10 Kasım 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

10 Kasım 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

b AÇ TEEbDIN — nihayetinde, tike yöturyada, şilin gün - ni ;.'ğ_mıen düyüyor, sa- iliyetini kaybediyor, lenin hayatlarını ka- ğ Büçleşiyordu. Sülyap vüDda Terez İrikomas lti yaşlarında bir kız di gç abası bir di luvarcı idi. A ıu.: Blamobil fabrikasında " by g) SüliŞan bir kadındı. nkle meşgul - oluyor, AHN' çorabları yamı - Hai Hazlarının kendile. Stograti Sekmemesi için o ! 'i ve daktilografi öğ- Fakat 1920 de Viya- ve daktilo işi bu- Y değildir. A ETMA gibi. saçları, iri Akışlr Mavi görleri var- töyğÜZE, pek güzel oldu- açi TdU, Anasının ça - ? Ustalarından biri ide bulundu. Te - ce, babasının BİDL ev işlerile meşgul Güneşır ve bulaşık yıka - Wı.;h*"h kalmak korkusile Mt Eğer kabul et- S Şüphesiz Çin - Ja- b p. Günkü şeklini al - A, *kat bu, o zaman ki- GN Selirdi. Anası Bu kuz K Ürordu, Nt CZAcI MADAM Büm VĞi yaşına basınca y üYük caddelerinin fü olan zengin bir lendi. Bütün dostları Satlıyorlardı. Artık iki 'k mantoları, hattâ Fakat o, İN ömrünce (eczacı M k kalmaktan sıkıl- *Anda kocasından bo- ( .'ı"xî:h saptığı şaylası ,'-'ıı.%d Hhteşem tuvaletler- böük dA, lüks lokantalarda, Olaşıyordu. — Yanında Bağn SÖZÜ, sarı benizli bir hr.m“l(on ve kendisine hi Tergç 47 hürmet gösteri - Ça göctkisinden çok gü - .â“*hı #lerinin tatlı bakış- da pi Çok okumuştu. Mner Mariaın, Dig- tserleri hakkında debiliyordu. Siyasi G ? Sefirinin, bir cc- l olan eski bir a- kalâde güzel Bu kadı - 'ana sefiri ile tab; niyordu, Çi- eriş ( Kası bu mağaza - —'ıy:"yo']"'" İşi gün- Büyopg0 kazancı da o ü İtiksmayer ve vanlı bir banka Yeya A bir bankanın Bir yenisinin a - n &e Sonra İriksma- büş, Çin hükümeti hı İYük işli - bu p, işlere gi Sk Piyasada ğ el Ka ei Sarfolunuyor- Nüfuzlu yük- w::ı başladı. faaliyete ğ | koştu. Nığ"kıı Tühim bir hâdise | Nevyork, Paris, Londra ve Ber- lin bürolarında para farkları dik- kat nazara alınara kbir mitral - yöz, yüz mitralyöz satışının tı min edeceği kâr hesab olunuyor- du. Silâhlanacak milyonlarca Çin- li vardı. Bunun için nekadar mit- ralyöz, nekadar tüfek, top ve mü- himmat isterdi. Bir gün, hiç bekenilmiyen bir haber, bütün dünya borsalarında bir bomba gibi patladı. Uzak şark- ta baş gösteren yeni bir (Zaha - rof) Çin hükümetinin itimaduy kazanmış ve silâh siparişlerini al- Muş, Bu, sarı sırma saçlı, mavi gözlü bir kadını. Bütün siparişle- ri alan, veren o. Onsuz bir iş ya- pabilmenin imkânı yok. İsmi: 'Terez İriksmayer... 1938 senesi son teşrininde büs- bütün Çinde, Terezin işten çekil- mek tasavvurunda bulunduğun - dan bahsolunuyor. İngiliz ve A- merikan bankalarına milyonlarca İngiliz lirası yatırmış. Tezer, dün- yanın en zengin üç dört kadından biridir, Sarı benizli, çekik gözlü iki küçük çocuğu ile beraber Fran-, sanın cenub sahiline gidip yaşa - mak niyetinde imiş. Çinin en yük- sek memurlarından bri kendisine refakat için istifasını verecekmiş. BÜYÜK BİR SİLAH TÜCCARI Yüzbaşı Hügo Lustig, umumt | harbde Avusturya ordularının si- lâhlarını temin eden adam. 1915 da tevkif olunan yüzbaşı dokuz ra serbest bırakıldı. 