15 Ağustos 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

15 Ağustos 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Yeni İhale , Edilecek / Yollar 7 M';üye Fen Hey'eti Müdürlüğünde Bir Toplantı Yapıldı 81 inde ihale edile - Gk olan 1 milyon küsur liralık :' İlşaatı dolayısile dün Beledi- —"' heyeti müdürlüğünde Vali iye Reisi Lütfi Kırdarın ee almak üzere bir top- —-îıpıimışıır. Belediye sular Mmüdürü Yusuf Ziya, « - H'“İ— tünel ve tramvay işlet - Mit umamt müdürü Mustafa ,._u—'w;;:n işletmesi müdürü, müdürü, fen heyeti :"M Nüri, imar müdürü Hüs- » Ve daha alâkadar birçok idare bi t müdürlerini işti - #tmiş oldukları bu içtimada ': Yol inşaatının gecikmemesi , Söldelendeki yeraltı telefon, “ektrik şebekelerile kanali - :"'n bacalarının vaziyeti mev- Bahsolmuştur. Neticede yol aMatının durdurulmasına sebeb —_ı“ için ceddelerdeki kana- — bacaları #nşaatına şim- başlanmasına, su çebekesile :“k ve, telefon kablolarının da ._'vı malolursa olsun şimdi- u Htetovarlar altına alınmasına u husustaki faaliyetin bilâfa- devam ettirilmesine — k: ı"'-ıw. ğ K —— Polislerin Sıhhat Muayenesi ı:**huı Zabıla kadrosunda ça- Bülün resmi ve sivil polis- | N:Hıı muayeneden geçiril - Bu başlanmıştır. '__h:hhıı muayenesi tonunda €lverişli olmadıkları gö- ı';:.â:l'l)u hizmetten çıkarıla- hıfm yerlerine yenileri a- ar. Ayni Şi Suretle mahalle bekçile - 'de muayeneden geçirilecek- Anlaşılmaktadı K N:% buraya germeden bir kaç Vargi, YY elinizde - bir kâğıd Gen & Ekuyordunuz. Herhalde siz- ”"u hin istikraz etmiş olduğum ba, bin dolarla alâkadar bir kâ- >Ne & Söylemek İstediğinizi iyi- Anlıyamıyorum. ü ışmmmn sizi daha Sblar yine tatlı tathı konuşu” Yerae Fakat bu sefer bakışları x*uııı.u: —_2' Sepete attığınız kâğıdı da ,.“: İsterim, dedi. * — Ç* kirpiklerini oynattı: Beği CÖTmek istiyorsanız, elimiz, — Hay i;ır_ $izin en küçük bir ha- n Kİ gözden kaçırmak iste - Griğa Hattü bir saniyenin onda B » Veriniz o kâğıdı bar Şilep Vücude Getirilecek Filosu ları, Elektrik idaresi ve saire gibi devlet müesseselerinin her yıl ihtiyacı olan 500 - 600 bin kilo kömür ile sair makliyatı meccanen naklolunabilecektir. İki Süt Fabrikası Yapılacak Biri Haydarpaşeda, Diğeri Fatihde .. Belediye iktısad müdürlüğü ku- Tulmasına karar verilen süt ano- »im girketinin esas mukavelena- melerinin tanzimine başlamaşlır. Fabrika binalarının inşasına dair olan şartnameleri de Ankarada, devlet ziraat işletmesi kurumu i- dare meclisi reisi Cemilin riyase- tindeki komisyon hazırlamakta - dir. Şirketin esas mukavelename - sine göre Belediye hududlart da- 'hilinde olmak üzere İstarbulda iki süt fabrikası inşa edilecektir. Bu fabrikalardan birisi Haydar - paşada, diğeri de Fatihde yapıla- caktır. Fabrikalar, İngiltere hü - kümetinin açmış olduğu krediye karşılık konulmak üzere İngiliz firmaları tarafından yapılacaktır. Fabrikaların sermayesine ge - lince Zirsat Vekâletinin verece- &i 550 bin liradan gayri Belediye ve süt müstahsilleri de 250 bin li- ra ile bu sermayeye iştirak ede - ceklemdir. İngiliz mütehassısların vendikleri rapora göre süt fabri- kalarının yüzde otuz kâr getire- cekleri temin edilmektedir. —— Evlenme Kâğıtları Bvlenme kâğıdlarının — parasız olarak tevzi edilmesi ve malsan- dıklarınca evvelce * 'olan evlenme kâğıdlarının da kıymet- sizlendirildikten sonra usulü veç- hile tevziata başlanması, birinci sımıf evlenme cüzdanlarının 300, ikinci sınıfların 100, üçüncü &mıf evlenme cüzdanlarının da 10 ku- Tüş üzerinden satılması hakkın - daki kanun alâkadarlara tebliğ Gilmiştir. — Kadıköy - Erenköy Otobüsleri - Kadıköyle İçerenköy arasında işlemek üzere üç otobüs tahsis & dilmiştir. Otabüsler bugünden iti- Pek âmirane olan bu son söz bir kırbaç tesiri yaptı. Nater yerin - | den sıçradı. Fakat emre itaat eder bir harekette bulunmadı. Templar artık gülmüyordu. A- yaklarını artık sallamıyordu. Hâ- kimin bütün kuvvet ve cesaretini topliyarak, bir anda elindeki ta - bancayı kapmağa — hazırlandığını anlamıştı. Halbuki bu tehlikeli bir hareket olurdu. Çünkü Templar'ın sadece tetiğe dokunması kâfi ge- lebilirdi. Nater kuru bir sesle: —Herhâlde bana ateş etmeğe cesaret etmezsiniz, dedi, — Cesaret etmez miyim? Beriim Tügatımda böyle kelimeler yoktur. Bunu iyi bilmeniz lâzımdır. Biz moda olduğu için herkesin taban- ca taşıdığı bir memlekette yaşa - miyar müyuüz? Templar bunu söylerken de, hü- kimin niçin intihara karar vermiş İş ve Adam Adam ve İş! Dünkü gazetelerden birinde şa- yamı dikkat bir havadis okuduk. Deniyordu ki: — Belediye imar şabesi kad - Tosunu genişletmeğe karar ver - miştir. Bunun için de, bazı tanın- mış ve kaymetli mimar ve mü - hendislere vazife teklif edilmiştir. serbest Bu satırlar, memlekette mühim 40 - 50 liralık bir memurluk için açılan tek münhale 500 kişi talib oluyor. Demek ki, Türkiye iyi kalitede, üstün bir takım fikir adamlarma, san'atkârlara, teknisyenlere muh- taçtır. Büro işlerini yapacak mu- tavassut seviyede vatandaş çok - tur. Gençlere, iyi yetişmelerini, ha- kiki birer kaymet haline gelmele- rini tavsiye etmeliyiz. Onlara” bu yolda, kuvvetli telkinler yapma- hyız. BURHAN CEVAD Maarif Vekilinin Tedkikleri Dün Kız Muallim Mektebi ve Çocuk Kampını Gezdi Şehrimizde bulunmakta — olan Maarif Vekili Hasan Âli Yücel dün yanında maarif müdürü Tev- fik Kut olduğu halde Çapadaki kız muallim mektebine giderek tetkiklerde bulunmuştur. Hasan Âli Yücel mektebin ida- ve kısmımı gözden geçirdikten sonra derahaneleri, lâborafuarla- rı, ders aletlerini de tetkik etmiş, oradan mektebin jimnastikhane- sini gezmiştir. Maarif Vekili kız muallim mek- | tebinden sanra Çapa orta mek- binin bina vüziyetini görden ge girerek — Mevlânakapıya — gitmiş, orada İstanbul 22 inci ilk mektebi tetkik etmiştir. Hasan Âli Yücel buradaki tetkiklerini müteakib, yine maarjf müdürile beraber Ye şilköye giderek buradaki çocuk kampımı gezmiştir. Maarif Vekili kampta, kamp müdüründen ço - cukların kamp hayatları, bilhassa spor ve kamp vazifeleri hakkında izahat almıştır. Vekil, bugün, yanında Vekâlet kalemi mahsus müdürü — olduğu halde diğer Vekillerle beraber manevraları takib etmek üzere Trakyaya gidecektir. —— Memurlara Maske Dağıtıldı Bütün belediye ve vilâyet me murlarına dün birer maske tevzi edilmiştir. Memurlar bu moske- lerin bedelini, ikişer liradan ol- mak üzere üç ayda ödiyecekler - yirmi bin dolar için hayatını feda | edeceklerden olmadığını - biliyor- du. Bu para gerçi mühim bir ye - kün tutuyordu, fakat böyle ümi, siz bir teşehbüsü haklı göstermeğe kâfi değildi. Yalnız bir sebep ola- bilirdi. Sepete atılan kâğıddaki ya- zılar, bir hâkimi mahvedebilecek ehemmiyette yazılardı. * 'Templar, karşısında tuttuğu e- damın sallandığını, sonra kendini topladığını, sıçramağa hazırları - dığini anladı. Evet, Nater yerin - den fırlıyacak, fakat arkasından da ölecekti. ©— İ oldüğünü” düşünüyordu. Nater'in | — Bütün buzlr iki Saniye sürme: Çeviren: MUAMMER ALATUR 15 Duble Bira Üç 29 luk İçtiği Halde Tam Çakır, Keyf Olmadığı İçin Beyoğlunda Abanoz sokağında bir evde vak'a çıkarıp üstelik po- lise de hakaret eden Onnik ismin- de bir koltukçunun muhakemesi dün asliye döndüncü cezada ya - pilmiştir. Üstü başı düzgün, temiz kaya - fetli, kısa boylu, birar tıknazca .ve 35 - 36 yaşlarında bir adam o- lan Onrük dün mahkemede cür - münü kısmen itiraf ve kasmen de tevil ederek hâdiseyi şu şekilde anlatmıştır: «— Pazar akşamı olduğu “için şöyle kendi kendime bir âlem ya- | payım dedim ve doğruca Beyoğ- luna çıktım. Bir meyhanede 15 | duble bira, 3 şişe 29 luk rakı içe- | rek biraz kafayı dumanladım! kat tam çakırkeyif olmadığım oradan Kalkıp başka yerde de bir kaç şişe daha içtim ve böylece ni- hayet adamakıllı sarhoş olabil - dim?. O vakit kalkıp Abunoza git- mek aklema esti. Abanozda bir eve girdim. Çıkarken de hizmet- çilere yarımşar lira bahşiş ver- dim. Fakat bu osnada cebimde 5 lira kalacağı yerde 23 Jira kah- mış olduğunu göndüm. Halbuki eve giterken paramın tamam ol- duğunu gayet iyi bildiğimden bu- nan evin içinde çalınmış olduğu muhakkaktı!. Bu vaziyeti ev sahibesine bil- dirip paramı istedim. Bana cevab olarak nokta bekliyen polisi ça- ğardı. O da derdimi dinlemedi. Bittabi buna kızdığımıdan Sarhoş- Tukla söylenmiş olabilirim. Fakat kendim namuskâr ve aklı başın- da bir koltukçu olduğum için ağ- zımdan fena lâf ve küfür çıkaca- a ihtimal vermiyorum!.» Muhakeme bundan sonza haka- ret iddlasında bulunan 808 nu - maralı polis Süleymanı dinlemiş- tir. Mumaileyh çok fazla sanhoş olan suçlunun hakaret ettiğini söy- lemiştir. Büğhare mezkâr evdeki günah- kâr kadınlardan Agavni ve Bah- tiyar ile ev sahibesi olan diğer A- Bgavni dinlenmişlerdir. Bunlar pa- ranın evde kaybokluğu yolundaki iddiayı şiddetle reddetmişler — ve tam manasile çakırkeyif olan tuç- Tu koltukçunün kendilerine, hattâ- bizmetçiye bile bol keseden bah- şişler vererek: «— Bu paralarla benim şere - fime bol bol bira için'» dediğini söylemişlerdir. Neticede muhakeme şahid cel- bi için başka bir güne kalmış ve suçlunun gayrimevkuf olarak da- vaya devam olunması kararlaş! rılmıştir "GANGSTERLER CELLÂDI ZABITA ROMANI di. Templar evde muhakkak hiz metçiler bulunduğunu en iyisi kâ- ğıd sepetini de alarak sür'atle u- zaklaşmak olduğunu düşündü. O sırada, birdenbire telefonun zili çaldı. Nater sanki belkemiğine kuvvetli bir sopa yemiş gibi ye - rinde burkuldu. Titremeğe başla- di Ve arka üstü koltuğa yığıldı. E- Tinin tersile alnında beliren terle- ri sildi. Templar yine gülümsemeye ve 301 ayağını sallamağa başladı. Hâkimin elini uzatıp ahizesini 3- Tabileceği bir telefon makinesi ma- sanın üzerinde duruyordu. Yazı - POLİS VE MAHKEMELE " tarak çılgınca bir hızla taşlkıta | dedi ve tabancanır? namlusunu da Hakiki Bir Hayat Faciası Umumhaneye Düşen Kadın Anlatıyor İstanbul adliye binasında dün bir hâdise olmuş ve genç bir kar dın cürmümeşhud ve müddelu- muminin önünde hasmma baka- Tet edip onu ölümle tehdid ettiği gibi bilâhare polislere de haka - rette bulunmuştur. Hiddetli genç kadın bundan sonra salondan fırlamış ve asabi bir buhran içinde çırpınarak ken- dini yerlere atmağa başlamıştır. Eiraflan yapılan müdahale ile muhafaza altına alınan kadın he- men adliye dokltorunun yanına Eötürülmüş, kendisine müsekkin enjeksiyonlar yapılarak sükünet | bulduktan sonra cürmümeşhud | mahkemesine verilmiştir. Koriman isminde bulunan bu genç kadın; evvelki gün uyuyan çocuğunu ağzına yastık tıkıyarak boğmak süçile yakalandığını yaz- | dığımız randevü evi sermayele- | Zayıil,, asabi ve hadidülm tabiatte bulunan Kerimanın mev- zuu bahis hâdseyi polise haber veren İbrahimle arası açılmış ve dün sabuh onunla Beyoğlunda karşılaşınca da iş kavgaya bin - | miştir. İbrahim; kavga esnasında kendisine hakaret eden Kerimanın | sözlerini ve bu hâdizeyi bir zabıt- la Beyoğlu polisine tesbit ettir - miş; öğleden sonra de hâdise İs- tanbul adliyesine intikal etmiştir. Keriman; hâdise İtâhkikatma el koyan cürmümeşhud müddetu- müumisi kendisile breaber İlbra - himin de ifadesni alırken birden- bire durduğu yenden fırlamış ve İorahimin üzerine atılarak: «— Sen benim mahvım için uğs Taşıyorsun. Ben de seni yaşatmı yacağım!.» demiştir. Kendisini Beyoğlundan getiren polisler hemen Kerimanı çekmiş- lerse de hiddetli kadın bu seler polislere dönmüş ve onlara da u- luorta-küfürler ederek hakarete | başlamıştır. Bu vaziyet karşşsırlla hemen bir zabıt tutularak Keriman aley- hine yeni bir dava açılması ka- rarlaştırılmıştır. Fakat Keriman zaebit tutulurken de söylenmeğe devam etmiş ve hasmıma hitaben: «— Muhabbet dellâh... Müfte- ri; senin yüzüne kezzab dökece- im...> diye avazı çıktığı kadar bağırmıştır. Artık hiddet ve asabiyetten ye rinde duramiyacak bir vaziyete gelen genç kadın bu sözlerinden | sonra kendini odadan dışarıya a- koşmağa başlamış, polisler ken- disini teskine uğraşınca da buylu boyuna taşlığa serilip kafasını laşlara vunmak istemiştir. Bittabi buna meydan verilmi yerek kendisi adliye daktorum haneden iki adım ileride, atajdan küçük bir masanın üzerinde ikinci bir telefon daha duruyordu. Her- balâe bu ikinci telefon hâkimin kâ- tibine aitti. Mükâlemeleri hâkim- le beraber ayni zamanda takibe yarıyordu. ' Templar kolunu uzatarak, bu teelfonun ahizesini aldı: — Alınız, cevab veriniz dostum, | | dikti. Hâkim, artık kendisinde muka- vemet edecek kuvvet bulamıyor du. Telefonü kendisine doğru çek: 3 —SON TELGR AF İ5 AĞUSTOS 1zs Vapur Ücretleri indiriliyor Adalar, Kadıköy, Haydar paşa Bilet Ücretleri Yüksek Görüldü Münaksle Vekâleti halkımızın trenlerde olduğu gibi vapurlarda a azami ucuz ücretle seyahat et- melerini ecas prensib olarak kar bul ettiğinden deniz nakliye üc- retlerinde “yeniden tenzilât ya- pılması imkânlarının aranması- na başlanmıştır. Bizzat Münakale Vekilimiz Ali Çotinkaya tarafından tatbiki em- edilen bu tenmzilât ile tekmil yol- cu bilet fiatları asgari hadde in- dirilecektir. Ayni suretle navlun ücretlerin- de de esaslı tenzilât yapılacaktır. Blundan başka İstanbulda işli - iyen sevahili mütecavire vapur - larının bilet ücretleri de Müna- kale Vekâletince yüksok görül - müştür. Bilhasta Ada, Haydarpaşa — ve Kadıköy vapurları bilet ücretleri de indirilecektir. Bu yeni tenzilâtin hepsi yılba- şına kadar tatbik edilmiş ola - caktır. seararerererArALALALALAADAR yanına gölürülüp tedavi edilmiş- tir. Bu suretle kendine gelen Keri- man tamamen sükünet bulduktan sonra bu hareketlerinin hesabını vermek için üçüncü sulh ceza mu- hakemesi huzuruna çıkarilmıştır. Hâkimin karşısında evvelâ si künetini muhafaza ederek itklal- le cevab veren Keriman biraz son- ra acı acı ağlamağa başlamış ve istiovabı yapılıp kendisine iş so- rukluğu zaman şu hazin cevabı vermiştir. »— Bugün günahkâr bir kadı - nim; fakat evvelce ben de gün gördüm. Yüksek bir allenin kızı olduğum için ben de rahat, temiz, saf bir hayat yaşadım. Sonra bu âleme düşmeme bir sefil a- | dam sebib oldu; karanlık bir gü- nümde yılışık tebessümile karşı- ma çıkan bu iffet ve ismet hırsızı beni bir kaymakamın evine mü- rebbiye diye götüreceğim diyerek röndevu evine düşürdü!. Orada artık hayattan hep tekme yedi - ğim için bir daha belimi doğrul: tamadım. Şimdi 12 yaşında bir kız anasıyım.. Ve leyli bir mek - tebde anasının günahkâr hayatın- dan habersiz tahsiline devam e- den bu yavrum için yaşıyorum. Kaç defalar kendi kerklime çırpı- narak bu hayattan kurtulmağa uğraştım. Fakat muvaffak olama- dım. İşte bugün de talilmin mu- kadder cilvelerinden birini çeki- yorum!.> Keriman hakiki bir hayat faci- asını hulâsa eden bu sözlerinden sonra gözlerinin yaşlarını silerek ifadesime şöyle devam etmiştir: «— Bu muhakemede davacım olan İbrahimden asıl ben davacı- yım. Çünkü kendisi andan ne is- 'tediğimi pek iyi bilir!. Cürmüme gelince onu olduğu gibi kabul e- diyörum. Evet kendisine hakaret ettim; asabiyet ve hiddetle söy - | Tendir Bu son cümlelerle beraber genç ti, ahizeyi aldı. TTemplar da öteki telefonun ahizesini aldı. —Allo, ben hâkim Nater... İnce bir kadın sesi cevab verdi: — Ben Fay! Büyük patron bu akşam Evden çıkmanızı istiyor. Belki-| de size ihtiyacı olacak. Vaterin gözleri hafifçe cam - laşmıştı. Başını kaklırıp Temp- lara baktı: — Ben... Ben... Burada... bu- Tunacağım, diye kekeledi. — Ben de öyle ümid ederim. Mükâleme bitti. Templar hâlâ âhizeyi elinde tutan hâkime dik dik baktı: — Doğrusu çok enteresan! dedi. Vater cevab vermedi, âhizeyi ;yerine koydu. Tavrıma bir sadelik vermeğe çalışarak: — Müşterilerden birisi! dedi. Ka LA HALK e/ Kendimizi Nasıl Müdafaa Edeceğiz?. Buğgünden — itibaren — başlıyı 'Trakya manevralarımızla bera - ber, İstanbulda da, hava taarruz- darına karşı müdafan tecrübı yapılacak. İstanbula ani olarak yapılacak bir tayyare taarruzun- da, milletin vaziyeti mühimdir, Ne yapacağız?. İşte bu sualin ce- yabını hazırlamak ve halkın ya- pacağı işi şimdiden göstermek, öğ- retmek, her nevi şaşkınlığın, kar» guşalığın önüne geçmek İçin, mü dafaa tecrübeleri yapılıyor. Bu tecrübeleri tertib edenlerin, bizce en çek isabet ettikleri mok- ta, bava (sarruzu tatbikatının Kü- nünü, saatini ilân etmemiş olma- larıdır. Binaenaleyh, tpkı —bir harb halinde olduğu gübi, verile- cek işaretlerle, İstanbulun hava taaruzruna uğradığı birdenbire halka ilân edilecek ve halk, vazi- fedarlar, otomatik şekilde üzer- lerine düşen işi yapmağa koyula- caklardır. Mesdle gayet ciddidir. - Bütüm yatandaşların, neşredilen umumi emir ve talimata harfiyen riayet etmesi lâzımdır. Aksi halde, tee- rübelerden beklenen fayda ve netice elde edilemez. 4 İstanbul halkının hava taarruz- larının ehemmiyetini müdrik ol- duğu muhakkaktır. Bunun için- dir ki böyle bir taarrazdan ken-. disini koruyabilmek için, şimdi- den, çarelerini, tedbirlerini öğren- meğe gayret edecektir. Bugün, yarın, tehlike işareti o- lan düdükler ne vakit ötecekse, bütün İstanbulluların kurulmuş hirer yay gibi derhal harekete geçip, hava taarruzuna karşı mü- dafaa tecrübesinden tam bir mu- waffakiyetle çıkacaklarını mu - hakkak addediyoruz. : Bu tecrübelerde, üzerimize dü- şen vazifeyi bihakkın yapmak memleket borcudur. REŞAD FEYZİ kadın tekrar asabiyetle titreme- ğe ve hafif buhran halleri göster- meğe başlamıştır. Bu halini ken- disi de pek iyi farkeden Keriman Teise dönerek: «— Ben hastayım... Hem çok hastayım bay reis... demiş ve sone ra şu ricada bulunmuştur: «— Benim aklımdan, fikrii ve hattâ hayatımdan zorum vari, Onun için sizden çok rica beni bir doktora muayene ettiri niz.> Hâkim suçlu kadının bu ni zapta geçirmiş ve bilâhare disinin adliye tabibi tarafından müayene edilmesi için muhake meyi gayrimevkuf olarak — ayın 17 sine talik etmiştir. Halük Cemal Birimizin Derdi Hepimizin Derdi Bahçelerde Umumi | Kadınlar Ğ Bir okuyucumuz yazıyor: İstanbulda, halkın günün her| atinde, bilhassa akşam üzer- eri hava almak için çıktığı birçok parkların ve umumi İbahçelerin birçok umumi ka- nlar ve onların peşinde do- | İlaşan uygunsuz kimselerle del- | , bu süretle oralarda de- laşan halkın boşa gitmiyecek İvaziyetlerle karşılaştığını gü - | rüyoruz. Zaten İstanbulda miktarı ga- et mahdüd olan ve bu suretle büyük bir ihtiyacı Karşılamal İmecburiyetinde olan bu mevi rk ve bahçelerin bekçi — ve İmüstahdemlerinin parka giren- lere azami dikkat güstermesi İve balkın incinmesine sebeb ©- | İlacak tavır ve vaziyetlere kat- iyyen müsaade etmemesi icab ler, Alâkadarlar elbet bu ile de meşgul olurlar, — eğle

Bu sayıdan diğer sayfalar: