D & No. 1 Yazan : Rahmi Yağız mabfuzdur. — — Terceme ve iktibası Boğazdan çıktıktan sonra Hamidiye'de ilk harp meclisi :: 01z Hedef, düşman adına hangi gemiye rastlanırsa hemen ateş açmalı ; Yunan limanlarını, ği tersanelerini bombardıman etmek -- Vira demi Emrini — verdi fartmanın ıslıkları arasında — boğuk bir gürültü ile de- mir alan Hamidiye günün ilk ışıkla - rile Akdenize, meç hul — maceraların, âkibeti — meşkük hareketlerin ken- disini beklediği ge niş engine doğru harekete — geçti Barbaros'un pro- vasından dolaşan krüvazör, amiral gemisindeki arka- daşlarının — alkış ve selâmet temen. hileri arasında Kö- se tabyasına doğ- rü dümen kırdı, 10 mil süratle a- ğür ağır mayin hatlarınm arasın- dan süzülerek yo- ha koyuldu. Fir « tına her dakika artan bir şiddetle devam ediyordu. Yarım saat kadar yol alan gemi; «Karanlık Liman> önlerine geldiği zaman tij detindek Galnü göremez . biş Va gelmişti. Bu vaziyette yola devama imkân yoktu; süvari tekrar çarkçı- başı ve ikinci ile müzakere ettikten Sönra fırtma geçinciye kadar bura- 'da kalmak kararını verdi ve iskele demirini funda ettirdi. " Demir, bir müddet suya aktı, be- şinci kilide gelince birdenbire baş taraftan ikincinin sesi duyuldu: — Beybaba, demir koptu!.. Hamidiyenin bulunduğu - mevki, Böğaz'ın en derin noktasıydı, 15 inci k_ııl:ıra kadar hızla akan demir, be- #inci kilidin ikinci baklasından kop- Muş, Hamidiyenin tarihi demiri Bö- Baz'ın en derin yerinde suya gümül- Müştü. Hareket zamanmda, Ük anlardaki b uaksiliği hiç de hayta yormıyan Rauf kaptan, 'tekrar geriye dönül- mesini emretti. Kösetabye önüne ge- Hnce Hamidiye 35 kulaç suya 11 ki- Hd kalome ile funda ederek tipinin dinmesini beklemiye başladı. FIRTINA SÜRERKEN Fırtıma beş saat sürdü; 1 kânunu- BaDi 328 çabahı aat 10,30 da hava sükünet buldu... Heyecan içinde yal- mız yapacakları akının teforrüatın - dan, muvaffakiyet münakaşalarından Başka bir şey konuşmıyan mürette- bet, tipi diner dinmez hemen hare- bete hazırlandılar. Karadenizde Bul- gar destroyörleri tarafından torpil- Tendiği zaman Hamidiyenin ırgad makinesi kırılmıştı; tamirde iş acele tutulduğu için teferrilat sayılarak ırgad makinesinin tamirine o kadar ehemmiyet verilmemişti; bunün için demir almak lâzımgeldiği zaman ma- kine buharla işliyemiyor, ancak (ma- Mivele) ler koşularak ve neferler ta- rafından çevrilerek demir alınıyor- du.., Rauf kaptan, tipi yüzünden dön- düğü Karanlık Liman'da miyar pu- sulalarınm ârızi inhiraflarını tashih ettirdikten sonra: — Vira demir! Emrini verdi yavaş yavaş demir alındıktan sonra gemiye yol verildi. Kumanda köprüsünde, deruhde et- tiği vazifenin başarılmasındaki güç- Tükleri birer birer zihninden xeç!î ren süvari Rauf kaptan, yanındaki - lerle konuşmuyor, yalnız - bir çeyi, yapacağı işi ve bunda muvaffak ol- mayı düşünüyordu... Ş CAK ve Kızıl ŞU Başkumandan Nazım Paşa Babiâlliden çıkıyör [ Gemi, biraz seyirden sanra Eren- köy Timanına geldi; Burada Necidi- —e denizlerde HAMİDİYE . Yeni harb'er | Bakır - Demir - |Kömür | (4 üncü sayfadan devam ) lüzüum görmüyorlar. Fakat Avrupa- da Fransanin oynıyacağı rolün ne kadar ehemmiyetli olacağını, Fran- Vesi sanın dostları da düşmanları da an- 'esikaları veren : İlamışlardır. Fransanın bugünkü bü- Donanma Başkâtibi İhsan |yük cereyanlarda şu veya bu tarafa Ve. Hamidiyenin seyir defteri doğru eğilmesi halde ve istikbalde çok müessir olacaktır. Fakat Fransanın Avrupa kıt'asın- da artık her devletten daha kuvvvet- li olarak sözünü geçirdiği devirler larbden — sonra İhâkim bir vaziyette kaldı. O zaman İkendisine müttefikler de buldu. Sım İskı bağlanan dostları da çoktu. O İgünler artık geçtiğine göre bugün gide k lenmiş bir Almanya Orta Avrupada faal bir rol oynamak A takib etmek yolu- tir. Dölarok müvazene siy 'na giriyor de! ye karakol Mggeti için hazırlık yap- makla meşgüldü... Onun yanına va- | rılınca tekrar demir funda edildi ve | 25 kulaç suda buma verildi... Bura- | daki bekleme zamanında bir taraf- | tan sancak bordasında bulunan ihti- Mahküm oldu yat demir, tel halatlarla bağlanarak | (4 fucü serfadın Crvyml kullanılacak bir hale kondu ve suya (edilmiş olan arkadaşlarından — ismi giden birinci de: yerine alındı.. “geçen muhakemelerde çok söylen - Artık Boğaz'dan çıkılacaktı... E- miş olan biri vardır ki o da Sbarnc- renköy ile Kumkale arasında! safe, esas itibarile hiçdi; fak. ğazın dışında tarassudda bulunan iki para aldığmı söyliyen eski başve 'Yunan destroyeri Hamidiyeyi çı- |Ye dahiliye nazırı Tardiyo ile Döla- karken görmemeli idiler. bu arkadaşı şiddel selâmeti namma buna ihtiyaç v aşaya tuluşmuşlardır. —— — di Hemen İstimbota atlıyarak Me- Küsie kagB t G idiyeye giden Rauf Kaptan, süvari asker? mahiyette olarak Muzaffer Beyle bu işi görüştükten bi çok gençleri bu teşkilâta topla- sonra gemisine döndü. Muzaffer Bey- mıştı. Sonra bu teşkilât dağıtılınca Je şöyle karar vermişlerdi: bunları birer suretle tekrar dirilt - Muzaffer Bey Boğazdan çıkarak |meğe teşebbüs etm iye arkadaşla- 'Yunan muhriblerini buradan koğa- |rile ber: a mahküm cak Rauf Bey de gemide yangın çık- |edilmiştir. Tmaş gibi davranarak Böğaz toprakla- | KONFERANS rındakl düşman casuslarını iğfal e- | » manü taden: decek, gece karanlığında kimse gör. | P'tinönü Halkevindes: * Dil, tarih ve edebiyat meden Akdenize açılacaktı.. Vakit İtertib ettiği (İstanbul Hakkmımda akşama yaklaşıyordu... Güneş ufuk- |Konferanslar) serisinden (Çİstanbu- ta denize dalarken Mecidiye bu ka- |Jjun Coğrafyası) mevzulu olan bi rarın icrasına geçti, Boğazdan çıktı, İrincisi Üniversite Coğrafya Doçenti daimi bir tarassud mevkli ihdas eden Bay Besim Darkut tarafından 4/1/38 Liyon-sistemi beş bacalı iki deştro- |Salı akşamı stat (20,30) da Evimizin yerin üzerine yürüdü... |Cağaloğlundaki merkez — salonunda Koca krüvazörün karşısında he - verileceklir Pav—'_lvv 2 mea geriye çarkeden desiröyerler (3/20 eden Eekdikr..... olanca hizlariyle kaçmıya başladılar. | Şehzadebaşı (Devamı var) İURAN satı mestureden Geminin yoktur. Her u- ü İi Bir Meyhane Alemi (4 öncü sagfadan devamı Kart çingene kemanı akord etti. Dümteleği diğer bir kıptıya verdi. |Defi de amatör çalgıcılardan biri al- d Ali kalabalık bir masanın yanın- da, bir iskemleye ata binermiş gibi İters oturdu, kollarımı iskemlenin ar- kasına dolıyarak çenesini dayadı. Çingene kızı ayağa kalkmiş, par- maklarına zillerini takıyordu. Biraz Hep birden alkış- sanra ertaya çıktı. Jladılat | Oooh.. tamam.. Artık meclis ahen- gini bulmuştu. Vur patlasın, çal oynasiın.. Şarkiyle beraber bütün meyhang halkı. ellerile de çırpmıya” başladı- lar; Kız saçlarım iki kat 'Yar yar yar aman Bir katını bana sat Arada sreda coşanlar da oluyordu: Allahhh.. — Kıvır yavrum kıvirrr. adan kızım, aşağıdan.. Öh.. — Yallah. - Aman. yallah.. yallah.. yandım anam.. Diğer biri nârayı basıyor: kıyor.. Gök gürlüyor.. Yağmur git- vil 3“perde, | TİYATROSU Bu gece saat | 20,30 da n San'atkâr Naşid ve arkâdaşları Okuvucu küçük Semiha ve Mişel varyetesi Gündüz:( Söz bir Allah bir,) vod- | | — İç be kardeşim.. — Bay Aliye benden de doldur. e X î;üm TEPEBAŞINDA ŞEHİR o TİYATROSU — Beni de kırma., için., Baba Yorgi bir daha ge- | l Dram ve Piyes kısmı Bugece saat 2030 da tir. Kral Lir î — Mezesi bol olsun: Trajedi 3 kısım | lar çok tuhaltır.. Kafa yoldaş-| Yazan: Shakespeare İtarına derhal kapılırlar. Hattâ bü ka- Terceme eden: Seniha Bedri Göknil fa yoldaşlarının neyin nesi oldukla- | Pazar günü gündüz saat 15,30da rını bilmedikleri e İşte biraz evv 1 korkulu bir | Eski Fransız tiyatrosunda yolcu olarak karşılıyan bu fnsan ka- | ŞEKHİR TİYATROSU İlabalığı derhal ona — isinivermişler, OPERET KISMI aralarına alıp ikrama başlamışlar. | Bu gece saat 20-30'da di bile... D Kendilerina Gdalkavuk arıyanlar | Bir ı:,:,:.:kj ::,:ılllll meyhaneden dişarıya / çıkmasnlar, | yi COLD Kçüsabip öğlu orada istediklerini bol bol bulurlar, AÇ EYEĞEAŞT Hele' cebletinde bir koç kuruşları |/ Tt sönü "“'.“ AUAĞ da da bulunursa.. Meyhane masaları derdli masalar- ğir. Onlar çok tecrübeli tahta parça- Ertuğrul Sadi Tek TİYATROSU larıdırlar. Meyhanenin sinirleri u- yuşluran dumanlı havası içinde ma- 'Yarın gece: (Kadıky - Süreyya) sâ- (Üsküdar) KANUNU | | | Hai sada döst olmıyan hiç bir kimse yok gibidir. Fakat bu dostluk önündeki şişenin sonu gelinceye kadar devam eder. Eğer bu dostluğun deyamını abılası fevkinde ve | şubemizin | Vaydman a | siyasetl rtık e uğraşıyor ! V 5 incisapfadan devam v /dürüldüğünü idda etmiştir. Acaba Vaydman mı yalan söylüyor? Diğer taraftan Vaydman'ın erkek ve kadın ne kadar tanıdıkları varsa hepsi aranmaktadır. Vaydman'ın ta- nıdıkları bu suretle yüz kişiyi bul- maktadır. Bunların ayrı ayrı çağırı- larak hüviyetleri öğrenilmektedir. Pariste bu kadar bildiği olan Vayd- man'ın Fransanm daha başka yerle- rinde de tanıdıkları olup olmadığı araştırılmaktadır. Lâkin Vaydman'ın tanıdıklarından en mühimi Moris ismindeki adam ol- sa gerektir. Çünkü Vaydman Fran- saya geldiği zaman Moris kendisine bir çok kolaylıklar temin edebilmiş- tir, Moris acaba Lesobre işinde alâ- isterken Fransa da kendisi için bir kadar mıdır?. Diye araştırılmakta- | Ş | dır. Öldürülen genç Fromer'in babası şimdi İsviçrede Zürih şehrindedir. Fransız adliyesine müractatla dava- cusıfatile bir vekil tayin etmişt: Diğer taraftan Vaydman'ın kur - Banlarından olduğu söylenen şoför İCongu'nun karısı da davacı sıfatile İbir vekil tayin etmi | Bu avukat da şoförler arasında |tahkikat yaparak bir şoför bulmuş- |tar. Bu şoför Cong'u öldürülmeden bir gün evvel Vaydman'ın kendi tak- tir, | iğni İyanında bir adam olduğunu ilâve et- yice tanıyamamış ise |de tarifinden Million olduğu anla- İşılmaktadır; Acaba Million Congu y ştirak eli midir?. Vaydman'ın oturduğu köşke İcek gönderen kasab çırağı da sabah oraya gidip geldiği için t bir şey görüp görmediği sorulduğu zaman daha ağustos ayır- ür?. her da Vaydman'ın köşkünü çesin- de bir otomobil görmüş- olduğunu Fakat otamabilin kime gu anlaşılamamıştır. Çönkü ti o tarihlerden sonra öldürül- müştür. Geçen gece Vaydma: köşkü 8- nünde bir otomobil durmuş, bir a- ldam inmiştir. Sonra tekrar otomabi- İle binerek dönmüştür. Bu adamın evvelâ kim olduğu anlaşılamamış i- İse de kendisi bulunmuş ve şu ifade- yi vermiştir: —Ben yalnız merak etti için igece geldim. Köşke baktım. Yoksa İyakından, uzaktan bu işlerle hiç bir alâkam yoktur.» t Şimdi şayanı dikkat olacağı anla- şilan cihet Kolet Triko'nun vereceği ifadeden çıkacak neticedir. Million- un metresi olan Kolet Triko Jan Blank tarafırtdan çok sevilen bir ka- dindır. rasında mühim bir rol oynadığı söy- lenen bu kadının hakiki vaziyeti ne olduğu çok merak edilmektedir. | Vaydman ile arkadaşlarının tah- İkikatı etrafında yeni gelen Fransız İga: inde görülen malümata gü- rte Vaydman geçen gün avukatı ile İgörüşürken Pransa hariciye nazırı İM. Delbos'un geçenlerde Orta Av- İrupaya yaptığı seyahatin neticeleri |İhakkında avukatından malümat al- maştır. Fransanın en ileri gelen bir avukatı olan Henry Gerand Vayd - Çamaltı memlabasında sureti çuval bedeli alınmayacaktır. Vaydman ile beraber üç erkek a- $ İnhisarlar İstanbul . Başmüdürlüğünden : man'ın vekâletini üzerine almıştır. Geçen gün avukat ile maznun ya mm saat kadar konuşmuşlar ve Vaydman hiç kendi meselesine te- mas etmiyerek mütemadiyen Fran- sa hariciye nazırının seyahatinden bahseylemiştir. Diğer taraftan istin- tak hâkimi şimdiye kadar Vaydman- mn köşkünde ele geçmiş oaln bir çok kâğıdları tetkik etmektedir. Bunlar- dan bir kısmı tamamile Fransızcar dan başka dillerle yazılmış olduğu i- Ççin tercüme ettirilmektedir. Vayd- man'ın yalnız Pariste tanıdığı kim- seler yüzden fazladır. Diğer yerler- de olan tanıdıklarile geçen muhabe- releri gösteren bir çok mektubların tetkiki, tercümesi daha uzun süre- ceğe benzemektedir. Bu tetkikat iler Tedikce bir çok kimseleri arayıp bul mak da lâzım gelmektedir. Adliyenin bugünkü kanaatine gö- ye Vaydman daha bir çok şeyleri giz Di tutmuş, y larm ştir. Onun için (daha bir çok H Vaydm resinde yel idür. El işile meşgul © çiren haydaci ayni zamanda hapis - hanelerin sıhhi vaziyeti hakkında ds fikirler beslemektedir. Fakat onu en çök düşündüren milletler arası va Fransa - Almanya münasebar ti gibi siyasi işlerdir. Vaydman bun kendisi- İlarla o kadar meşguldür İnin müdafaası işini bile düşünmez İgörünmektedir. Maznunların avu - İkatları toplanarak şimdiye kadar el- de ettikleri müdafaa çarelerini ko- nuşmakta Vaydman, Million, Triko ile Jan Blank'ın avukatları hep bir arada müdafaa zeminlerini hazırlar: ken istintak hâkimi de emlâk dellâlı Lesobre'nin öldürülmesinde kimle- rin dahil olduğunu aram: mesele henüz aydınlamamamıştır. Son günlerde Vaydman çetesin- (den sarguya çekilen Kolet Triko'nur ifadesi şayanı dikkat olm! Tah- kikatı aydmlatmak itibarile değil; fakat hiç bir şey bilmediğ mekteki ısrarı ile... Gâh Million ile gâh Jan Blank İle beraber ve ber halde ikisi arasında yaşsıyan bu genç İkadın olup biten şeylerin hiç birin- den haberdar olmadığını iddia edip durmaktadır. Öldürülen, soyulan kadınların mücevherleri, esvabları i söyle- kendisine verildiği zaman bunların etmiyen geldiğini merak inet Leblond'un ancak radyodan öğrenmiştir. Öldü- rülen kadıncağızın mantosunu ken- disine vermişlerdi. O diyör ki: — Bunü bana âşıkım verdi. He- iye olarak.. Fakat bir kadın öldü- İrülerek onun mantosu olduğunu bil- miyorum. Postadan alınan havale- ye gelince: Millon'un tanıdıkların- dan hasta bir kadının parası diye gittim aldım. Mahza bir hizmet ol- sun diye... Genç kadının Vaydman ve Milli- 'on ve Jan Blank ile yüzleşticileceği anlaşılmaktadır. Bu yüzleştirmeden sonra meydana ne çıkacağı ise tah- kikatın ilerisi için pek merak edil- mektedir. mahsusada tesis edilmiş olan ince tuz değirmenlerinde feani bir surette ihzar olunan ve evvelce kilosu 4525, kuruş hesabiyle elli kiloluk — çuvalı mutfak tozunun 1-1-938 tarihinden itibaren lıkla tedarikini temin maksadiyle kilosu 3.80 kuruş besabiyle elli kilolak çuvalı 190 kuruşa indirilmiştir. Çuval bedeli, tuz fiatına dahil olduğundan müşterilerden ayrıca “8726, *262.5, kuruşa — salılan halk - tarafından kolay. İlstiyorsanız cebinizde yedek bir şişe daha bulundurmalısınız! tikce gökten boşanımncasına bir hal 2- Meyhanede dostlük arıyanların lryordu. bir şeye deha ihtiyaçları vardır: Şa- Fakat içeride cünbüş daha kızışı- kaya tahammül.. İyordu: | Meselâ suratınıza şakadan atılmış, | — Leblebiyi kavuram İçürük bir yumurtaya kızmıyarak Vış dumanını savuram mendilinizle yüzünüzü temizliyerek güleceksiniz, ve yahut siz de ünü- B M nüzdeki ezik domatesi muhatabını- Şu Ali ne cana yakın delikanlıy- İzin suratına yapıştıracaksınız. ki dı doğrusu, Haydi babam şimdi de |dostluğunuz belli olsun. ikram faslı başlamıştı; sarhoşlar gö- zü tok adamdırlar (!).. İşte geldik |kerlerse bu ayılmanız içindir. Siz de gidiyoruz, şen olsun Haleb şehri.. (önünüzdeki meze takımını onun ka- Ne olacak be.. Bugün varsak yarın ııumı geçirebilirsiniz, moba İoRUĞirA Meşhasknla İçde " git ge' * B * Başınızdan aşağı bir kova suya dö-| h: (Bakırköy) çarşamba: Sinemalarında: CEZA fasıl başlamıştı. Soyulmuş hıyar ka- buklarını biribirlerinin yüzüne atı- 'yorlardı. Zeytin tameleri makimeli tüfekten çıkan kurgun taneleri gibi kulakların yanından vızlıyarak ge- çiyorau. Sıra kadehlere, meze tabaklarına gelince Baba Yorgi yerinde durama- dı, müdahale etmek istedi. | — Vay sen misin müdahale eden.. | Bir silâh sesi arkasından lâmba şi- şesinin yerlerdeki aksi... Ve meyhanenin içindeki zifiri bir karanlıkta boğuşma., Vuran vurana.. Kıran DEROZİR ve bütün ağrılarınızı derhal keser, icabında günde 3 kaşe alınabilir. Nevralji, Artritizm. Romatizma Grip, Baş ve Diş Ağrıları