16 Eylül 1938 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2

16 Eylül 1938 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; Memnu mıntakalarda L —SON TELGEAF 16 EİTEmM — Yeni vergiler meselesi satın alına verg Hükümet eldeki hükümleri değiş- tiren yeni bir proje hazırladı Proje neşri tarihinde mer'iyete girecek Hükümet memnu mıntakalarda| yapılan istimlâk bedellerinin tes- viyesi hakkındaki 1744 sayılı kanu- | nun üçüncü maddesini tadil e - den yeni bir kanun projesi hazır- lamıştır. Askeri memnu mıntakalar bak- kındaki 1110 numaralı kanunun birinci maddesiş; bu mintakalar dahilindeki gayrimenkal malla - | rın istimlâk olunacağını — ve, le bunların çıkarılacaklarla mü - badele suretile gayrimenkul mal- lar verileceğini tasrih etmekte - dir. Bu gibi gayrimenkul malların istimlâki halinde beedllerinin ne suretle ödeneceği 1744 ve 2595 sa- yılı kanunlarla tesbit olunmuş - tur. Hükümet, yeni projenin mu- cib sebebler lâyihasında madde - yi tadili mucib olan sebebleri Tece izah etmektedir: *«Bu kanunlardan 1744 sayılısı- nın 3 üncü maddesi istimlâk olu- nan emlâk ve arazi sahiblerinden işbu emlâk ve araziye vaziyet e- dildiği tarihten itibaren vergi a- ranmaz. Bu — müddete ald vergi tahsil olunmuş ise geri verilir.» Diye yazılı bulunmaktadır. İs- timlâk muamelesinin tekmilinden evvel, vazıyet süretile, sahibinin. elinden filen çıkmış olan bir gay- rimenkul dolayısile vergi aramayı adalet ve hakkaniyete uygun bul- mayan vazır kanun 3 üncü madde hükmünün sevkin lüzum ve zarı- ret görmüştür. Ancak gayrimen- kul evmal sahiblerinden emlâk ve arazilerine vazıyet edilen tarihten itibaren vergi aranmıyacağı tas- rih olunmakla beraber bu kabil Mal sahiblerinin fili işgal ile is - tihlâk arasında geçen müddet için| hazineden taleb edebilecekleri ecri misli hakkında maddeye sarih b.r| hüküm dercolunmamıştır. Bu se- bebledir ki mal sahibleri filf işgal ile istimlâk arasında geçen müd- det için ayrıca ecri misli taleb ve dava etmektedirler. «Bina ve arazi vergileri tasarrıd| ve mülkiyet hakkının doğurduğu âmme mükellefiyetlerinden birisi olup elinden — gayrimenkul mal, askeri memnüu mıntakalar hak - kındaki kanuni hükümlere istina- den, evvelâ filen, sonra istimlâk yolile alınan bir kimsenin vaziyet | tarihinden itibaren 6 gayrimen - kul üzerinden tasarruf ve tasar - rufun intac ettiği intifa hakkı nez- hedilmiş olacağından artık ken- disinden vazıyet tarihinden iti - baren vergi aranmasını doğru bul- muyan vazı kanun 1744 sayılı ka- nunun 3 üncü maddesi hükmünün tasrih olunduğuna göre mal sa - hiblerinin artık vazıyet ile isti lâk arasında geçen müddet — için geri misli istemiye hakları olma - mak lâzım gelmektedir. Fakat, is- timlâk edilen bir gayrimenkule - ©NU BEN ——— Te'rika N. 107 Ayten: a —- Tam istediğiniz gibi bir otel, dedi. Her köşede korkunç bir ö- lü sessizliği var! Girson kapıyı açarken müşte- — iilerin yüzüne baktı: — — Siz de sersizlikten hoşlanı- — yörsunuz, mi Sinyor? — — Evet, Evet. Britanya ote - — dinden bunun için kaçtım. Gürül- — tü, etiket, müz.k, dans. usandim — bunlardan. Garsön valizleri odanın içine — biraktı: — Burada üunların hic birisi F | dilerine hiçbir şey verilmemek —— 3 OODUM ŞU AŞK, HEYECAN ve İHTİRAS ROMANI n arazinin ileri vazıyet edilmesi için bedelinin mal sahibine tediyesi şart olâuğuna göre askeri memnu mıntakalarda- ki gayrimenkullerine istimlâkten çok evvel vazıyet — edilmiş olan kimselerden vazıyet — tarihinden itibaren vergiler aranmamakla ik- tifa edilerek fili vazıyetten iti - baren gayeimenkülden intifaları- nın kaldırılmasına mukabil ken doğru görülmemektedir. Esasen bu kabil hâdiselerde mahkeme - lerde hazineyi mahküm etmok - tedirler. Bu sebeble, 1744 sayılı kanunun üçüncü maddesini de - Biştiren bu kanun projesi hazır - lanmıştır. PROJENİN METNİ Hükümetin teklif ottüiğğ madde şudür: «1110 sayılı kanuna müsteni - den askeri memnu mintakalarda istimlâk edilmiş olan gayrimen- kul emval bedellerinin sureti tes- viyesine dair olan 1744 sayılı ka- nunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şkilde değiştirilmiştir: İstimlâk olunan emlâk ve arazi sahiblerine, işbu emlâk ve arazi- ye vazıyet edildiği tarihten iti - baren istimlâk muamelesinin to- kemmül tarihine kadar geçen müddet için senevi yüzde beş ho- sabile istimlâk bedelinin faizi, bu bedele ilâveten ödenir. Bu suretle vazıyet — edilmiş olan emlâk ve arazi sahiblerine istimlâke tekad- düm eden işgal — dolayıstle eceri misli verilmez. İstimlâk olunan emlâk ve arazi sahiblerinden işbu emlâk ve ara- ziye vaziyet edildiği tarihten iti baren vergi aranmaz. Bu müdde- te ald vergi tahsil olunmuş ise ge- ri verilir.. Proje neşri tarihinden yürür - lüğe girecek ve hükümlerini Milif Müdafaa ve Maliye Vekilleri tat- bik edeceklerdir. FEEEEE Ş Yüz Bulan_ıa_ymca Evi taşlamıya kalkmı Receb isminde biri kendisine 'yüz vermiyen Fenerd Köprübaşı | sokağında oturan Muallânın evi- ni taşlarken suç üstünde yakala- narak mahkemeye verilmiştir. Emniyet Umum Müdürünün tetkikleri Evvelki gün — şehrimize gelen Emniyet Umum Müdürü Şükrü Sökmensuer dün de emniyet mü- dürlüğüne gelerek bir müddet emniyet üşlerile meşgul olmuş - tur. l İ lskender F. SERTELLİ yok, Sinyor! Rahat rahat uyursu- nuzl. Ayten garsona yaklaştı: — Bu otelin lokantası var my? Şüphesiz Madam.. Lokanla- Siz ölel olur mu?! Dans ve müzik olmıyan bir ötelde lokanta da olmiyabilir.. — Otelimizde gürültüsüz ye - iniz, Madam! yazarn Ayten bir xeltuğa oturdu: — Kendimi Cin köylerinden bi- rinde sanıyorum... Mezar kadar Hem suçlu Hem güçlü Hem eşyaları vermiyor- lar hemde adamca- ğızı dövmuşler Üsküdarda bir hâdise — olmuş, dul kalan kızının eşyalarını al - mak istiyen bir adam, kızının kay-| natası ve onun kardeşi tatafın- 'dan fena halde dövülmüştür. Hâdisenin tafsilâtı şudur: Bir müddet evvel Üsküdarda Bağlarbaşı caddesinde 52 numa - ralı evde oturan İlyas isminde bi- ri ölmüştür. İlyasın dul kalan karıst aradan birkaç haftâ geçtikten sonra Bar- sada — Furgonluk — mahallesinde bakkallık eden babası Eminin ya- nina gitmiştir. Öteberi almak için evvelki gün İstanbula gelen Emin, Üsküdara geçmiş ve ölen damadı İlyasın e- vine uğrıyarak kızına aid eşyaları almak istemiştir. İlyasın babası 65 yaşlarında dondurmacı Talib eşyaların alın- masına mâni olmak istemiş ve bu yüzden #ki ihtiyar arasında ağız kavgası başlamıştır. Kavgaya Ta- libin kardeşi Ali de karışınca iş büyümüştür. Ali Eminin ellerini tutmuş, Talib de eline geçirdiği sopa ile Emini dövmiye başla - mıştır. Eminin feryadı üzerine gelen memüurlar iki kardeşi ya- kalıyarak mahkemeye vermiş - lerdir. Arzuhalci mi ? llnlanqı_rı_ı:ı Mi İki kişi hakkı yet yapıldı, ikisi tutuldu Silivrikapıda oturan Ragıb is- minde biri polise müracaatla Ye- nipostahane karşısında arzühalci Cafer Tayyar Taşkıran tarafın - dan Said isminde birinden alacağı olan 130 lirayı icra vasıtasile tah- sil edeceğini söyliyerek 9 lirasını dolandırdığını ve Sultanahmedde oturan Rıdvanı iera memuru di- ye göstererek ayrıca bir lira alın- dığını iddia etmiş, suçlular yaka- lanarak tahkikata başlanmıştır. Yeni Programlar Hazırlandı - bastırılıyor. Maarif Vekâleti yeni baştan hu zırlanan ve son defa olarak talim ve terbiye heyetinin tetkikinden geçen orta mektep ve liseler ders müfredat programlarını tabettir- mektedir. Orta mektepler prog ramlarının tabı ve mekteplere da- ğitılması bu hafta sonuna kadar bitirilecektir. Lise proyramları- nin da ay sonundan evvel mektep- lere gönderilmiş bulunmasına ça- lışılmaktadır. kâ- sakin bir otel burası. — İyi ya işte, başımızı dinleriz burada, Venec'ğe gürültü dinle- mek için gelmedik ya... — Evet amma.. Mezara diri ola- rak girmek için de gelmedik zan- nediyorum. Bursda oturanlar hor- halde dünyalerından vazgeçmiş kimse olsa gerek, — Görmeden bu hükmü vermek doğru olmaz, Ayten.Hele bir kaç gün kalalım. Bu sessizlikten u - marım ki sen de çok memnun ka- lacaksın! Burada biraz da kendi- mizden, istikbalimizden — bahset- mek fırsatını bulabiliriz. Görü - yorsun ki dağdağalı bir hayat - çinde ınsan Fendini unutuyor. O gün otelin lokantasında ses- sizce yemek yedikten sonra, bir kayıkla şehri gezmeğe çıkmışlar- di. Akşamüstü döndükleri zaman, Güarson Gültekini kapıdan kar - şıladı: j | FIKRA ( Sönen alev ) için NAHİD SIRRI Peride Celâl imzası, kadın hi- kâyecilerimiz arasında en sık Yaşar raslanı dan - büldir. Nabinin çıkardığı son nesil hikâ- yecilerine &id antolojideki yegü- ne kadın imzası da onunki idi. Bu ne dercceye kadar haklı, tayine muktedir değilim, fakat kendi - sinden okuduğum ilk yazısı, bu defa neşretmiş olduğu (Sönca alev) isimli ve kısaca roman - sa- niyorum ki birinci romanı - mu- harririn istikbali için bana çok ü- mid verdi. Sönen #lev, bir genç kızın, saç- ları artık ağarmıya başlamış bir doktora duyduğu aşkın — onunla evlenişinden bir müddet sonra sönüşü, geçip gidişidir. Bu dok- tor, vaktile bir Anadolu hastaha- nesinin sertabibi iken hastabakı- cı olarak aldığı ahlâkca pek düş- kün bir kadını sevmiş, alecak ol- müş, Fakat binbir maceraya alı- | şık bulunan o mahlük, kendisin- den bıkarak kaçmış ve doktor, bu kadının gözlerini 'genç kızın, Pe- zanın gözlecinde bularak ona dal- gn dalgin, uzun uzün bakarmış. Ateş bundan yanmış. Ve genç kı- zın tedbirsizliği yüzünder. —hasıl olan dedikodular neticesinde, ken- disile izdivac mecburiyetinde ka- lan doktorun bu izdivacı ilk önce zavahiri kurtarmaktan ibaretken sonra tabil şeklini alıyor. Fakat, genç kız, bir müddet sonra koca- Sının mazideki büyük aşkını, o nazarların mânasını, ve hattâ doktorun, ölüm döşeğine düşen eski sevgilisile izdivaclarından çok sonra bir defa daha seviştiği- ni öğreniyor; alev sönüyor. Seza, kocasından ayrılarak romancının ihtiyat beklettiği bir başka dok- torla evleniyor. Tekniğin mükemmel olduğunu söylemiyeceğim. Roman, hemen daima mektublardan terektüb ot- mektedir. uzun, pek uzun mek - tublar; ve bunların birinde say- falarca süren bir başka mektub istinsah edlildiği gibi bunun içi- ne de bir üçüncü mektub sıkıştı- rılmış. Kelime tekrarları, ihmal- ler, uzatmalar ender değil. Bu - nunla beraber kitab sonuna kadar kendini okutuyor. Hele ruman - daki erkek kahraman ve vimada- şım doktor Sırri Nihadın düşkün ve hakir sevgilisine karşı etinden | ve sinirlerinden duyduğu, o her mânia galebe çalan sonsuz ihti - ras ve aşkın hikâyesi çok kuvvet- li. Bu aşk ve macera, bir genç kız olan müellifin -taze kaleminden umulmıyacak derecede doğru hat- larla tasvir edilmiş ve canlandı - rilmış. O kadar ki, insanın, keske Mancı sadece bunu anlatsa, daha fazla tafsilâtla bu kısmı yaşatsa idi, diyeceği geliyor. KALBE — GİREN O HIRSIZ Senenin en orijinal romanını | So) Telgral'da okuyacaksıyız | — Bugün siz gittikten — sonra, | biraderiniz geldi, sinyor! Sizi soc- du... Dedi. Gültekin birdenbire şaşa- ladı: | — Ne dedin, biraderim mi geldi? — Evet, sinyor! Hem de size n kadar benziyordu. Onu kim görse sizin kardeşiniz sanırdı. Odanızda bir müddet oturdu, sizi bekledi.. Bir viski içti ve içkinin bedelin- den fazla bahşiş verdi. Ne iyi, ne centilmen bir erkek doğrusu. Ayten dalgın ve mütehayyir... Gültekinin yüzüne bakıyordu. Gültekin: — Benim kardeşim - filân yak, dedi, bu işte bir yanlışlık olacak, Bizim malümatımız olmadan, ya- tak odamıza bir yabancının girme- Sine nasıl müsaade ettiniz? Garson çok lâkayd görünüyor- duü. — Kardeşinizi odanıza girmek- ten nasıl menedebilirdim, sinyor? Ticaretimiz Türkiye-İtalyatica- ret müzakereleri Dün Tophane kasrında baş Heyetimiz relisi ve hariciye umum kâ tibi Numan Menemencioğlunun Türk - İtalyan Ticaret müza - kerelerine dün Tophane kasrında başlanmıştır. Dünkü müzakereler açılış merasimi ve mesar — Lesbil | gibi ihzari ve formal taallük | | eden bir içtima olmuştur. Esas Ü müzakerelere bugün devam edile- t müza- kerelerinin başlaması münasebe - tile Türk murahhas heyet! reizi ve Hariciye Genel Sekreetri Nu- man Menemeneloğlu, aşağıdaki beyanotta bulunmuştur: «İtalyan heyeti murahhasasiyle bugün başlıyan müzakereler her sene gözden geçirilmesi mutad o- lan ticaret ve kliring anlaşmaları- nın bu yolda müşterek bir tetki- kine matuftur, ve ayrıca bir hu- susiyet arzetmez. Türkiye ve İtalya mübadeleleri | son senelerin gösterdiği veçhile kişafa müsait ve tabil seyriyle yü- rüyebilecek mahiyettedir. KÜÇÜK Teşrinievvelde şehrimize ehem- miyetli mikdarda seyyah gele - cektir. | &ı mübadı | ber iki tarafın nef'ine olarak iyi de inkişaf ladı beyanatı Bir mütekabil ihracat devresi- nin hitamında bir tarafın ve ya- hut diğer tarafın alacaklı kalma- d bazı tedbirler it- tihazını icabettiren ve bu tedbir- ler alınınca kendiliğinden zail o- lan hâdiselerdir. İtalya ile bu dofaki müzakern- lerimiz esnasında bittabi bu ted- birleri de müştereken almak za- rureti hasıl olacaktır. Hükümetin iktisadi siyasetindeki — dinamizm her tecrübenin randımanını al - ma ğı âmir bulunmaktadır. Biz de tecrübelerimizi daimi bir tet- kik ve tatbik mevzuu ittıihâz ede- rek iktisadiyatımıızn göstermek- te olduğu hayırlı inkişafı yakın- dan takib oötmek ve onu teshil ey- lemek vazifesiyle tavzif edilmiş bulunuyoruz. Türkiye - İtalya müzakoratının neticeler vermesinden beyetimiz ümldvar bulunmaktadır. ABERLER *& Köy mektepleri içim Maarif Vekâleti tarafından geçen sene bir taslak halinde ihzar edilen müf- * Bulgaristan boz irk boğala- rın harice gönderilmesini yasak etmiştir. Burldan sonra bu boğa - lardan burada yetiştirilecektir. * Ortaköy vapur iskelesile Or- taköy camii arasındaki rıhtımın inşasına 40 bin lira harcanacak- tır. Buradaki bina ve dükkânların istimlâk edilmelerine başlanmış- tır, * Çiltehavuzlar ile Caddebos- | ftanı arasındaki cadde Natıa ta- rafından asfalta çevrilecektir. * Kartal kazasında mandalina fidanlığı tesis edilmiştir. Pidan- hık her sene genişletilecektir. *& Vilâyet köy bütçelscine izad temin etmek için ceviz, tödem ve kibrit çüpü yetiştiren kavak a- | ğacı korulukları tesis etmeğe ka- rar vermiştir. Hükümet kibrit çöpterini ha- riçten getirtmiyerek baderma da- hilden temin için icab eden terti- batı almıştır. * Beynelmilel cerrahi kongre- sine iştirak eylememiz kararlaş - tırılmış, Öperatör Fahri memur edilmiştir. | —a Müliye Vekâleti müsteşarlık | bütçe kontrol umum müdürü Ce- mal Yeşil, yerine tetkik büro - sundan Hulüsi, tetkik bürosu re- isliğine müsteşar muavini — Esad tayin edilmiştir. *& İlkmekteplerde haftada bir | saat de iktisadi ders verilmesi ka- rarlaştırılmıştır. — Benim kardeşim filân yok dim ya. — Odanıza herhingi bir yabar.- , cımın girmesine imkân — yoktur, sinyor! Fakat bu adam size o ka- dar çok benziyordu ki.. ve şive - sinden bir şarklı olduğu da bel - Tiydi. Otel kâtibi müsaade etti, | Zaten o da bizim otelde kalacak- | mış... İstanbuldan yeni gelmiş. İkisi de hayretten hayrete düş-| müşlerdi. Garson neler söylüyordu? Gültekin sükünet ararken başı- na neler geliyordu? — İstanbul.. Kardeş.. Bana ben- zemek.. Kesik kısa cümlelerle bir şey - ler söylendi. Derhal odalarına çıktılar. Ayten merdivende: Takib edildiğinize siz de inan- dınız ya? Dedi. Gültekin garsonu dinlerken ben- Gültekin hiddetleni: xi balmumu gibi sararmıştı. redat programı, bu yıl nibal bir tetkikten geçirildikten sonra tat- bik mevkiine konulmuştur. * Almanya, gönüllülerin geri çektirilme tarzı hakkında Franku- ya izahat verilmesini kabul et - mişt * Romanyada milli müdafaa ba-| . kımından tertibat alınmıştır. Bu arada hükümet milli müdafaaya lüzumu olan ham maddelerin ih- rac edilmelerini yasak edilmiş - tir. x& Kanı zehirlenmiş ol Mare- şal Göring tehlikeyi atlatmış, iyi- leşmeğe başlamıştır. Ö * Loh ordusu büyük sonbahar | manevralarına başlamıştır. * Bulgar hükümdarı Londra- dan Parise gelmiştir. * Kültür Bakanlığı orta tedri- sat öğretmen ihtiyacını tamamen önlemiş bulunmaktadır. Bu yıl orla tedrisat kadrosuna yeniden 1000 öğretmen girmiştir, * Hindistan ordusuna mensup üç alay semti meçhule hareket ©- | mek emrini almıştır. & Oteller beş sınıfa ayrılacak - tır. Ancak memleketimizde birin- ci sınıf otel olmadığından taksi- | mat 6 sınıf üzerine yapılacaktır. * Yugoslav parlâmentosundan ayrılan bir heyet yakında mem - leketimizi ziyaret edecektir. * Bulgaristandaki Türk mek- teplerinde todrisatın Türk harf- lerile yapılmasına karar verilmiş- tir. — Bu işte bir yanlışlık var, Ay- ten! Bir yanlışlık var bu işte... Diyerek odadan içeri daldı.. Va- lizini araştırdı. Odayı gözden ge- çirdi. — Hiçbir şeye el sürülmemiş. | — Belli ki bir hırsız değil. — Hırsızdan daha beter.. Ayten gülmemek için: — Bir muamma,.. Diye söylendi. Gültekin bir yere otufamıyordu. | — Keşko otelden dışarı çıkma- saydık, Ayten! Sana uydum da | çıktım bugün. Vallahi seni temin ederim ki, benim kardeşim falan yoktur. Beni hiç kimse burada a- rTamağa gelemez. Ayten, Gültekinin sözlerini tek. rarladı: | — O halde bu işte bir yanlışlık- | olsa gerek... | — Muhakkak bir yanlışlık ola- | cak. Başka birşey olamaz. Çorap fabrikâ'”, ri Avrupadan N has ar n.“'ır En büyük ve €f | bariyle en cengin vilâyet İ ü ee ASA | Tacak kadar geniş olduğu Da;ya;;l di Çorap Yapılaca” Çorab sanayi erbabı GÜ Tp him bir toplantı yanî'"”':af rapçılar yüksek kalitedt Üa yanıklı çorab yapmak ai Mmutabık kalmışlar ve b? 5 di temin için müştereksi padan icab eden müli gi Betirilmesine karsr V"M g' Ayrıca aralarında bİF ratif teşkili muvafık KJ'_ı tür. Vilâyetlerimiz Arasında — Mukay'gs_a_ ; balık vilâyetle Avrupa devleşr: arasındaki h’ıı*'"' a Toprak büyüklüğüne HİT yf yetlerimizin vaziyeti hık'“ı'*’v istatistik yapılmıştır. Bt tiğe göre, Türkiyenin && ”,ı? vilâyeti Konyadır: 48980 lometredir. Bu rakamın içla e mek olduğunu anlamak İST Çil zr Avrupa / memleketlerini » ölçüleriyle kıynsıxvıhmlmr. vutluk 28000, Belçika S00 ga nimarka 43.000, Hnıııııî:“g İsviçre 4L000, Estonya Ber re kilometredir. Yani Md;'"ı ya vilâyetimiz, bu alti devletlerinden büyüktür İkinci büyüklükte olan ı*Jdl timiz Vandır. Bu vilâyet , b » bir kaç Avrupa awkd“"','f'v raklarından daha geniş$. V0 hududuna maliktir. gıcoh”f ; Erzurum geliyor 28970 V l peşi sıra Ankara 28923 ser Na Sıvas 26.740 ve daha sonrü * 4 ya: 21265... ça Biraz da küçük vilâyetlt ga $i den bahsodelim. En küçüt yetimiz Trabzondur: *&0 W lometre... Yani en bılv"â';&r timiz olan Konyadan on d7 Tet ha çok küçük. Trabzonun B ge ardından Bilecik v.ı.i.—'t’“"m,.â"' liyor. Yüz kilometre M K 4.780.. Üçüncü olarak v”# yer alıyor: 5.550, daııdünfü"; « vilâyet, hepimizi düşündü! Ü : İstanbul. 5.568 kare KAT *l B Türkiyenin en yüksek "“:.îı en kudretli, en canlı ve “';u,k z Türael Ğ tanbulun, Türkiyenin t yüklüğü bakımından | küçük vilâyeti — olduğun ” üf — bir rakam hakikati kabul edebiliriz: Caddeitii ge Falabalığı, eğlence yerlef ggi nİzini, rıhtımını, güzel ıııı"" A hulâsa tek tâbir halinde : ğ at mini Türkiyenin her tarahie ge radığımız İstanbul... Fak k“" Türkiyenin 155 İstanbult S bçr ü jim vatandaş hayatı içif 55 'Dın angari İstanbul sevi”' unu bir BSİ Pf İu, kalabalık, şen Türkiye, gözlerinizi tir. Yu 1936 Ay9, Gün259, 16 Eylül 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: