ormana dalmak... Rus gene- -— ——— —— — fun kalbi burkuldu, ne olmuştu? Rolf tabancalarını çekip koş - mağa başladı. Neles nefese ko - Merak içindeydi. Tehli- ke varsa neden köpekler havla- mıyordu?. Rober Rolf nihayı vuştu ve yanlarına vardığı zaman şaşakaldı. Karısı rahat rahat o- turüyor, cucağında Lülza uyuyor- du. Yalnız Frank ileHanri mey- danda yoktu. Rober haykırdı: — Çocuklar nerede? Patlıyan silâh neydi?. — Korktun değil mi Rober kat sana haber veremezdim ki... Etrafımızda dolaşan ne olduğunu bir hayvana Manri a- teş etti. Yaraladı sanırım. Köpek- *t alleşine ka- Fa- sanlar görmüş bulunuyordu. nos pağa, şahın son sözlerine — Padişahım hamdüsena olsun. Sayei şahanelerinde noksanımız yok gibidir. — Vardır lalam.. Hem, pek çok.. Biliyorsun ki Bizansı birçok 'a etm Bu şehir | büyük Kostantin niden imar ve inşa sonra Roma şark imparatorluğı lar muha fından ye- olunduktan nun 1125 sene müddet pa olmuş ve olı 'Tam 112 milletler ve kumandanlar tara - ni doküz kel uğramıştır. Bu mu! 5 sene mu- yalnız yedisinde muha- | sırinin yedi zaptına — geçmi , zâptı uğrunda pek çoki fedakâr- lıklar ihtiyar edildiği halde ge kalmıştır. Hatta muhasırın ağır bir ric'ato uğrıyarak sefil ve şe- refsiz kalmışlardır. Bu yirmi do- kuz muhasaranın ön 3 , be- dadımız ölan büyük Asya Türk- leti, Yunanlılar, garbi Romalılar, Bizans İmparatorları, Bulgarlar, ararar ae araran a ar ae sesen indeki askerlere başla- ine bakmaları emrini , Kendisi altı zabit ve emir- ber neferile kaldı. Samsunof çok cesur bu kumandandı. Fakat ne çare ki ardım etmemiş, mağ- lüb olmu; Gece karanlığında, Rus hudu - duna doğru ilerlemiye başladılar. B genel E- mürber neferi ve zabitler aramıya başladılar. Bir silâh sesi işitildi. Sesin geldiği yere koş! Ge- neral Samsunof, yerde yatıyor - du. Başını kaldırdı: Gidiniz! Dedi ve gözlerini kapadı. nefesini verdi. Ertesi sabah, etrafı Alman or- dusu dan çevrilen Rus or- dusu, teslim olmaktan başka bir çare görmedi. Tanenbeng muha - rebesinde Almanlar 100,000 esir aldılar. ! kaybold Son arı — < Riber Rolf çocuklara — yetişti. Yerde ölü yatan bir hayvanın tüne eğilmişlerdi. Köpekler hav- liyordu. Hanri avcılığı e övünüyordu, mekte de haklıydı, çönkü vurduğu hayvan vimali Amerika geyiği idi. Rolf çok sevindi. İki üç günlük yiyecekleri temin edilmişti, Ne- rede ise araba da gelecekti. Bu sırada karısı sordu: — Küco nerede? —© yüklü olduğu için geri kal: dı. Beni dinleyin çocuklar, siz gb dâniz de zavallıya yardım ediniz. Fakat vakit kalmadı, arabanın tekerlek gicirtilari düyüğdu. Rolfun karısı haykırdı: Arabamız!. ö — Hay Birazn sonra da arabayı kardeş kardeş çekmekte olan atla öküz göründüler. (Devamı var) Büi_yorsunuz ki Bizan Ordular Muhas mankinden [ yıtahti ı Yazan: M. SAMİ KARAYEL sı Birçok ara Etmiştir mi Otuz Kere Muhğ;ara Eden Milletler, Hep Noksanlarla Geldikleri için Şehire Karşı Mağlâb Olmuşlardır Ruslar, İslâvlar, Lâtinler, ve sa- ire tarafından icra edilmiştir, On| ikisi dahi, yedisi — Arablar, beşi Osmanlı Türkleri tarafından ya- lmiştır. Ben, bu müuhasaraların tarihlerini ve tabiye ve sevkül - ceyş vaziyetlrini, hücum nokta - larını, esleha ve müimmat mik - 1 ilâh... Yegân, yegân tet- kik etmiş bulunuyorum ve görü- | yoram 'i, Bizansı fethetmek için bugün elimizde | kâi gelmez yeni icadlar lüzundır, | dedi Zağnos Paşa; hazreti — Fatihin verdiği vakıfane izahat | eğildi ve sustu. Ne söyliyec şaşırdı. maz vasıtasile derhal İstanbul ve civarının haritasını aldırırız. pa- işahım. — Bu, böyle olmak — lâzımdır. Fakat; daha neler düşünebiliyor tırdığı güzelcehisara mukabil bir hisar vücude getirmek muvalık olmaz m — Lüzım değil, elzemdir padi- şahim, — Kaleleri, elimizde bulunan küçük toplarla tahrib edip-gedik açmak zordur. Hattâ, mümkün dee ğildir. Ağır toplar dökmek icab etmez mi?, mevcud vesait önünde ; Padişah; bunun üzerine Zağnos hieri paşaya sordu: oluhisarını — Elimizde İstanbul ve civarı- h nbula hücum edeceği nı nharitası var mı? man Bizanslılar Papa vasıtasile bir ehlisalib ordusu Edirne üzerine y Niğ - boluyu 798 de muhasara ettiler.. Benim, Karabulut gibi bir kur mandan — Niğboluyu 'aza ediyordu. Hani, şu meşhur Doğan Bey... Ehlisalib altı ay muhasara etmişlerdi bu kaleyi... De tanbul muhâsarasını Niğboluya koşmuştu. Ve Nb ordularını mahvederek » boluyu kurtarmıştı. Bütün bun ları tertib edenler Bizanslılar Dedem, Niğboludan sonra tel İstanbulu muhasaraya şuru © (Devamı var) za- — Hayır, Padişahım... — Harekâtı nasıl idare odece - ğiz öyle ise... — Ordugüh kurup muhasaraya | şer'ettiğimiz zaman arazinin bir krokisini çıkarırız padişahım. — Yooo... Bu, gelişi güzel bir iş olur... İstanbulu yirmi otuz ke- re mühasara eden milletler, hep | bu noksanla şehre karşı geldikle- rinden mağlüb olmuşlardır. Bir u bir yeri muhasara etmeden el bastığı yeri bilmelidir. ve evvelce haritası elinde olmalı üdüler, muh: Miktarı — Muh B. Eksiltmenin Şekli Y9 75 Te minat Lira Ki 652 ,50 5.— Saati Lira Kr, BT00 — 7000 — 3 adet 50000 kg. Kamyo: Mu çivi Kapalı zarf k 16 boy 16,30 1— 8/VIN1/939 tarihinde miktarı yukarıda yazılh muhtelif boy çivi ihale olunamadığı: yeniden pazarlıkla ve yine yukarıda yazılı 3 kamyon şartnameleri meuibince kapalı zarfla ek: tü H— Muhammen bedelle: İri bizalarında yazıldır. Hi— Eksiltme 12/1X/939 salı günü Kabatı yaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacak IV— Şartnamcler her gün sözü geçen şubeden parasız alına! V— Kamyon mübayaasına girecekler mühürlü teklif mektublarını kanuni vesaikle 967,5 güvenme parası makbuzu veya banka teminat İmektubunu ihtiva edecek kapalı zarfların: eksillme saatinden bir #saat evveline kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde ver« İmeleri Tâzımdır. (6721) * * namesi mucibince idaremizin Kabataştaki İrihisar» tamirat işi kapalı zarf usülile eksiltmeye kons 1 — Keşif ve şa: lar binasında muştur, TI — Keşil bedeli (20.027) lira muvakkat teminatı 150202 liradır. Iİ — Eksiltme TYIX/939 pazartösi günü saat 15 de Kabataşla Le- vazım ve mubataz! şubesindeki Alım kon IV — Şartoameler her gün Levazım şubesi vezn Ankara Başmücür'ülklerinden -(100) kuruş mukabilinde alınabilir V — Münakasaya girecekler mühürlü teklif mektuplarını kanuni vesaikle 96 7,5 güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektubu- u ve şartnamenin (F) fıkrasındaki vesalki htiva edecek kapalı zarf- larını ihale saatinden bir saat evvel mezkür komisyon başkanlığına mak- buz mukabilinde vermeleri ilân olunur. Devlet Denizyolları İşletme Umum Müdürlüğü Umum müdürlüğümüz münhalâtına doktor alınacağından talip olanların aşağıda yâzılı vesaikle Zat İşleri Müdürlüğümüze müraca- atları ilân olunur. 1 — Nüfus hüviyet cüzdanı, 2 — Ahvali sıhhiyesi iyi bulunmak. 3 — Mütekaidler için (sin tahdidini aşmamış bulunmak). 4 — Mütekaidlerin senedi resmileri, bonservisleri. - — (eH49) —