YUT Ğ Z İçtimai Derdlerimiz: İçki ibtilâsı, Sebebleri, Zararları Sert Ve Hafif içkiler Pr. Dr. Kemal Hüseyin Bu Hususda Ne diyor ? ülhane hastahanesi Profe - sörlerinden Kemal Hüse - yinle konuşuyor ve doktora Soruyorum: — Sert içkinin kaldırılmasına fıraftar mısınız? — Elbette... «Sert içkinin» de- Bil, diçkinin> kaldırılmasına ta- Taftarım, hem de şiddetle.. İçki ile mücadele memleket na- Muna mukaddes bir faaliyettir. alnız Yeşilay kurumu, bu mü - €idele ve bu vazifeyi lüzumu ka- dar yapıyor mu? İşte burası ayrı Mesele,, Bu işin zaman zaman Verilen birkaç konferansla halle- ltmiyeceğini unutmamak Jâ - dir... — Rakı, şarap, bira ve saire a- Tasıhda mazarrat farkı var mi- di? — Derece itibarile vardır. Fa- kat kullanış itibarile her ikisi de Ai zararlı olur. di St içkilerin dereceleri in- Tilerek zararları önlenebilir mi? — Derece indirmekten hiç bir İayda temin edilemez. İçkiye a- İşik olanlar için içki içmekte TMüksad sarhoş olmaktır; içkinin geç Cesini, içenler kendiliklerin- np buluyorlar. Şöyle bir meyha- *Ye girip bakınız; kimisi rakı i- Str, kimisi şarap, bazım bira içer biyas konyak... Ve şarap içen nlik ile içer, rakı İçen şişe ile, ;'f“ heımndı de gaye kafayı — Âlkol ne l'blnnılıryqııt! — Neler yapmaz ki.. Alkol baş- h başına bir tehlikedir. Vücudün, Mzviyetin her tarafına tesir eder. Alkolün - kadın ve eekekde - Rasül uzuvları üzerine de şiddetli Siri vardır. Tedricen dimaği ve Araciğerleri, damarları nasıl bo- hı"'ylr devamlı sürette ispir- M İçki ıçenıu - bilhassa ' E.T MESELESİ: Bartında Perakende Et Satılmıyor İktısad Vekâleti Esaslı Tedbirler Alacak düğü gibi İzmirde. Adanada n gönrüğer bazı yerlerde de Mlüerde yükseldiğini yaz - Talüm Dün Bartından aldığımız eL KA göre Bartın Kasapları && fiyatlarının yükseltilmesi Wı Reisliğine müracant lerdir. ligi Hat Belediye Reisliği; bu tek- iştir. Budün üzerine kasaplar 1 fiyatlarının şehrimizde ul-ı — Ctnân Z KUt cariyeye sordu: ahih lhyı geldi galiba-. ;ç%u ler aşağı koşuşuyor.. 'ür hele bakayım., « Faydi çabuk ol... "o Usulcacık merdiyen ağ- p . Aşağı baktı, Gelen Ha-| Oder, OG İdi, Zavallı kızın aklı u*hın ı ıl’d l ve söze başladı:. ZORBALAR SALTANATI xap.ıu açıldı. Hîx—* *Ce Perişan olmuştu ki; bir | de sevinmişti. Çünkü, Hamit efen- NS Cünün için Hamid | dinin elinde büyümüş, onu Sul - N sarayında geçen alış ve-| tan Mustafaya takdim eden ©, ağa unutmuştu. Hemen| olmuştu. Herhalde bu adamdan Yazan: RECAİ SANAY Prof. Dr. Kemal Haydar kekte bariz olmak üzere » tenasül uzuvlarında harabiyet hasıl olur. © kadar ki, bir sarhoş, bir gün ni- hayet, huveynatı meneviyesini ta- mmamen kaybeder. Kendisinden bir daha çocuk gelmez. Bunların bir kısmında da cademi iktidar» hu- süle gelir. — Eski şarkı, gazel ve şiirlerin içkiye teşvik eder mahiyette ol- duğunu kabul ediyor musunuz”. — Böyle bir şeyi kabul etmek değil, düşünülemez bile; eğer böy- le olduğuna inansak bütün musi- | kişinasların, bütün şairlerin, bi- rer ayyaş olmaları icap eder. Fa- Fat, bilirsiniz ki, hakikat böyle | değildir. — Bu hususta, yeni nesille e- Ki nesil arasında bir fark görü- iyor musunuz? — Bu ciheti fazla tamik odo - iyeceğim; etüdüm yak, ancak şüme göre: eskiler içiyordu; er de boş durmuyor, onlar da Ancak — memleketlimiz - ye içiyor. de gittikçe inkişaf eden spo- run içki tehlikesini önlemek | bakımından pek çok faydalı ok | duğunu söyliyebilirim- kende koyun eti satmamağa baş- lamışlardır. Yalnız lokantalara toptan ko - yun eti verildiğinden Bartın hal- kı bir haftadanberi perakende ko- yun eti bulamamaktadır. 'Toptancı et tüccarlarının bu kabil hareketleri halkın zararına olduğundan İktisat Vekâleti bu hususta kat') tedbir almağı karar- laştırmıştır. Büyü kşehirlerin kasaplık h: Yazan: M. Sami KARAYEL Hamit efendidir.. — Fakat; sana | söylemeğe unutmuştum. Bu vezir | senin için buraya geldi. Deyince; Cünanın rengi uçtu. Vücudünü isparmoz tuttu. Du - dakları soldu. Güçlükle metane- tini toplayabilerek şunları söyli - yebildi: — Bu da kimt... ân; hem korkmuş ve hem hndıuıvülkıüım“ld'— Kur'a stanbulun derhal tamir e- n dilecek sokaklarının İsim - leri geçenlerde gazetelerde çıktı. Bu yollar derhal yapılacak. Acaba bu yollar, şehrin en harab yolları mıdır? Muhakkak.. Fakat, bemşehrilerin aklıma şöyle birşey gelir: — Bizim sokâk daha berbad ol- duğu halde, burasını yapmıyorlar da, gidiyorlar, bilmem neredeki yolu yapıyorlar. İstanbul çok çile çekmiş bir şe- hirdir. Halk, açık söylemeli, her şeyden şüphe eder. Bu şüphe iti- “yadını ona veren geçmiş hâdiseler ve mazidir. Çünkü, yakın zamana kadar, ek- seriya, bir yolun yapılması veya tamir görmesi için, © semtte nü- fuzlu bir adamın ikametgühı ol - ması lâzım, diye düşünülürdü. Bu düşünce de, yukarıda bahsettiği- miz, itiyaddan doğma bir histir. Çok görülmesin.. Biz, diyoruz ki: En fazla harab olan ve tamiri kararlaşan yollar - dan hangisini tercih etmeli, diye düşünülürken, şöyle yapmalı: — | İlk plânda yapılması veya ta- | miri kararlaşan şehir yolları ara- sında kur'a çekmeli.. Tali kimin ise.. BÜRHAN CEVAD Madeni San'atkârlar Kongresi İstanbul Madeni — Sanatkârlar Cemiyetinin geçen sefer yapılarm- yen kongresi dün icra “olunmuş- tur. Dünkü toplantıda idare heyeti-| ve hesap raporları okunarak ka- bul olunmuş. ve - bilâhare idare beyeti intihabı yapılıraştır. Bu intihapta 2 asli âzadan 4 ü yeniden seçilmişlerdir. var ihtiyacının büyük bir şirket tarafından temin edilezek her va-| kit sık sık görülen fiyat yükseltme taleplerinin önlenmesi ve bilhas-) #sa köylülerin elinden çok ucuza kasaplık hayvan alarak bunlardan pek fazla istifade teminine kalkı- şan celeplerin faaliyetine kat'i ni- hayet verilmesi suretile hayvan sa hibi köylülerin himayesi muvatık görülmektedir. | Bunun için 1 milyon lira serma-, yeli bir teşekkül vücude getiri- lerek Zirsat Kurumu ile; İstan - buldân başka diğer büyük şehir- lere de muntazaman toplan kasap- lık hayvan temini için çalışılması düşünülmektedir. 'Tasavvur tahakkuk ettiği tak - de bu teşekkül; canlı hayvan ihracatı birliğine müşabih bir şir- olacek ve doğrudan doğruya kasaplık hayvan yetiştirilen şehir- lerimizde kuracağı bürolar vası ; tasile yerinden kasaplık hayvan | satın alarak bunları İstanbul ye diğer büyük şehirlerimize sevke- decektir. Bu ara kesilmiş kasaplık hay - vanların frigofik vesaitle nakli de tocrübe olunacaktır. kurtarabilirdi. Şimdi yapılacak | yegüne iş ne yapıp, yapıp Hamit elendi ile yalnız olarak karşı kar- şıya gelmenin çaresine - bakmalı idi. Ne olur ne olmaz adamcağız belki birdenbire hayrete düşerek acıl hüviyetini ortaya koyabilir - di Hamit efendi; debdebe ve dârat; ile salona almdı. Esirci hanıme - fendinin sevincine payan yoktu. Biraz hoşbeşten sonra, hame - dendi çerkes kalfasını çağırarak şu emri verdi: — Kalfam, Cünanı hazırla ve Betir.. Kalfa, Cânanın yanına seyirt - mişti. Kızcağazın yüreği atıyor - du. Bu alış veriş hem iyi ve hem de kötü idi. İşin kötülüğü Hamid etendinin kendisini tanıyârak bir- denbire boşboğazlık — edivermesi olabilirdi. Canan; kalfanın verdiği emir Yeni Ve Mühim Bir Teklif | Benzine emleketimizde benzin sar- | M fiyatı her yıl gittikçe art - maktadır. Bu sebeple; hari- | ce verdiğimiz para miktarı da mü-| him bir yeküna baliğ olmaktadır. | Bu vaziyet karşısında; benzine | ispirto karıştırılması meselesi yi- | ne ehemmiyetle mevzuubahsedil- meğe başlanmıştır. Diğer taraftan şeker fabrikala- rımızda şeker istihsali esnasında elde olunan ispirtoların miktarı da şeker istihsalimiz arttığından git- tikçe çoğalmaktadır. Bu ispirtolar; - sarfedilecek yer bulunmaması yüzünden - depo - larda birikip durduğundan müte- hassıslar İktisat — Vekâletine bir! Evrenye, (Hususi) — Cumhur- relsimiz İnönü'nün Kastamonu ve havalisine çıktıkları tetkik seya - hatleri esnasında mühim notlar aldığı kasabamızın ihtiyaç — ve | Gilekleri tetkik edilmeğe başlan- miştir. Kasabamıza eskiden mun- tazamân vapur uğramakta iken birkaç #ene evvel anlaşılamıyan bir sebepten uğramamağa başla- maştı. En mühim ihtiyaçlarımız - dan biri olan vapur uğraması için| Milli Şefe yapılan maruzat nazarı| dikkate alınmış ve bir mülettiş | heyeti tetkikat lera eylemiş ve bu işte zarar edilmiyeceği ve muva- | fık olacağı mütalâasile tanzim kı- Jınan rapor alâkadar makama Bu- nulmüştur. Vapur uğradığı zaman halkımız buranın daha fazla in - kişaf edebilmesi için her türlü ma- sarifi kendi aralarında taksim e- derek ve elbirliğile kasaba önüne le bir şey gelmişti: — Saçlarını, alnını ve yüzünü kapayacak bir tarzda taramak ve yüzünü fazla makyajla ve eğreti benlerle değiştirmek. Fakat; düşündü bu da olamaz- | di Olduğu gibi giyinmeğe başla- | dı. Tüvaletini - fevkalâdeleştirdi. | Ve kendisini Allaha emanet ede- ; rek kalfanın arkasına takıldı. Ve | sallana, sallana yürümeğe başla- di Yalnız; her ihtimale “karşı şu kurnazlığı yapmağa karar verdi. Hamid efendinin huzuruna girdi- ği zaman yüzünü öne eğecek ve çehresini göstermemeğe çalışa - cak, elinj öperken, elile Hamid e- fendinin elini sıkarak işmar ve- recekti. Nitekim, salondan içeri girdi. Yüzünü göslermemeğe çalışarak doğruca Efendi hazretlerinin hu- zuruna yürüdü, Elini öperken kü- İspirto Karıştırılması İsteniyor İktısad Vekâleti Meseleyi Ehemmiyetle Tedkik Ediyor rapor vermişler ve ancak benzine ispirto karıştırılması usulünün ka- bulü ile bu ispirtoların istihlâki. nin temin olunacağını ileri sür - müşlerdir. İktisat Vekâleti raporu ehem « miyetle karşılayarak icap eden yeni ve kat'i tetkiklere başlamış- tır. Pek yakında bu mevzu hak - kında lâzımgelen karar verile « cektir. Alâkadarlar; Vekâletin benzine ispirto karıştırılmasını esas iti - barile kabul edeceğini fakat; bu kabil benzinlerin bir kısım sana- yide; yani mahdud yerlerde kul- | lanılmasına müsaade — olunacağını kuvvetle tahmin etmektedirler. | KARADENİZ MEKTUPLARI : Evrenyeliler Vapura Ve Yola Kavuşuyorlar Evrenye'nin umumi görünüşü mendirek inşa etmeğe buşlamışlar| ve vapurlar uğramamağa başla - | yınca bu işi bir müddet için tehir etmişlerdi. Şimdi yakınlarda va- pur uğrıyacağı muhakkak oldu - ğundan yarıda kalan — mendirek inşasının tamamlanmasına baş - lamışlardır. KASTAMONU - EVRENYE YOLU Diğer taraftan kasabamız ve ci-| varı halkı aralarında - verdikleri bir müşterek kararla Kastamonu- Evrenye arasında muntazam yol yapmağa başlamışlardır. Bu mu- azzam yolun kasaba halkile ba- şarılamıyacağını zannedenler bel- ki bulunur, Fakat halkımızın ça - lışma kabiliyetini bilenler bu zan- a kapılmazlar. Halkın bu teşeb- büsünden haberdar olan Nafla Ve- kilimiz halk çalışmağa başladık - mid efendiye lâzım gelen işareti Hamid efendi; elini öpen kızın verdiği işmara hayret etmişti. Bu da ne oluyordu? Canan doğruldu. Gözlerini E- fendi hazretlerine dikti. Ve ona göz ifadesile şöyle demek iste- diği anlaşılıyordu. — Efendi hazretleri... Ben kö- lenim, sakın beni ele verme... He- men satın al götür beni... Hamid efendi; Cananın gözle- rine gözlerini kancaladı. Aptallaş- maştı, Aman Allah! Bu kız bura- ya nereden ve nasıl gelmişti? Kat- iyyen bu «Şevkiara> olamazdı. Fakat; karşısında duran ve göz- lerini gözlerine diken kız mu - hakkak Şevkiara idi. İşle; çenesinde siyah beni, ger- danında çifte beni, yanaklarında- ki gamzeler hep o idi. Elini apırıuı verdi BERRR Yi d, rüzde yüz | tulup buraya gelebilirdi, Yoksa; — Orak ipleri Kaçakçıığa Önlenmesi İçin | Yeni Bir Karar —| Memleketimize gümrük resmin- den muaf tutularak iKhal olunan orak iplerinin, bazı yerlerde am- balaj vesair işlerde kullanıldığı | rimizde ve diğer yerlerde ken-| “dirle jp imal edenler tarafından İktisat Veköletine şikâyet olun - müştür. Bunun üterine İktisat ve Ziraat Vekâletleri arasında bir anlaşma yaparak orak - iplerinin kulla - Balış yerlerinin sıkı bir surette kontrolu ve bu suretle bu yeni ka-| çakçılığın önlenmesi kararlaştı - rılmıştır: Verilen karara — göre badema orak ipi getirtecek olan bütün mü- essese ve tüccarlar Ziraat Vekâ- letine müracaat ederek bu iplerin harman — makinelerinden — başkal yerlerde kullanılmaması için sa- | tarken dikkat edeceklerine dalr bir taahhütname imzalıyacaklar- dir. Ayrıca orak ipi almak istiyen tekmil köylüler de muhitlerinde- ki ziraat müdür veya memurluk- larzına müracaatla ruhsatname a- lacaklardır. Mücasese — veyahut tüccarlar; köylülerin elinde bu Tuhsatnameyi görmeden katiyyen| mezkür ipten vermiyecek ve sat- mıyacaklardır. Karabük Fabrikası Karabük demir fabrikalarımı- zın inşasına büyük bir hızla de - vam olunmaktadır. Bu münasebetle; fabrikaya gön- derilmekte ola | Je kömürlerin masına lüzum görülmüştür. Veri- len yeni bir emir mucibince Ki - lindli ve Gelik ocaklarından her gün 300 ton kömür gönderilmek- tedir, Bu miktar, yakında günde 500 tona ve Martta da 700 tona çıka- nlacaktır. Divrik demir madenlerinden de| her gün gönderilen kömür cev - heri miktarı 300 tona çıkarılmış- tır. Hâlen Karabükte birikmiş 13 bin ton demri cevheri mevcuttur. tan bir müddet sonra bu yolda be- denen çalışmak üzere Nafia büt- çesinden ücretleri verilmek üzere 1500 amele tahsis eylemiş ve lü - zumu halinde her türlü yardımın esirgenmiyeceği vaadinde bulun- muştur. Nafia Vekâletinin bu yoldaki hareketi halkımızı o kadar şevke getirmiştir ki bu yolun tamam - lanmasına hummalı bir surette de | vam etmekte ve şimdiye kadar 95 kilometrosu tamamlanmış ve an- | cak 15 kilometre gibi az bir kısmı kalmıştır. Bunun da ilk mevsim fırsatında tamamlanacağı şüphe - sizdir. let ediyordu. Lâkin, sarayı hümayundan ve Alemdarın zorbalari elinden de- nizin dibine inmeden masıl kur - Kızlarağası Şevkiaranın yerine bir başka kız koyarak ve Şevkia- rayı da ne yapıp yapıp saraydan uzaklaştırıp ölümden kurtarabil- Jübile niversite Edebiyat Fıltlllf. U si Profesörü olarak Fund. Köprülünün, bocalık hiz « metinin 25 inci yıldönümü mü - nasebetile, jübilesi yapılmağa de- iğer. Fakat, sayın Fuad Küprülü, Bu hizmeti ile beraber asıl N | kıymetini ifadelendiren haşka bir — mümtaz mevki sahihidir. © da nadir yetişen bu ilim ada- mının, memlekete hediye ettiği — orijinal eserleri ve kitaplarıdır. — Fuad Köprülü Malettayin bir. Üniversite Profesörü değildir. O, b'r ülimdir. Bizim — muhitimize, biz.m telâkkimize, bizim seviye- mize göre bir âlim değil, iki ku- fub arasındaki dümyanın her par- çası üzerinde, ayni kıymeti taşı- yan bir âlimdir. O, ayni zamanda, ilmi düşünüş ve ilmi tasnif fikrinin, ilmi mo- todlu çalışmanın Türkiyede âlem- tir. Martın dördünde, onun için bir Jübile yapılacağımı duyduğum va- — kit, bizde, son senelerde pek Sp tizale uğrıyan jübilenin, haki - katte, ilk defa yapılmak üzere bu- Tunduğunu düşündüm. A Köprülü kadar, hangi ilim ve — san'at adamımız kendi sahasında temayüz etmiştir?, Fuad köprülü İstanbul Üni İ versitesi için sade bir kazanç de- ğil, bir şereftir. Edebiyat Fakültesi demek, Fu- — ad Köprülü demektir. REŞAD FEYZİ — Tedavülden Kaldırılar — Paralar Meselesi Maliye Vekâletinin Yeni Bir Emri 'Tedavülden kaldırılan nikel 1 kuruşluklarla bronz 5 kuruş ve — | 100 paralıkların bankalarda değiş — tirilmesine devam olunmaktadır. — Yalnız bazı yerlerde bu parala- rın ancak vergi borçlarile tediya- ta mukabi! kabul edilip d “oğru - — dan doğruya alınmadığı” ’ı!my. Bu vaziyet; halkın ve köylüle- — rin değiştirmede sıkıntıy. düş - mesini mucip olduğundan Maliye Vekâleti; dün alâkadarlara verd ği bir emirle, her tarafla bu kabil paraların Ziraat Bankası sandık- ları ve alâkadar bankalar tarafın — dan doğrudan doğruya değiştiril- mesini tebliğ eylemiştir!... Birimizin Derdi Hepimizin Derdi miş miydi? Bu da olamazdı. Hiç mi hi Vâket olurdu. Derhal kellesini u- çururlardı. Hem orada bulunan Sultan Mahmudun kalfaları bu- 'na meydan verirler miydi? Hulâsa, Hamid efendi bir kaç dakika sakit ve samit kaldı. Ca- nan yavaş, yavaş geri çekilerek salanun ortasında el pençe divan durdu. Zavallı Canan. kurbanlık bir koyun gibi boynunu bükmüş