| SİYASİ HÂDİSELER | Amerika Mı'id_ahale Edince Dünya Politikasında Esaslı Değişiklikler Olacak merikanın Avrupa işlerine Anmlahıl&i gitgide müessir olmağa başladı. İngiltere - nin, Fransanın kat'i bir hattı ha- reket tayin etmeleri, arkadan A- merikanın da Paris ve Londraya Müzaheret etmesi tatbikat ve fi- liyat sahasında kendini göstermiş- tir. Fakat bu bif neticedir ki şimdi- ye kadar kaç aydır devam eden erin inkişafı İle varılmış olu- yor. Bilhassa şu son bir ay zar - fında İngiliz politikasında neler görüldüğünü gözden geçirmek Is - teyince keyfiyet açık surette göz- «Son Telgraf» a su sütunların- da bu mevzu otrafında Avrupanın belli başlı gazeteleri - tarafından yazılmış yazıların şimdiye kadar hulâsasından çok şeyler anlaşılı- yordu. Geçen gün Londralı Deyli Ekspres gazetesinin İngilterede | âkıbete uğratılmış olması söylen- tikârı ümümiyenin takib etliği | diğine göre İngiliz istihbarat şe- cereyanlara dair bilhassa şu son | bekesini hayrete düşürmüştür. beş senedir, Habeşistan meselesi | — Yine söylendiğine göre Fransız çıktı çıkalı yazdığı bir yazıyı bu | erkâniharbiyesinin istihbaratı mart | sütunlara naklederken İngiltere - | başındanberi bu hususta İngilte - nin politikası etrafında şayanı dik- | renin nazarı dikkatini celbetmeğe kat noktalar izah ediliyordu. uğraşmış, fakat İngilizler Çekos- Yeni gelen Avrupa gazetelerine | lovakyanın böyle birdenbire bu bakarak İngiliz politikasının ge - | âkıbete uğratılacağına — ihtimal çirdiği son safhaları gözden geçir- | vermemiştir. mek, Amerikanın yeni müdahale | — Bugünkü Almanyada büyük bir sine kadar varan vaziyeti daha iyi | mevki ve ehemmiyeti olan Mare- mağa yarıyacaktır. şal Göring de o sıralarda İlalyaya 5 mart gecesi Çekoslovak - | gitmek üzere yola çıkarkı yanın Almanya tarafımdan malüm ' lindeki İngiliz elçisi Litvanyalı Kızlar Askeri Hizmetler, Bilhassa Hasta Bakıcılık Kurslarını Takib Etmektedirler imal mem - leketleri, ÇUNT «T bilhassa ka- dınların endamlı, Sıhhatli ve güzel oluşlarile — şöhret almış memleket » lerdir. Geçenler « de Memel'i Al - manlara teslim & den Litvanya ka- dınları ad böyle - Litvanyanın vertemiz. köyleri. saf bavası- içinde kışın genç kızlar, şimdi askert hiz- metlere, 'bilhassa hasta bakıcılığa a lışmaktadırlar Her yerde açil miş ölan kurslar « da değil — şehirli, batta köylü kız < iTının da — Mmillt kwvafetlerile deri leri dar. ların göğüslerini Litvanyalı » Kabartıcı bir — manzara teşkil etmektedir. ——— rken döktor sordu: acak misin?, Telefonu kapı — Bir yere Amerika Reisicumnuru Ruz velt fala bakmakla meşgul!.. ve ona teminat vermişti. 14 martta ise İngiliz Hariciye Nezareti Ber- linden aldığı teminatla müsterih olarak yeni bir vak'anın çıkmmıyı cağı kanaatinde imiş. Hattâ o gi lerde Almanya ile iktısadi müza- kereye girişmek üzere Londra hü- meti Berline iki de murahhas göndermeğe hazırlanıyordu. Halbuki Almanlar Çekler ve gerek Slovaklar arasında çalışa - rak iki tarafı birbirinden ayırmak için müsaid zemin hazırlıyorlar, müsaid zamman bekliyorlardı. Almanlar eylülde yarım kalan plânı büsbütün tatbik etmek için işe girişerek nihayet Çeko-Slovak- yayı büsbütün parçalamışlar, Bö- hemyayı almışlar, Siovakyayı iş- gal etmişler, Karpatlaraltı Rus - yasını da taksim ettirmişlerdi. Fakat bundan sonra yine böyle mi olacak? Böyle olmıyacağını, artık vazi- yetin değiştiğini İngiltere açıkça söyledi. İngiltere artık sadece pro- testo etmekle kalmadı. Şimdi iyi- | ce duyuracak gibi sesini çıkarı - yor, Amerikanın da uzaktan seyirel kalmaması İngilizlerce elzem gö- rülmektedir. Arnavutluğun uğradığı âkıbet ise Amerikada efkârı umumiyenin Ayrupada cereyan eden — şeylere karşı dikkat ve alâkasını daha zi- yade uyandırd. Gerek Amerika Cumhurreisinin ve gerek hariciye nazırının endişesi Avrupada bir- birini takib eden hâdiselerin ya - kın bir zamanda bir harbe varıp varmıyacağıdır. — Berlin - Roma mihverinin programını başarmak için hareketten geri durmıyaca - ğ düşünülmektedir. Bu takdirde ise Paris ile Londraya müzaheret edilecektir. Amerika da onlara icabında her suretle yardım için şimdiden ha- zırlanmaktadır. Fakat daha evvel Amerikanın araya girerek Avrupada — sulhun bozulmaması için her teşebbüse müracaat etmesi lâzım gelmekte- dir. İşte Amerika bunu yapmıştır. RENKLERİN MİKROPLAR /— U KURUTMIİYA ÇALIŞIYUR. Meraklı Şeyler İŞTİHANIZ “VARSA BUYURUNUZ ——— Nuncu asırda yaşıyan milletler- 'den bazılarının ea çok sevdik- leri yemekler nedir, biliyor musunuz? Meşhur tabilyat âltmlerinden Ellihaz bunlardan bir kısınını sayıyor. Alimeo göre, köpek ve karakedi elinden, çe- kirge ve akreblerden çok nefis tava- lar yapılırmış. Sıçan ve kertenkele kı- sartması çük mergub imiş. Atbaşı, pi- rinç ve baharlı doldurulmuş barsak, her mevi kaplambağa, sümüklü bö - cekler, İsiridye gibi kemiksiz yumuşak hayvanlar, yılan ve bilhassa karası, ancak kibar sofralarında bulunurmuş. Yılanların eti, deri değiştirdikleri mev- simde çok lezzetli olurmuş.. ÜZERİNDE TESİRİ Renklerin, mikreplar üzerinde, yani bunların neşvünemasında —tesiri var im, yok mu? Doktor. Yakoviçe göre varı Koyu renkler, mikropları üretir, parlak renk- dler ise azalmalarına sebeb eluyormuş. Şu halde odalarımızın — duvarlarını parlak ve açık renkli boyalarla boyı- yalım, Kağıdlarımızı da aymi renkte seçelim... TELEFERİK NE ZAMAN İCAD OLUNDUT Telelerik, yanl bavada gerilmiş bir Kablo vasıtasile uzak mesafolere eşya ve İmsatı taşımak üsulü yüz sene evvel bir mühendis tarafından düşünülmüş- tür, Bu mübendis, iki yüksek tepe ara- sına çelik bir kable germiş ve eşya yüklü küçük vaçonları, bu kableya a- zarak karşıdan karşıya saaile 25 ki- lçmetre sür'atle çeçirmiştir. HOLANDA ZÜİDERZEYİ Bunun için lüzum görülen masraf Kabal olunur olunmaz işe başlanmış- ftır. gimdiye kadar 20,000, 44.000, 56.000 ve 954000 bektarlık dört büyük parça arazi elde edilmiştir. Bu yerlerde ziraat yapılacak — ve 300,000 kişinin malyeli temin