PUEye KU p E ; EHİLİVUKUF ŞİMDİ VAKIF OLDU BALIKLARIN HASTALIĞI (ASIL TEŞHİS EDİLİYOR: HÂDİSELER KARŞISINDA üstehcen iddiasile, İzmitte açılan sergideki yerlerinden indirilen tabloların müsteh- cen olmadığı, gayet tabii olarak, anlaşıldı ve tekrar yerlerine asıl- dı. Bu arada, ne olduysa, yangın- dan mal kaçırır gibi, İzmitte alel- âcele teşkil edilen ehlivukufa ol- du. Çünkü, bu ehlivukuf ,resim- lerin müsteheen olduğunu iddia etmiş ve resimler, derhal indiril- mişti. Acırım bu ehlivuküfun baline.. Şimdi, meseleye — vâkıf oldular amma, iş işten geçti... Pariste, balıklara mahsus — bir hastahane varmış, Burada balık- lar tedavi ediliyor, hattâ, kloro - form verilerek ameliyat dahi y pilıyormuş... Bir arkadaş merak etmiş: — Acaba, burada tedavi gören hangi mes'ud balıklar?, diyor. Fakat, asıl mesele, balığın na- Si hastalandığını keşfetmektir. Çünkü, bizde insanların bile has- talığı kolay kolay keşfedilemiyor. Her doktor bir başka hastalık is- mi söylüyor. Balıklara gelince: Bunların has- talandığını hiç anlamayız. Yalnız, yerzi. Eğer zehirlenirsek balığın kokmuş olduğunu anlarız. Bizde balık hastalığı teşhisi, yiyerilerin zehirlenmesidir. YENİ SABAH VE NEVYORK KELİMESİ «Yeni Sabah» refikimizi oku - mayınca rahat edemiyorum. Oku- yünca da mutlaka, gözüme takı - lacak birşey çıkıyor. Dün birinci sahifesinde, Nevyork sergisinin - açılışına ait bir haberi verirken 36 | punto serlevhada Nevyork keli- mesini, yine ayni puntodan kos - Son Telgraf koca bir parantez içine almış. Ta- bil bir kıskaçla sıkılmış gibi, bu manzara hiç de hoş kaçmamış... Birkaç gazetede - vaktile, genç- liğimizde - Yazı işler müdürlüğü vazifesini yaplığımız için, gazete- lerin böyle sahife tekniği işlerin- den, âcizane biraz anlarız «Yeni Sabah» yoksa, Nevyorku ablukaya mı alıyor?. BAHAR BAYRAMI VE İKDAM REFİKİMİZ Dünkü «İkdam» refikimizde ba- har bayramıma aid bir zesim var- d Resimde, tahıninen beş on ka- dın, çocuğun, tahminen kırlık ol- duğu anlaşılan bir yerde olurduk- ları görülüyordu. Tahminen di - yorum. Çünkü, resmin baskısı o kadear fena, mürekkebi o kadar az gelmiş ki, ne olduğu belli değil. İşin garibi, bu resmin altında daz «Bahar bayramı — böyle neş'e İle geçti. diye yazilı.. Fakat, o re- simdeki insanların yüzleri fark e- dilmiyor ki, neş'eli olup olmadık ları anlaşılsın.. Bahar bayramı yağmurlu geçti. Acaba, resimdeki bu müphemi - yet, yağmurdan, bulutlu havadan mı?, Arkadaşım Hikmet Feria.n bir dobtordan dinlediklerini gazetesi- ne yazmış. Çok uzun ömürlü olb- mak için, köyde yaşamalı ve mut- laka kadın olmalıymış. Çünkü, kadınların hayatı, giyinişleri er- keklere nazaran, çok daha sıhhi imiş. Kadın olmak tıraş olmak Bibi birşey değil ki, tavsiye ye - rini tutsun... Fakat, kadınların ha- yatının, bizimkinden neden daha sıhhi olduğunu anlıyamadım. Meselâ bir küçük misal: Kadın: 'lıınuymmlhwı'- | lerinin eza ve cefasına kaç erkek kaç gün dayanabilir?. AHMED RAUF IKÜğÜK HABERLERI * Verem mücadelr cemiyeti mayış cumartesi günü ssat 14 de etibbi 'oduküridü senelik aktedecektir. * Divanyolunda tamir edil - mekte olan zahihi müzenin alt kıs- mında tesis edilecek olan sinema 250 kişiyi istiab edebilecek geniş- likte olacak, filimler talebe ve hal-| ka parasız olarak gösterilecektir. | *& Devlet matbaasının ismi ma- arif matbaası olarak değiştirile - *& İktisad Vekâleti deniz müs- teşarı Mustafa Nuri Anıl Ankara- dan şehrimize gelmiştir. X 1l inci yerli mallar sergisi hakkında görüşülmek üzere yarın sanayi birliğinde bir toplantı ya- pilacaktır. * Kuleli - Vaniköy şosesi üze- rinde 78 numaralı yalı karşısın - daki arazinin heyelâr. s'âmeti terdiği görülmüştür. Belediye bu- rasını düzeltecektir. & Şehir meclisi dün toplanmış ve vilâyet, Belediye bütçelerini kabul etmiştir. # Merhum hikâyeci Ömer sey- feddinin kemiklerinir esri mezar- lığa naklolunması İstanbul basın kurumu tarafından Belediyeden istenmişti Bir ispanyol Güzeli Tarihi Romanı No, 69 Şeyh Saidin güzel kadınlardan çok hoşlandığı söyleniyordu. Bu- l mu Maryanaya Şam sarayında da söylemişlerdi. İspanyol dilberini attan indir - Ve gözleri kapalı olduğu hal - de yürüterek bir kapıdan içeriye soktular, Maryana neriye geldiğini, ne - riye girdiğini bilmiyordu. Biraz sonra ayağının yumuşak halılar- da dolaştığını sezmişti. Burnuna keskin hacıyağları geliyor, her köşede bir buhurdanın — tüttüğü "anlaşıfıyordu. Yazan: CELAL CENGİZ Etrafla manası anlaşılmıyan fı- sıltılar başlamıştı. Maryana, Şeyh Saidin sarayına Birdiğini anlamıştı. Bir aralık kev- disini götüren nöbetçiye sordu: — Gözlerimi ne zaman açacak- sınız? — Biraz sonra... Şeyhin yam- 'na girerken. Maryana, yanında yürüyen in- sanlar arasında kadın sesleri de seziyordu. n.bı şeykin gözdeleri miydi, | Belediye Muhasebe Teşkilâtı Tahsil ve Tahakkuk Şubeleri Ayrılıyor Belediye muhasobte teşkilâtının ve tahsil, tahakkuk şubelerinin 1: lahı için esaslı bir program hazxr—î Tandığını yazmıştık, -Hazirandan itibaren tasfiyeye başlanılacak 0- lan bu programla Belediye mer » kez muhasebesinde ve şubelerin- de ezaslı değişiklikler yapılmakta dır. Ezcüml ebir arada vazife gören tahakkuk ve tahsil — şubelerinin caklır. Bunun için de bir tahsil müdürlüğü kurulmak! kezde varid>: müdü hakkuk müdürlüğü İle birleştiril- mekle ve kazalardaki tahakkuk şubeleri bu müdürlüğe bağlan - maktadır. Ayrıca emlâk ve leva- zım ve masraf şabelerinin memur kadroları da imkân nisbetinde daraltılarak gerek buradan ve ge- rekse belediye hurludu dahilindeki ll kaza müuhasebesinden tasarruf olunan memurlarla tahakkuk ve tahsil şubeleri takviye olunmak - tadır. j Tahakkuk ve tahsil şubelerinde ki memurlarımıza yalnız tahsil ve tahakkuk işlerile 7ğraşmaları için bu şubelerde muhabere memur - | lukları ihdas olunraakta ve bu me- murluklar için de kadroya 40 ar Hira ücretli 19 daktilo, 50 er liza ücretli 4 kâtib ve tabs'l şubeleri için 25 - 30 Hira ücretli 7 gece bek- çisi ilâve olunmaktadır. Taşla Başından Yaraladı Nişantaşında. Meşrutiyet mahal- desinde, birinci Ayazma sokağın- da, 85 numaralı evde otüran Sa- lih kızı Fikriyenin çocuğunu, yine ayni evde oturan Mevtüd oğlu Ne- cati başından taşla yaraladığı için,| hakkında tahkikaır basısnmıştır. Bakır Tencereden Zehirlenme Dün akşam saat 839 da Cibali- öe Haydar caddesinde 21/1 sayılı evde oturan Hüseyin oğlu İsmall, uzun müddettenberi kalaylanma- muş bakır bir tencerede pişirilen yemeklen yedikten biraz sonra zehirlenme alâimi — göstermiş w» derhal hastaneye kaldırılmıştır. Dükkân Kapısını Açık Bırakmağa Gelmiyor Tahtakalede, Nalburlarda 298 numaralı dükkân sabloi Yunus Mustafa, dür dükkânmın kapı - | sını açık bırakarak dişacıya çıktığı, sırada, sabıkah Ali ve Salih, dük- kâna girerek. — Yunuscn, yatak, yorgan ve çamaşırlarırı çalmışlar, fakat suçlular. sokak'a yakalan - mışlardır. Palto Hırsızı Karagümrökte, Kabakulak yo - ikuşunda 22 sayılı evde oturan, sa- bıkalılardan İsmatl, dün —akşam Çarşı, caddezinde elixseci Arma- nağın dükkânınden bir palto ça- larken, suç üstü yakılanarak, ad- Tiyeye verilmiştir. | düd içinde geniş bir salona giri yordu. İşte burada İspanyol dilberinin gözlerini çöcüyorlardı. İk kadın eli Maryananın şakak- larında dolaşıyordu. Maryana hız- h hizli solumağa; kalbi eskisin - den çok çarpmağa başlamıştı. Birdenbire gözleri açılınca, başı döndü. Burası muhteşem bir sa- rayın çok büyük ve bir sas lonuydu. Sağda solda altışar ka - din sıra ile ayakla duruyor, orla- da, üstü taze yemiş ve nefis ye- öfeklerle süstenmiş büyük — bir yemek sofrası görünüyordu. Yemek sofarasının etrafına min-> derler dizilmişti. Sofrada kimse- ler yoktü. Maryananın birdenbire gözleri kamaştı. Salonda birçok şamdan- lar, renkli kandiller yanıyordu. — | Şeyh Said bu kadar muhteşem | bir hayat içinde yaşıyan biı kabile | retsi miydi? Nadir Nadi «Hürriyet Hılbnkl lul!fe 0"8. Mımn bi CUMHURİYET: | havasır mdan bahsediyor. Mazrif Vekili Hasan Âli Yücel Ankarada neş - riyat kongrezini açlı ve gazete - cileri de çağırdı. Trende dünya meseleleri konuşuluyor. Etrafı - mıza bakıyoruz. Cömerd bir ta « biat! Anadolu toprağı bize hayatı, alnınızdan sızan terler mukabi - linde damla damla tatlırıyor. Fa- kat onun taşlarına, kayalarına va- rıncıya kadar sonsuz bir cömerd- likle neşrettiği hürriyet havası, bizim için dünyanın en kaymetli cevher madenlerinden düha kıys metli değil mi? Anadoluyu baştan başa yalayarak geçen rüzgâür ba- garıyor: «Hürsün! VAKİT: i Hitlerin nutkun- dan sonra, küçük mülletlerin düş- tüğü endişeye işatet ediyor Hit- ler'in istediği gibi, münderid bir tte küçük devletlerle yapıla- cak iki taraflı anlaşmalar küçük devletler için daha — tehlikelidir. Çünkü para, propaganda, iktısadi hulül, doztare tazyik gibi sistem- lere maraz kalan küçük devlet - ler, Çekostovakyarır ük:betini u- nutamazlar, İKDAM: Baş makalesi yoktur. ışsu:ıı. mnısı Ü—' z I TAN: M. Zekeriya Sertel, iki mihver arasındaki siyast düelle dan bah - #sederek. diyor ki: «Berlin - Roma mihveri siya - get sahasında gimdi ric'at haline dedir. İngiltere ve Fransa tota - Hter devletlerin İstilâ siyasetle - rint durdurmak için, tehdide ma- rTuz bütüm devletlerin iştirakila bir sulh cepkesi kurmak istiyorlar.| Bu sebebden Berlin - Roma mi verini bir telâş almışlır. Londra ve Parisden daha evvel davrana- rak, bu devletlerin bazılarım elde etmeğe ve bu güretle sulh cepi sini yıkmağa teşebhüs etmişler - dir, Biraz muvaffak - olmuş gibi görünüyorlardı. Fakat vaziyet çok değişmiştir. İngilizlerin dediği gi- bi, kolera çıkan yerin otrafına kor- don çevrilir. YVENİ SABAH: Hüseyin Cahid Yalçın Alman- ların son zamanlarda mütemadi - yen bahsettikleri «hayat sahası» m mevzuu bahsediyor. — Hitler «bu hayat sahası» tabirini kasdi su - rette müphem bırakmış bulun - maktadır. Bu tabirin 2ltında Bal- kanların ve Türkiyenin dahil olup| olmadığını sormak hakkımmız de- | ğil mi? Yeni Posta Ta Posta, telgraf ve telefon memur- ları arasında yeni bazı tayinler yapılmıştır. Bunları yazıyoruz: Gönen memuru Hüseyin Mar - mara merkez şefliğire, Hazo mer- kez şefi Zeki Hozat mearkez çefli- gine, Kasımpaşa merkez şefi Ha- san Karasu merkez şefliğine, Ba- rak şef vekili Mehi asaleten aynt merkez şefliğine, — Çankı memuru Tahir Ankara memurlu- ğuna, Nusaybin — memuru Fazlı Diyarbakır memurluğuna, İstan « bul paket memuzu Niyazi posta işleri reisliği memurluğuna, Di - kili muvakkat memuru — Ahmed Bergama muvakka! memurluğuna, hariçten avukat Cemi'l - İstanbul idare avukat'ığına. Macit Ackara | posta memurluğune, muvakkat memur Turgüt Çacakkale me - murluğuna, Salâhattin vekâleten Samsun memurluğuna, Müstean Kırşehir memurluğuna, Cemil Ço- rum memurluğuna, Büldanda Hü-' seyin Denizli imer w luğuna, Saf- ranbolu'da Harun Karabük mu - habere mçmurluğuna, eski me - murlardan Lütfi Frzarsm memur- luğuna, Malstvadan Mustafa Be- hisni muhabere — memurluğuna, | Sefettin Ulus vekaleten Pınarhi - sar memurluğuna, Manisadan Na- dir Acar Salihli muhabere memur-. lığına, Çerkeşten İsn.ai! Çankırt Tuhabere memurluğuna, Kelkli muvakkat memaru Recep Çanak- kale memur'uğuna, Bozcaada mu- vakkat memuru Ahmed Sabri Ça- çadırda oturduğunu — söylemişti. Kabile, reislarinin çadırları çök mmuhteşem olabilirdi amma... Bu- rası çadırdan ziyade bir saraya benziyordu. Maryana etrafındaki kadırlar: dan birine: — Ben neredeyim?, Şeyh Saldin sarayındas-ız! Diye cevab verdi. İki kadın, İspanyol düber'nin koluna girdiler, Oztadıki yemek sofrasına götürüp oturttular, Maryava tektar sordu: Şeyh hazretleri nerode? Kadınlardan biri cevab verdi: — Şimdi gelecek.. iz kimsiniz?. — Biz şeyh Saidin gözdeleriyiz. Maryana bir müddet sustu. Bt- rafına bakındı. Birbirinden gü - | zel on iki kadın vardı burada. De- Mmek bunların hepei de Şeyhin göz. | | | yinleri nakkale muvakkat memurluğuna,| Payasda Ali Rıza Adana muhabere memurluğuna, Bünvanda — Fevzi Kayseri muhabere memurluğuna, Göynükte Ahmed Vekâleten Ge- Geliboluda Kâmil Keyikli muvakkâat memu Mak'tat Artcin muvakkat ğuna, Kızıltepede Abdul- lah Diyarbakır muhabere memur- luğuna, Mehmed Bitlis memurlu- ğuna, Hadi İzmir mes'iti muhasip- lğine, Süruç muvakkat memuru Süleyman — Urfa munabere me - murluğuna, Osman 3faden me - murluğuna, Enver Mersin memur-| luğuna, Seyit Mehmec ve İrfan Ankara memurluğura, Madende Mahmud Nusaybir iruhabere me-| murtuğuna, Kâmil İstanbul tele.- fon müdürlüğü tahs'lât memur - luğuna, Mühendis Muzaffer Ha - mühendisliğine derdir. iki ihtiyar İ eet n Birbirini Dövdü Dün Erenköyünde 28 sayılı ev- de oturan yetmiş beş yaşında Hü- seyin oğlu Mehmed ile, İçerenkö- yünde, ıkamet eden kundura ta- mircisi Ahmed oğlu 59 yaşında Halil dcasında bir alışveriş mese- lesinden kavga çıkmış ve birbir- ÂArazi Tahriri Bitti Belediye Varidatının 20 Bin Lira Artacağı Tahmin Olunuyor Memleketimizin her tarafında arazi vergisi tahriri ikmal olun - muştur. Yi meyen bir iki yer kalmışsa da bun- ların da yeni mali yıl başlangıcına kadar ikmal olunacağı muhakkak görülmektedir. Aybaşından itibaren İstanbulda ve diğer yerlerde arazi vergileri z henüz muamelesi bitiril- yeni tahrire göre ahnacaktır Öğrendiğimize göre, bir kısım arazinin kaymetleri yükselmiş ol- duğünden yeni tahrirle buylara fazla vergi konulmuştur. Bu saye- de İstazbul belediyesinin yeni yıl-| da arazi vergisinden 20 bin lira bir fazlalık temin edeceği kuvvetle tahmin olunmaktadır. Bu suretle bir yılda — İstanbul belediyesi hududları dahilindeki araziden 120 bin liraya baliğ olan bir vergi tahsil olunabilecektir. Konservatuar Taksimde Yapılacak Bu Binanın Yanında Bir Tiyatro Yapılacak 145 milon lira sarfile Şehzadeba-| tanbul konservatuar binasının bu- rada inşasından vaz geçilmiştir. İstanbul konservatunri Taksim- yapılacak ve burumn. yanında bir de muazzam tiyatto İnşa olu. nacaktır. Ayrıca Şehzadetasında 500 bin lira sarfile tâli bir konservatuar binası da vücude getirilecektir. Diğer taraftarı şimdik| konserva-| tuarın inşaş) için bir istişare he- şında yapılımas: kararlaştırılan İs-| yeti kurulmuştur. Heyet dün Va- liyi ziyaret etmiştir. S Afyoncular İtiraz Ediyor 'Toprak mahsuülleri ofisi tarafını- dan satın alınması kararlaştırı « lan eski afyonlara verilen kıy - metler kâfi görülmemiştir. Diğer taraftan briinci taksit be- dellerinin 18 ay sonra verilmesi de itirazları mucib olmuştur. lerini dövmüşlerdir. İki suçlu ih- tiyar yakalanarak adliyeye veril- — Ev sahibi gelmeden şarab i- çilir mi? — Bizde âdet böyledir.. İlk ön- ce mizafir içer... Ondan sonra ev sahibi. Maryana itiraz etmedi.. Şarab kadehinden bir yudüm | içip bıraktı. Şeyhin gözdeleri gülüştüler, Ve höp bir ağızdan: — Bu bir hakarettir... Hepsini içmedi. " Diye söylendiler, Afyoncular bu hususta istida larla Başvekâlete ve Ticaret Ve- — Kadehi dibine kadar içmeli- siniz! Bizde âdet böyledir. — İçmezsem... — Şeyh kızar.. Çünkü. kadehte kalan şarabı toprağa dökmek gü- nahtır. — O halde içeyim. Cüce tekrar tepsiyi uzattı. Maryana şarab kadehini dibine kadar boşalttı... Ve kızlara baka- rak gülümsedi. — Âdetlerinizi bilmiyorum. Be- ni mazur görünüz! — Ülkemize uzak illerden gel- Miş bir yabancıya benziyorsun?. — Evet. Endülüsten geldim.. Kızlar tekrar gülüştüler: — Halifeye gönderilen hediye- | lerden biri de sensin demek?. — BEvet. Beni de esir almışlardı. Anamdan, babamdan yurdumdan ebodiyen uzaklağtım. — Kini'n kızi idin? D "TDevami vııı) Feshedilen Deniz Mukavelesi ve Almat Genişleme Politikas! Yazanı Ahmed Şükrü KSMBİ | Alman Başvektli, geçen — cumtf tı’ günü söylediği nutukla er gütereye hücum etmiştir. D,w evvelki nutuklarında Sovyet B | ya için kullandığı ağır sözleri defa İngiltere hakkında sarfet ? miştir. Ve bu arada İngiltere İf Almanya arasında 1935 senesili” de imzalanan deniz mukavelesii de teshettiğini bildirmiştir. İt tereye karşı yapılan bu hücum ” len evvel, şunu BÖT A'manya, B€ 7 c eti üyette görmektedir. hakika Fransa, orta — Avrupa elini kolunu — çekmiştir. Sovy” Rusya da Münihten sonra hududları için çekilmişti. Bir dd bu iki devleti orta ve şarki Av!" pa ile ılika':lıl.ındırd.llın bu mıntakadaki devletleri istebif yola getirmek Almanya için ko” lay görünüyordu. Ve mihver letleri, birer ikişer. bu küçük © letlerle hesaplaşmada başladılâf | Almanya, strateji bahanesile ÇE koslovakyayı — parçaladı İtalit <ehayat sahasına» dahil bulundu” gunu iddia ederek Arnsvutluğu F tilâ etti Bu defa Almanlar BO" manyanın hayat sahrları için & hil bulunduğunu söylemeğe DA$” ladılar. «Hayat sahası» işte )J emperyalizm tekniğlsin bir (8 biri!. Başkalarının hes sayan ve yalnız kendi. haystifi | düşünen bir egoizm' Alman ve İtalyan teşebhüsüff karşı vaziyet alan İngiltere olmt tur. Bugünkü şartlar altında bAR ka bir devletin vaziyet almastli? da imkân yoktu., Fransa zayıflâ mıştır. Sövyet Rusyaya birçok &' letler itimad etemiyorlar. İngil tereye gelince; bu devlet, ğ yon zamanınd , böyle binezonlar yapmakta kabiliyet görtermiştir. İngiliz #” | dafaa bloku kuvvetlenmeğe ladı. İşte Almanyarın ielâş ve © | dişesi budur. İngiliz - ıunın’ niz anlaşması da bunun İçin hedilmiştir. Mukavelenin ıcı!*' bildiren notada mwcip sebeb oli Ü yak da bu gösteirlmektedir. Fd | bu hareketin bütün şümul ve #” nasını anlıyabilmek için bu nö” | tanın birkaç cümlesini bizlikte ” kuyalım: Müukavelenin feshi, — dagillf” tarafından takib edilen çembef ” | leme politikasının — neticesidi Böyle bir çemberleme siyaseti kib etmekle İngiltere ı.uxmıi' 1935 tarihli deniz itilâfının esa$” | larını bir taraflı olarak - ortat kaldırmıştır.. Almanya İngiltef” nin menfaat — mıntakalarına ı"' işlere hiç bir zaman karışmâ ğ söyle Bizzat Hitler taralından ö nen bu sözlerin mânası - saribti İngiltere Almanyanın hayat ' hasına karıştığı içindir ki AlmSf | ya da deniz itilâfrmi ummel'v dir. Başvekil — demek istiyof Almanya, İngiliz —donanı yüzde 35 nisbetini tecavüz etf meği kabul etmişse, bunun Iıl Şılığı şarki Avrupada hayat sının tanınmesıdır. İngilttere bi harın Almanyaya 'aid oldıll" tanımadığıns göre, “Alrranya Ü kendisini 1035 i8lâfile " ağlı B aemektedir. Mukavele 1935 seff, sinde imzalandığı zamar, ınıi!"; ile Almanya arasında böyle bif * | laşma yapılmadığ: muhak! Dikkate lâyıktır ki Alman e 1938 mükdl bildirirken, hal arkasından İngiltere ile bi sele üzerinde görüzüp ıııııd hazır olduğunu da söyledi. Bü: giltereyi yalnız deniz inşaati gelesi üzerinde değil, Al Bin ehayat sahası» telâkki mesele üğerinde dz ""53'”' 'vetür.”