No.37 Yazan: M. SAMİ KARAYEL Halil Paşa İkinci Bir Hanedan Otoritesine Sahib Bir Adamdı Bu Adam Osmanlı Devletinin İlk Sadrazamı Olan Bir Ailenin Hanedanı Âliosman Gibi Vârisi İdi — Bu şekli mahrem olarak ikin-| Mehmede bildirmeli... — Muvafık.. İki vezir kararlarını verdikten sonra; ikinci Mehmedin bulun duğu Manisaya mahrem adamla- rından birini sür'atle yetişmek ü- zere yollamışlardı. Bu işler o kadar ani olmuştu ki; Halil Paşanın Bizansa gönderdiği adam sabah şafak atarken yola çıktığı halde Zagnos paşa ile Ka- Taca paşanın Manisaya yilladıkları| adam öğleyin yola çıkmıştı. Bu hareketlerden her iki taraf dâ bi- haberdi. Halil Paşa; yeniçeriye atiyeler dağıtıyordu. Zatı şahanenin öm- vü âfiyeti şahaneleri için camiler- de hocalara dualar yaptırıyordu. Fakat; Edirne ahalisi ikinici Mu- radın hastalığına üzülmüştü. O- nu koca Murad diye seven halk ağlaşıyordu. Eğer, ölümünü bilmiş olsalardı. Ortalık birbirine girerdi. Sarayı hümayun harem dairesinde spes seda yoktu. Yalnız arasıra hekim- başının haremi hümayun dairesi- ne elinde bir alay mualece girip çıktığı görülüyordu. Halil Paşa; Mariyi binbir müş- külâtla şehzade Orhanı getirme- ğe ikna ettiklen sönra, derin bir mefes almıştı. Mari oğla şehzade Ahmedi tahta cülüs ettiremediğin- gden dolayı meyus ve münkesir idi. Halil Paşa devlet içinde âdeta Kkineci bir hanedan otoritesine sa- hib bir adamdı. Çandarlı ailesi babadan evlâda, Osmanlı devle- tinin sadrazamlığım yapıp dur- muşlardı. Devletin bütün teşki - Vitı Çandarlı ailesinin elinden çık- mış ve yine devletin mühim me- müuriyetleri bu aileye —mensub bendegünin emir ve kumandası altında bulunuyordu. Halil Paşanın kudret ve kuv - vetine kimsecikler karşı koya - mazdı. Sırasında Padişahlara bile hükmeden bu adam Osmanlı dev- letinin ilk sadrazamı olan bir aile- min hanedanı âliosman gibi vârisi yegânesi idi. Bu derece kuvvetli bir şahsı çiğneyp geçmek padşah- ların bile haddi değildi. Bu sebeb- le Hali) Paşa, ikinci Murada de- diklerini harfiyen yaptırmıştı. O- nu Bizans üzerine yürümeden ve devleti Tuna boylarından yukarı fütuhata sevketmiyen de yine © idi, Müstakbel İstanbul Fatihi ik'n- €i Mehmed bile Çandarlı Halil Paşanın küdret ve kuvvetleri kar- gasında Âciz kalarak tahttan düş - müştü. Güzel Mari vezirlazam Çandarlı Halil Paşanın kudret ve şevketini bildiği için oğlu şehzade Ahmed üzerinde fazlaca srar edemezdi. Fakat; veziriazam söz vermişti. Her halükârda Orhandan sanra oğlu şehzade Ahmedi tahta cülüs eyliyecekti. Halil Paşa, dokuz doğuruyordu. Maksadı İstanbula yolladığı a:3a- mı vasıtasile bir an evvel şehsa- de Orhanın Edirneye vürudunu bekTyordu. Halil Paşanır. korktuğu bir eb het vardı. Bizans imparatoru EKos- tantin Dragajes elinde rehine bu- lunan şehzade Orhani vermiyebi- lirdi. Çünkü Bizant imparatoru şen- zade Orhanı alet ederek ikide bir- de Osmanlı devletini tehdid ede- biliyordu. Hattâ; bu yüzden ikinci Muraddan az para mi almamıştı? Bizans imparatoru şehzade Ür- hanı Anadolu içelrine salıverirse Anadolu beylerini başına topla- .yıp Padişah üzerine yürüyebile- cek olan şehzade Orhan devletin başına büyük Işler açabilirdi. Bu- nu bilen ikinci Murad, çehzade Or- kanı Bizans imparatorunun başı- boş bırakmaması için her sene bi- raz da paralar veriyordu. İşte; Halil Paşanın kederlendi- ği nokta burasıydı. İmparator Kostantin belki bu sebeblerden dölayı salrvermez ve yine bu se- beblerden dolayı elinde rehine 0- lan böyle bir kelepiri durup du- Turken ne kadar emin de olsa Os- manlı saltanatına mazhar kıla - mazdı. Fakat; ortada şehzade Orhan - dan da başka kimse yoktu. Mari- nin oğlu şehzade Ahmedin tahta geçmesi tehlikeli olurdu. Sonra; güzel Mari her türlü desiseler - cad ederek veziriazamın nüfuzu- nu kesredebilirdi. Halil Paşanın İstanbula yolla- dığı adam Bizansa varmıştı. Ha- lil Paşanın mektubunu Notarasa verdi. Bizans imparatorluğunun büyük amiral lâkabını haiz olan Notaras veziriazam Halil Paşa kadar kuv- vet ve kudret sahibi bir adamdı. Halil Paşanın mektubunu hay - rzetlerle karşıladı. Bu mesele Bi- zansın hayat ve mematı Jdi. İkinel Mehmedin Osmanlı tah- tına gelmesi tehlikelerin en bü- yüğü idi, Bizanslılar ikinci Meh- * med soön defa tahttan çekildikten sonra, Manisada yedi senedenberi nelerle uğraştığını biliyorlardı (Devamı var) Çemberlayn Bugün Tarihi Bir Nutuk Söyledi (1 inci sahifeden devam) devletlerinin herhangi — yeni bir | hareket niyeti karşısında, demok- rasilerin mutlak bir azim ve ka- rarla, derhal ve otomatik bir tarz da faaliyete geçeceklerini tebarüz ettirmiştir. 400 BİN KİŞİNİN MUAYENESİ | Londra 9 — Almanyanın 7 tem- — — Oşmanlı. devleti karmakarışık - 5 ;ğ:du if"-" ıqunq,uek mmuzdan 9 eylüle kadar sıhhi mua- yeneye çağırdığı muhtelif tevellüt- lülere mensub müeccel ve yahut sihhi muayenelerini yaptırmamış efradın yektinu 400000 kişi tah - min edilmektedir. Berlin mehafili, bunun sıhhi mu- ayene için yapılmış normal bir da- vet olduğunu ve askeri bir tedbir olmadığını iddia ediyorlar. ALMANYADA UMUMİ SEFER- BERLİK HAZIRLIĞI Berlin 9 (A A) — Milli menfaat işleri büyük — prog - zamanın tatbik edilmesi için ya - pılmakta olan sivil Beferberliğe, faaliyetle devam edilmektedir. Bü- tün san'at Müesseselerinde, resmi dairelerde ve bürolarda çalışan er- kekler, sıhhi bir muayeneye tâbi imtihan Us tutulduktan sonra, ümumi inşaat mahallerine — gönderilmektedir. Mecburi hizmete alınanlar, bilhas- sa, ustabaşılar ve küçük san'at er- babıdır. Diğer taraftan 1989 rekoltesinin | çabuk surette kaldırılması için de Alman makamatı büyük gayret - ler sarfetmektedir. Londra 10 (ALA.) — Polonya se- £fri Kont Raszynski, tayyare ile Londraya dönmüştür. Sefirin, y rın Lord Halifaks tarafından kâ- bul edilmesi muhtemeldir. Paris 10 ÇALA.) — İngilterenin Berlin sefiri Neville Hendersor, Londradar. Parise gelmiştir. Paris 10 (A.A.) — Havas ajan- sına beyanatta bulunan Lord Ro- thermeri, ezcümle demiştir ki: — İngiltere ile Fransanın müsel- lâh kuvvetleri öyle bir seviyeye erişmiştir ki, bu iki devlet şimdi artık yatışma siyasetlerini öte sü- rebilecek vaziyete gelmiş addedi- debilirler, İki memleketin tayyare inşaatı ve silâh imalâtı, en bed » binleri bile hayrete ğ mertebeyi bulmuştur. ullerindeki istikrarsızlık Kalkacak (1 inci sahifeven devam) yadgâr düşüncedir. Ankara Ü- niversitesinin bütün fakültelerile 4 - 5 sene içerisinde teessüsünden sonra Doğu Üniversitesini bu plâ- | nın seyrine uyarak kurmak müm- | kün olacaktır. Bu hususta iptidaf | tetkikat yapılmış addolunabilir. İMTİHAN TALİMATNA MELERİ Bizdeki imtihan tarzı istikrarsız- hiğın başlıca sebebi Maarif organi- zasyonlarımızla iktibas ettiğimiz i- leri memleketlerde tatbik edilen seyyal üsüllerin zıd bir halde bu- hunuşudur. Bizim maarif uzviyetimize göre işliyebilecek bir tarz bulmak mecburiyetindeyiz. — Bu, — üs - tünde durduğumuz mescelelerin en mühimlerinden biridir. Şahsen benim emelim bu işte de kısa za- manda değişmiyecek ve ihtiyaca €en kolay cevab verecek bir tarzı aramak ve bulmaktır. ÖĞLEYE KADAR TEDRİSAT Çocuklarımızın — bulundukları tahsil derecelerinde fazla zaman: larının baılındığuış dikkat et - Har af mek lâzımdır. Mütemadiyen ders alıyorlar; çalışacak — vakitleri az | kahıyor, şu halde sene içinde daha çok gün çocuğu mektepte tutmak, fakat bu günlerin 24 saatinde ders verme zamanların) azaltmak lü - zımdır. Maarif Şürasına arzede- ceğim davalardan biri budur. Eğer sabah erken saatlerden öğleye kadar bir tedris bütünü yapabi - lirsek, bunun ve müşterek bir va- hld kıyaslı olacağına göre, çifte tedrisat usulü kendiliğinden kal- kacaktır. MES'UD BİR NİKÂH Denizyolları ihtiyat süvari- lerinden İsmail Hakkı Aral kızı Böyhan Aral ile Yüksek ticaret mektebi talebesinden Fikret Gürbüzün nikâhları 8 temmuz 939 cumartesi günü Kadıköy evlenme dairesinde birçok akraba ve kıymetli dostları önünde — yapılmıştır. Bu gençlere Tanmdan dirlik düzenlik, saadetler dileriz. 13 Milyon Lira Havaya mı Gitmiş (1 inci sahifeden devam) Tüş resim alırken bu şimdi yir- mi para kadar tutmaktadır. Şirke- tin İstanbul teşkilâtmı kaldırma- Si ve 62 memuru açıkta bırakma: S1 da binnetice altmış iki vatan- daş ailesinin mağduriyetini celb- etmiştir ki, bu da şirketin yapaca» Bi işlerin vereceği netlceleri da- ha evvelden kestirmek gibi bir &- dari san'at ve görüş noksanı ad ve telâkki edilmektedir. Matbuat Kongresi Açıldı buatla 've meslekle alâkalı olan « lara getireceği faydaları -tebarlz ettirmiştir. Kongre bugün Ankarıdaki Bir- lik merkezi idare heyeti ile Hay- siyet divanı ve İstanbul mıntaka | idare heyeti ile Haysiyet divanı azalarını seçmiştir. Delegeler şerefine öğleyin Baş- vekil tarafından 200 yafet ve: Mer'iyeti için muktazi nizamna - meler de pek yakında hazırlan - maş ölacaktır. Yeni intihabla İs - | tanbuldaki eski Mathuat cemiyeti | | mükavemet; fakat öbür tarafta de binası ve mevcut muamelâlı ile Basın bi ü İstanbul mintaka- sına devredilmiş olacaktır. Dahiliye Vekili Faik Öztrak kongreyi açarken; — Sayın Başvekil ve aziz arka- daşlarım, Birinci Basın Birliği kongresini açmakla bahtiyarım. Bütün memleket matbuatının kıy- metli mümessillerini bu arada hir arada selâmlamakla büyük bir zevk duyuyorum Diye böze başlamış, Türkiyode matbuatın mevki ve ehemmiyeti- ne temâs ederek, Türk matbuatı- nın devlet tarafından - vazife ve mes'uliyet ortağı telâkki edildiği- ni, bu hakikatin burada bir kere daha tekrar edilmesinde faide bu- Tunduğunu söylemiş ve: — Millet ve memleket işlerin - deki mes'uliyette müşterekiz. Demiştir. Türk matbuatının hür olduğunu, ciddi, vekarlı, yüksek ymemleket menfaatlerine hâdim bulunduğunu ilâve etmiş ve mat- | buatın tenkidlerinden devletin kuvvet bulduğunu, bunun teşvik edici olduğunu teharüz ettirmiş- tir. Basın birliğinin merkez idare heyetine şu zevat seçilmiştir: Falih Rıfkı, Asım Us, Ahmed Şükrü Esmer, Sadri Ertem, Abi- gin Daver, İbrahim alâeddin, Se- Tim Ragıb, Sedad Simavi, Kirami Kutay. İstanbul mantakası idare heyeti- ne de şu zevat seçilmiştir. Hakkı Tarik, Etem İzzet Beni- c& M. Zekeriya Sertel, Orhan Seyti. İstanbul mıntakası haysiyet di- vanına Refik Ahmed, Ömer Riza ve Enis Tahsin seçilmişlerdir. srdğan Bir Arab Polisı Öldürüldü Kudüs 10 ÇA-A.)— Tedhişçile - rin fasliyeti gittikçe azalmakta ol- duğundan Filistinde umumi va- ziyet salâha yüz tutmuştur. Yalmız bugür. Samarih yolunda bir tek hâdise bir Arab polis, diğ lis tarafından öldürülmüştür. Çete reisleri ile asilerin lideri Abdülkadir Hüseyni cenebi mem- leketlerine gitmişlerdir. İstanbul P. T. T. B. Çekmece P. 'T. T. Merkezi binasında bir kısım tamiratın yaptı- rılması 2çık eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 19/7/939 çarşamba saat 16 da B. Postahane binası alt katta Müfettişlik odasında toplanacak Alım satım kamisyonunda yapılacaktır. Kağif bedeli *MA İsra S1 kuruş, muvakkat teminat £6 Jira 88 ku- ruştür. Tafplerin olbaptaki keşif ve şartnamelerini görmek ve muvakkat teminatlarını yatırmak üzere çalışma gürflerinde mezkür müdürlük idâri kalem levazım kısmına, eksiltme gün ve saatinde de, en az sekiz gün evvel İstanbul Vilâyetinden buna benzer 1000 liralık iş yaptıkları na dair alınacak ehliyet vesikası, 939 senesi Ticaret odası vesikası, mu- vıkkıl temlnıı mnııbı.zıı ile ıirııkoı Ivırııtyonı mur&uüın. .wrı. Sinir Harbi (1 inci sahifeden devam) işgaline kadar belki bir manası vardı- İngiltere ve alâkadarlar Ar- | navutluğun işgalini müteakib der- | hal karşılıklı ve ciddi tedbirlere girişmemiş bulunsalardı, ihtimal Almanya ve İtalya aralarında mutasavver ve mukarrer olan bir harbe başlıyacaklardır, Bugün için bu plân da akim kal- mış, Almanya ve İtalya için har- be girişmek bir intihar teşebbüsü haline sokulmuştur. Bu takdirde Almanya ve İtalya için istikbal bakımından üç tedbire başvurmak yolu kalmıştır. A— Geniş ölçüde askeri hazır- lıklar ve hareketlerle küçük dev- letlerin kararları üzerinde mücs- sir olmak B— Büyük devletler arasında- ki müzakerelere engel olmak C- Tekdid, blöf, sinir muha - rebesi ile kendi lehlerine bir im- kân yaratmak. Bizim şahsi kanaatimize göre, Almanya ve İtalya büyük bir harb mes'uliyetini üzerlerine alamıya- caklarına göre bugün için bu üç yol üzerinde yürüyor ve bilhassa sinir harbinde kazanmak istiyor - lar. Ancak, böyle bir sinir harbin- de kendilerinin yine en çok ka- yıpta olduklarının farkında değil- ler. Bir tarafta uz iş, kararsız iş, | hem az iş, hem işsizlik, gıdasızlık ve memnuniyetsizlikle beraber sinir harbi ile birleşiyor. Bu da- ha vahim, daha büyük tehlikedir. Sulh cephesi harbe karşı koyduğu kadar sinir inadında da dayanma- yı muhakkak ki bilecektir. ETEM IZZET BENİCE Makineye Verirken: Köse İvanof'u Prens Pol Kabul Etti (1 inci sahifaden Sevam) Misafir naziır Yugoslavyada iki gün kalacaktır. Gospodin Köselvanofun Yugos- lavyaya yaptığı bu seyahat siyasi | mahfillerin kanaatine göre memleket arasındaki samimi dost- luk ve komşuluk münasebetleri- nin teyidinden ibarettir. Resmi mahfiller Yugoslavyanın Balkar: antantı menfaatlerine kar- şı tam sadakati hakkında şüphe u- yandıracak mahiyette yapılacak tefsir ve şerhleri daha şimd'den reddetmektedirler. Alman Sefirinin Müdahalesi Bükreş 10 (AA.) — Almanya- nın Bükreş elçisi, Romanya Hari- tiye nezaretine Alman gazetele - ryinde çıkan bazı makalelerin Ro- men halkma bildirilmesinden do- layı teessürlerini ifade etmiş ve bu makalelerin Romenler için ya- zılmadığını ilâve eylemiştir. Macaristanda Nazi Budapeşte 10 (A.A.) — Virradat gazetesinin bildirdiğine göre Oklu Haçlıların partisi olan Nazilikten mülhem teşekkül yeniden tensik edilmiştir. Hududda Bomba Patlaclı Bükreş 10 (AA.) — Eski Ro - men - Çekoslavakya ve yeni Ro - men » Macar bududunda - kâin Halmel kasabasının belediye reisi- nin evine bir el bomba atılmıştır. | Kafa tasından ağırca yaralanan belediye reisinin vaziyeti ümidsiz- dir. Müdürlüğünden : $ NX Milli Küme Şampiyonu Kü Demirspor-Beşiktaş Berabere Kaldı: 1- Şampiyonluk Galatasarayla Demirsporlular Arasında.. Dün Şeref stadında bu seneki milli küme şampiyonasının fina- listini tayin edecek olan Demir- spor - Beş'iktaş maçını seyret - mek için stada toplanan merak- hlar hemen hemen trlbünlerle duhuliyedeki mevkileri doldur - müş bir halde idi. Bu moeraklı küllesi içinde Beşiktaşlılar bu- lunduğu gibi Ankaradan gelen kalabalık bir kütle ve bilhassa maçın neticesine göre şampiyon- >luğu alacak olan Gülatasaraya mensup taraftarlar ekseriyeti teşkil ediyordu. Daha maç vak- tine çok zaman olduğu halde se- yircilerin sabrı tükenmiş bir manzara arzediyordu. Halk bu haleti ruhiyeyi taşır - ken şüphe yok ki maçı yapacak olan iki tarafa mensup oyuncu- | larda ayni haleti ruhiyeyi taşı - makta idiler. Hele Demirspor - lular bir gün evvelki düşük o - yundan sonra bu kuvvetli raki- bini nasıl yeneceğini ve şampi - yonada nasıl bir derece alabile- ceğini düşünerek âsapları ge - rilmiş bir halde idiler. Buna mukabil Beşiktaş ta ya- pacağı bu maçtaki alacağı dere ce ile ikinciliğe çıkabilecekti. Sazt 17.30 da sahaya çıkarak mutad meras'mi yapan iki ta - kım bugün şu kadrolarımı mu « hafaza ediyordu Beşiktaş: Mehmet Ali - Naci, İbrahim - Hüseyin, Bedii, Feyzi- Hayati, Hakkı, Sabri, Şeref, Eş- ref - Hakem Feridun Kıhem ida - resinde oyuna Beşiktaşlılar baş- ladılar, İlk hücumu Eşref tara- fından yapan Beşiktaşlılar bun- dan istifade edemediler. Dem'r- sporun sağdan yaptığı mukabil hücumda koörneri sağ açık iyi kullanamadı. İlk dakikalarda Demirapor daha fazla hücum ya pıyor. Buna Beş.ktaş ta muka - beleye başladı. Beşinci dakika- da Hakkının güzel bir şütü avu- ta gilli. Demirsporun — geçirdiği bu tehlike ile beraber hücum hat- tanin yaptığı akıllı bir iniş az kalsın Beşiktaşa bir göle malo - Jacaktı. Mehmet Alinin müda - hadesi bunu önledi. 21 inci dakikada sağdan inen bir Demirspor hücumunda Fey- ziyi atlatan Arif yerden kuvvet- siz bir şütle topu Reşiktaş kale- sine gönderdi. Mehmet Alinin lâkayd bir plonjonu Demirspo - ra bir gol kazandırdı. Oyuna tek rar başlandığı zaman Demirspor yaptığı gölün bızi İle çalışıyor- u. Devren'n sonu yaklaştığı za- man Demirsporlular daha ener- jik daha fazla hücum sırasında birinci devre 1-0 Demirsporun lehine bitti. İkinci devreye Demirsporlu - lar başladılar. Topa vuruşla be- raber müthiş bir süratle hücu - ma geçen Beşiktaşlılar ikinei da kikada bir penaltı kazandılar. 3 üncü dakikada Hakkının bir sürüşünü önlemek - için havaya çıkan Demirspor müdafileri top la elle çevirdiler. Hakemin ver- diği penaltıyı Hakkı sıki bir şütle gole çevirdi. Bu gölle be - raber tekrar hücuma devam e - den Beşiktaş sanki birinci dev- reyi oynamamış ve yorulmamış bir enerji güsteriyordu. 10 uncu dükikada Beşiktaşın yeni bir hücumunda Şerefin ba Tikulâde bir volesi Demirspor Kkalesini bulurken Necdet hava- dan yaylanarak bu hârikulâde Şütü fevkalâde bir plojonla kur- tardı. Beşiktaşlılar tekrar hücumla- rıni sıklaştırdılâar. Her tehlikeli inişlerinde kaleçi- Necdet feda- K ö Arür kârane kurtarışlar yal Beşiktaşın bu tatbiki b semere veremezken da müdafsaya daha miyet veriyordu. Oyun $)| dakkadan itibaren baştdf kadar asabi ve heyecanli mağa başlanmış ve Demifi müdafaa tabiyesi önündü taş mütemadiyen hücum miş olmasına rağrmen'b gol yapmağa muvaffak dan bu çok müh'm olan iki tarafın çok çetin bir delesinden sonra 1-1 baraf le nihayetlendi. J Dünkü Güreşle Dinarlı Bulg r k K. Ali Tafe Yendi Taksim stadında yap fesyonel — güreş müsal büyük bir alâka uyandı! narlı Bulgara, Kara Ali &? beş pehlivana galip geldi. Birinect güreşi iki küçüt) Hvan Bursalı Selim ile Hasan yaptılar. Bir â dak'kalık güreşin yedi kasında Selim kasmının yere getirdi. Üçüncü müsabakayı Fethi - Karacabeyli İsmöfl ğ tılar. Karacabeyli yendi. Günün en mühim m dördüncü güreşti. Bulgaf tanof Dinazlı sabakanm tarzi - cereyl tatbik edilen oyııımın şıkk olduğu anlaşılı Tnt dreri valenmdü İkinci devrede oyular İ Di takip etmeğe başladı. ayaktan Bulgar da kati şıyor. Çok geçmeden Bul$”) ne altta Dinarlı ayni oyuf) bik etmeğe başladı. Ve ger tekme ile dü defa ayn! oyunu tatbül narlı Bulgara pes ettirdi *| sabakayı kazandı. İ San güreşi Kara Alı il€ | yaptılar. Ali güreşe ilk gıçta faik oldu. Daha dakikada b'r ayak fari'ye pes ettir Dünkü Yüz Yarışları İstanbul su sporları # tarafından tertip edileri j gimin dördüncü yüzme müsabakaları dün ş:—nf yüzme bavuzunda yap Müsabakalara 70 yüzüt rak etmiştir. fan (Beykoz) 182 — — 100 metre klü Mahmut 124 Yeni Tü koru, 2 — Vedad, 3 — Müsabakalar — neticesif pılan puan tasnifine görü, vanla Beykoz birinci, G#| ray ilt Beşiktaş 13 müf vanla ikinci olmuşlardır e Z KASIMPAŞA SPU” BİRLİĞİNDEİ Cemiyetler kanunu hi göre, esas nizamnamedi İj 7/938 Sahı günü saat 20 gelmeleri rica alunur