edilecek- tir. Vaktile burada ancak 1.000 balıkçı Aavlanıyor ve züçlükle hayallarımı ka- zanıyorlardı. Bu ameliyat nihayet buldulu zaman Holanda arazisi yüzde T arimış ola - caktır. © Bu şam MELEK sinemasında erndm birinde bulunuyor - du... Bir gün, Vilhelir. odasına çı- karken, merdivenlerden küçül kirpikleri ve kıvrım Zıvrım siyah saçları ile pek cana yokın ve Se- vimli bir çocuktu.. Kız, yanından geçerken, genç adam onu kolları arasına aldı ve kendisine kimin kızı olduğunu sordu. Çocuk, otele bir müddet ön- ce, ip tambazlarından birile gel- diğini söyledi. Ve bunu söyledik- ten sonra, Vilhelmin kolları ara - sından kurtuldu, merdiyenleri çık- u. Ertesi gün. Vilhelr: çocuğu tek- rar gördü. Onunla konuşmak için yanına yaklaştı ve gayet müştik bir sesle: «— Benden kat'iyyen korkma | çocuğum!e dedi. Genç'adam bir elini kızın om zuna koydu. diğer elile de onun kıvırcık saçların okşıyarak, sor- dü: — Adın ne, kızım?» e— Minyor.» «— Kaç yaşındasın. yavrum?> Çocuk başını önüne eğdi, tatlı bakışlı güzel gözlerini yere dik - ti ver «— Bugüne kadar hiç kimse ba- Na yaşımı söylemedi efendim» de- di Ayrıldıdlar... Birkaç gün sonra 1di. Otelin ge- niş bahçesinde büyük bir kâla - balık toplanmış, ip cambazlarının numaralarını seyrediyordu. Bir a- ralık bu büyük seyirci kalabalığı arasından küçük bir kızın feryadı Seven bir kadının müessir aşkı Büyük fedakârlığı herkesin heye- can ve merakla saracak bir film KIRIK HAYAT (SON PUSE) Fransızca sözlü, Baş Rollerde : Barbara Stanvick Hebert Marshall - ı Ayrıca; Paramunt Dünya havadisleri BİTMEMİŞ SENFONİ'ye nazire olarak yapılan DANİELLE DARİEU X'nün güzel sesinden ilham alan bir nağme : ŞAFAĞA DÖNÜŞ Yarın akşam tam saat 9 da FEVKALÂDE GALA ile LÂLE SİNEMASINDA kendisi — İşte, hiçbir şeyden haberi yok. Ne hafiyeleri duyuldu. Bu sırada Vilhelm, otel- deki odasında bulunuyordu.. Genç adam bu feryadı işitir işitmez, der- hal odasından fırladı. — atlıyarak merdivenleri indi, bahçeye çıktı ve. orada bir ip cambazının bir değnekle küçük Minyonu döğdü- günü gördü.. Vilkeliy'in birdenbire çatıldı. İp cambazına yak- yakâsından tuttu, kin ve'nef- an gözlerile rak, hiddetle haykırdı: «— Bu çocuğu serbest bırakın... ve sözlerine ilâve etti: «— Eğer onu döğmekte devam ederseniz..r İp cambazı, bu öfkeli adamdan korkmuş olmalı ki, ona bir şey söyliyemediği gibi. kızı da derhal biraktı.. Ve zavallı Minyon, yaşlı gözlerile genç hâmisine tatlı bir nazar atfettikten sonra, yanların- dan uzaklaştı.. * İp cambazı, Vilhelmin Minyonu | yanına almak istedi öğrenince | buna pek sevindi. Çünkü o, asıl kızı olmiyan Minyonu zaten ba- şından savmak istiyordu: Vil - helm'e: <— Eğer istediğim parayı ve - rirseniz. kazı yanınıza alabilirsi - niz> dedi. Vilhelm, ip cambazının bu tek lifini memnuniyetle kabul etti ve| Minyon için istediği parayı verdi.| Vilhelm otele gelince, Minyo- nu aramağa başladı.. Fakat o bo- şuna arıyordu. Zira kız daha bah- inden oyrıldığı za - man otelden kaçıp, gitmişti.. Nihayet ip cambazlarının şe - birden gittikleri gün. Minyon o - telde göründü.. Uzun bir ayrı - lıktan sonra tekrar ona kavuşan Vilhelm, sevincinden ne yapa - cağını bilemiyordu . Genç adam, gayet tatlı bir sesle Minyona sordu" «— Bugüne kadar rerede idin, çocuğum?. Vilhelm, kızın bu soruya cevab vermek istemediğini enlayınca, o- | na başka bir şey sormadı, sadece: «— Yavrum, dedi. Bundan sonra| artık hep benimle yaşıyacaksın.. Minyonu kalları arasına aldı «— Ümid ederim kı bu yeni ha- Güney buna: — Daha hiçbir şey düşünmedim. Diye cevab verdi. Ve bir parça daha karşılıklı noz, cilve, sevişine yaptıktan sonra telefonu kapa- dılar, Telefon kapanırken dokturun ayr: bir se - vinci de Güneyin bir yere gidip gitmiyeceğini söy- lememesiydi. Doktor bununla: — İyi ki, söylemedi. Nereye giderse öğrene- ceğim. Böylesi daha iyi. Hafiyelerimin dedikleri ile Güneyin söylediklerini kontrol eder, karımın benden saklısı var mı, yok mu öğrenirim! Diye kendisini avutuyordu! BİR.. HAYIR! Akşam üzeri Marika sordu: — Bir yere çıkacak mısınız?.. Elbise hazırlıya« yım mi?. Güney sadece: — Hayır.. Dedi ve soora, kendi kendine konuştu: — Bugün üzerimde bir kırıklık var. Hiçbir yere çıkmıyacağım.. Canım evde kalmak - istiyor. ; Gazamm aat VO 155 gazam eeei Yizün: ETEM İZZET BENİCE aa Her şeyden sıkılıyorum.. Kendimi gevşek hişsediyorum!.. Bugün beyvima gezmeğe, insan görmeğe, iş ba- şarmağa, akla gelen gelmiyen her şeye karşı bir bezginlik gösteriyor. Uyuyacağım!. Ve bu kararla kalktı, yatak odasına gitti. ÜÇ GÜN, ÜÇ GECE Güneyin bu sinir yorgunluğu, dinlenme ihti- yacı, iştahsızlığı, bözginliği, keyifsizliği üç gün üç gece sürdü. Hiç evden çıkmadı. Hep yataktaydı. Fakat, bundan en çok haşlanmıyan daktar oldu. Hafiyeleri üç gündür kendisine sadece: — Bayan evden hiçbir yere çıkmıyor! Raporunu veriyorlardı. Bundan doktor — kadar kendileri de üzülüyorlardı. Şeref: — Eğer bu kadın dört gün daha sokağa Çık - mazsa doktor Bizim işimize son verir ğ Diyordu. Sadık: — Yahu. balkona çıktı. Pencereden bir deli « kanlı ile selâmlaştı. Eve bir erkek geldi, beş on da- kika durdu çıktı diye istersen birkaç rapor uydu- ralım, Dedi, Şeref buna: — Olmaz yavrum. Biz para alacağız diye bir yuvayı bozmıyalım. Öylesini ben poliste İken bile yapmadım. Birçok arkadaşlar hergün kahvede o- turur, tavla oynar, akşam da Ahmed için, Mehmed için, Ali için bin bir rapor uydurur — yazarlardı: İngiliz elçiliğine girdi. Sövyet — konsolosluğundan çıktı. Çerkez kalpaklı bir adamla kopuştu, beraber lokantaya girdi.. Filân gibi saçma sapan geylerdi onlra. Biz de ovlara benzemiyelim. Karşılığını verdi, Fakat, bu üç gün üç gece ille bir şey görmek. bulmak ister hastalığına tutulan doktoru üzdüğü kadar teselli de ediyc.du. Kendi tanıyor, ne de böyle bir şeyi aklına getirir. Dernek ki, karıcığımın hiçbir suçu yok. Benim bastalığım, benim kıskançlığım, benim sevgim bütün bu ev- hamları yaratıyor.. Diyor, güven buluyordu! 7 Dördüncü gündü. Akşam üzeri Güney: — Marika ben sokağa çıkıyorum! Dedi, ilâve etti: — Bir iki $aat sonra gelirim. Kendisinde bir durgunluk, üç gündür sinir - derini yoran bozgunluk sürüyordu. Donuk bir şen- likle sokağa çıktı. Araba kapıdaydı. Şoför, hemen kapıyı açtı. Fakat, Güney: — Araba istemiyorum.. Dedi, tramvay İstasyonuna ilerledi. İki gölge gibi Sadık ve Şeref te iki köşeden çıktılar, onun ardından gittiler. Güney tramvaya adımını atar - ken arabada bir ilerleme gerileme oldu, genç ka- dın ayağını çekti, geriledi ve birden gözüne tram- vayın arka kapısından Şerefin içeriye atladığı iliş- ( &H 'Devamı var) lNzkledeıı: MEHMED HİCRET I yatından memnun olacaksın, 51_' Kız ağır ağır başını kaldırdi zun kirpikli, siyah gözlerile i" efendisine baktı ve çok nazik zin yanınızda datma M | ud olacağım efendim.» dedi. * Geçen her gün, Minyonu btf daha güzelleştiriyor, biraz dilberleştiriyordu.. Ö güzel ve vimli olduğu kadar, afaçan bİr olmuştu. Evin merdivenlerini atlıyarak, zıplıyarak inip, çıkıy ?f .du. Vilhelm, bu güzel kızını zaman kolları arasına alıyor. küçük başını göğküne - bastıri! ve birer kırmızı gülü andıran df gün yanaklarını buselere garköl yordu.. w y * Bir akşam Vilhelm. evine Pİ yorgun ve kederli geldi., Minyüf mutadı üzere, o akşan de elind? bir lâmba ile ekendisini merdi' lerde karşıladı.. Vilhelm; bir di genç kızın omzuna dayıyarak, raberce odalarına çıktılar, Kız ” lindeki lâmbayı masıya koydu sonra efendisine dönerek; Ankara Radyosu BDGÜN 1730 Konuşma (İnkılâb tarihi def” deri - Halkevinden naklen). 18,30 Program, 1835 Müzik (Kirtücdlar - PL) 19 Konuşma (Çocuk esirgeme Ki * ramu), 18.15 Türk müziği (Fasıl heyeti). Celli Tokses, Tahsin Karakuş * Safiye Tokay, Çalanlar: Makkı Derman, Eşref Kâ . Hasan Gür, Hamdi Tekaş, DAi Ürler, 20 Ajans, meleoroloji haberteri, *” Pat borsası (fiat). 2015 Türk müziği. Çalanlar: Fahire Fersan, Refik Fef” san, Cevdet Çağla. Okuyanları Sadi. Hoşses, — Semabö Özdenses. 1— Següh peşrevi. 2— Kemani Sadinin - Seçüh çark! * Ruhumda ölen nağmede. 8 —Salâhatlin Pınarın - Hüzaff garkı - Bilmem niye, #— Ahmet Rasimin - Segâh şark! * Benlm sen nemsin. $— Cevdet Çağla - Keman taksirk 6— Türkü - Boşan dağlar boşan. T— Türkü - Göresin mi geldi. 8— Udi *brahimin - Kürdili hicaf” kâr şarkı - Sineler aşkınla inler. $— Kemani Sehakın - Kürdüli hicaf” kâr garkı - Çılşınca sevtp, 10— Türkü - Akşam olur kervan ” mer yokuşa, 21 Memlekel saat ayarı. nukat borsası (fiav). 2125 Neş'eli pliklar - R. 2130 Temsil (Vapurda.. » Piyesi. Yazan: Ertuğrul Şevket, 22 Müzik (küçük orkestra - Şefi Necip Aşkın). 23 Müzik (Cazband - Pi.) ZSAS - Zt Sön ajans haberleri V? yarınki program, YARIN 12.10 Program , 1235 Türk mübiği - PL 13 Memlekot sant ayarı, ajans meteoreloji habeseri, 1315 - 4 Müzik (karışık procrast” | PL) ea amaar n ee G N 1355 Rumi Nisan 1357 Hieri Sefer 29 —H 1939, Ay 4, Gün 109, Kasım 183 19 Nisan ÇARŞAMBA Vakitler | Vasati em, a. Güneş Öğle