18 den sonra Almany ti İlk evvel bankerlik ya ra hükümetten Berlinin göbe- aldı. evler iktidar hvoldu. Çine rvet kazan - tın nun tensikin , vardı. Şanghaya ayak bastığı zaman | cebinde ancak rıhtımdan otele ka- dar götürecek taksiye verecek | kadar bir parası kalmıştı. İlemen Fon Secktin nezdine - General Fon Seckt sizi kas bul edemiyecek. Çünkü dün ken- disine nüzul isabet etti. Biricik ümidi sönmüştü, DAHİYANE BİR FİKİR Hügo Lustig, ertesi gün ölüm halinde bulunan generali görme- ye, Çin maliye nazırına bir tay - siyename almaya muvaffak«soldu. Vo dört sene sonra, uzak şarkın harb sanayiü kralı ünvanını ka - zandı. Çinde âmele yevmiyesi ucuz, fakat makine yoktu. 1933 te, mer. kezi Avrgpada umumi harbden evvel silâh imalinde kullanılan ve modası geçen bir yığın makine paslanıp duruyordu. e yaptı yap- ti 40 milyon dolar buldu, bu ma- kineleri ucuz bir fiatla satın aldı, Çinda yaşayan iki macera rinde mühimmat yapmaya çalışan fabrikalar onun kontrolu altında bulunmaktadır. Ve evvelkinden daha zengin, ve daha nüfuzludur. CANLI BİR CESED Otuz yedi sene evvel, Şanghay- dan ayrılan bir İngiliz gemisinin kumandanı yevmiye defterine şu- nu yazmışdı: «Vilyam H, Donald. 25 Eylül 1901 de Şanghayda vefat etti...» Vilyam Donald gemide aşçılık | yapan bir İskoçyalı idi. Gemi ha- reket eltmezden evvel dışarı çık - mış ve bir daha dönmemişti. Ar- kadaşları, gece yarısına doğru Çin mahallesine girdiğini gör - Cin'in Bazil Zaharof'u İTEREZ IRKSMAYER VE ŞÜREKÂSI 9 hükümetinin silâh ve mühİmmat siparişlerini _aıan genç ve güzel bir Avusturyalı kadındır düklerini söylüyorlardı. Donald çok ciddi, ve vazifesine merbut idi. Gemiden kaçtığına ihtimal verilmiyordu. Kumandan, Çinli- lere kavga ettiğine ve öldüğüne hüküm verdi. Defterine de böyle- ce kaydetti. Halbuki — Vilyam ölmemişti. Şanghayda kalmayı tercih etmiş- ti. İlk evvel bir nakliyat şirketin- de, sonra bir Amerikan firmasın- da çalıştı, daha da gazete - cilik yaptı. Hong-Kongda Çine bir güzete çıkardı. Pekin News gazetesine rakip oldu. Sonra ga- zenesi buna sattı ve bir sene son- ra da Pekin gazetesinin baş mu- harriri oldu. VİLYAMO DNALDIN SON MAK,AALESİ Bir gün gazetenin sahibi ken - disini çağırdı, mahremane olarak Japon hükümetinin çok kârlı bir teklifini söyledi. Japonlar, o va- kitle Çin cümhur reisi olan Sun- Yat Senin politikasını şiddetle müdafaadan vaz geçtikleri tak - dirde mühim bir para verecekle- Tini bildirmişti. Gazete sahibi, bu bir milyon Yeni kendisile Taksi- me hazır olduöunu söyledi. Vilyam memnuniyetle kabul etti: — Yarınki makâlemi dikkatle okuyunuz. Birinci sahifede Ja - ponlar lehinde yazacağım ilk pro- paganda makalesini bulacaksınız, (Devamı 6 ıncı sahifede) 5—SON TELGRA F — 102 ci Teşrin 1938 ——— Ö ——— Erkeklerden kaçan kadınlar Kanada'da, erkeklerin hâkimiyeti altında yaşamak istemediklerini ilân eden yerli kadınlar Kocalarını, ailelerini terk ve yalnız kadın!lara bir köy tesis ettiler Mahsus Kanadada yerli kadınlar mem- deketlerini, ailelerini, kocalarını terk ve yalnız kendilerine mahsus bir köy tesis etmişlerdir. — Erkeklerin hâkimiyetinden kurtulmak, serbest yaşarnak isti- yoruz... Diyen kadınların yirmi sene i- çinde yaptıkları cidden hayrete değer. (Kadınlar köyü) nün bütün ev- leri bir model üzerine yapılmış- tır. Bunlar, birer kattır. Ve güzel boyalıdır. Hepsinin birer küçük bahçesi vardır. Odaları, mobilya- larla, halılarla süslüdür. Bütün bu şeyler kadınlar tarafından yapıl- mıştır. Tabif havagazı, elektrik olmadığı için odalar, şamdanlar- la tenvir edilmektedir. Yerlerde renkli halılar serilidir. Divanla- tın üzerinde işlemeli, deri yastık- lar vardır. (Kadınlar köyü) nün kölonisi iki yüz elli kadından mürekkeb- dir. Diğer kabilelerden gelen ka- dınlar da kabul olunur. İki de A- merikalı kadın bu köyde yaşa - maktadır. Ve çok ta memnundur- lar. Bazan bir at üzerinde bir kadın gelir, kucağında bir de küçük ço- cuk... Bütün serveti bundan iba- ret. Zavallı bir kadın... Kadınlar Erkek - Kadın mücadelesi Ingiliz kadınları erkeklerle kendi aralarında büyük farklar görüyorlar Her yerde erkeğin yanında bulunan kadınların kendilerinde buldukları farklar neler imiş Almanya birçok nok- edilen bir an kadınları nasık e Kd kiine dair edin- yi yazıyardu. Bu ya- zanın Avrupa kıt'azanda diğer b Jibaşlı memlek, rirrin gezdiği sada kadının mev allük eden | kısmıni da anlatı m geli - yor, Diyor ki Almanyada — erkğein mevkli yüksek tutuluyor. Eskidenberi bu hal devam etmektedir. Şimdiki Almanyada kadının mevki yük- sek olduğuna dalr çok şeyler söy lenmiştir. 'Fakat kadından bekle- nen ilk şey çok çocuklu bir ana olmasıdır. Almüan kadını dünyaya çok ço- cuk getirdiği için mevkii yüksek tutulmaktadır. Çok çocuk yani çok asker!... Avrupada başka hiç bir memleket bilmolyrum ki ka - dınların kocalarına karşı bu ka - dar açıktan açığa merbutiyet ve muhabbet göstersinler!... Erkek- lerin her suretle mevki ve nüfuzu fazladır, yüksektir. Lokantalarda, | bile erkek müşteriler için adetâ imtiyaz vardır. Kadın . ve erkek müşterilerden evvel erkeklerin istediği şeyler getirilir, hem de Çine nakletti ve Çinli ameleleri çalıştırmaya başladı. Bugün yüzbaşı Lustig 63 yaşın- lüdey, Girün ai BAA Vöke t ver tüi A yemeğin en iyi tarafı onlara veri- lir. Alman milletinin takib ettiği kalde böyledir, Bu kere Berlinde ZM ea ZiRRa Te G BÜ B DA duruyordum. Kondüktar bana ba- karak dedi kl — Bekleyiniz, Sıranız - gelince oturursunuz. Evvelâ erkekler son- ra kadınlar! bir muameleye katlana - cak pek az İngiliz ve hele daha pek az Amerikalı kadın vardır. çERRASİ S ŞD SA K GŞAP N e şöyle düşünmüştüm. — Bu zavallı mahlüklar, yani kadımlar bu memlekette tazyik altında yaşıyorlar. Her şeyde er- keğin imtiyazı var, Kadın daima erkekten sonra geliyor. Alman kadınlarile konuşarak kendile - rine bu hajlerinden bahsedeyim. | Gösterilir, kabiliyetine, arzusuna köyüne iltica ediyor, Sorgusuz, Bualsiz kabul olunur. Sırrı kendi- gine aiddir. Kendisine bir yer | | göre bir iş verilir. Köyün en yaşlı kadını, belediye reisliği, kabilenin şefliği vazifesi- ni görür. Köy sakinleri arasında sınıf farkı yoktur, Hepsi birdir. Hepsi ayni konfordan, serbestlikten isti- fade eder. Bunların çoğu tahsil ve terbiye görmüştür. İçlerinde dok- tor, avukat olanlar da mevcud- dur. Nasıl çalışıyorlar, nasıl vakit geçiriyorlar?.... Bu kadınlar, erkeklere - karşı kin ve nefret beslemeçler .Ara g- ra allelerinin, dostlarının ziyaret- lerini kabul ederler. Bunların, köyde bir günden fazla kalmala- Ti memhudür. Kadınlar köyünde yaşıyan ka - dınlar hüriryetlerinden, — erkek Avusturyanın Almanyaya ilha- kından evvel Başvekil olan Prens Starl vg, Pariste küçük bir o- telde oturuyor, Ve binlerce Avus- turyalı mülteciler gibi iş arıyor. İhtimal bir gün hatıralarını noş- redecek, belki senaryolar yaza - cak, Prensin hayatı birçok mace - ralarla doludur. Bir gen çkadın, bütün stüdyola- rı dolaşıyor, bir rol almiya çalışı- yor: «Evet, dilim biraz çalıyor. Fakat buna rağmen belki... Evet, başlamak için küçük bir rol vere- bilir misiniz. Pek fazla ücret iste- mem.... Prens, vaktile muzaflfer Türk ordularının ileri harekâtını Viya- na surlarında durduran —meşhur Starhemberg ahfadındandır. Genç kadın da, bütün Viyana halkının takdir ettiği, alkışladığı aktris Nora Gregor'dur. Bilâhare Prensle evlenmiştir. Bu küçük otelde küçük bir ço- cuk her akşam anasının, babası- nın avdetini bekliyor. Prens bir harb adamı olduğu kadar bir macera adamıdır. Ren havalisinde — Fransızlara karşı harbetmişti. Kendisini bilâ- hare Hitlerin yanında görürüz. Yaralanan Göring'in Avusturya hududunu geçmesine yardım eden ve para vererek İsviçreye kaçıran odur. Fakat, az zamanda Hitlerle be- raber çalışmaktan usandı. Avus- turyada bir milis ordusu teşkil et- ti Prens çok zengindi. On yedi şatosu vardı. Vaktt geçti, Almanya silâhlandı. hâkimiyetinden kurtuldukların dan çok müftehirdirler. Gündüzleri buğday ve mısı tarlalarında, bağlarda çalışırlar. Bahçelerinde her nevi meyva ye- tiştirirler, Sürülerle koyun, sığır beslerler. Bazan ava çıkarlar, A- yı, tilki vesaire avlarlar, derileri- ni yüzerler, kürk yaparlar giyer- ler, Çoğunu da satarlar. Büyük bir çiftlikleri vardır. Bu- rada, tavuk, ördek, kaz ve hindi ve nadir kuşlar yetiştirirler. Kadınlar köyünde çok güzel el işleri de yapılır. Bilhassa ipek ve yün işlemele- ri, dantelâları çok makbuldür. Civar şehirlerden gelen seyyah- Jar bunları yüksek fiatlarla aır » lar. Kadınlar köyüne iltica eden kadınlar çocuklarını beraber ge- tirirler, Yalnız, erkek çocuklar beş yaşına basınca cıvar şehirler- den birinin hayır müessesesine gönderilir. Eski Avusturya Başvekili Paris'de iş arıyor Karısı güzel aktris Mora Gre- gor'un ümidleri boşa çıktı Ne bir tiyatroda, ne de bir sinemada iş bulabildi başladı. Dolfüs katlolundu. Avus- turya Nazileri gitgide kuvvetle - niyordu. Prens, muhalif partiye iltihak etti. Başvekil Şuşnigle ça- lışmıya başladı. Vaziyet çok na- zikti. Prens delice bir aşkla güzel ak- tris Nora Gregor'u seviyordu. Ön- dan hiç ayrılmıyordu. Gâh Leman gölü kıyılarında, gâh Davos'un karlı tepelerinde görülüyordu. Papadan ilk izdivacının feshini istiyordu. Birçok teşebbüslerden sonra nihayet muvaffak oldu. Ar- tak Nora ile evlenebilecekti. Fakat, iki harbin birden idaresi kabil mi?, Aşk mücadelesinde ga-

Bu sayıdan diğer sayfalar: