9 Mayıs 1939 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

9 Mayıs 1939 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Helalardan Para Alınması mudur ? yenin bazı semtlerde yap- asri helâlardan para alın- çlması halk arasında mem- etsizlikle karşılanmış ve bu bazı şikâyetler vukua gel- başlamıştır. olarak Taksimden kaldırı- arka sokağa alınan asri he- da para alındığı için bir kı- n yolcular halya girmeyip yan Araftakı duvarlara abdesi boz - Baktadırlar. Belediye bu vaziye Ka önüne geçmek için şimdiye İMlar yapılan ve yapılacak olan ı"lıulıı para alınmaması hak- “İ , ”© yeni bir karar vermesi mev- bahsolmaktadır. 4 ; B SEE P£ rlrir | Göçmenlere | Ev Kirasıda | Verile Bilecek "| — Göçmenler bakkında dün Sıhhat Ve İçtimaf Muavenet Vekâleti ta- dan mühim bir emir gönde- Bu emirle henüz iskân muame- n ikmal olunmaması ve bik- hait mutlak sürette kırpılması N çift hayvanlarile ziraf &- tlerin verilmemesi sebebile he- hayatlarını kazemıyan bütün $menlere sür'atle ev temin ©- ve pe let, ne €v ve ne de, Fit hayvanı olmamış — olanlara Üerhâl ev kirası vetilmesi tebliğ Sünmuştur. Yi İ | ROMAN : 14 (| — Y anet bu sözleri dinledi, dinledi: — Pekâlâ, dedi. bütün bunların ı'sııiıcı.ı.ı_ı,sır-ıııvıeırııııeıı '| — Ç* mertebeye lüyik bir kadın m> i Yim? , —O da J4f mi? Yerin, sen, Ja- “Bet, hiç ummadığı" bir nimete ko- Tuyorsun. Hâlâ farkında değilsin. D Badiden biğ dümnüni Hüngi me - Üizayı isterren. araya git. Beğen, N Belea; kanöite'en güzel şeyleri ya- İ ir. Pakat öyle yokışlır ki bir L K Meselesi: Fırıncılar Telâş Etmiye Başladı Belediyeyi Ekmek Fabrikası Yap tırmaktan Vazgeçireceklermiş ! T ."İ da beğensin.. . KRAL | |— Şönt Jan Dübarrv. herhangi bir Sirmatı kaçırmamak için Versay Şitrında küçük bir ev kiraladı. Yadı, döşedi. Blr hirmetçi ka- aldı. larından çoğunun gayrisıhhi ol- dukları ve istenilen evsafta bu- kanmadıkları da Belediye Re- kliğince tesbit olunmaktadır. “Ekmek fabrikası» kurmak - tan maksad da Belediye for - müllerine uygun olarak tam sıhhi fırınların - ekmek çıkar- maktır. Binaenaleyh İstanbul fırın » cıları bu iki hususu temin ve taahhüd ettikleri takdirde Be- lediye Reisliğinin kararından yazgeçmesi, yani «ekmek fab- Fikası» inşaatımı tehir etmesi çok muhtemel görülmektedir. Bunun içinde; Belediye Re- isliği ile fırıncıların yapacak - Tarı temasta kendilerinden fı - rınlarında sıhhi ve fenni tesisat yapacaklarına ve Belediye for- müllerine uygun ekmek çıka- racaklarına dair taahhüd ah- nacaktır. İstanbul fırıncıları kısa — bir zaman içinde fırınlarını tadil ve islah etmedikleri - takdirde Belediye Reisliği kararını tat- bike teşebbüs edecektir. -Japonyaya Gönderilen Tuzlarımız Japanyaya ihraç olunan tuzlara mukabil alınan takas vesikaları - nn iptaline karar verilmiştir. Buna sebeb Japanyanın bu mu- amelede sif esasınrın kabul olun- masını istemesidir. Halbuki bu - sas kabul edilmekle 1 milyon li- raya yakın bir serbest Gdüvizin memleketimizden çıkmasına sebe- biyet vereceği anlaşılmıştır. Bu ka- rar Üzerine bir kısım tuzların sa- tışı durdurulmuş ve bir, kısmının da iptal olunmuştur Japonyaya tüz ihracatına aid tahisarlardan başka diğer devlet dsirelerinde bulunması muhtemel olan takas vesikaları de satın a- hnacaktır. L Pul Yapıştırılacak Türkiye haricindeti makamlar- Ja Türk konsolos'aklarına resmt dalreler tarafından — gönderilecek olan mektublara pul yapıştırı! - ması ve ayrıca gideceği memleket isminin de #Jâve otunması Dahiliye, Vekâletinden vilöyete bildirilmiş.i tir. geee Ma'baa İşçileri Birliğinin Umumi Kongresi Matbaa İşçileri Birliğinden: Mutad senelik köngremiz 14 ma- Löbel'e de bu evin âdresini ver- mişti. Janeti de bu eve getirmişti. Orada en müsaid vaktir hulül et- tiği haberini bekliyorlardı. Nihayet, bekledikleri gün gelip çattı. Herşey Löbel'in tamhin etti- Bi gibi, noktesı noktasına çık - maştı. Küçük eve haber geldi. Janet derhal giyindi. kuşandı, elinde la- ne kesesi olduğu balde, oraya ge- lenlerin arasında ön safta mevki aldı. Kral, malyeti ile beraber uzak- tan göründü. — Muhteşem kafile Janetin bulunduğ. yere yaklaştığı| zaman, Kralın hemen arkasında bulunan Löbel hükümdarın ku - dağına bir şeyler tısıldadı. Janetin) yüzü hicab ve gururla karışık bir hisle kızarmıştı. On beşinci Lüi genç kadının tam hirasından ge- eve gelirdi. Ne olur ne olmaz eıyıl Kaç Türlü Yumurta Var ? ir adamcağız kapının önün- Biz — Taze yumurta.. - diyor. Tanesine beş kuruş verip alıyo - ruz, Bir başka vatandaş kapıyı çalı- yer: — Köy yumurtası, diyer, dört kuruş verip alıyoruz. Köyedeki büyük bakkal: — İçmek için, diyor, yüz para verip alıyoruz. İstanbulda satılan yumurtaların içinde hiç «taze-, «günlük» içmek için değil de alelâde kullanmak i- çin alanı yok mu?, Yumurtanın Hatı da bittabi, sa- tanın kullandığı tabirlere göre değişiyor. İşte bir mesele de budur. BÜRHAN CEVAT Pazarlık Yüzünden Bir Cinayet Birkaç gün evvel İstanbula ge- len ve Sirke-'de Demirkapıda Ha- san çavuşun kahvesinde yatıp kab kan Tekirdağlı İsmal Hüsmnü a- dında biri evvelki gece saat 2 rad-| delerinde Eyübe gitmek istemiş ve Sirkoelde müşteri beklemekte olan 1627 numoralı taksi otomobi- linin şofğrü Rahmi ile pazarlığa girişmiştir. İsmail Hüsnünün tek- lif ettiği parayı az bulan — şoför Rahmi pazarlıktan vaz geçerek uzaklaşmagla olan İsmail Hüs- nünün arkasından sarfettiği alaylı' birkaç söz kavganın başlanması - na sebebiyet vermiştir. Kavga bir anda büyğmüş ve Hüsnü bıçağını çekerek şoför Ral.miyi kolundan ve karnından ağır surette yarala- maştır. Üznidsiz bir belde bulunan Rahmi can kurtaran otomobilile hastaneye kaldırılırak tedavi al - tına alınmış, kaçmak ısteyen Hüs- nü yakalanarak tahk!kata başlan- | mıştır. Tatil Günleri Kararlaştı Hatay hükümet: genel tatil gün- lerini tesbit etiniştir. Bu hususta kabul olunan yeni bir kanun mu- cibince genel tatil günleri şun - lardır: til ve büyük merasimle tes'id olu- nacaktır.> 30 ağustı v zafer bayra- mı çünü «0 gün ayrıca büyük as- keri merasim yaprlacaktır.» 23 ni- san bayramı *1,5 günr, 1 mayıs bahar bayraını. Şeker bayramı 43 gün>, kurban bayzamı «4 gün> bugünlerde mektebler ve tekmil dalreler — kapanacaktır. Yalnız; dükkânlar ve müesseselerin 28 ve 30 ilkteşrin günlerinde kapanma- ları mecbur! değildir. Kral. elli sekiz yaşlarında bir adamdı. Kenarları çiçekli işleme- lerle çevrilmiş ye'eğinin altmdan mühteşem bir göbek görünüyor- du. Katmerli bir çenesi vardı. Boy-! mundaki kıravatının Üstünde iri bir mücevher parlıyordu. Bunun- da beraber, gayet milsterih bir çeh- resi ve hâlâ gençliğini muhafaza 'eden sözleri vardı. Janetin iane keses'ni tutan elleri! hafifçe titredi. - Löbel o zaman, genç kadının elindeki keseyi aldı ve kemali hürmetle Krala damştı. — Sir, bu sevimli çocuğun yar- dımi hakkındaki fik'rlerini öğren- mek muvafık olur zannederim. — Evet, çok sevtinli bir çocuk! P O L e5S : Cumhuriyet baysamı <3 gün ta- | Çeviren; Muammer ALATUR. — Ü Ve Mah Kendini | Kolla Arlîgc_laş! Çünkü Feyzi Seni Öl- dürtmeğe Karar Verdi mumi hapishanede, Feyzi is- minde bir mahkümu ara - larındaki geçimsizlik yüzün-| den, bundan üç ay evvel 21/1/939 günü mangal ayağından yapılmış | bir bıçak ile öldürmek kasdile dört| yerinden ağır suretle yaralamak- tan suçlu ve tatili uzva sebebiyet vermekten mahküm Eyüb Yıldı- rimın durüşmasına dün İstanbul Ağırceza mehkemesinde - başlan- d Maznun Eyüb yıldırım, mahke- mede hâdiseyi şöyle anlattı: — Bu vak'adan birkaç gün ev- vel, bir gün arkadaşım Namık ile konuşuyorduk. Naruk bir gün sonra tahliye edilecekti. Arkadaşım bir aralık bana: — Eyüb, dedi. Feyzi seni öldürt-) meğe karar vermiş. Geçen gün bal işi yapmaları için. onun birkaç ki- | giye parasız 250 er gram eroin ver-| diğini gördüm. Kendini kolla!.. Üç dört gün sara bir sabah dördüncü kağuşur önünde dur! yyordum. Ö gün ziyaret günümü dü. Misafirlerimin gelmesini bek- lyordum. Bu sırada, Feyzi ikinci koğuştan çıktı. Beni görür, gör- mez birdenbire kaşları — çatıldı. Gözleri kin ve nefret hislerile pa- rıldadı. Omuzlarındaki — paltoyu yere altı ve sgert bir sesle — Ulan namussuz Eyüb, dedi. Seni başkasına öldürtecektim müa, bundan vaz geçtim. Kendi mi kendim göreceğim, seni ben öl-) düreceğim! Sonra ceketinin cebirden man- gal ayağından yapılmış olan bi - çağı çıkardı, üzerime yürüdü.. Ben: — Ne yapıyorsun Feyzi, delir- din mi? Derken, © bıçağ. vurmak - için kaldırdı. Çılgın adımın bıçağı kal- bime saplamak istediğini görünce, sol elimle anu karçıladım ve bun- dan sonra onun kulunu bükerek, bıçağı elinden aldım. Fakat Feyzil tekrar üzerime hücüm etti. Beni yumruklamağa başladı. Elinden ab-| dığım bıçakla onu birkaç yerin - den yaralamadan, tlinden kurtu- lamadım. O güne kadar Feyzi ile aramız- da kat'iyyen husumet yektu. Onun beni neden üldürmek istediğini hâ- 1â öğrenemedim.. Hazırlık tahkikatında ifadeleri bulunan şahidlerin de çağırılarak sorguya çekilmeleri için muhake- me on iki haziran pazartesi gü- üne bırakıldı. -Mahalle Sokağından Saraya! MADAM DUBARRY Kral, Janete dikkatle ve hatta asrarla bakıyordu. Hatta denebilr ki, Kral arada kendisini bekliyen- lerden hiç birini görmüyordu. Sonra yörüdü. Fakat arkasını hiç bırakmıyan sadık — adamının kulağına eğildi: — Löbel, dedi, bu kadımdan son- | ra bahsedersiniz. Çünkü beni pek | alâkadar etti. Ne güzel mavi göz- deri var. Ben bu kadar gözel ka- d nadiren gördüm Kral etikete o kadar çok rinyet- kâr olduğu halde, Janeti gördük- ten sonra arkasındaı her an emre müheyya vaziyette bekli, bel'e hislerini söylemeki ken - KE ai . kemeler Çarşıda Görülecek İşim Var Üç Şişe Rakıyı da Beraber mi Almış? Baylan lokantasında — bulaşıkçı iken, lokantanın patranları İsmail ve Hilmi ile garsonları — Dursun oğlu Hamdi ve İbzahime ald bazı eşyayı çalmaktan suçlu Kayserili Süleymanın muhakemesine dün Sultanahmed birinci sulh cezada bakıldı. Dünkü muhakemede da- vacılardan Hilmi şa ifadeyi verdi: «— Süleyrsan iki buçuk aydan- beri lokantamızda çalışıyordu. Ge-| çenlerde, bir gün, okantada ken- disile yalnız - bulunduğumuz bir sırada bana: 9 — Patron, dedi. Ben pek yakın- da memleke'me gideceğim. Bu se- beble bugünden sonra artık dük- kânda çalışımıyacağım, yerim? başka bir adam bulun!.. Ve bunu söylldiken sonra: — Çarşıda görülenek bazı işle- rim var, diyerek, düxkândan çık- tı, git O günlerde dükkârımızdan bi- , ze ve garsanlara aid bazı eşya ça- honmıştı. Süleymandan şöphelen- diğimiz için o #ikkânda yok iken bavulunu açtık ve bizden çalmış olduğu iki beyay evket, bir dolma kalem, bir önlük, bir tıraş fırçası ile üç şişe rakıyı orada bulduk. Bünün üzerise potise keyfiyeti ha-, bes verdik..r Maznun Süleyıran kendisine is- nad edilen suçu inkâr etti ve de di ki: e— Ben kat'iyyen lokantadan bir şey çalmadım. Çalınmış oldu- Bu iddla edi'en ceketlerle, dolma kalem ve önlük benimdir, Keza üç şişe rakı da bara alddir. Ben bu! gişeleri müşterilerden kalan rakı- larla doldurmuştem. Duruşma başka bir güne bıra- KISA POLİS HABERLERİ * Devlet Demizyolları Haydar- paşa amelesinden Abmed oğlu Ab- dullah temizlik için vagorda kul- landığı maddeyi yakarken hava almamasından zekirlenmiş tedavi altına alınmıştır. v Kadirgada bü bostan kuyu - sunda ihtiyar bir kadına aid bir cesed bulunmuştur. Cesedin bir kaç gün evvel ortadan kaybalan Kadirgada hamam sokağında otu- ranMekkonun kar:s — Agavniye aid olduğu anlaşılmıstır. Agavni - nin ne suretle kuyuya düştüğü he- nüz anlaşılamamıştır. * Kumkapıda otaran Hasib ile karısı Asiy> ve iki çocuğu bir se gına devam ederek sordu: — Bu kadının asxlet' var mıdir?| Kontes olduğuma öğrenince, de-, rin bir memnuniyet — izhar etti. Kontes Dubarry'yi o günkü vazi- yette resmen saraya kabul etmek teamül hilâfına olduğu halde, ara- Bıra verdiği husus akşam ziyafet- lerine kontesi davet etmek pekâlâ; mümkün olabileceğini düşündü” Löbel'e dedi ki: - Küntesin kim olduğunu öğ- reniniz ve bugünlerde kendisini akşam yemeğine davet edeceğimi söyleyiniz. SON nvsnın.ı' * Kont Jan Düb HON TELGRAP— İ NUH u Hazinenin Satacağı Emlâk Müşteri Çıkmadığı Vakit Ne Yapılacak? Hazine namına tefviz olunacak emlâk hakkında dün Maliye Ve- kâletinden defterdarlığa bir emir | gönderilmiştir. | Bunda deniliyor ki: 42004 numaralı kanuna göre sa- tılığa çıkarı'an — gayrimenküller; hazinece tefviz elunabilmek için bu kanunun 129 uncu maddesi cibince muamele yapılacak ve ya- prlan teşvik ve tergibler erağmen yine müşteri bulunamazsa; hazi - nece bu mal satışı çıkarıldığı va- kit kaç liraya müşteri bulu - nacak, © miktarı tecavüz et memek üzere bir bedel takdir edi- decek ve bu bedelin *t $0 si nisbe- tinde hazine tarafından pey sürü- lecektir. İzalej şuyu tarikile ve mahke - meler tarafından satılığa çıkarılabı hazinenin hirsedar bulunduğu gay-| Ti menkullerin müzayedesinde de 24490 numaralı kanurun 15 inci maddesi hükümleri mucibince kıy-| met takdir olunacak ve bu kıy - met mahkeme tarafından takdir olunan kıiymetin — ayni veyahud moksanı ise bu kıymeti kadar müzay caktır. Ekmek Narhı İbka Edildi İstanbulda bir ikinci nevi ekmek| tipi ihdas olunması hakkında Be- lediye istişare komus”cnu tarafın- dan verilen raporun tetkikine bu- günlerde başlanılacaktır. Beledi- yenin yeni iktısad mücürü de; bil-| hassa bu işle meşişu! olmağa baş- | lamıştır. Diğer taraften mevcud ekmek nerhizim bakası da aün kararlaş- tırılmıştır. yar tavukçıdan aldıkları peynir- den zehirlenmişler tedavi altına alınmışlardır. *W Divanyolunds 31 - numaralı Şazimetin tatlıcı — dükkânından yangın — çıkmış ise de sirayetine | meydan verilmeden söndürülmüş- | tür. *& Sürücü Mehmedin idaresin- deki yük arabası Aksarayda Asım adinda birme çarparak başından , yaralamıştır. * Şofür Mehmedin idaresindeki 1819 numaralı otornobil Hürriyet tepesinde Muhsin kırı Kamere çıı—l parak bacağından yaralamıştır. * Beşiktaşta Ortabahçe cadde- snde Basri adında biririn yapısın- da çalışan ame'e Zeki başına tuğ- la düşerek yaralanmıştır. & Yeniçeşmede — oturan Halid | Oğlu Feridenin bindiği bisiklet Ok-| meydanında 8 yasında Gürselen 'adında bir kıza çerparak başından yaralamıştır. * Samatyada Hayri adında bi- rinin oturduğu evdn yangın çık- miş ve ev kizmen yandığı halde söndürülmüştü gün Janeti bususi sofrasına davet edeceğini öğrendiği zaman, az kal-| dı sevincinden düşüp bayılacaktı. Janet de böyle bir mazhariyete kavuşmak — ümidile son derece mes'ud görünüyordu. Fakat işler bu şekle girince, Ja- netin düşünceleri de değişti. Eğer Kral kendisiri sofrasına davet e- derse, artık o güne kadar başka - larının elinde bulunan bütün koz-| ları avcuna olmak İâımdı. Hatta bu kozleri elinde bulundurmak, büsbütün gururunu arttırıyordu. | — Bütün bu hâdiseleri — öğrenen kontun ağlü Adolf, — ertsi akşam Versaydaki küçük — köşke geldi. Delikanlı pek endişeli görünüyor- , — Ben isterdem, seni mahvede- bilirim, dedi, Fakat Janet âşıkım teskine ça- TPT GUU T > FİL — AÇ ğ/, h I ğ İlk Mekteb Hocalarının Vaziyeti eçen gün bir gazetede, son senelerde ilk tedrisat mu- allimliğinden ayrılıp baş - ka mesleklere giren hocalara da- âr, bir istatistik gözüme ilişti. Bu rakamlara göre, son birkaç yıl - dır, ilk mekteblerde talebe sayı> sının farlalaşmasına mukabil, mu- allim sayısı azalmaktadır. Bu he- sabın nasıl bir metice verebilece- ğini düşünürken, üzüntü duyma- mak mümkün değildir. olunca, insan daha xziyade ürpe- riyor. Bundan başka son yıllarda, kendine güvenen mühim bir kısmı mekte devam edegelmektedirler. Bu da, ilk tedrisat talim heyeti kadrosu için keyfiyet bakımından ikinci bir zâaf noktası teşkil eder. Herhalde, şu muhakkak ki, ilk mekteb muallimlerini daha ziya- de msleke bağlıyacak tedbirler al- mak lâzımdır. Tühsilin temeli ilk — mekteb olduğuna güre, bu müce- — seselerde herhangi bakımdan za- fiyet asla dikkat gözünden kaç « mamak icab eder. j Hakikat şudur: İlk mekteb ha- casının kıdemi, zamımı, terfihi hiç de muntazam ve otomatik esasla- va dayanmaz. Yahud da, dayanır; fakat, tatbikatla maalesef müm- kün değildir. Halkaki onların omuzlarındaki yük, zannedildiğinden çok dahz ağırdır. REŞAD FEYZİ Gece gelen Telgraflar 'Tatil günlerinde ve gecelerile mesai saatleri haricinde gelen tel- grafların da'rlerde kimse bulun - maması yüzünden portu, telgraf ve telefon — merkezlerinde uzun müddet bekletildiği görülmüştür. Bu münasebetle dün Dahiliye Vekâleti bir emir göndererek bu kabil gecikmelere maycan veril - memek üzere bu telgrafları teslir. alacak bir memyrar, bulundurul ması ve isminin teigraf merkez- lerine bildirilmestai tebliğ etmi;- BirimizinDer fi Hepimizin Derdi Fakir Talabe ve Karne Ücretleri Bir ekuyucumuz yazıyor: Bazı llk mekteblerimizde eku- yan telebeler karnelerini alabil - eh için mekteb Mareleri taralın- dan Gcrele tübi tutuluyorlar. Ger- çi bu alınan icret yoksul ve fa- kir talebeye bir yardım olsun di- ye almıyor. Halbuki bu ücret bir (çok muhtaç ve fakir (alebelerden de alınmaktadır. Mekteb Mareleri — Hayır. cicim, dedi, neden böy- le düşünüyorsun? Bilâkis bundan —— sanra birbirimizi daha sık gör - — mek imkânlarını bulacağız. Eğer istediğimiz şey tahakkuk ederse, o — zaman ben emirlere tâbi bir oyun- —— cak olacak değil, bitâkir emirler verecek bir Vaziyete geçeceğim. Sen de benim yarımda yaşamak fırsatlarım bulacaksın, hatta es- kisinden bir kat daha fazla. . Krahın, Janeti hususi sofrasına davet ettiği akşamdı. Kont genç kadını sarayın kapisir.a kadar gee —— tindi. Ayrilırken Jünetin elini öpr tü ve son derece mütevazıane bir tavırla: — Ben şimdi dönüyorum, sizi kendi evinize bırakıyorum, dedi. — Teşekkür ederim. belki de hakkımızda hayırlı olur. (Deramı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: