AZI İSTİKBAL EDERKEN IY Kırda Kepazece Bir Vodvilin Hikâyesi Hay Allah ğazı Olsun Hin 'Oğlu Hinlere Kellei- şerifimin Tepesini İsırganla Dağladılar zı, sen ne güzel şeymişin be! Oook ek hep sende İmiş bel.. —| y gidi y urban oldu- Ü güneş hey, kaç vare eder se- İ nında doktorların elektrik ayat demek, ke - dana k İsit mübarek, ısıt, sirtimi. isit, hsemi isit, kanımı, iliğimi, deri - yi asıt!.. Hem yalnız isit- stersen şu benim - çıplak | ma yak, kavur kebab eti. Hem sade koyun - başının, öküz kellesinin kebabı olmaz ya!.. İca- Binda, işte böyle be: | Sanların başları da keoab olur!.. ı Bibi ih- Ti sakın benim zannet- geçen ası | hal Bu sözleri ben zar günü, öğle ile ikindi & yeşil ve diz boyu otlari u bir yerine yan ge ordü. Bir aralık susı Arka; kaşağ t #lini çıplak başına götürerek tek- Tar göylenmeğe başlad — Bizim çıplak kelle de amma ra bir dikse sana, onu ulmuş arabistan fıstığına aralık, dindan kıs kıs gülüşerek onu çö- rpani mahalle Socuklarından biri oradan kopar - | Tiş olduğu koskoca raklı ve her biri, en aşağı birer santim eli taptaze bir ısırgan dalını ya- Vaşça uzatı 'ak adamcağızın çıplak Başını onu: bir dağlayıştır dağ- Masın mı? Herit, o kızgın kafa ile, birden- U pek anlıyımadı, fakat Socuk, bir başka ısırganla onun Kulağını dalayınca orada acı bir Surcunadır. koptu. m:&mk ana, avrat küfürün bini Paraya... Derken çocuklar te- yer teker avcıya yayılıp başladı- “âr Yaygaraya: Pi Pişmiş kelle mangalı yelle. İşmiş kelle, bahçe, Be - İ sırtını tahta perdeye daya Yıp gözlerini açarak: 4 Yazan: Osman Cemal KAYGIL dan, haydi defolun oradaı | Hırpanl çocuklar sağa sola ka- fışırlarken pişmiş kelle berikilere | teşekkür etti — Hay Allah razı olsun sizden delikanlılar, hay Allah razı olsun! (Kaçan çocukları işaretleyerek) Hinoğluhinler, zaten demindenberi, GD ĞNTT MAĞ lirüseİBö — Ne yap'ılar, ne yaptilar? — Daha ne yapacaklar? Şunun | şurasında derim, zatex güneşten pişmiş olan (elile başını göstere - rek) kelleciğimi ısırganla dağla - (Devema 7 inci sayfada) Milyoner -Karısı Kendisinin ve Çocuğunun Çamaşırlarını Yıkadığı için merika gazelelerinde okün- | duğuna göre bir zamanlar Nevyorkta pek zengin cl şimdi pek fakir düşü is Mi f türlü mücevi malik, çeşit çeşit otomobilleri ola bir dı. Fakat alacaklılar hü- cum ederek kadının bi Bir t eden ve en bir dedikodu yü- | yin yorku al kemeye di zünden şöhret alan Misis Metkal- fın güzel ses! varmış. Arlistlik e- ı dermiş. Günün birinde Nevyorkun mil- nak istemiştir. Mahkeme davay kin çok göçmeden milyoner reddetmiş, lâ- inka- | Tırnakları Bozulmuş risı mahkemeye mi & kı casının artist kız F severek ona mektublar yolladığını aöyle- miş ve kocasından miştir, Mektublar me; mış, mahkeme de mily rısını ayırmıştır. Milyonerin karısı artık koci dan ayrıldıktan sonra moşk yarder Rokfeller'in torunu: mıştır. Milyoner Stilman o zaman elli yaşında, Floleds de ancak yirmi ikisinde imiş. M dan ayrıldıktan sonra genç artiste şöyle diyor: — Sen gençsin, güzelsin, senin rahat yaşaman için para verece- gim. (Devamı merle ka- var- 7 inci sayfada) — Ne istiyorsunuz zavallı adam-| Bir zanau milyoner karıs: iken şim di çamaşıı yıkıyan Mis Malkof Yoksul İDiışğr;İBir — rmil- | ŞAKA NİÇİN AĞLIYORSUN? den Galataya yol- u taşıyan kayıkların bi - | inde çuzun sakallı bir a - dam, iki Yahudi, bir de köylü ka- | dın var. Sakallı, alaycı ve şakacı bir a- dam. Yahudi takılıyor. Fakat | onların aldırış etmediklerini gö - rünce köylü vardı. — Sakalı, kalmıza benziyordu. akalınızı görünce Onun için ağlı- | HAYIRLI KOCA! F | plajda meli ğanı gören H in, Kızkulesi yanındaki ve mahzun dolaştı - ük soruyor: Örünüyorsunuz... var?. sorma... Derdiri çok büyük... İlk karım, geçen se- ada banyo alıyordu. Biraz layım 'dedi, akınlıya kapıldı, | Halük, ar için: — Biraz met! adaşını teselli etmek Zamanla bu elim hatırayı unutursun... Gü - | zel, sevimli bir kadınla evlendin değil mit. banyo almak istemiyor — E, buna mı canın sıkıliyor?. — Tabif değil mi?, ALACAKLI VE BORÇLU Azizim, Allah versin... Artık isdei itibar ettiniz, işler düzeldi, yyoluna girdi. Niçin şu eski bor- cünüzü hatırlayıp temzlemiyor. - sunu: — Geçmiş zamanların elemle - kederle; mediği Ginger Rogers 2504 Tiralık çorablarile bisi clette Çorap Kraliçeliği Ginger Rogers'te Holivud, Çoraba Bir Senede 250 Bin Türk Lirası Veriyor leanor Povel, Holivudun bu idizıi, daha doğ - rusu yıldızlar kraliçesi şim- sevimli y | diye kadar «pahalı çorsblar» re- korunu muhafaza ediyo Bu uzun konçlu çorapların çifti üç İngiliz lirası, bizim paramızla yiremi bir lira idi. Fakat bugün. bir başk Fred Aster'in partoneri Rogers, bu rekoru kırıy | — Müstakbel filmi tçi dığı çorapların çift rası imiş. Kaç Türk lırası ettiğini anlamak isterseniz 595 le darbedi- niz. Holivudda, sinema yıldızlarının her sene çoraba verdikleri para- | nn yekünu nedir biliyor musu - | nuz? Çok değil, 50,000 İngiliz lirası, a. Ginger €vet, fakat o, buraya gelip | hatırlamak iste- | Fransada Bernal Namında Yeni Bir — Artist 5— sSON Marley Doğmaktadır TELGRAF — 19NİSAN 1939 * H_ep Aynı Hikâye! Klodin Paris'e Artist Olmak İçin Gelmişti! Stüdyo Müdürlerinin ve Bar Sahiblerinin Tekliflerini ' RETdEti Ve Bir Gün Gözlerini Otelde Açtığı Zaman... Ki sene evvel Parise — gelniişti. | Sırtında, etekleri uzun bir ta arpinjer vard şimdiki gibi boyalı değildi. Henüz | on yedi yaşında bulunuyordu. Kal-| bi ümidle dolu idi. Sinema artisti olmak... n Alle dostlarından birinin delâ « letile bir sahno vâzına, bir stüd- yo müdürüne takdim edildi. İkisi de müstakbel filimlerinde ve y taklarında birer mühim rol tek - lif ettiler. Klodin, her ikisini de reddetti. Reddettiği için de iş bu- lamadı. Ailesi bir müddet yardım et n çaresine bakle dediler, yardımı kestiler. Bir gece, mahalledeki bara gitmişti. Patron, güzel bacaklarını görünce yanına yaklaştı — Barda çalışır mısın?.. Dedi. Genç kız cevab verdi: — Çalışırım... Fakat bazı şart- larım var, kabul ederseniz... Klodin bir gün göz- lerini açlığı zaman.. Ne gibi?... Evvelâ çıplak dans etmem... Peki!... Sonra, müşterilerle bir ma « sada oturup içki içmek teklifinde bulunmıyacaksınız.. — Buna da pekil, — Yemin eder m — Ederim.. Mazur görünüz, çünkü ben genç bir kızım... din, ertesi günu provaya u- tekliği ile geldi. Gece de ay- ni bir ipokli robla... Fakat, barın terzisi etekliği kesti. Çok değil, güzel bacakları görünecek kadar.. Barın müdevimleri bu güzel kı- ilar Biribirle- z görünce alkışlar rine soruyarlardı: — Bu kim?.. — Sus! Henlz genç bir kız... Numarasını yaptıktan son 'a git- İ meğe.hazırlanıyordu. Patronu yar İ | Klodin Parise artist olmak için gelmişti nuna geldi. ellerini uğuşturarak: — Matmazel Klodin, dedi Sen den bir ricam var, Bana büyük bi hizmette bulunmuş — alacaksınız Çok kibar bir müşterim var. Se - ninle birkaç dakika görüşmek is tiyor... — Bana, böyle bir teklifde bu- lunmıyacağınıza yemin etmişti niz... — Evet amma, zararı yok. Çok hatırlı bir müşteri Gönlünü kır- maya gelmez. Bir defa için... Yal nız beş dakika... Fazla değil... Ne olur hatırım. için... Klodin kahul ettl. Artık her gece birinin masasında oturuyor - du. Patronun hatırı için... Siyasiyattan, — tayyarecilikten, sinemadan, harbden bahsolunu - yordu. Klodin, kurnaz davranıyor. gö- nülden, sevdadan — bahsolunn meydan bırakmıyordu. Her gün, birçok çiçek demetleri alıyordu. Bir gece bunlardan b:rinin arasın da bir mahfaza buldu İçerisinde bir pırlanta yüzük vardı. Kapısını önünde lüks bir otornobil duru - yyordu. Hizmetçi bir mektub ge - tirdi. Açtı, içinden on bin franklıl bir çek çıktı. (Devamı 7 inci sayfada)