6—SON TELGRAF — İ0 ? ci Teşrin 1938; BİR İFŞA Viyana İtalya'yı Habeşis- fararından tan'a saldırtan | Si adam kim? Mussolini'nin en yakın dostu Umumi Polis Direktörü italya'nın memleket dışındaki istihbaratı nasıl idare ediliyor? * talyanın şefi ve başvekili Mu- solini hiç kimseye itimad etme- mekle şöhret bulmuş bir zattır. Onu her yerde itimadsızlığın en hududsuz ölçüleri içinde anarlar. Fransızca «Vu» gazetesi bu hu- gusda mühim bir ifşada bulun - makda ve meşhur muharrir Ed - mondun mühim bir makalesini neşretmektedir. Muharrir bu ma- kalesinde diyor ki: Her gün sabah onda kuvvetli bir cüsseye sahip, yüzü çiçekbozuğu, bir Romen' Sezarı gibi sert profilli bir adam, Venedik sarayının birin- ci katındaki Mappemonak salonu- na giriş kapısı ile salanun köşesin-| deki Duçenin oturduğu meşeden o- yulmuş yazihane arasındaki me - Bafeyi acele adımlarla geçer, Mus-| solinin oturduğu koltuğun karşı- gına konmuş olan koltuğa oturduk. fan sonra ziyaretçi raporuna baş- lar, Duçe onun sözünü hiç kesme - den dikkatle dinler ve önündeki beyaz kâğıdın üzerine ara sıra bir| kaç kelime karalar, Muhatabı sustuğu zaman Mus - solini önündeki kâğıdı İtina ile katlar ve onu çekmecesine kilitler. Daha sonra ona sualler sormıya başlar. Karşısında oturan dev gibi adam melodiyi andıran sesi ile hiç tered- düt etmeksizin ve notlarına - asla bakmadan cevap verir. Filhakika bu adam Romada ha- rikulâde bir hafıza aahibi olmak, hayatında yalnız bir defa görmüş| olduğu insanları bile hemen tanı-| mak ve sütunlar dolusu rakamları aldanmadan tekrarlamak, bütün hâdiseleri isimleri, zahiren mâna- $1z görünen dedikoduları bilmekle) tanınmıştır. Bu adam filân veya falan nazı -| rın karısının öğleden sonra çay iç- tiği salonun adresini, filân ve- ya falan Lombardie sanayicisinin! amelelerine verdiği ücret yekünu - nu, filân veya falan adamin sofra #sında neler konuşulduğunu hep bi lir. Banka işlerine, diplomatik mü- zakerelere, aşk entrikalarına dair fotoğraflı vesikaları vardır. Roma- | nın aristokratik salonlarında ne ya-! pıldığının ve Napoli kaldırımları ile Bingazi izbelerinde ne konuşul- duğunun farkındadır. Bütün bu is-| tihbarat, malümat, ve rivayet yı- ğanından kendi polis dehası ile öy- le kati neticeler çıkarır ki, bunlar İtalya politikasının terazisinde dip! lomatik veya mânevi herhangi bir vesikadan daha mühim rol oynar-| lar. Romada derler ki - bu rivayetin! doğruluğundan şüpheye de düş -| mek için sebep yoktur - 1935 Teşri- | nievvelinde bir sabah Mussoliniye, / Habeşistana taarruz kararını ver -| diren bu ziyaretçisi olmuştur. Efkânumumiyeyi iskandil ettik- ten sonra İtalyanın Südet mesele- ginde çok enerjik mahiyetli bir müdahalede bulunmasının mahzur Yarı üzerine Mussolininin dikkati - ni celbedende yine o olmuştur. Her sabah Venedik saraymın çıp Tak basamaklarını çıkan adamın is- mi Arturo Bocehini, ünvanı ekse - lânstır. 12 senedenberi İtalyan polisinin bütün iplerini koca avuçlarında tu | | rini konuştu. Meclistekilerden bi- muhafazaları ve muhalefetin sıkı | kontrolü ile de mükelleftir. Arturo | Bocehini ayni zamanda casuslara ve faşist düşmanlarına karşı mü - cadele hareketinin de başındadır. Bu suretle o, hem devlet polisinin en büyük şefi, hem de Mussolini re- Jiminin en büyük kudretlerinden birini teşkil eden Ovra adlı zabıta teşkilâtınin reisidir. Mussolini repimi ricalinin bir ro- tatif makine sistemi ile yavaş yavaş en küçük kademelerden en büyük makamlara yükseltme mahiyetine rağmen bu adamın 12 senedenberi bep ayni vazifede kalarak nasıl nazır olmadığına şaşılabilir. Fakat bunun izahı gayet sadedir: Bocehini bu on iki senede öyle muğlak bir, polis makinesi kurmuştur ki, onun! düğmelerinin, vidalarının ve çark larının işletilme esrarını yalnız kendi bilir. Bunun içindir ki, Duçe dahi kendi kurduğu sistemde me-) sal arkadaşı lehine bir istima yapa rak ekselâns Arturo Bocchini'ye gayri muayyen bir zaman için Vi- minal Bürolarında, yarımadanın ha yatımı dikkatle takip ve idare et- mek vazifesini vermiştir. Seyyar bir nişangâhım.. Duçenin bu adama niçin bu ka- dar itimat edişinin gebepleri de an latılmıya değer. ? nisan 1926 da bir cerrahlar konferansını açtık -| tan sonra Capitole'den — çıkarkeni Müussolini Violet Gibson isminde İr| lândalı ihtiyar bir kız tarafından tabanca ile burnundan yaralandı.| Ayni sene eylülün oh birinde Anar| gist Lucetti " Mussolini'nin ara - basına bir bomba fırlattı. Daha bir kaç hafta sonra 31 Teşrinievvelde | Duçe Bologne konferansından çı-| karken Samboni isminde bir genç| asker tarafından bir kurşuna ma -| ruz kaldı. Duçe baynunda asılı olan ve kur şunun delip geçtiği nişan hamayili nin yakasını tutarak ben bir hükü | met reisi değil, bütün mecnunla- Tın canilerin kurşunlarına maruz seyyar bir nişangâhım dedi. Tabildir ki, bütün bu suikastler polis âmirlerinin gözden düşmesi- ni ve hemen arkalarından birçok adamların değişmesini mucip olu- yordu. Tam bu esnada Samboni'nin suikasti oldu. Artık herkes polis - 'ten bahsederken, bu gidişle hepi - mize polis müdürü olmak sırası ge Jecek deniyordu. Halbuki aldandılar. Mussolini Romaya avdet eder etmez arkadaş larını çağırdı ve onlarla polisin tam ve kâmil bir şekilde ıslahı çarele- Ti o esnada Cenova belediye reisi elan Arturo Bocehini'nin ixmini oc taya atta, onun lehinde iki sebep gösteriliyordu: & — En iyi İtalyan polislerinin yetiştiği San Glorgio del Sannio adlı küçük köyde doğmuş olması. İtikadın henüz kuvvetlerini mu -| hafaza ettiği bir memleket için bu küçük sebep kâfi idi. b — İkinci sebep: Arturo Boce- hini vaktile Nittinin muhafızları- ma büyük bir maharetle dağıtmış olması. BAYANLAR İÇİN YÜNLÜLER. Yüksek Fantazi ve PARİS ve LONDRA'nın €en meşhur fabrikalarından gel- me yünlü kumaşlar. Desen ve cinsleri yalnız BAKER MAĞA- ZALARINA münhasırdır. Her (& üncü sahifeden devam) miştir. Bu sruetle taksimden tak- sime uğrıyan Çekoslovakyanın ise bundan sonra yeni bir vaziye- te nasıl uyabileceği meselesi ka- hyor: Almanya orta Avrupada emin bir vaziyet temin etmiştir. İtalya ise orta Avrupada faal bir rol oy- namak — arzusünü göstermekten geri kalmamaktadır. Bu itibarla Çekoslovakya Hariciye nazırının Curnale Ditalya gâzetesi muha - birine söyledikleri az manâalı de- sonra Pragda takip edilecek siyaset Berlin-Roma mihverinden ayrılma- maktır. Şu farkla ki Prag ile Ro - ma arasında daha sıkı bir dostluk temin etmek suretile!... Yeni Çe- koslovakyanın — hariciye nazırı memleketinin bu akibete uğradığı günlerde Romada elçi bulunuyor- du. Roma elçisinin hariciye nazı- rı olarak Praga çağrılması hudud- ları küçüldükçe küçülen Çekos - lovakyanın bundan sonra İtalya ile Münasebatı daha kuvvetlen - dirmek - istediğini gösteriyordu. Günü geçtikçe bu daha açık ola- zak anlaşılıyor. Çekoslovak hariciye nazırının göz önüne alındığı bir örnek te Yugoslavyadır. Bir zamanlar Bel- grad ile Roma araşındaki müna - sebat nekadar gergindi!.. Fakat son senelerde bu gerginliğin ye- rine gelen sıkı bir dostluktan bah- | değildir Nazır beyanatin haricf po- tikaya dair olan kısınında, geçi - rilmiş olan tecrübelerin unutul - mıyacağını söyledikten sonra a- çıktan açığa anlatıyor ki bundan ve iktisadi münasebetlerini işte böylece kuvvetlendirmek imkânı neden artmasın?.. Fakat Çekoslovakya — harlelye nazırı Bay Çalkoskinin beyanatı Alman siyasi mehafilinde nasıl karşılanacak?. Her halde Pragda bulunan bir İtalyan muhabirine söylenmiş olan bu tarıdaki beya- nat Berlinde az ehemmiyetle kar- şılamamıştır. Berlinde buna karşı ne deneceğini de Avrupa gazete- lerinden öğrenince bu sütunlara nakletmek sırası gelecek. HİKÂYE Arkadaş.. (4 üncü sahifeden devam) — Evet, Jim, benim... Siz nere- desiniz? Şimdi sizi arattırdım. — Çok uzaklarda Madam... Son defa olarak bazı maruzatta bulun- mak istiyorum. — Son defa olarak mı?... — Maalesef evet... Noticenin böyle olacağını, size gönül vere- ceğimi asla hatıra getirmiyordum. — Ben de öyle... — Fakat... — Evleniriz. Gayet tabli olmaz mı?... — Mümkün değil Madam... — Niçin?... — Çünkü, Madam... Size anlat- tığım o gangster hikâyesi hakikat- tir. Onların şefi ben idim. Polisin takibatından kurtulmak istiyor- dum. Bu sırada bir yere telefon e- derken karşıma siz çıktınız. Acen- teden bir arkadaş) istediğinizi öğ- rendim. Bundan istifade cetmek istedim. Fakat, nadim oldum. Gönlümü kaptıracağımı bilmiyor- dum. Teveccühünüze teşekkilr e- derim, beni mazur görünüz. Alla- ha ısmarladım.. Madam... Dedi, telefonu kapattı. Genç kadın, başını elleri arası- na aldı, ağlamıya başladı. Kendi | kendine: —AH! Jimt... Ahi Jimt... (4 üncü sahifeden devam) giden trenden nasıl kaçacak? He- lânın penceresinden çıkabilmesi - ne imkân var mı idi?... Tambin kapıyı açtı, arkadaşına: Sen koridora bak. Ben götü- Dedi. Mahpusun önünden yürü- yordu. Helânın kapısını açtı. Ya- pa çekildi. Delikanhı içeri girdi. kapıyı kapamak istedi, çavuş bu- ha mümancat etti: — Çabuk ol!... Dodi. Bekledi. * Birdenbire bir camın - karıldığı fşitildi. Tambon hiddetle: — Alçak!.. ş Diye bağırdı. Ve helânın yanın- daki kapıyı açtı, başımı — uzattı. Mahpus pencereye tutunarak sark mıştı. Ayaklarını basamakların ü- zerine koymuştu. Çavuş bir elile kapının kenarı- ni tuttu, diğer elile de katilin bö- ğazına sarıldı Bir Katilin Macerası — Kognar yetiş!. Mahpus, döndü. O, kafasını gi- yötinden küurtaracığını — biliyor, kendini öldürmek istiyordu. Hal- buki çavuşun bir kolu buna mani olmıya çalışıyordu. Kelepçeli el- lerine çavuşun eline şiddetle vur- du. Sonra kendini boşluğa bırak- tı. Çavuş da beraber düştü. Sast on. Kışlanın yanındaki kü- Çük bir evin mütevazı odasında Madam Tambin, çocuklarını yatı- rirken yanaklarını okşuyor; ya - naklarından öpüyor: — Babanızın tarafından... Diyordu. Lâmbayı söndürdü. Yattı. Ertesi günü jandarma kuman- danına gelen bir telgrafta şu ya- zalı idi: «Çavuş Tamblin vazife uğrunda ölmüştür. Münasib bir lisanla ai- lesine haber veriniz. Çocuklarının hükümet tarafından himaye olu- nacağını söyleyiniz.... sedilmektedir.Bu böyle olunca ne- Gen bundan sonra Prag ile Roma- nin münasebatı da sıkı bir dost - luğa dönmesin?. İki tarafın siyasi Çinin Basil Zaharofu bıl€ aşçı, başvekil ile görüşmüş ve Çin diktatörünün mühim bir mektubunu — vermiştir. Vilyam, şimdi kendisini büyük bir sabır- sızlıkla bekliyen cumhur başkanı ve Çin orduları baş kumandanı Cang Kay Şekin başına dönüyor, eeei DA (5 inci sahifeden devam) Ertesi günkü nüsha çıktı. Al - tında hakikaten Vilyam Donaldın imzası vardı. Gazete sahibi büyük hayret ve korku ile şu satırları okudu: «Japon hükümeti, bu gazete sahibine, lehinde ve Çin hüküme- t hazırasının idaresi aleyhirde neşriyatta bulunması için bir mil- yon yen verdi. Bunun nısfını ben alacaktım. Fakat kabul etmek is- temedim. Ümit ederim ki bundan böyle hiçbir Çinli bu satılmış, ve Japon zehrini kanlarına aşılamak istiyen bu gazeteyi alıp okumuya- caklır...s Bu suretle Vilyam, yarım milyan yenden çok kiymetli clan Sun Yat £ * 3 teveccühünü, dostlu - Bunu kazandı. Eski aşçı, senelerce resmi bir vazife almadı. Fakat Çin rüesa - aanm müşaviri oldu. Mareşal Çang Su Tiang, Çang Kay Şeke karşı isyan etti ve ken- dishi Sian Fu kalesine attı. Vilyam araya girdi, mareşalı kurtardı. Çang Kay Şek, Vilyamı ayda bir milyon frank maaşla birinci Müşavir tayin etti. Geçenlerde Londraya giden Eski Avusturya Başvekili (8 inci sahifeden devam) lib gelmişti. Siyasi mücadelede mağlüb oldu. Avusturyı Şuşnigle ilhak edildi. Hitler, er çalışmasını af- Zetmedi, bütün emlâki zaptolun- dü. İşte şimdi Pariste, karısı ve çocuğu ile birlikte zaruret içinde Yeni bir h bulunuyor. Ye nta baş- lamak mecburi Nevyorka mı gidecek? Yoksa Holivuda mı?.. Dr. Hafız Cemal (LOKMAN HEKİM) DAHİLİYE MÜTEHASSISI Divanyolu 104 Muayene saatleri: Pazar hariç hergün 25 - 6, Salı, Cumartesi 12 - 25 fıkaraya. Tel: 22308 Gayrimenkul Satış İlâm- İstancu! Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : Fatma Nimetle Ahmet Muhtarın Sandığımıza 18022 hesap No. sile, (20000) Tira borcundan dolayı birinci derecede ipotek edip vadesinde borç- Tarını ödemediklerinden haklarında yapılan takip üzerine 3202 Nolu ka-, 'nunun 46 cı maddesinin matufu olan 40 cı maddesine göre satılması icab e- 'den Beyoğlunda Feriköy ikinci kısım mahallesinin Büyükdere (Halâskâr- gazi teamvay caddesi) kır sokağında eski 153, 153 Mü. yer 5/1, 62 İkapı Nolu kâgir tam kondörlü bir apartıman bir ev ve bir ahırın (halen garajdır) tamamı (Nirnet apartımanı) bir buçuk ay müddetle açık arttır-| maya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya | girmek isteyen (3400) lira pey akçesi verecektir. Milif bankalarımızdan | birinin teminat mektubu da kabul olunur. Birikmiş bötün vergilerle, bele- diye resimleri, vakıf icaresi ve taviz bedeli ve tellâliye rüsumu borçluya | gittir. Arttırma şartnamesi 15/11/938 tarihinden itibaren tetkik etmek is- teyenlere sandık hukuk işleri servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu si- cil kaydı ve sair lüzumlu izahatta şartnamede ve takip dosyasında vardır, Arttırmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gayri- menküul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve itibar olunur. Birinci arttırma (27/12/938 tarihine müsadif salı günü Cağalağlunda kâin Sandığımızda sa- (at 14 ten 16 ya kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için tek- Bif edilecek bedelin tercihan alınması $eab eden gayrimenkul mükellefiye- 'ti ile sandık alacağını tamamen geçmiş olması şartlır. Aksi takdirde son /arttıranın taahhüdü baki kalmak şartile 16/1/939 tarihine müsadif Pazar- | tesi günü ayni mahalde ve ayni saatte son artlırması yapılacaktır. Bu art- İtırmada gayrimenkul en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Hakları| tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddialarını ilân tarihinden iti- baren yirmi gün içnde evrakı müsbitelerile birlikte dairemize bildirme- leri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu si- (cillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. 'Daha fazla malümat almak İsteyenlerin 37/53 dosya mamarasile sandığı- mız hukuk işleri servisine müracaat ötmeleri lüzumu ilân olunur. v x» * * DİKKAT İgöre kolaylık göstermektedir. (8252) Erkek - ! mücadelesi (8 tnci sahifeden devam) Her halde bü mevzu üzerinde konuşacağım kadınlar, kızlar az değildir. Ben öyle düşünüyordum. Onların bu hali ile alâkadar ol - mak kerdilerini memnun edecek bir şey ölacak diye tahmin ediyor- dum. Fakat Alman kadınları be- nim kendilerine gösterdiğim alâ- kaya muhtaç görünmediler, netice şu oldu ki kadınlarla kocaları arasında pek samim bir bağ mevcuttur. İki ta- Taf birbirinden memnundur. Bun- ları böyle birbirlerinden memnun olması sayesinde ise afle hayatı sağlam bulunuyor. Alman kadınlarının vaziyetin! göstermek için bu kadarı kâfi ol- sa gerek. Almanyada ailenin na- sıl böyle bir esasa dayandığı ve erkeğin daha yüksek bir mevki sahibi olması kadınlar için müna- kaşa edilir gibi olmadığı görülü- yor. O halde buna hariçten kim - senin karışamıyacağı da besbelli- dir. Alman kadınının mevkii böy- le olduktan sonra acaba İtalyan kadınlarının vaziyeti nasıldır? Suali hatıra geliyor. İngiliz ka- dın muharriri İtalyadaki tetkika- 'tın neticesini de anlatıyor. Onu da hülâsa etmek lâzım: İtalyada kadının mevkii erke - ğin derecesinde değildir. Onun için kadının arzularını öğrenmek hususunda kocası öyle büyük bir dikkat ve itina göstermeğe lüzum görmemektedir. Napoliye vardı - fim gece vakit gecikmişti. Napo- li, yani İtalyanın güzel bir yeri. Akdenizden kapıya doğru nezare- ti olan bu yere gelmiştim. Lâkin kocam benden pek evvel, saatler- ce evvel buraya gelmiş otele in- miş bulunuyordu. Yolda birtakım beklenmiyen badiseler yüzünden saatlerce gecikmiş - oluyordum. Fakat birbirimizle telefonla ko - nuşabilmiştik. Her ne ise... Ko - cam otele yerleştikten sonra 50- kağa çıkmış. Fakat ben geldiğim zamun odanın gösterilmesini ten- bih etmişti. Ben de gelir gelmez oteleiden kocamın tuttuğu odayı sordum. İşte burada pek tuhaf bir hüdise cereyan etti Otelci bana-| kocamın ismi olan Movrer adında hiç kimsenin gelmediğini, otelde bu izimde kimse olmadığını iddia ediyordu. Odaların hepsi de meş- gul olduğunu, benim için yer ol- madığı cihetle çıkıp gitmemi de Mudanya hattı kış ta b İstanbuldan 13 ikinciteşrin 988 pazar günü itibaren Mudanya hattında kış tarifesinin tatbikint cumartesi günleri saat 9 da kalkacaklardır. ları Armudluya uğrıyarak Gemliğe kadar Gemlikten kalkıp keza Armudluya uğrıyarak bula döneceklerdir. Salı, cuma ve cumartesi Mudanyaya gidip ayni gün Mudanyadan dönerek tanbula geleceklerdir. Orman Koruma Genel Komuta Orman Koruma Genel Komutanlığı Zeytinburnu İ tiyacı için 54000 kilo sığır eti 2490 numaralı kanunun mücibince kapalı zarfla 2. Teşrinin 19 Cumartesi günü Jyapılacaktır. Talipler şartname ve evsalı görmek üzere * İda Mumhane caddesinde Alemdar Hanında Genel Emniyet Sandığı; Sandıktan alıman gayri menkulü ipotek göstermek da Satınalma komisyonuna müracaat edebilirler. MuhAf” D pf isteyenlere tahmin edilen kıymetin yarısına kadar ikraz yaparak usulüne|liradır. Teminatı muvakketesi 1417 lira 50 kuruş OlüP Orman Mes'ul Muhasipliğine yatırılacaktır. v TU |ile SABAH, ÖĞLE ve AK?7 Her yemekten sonra muntazaf” dişlerinizi fırçalayınız kadın | İ ilâve ediyordu. Pasapof'” teriyor. Benim adını #? damın karısı olduğumUu raşıyordum. Nihayet ki: — Evet.. Sinyor de biri geldi. Fakat sizit? | burada beraber b kân yoktur!. Çünkü bi | cak tek yataklı bir 68 — P nazarında ben kıskariç dım. Kocamı takip ediğ nu burada bulmak için B” Nihayet kocam geldiği YEĞE rendiği zaman - oteldi Ti &eçen şüpheleri anlattıkk dedi ki: v — Ne yapalım? Kıskt düni kocasıni takip odti gelirse onu nasıl kabül Biz müşterilerimiziti korumak buriy” — Tuhaf şey, dedi. müşteriniz isem müşteriniz değil midif? Fakat otelci OMUZİ gi rek ehemmiyet verme& dedi: İ — La donna non KüM Bunun manası şöyle Kadın nazarı itibarâ Öi İşte bu misal İtali f mevküni — göstermekt Gaha mühim ve hayati P olsaydı iş ne netice ) Fakat hiç bir kadı Üğgii rırken mutlaka şü lete mensub bir erkağt tercih etmez. Şu VEYİ g mensup — erkekler karşı çok iyi davrantfi” kaide yoktur. Bi yetiştirmek gibi bir B $ | Tan milletler mevcut GÜF gfi yada her millette birsöT ÜN kek vardır. Bir kadıi Ö4f caya varır? Çünkü W? bil ve şahsi birtakımi # gi gelmektedir. Bunlar *f vaç bayatı iyi devaP mezse hayatta başka T Af | maz, Son tetkikat #TÜyÜğE | izdivaç hayatının istifif Y ı: M b NB y $ P LERL. "ÜLL FLELİ Pazar, $ gidecek V v 3 Ü Ü SESPEEE .B SÖ