E t — mahiyeyi iade- etmiştir. 2ZSON TELGRAK 230 iriKim n HÂDİSELER SAKALI OLAN HER ZAMAN SÖZÜNÜ DİNLETEBİLİR Mİ? yanın en uzun sakallı a: damı Fransada imiş.. değir- mmın sakalı tamam 7 metro uzun- luğunda i Ne dersiniz bu işet. Bu adam, uzun sakallı olma- man birçok fay sayıyor - muş. Üşüdüğü zamanlar, üzerini | örtüyormuş.. Fona bir şey değil Sakalı olanların, sözünü herkes dinler.. Diye eskiden kalmış bir vöz vardır.. Sakalım yok ki sözü- mü dinleteyim, deriz.. Acaba, bu değirmenci sözünü dinletebiliyor mu?. Fakat, aklımıza sakal hikâ- yesi geldi. Hani uzun sakallı bir — Gece yatarken sakalını yor- ganın altına mı koyarsın, üstüne mi?, Diye sormuşlar.. Adamcağız cevab O akşam evine gitmiş, — yatmış.. Sakalını nereye koyacağını şaşır-| mış.. Bütün gece uykusuz kalmış.. Ertesi gün de sakalını derhal kes- miş. Değirmenei 7 metro uzunluğun- daki sakalını «caba gece no yapı- yor?.. Yorgan diye üzerine mi ör- tüyor, dersiniz.. DOKTORLAR ARASINDA FAKİR OLAN VAR MI?, Bugünlerde bazı gazetelerde, ba- z doktorlar hakkında serzineşli yazılara tesadüf ediliyor: Bir ga- zete, geçenlerde, gece hastaya ça- #ırılan doktorların, — rahatsızlığı Bgöze alarak gitmediklerini yazı - yordu. Bir gazete de, şimdi, ge - eeleri hastaya giden doktorların fazla ücret İstediklerini yazıyor.. | verememiş.. | KARŞISINDA Son Telgraf Geçnelerde de tuhaf bir hâdise almuştu. Galiba, etibba odası m zakereleri esnasında idi. fakir dok- 'a yardım faslı görüşülüyor- du. Doktorlar arasında fakir bu- dildi. Neticede fakir döktor ol madığı anlaşıldı. Şu doktorlar çok sevimli insanlardır, vesselim. DÜNYANIN FELAKETLERİ KENDİSİNE KAFİDİR. Cenubi Amerikada, Şili Cum - huriyeti hududları kua gelen zel: ler ürperticidir. 30 bin insan 50 bin kişi yaralandı. İki bi şehir yerin dibine göçtü. Birçok şehirler harab oldu. Maddi zarar milyarlarca lirayı buldu. Birçok sari hastalıklar çıktı. Bu felâket Cenubi Amerikada oluyor. Avrupaya —uzak.. Fakat, nihayet dünyanın yüzü.. Sanki, bu facialar yetişmiyormuş, insan- ların çektiği hayat yükü azmış gi- bi, bir de harb için hazırlananlar, saldırmak, taarruz etmek isti - yenler var.. Dünyanın — felâketi kendisine kâfidir. Yeni felâketler istemiyoruz. Avrupanın — bazı bunu neden anlamıyorlar acaba?. SAADETİN TILISIMINI BİLEN VARSA Afrikada, Belçika kongosunda bir yanardağ faaliyete — geçmiş. binlerce hektar arazi orman aleş- ler, lâvlar altında kalmış. Bu da mı az küçük bir felâkettir. Dün- yanın felâketleri kâfi.. Saadetin tılısımlarını bilen varsa, hü.m rle- rini göstersin.. Felâket yaratmak büyüklük değildir. AHMET RAUF nde son vü- katen tüy- öldü, KÜÇÜK HABERLER & Brezilya Hariciye Nazırı dün Nevyorka gitmiştir. e Lizbon askeri mahkemesi 5 komünisti 20 şer sonu ağır hapse, mahküm etmiştir. * İngiliz kabinesinde milli mü- dafaa Nazırı değiştirilmiştir. * Bulgar Kralı Baoris bugün 15 inci yaşına basmaktadır. x Almanya Çek hükümetine bir * Bayram dölayısile, Ankara - dan İstanbula gelen ve müteka - bilen Buradan Ankaraya giden irenlerin adedi günde üçe çıkarıl- miştir: ** Belediye reisliği deniz ha - Mmamlarını esaslı bir sürette ıslah etmeğe karar vermiştir. * Beynelmilel Nevyork ser - gisine gönderilecek nümunelerin mühim bir kısmı yola çıkarılmış- tır. * Avrupadan gelen çiçeklerin * Emniyet işleri umum mü - dürü Şükrü Sökmensüer dün An- karadan şehrimize gelmiştir. * İktisad Vekâletine merbut bütün teşkilâtta çalıyın müfettiş- ler arasında geniş bir tasfiye ya- pilacağı haber verilmektedir. & Devlet demiryolları ve liman- ları umum müdürlüğü sporculara tzenlerde 95 50 tenzilât yapmayı kararlaştırmışlır. Ancak bunların beşer kişilik kafileler halinde ol- Tası lâzımdı Kabzımallar veEt Nakliye Şirketi Kaldırılacak İstanbulda hayatı ucuzlatmak için alınacak tedbirleri tesbıt et mek üzere toplanan mit- were he- hazırlıyarak Vali ve Bs'ediye Re- gümrük resmi ©6 de 500 e çıkarıl- mıştir. Bu kararın tebliği tarihine kadar gümrüklere gelmiş bulu - nan çiçekler de ayni yüksek tari- feye tâbi tutulduklarından bun- ları sahibleri almamış ve Kızıla- ya vererek hastanelerdeki hasta- lara tevzi ettizmişlerdir. isi Lütfi Kırdara veer iştir. Söylendiğine göre bu raporda çok mühim fikirler bulunmaktadır. Ezcümle «kabzımal» namile hal- de çalışanların hayat pahalılığına sebeb oldukları, binaenaleyh bun- lara hiç lüzum olmayıp kaldırıl - Masi ve bu süretle meyva fiat hanup bulunmadığı münakaşa e- | diplomatları | İstanbu Edirne Yolu İşleri Balkanlardan veya harle mem- leketlerden otomobile memleke- imize gelecek olan seyyahlar için irne - İstanbul asfalt yolu e biran evvel büyük ve mo- dern bir turistik otel a olun ması için faaliyete geçilmişti Bu otelin proje plânları Nafıa Vekâleti tarafından totkik olun- maktadır. Diğer Lırı'l.'ln asfalt yol üze « rinde mü yaklığın istirabat we gem gibi ihtiyaçlarrnın kolaylıkla t yeri açılma- kur, nıı servis leburgazda açı Gerek yeni «Turist otelinde ve servis yerlerinde istih- olan garsonlar şeh- Trakya umum müfettişliği bu hususta alâkadalara tavsiyede bu- lunmuştur. Talebe lekâlarının İnkişafı Bu Yolda Yeni Tedbirler Alınıyor Şehir ve köylerdeki ilk yekteb talebelerinin zekâlarının kolay - lıkla inkişafı için, tedris cihetin- den ve muhtelif bakımlardan iyi faydalar verecek olan — büyük, renkli ve mütenddid duvar levha- ları, ders tabloları ve basit gra - nması kara Turistik Otel ve Servis POLİS Ve.. Mahkemeler Kırkında 1 Sonra Bir Tramvay Yine Yakışırmı ya ?. i 15 Yıllık Evlilikten ve Dört! Çocuk Sahibi Oldukunbonn y Ayan Elmas a — Buğün bütür Onları . Bü işte hangi- mizin haksız olduğunu, hangimi- zin kabahatli bulun yacaksınız. Kadın sinir'i tdi, — On beş senedir, ona kadınlık yaptım, bunca emek sarfettim. Bir do utanmadan, sıkılmadan bo- şanma davası açıyor. Ben katiy - yen... Altıncı Hukuk Hâkimi, kadının sözünü kesti: — Yeter bayan, şahitleri din - leyece; Ve mübaşire emretti: $ 1 çağır Şahit Sıtkı davacı Mehmedi 1- — Bay, benim arkadaşımdır, de- di. Bayan Elmasla on beş yıldan- beri evlidirler. Dört te çocukları rdir. Bun line kadar gi lardı. Fakat Mehmet, mindeki müsevi kadını ile mü - nasebete başlayınca, allesini ih - al etmeğe başladı. Artık evine üramaz oldu. Şahit Ali şu ifadeyi verdi: - Geçen sene, bir gün Mehmet | ile o yahudi karısı bize geldiler, Mehmet kadına: — Eğer benim- | le evlenirsen, ailemi boşayaca - | ğim.» dedi. Kadın da unun bu tek- lifini kabul etti. Ali sustu. Bir müddet başını ö- ek, düşündü. Sonra tek- rar hükime buktı: ikata geçilmiştir. —— | İş Talimatnamesi Ğaşvekâlete; Verildi Ankara, 29 (Hususi) — Devlet daire ve müesseselerin siyeciliğin önüne ve dosya müamele mek maksadiyle hazırlanar, ( Hmatı Dahiliye Vekâle dan Başvek tir, Hazırlandı.,_ —— Bir Cinayet Çanakkalenin Akpınar köyün- de bir tarla meselesi yüzünden | feci bir cinayet işlenmiştir. yeti bu hususla mühim bır rapor. | ——— rının ucuzlatılması teklif edilmek- tedir. Diğer taraftan et fiatlarını ucuz- latmak için de et nakliye işinin ka- saplar şirketinden alınarak bele- diyeye verilmesi de teklif olun- muştür. Bu süretle et fiatlarını kilo başında «20> kuruş ucuzlat- GOKYÜZÜNDE AŞK YARIŞLARI Ne. 104 — Bu işler bitinciye kadar her akçam burada buluşuruz, olmaz mı Reşadcığım? Diyerek ayağa kalklı. Reşad önüne bakarak söz ver- di: — Hay hay.. buluşuruz. — Sakın beni bekletme buradı — Hayır. Her zaman sizden ön- | ce gelmeğe çalışacağım! * Roşad o gece eve yemeğe git medi. ©, Cemili bulmak, onupla ko- muşmak ihtiyacını duymuştu. Or- tülik çoktan kararmıştı. YVazan: İskender F. SERTELLİ tiği meyhaneye doğru yürüdü. Zavallı delikanlının beyni dur- muştu.. Hiç bir şey düşünemi - yordu. Cemilden teselli mi arayacaktı? Hayır.. O, o dakikada Cemil gibi ko « nuşkan ve samimi bir arkadaş a- rıyordu. Gökyüzünde — largüöşGüttl avzb Meyhaneye girdiği zaman, içki içmiş gibi bacakları birbirine do- lanıyor, başı dönüyordu. Garsona sordu: — Mühendis Cemil gelmedi mi? — Hayır bayım., Henüs gelme- di mak kabil olabilecektir. — Her akşam gelir mı buraya? | — Evet bize uğramadan bir ye- re gitmez. Reşad raki içmeğe başiadı. Loş bir köşeye oturmuştu. 'Tezgâh başındâ'ayakta içen müş- terilerin gürültülü konuşmalarına uzaktanı kulak verdi. Üstü başı temiz iki adam, Ce - milden bahsediyordu: — BSeninki evleniyormuş. Duy- dun mü? — Haydi canım, Cemil evlene- mez. — Vallahi evi müş be. Da-| irede duydum. Bizim reis başkâ- tibe söylemiş.. O da bize söyledi. | — Eh. öyle ise doğrudur. Sizin başkâtib yalan söylemez. Kimi a« lyormuş bakalım?.. — Yeni gelen Iktisad müdür muavininin kızını.. — Ne dedin? O civelek kız, bu sefil mahlüka nasıl varıyor? — Sefil mi dedin? Sen Cemili u yaşlı başlı adamın, bu yol- z hareketi, beni sinirlendirmiş- — Burası randevü yeri değil - dir! Diyerek, onları evimden kov - dum. Ve sözüne ekledi — Herif, yahudi karısına tu - ulmuş bir kere, Mehmedin bacanağı di ki — Bir kaç yıl önceye kadar; k: rı koca iyi geçiniyorlardı. Sonra, Mehmet, Rayna ile münasebet peyda etti. Ben kendisine: — Bu| yaştan sonra, bu hareket sana ya- kışmaz, ayıptıra dedikçe, o 1â - — Ne yapayım, birader.. Ben şimdi hayat buldum, artık yaşı - yorum!, Sözlerile mukabele ediyordu. Bacanağımı müteaddid defa - lar, Raynanın evine, paketlerle gi-| rerken gördüm.. Davacı Mehmod, Şahidleri ya- tancılıkla itham etti ve onların şe- tanımamışsın öyle ise. — Haydi canım, o serserinin bi- ridir. Her gece burada İçer içer, ve yemek yemeden odasına gidip sızar. Dünyadan haberi yoktur. Öyle bir kızı, böyle ayyaş ve : » sem bir adam mes'üd edebilir mi? Reşad daha fazla dinlemek is - temedi.. Önündeki kadehini bir yudumda midesine — boşalttı. Ve kendi kendine söylendi: — Cemil, büyük bir filezotmuş. Bana, insana kederli zamanında içkiden daha samimi bir arkadaş yoktur demişti. Yalan değilmiş bu| söz.. Birkaç kadeh daha içersem, | artık Cemile de ihtiyacım kalmı- yacak.. Kendi derdimi kendim din-| leyip avunabileceğim. Reşad bu meyhanede rakıya a- lışmıştı. Ona ilk önce burâda takı içiren Cemil değilmiydi? Şimdi Cemlil yanmda yoktu. O- nu içkiye kim teşvik ediyordu? | dün Tünel önünde Yoldan Çıktı Bir Çocuk ta Bu Arada Yaralandı Vatman Alinin idaresindeki 145 numaralı Şişli - Tüne: tramvayı, manevra yaz parken, yol ide duran bir romorka çarparak yoldan çıkı fır. Ayni zamanda 324 numaralı elektrik direğine de ça son sademe ile hi ramış ve yolculardan 42 inci mek-, teb talebesi Mustafa da başından yaralanmıştır. Yaralı Şişli çocuk iştır. üze Bir Tarla Yüzünden Çanakkaled> Halfi oğlu Mehmed Öztaş ile eniştesi Ali Sezer ve kız| kardeşi Sabriye Bvcil, miras ka- lan tarla yüzünden bir kavgaya tutuştukları sırada, Mehmed Öz- taşın 14 yaşındaki oğlu Cemil ta- banca ile Ali Sezeri kasığından yaralamış, babası da bıçağını sol böğrüne sokmuştur. Ali Sezer, bi- raz sonra Ölmi Bunlar, Sabriye — Evcili de sol göğsü altından ve kasığından çok tehlikeli surette yaralamışlardır. | KISA POLİS HABERLER! * Beyoğlunda, Araboamiinde oturan Faik Karakaş ile arabacı Salâhaddin arasında bir mesele yüzünden kavga çıkmış neticede birbirlerini döğdüklerinden her ikisi de yakalanmışlardı | * Galata köprüsünde Hasan | Boncuğun idaresinde bulunan bir| araba, birdenbire önüne çıkan 73 yaşındaki Mihat — oğ 'ne çarpmıştır. Sarefin ya'xlınmxmış fakat, bu çarpma ızlırabına - sebe- biyet verdiği cihetle arabacı yaka- lanmıştır. * Dün akşam, Kazliçeşmede demir eşya fabrikasında 400 kilo sikletinde demirlerden biri kam- yandan indirilirken, elden kurtu- larak düşmüş ve indirenlerden an- bar temurü Dürsünun - ayağına çarparak. bilek kemiğini kırmıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. *& Sabıkalılardan Osman Günay, ipaşada Ali Karakayanın santini çalmışsa da, sa - vuşmağa meydan bulamamış, ka- çarken yakalanmıştır. badetini kabul etmiyorum, dedi. Mehmed asabiyetinden önün - deki masayı yumruklıyarak, bâ - kime: — Bu kadın benim şeref ve hay- siyetimi iki paralık etti. Artık o- nunla beraber yaşamama imkân yoktur. Rica ederim, beni ondan ayırın!.. dedi. Bazi şahidlerin de dinlenmeleri için, duruşma başka bir güne bı- rakıldı. MEHMED HİCRET Reşad bu meyhanede zevk düy- mağa, kendi benliğile burada baş başa kalmağa, kendi vicdanile ko- nuşmağa başlamıştı. Bir aralık: — Cemil de nerede kaldı ya?! Diye söylendi. İçti. O durmadan içiyordu. — Neden sarhoş - olmuyorum.. Tuhaf şeş Dedi. Acaba sarhoş değil miy Biraz sonra kendi kendine gül- di Ben zaten içmeden sarhoş ol- muştum. Bul iği: kendime malik miydim? Reşad rakıyı susüz içiyordu. — Ben burada hasta olmuştum, dedi, bir daha içmemeğe yemin eti miştim. Bu akşam yeminimi da, hastalığımı da unuttum. Neydi o Heçenlerdeki — sarhoşluğum!.. Az kaldı ölüyordum evde. İki gün ya-i taktan çıkamamıştım. Ya şimdi de, Köylü Çocukları İçin Yeniden 200 Mektep İnşa Olundu Köylerimizi ve köylü çocukla- rını sür'atle okutmak üzere Maa- rif Vekâleti tarafından geçen yaz tat e İnşasına — başlandığını yazdığımız muhtelif yerlendeki 500 köy mektebinin 200 ünün inşaalı tamam olmuştur. Geri kalan 300 ü de birkaç ay içinde ikmal edil - miş olacaktır, Bu suretle, önümüzdeki ders yılı içinde, yeniden memleketimizin $00 köyü birden en modern birer mektebe kavuşmuş - olacaklardır. Ayrıca Maarif Vekâleti; ilk tetei- müdürlüğü; yeniden yepılacak mütaaddid köy mek - teblerinin yerlerini've nodelle - rivi de tesbit eylemekle meşgul- dür, Diğer taraftan köy eğitmenleri yetiştirmek üzere bu yıl 12 eğit men kursu açılacaktır. Bu kursların yeni faaliyeti ve yerleri de Vekâlet tarafından ka- rarlaştırılacaktır. Bir yandan da köy eğitmenle - rinin köylerle daha yakından meş- gulmasını temin için ayrıca ted- birler alınmaktadır. ea Benzin ve Gaz Tekrar Ucuzlatıldı İktısad Vekâletinden: 1 Şubat 1930 tarihinden itibsren| müteber olmak üzere petol ve benzin teneke flatları, teneknin gümrük resmi ve mukmele ver - gisindekt değişiklikler — Üzörine aşağıdaki cetvelde görüleceği veç- hile beş şehir için tenzilen yeni - den tesbit edilmiştir. Diğer şehir ve kasabalardaki zami salış fiatları İstanbul ve İz- mir depo fiatlarına —nakiiye ve mahalli resimlerle bavi kârı ve satıcı iskontosunun İlâvesi sure- tile tayin ve tesbit Munmaktadır. Dökme benzin #iatiarında hiç bir değisiklik yoktur. ü yük teneke z Gaz çift bü- yük teneke ÜĞU s » z Benzin çilt bi Ankara İstanbul İzmir Mersin 560 Sarısun 580 — Si0 İstanbul ve İzmir depo fiatları: Kuruş Gaz çift büyük teneke: — 453412 Gaz tek küçük teneke — 7200 Benzin çift büyük teneke: 49675 - öyle olursam.. Yok, yok. O, vü « cudümün içkiye ilk isyanıydı. Ar- tık alkol beni yenemez.. Yenebil- seydi, şimdiye kadar sarhoş ol - müuştum. İşte muhakemem yerin- de.. Her şeyi görüyor, ve düşüne- biliyorum. İşte Suna, karşıma di- kildi. Beni alaycı bir bakışla süzi yor.. Hakkı var. Suna benim gibi bir insanla — karşılaşmamış. İşte Sunanın annesi.. «Tahir benim ye- tiştirdiğim adamdır. Ben ne em- redersem yapar. Ondan — boşa 555 sana varacağım!> diyor. Ku nala: rım bi ldatmıyorsa, onun ha - ini gördüğüm kadar sesini de duyuyorum. Ve nihayet işte ba - bam.. Annem. Nesrin.. Onları da görüyorum. Hayır, hayır.. Ben sar- hoş değilim. Bir kadeh daha içti. Sigarasını yaktı! (Devamı var) Bir İspanya «ilünih»i mi? Yozan: Ahmed Şükrü ESMER Münih, Almanyama malüm 0 ridir. Fakat geçeni nternasyonal po litikada şöyle bir müna ifade ef devletle , bir meselej ini demok e KB etimaeleri eylül sonundaki «Mündb vakyayı parçaladı. Fran sanın orta Avrupadaki alâkasın likide etti. A nesini değiştird sayede orta Avruj panın muüvaze Almanyanın, sdaki gayelerin teşebbüs — etmişte nsa ile arasındaki 1935 itilâ * Tlayn'in Ro * lisinde Fransa aleyhine «Korsika, Nis, Tunus> böyle bir İ İbaretti. Faka: gı koslavı ı.kuı Mİ nihi» nden aldığı acı dersi hatıf' hyan Fransa, bi bir - tuzağl düşmek istemedi. İtalya meclisi de yapılan nüma; karşı da sanassyonel bir nümayişle mukt bele ederek, İtalya mak istediğini bildirdi ya Fransa miy İtal, fı, İspanya harbinin sonuna bıff kıld: Şimdi Barselonanın işgalile V harbin so: şmiş demi İtalyanın İspanyayı tahliye edi etmiyeceği günün en ehemmiy li meselesi halini almıştır. Çem berlayn bundan emin görünüyü Fransız Hariciye Vekili de buf inanıyor. Fakat her iki memle kette de ekseryet, İlalyanın, ) bahane icat ederek, bazı konstt yonlar koparmadan İspanyayı liye etmiyeceğini lddia etmekti dir Filhakika İspanyz harbili sonu yaklaştıkça, hâdiseler d€ ) alnız Ki Fakat İti olduğuna delâlet edea bir cer€) almıştır. Barselonanın işgali Ü rine, İtalya ve Almarıya, bir panya Münihi> adı verilebilef) dörtler konferansı fikrini ileri mışlardır. Böyle bir konfera! görüşülecek olan mesele de imiş: 1 — İspanyada yeniden kali külmesine mân! olmak. 2 — Frankoya yardım etmiş” Alnanya ve İtalyanın rızal İspanyol milletinin kendi mi deratına hâkim vaziyetini ti etmek. 3 — Dört devletin Katalon! ve Madridde her türlü komüf ve balk cephesi hükümetinin f rulmasına mâni olmalarını t etmek. (Devamı 6, ıncı sahifed” 5 Meğer Akrabaları İf Bir şehirli bir köye gider. bana izzet ikram eder. Fakat töğ ürlü türlü vesileler bularak decle alay etmiye başlar ve Detli, münasebetsiz birçok şerlef der. Bu ara ihtiyar hir köylü edasına gelir. Şehirli: — Ağa, sen söyle bakalım, SÜİ demektir? Boğa ile ökürün fark diyerek hir soru sorar, İhtiyar M — A beyim, nasıl anlatayım galde hala olmaz. Meseli ökül muz, boğa amcanır olursa, bütüit mite sığır denir. Cevabını verli: Gülata Arabcami Devediket, T anyılı evde, Orhan Katil Değilmiş Adamın biri, tahtakurusu HÜ fuyormuş. Birisi atmış gece Tahtakurularına tesir ctmemit. tün, herif yihe satıyormus, DüĞr — Yahut Senden aldığım tesir elmedi. Demiş. Sakıcı dâ — Burünküler duha tesirli yine satımış... Müşteri erlesi zün: — Be adam iki gündür befl dayorsun. Sattığın fozlar tahi rını öldürmüyor, demiş. Merif, — Benim tazlarımın tahtalir v öldürdüğünü kim söyledi. Katli değlilm Ki Cevabrm Tevktteafer mahallesi sokak Na, 2 Ahmet