İSTANBULDA HER İŞ BİR MESELE HALİNDEDİR. u İstanbulda her şey bir meseledir. Hangi işe el at- saruz altından bir mesele çıkar, Sebebi basittir: Çünkü öyle şehir ve halk işleri vardır ki, uzun yıl- lar islah edilmemiş, halledilme « — meiştir. Arızi tedbirlerle arasıra tedavi cihetine gidilmiştir. Bina- enaleyh, şimdi bir işi düzeltmek istiyorsunuz, değil mi?. Bir de ba- kıyorsunuz ki, öyle kolay kolay | düzelecek gibi değil. Çünkü binbir! | teferrüatı var. Adeta müzmin ha- lb gelmiş bir hastalık gibi.. İşte, karşınıza böylece bir mesele çı - * kıyor. En söon mesele: Et mese - lesi.. Halledebilmek için nelere, melere baş — vurulmuyor ki. Bir türlü düzelmiyor.. Peki, şimdi ne olacak?, Fazla karmakarışık bir iş diye, yüzüstü bırakılacak mi?. Alın size bu da bir mesele.. İSTATİSTİKLER VE EVFEL KULESİNİN 50 İNCİ YAŞI —Z<a Parisin meşhur Eyfel kulesi, bu| sene elli yaşına basacakmış.. Az değil.. Allah yaşını arttırsın.. Fa- — kat, Eyfel kulesi, bilirsiniz ki, Pa- — risin deği, dünyanın en meşhür kulesidir. Paris diyince, hatıra Eyfel gelir. Bu kuleyi, ya- pildığı günden bugüne kadar zi- yaret edenlerin sayısı - 16,777,913 — Wmiş. Şu istatistiği gördünüz mü?. “Asıl mühim ve meraklı olan tarafı| bu.. Medeni memleketlerde ista- fistiklere, rakama çok ehemmi - 'et verirler. Bizde en meşhur hâ- diselere aid rakamlar, tarihler bi- le birer münakaşa movzuudur. v& Çek - Macar hududunda ye- miden müsademeler olmuş. Çek askerlerine hudud mubalızları a- teş açmışlardır. Maca- kumandan- lığı keyliyeti Çek kumandanlığı nezdinde şiddetle protesto etmiş- tir. * Slovakların Çeklerden tama-, mile ayrılarak bütün bütün müs- — tekil bir hükümet kurmaları hak- kında Slovakyada yeni bir cere- oyan | DOKTORLARIN TOPLANTILARI VE SİNİR HASTALIKLARI Türlü türlü hastalıklara bakan doktorlar aralarında cemiyetler kuruyorlar.. Toplanıp görüşüyor- lar. Neler görüşürler, orasını bil-| mem?. Bu toplananlar ekseriya meşhur hekimler olduğuna göre, muayene Ücretlerini çıkaralım mı, günde 40 mı, yoksa 50 hasta mi muayene edelim?. Muayenehane- ye öğleden sonra, saat 16 da mı, yoksa 17 de mi gelelim. Bu seferki| apartımanı Taksimde mi, Ayaspa-| gada mı yaptıralım?. Diye görüş- tüklerini tahmin ediyorum.. Geçen gün gazetelerde oku - düm. Sinir bastalıkları hekim- leri de bir toplanti yapmışlar.. Si- nir hekimleri malüm ya, delilere bakan hekimler.. Aklıma şöyle bir şey geldi: Sinir hekimlerinin bir de hastaları bir toplantı yapsa - lar, acaba neler görüşürler, der- siniz?.. MEB'USLUK İÇİN MÜRACAAT EDENLERİN SAYISI Gazeteler haber veriyor: Yeni meb'us seçimi münasebetile, parti- “ye müracaat ederek namzedliğini koymak istiyenlerin sayısı daha şimdiden hayli kabarık bir yekün tutuyormuş. İntihab zamanına ka-, dar, bu yekün birkaç misli ola - cak.. Bu havadisi okuyan bir arkadaş dedi ki: — Neden bu kadar fazla müra- caat yapılıyor, anlamıyorum. Bi- zim bildiğimiz, bir vazilede vekâ- let değil, asalet tercih edilir. Meb- Kıyafeti Eildirildi Talebe Saçlarını Fazla Uzatmıyacak Maarif Vekâleti bütün maarif müdürlüklerine talebelerin kıya- feti ve tuvaleti hakkında yeni bir tamim göndermiştir. Bu tamimle, mekteblerin erkek falebeleris saç uzatmaları kat'i surette yazak edildiği gibi, kız ta- lebelerin de saçlarını öndüle yap- tırmaları ve dudaklarını velev ki) €üz'i de olsa boyamaları ayni kat'i- yetle menolunmuştur Recaîîade Ekrem İhtifali Dün akşam Recaizade Ekrem i- çin Üniversite konferans salo - nunda bir ihtifal yapılmıştır. Toplantıyı Edebiyat fakültesi profesörlerinden Nihad açmış, kısa bir hitabede bulunmuş, Ekremin edebiyattaki rolünü anlatmış, son-) Ta doçent Sabri Esad söz almış, Ekrmein münakkidliği hakkımda izahat vermiş, müteakiben edebi- yat talebelerinden Behice Meh- med Durul, Adviye, ve Gündüz tarafından merhumun şiirlerin - den bazı parçalar okunmuştur. süşüliü ee Erzurum Tahvilleri Maliye Vekâleti Sıvas - Erzu- rum tahvilleri hakkında dün alâ- kadarlatra bir emir göndermiştir. | Talebenin ! W usluk vatandaşlığın vekâleti ma- nasına olduğuna göre, bu müra - caal edenler, neden mutlaka zim vekilimiz olmak istiyorlar?. AHMET RAUF IKUğÜK HABERLER' 4 Pazar günü çok güzel olan ha-: va, dün gene bozmuş, akşama ka- dar yağışlı geçmiştir. Suhünet de- recesi de düşmüştür. * Maliye Vekâleti vatidat u - mum müdürü İsmail Hakkı şeh- rimize gelmiştir. Umumi müdür, Maliyenin varidat işleri etrafında da meşgul olmuştur. * Ereğli limanındı karaya otu- Tan ve sonradan kurtarılan şileb- lerden «Şadan» da dün limanımı- başlamıştır. y Çemberlayn yeni bir beya - nafla bulunmüş ve Feansız hari- ciy» Nazırının bir harb vukuunda İngiltere ile Fransa kuvvetlerinin mütekabilen yekdiğerinin emrine| Amade bulunduracağı hakkındaki beyanatının doğru olduğunu söy- * Romanya ile aramızda yeni — bir ticaret anlaşması akdi için ya- kında Ankarada — müzakerelere — başlanacaktır. Bu müzakerelerde — Romanyayı temsil edecek heyet, — bir iki gün zarfında şehrimize ge- kecektir. x Çatalya kaymakamlığına ta- | yini milli iradeye iktiran etmiş o-| T Ne. 109 Reşad, bu ateşli kadının hususl | İşlerine nazı! karrşabilirdi? — — Tahir onun deagi değilmiş.. Onu tatmin etmiyormuş. Ayrıl- — mağu karar vermiş. Bütün bunlar derdir. diyordu. — Olakşam eve geldiği zaman, — babasının o geçe yemeğe gelmiye- teğini öğrendi. Nesrin sorgu: — — Bugün babamı görmedin mi, ağabey? — Odacı ile haber gönder — an eski Keşan kaymakamı Hik - | GÖKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI 'beni hiç de alükadar etmiyen şey-| za gelmiştir. * Jandarma umum kumandanı General Cemil Cahid, dün valili- ğe giderek Vali muavini Hüdal Karatabanı ziyaret etmiştir. Ge- neral, dün akşamki trenle Anka- raya gitmiştir. * Memleketin muhtelif yerle- Tinde yeniden silolar inşa oluna- caktır. x Atina şefirimiz Yunan Baş- vekili şerefine bir ziyafet vermiş- tir. & Bükreşte toplanacak — olan | Balkan Matbuat kongresine işti- rak edecek Türk heyeti şu ze - vattan müteşekkildir. Falih Rıfkı Atay, Hüseyin Ca- hid Yalçın, Reşad Nuri, Muvaffak Yazan: İskender F. SERTELLİ Bu gece yemeğe — beklemesinler, demiş. Reşad omzunu sükerek bir kol- tuğa oturdu: — Olabilir ya. Belki bir arka » daşile biraz içeceklerdir. Nesrin düşünceli bir tavırla ma- ' sanın Üstündeki mec'nuaları ka- rıştırıyordu. Reşad: | — Annem nerdet Mütfakta mı? dedi. Yine — Evet.. Yemek hazırlıyor., Bu ermir mucibince yüzde T ge Birli mezkür tahvillerin kupon be delleri; Cumhuriyet Merkez Ban- kasile İş Bankası bulunmıyan yer- lerde mal sandıkları - tarafından ödencecektir. KISA POLİS HABERLERİ!İ * Mehmedpaşa yokuşunda otu- ran Osman kızı Ayşe çamaşır - lıkta yaktığı kömürden zehirlen - miş Haseki hastanesine kaldırıla. rak tedavi altına alınmıştır. * Nureddin adında birinin bin- diği motosiklet Beyazıdda Hüs - nü adında birine çarparak her (ki bacağından yaralamıştır. ** Fani isminde bir kadın Tünel meydanıntdlaa tramvaydan atlamak isterken düşerek muhtelif yerle - rinden yaralanmıştır. Fani hasta- neye kaldırılarak tedavi altına a- lınmıştır. 4 Şoför Mehmedin idaresindeki 1463 numaralı: — otomobil Şişlide Mehmed isminde birine çarparak muhtelif yerlerinden yaralamış - tır. Mehmed tedavi altına alınmış, şoför Mehmed yakalanarak tah- kikata başlanmıştır. Menemencioğlu. * Almanya talebe müfettişli - liğine Maarif — Vekâteti kalemi mahsus müdürü Nihad tayin edil- miştir. ** Maarif Vekâleti hususi mok-| tebler müdürlüğüne — müfettiş - lerden Nureddin tayin edilmiştir.| — Ekşili bir şey yok mu, Nes- rin? — Sana bir salata yapayım mı, ' ağabey? — Fena olmaz. Hiç iştiham yok. Nesrin gider gitmez, Reşad bü- feyi açtı.. Büyük bir şarab şişesi çıkardı. Bardağını doldurdu. — Keşke ben de meyhaneye git- seydim bu gece. Ah şu içki. Mel'un arkadaş.. Onu hiç sevmezken, şim- di nasil arıyorum.. Nesrin çok çabuk döndü. Elindeki yeşil salata tabağını kardeşinin önüne koydu. Ve Re- şadın şarab içtiğini görünce gül- mekten kendini alamadı: — Şu İzmir ne garib bir mem- leket.. İnsanların huyunu ne ça- buk değiştiriyor. Nesrin! Kabahat bizde değil mi? — Ne var bu akşam yiyecek? — Patatesli et kızartıması.. Pl— — Vallahi ne' derşeniz deyin! Burada tanıdığın insanların bir ay — Memleketin ne kabahati var, - içinde kösterdiği değişiklikleri yüz POLİS Ve.. Mah kemeler Kacakçılık Suçlular Uskudar Adliyesine Teslim Edildiler Sokoni Vakum gaz kumpanyası vapurunda vukua gelen kaçakçı - 1 lik tahkikatı sür'atle inkişaf et - mektedir. Bu tahkikatın kaçakçılık ve Tüşvete taallük eden — kısımları Beykoz müddeiumumiliği tarafın- dan tamamile ikmal edilmiştir. Dün yeniden Beykoz müddelumu- misi Şekibin nezareti altında So- koni Vakum Oil'in Serviburnun- daki deposunda bir araştırma ya- pilmiştir. Bu araştırmada bu de- po müdürü — Mactemaranın bu mevaddı müştalle depolarını bir kaçak eşya deposu haline getir- diğini teyid eden birçok delillere tesadüf edilmiştir. Bu meyanda kaçak iskambil kâğıtları, kaçak çakmaktaşları, kaçak sigara kâ - ihtları ve salr eşya da bulunmuş- tar. Bundan başka dün vapurda da tekrar bir araşlırma yapılmış, ye- ni sandıklar bulunmuştur. Bun- ların iç ilikör, cin ve viski ile do- ludur. Bunların karaya çıkarıl - masına meydan verilmediği an- laşılmıştır. Evvelce yapılan - araşt'çmalar sonunda mühürlenmiş olan bazı sandıkların mühürlerinin bozul- duğu görülmüş, bunun için de ay- rıca zabit tutulmuştur. Beykoz müddelumumiliği tara- gafından Üsküdar adliyesine tes- lim edilen suçlular şunlardır: Direktör Maktemara, Casen - Hongkong süvarisi, ikinci ve üçün- cü kaptanlarile tayfadan Angeles- ko ve depo bekçisi İskender. Trakyada Hazine, —asliye ikinci ticaret mahkemesine mürscaat — ederek şimdi infisah etmiş olan İstanbul ve 'Trakya şeker fabrütasİrı aley- hin2 806 bin 531 lira 67 kuruşluk bir alacak davası açmıştı. Bu para hazinenin şirkete Ikraz| etmiş olduğu avans İle şirketin vermekle mükellef olduğu beher kiloda sekiz kuruş inhisar resmi ve avans bedellerinin isizlerinden toplarımıştır. Mahkeme ehli vukuf tayin e- dilmesi için başka güne bırakıl - mıştir. Yangın Başlnngıcı Yeniköyde Simldci sokağında İs- mail isminde birinin simidel fırı- mandan yangın çıkmış ise de si- rayetine meydan verilmeden sön- dürlümüştür. 'yıl yaşasam göremezdim. — Kimleri kasdediyorsun? — En başta siz! Dün içkiden nefret ederken, bugün içki içme - den yemek yiyemiyorsunuz! — Çok sıkılıyorum, Nesrin! İş- ler yorucu. Birkaç gündür de yal- nızim. — Arkadaşınız yok mu? — Cemlil işde. Bütün yük benim üstümde kaldı. Akşama kadar bu- nalıyorum. — Hakkınız var... Nesrin ince bir istihza ile gü « lerek önüne baktı. Bu sırada Re- şadın annesi odaya girdi: — Reşadcığım et kızartmasını sever diye o kadar özenerek yap- tım ki... Ve Reşadın şargb içtiğini görün- ce hayretle gözlerini açtı... Elin- deki yemek tabağını masanın üs- l tüne bıraktı: —Ayol, göçenki vahatsızlı ıgm. me çabük unuttün? Haniya bu zik- Zayıf, nahif bir gocuıı.mı Çabulk / sarsılırsın! ü Gaz Vapurundaki Madam Atina Dâvası Dün Bir Kaç Daha Şahid Dinlendi Randevuculuk ve genç - kızları fuhşa teşvik etmekten suçlu olan Madam Atina ile muavini Madam Katinanın muhakemesi devam &| derken bazı kimselerin şahidleri tehdid veya onlara tesir ika ede- rek yalan şehadete teşvik ettik - lerini ve bu yüzden tevkif olun - duklarını yazmıştık. Eleni, Marika, Katina ve Di « mitri ismindeki bu 4 kişinin mu- hakemesine dün akşam saat 18,30 da asliye birinci ceza mahkeme- sinde başlarmıştır. Evvelâ iddianame okunmuş ve bundan bu 4 kişinin; Fatma, Ha- sibe, Şükran, Servet, Selman ve Ülker ismindeki genç şahid kız - Tarı yalan şehadete teşvik ettik- leri mezkür — teşvika da, Misak, Mahmud, İzzet Muhiddin Apak, Şinorik, Süleyman ve İsmail Sa- Tıcanın şahid oldukları anlaşılmış- tır. Suçlular; bu iddiayı tamamile reddetmişler ve Eleni: «— Bana iftira ediyorlar. Esa- sen ben Atinanın aleyhindeyim. Ben bir kere muhakemeye vekilim Suad Ziyayı götmeğe geldim. Çün- kü 3 üncü cezada randevuculuk- tan bir davam vardır. Kendisine onu soracaktım ve bu gelişimde koridorda hiçbir şahidle görüş - medim!» Demiştir. Suçlulardan Marika da Yuna « nistanda olup yeni geldiğini söy- lemiş, Katina ise şahidlerden hiç birini tanımadığını beyan etmiştir. Atinanın kunduracısı olduğunu beyan eden Dimitri de: | — Ben yalnız Atina ile kızına ve hizmetçisine her sene müteaddid ayakkabılar yapardım. Şahidler - den kimseyi tanımam ve bilmem!. Demiştir. a Bundan sonra dosya arasında bulunan bit «Haber» gazelesi o- kunmuştur. Mezkür gazetede; Madam Ati - nanın muhakemesi münasebetile | yazılan bir fıkrada ezcümle, «bazı ihtiyar kadınlar mahkeme kori - dorunda şahidleri kandırmağa ça- lışıyor ve genç şahid bayanlar da| bundan şikâyet ediyorlardı!. şek- lindeki ibare üzerine maznunlar bunda isim tasrih — olunmadığını yazının bikâye kabilinden bir şey olduğunu tddia etmişlerdir. Ele - ninin avukatı Suad Ziya da: — Yazıda bizden bahis yak.. Bir, delil teşkil etmez» demiş ve mü- ekkilinin takliyesini istemiştir. Diğer suçlular da bu isteğe işti- rük etmişlerdir. Müddeiumumi Bay İhtan Fikret kımı bir daha ağzına almıyacak - tın?. — Bu da içkiden sayılır mı an- ne? Çocuk bile içse sarhoş olmaz bu şarabla. O kadar hafif ki, Reşadın annesi çok müşfik bir kadındı. — Üç yıl hasretini çekmekten, ömrüm on yıl geri gitti... Beni sen kocattın, Reşad! Gel içme şu şa- Tabıl Yine hastalanırsan, bu sefer ben de seninle yatağa düşerim, yavrucuğum! Reşad, önce babasının yemeğe gelmemesinden istifade — ederek, önünde şarab bardağını bir yu - dumda midesine boşalttı; — Korkma, anne! Aci patlıcana| kırağı yağmaz. Bir şey ölmam. — A yavrum! Sen kendini acı patlıcan sanıyorsan aldanıyorsun! Ben seni on beş yaşına kadar di- zimin dibinden ayırmamıştım. Sen Seğile di Bir Kısım Pullar Kaldırıldı Yenileri İle de Değiştirilmiyecek Harf inkılâbı münasebetile te- davüle'çıkarılan pullarla Cum - huriyetin 15 inci yıldönümü mü- nasebetile çıkarılan pul serileri tedavülden kaldırılmıştır. Bu pulların yenilerile değişti - | rilmesi için yapılan müracaatların | kabul olunmıyacağı slâkadarlara bildirilmiştir. Otomobil Kazası Şoför Vartanın idaresindeki 1834 numaralı otomobil — Haydarpaşa caddesinden geçmekte iken bira fabrikası kontrolu Ali Volkan a- dında birine çarparak — muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yaralı Haydarpaşa nümune hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmiş şaför yakalanarak tahkikata baş- lanmıştır. Şaka Yaparken Cibalide oturan Kâzım isminde bir genç şaka yüzünden çıkan kavga neticesinde arkadaşı Sadıkı| çakı ile kolundan yaralamıştır. Sa- dık todavi altına alınmış Kâzım | yakalanarak tahkikata başlanmış- tır. Başından Yaraladı Arab camlinde Mahmudiye cad- desinde 81 numaralı fırında çalı- | şan Ahmed fırını temizlemek yü- zünden çıkan kavga - neticesinde ayni fırında çalışan Hakkıyı sopa ile başından yaralamıştır. Bir Alacak Meselesi Ahmed oğlu Yakub adında biri bir alacak meselesinden çıkan kav- ga neticesinde Fatihde oturan mo- törcü Osman isminde birini yü- zünden yaralamıştır. tahliye taleblerinin şiddetle aley- hinde bulunmuş ve: «— Bunlar; henüz dinlenmiyen tesir ika etmemek için tevkif olunmuşlardır. Muhakeme-| mizin Madam Atina ve arkadaşla- rına aid davası ise; — şahidlerin çağırılması için talik olunmuştur. Binaenaleyh sulh hâkiminin töv- kifde gösterdiği sebeb; bugün de wardır. Tahliye taleblerinin red - dini isterime demiştir. Bundan sonra muhakeme heyeti uzun bir müzakereye çekilmiş ve bilâhare kararını tebliğ etmiştir. Bu karara göre Eleni, Marika ve Dimitrinin gayri mevkuf olarak muhakemeleri tensib olunmuştur. Katina esasen diğer işten mev- kuf olduğundan yine tevkifhaneye gönderilmiştir. Diğer taraftan dün Sultanah - med birinci sulh ceza mahkemesi de Madam Atina davasında şa - hidleri tehdid etmek suçile Mikail| işminde bir adamı tevkif etmiştir. — Merak etme, anne! Ben çe- lik gibi sağlamım. Sen babama bak. — Babana mı bakayım? O kos- kocaman adam ayol. Kozunu oy- namış.. Bu yaşa kadar da hiçbir bastalık çekmemiş. O sizin gibi gençleri cebinden gıkarır vallahi. Gülüştüler, Yemek yediler. Reşad: — Biraz çalışacağım Diyerek odasına çekildi. Reşadın annesi kızına döndü: — Çok değişmiş, değil mi? — Evet, anne! O kadar değiş- miş ki.. Aradan sanki bir asır geç- miş sanıyorum, — Avrupa insanı böyle üç sene içinde değiştiriyor. galiba! Nesrin güldü: — Ağaâbeyim Avrupada değiş - memiş, ılm O İzmi: e. değişti. | senesinde Japonya ile | arasınra imzalanmıştı. Bu iki d DIŞARRA d akii Sov#ı lVac ar Münasebetlerinin İnkıtar Yazan: Ahmed Şükrü Macaristanın birkaç hafta €V vel, antikomintern pakta girn üzerine Sovyet hükümeti, bu Ğf letlz siyasi münasebetlerini ktf mmeğe karar vermiştir. Savyet hi kümetinin bu kararı Budapeş hayretle karşılandı. Çünkü anti komintern paktı ilk defa olazi imza eden Almanya ve Japonjf ile Sovyetler arasındeki mün betler inkıtan uğramadığı Moskova, İtalyanın da pakta Ğ rakini, siyasi münasebetlerin İ silmesi için sebeb addetmet Fakat Sovyet hükümeti, diyeli ki, Japonya ve İtalya bu pal girmekle istiklâllerini kaybet memişlerdir. Halbuki Macari: Litvinof'un Moskovadaki — Madtf elçisine söylediği gibi, bazı deV ketlerin kuvvetli tazyiki — altın girdiğinden, Sovyetlerin nazar da müstakil olmaktan çıkmışıf| Antikomintern pakt, malüm © duğu üzere, ilk defa olarak, 1f Almafi let, o zaman, böyle bir paktı İf zalamaktaki maksadlarını, eni nasyonal bir ihtilâl teşkilâtı dettikleri antikominterne karşi lınmış tedbir şeklinde izah cti lerdi. Pakta ertesi sene İtalya Birdi. e | Garibdir ki komünistliğe Ki cephe birliği yaptıklarını bildi İtalya ile Almanya, büyük d letler arasında komünist Rusyfj ilkönce tanıyan iki devlotti, İN tere ve Framsa Sovyet Rusya hine bir Avrupa bloku teşkil €j meğe çalıştıkları sıradadır ki & manya, nisan 1922 Rapallo müf hedesile Rusyayı tanıyarak Bi Avrupada büyük heyecan uyafi | dırmıştır. Gerçi Almanyada r€ değiemiştir. Fakat Birkaç sene welsine kadar faşist İtalyanın $ yet Rusya ile münasebetleri di ima korekt, hatta — denilebilir samimt olmuştu. Bu itibarlad İtalyanın antikomintern pakta tiraki, o zaman, komünistlik K kusundan ziyade Almanya ile iş ortaklığına girmesi şeklinde F| sir edilmişti. Japonyaya gelince; bu devleti antikomintern pakta girmekle | zerine terettüp eden vazifeyi Gi ha aykırı bir şekilde yaptı: Çi komünistliğin yayılmasına möf olabilecek olan yegâne Çaznkayşeki imha etmeğe Bu sebebledir ki antikomintif pakt kombinezonu birçok mahf lerde şüphe ve hatta endinşe V yandırmıştır. Bu vazıyeti endi ile telâkki eden devlel yalnız $ yet Rusya değildir. Fransa ve ta İngiltere de bazan antiko! tern pakt kombinezonunun Kü dilerini istihdaf ettiğinden şüP etmişlerdir. (Devamı 6 ıncı ıııııııd'ıj Yahudi Pazarlığı Yabudinin biri cam ve şişe bir paketi götürmek üzere küfcetri darır, gölürme karşılığı olarak para yoksa üç öğüt mü islediğini sorar. feci de öğüdü iyi bulur ve öğük diğini söyler, Bu üç öğüllen birini keti arkasına aldığında, ikincisi wardığında, üçüncüsü de işin soab diğinde söylenecektir. Küfeci yüklenir ve Yahudi birinci öğüdü leri GAçlık tokluktan iyi derlerse mar. Küfeci kızarsa da öbürlerini Yarı yola varırlar. Yanıdı üKi0 | Güdü söyler: «Yaya gitmek, atlı kitmekten Wi * derse inanmas, Küfeci işi çakar ve bir düşünür, butur, Yakudinin yerine varırlar. YS zonanu da söyleri * APazarlıksrdlık pazarlılıktan ivi C derse İnanman, İçin için kızmakta olan küfeci ”” M Bizla yere vurur ve Yahvdire “| merek: 4 «Bunun içinde de sağlam birEY ı derleme san de