SARHOŞ SI YANLIŞ İDEAL SEÇEN DELİKANLI FAZLACA KES | (NETCİ | Beykozdaki sünnet — hâdisesini duydunuz mu?. Kemal isminde bir çi, fazla sarhoş olarak ame-i ta başlamış ve dört beş ço - | cuğu biraz fazlaca ve tehlikeli bir şekilde kesmiş.. Çocuklar, şimdi, üğününde hokkabaz sey- | erde, zavallılar hastane- de baygın bir halde yatıyorlarmış. Bu sünnetçiye ilk cezayı ço - cukların velileri - vermişler: Bir güzel döğmüşler.. Fakat, bu ada- ma asıl ceza verecek olan makem gü . Anlıyama- dım: Sarhaş adam - sünnetçi olur mu?, Her eline usturayı alan bü- gıraıza sünmetçi kesilirse, yandık.. Bu işi kontrol eden bir makam yök mu?, Bir okuyucu, bir Suali soruyor: — Gazeteci olmak idealimdir. Ne yapayım?. Gazete cevab veriyor: — Gazeteci olmak için, malü - mat itibarile olgunlaşımak lüzım - dır. Bunun için, yüksek tahsilinizi ! bitirdikten sonra, gazeteciliğe baş- | darsınız. Zavallı delikanlı!, ka ideal bulamadın mı n hem de gazeteci olabilmek için, bir! sörü şerait Jâzımmış!. Demek, biz,| hepimiz olgunlaştık, öyle mi?, | Doğrudur. Hakikaten 6 kadar ol- | gunlaştık ki, nerede ise çürüyece- Biz.. Etendi oğlumaklın — varsa, bu | #deali bırak da, bir gazinocu veya bira bayii olmağa bak!.. BUHRANLARLA MÜCADELE NE DEMEK, BİLİRİZ gazeteye şu Biza buhranı devama ediyor. Va ziyet şudur: Bir çok bakkallar 16 kuruşa satlmamak için, bira ver - miyorlar. Elâltından 20 kuruşa sa-| * San'at mektebi mezunlarına istedikleri takdirde borçlanma su- retile devlet tarafından sermaye ve san'atlarına muktazi alât ve edevat verilecektir. * İlk tedrisat kadrosunun rinci kısmı bitirilmiş, tasdik Vekâlete gönderilmiştir. * Eylülde Dolmabahçe sara - yında toplanacak olan 18 inci ar- keoloji kongresi münasobetile ta- Tih kurumunca hazırlanan maca! yelerin ve rozetlerin tabına baş- lanı * Liman amelesi, Iiman idare- sile aralarındaki ihtilâfıin vergi meselesinden olmadığını, tarifede iç'n istihkaklarını alamadıkla - Tından mütevellid olduğunu söy - | demektedirler. Ameleler herşeye rağmen işi brakmamış oldukları- | Dı, idareden istihkaklarını tama- | men vermesin lerinb | ilâve etmişlerdir. * On beş güne ka | drâk e- lecek olan yeni piniç l mahsu - | dırmak istedik, ayni manzara ile YEŞİLKÖYDE YA | hâlâ, plâj | adamın ağzını açıyorlar, zorla ek- tıyorlar, halk bıra bulamıyor! Fa- kat, bunu kime anlatırsınız?. E: velki gün bir bakkâldan bira karşılaştık. Fakat, boyun: duruyoruz da, alâkadar bir makam çıkıp: * — Yahu yazıyorsun amma, gös- ter şu bakkalı, hakkından gelelim, demiyor. Artık, siz gelin de, bira buhranı| ile hakikaten ve ciddi olarak mü- eadele edildiğine inanın ile müca e tarifelerin yazıp bir dalre, , bira buhranı nin ne demek olduğunu bili - riz. Alıştık bunlara. YAN VATANDAŞIN MACERASI Gazetelerde «Yeşilköyde bir a- dam yandı» serlevhalı bir zabıta vak'ası gözüme ilişti. — Yeşilköy Florya plâjlarına yakındır. Bu ver| tandaş sakın, plâja gidip de bağ- rı yananlardan biri olmasın!, Yal- nız, havalar da soğudu.. Bilmem, birer cehennem ro- lünü ifaya devam ediyorlar mı?, SUN'İ TEGADDİ USULÜ NE DEMEK? Umumi — hapishanede birkaç | mahkümun açlık grevine taşla - | dıkları yazılmıştı. Bereket versin, Müddelumumilik — derhal tekzib | etti. Greve başlayanlara — sözde, sun'i tegaddi usulü tatbik edildi- Bi rivayeti çıkmıştı. Sun'1 togaddi usulünü cidden merak ettik. Yani, mek, su, yemek mi veriyorlar? Sonra, sırtına, kürek kemikleri - nin ortasına bir yumrok indirip gıdanın mideye gitmesihi mi te- Açlık grevi muhakkak ki yalan..| Çünkü, bu zamanda. böyle bir işi yapmağa kalkışacak insan tasav - vur edemiyoruz. AHMED RAUF | lünün geçen seneden daha ve - rimli olduğu anlaşılmıştır. | * Karadenizde korkunç fırlı- | nâalar hüküm sürmektedir. Büyük | vapurlar güçlükle yollarına devam edebiliyorlar. Küçük gemiler |: manlara sığınmağa mecbur kal - mışlardır. * İstanbul limanında bulunan şamandıraların boyanmasına & rar verilmiş ve faaliyete geçilm tir. İlk olarak köprüye yakın şamandıra kırmızıya boyanmıştır. * Yeni Paris elçimiz Behiç Er- gin Fransız Cumhur Reisine - amesini vermiştir. Yugos - lev büyük elçimiz Teyfik Kâmil de Belgrada vanmıştır. | * Dün köprünün Büyükada is- | kelesinde Melâhat isminde — bir | kadına tasallut etmek istiyen Men- | med adında bir genç yakslanarak Sultanahmed birinci — sulh ccza mahkemesine verilmiştir. Meh - med tevkil e | mıştık. Bu hafta Londrada Türk - | dığımız bir çok ihracat malları: Avrupaya Yapılan Siparişler Eylül, Teşrinievvel Mukaveleleri Feshediliyor Siyasi hâdiselerin son günlerde daha ziyade gerginleşmesi üze - rine ihracat işlerimiz sçkteye uğ- ramıştır. Evveke Almanya ve daha bazı mömleketlere eylül ve teşrinlevvel aylarında leslim e- dilmek üzere angajmanlara giri- şilen malların mukave Ti Tos hedilmektedir. Çünkü cenebi. va: purların azalması bilhassa Al - man, İtalyan, İngiliz vapurları - | nın hiç yük almadan limanlarda demirlemesi bu malların ihracat | « mkâmlarını tamamen kapamış tır. Bir çok ihracatcılarımız. Av- rupaya sevkedilmek için vapur- lara yüklenmek Üzere mavuna - lara tahmil edilen malları tekrar depolarına taşımak mecburiyetin- de kalmışlardır. İtalyadan deri, gorab eskisi ve daha bazı mada lerimiz için paraları akreditif su- retile öderimek Üzere yeni tek - Hifler yapıldığı halde nakliye ve- saiti olmaması yüzünden ihracat yapılamamaktadır Dahili piyasada zahire satış! rından bi zerine de dır. Pirinç, ve daha bazı yi maddelerin dahi ehemmiyetli MALLARIMIZI ALACAK Fransa ile yaptığımız — Ucaret anlaşmasını müzakere eden heye- timizin Londraya gittiğ İngiliz ticaret anlaşmasının Zakeresin! ır. Müzake- k ve alâka ile nkü, ll Cezmi Erçi- | 1 veçhile, muthte- | lerde Ticaret Vei nin de söyledi; lif sebeplerle Avrupaya satama- mizi İngiltere satın almağı taah- hüd etmeitir. Müzakerelerde b hassa bu nokta fazarı dikkate a- lınmaktadır. Paristen — doğrudan —doğruya memleketimize hareket eden h yet azasından bazıları dün mize gelm Bir A—ile Zehirlendi Kalaysız Tencereden | Yemek -Yedikleri Anlaşıldı Beşiktaşta Posta caddesinde 21 numaralı evde oturan Fatma, Me- cide, Hayrünnisa, Şükriye, Niyran,| Kemal ve Nevzad kalaysız tence- | rede yapılarak yedikleri yemekten zehirlenmişler, hastaneye kaldı rılarak tedavi allına alınmışlar - dır. | tmparatorluğunu SLLTE”KARSI lxnuı Ebüzziyazade Velid «Alman mil- letinin de harb istemediği muhak- kaktır» başlıklı yazısında, Berlin halkının, Hitler'le görüştükten sonra Henderson'un yüzünü gö- zerek harb veya hakkında bir mana çıkarmağa uğraştıkları- ma dair ajans haberlerinden bah- | k diyor ki: «Bunun manası, | bütün millı ler'in başlıca hedefi, İngiliz sat - vet ve kudretini kırmak, İngiliz parçalamaktır. Bunu bilen İngilirler Alman dev- let relisi ile çarpışacaklardır. O gün| lbcok bir âfetle Lon- | parça'anacaksa, Berlinde de bir ve ya birkaç yavrucak ayni âkıbele uğrıyacaklardır. Bu hakikati bü - tün Alman milleti biliyor. Buna rağmen Alman milleti bütün be- şeriyete karşı ilâniharb etmek va- ziyetine getiriliyor. Bu da sırf Hi ler'in yüzündendir. Fakat nihayet o da bir insandır, yani bir fa Yunus Nadi «Zavallı kollektif başlıklı yazısında, Avru-| etlerinin bütün dün - yaya buhranlı dükikalar yaşattık- ları guııırd(' Mill anı anılmamazı çok ıT ve mâkâlesine de- <Vilsonun insanlığa | ak hediye | zin elli bu kadar millet, artık haksız taarruzlara meydan vermemek va- zifesini üzerlerine almışlardı. İ: lerin sulh yolile halli cemi tuhunu teşkil ediyordu. Teessüf ©- lunur ki bu cemiyet yürüyemedi ve bugünkü ölü vaziyetine düştü. Buna karşı meydan kuvvet muva- | zenesine kaldı. Sulh kuvvet mu- vazenesine istinad ettikçe korkunç; silâh yarışının, önüne geçilemiye- Bunun için sulh istiyen, tün milletlerin icabında feda - kârlıklara da katlanarak yeni bir teessüs yapmaları lâzımdır.» 'TAN: Sadri Ertem «Mihver politikası tasfiye edilecektir» başlıklı maka-| lesinde ezcümle diyor ki «Almanya ile İlalya arasında ih- lar başgösterdiği Lalyanın Danz'g çin harb, 2—AL| manyanın Macaristanı işgaline İ- talyanın taraftar olmamasıdır. Fil- hakika ikisi müttefiktirler. Fakat müttefiklerden birinin fazla kuv- vetlenmesi ile bu it iki devlet arasındaki müna: münasobeti haline girer, İtalya, Macaristanın | Alman nüluzu hecicinde, İalya o- T. Ak acaristarı kendisi içini bir hayat sahası addeder, İşte ih- Hilâf da buradan çıkıyor. Mussoli anını müttefikinden kurta: mağa meeburdur. Çünkü mihver gal b gelirse, Almanya, İtalya için büyük bir tehlike olacaktır. Mağ- lüb olursa bir uzvu olduğundan İtalya da büyük felâketlenre ma- yazılıyor. vzu da I— girmemesi, de metbu | | | | | kiytek | ortada bir harb çıktığı zaman İ- | takanı bugü: ruz kalacaktır. Bunun için mihveri| tasfiye etmek lüzımdir.. VAKİT | Asım Us «Hitler sulhten korku-, yor mu?» başlıklı makalesinde di- yor ki «Hitler, harb istemiyorsa da sul-| hu de pek ister gibi görünmüyor. Gal'ba biraz da korkuyor. Alman- ların ki bunca muvaffa - inden dolayı Hitler'e min - nettar olduğu şüphesi Bugün Almanyada iktidarda olan nasyo- nal sosyalizm halkı daima harb | heyecanı içinde yaşatmakla mev- küni tutabi vamlı bir sulh, bu rejimin işine gelmez, Bir sulh olurzsa, Sovyetlerle axdettiği ade- mi tecavüz paktı ile idealini k; beden nasyonal sosyalizm maddi istinad noktalarını da kaybedecek bu suretle — Almanyada bir sulh buhranı çıkacaktır. Bu buhran Hit- için bir tehlike olabilir. Onun bu tereddüdüne sebeb de budur.» XENİ SABAR: Hüseyin nan bitaratlı id Yalçın dİtal iğı» başlıklı yazısında,/ talyanın bitaraf kalacağına dair lar dolaştığını yazarak diyor| «İtalya açıktan açığa Akdeniz hâkimiyetini iddia ediyordu. Fra sayı tehdid eyliyordu. Almanyanın| himmetile kollarını sıva- | ıkladığı eski Roma impara-i unu kurmak zamanı geldi - ğini söyleyen İtalya, bugün yalnız! anya | t geçiriyor. Bu hal arada bir enin mevcudiyetine — delâ- Fakat Almanya ile de | arasında bir harb çı- ile mesajlar teatisi ile çekiş let eder. mokrasi karsa İtalyanın bitaraf kalmasına ; GörüşmelereBaşlanacak imkân yoktur. Çünkü harb iki dev-| let arasında değil, iki zihniyet, iki prensip, iki hattı hareket arasında| çıkadıktır. İtalyanın — bitaraflığı | Nazilere büyük bir yardrm temin eder. Bunun için sulh cephesi bu | kolay kolay kabul edi Ankara Yüzücüleri Geldiler 2 ve 3 eylül tarihlerinde yapı- lacak olan Türkiye yüzme birin- ciliklerinde Ankarayı temsil öde- cek olan Ankara bö'gesi yüzme ajan Necdet Ulu « tanın başkanlığında şehrimize gek miş'ir. Yüzücüler şunlardır: Ati Köpük (100 metre sorbest) 1 Ulutürk (200 metre kurba- | galama), Kâmil İçli (100 metre | sırtüstü), Nejat Nakkaş (200 met- | re serbest), Nevzat Yangın (10 metre serbest), Nihat Büyükı göz (1500 metre serbest), Bü Hasar (atlamalar) Bayrak ve su topu takımı 7 sporcudan teşkil edilecekti in - | VA bu —— Sahte Gümüş Paralar Yüz, &ili ve yirmi beş kuruşluk gümüş paralarımızn bazı yerler- de sahte'erine tesadüf edilmiştir. Polis tarafından bu hususta ciddi takibat yapılmaktadır. | larıda dır. haberlere ) presile şehrimize geldiğini yaz - | Ticaret Borsası işleri Muamelelerin Ancak Yüzde Yirmisi mi Borsada Yapılıyor Ticaret ve zahire borsası idare beyeti borsanın ıslahi için bir- çok yeni tedbirler almağı düşün- mektedir. Ticaret Vekilinin bor- sada yaptıkları son tetkikler es- nasında da anlaşıldığına göre, şeh- Timizde yapılan ticari muamele- lerin yürzde sekseni hariçte ve rmisi borsada ya- Şimdiye dar borsa bu gibi muamele ya- panlara hiç bir cezal tedbir al - mamış olduğundan piyasada bir çok ihtikârlar vukua gelmiş ve bunların neticesi dalma müstah- Gili zarara sokmuştur. Bu sebep- le borsanın haki en ıslaha muh- gc bir vaziyette olduğunu gören Ticaret Vekilimiz bu hususta i- cabeden direktifler — vermiştir. Bundan sonra hilhassa borsada yapılan satışların günü gününe kaydedilmesine son derece dik - kat edilecek ve Anadolu tüccar- yü pilabilmektedir. ka- iyat temevvüclerinden gü- nü gününe haberdar olacaklar - Türk - Alman Klering Anlaşması Bu Hafta İçinde Yeni Bugün, Türk - Alman — ted £ Aanlaşmasının bitti; gündür. Türkiye ile Alm rasında yeni bir ticaret ani &1 yapılacaktır, Bu hafta içinde iki hükümet murahhasları Ank: melere baj yeni anlaşma yi- ne kiliring esasatı dairesinde ola- caktır. Permi daireleri eylâl ve birin- | citeşrin ayları için yeniden per- | mi verilecek, evvelce verilmiş o- | lan permüilerin müddetleri tem- dit edilecektir. — JIraklı Prenses Bağdada Hhareket Etti Irak Krallık ailesine | Prenses Raciha dün Semplon eks- Mıiştik, Prenses akşam Toras eks- presile Bağdada hareket etmişt'r. | Yüzü siy Prensese ki bir tülle örtülü olan bi ile İrakı mer aşireti çelsi şeyh Acil Alyı ver refakat etmekte idi. —Aşire Musül civarında bulunan — şeyk Alyaver, seyahatleri etrafında de- miştir ki: — Bir gezinti için Londraya ka- dar gitmiştik. Dünyanın son ka- rışık vaziyeti üzerine memleketi- mize dönmeğe mecbur olduk. No. 82 Pelinin ne yaptığını kat'iyyen | tahmin edemezdiniz! Kıskanç ve Muhteris kadın. doktor feridunun Sol kulağını ısırmıştı. Doktor can acısından — kıvranıyor. ve bağırı- | yordu: — Çabuk, bir doktor.. — | Telâşla muayene odasına gi - | ren hizmetçi kız, yetde yuvarla- | nan doktoru görünce şaşırdı. Feridun bağırdı: Şu karşıki doktoru çağır, gel- | sin Burayı Ve kulağına büyük bir pamuk pargası koyarak, Pelinin üzerine -| yürüdü: — Alçak.. şu yaptığın işi be » ğendin mi? Marikanın ağzi bir karış açık SI Bülbü llerıl Yazan: fıkender F. SERTELLİ — Doktor beyin kulağı kop - muş. Diyerek merdivenlerden inme- Be başladı. Karşiki odada gürültüyü du - yan Selia, bu hüdiseye lâkayd ka- lamazdı. Yerinden fırlıyarak mu- ayene odasına köştu. Ve Feridu- nun kulağından kanlar - aktığını görünce şaşırdı. Şaşkınlık perde perd yükseliyordu. Selin başını öteyana çevirince ablasını gördü: — Pelin... Aman Allahım! Pelin de şaşırdı. Kardeşini görünce: — Selin.. Sen burada mıydın? Diye bağırdı. Feridun, Selini d yavrum! diyordu. Bu vahşi hayvan belki senin de bir yerini koparır. Selin kapıda taş gibi donmüş | bir halde, hareketsiz. duruyordu. — Demek ki demindenberi ge- çen gürültüleri sen yapıyordun, | öyle mi abla? Pelinin gözleri dönmüştü: | - Kaltak! - diye bağırdı - Ö- | müme çıkan erkeklerin hepsini elimden almağa mı ahdettin? Selin: — Vallahi benim bir şeyden ha- berim yok, dedi, onlar benim ö- nüme çıktılar.. Yolumu kestiler.. | Beni zorla kendilerine bağlamak | istediler. Benim hiç bir suçum yok emin ol ki. — © halde burada no işin var? Needetin peşinden koşsan: O daha ziyade senin malı dı. Öyle değil mi? Onunla evlen- meğe bile karar vermiştiniz. O- nu sana terket — Benim ölülerle işim yok. — Necdet öldü mü? /— — Hayır, fakat ölmeğe mah - küm. Bugün değilse yarın me - zara gidecek. Feridun kulağına üst üste bir- | kaç parça pamuk koyarak, Peline baykırdı: — Yeter artık.. Haydi defol şu- radan. Bu kadının hiç bir saçu yok. Onu kandıran ben'm. Ve ni- | hayet kendisile anlaştım.. O, Bgibi riyakâr değil. İnce duygulu ve merhametli bir kadın. İşte o kadar.. Sana daha fazla hesab “vermeğe enecbur değiliz. Seline tekrar bağırdı: — Haydi sen gir içeriye. Pelin çantasını aldı. Hiddetinden dişlerini öyle sı- kıyordu ki, çeneleri birbirine gi- riyor, rengi gittkçe sararıp solu- yordu. Bu sırada karşık atölyedeki Rum doöktoru Ferldunun imda - dına koşmuştu. Doktor telâşla girdi: — Geçmiş olsun, pasami Ne ol- du? Yeridun, Pelini göstererek: — Aman, dedi kendini - sakın. İçimizde bir yamyam var.. Ku - Tağımı isirdi. Doktor tereddüdle Peline bak- tı ve Ferkdunun yarasını yıka - mağa, ilâçlamağa başladı. — Çok kan akmış.. — Evet. — Bir parçası yok kulağımzan..! — Hahımın midesine gitmiştir. Onu hemen polise teslim edece - ğim. Pelin yerinden fırladı: — Allaha ısmarladık, Feridu: Elbette bir gün beni aldatmanın cezasını çektireceğim sana! — Bundam daha büyük ceza mı olur, a şırfıntıi? Kulağımı yedin.. canımı yaktın. Daha ne istiyor - sun? — BSeni rezil edeceğim.. haysi- yet ve şerelfni beş paralık yapa - cağım. Ne sinsi, ne yaman bir maymun olduğunu dünyaya ilân Feridun hizmetçiye bağırdı: — Marika! Polise koş. haber ver. Bu maskara kadın beni a- tölyemde tahkir ediyor. Kula - ğımı da dişlerile kopardı. Bu bir | cinayettir.. Onu kaçırmıyalım. — | Pelin çantasından sür'atle rö - | velverini çıkardı: Çeneni tutmazsan, şimdi se- ni yere sererim.. Köpek! Hâlâ se- sin mi çıkıyor? Hâlâ beni kor -« kutmak mı istiyorsun? Rum doktoru rövelveri görün- ce birdenbire dizlerinin bağı çö- zülerek: — Aman hanımefendi, diye yal- varmağa başladı. Yolunuza gidi niz.. Benim de başımı ateşe yak- mayınız! Feridun: — Korkma bet O tabanca tut- Taasını bile bilmez.. Bizi tehdid- le elimizden kaçmak istiyor. Ve ayağa kalkarak: — Tutunuz bu kaltağı... YDeğman öer) | SAA Bundan Sonrası İçine Yazan; Ali KEMAL SUNİ Alman - Rus ademi tecavüz F Sakının akdinden sonra Avrüpi | politika âleminde türlü mütaltf lar yürütüldü. Hâlâ da lehde, V leyhde söylenen ve yazılanlafif nihayeti geleceğe benzemiyor: kat şirmdiye kadar belirmiş esaslar sayılacak kadardır. Bunlardan biri Berlin - Mo& ” kova misakmın bundan sonra A” Fupa sulhunüu korumak için si icab eden müzakereli d edilmesi lâzım gelen vesika ol Almanyanın bu misakı eline dıktan sonra artık Lohistana a ngil'ere, sa ve Lehistanın sağlam olafik görünmeleri meseleyi aydil mıştır. İngiliz noktai nazarına göfe man - Leh ihtilâfı müzakere larile hatledilebilir. Fakat Tağmen Almanya tarafından İ vete müracat € ek yoluna dilir de Lehler de kendilerini dafaa için silâha sarılmak m #yetinde kalırlarsa Fransa erenin silâhla ve kuvvelli yardım. etmeleri edecektir. Yirmi beş sene evvel u"“"i_ harb çıktığı zaman şöyle söWİE niyordu: Eğer İngilterenin evvel bilmiş olsa ü Avrupa böyle kana: boyamımti, cak, garb devletlerile harbe F” rilmiyecekti. Fakat İngiltere evvolâ hartt girmiyecek gibi göründü. birdenbire iş le söyliyen harbin mes'uliyetini İ yükletmek istiyorlardı. Yine Öli nu iddia ediyorlar. Şu !ıırk' © zamanki imparatorluk Ab "'.ı-ı yası yapacağı işi bi'mez adamli elinde idi. Fakat şimdiki AM ya herşeyi düşünerek — yapti tarafından idare ediliyor; di? lar. Yi Eş sene evvel N€ Üli ise olmuştu. Bugün için Ş ?; açık tutulmuştur. î-—gııerv vazih surette anlatıyor ti A hğet pada sulhu bozmak için #dĞ0, müracaat edildiği takdirde :)'__ şiddetle mukabele edecektir. için Alman devlet reisi tarabit n alınan kararda bütün | öp mülâhazaların gözönüce diği tahmin edilebilir. vi Alman - Rus ademi tecavlli Tiç sakının akd; üzerine Almak) yz neler belirdiğini de ö etmek lâzım geliyor. Ev' ilyonluk katoliğin haldı zad olmadıkları söyleniyor »ç Diğer taraftan ordunun g da bulunan erkân daima ile anlaşmak fikrini beslemil | lardır. Katolik cephesinin çe nudsuzluğuna rağmen 00? kânının dedikleri olmuş, AT ya ile Rusyanın dost olmalâP y zım geleceği fikrinde bulüf “;, Tn arzusu da yerine BÖ Lâkin söylemeğe hacet yok nıl"” ne Hü bütün bunlar politika — W yapılan işler, belki de İ muvaffakiyetlerdir. F ıln man milleti daha harbe SÜLL r. Harbin ne âkibttl tireceğini düşünmek İçİN V pe” kalmıştır. Bundan da $i istifade edilecekti acât"::, Kuş Yemi ihr. izin Ha Bu sene memleketimi) e a mi ihracatı geçen yıllar HIİ” artmıştır. Bu maddemiz M Hollarda ve Belçika piy' 9,&’ fevkalâde addedilecek b“'vt temin etmiştir. Hollandâ nl” İ çika İstatistiklerinden 0 lümata göre bu m.mıekc d lık ihtiyaçlarının — yüzde eğit , 'Türkiyeden temin etmiğiti gı Geçen sene en baştâ cılarımızdan — İtalya DU kuşyemi çekmektedir. günlerde — acental larının yük “m“";ıı y ıa*' bu memlekete sevkel yük bir parti kuşyemi ti M linde kalmıştır. — —