4—SON TELGRAF —10 TEMMUZ 1939 Avrupada Son Vaziyet Sulh Cebhesi Ve Mihver Devletlerı İki Grup Arasında Yeniden Müzakereler Başlaması Mwhtemel Belçikalı Bu işe Tavassut Edebilir mi? Bilhassa İktısadi Vaziyet Tehlikeli cak kadar g harcı olan ince işlerdi vrupa matbuatını gözden de ne görülü - anı istiyorlar Ve saire bahsi değil mi?. Buna h cephesi de şu tarzda çalışıyor, bu cepheyi teşkil eden devletlerin öbürlerinden daha üs- tün bir vaziyette olduğunu isbat eden mühtelif mukayeseler... Fakat diplomatları düşündü - ren başka cihetler de vardır. Aca- ba şu mihver devletleri cephesi ile sulh cephesi arasında bir köp- rü atılamaz mı?. Söylemeğe ha- eet yok ki bu tasavvurları besli- yenler faal bir rol alarak işe gi- rişecek olsalar da her iki tarafın ileri de bir harb olacağı düşünce- Erkek Yerine Kadın Alman Demiryolları İdaresi Çalıştıracak Erkek Bulamıyor Almanyada hemen bütün er - kekler harb malzemesi imal eden fabrikalarda çalışıyorlar, O kadar ki Alman demiryolları idaresi ça- lıştıracak adam bulamamaktadır. Alman demiryolları ise mühim bir teşkilâttır ve memleketin can da- marı halinde durmadan kaynayan bu teşkilâta zerre kadar aksaklık getirilmemesi lâzımdır. Bu sebeb- den Alman demiryolları - idaresi erkeklerin yerini tutma küzere ka- dınlardan istifadeye karar vermiş- tir. Bugün Alman demiryollarında binlerce kadın çalıştırılmaktadır. Hatta bunların içinde lokomotif idare eden makinistler bile var - dır, Bürolarda çalışay — kadınlar için de hususi! bir üniforma kabul edilmiştir. Bu reşim Alman de - miryollarında çalışan memur ka- gınların üniformasını göstermek- tedir. w* sile alabildiğine devam eden ha- zırlıklarını asla durduracak de - gildir. Londralı — gazetenin ilâve et — Yükü ne.. Taş atıp ta kolu yorulacak değil — Bir kaç kandilli selâm: beş ön «Allah ömür- l&i versins le yine ya seni, ya beni Paşaya peşkeş ' emin hiddeti gittikçe artıyordu. Baktım, eli Ben de üzülüyordum, ben de kendi- meğe başlıyordum. Fakat, ne yapayım çıkarmak, nefretimi dökmek lâzımdı. Ken- almi tutamıyordum. ağır da olsa söylüyordum. İ- çimden öyle bir his coşuyordu ki, Paşanın beni iste- mnesinden ziyade babam beni onun kollarına sürük- demtek, kendisi de kapılanmak istiyordu! Bu zan his- setmesini bilen kalpler için müthiş, boralı bir isyan kaynağı idi. Fakat, annem bana benim gibi mukabele et medi. O, her vakitki gibi yumuşaklı, inceye ve şef- kafli idi. Babamı onun düşünüşünü haklı çıkarmak ve: Bu neticede benim menfaatim olduğunu anlat- Mak İstiyor: — Kızım baban da fena demiyor ya.. Paşa gibi bir kocdn olmasını kim istemez. Senin iyiliğin için!, Diye, müdafaalarını yapıyordu. Bazan sin irçın nöbetlerine tutularak, bazan inerek, yu- Muşayarak annemle beraber karşılıklı çekişmemiz epey süri der!., — Evli tiğine göre Musolini bu işi yapa- | Belçika Kralı Loopold İngiltere sey ahatinde Kral Jorjla bir arada ... bilecek gibi değildir. Çünkü ge- çen eylülde Çekoslovakya taksim edilirken İtalyan Başvekili Al - manya ile Fransa ve İngiltere a- rasında tavassut etmek rolünü al- miş ve sulhu kurtarmaktan bah- sedilmişti. Bugün Masolin! tekrar mihver devletlerile İnfiltere ve Fransa arasında bir köprü kuracak hal- de bulunmuyor. Bugün Berlinin muvafakati ol- maksızın - Roma tarafından — bu yolda nasıl bir teşebbüs olabile- ceği pek şüphelidir. Bu böyle olduğu gibi Amerika Cumhurreisi de mihver devlet - lerile İngiltere ve Fransa cephe - sinin arasında bir köprü kurmak taşebbüsünde bulünacağa ben - zemiyor. Çünkü mihver devletle- ri Amerikadan gelecek bu yolda bir teşebbüsü kabul etmiyecekler-. dir, Bu halde hatıra gelen şimdiye kadar Vatikan oluyordu. Papalık tarafından şu son zamanlarda bir takım teşebbüsler de olmadı de- ğil Vatikanın politika âleminde faal bir rol oynamak istediği gö- irdu. Fakat İngiliz gazetesi- nin yazdığına göre böyle bir te- şebbüsde bulunmak üzere Belçika Kralı Leopold de vardır. Genç Kral bir iki sene evvel dünyada iktısadi vaziyeti düzeltmek üzere daimi surette çalışmak için bey- nelmilel bir teşkilât vücude geti- rilmesini de teklif etmişti. (Devamı 7 inci sayfada) MERAKLI ŞEYLER KONKORD KÖPRÜSÜ VE HEYKELLERİ Konkord köprüsü, Parisin en güzel köprülerinden biridir. 1 sonkâmun 1810 da, lmparator Na- Polyon Bonapart, harb myedanlarında ölen cenerallerden Lasal, Sent Hiller ve Lakurun heykellerini köprünün ba- | yina koydurmak istedi. Fakat, muvaf- fak olamdı. Çünkü tmparatorluk su- kut etti. 4 şubat 1816 da on altıncı Lül, köp- rünün — kemerlerinin takviyesini — ve üzerine şövalye Bayar'ın büyük hey- kelinin konulmasını irade etti. Bilâkare, Sullinin, Kolberla, Türea da, iâh... heykelleri de konuldu. 1837 de, bu heykeller kaldırıldı. Versay şa- tosunun şeref avlısına naklolundu. Konkord köprüsü, maşhur mimar Peronnenin eseridir. Küşad resmi 1792 de yapılmıştır. YAMYAM NEBATAT Hayvan etile kendini besliyen — bir çok mebatat vardır. Fransanın cenu- da «Anberiyes ve yahad ajale fidanır denilen bir nevi nebat yotişir. Yaprak- ları büyücek bir kaşık şeklinde ve kenarları kırmızı tüylüdür, Bir sinek veya herbangi bir böcek bu yaprağın üzerine kondu mu, yaprak derhal ka- panır, ertesi günü açılır, sineğin veya böceğin derisini atar. | FORDUN SERVETİ NE KADAR Amerikanın en meşhur otomobil fab- rikasının sahibi olan Fordun serveti 50 mllyar altın franktır. | Dünya bankalarında mevcud nakdi 10 milyar franktır. Ford fabrikalarının ustabaşısı fab- rikadan çıkan etomobiller parasaz ve- rilmiş olsa bile bunların yedek aksa- mı satışından senede 50 mityon frank kazanmak kabli olduğunu söylemiş - ür. FRANSADA KÖPEK KITLIGI Yransada kuduz Ületi kalmamış g- bidir. 1982 senesinde yalnız bir kuduz vak'ası görülmüştür. Hana da sabeb, sokak köpeklerinin kalmamasıdır. Halbaki 1881 de Paris sokaklarında 229497 serseri köpek vardı. Civar köylerde de 225,917. IRAK PETOLLERİ Trak petrolleri Hayfa ve İskendera- Ba, yer allına döşenen borularla ge- tirilir. Bu borular 1850 kilemetro undadır. Kerkük ve havalisinde çıkan petrollerden 4 anllyon tonu bu | borular vasıtasile naklolunur. Bu yolün üngasi, bilhassa Pirat meh- ri altından geçirilmesi çok zahmetli ol- muştur. 20, 30 santimetro kutrunda 123,000 ton ağırlığında boru döşenmiştir. Bundan başka, Fırat nehri Üzerine gerilen — teleferik vatıtasile 1984 de 50,000 ton petral naklolunmuştur. Doktorun Öğütleri: TIRAŞ Ustura ve yahud jiletle ken- di kendine tıraş olanlar, müm kün mertebe pendah yapma - malıdırlar. Yani sakalları ter- sine tıraş etmemelidir. Perdahsız tıraş hem - cildi muhafaza eder, hem de yüzü- nüzde kılların ters dönmesine mâni olur. Petdahlı tıraş olanların yüz. leri vaktinden evvel buruşur. Tıraştan sonra yüzü sıcak su kaynar suya küçük bir havlu batırarak yüze pansıman yap- mak rengi güzelleştirir, cilde | Learavet verir. | Sürej yya, Marg zasında tezgâhlar olarak ta- Bir gün sevgilisine, bü- gelmişti. Be- nımıştı. yoğlur y rından birin kânın için taze bir güzel kız va: idi. Genç kızın L Marge- yı, tam manasile «ağ- zının içine baktırıyordu-> Delikanlı, mağazaya uğrüyor, yordu. Sür inden çok, 1 artık her cumartesi, yaptırır ada bir ziyareti, ikiye, üçe çıkardı. Sevgilisi Ruhsar da, bu çiçek büketlerinin gittikçe ar- tışını, delikanlınım, köndisini git- tikçe daha çok sevdiğine hamle- diyordu. Her buluştukları zaman: — Süreyya, seni çok seviyorum. Beni öyle mes'ud ediyorsun ki, diyordu.. Süreyya, gülerek: — Sevgilim, bütün dünya çi - geklerini sana taşısam gelsem, yi- ne içimin meylini anlatamam, di- yordu.. Ruhsar, Süreyyantı çok sevdiğini zannettiği nundu. Margerit, mağazada çiçek Batışının artmasından. dolayı mem-| nundu. Süreyya da, tezgâhtar kızı sık sık görüp konuşabildiği için memnundu. Aradan iki ay-geçti, bir akşam, yine mağazaya uğradı. Mevsimin en renkli ve güzel çi- çekleri gelmişti. Margerit, deli - kanlıyı, her zamanki füsunkâr to- bessümile karşıladı: kendisini — Buğgün, dedi, sevgiliniz için cidden sürpriz olacak çiçeklerimiz var, Kızınız çok memnun kalacak. Şu karanfillere bakınız.. Bu renk zannetmem ki, şimdiye kadar gör-, düğünüz renklerden olsun... Bun- Tarın tohumlarını, tâ Nisden, bir Kontesin malikânesinin bâhçe - sinden hususf olarak getirttik. Süreyya, bu sözlerden ziyade, kızın ağzına, gözlerine dikkat e- diyordu.. Hayran hayran dinli - yordu. Nihayet dayanamadı: — Margerit, dedi.. Size bitşey itiraf edeceğim.. Sizi seviyorum.. Uzun zaman var ki, bu hissin al- tında eziliyorum. Bilmem, anlı- yor muydunuz?. Ne bu karanfiller, ne de kendi- sine mütemadiyen büketler taşı- dığım sevgilim, sizin kadar güzel değildir .Bana acıyınız, sevgimi kabul ediniz.. Margerit bir kahkaha attı. Ay- lardanberi, bu müşterisinin halin« den herşeyi seziyordu. Fakat, piş- kin kız için, böyle bir teklife karşı en ufak müsamaha göstermek teh- likeli olurdu. Patron hissederse mağazadan yürütürdü. Patronun direktifi şu idi: — Müşterilere cazib, sevimli görüneceksiniz... Güler yüzlü o- lacaksınz.. Manalı bakışlarla on - ları teshir edeceksiniz. Fakat, hu- dud o kadar.. Daha ilerisi yasak., Margöorit birden ciddileşmiğti. Patronun posbıyıkları, iri göbeği, çatık kaşları gözlerinin önüne gel- di. Süreyyaya doğru biraz eğile- rek: — Beyefendi, dedi, affedersiniz. Ben bir tezgâhtarım. Siz güzel, ki- | bar bir sevgiliniz var. Ben, sizi asla tatmin edemem... Sonra, sev- gilimize karşı da büyük bir viedan şzabı duyarım.. Fikrinizi, hisle- rinizi değştirmeğe çalışınız.. Beni sadece size çiçek satan bir kız 0- larak kabul ediniz. Yine dost ka- lalım. Bu sözlerden, Süreyya, müthiş bir hayal sukutuna uğramıştı. Şa- kakları zonkluyor, dudakları tit- riyordu. Ne cevab vereceğini, bir- den şaşırmıştı. Hazırlanan çiçekleri aldı, mağa- zadan çıktı. Üç gün sonva, tekrar uğramıştı. Yine çiçek yaptırdı.. Margerit yi- ne güler yüzlü, fakat, durgundu.. Süreyya meyustu.. Genç kızı, bir kaç dakika hayran hayran seyret- ti. Fakat, ona karşı olan sevgisi daha çok artmış, kalbini bir kurd gibi kemirmeğe başlamıştı. Margezit de, âdeta, fazla konuş- maktan ürküyordu.. Zavallı kız, suçlu gibi duruyordu. BEŞ HASTA VAR | .——.— Yazan;'Etem İzzçt BENİC . Bir türlü içimdeki derdi anlamıyor, bil- miyor, bana boyunu: — Rahat edersin.. — Seiveti var!, — Ölüsü de, dirisi de seni ve hepimizi ihıya e- — Daha iyi koca nerede.. — Bu fırsat her insana ömründe bir defa gelir, — Hiç düşünmemelisin... Diye ukalâlık ediyordu. En son ciğerlerimi sız. latarak yerinden kopup girtlağıma dayanan sabır- sız, güçlü bir isyanla: — Anne ben Cahidi seviyorum.. Diye bağırdım. Ve. — O da beni seviyor. ceğiz!.. — Bu iş böyle. İster darılan, ister gücenin!. Çok zorlarsanız evinizden de — Kendimi öldürürüm, yine o herife varmam! — Babam beni kendi elinde kiralık dükkân mı Za renln(vr" »« İsyan, kin, nefret karışık sözlerim davam eııuuıdu — Sen de sevmedin mi?.. — Sen de sevmenin ne olduğunu sun? — Bak, kaç senedir hâlâ Rüştü Efendiyi seve- medin!. — Ondan nefret ediyorsun!, Koynuna girmekten çekiniyorsun! iye düşünüyorsun! — Hayatım bile çil — Ben de mi senin gibi olayım?. — Ben de mi yaşarken kendimi Annem bir heykel gibi beni dinlemeğe başla « Beni dinledikçe hayretten mıştı. Susuyordu. Ve. Ve.. Ben yine durmadan, bü- tün hızımla, söylemek isteğimle; boşalmak, rahat- den ayıramaz.. — ©O hamallık, ben hi rilmiyacağız.. çıkar giderim. Tum!. bilmiyor mu — Biz saadeti ser — Zenginlerden nefret ediyorum. — Paşa gibilere düşmanım — Rüştü Efendiyi boğmak, parçalamak istiyo- ak darlığile söylüyordum: — Cahitle evleneceğim.. — Hiç bir karar, hiç bir arzu bizi birbirimiz- ilik edecek, yine a) vette bulmuyoruz. — Ben satilıik değilim!. — Ben tüccar malı değilim!, Neden sonra, annemin tekrar dili çözüldü ve, Ben sustum o söylemeğe başladı: — Cahit sana koca olamaz.. — Daha mektebini bitirecek!. — Karısına bakabilme: sene geçmeli.. ölü bileyim? için en aşağı beş altı — Befil olursun. — Bedbaht olursun. — Paşa yaşını başını almış bir adam. (Devamı var) | eülmüş. O günden sonra, Süreyyanifi "'lı mağazayı ziyaretleri, hep bu hi | Ti va içinde geçti. Margerite karşt |"t sevgisi arlıyor, buna — mukabil b genç kızdaki durgunluk da ziya” |lb deleşiyordu. (Devamı 7 inet sayfada) Ankara Radyosu hei BUGÜN bi 19 Proğram. 19,05 Müzik (2 incl rapsodi - Listi ” |. Pi.) 19,15 Türk müziği (Fasıl heyeti). 20 Memlekef saat ayarı, ajans meteoroloji haberleri. 20,15 Konuşma (Doktorun mati). 20,80 Türk müslği (Halk türki 2050 Türk müziği, 1— Salâhaddin Pınar - Kürdiliti gazkâr şarkı - Ne gelen var. £— Şemseddin Ziya - Kürditiklesf | — kâr şarkı - Güvenme hüsnüne, y &— Artaki - Kürdilihicarkâr şarkf Ve Ay dalgalanırken, 4— Boğos - Kürdilikieazkâr şark! ” Güller açınış. ı—ı—ı-ıı.ıııııı..ıuıııl' Bülbül. 2110 Müli mesikilere dair Kkonuşma (Leh musikisi). Halil Bel Yönciken, 2LAS Neşeli plâklar - R. d Bı 2130 Müzik (Piyano soloları - Cemal Erkin). 2t Müzik (Küçük ıııuın-#l., Necib Aşkın). gER | 23 San ajans haberleri, .ı(ır ham, tahvilât, kambiyo - nukut & Bası (flat). 23,.20 Müzik (Cazband - PL YARIN 1238 TTürk müziği. B 1— Hicaz peşrevi. d ı 8— Bedriye Hoşgür - Hicaz şark! Mümteziç aşkınla. e A6 İ— Nobar - Hicaz şarkı - Ağİ Ve # İ Y K şarkı | ,; ta A— Ahmet Rasim - Rast şarkı - gönlüme bir hali perişanıma. 5— Mustafa Nafiz - Hicaz |.. ti ha 18 Memleket saat ayarı, aJan$ haberleri. 1315 - 14 Müzik. 1357 Hicri Cemaziyelevvel 1930 Ay 7, Gün 191, Hızır 66 10 Temmuz P: