& ' Halk san'atkârları arasında | Eminem, Eminem çakır Eminem, göz- lerinin altı çukur | Eminem Alaturka hava İle Ameri dansı oynıyan san'atkârlarla bir konuşma Yedi sene evvel oynadı oyunla şimdide “Emin Bilmer, hatırlıyor musunuz, bun- Üa altı yedi sene evvel İstanbulu T çingeenler şarkısı istilâ etmişti. 4 İyi hatırlıyorum, çünkü o tarih- © Yeni bir gramofon alan komşum; | plâği altlı üstlü sabahin alaca | karanlığından gecenin açılmağa baş- İYan siyah peçesinin altından günün | Yaz yüzü gözükünceye kadar bel- Yüz defa çaldığı için şarkıları â- ta ezberlemiştim! 'unlar arasında çingeneler de var- h Hani «Ah şu çingeneler!» diye $liyan şarkı!. Beyağlunda bir barda başlayıp, bzadebaşında bir tiyatroya kadar Eelen bilmem hangi barın cazın- filânca palâ&ın örkestrasına, fa- a palasın örkestrasından çinge- he Eminin klârnetine, ondan da so- D ı'*llkı macunculara, kırk paraya k Han satan acaip sesli seyy: N*i esnafına, Şişliden, Aksa Hirtaydan Takyeci mahallesine kadar Ğ Şere yayılan bu «çingeneler» ha- Afirın ilk İstanbul mümessilleri, THdi yine şehrimizde bulunuyorlar. Ü sene yalnız çingene havasına in- ı iyen mütenevvi — repretu- _[înlt her gece, her 'tan her çe- s: İstanbul halkını tiyatroya çeken | halk san'atkârları Mişel ve Küçük a namile anılıyorlar. A- radfıluıı;ı da buradakinden dahâ az *Ebet kazanmadıklarını — gittikleri Hemleketlerde intişar eden arkadaş- İ Timızda okuduğumuz bu üç kişi - K * Ülpası açılmış bir şam'panya şişe- ça Pi halka köp N genç Mısullasan bir €virden notlar: 2--YARIN üi mektebinde ilk gün 1 |) Yazan : Nusret Safa Coşkun olan küçük Semiha ve Mişel trupu san'at- kârları nasıl çalıştıklarını - anlatıyorlar. kan kları Çingeneler isimli em,, Şarkısile meşhur Üzerine, biz de tema; tını elde şa etmek fırsa. Evvelâ Küçük Semiha namile ma- ruf ufak tefek, daha doğrusu şarkı söylerken orta boylu, varyete ufa- rak, sıfır numara faber kalemile çe- kilmiş gibi inte kaşlar, Türk antra- siti kadar siyah, kara gözlü bayanın lediği klâsik 'Türk müsikisini, a Mişel ve Bayan Suna ile yap- varyete numaralarını halkın pek ide tuttuğunu müşahede ettik. Halkın her gece çılgınca alkışaldığı bu ger 'alkârları ismi- ni vermekde mübalâğa yoktu. Bu i- simle başladığımız seriye onları da dahil etmek tuhaf olmaz mıydı? Çatısı altında oynadıkları tiyatro- ya her çeşid halkı bu nevi şahısla- söyl tığı yına münhasır san'atkârların her zümreden halk üzerinde yaplıkları -İtesiri gördükten sonra; konuşup, ha- yatlarından bir kaç paragrafı olsun nükletmekten kendimizi alamadık. ... Her yaptığı step numarasında, «sa- Baha kadar oynarım» diye bağıran, trupun şefi Mişel bu san'ate nasıl in- tisab ettiğini şöyle anlatıyor: — Yirmi dört sene evvel Bükreş- (Ginct sayfadan devam ) Semiha ve Mişel, İlistelerde gizli teşkilâtın düşm Pa L AA Mişel Son Telgraf okuyor ve, Bob| Radya Dolandırıcılarının 'Kumpanyası Varmış !.. Fransada böyle bir çe- te aldığı eşyayı satarak 1,000,000 - frank kazanmış... Fransız gazetelerinde okunduğu - ht göre Amyen'de büyük bir hırsız çetesi meydana çıkarılmıştır. Şu sön bir kaç haftadır çetenin faal ö kadar attmıştır ki elde ettiği para- nın mikdarı 1,000,000 frahga kadar İçikmıştır. Fakat bunların hırsızlığı öyle yolda giden paralı adamları soy- mak tarzında değildi. O zaman ken- dileri tehlike hem büyük ola « cak, hem de zabıtanın - eline çabuk geçeceklerini bilirlerdi. Bunlar bir çök mağazalardan muhtelif eşya sa- |tit ahyorlar, fakat bunların parası- İni vermeden bu eşyayı daha ucuz fi- İyatla elden çıkararak parayı ceble- Tine attıkları gibi eşyanın ilk sahib- |lerine borçlarını ödemeğe hiç lüzum görmüyorlar, İşte çetesinin marifeti ve şimdiye kadar kazandığı bir milyöna yakın paranm nereden geldiği bu suretle meydana çıkmak- tadır. Bunların mühtelif yerleri bu süretle dolandırarak aldıkları eşya- lardan €n çoğu radyo gibi müşterisi yeti çok olan şeylerle kumaş, silâh ve sa- ife gibi gene pahalı alınıp satılan eş- yadır. Bu çetenin ileri gelenlerin - den iki erkekle bir kadın Pariste ya- kalanarak Amyen'e Fakat bu dolandırıcı kumpanyasının diğer âzası da' oldu, laşılmaktâ- (Devamı 7 nci sayfada) Gizli teşkilâtın son sırları Hariciye Nazırının Orta Avrupa se- Yahati, esnasında bir takım İfşa- afta bulunmaması tabil imiş Gizli teşkilâtın meydana çıka- rılması Fransa hükümetini ya- kın bir felâketten kurtarmış gönderilmiştir. j | ı İ Fransada gizli silâh depoları tah- kikatı ve araştırmaları ilk başladığı zaman Delonk isminde bir mühen - disin evi aranmış ve aranan yerler mühürlenmişti. Mühendis Delonki gizli silâh depoları meselesinde mü- him bir rol oynamiş gö andır. kendisinin ne şirke- 'dtı diye bir de şirket) ve bu Un biz merkezi vardır ki araştırma- İler burada yapılmıştı. |- Yerlerden bir takım-vesikalar bu- İTunduğundan da bahsediliyordu. Şir- ketin diğer erkânı bu gibi vesika - lardan dolayı hiç bir mes'uliyet ka- |bul” etmiyeceklerini - söylemişlerdir Bunhlar araştırmaların kendileri ol« madığı bir'zamânda yapıldığını liyerek her türlü töhmeti red eti lerdir. Fakat bu nehirlerde nakliyat şir - ketinin yazıhanesinde bulunan ve- | gikalarda en ziyade nazarı dikkati | ; Marcoaulç gizli teşkilât esnasında larının ve bilhassa komünistlerin âd- ları vardır. Fransada ve bilhassa Pa- Tisteki komünistlerin isimlerini gös- r. Bu İteren bu listeler hakkında ise meva kuflar verdikleri ifadelerde kendi- lerini müdafaa edecek bir zemin bul- muşlardır. Bunlar diyorlar ki: — Bizim maksadımız Pransadaki cumhuriyet idaresi aleyhine her hangi bir sulkasd yapmak değildi. Fakat Moskova emrile Fransız komünistleri b tilâle hazırlanı - yorlardı. Bunu biliyı ihtilâl olunca karşı durmak için biz de mukabil teşkilât hazırlamak, ken- dimizi müdafaa için silâh tedirk et- tik. Bunlardan başka daha bir takım vesikalar bulunmuştur. Fakat bun- lar hakkında mühendis Delonkl ile İnchirlerde nakliyat şirketinin erkâ- İni sonra isticvab edileceklerdir. | Bundan üç dört ay evvel Pariste İEtüal meydanında atılan bir bomba neticelenmemiştir. celbeden cihet bir çok isimlerin ya- İzili olduğu listeler bulunmasıdı e | | | tahkikatı henüz oduk, Böyle bir | B-SONTELGRAF-IS5Birincikânun937 TARİH www Rüyaile harb eden, kâhin kararileheye- ti vükelâ kuran - hükümdearlar.. Bir sabah idam !.. Kararını veren Hükümdar | Kâhinlik, sihirbazlık, falcılık ve İmüneccimlik artık- ehemmiyetini kaybetmiştir. Zira, sebebleri ve me- kanizması tarif olunabilen tabil hâ- diler, anlaşıldıkları dakikadan itiba- in ve fennin malı olur. ren il i devirlerdeki müneecimleri olmalarının sebebi de itikadlarına göre, < riyaziyec dur. Çinlilerin | rın adlarını, gazalarını hatırlatan burclarla doludur. Çin saraylarında müneccim ol - mak büy İzemanda tehlikeli vazife idi. | İsanın doğuşundan 2155 yıl evvel- ki meşhür güneş tü tinde haber vermedikleri için sara- İyih ileri gelen müneccimlerimden prens (Ho) ile (Hi) nin kelleleri bal- İta le uçuruldu. | Her şeyi evvelden haber - vermek İmecburiyetinde ölan kâhinler, na- sılsa bunu hesab edememişlerdi. Fa- |kat imparatorluk kanunların bu gi- İbi hataları affetmiyor, kâhinler hak- kında şu cezayı tatbik ediyordu: | Âsurilerle Geldanilerde sihirbaz- |lara, müneccimlere çok fazla ehem- miyet verirlerdi. Bu işlerle uğraşan- “Köşkü 1 vak - ması bir şerefti. Fakat ayni | kâhinin sözlerinden kork- kâhinlerin, kümdarlardan hiç biri Müneccimlerin fikirlerini sormadan, Oonlara danışmadan hiç br şe başla- mazlar, hiç bri şey yapmazlardı Münecc ler, sihirbazlar ve falc- sırasına ge ne şarlatanlıktan, pa * yalan — savurmaktan lavracılıktan, geri kalmadılar, (Babil) harabelerinde yapılan & raştırmalarda, 25 fasıllık bir sihii kitabının fihristi bulundu. rine de çok ©O devirlerde rüya ehemmiyet verilirdi. Geldani mü - neccimler, ayın hangi ayda, hangi günde ve saatte tutulacağını haber veriyorlar, insanların mukaddera- tını gördükleri rüyalara göre tayin lediyorlardı. Fakat her nedense ha - zırnsızlığın kâbuslar doğuracağım İhesaba katmıyorlar, bilmiyorlardı. tüşlerinden, Bulutlardan, rüzgârlardan, dalga- lardan, kuşların uçuşlarından, ö - suların şırıltısından, İyağmurun hafif veya şiddetli yağma | (Devamı 7 nct sayfada) HMASA MASDN Y sere BÜ iramNATNANa eee HakLeaNiierenaiNeN ae ea n mahzeninde öldürülmüş adam Aldığı bina uğursuz olduğu için | bu akibete uğramış; diyorlar ! ki haftadır de dellâl nin ölümü Paris gazeteke meşgul eden bir ve kon «Son İetzafınd İTelg k r. evvelce bu vak ya çok mü- yerinde olan Lesob- sine kıyafeti pek düz gün bir adam gelerek «Mon Plejir> ismile anılan bir kşkü gezmek iste- burasını alacağını - söylüyor. İNihayet genç Lesobre de bu meçhul İadamı alarak oraya götürüyor, fa - kat dellâl bir daha görünmez olu - yor. 'N sobrenin et tahkikat yapılarak Le- «Mon Plezir» köşkünün |mahzeninde ölüsü bulunuyor. Bu c yet nasıl oldu? Köşkü ala- meydanda yoktur. Aranıyor. Fakat bu tahkikat deva mededursun Le « sobrenin yazıhanesi bulunan bina |ya dair şimdi bir çok dedikedular çıkmıştır. Bu dedikoduların he oldu- gunu tahmin etmek kolaydır: Uğur: suzluk! | Bazı binaların uğursuz olduğu bir |kere söylendi mi artık onlar için bu |fona bir şöhret olur. Bir daha si mez; derler, İşte Lesobrenin yazı « n bin ada böyledir. Bunu n adamın işleri alt üst olmuş: ne nesi © | Sonraki sahibi de 75,000 frank do- landırılmak suretile zarara uğramış- 'tır. Ondan sonra burası genç Lesob re tarafından alınmış, o da bu âkibe- (Devamı Yedinci sagfada) — cuğundan bahseden adam da artık ın uğramıştır!