ONTELGRAF — 8 Haziran KANUNİ SÜLEYMAN Yazan : Nedim Refik No. 40 HM n R Bir kuşun ötmesini taklit eden bir ıslık duyul- du. Bilâlin takip ettiği adam durdu Ağaçların arasmdan başka bir adam çıkmıştı. Bu adamla Bilâl arasında iki üç kelime geçtı O günlerde nti içinde idi. bir kaç rdu bu Bilâl id derece Evet.. Bilâl son Şöyle böy ı hiş, ge- miciler arasında dolaş bf halıya rastgelmişti â garip | bir merakla ona ; ç pa- Fakat Hint-| ç yanaşmamıştı. bulun- | N Parhalı ın ken - 1 et nden | kuşkulanmıştı. Bir ihtiyatsızlık her | geyi ele verebilir, bütün — plânları altüst ederdi. Hintli uzaklaşmış, fakat Bilâl'ın gözünden he: Dur.. dedi, şu herif ona bir i- | şaret yaptı, elini başına götürerek yüzünün çevresini dolaştı. Bu ne demek? Ben bunu anlamadan gözüme ünlerce uyku girmez. Fakat he- | le şu herif nereye gidecek, onu öğrenelim.. dedi. Ortalık kararmıştı. Parhalı kırk | elli adım ilede gidiyor, Bilâl da | arkasından takip ediyordu. | Devrisi sabah Bilâl, Bahadır Sa- hibin konağına gittiği zaman Hint. li onu bir sedire oturtarak kendi de yanında bir yer aldı: | — Safa geldin, dedi, senin tekli- | fini kabul ediyorum' Fakat eğer bir şey ölde edemezsek senin çe - zan çok şiddetli olacaktır. — Olsun.. ben de cezama razı- | yım. — O halde evvelâ ne istiyorsun? Para mı? Bilâl omuzlarını silkerek: —Şimdi lâzım değil; dedi, yal- nız benim ber dediğimi yapacak | Bal Yakuptan | bahsetti. Bilâ! reddetmedi, yalnız: — Bir deneyeltm, dedi. Yakup her şeyi göze almıya ha- zır, hiç bir tehlikeder kaçınmaz - &. Fakat Tacı Cihanı bulmak için aklına hiç bir çare gelmiyor, ne - | redeh işe başlıyacağını bilmiyor -« du. balıyı takip eden Bi- Jâl tanımadığı bu adamın uzakla- şarak karçı yakanın selviliklerine daldığım görmüştü. Bilâl kendi ken- dine: — Bu herif buralarda ne yapı- jyar, burâlarda ne işi var? dedi. Her taraf )ssizdi. Karanlık iyice çök - şırtısı vardı. Bilâl bu değildi. Fakat ürkmekten kendini | alamadı. Lâkin takip ettiği gemici kıyafetindeki adamın hızlı adım - larla ağaçların srasına daldığını —| görünce bir kere belindeki iri bı- | çağının up — olmadığını muayene etli. Sonra o da karanlı- ğa daldı. Fakat çok geçmeden ku- lağına bir ıslık sesi geldi. Bir kuşun ötmesini taklid iydu. Bilâl'in takip etti- ği adam durdu. Geri dönerek ka- ranlıkta Bilâi'a doğru hızla gel - miye başladı. Bilâl bıçağını hazir etti. Ağaçların arasından başka bir adam çıkmıştı. Bilâl isliği bu ada- | min çalmış olduğuna hükrmetti. | Önde giden adam ıslığı du yaklaşmıştı. Bu adam- la Bilâl'in takip ettiği sahte gemi- ci arasında iki elime söz geç- ti. Fakat Bilâl bu sözlerin mâ nı zerre kadar anlamadığı gibi lA- kırdılar gayet heyecansız söylenmiş olduğundan Bilâ) kendi — aleyhine | bir şey dendiğine'de hükmedemerz- di. Fakat her halde iki adamın ko- nuşmaları Bilâl'ın hiç lehine değil- di. Çünkü Bilâl birdenbire aya - ğina takılan bir çelme İle karan - lıkta yere yuvarlanıverdi. Sahte gemlei sadece Bilâl'ın an- hyacağı Türkçe ile: — Sen benim arkamdan niçin | geliyorsun? dedi. Bilâl sesini çı - karmadı. Yalnız içinden küfretti. D bulur Eğer £ seyd — Parh kâtiri, sen diy Fakat bir sıçr: bu adamın kim olduğunu bil onün adını & Hindi: burada ne yapıy kti Bilâl kendini topluyarak anşta yerinden kalk Par-| sokularak dedi, benden ne istiyor- sun? — Ben senden bir şey istemem Niçin sen benim arkamdan gel ”| Hükümdear, yo Fakat Bilâl'ir Bir şimşek ç aklına birdenbire gibi bir fikir gel- di, geç tanberi hep bunu dü- şündüğünrden mi, her şeyde tarafta bu m gek bir ay Pek kat'i bir sesle Söyle, dedi, Hindistan pa prens ve devlet reislerinin haya- tı nasıl korunacak? ( 5 inci sayfadan devcm V | rek Fransada derhâl faaliyete ge- çilecektir. Şüpheli yerler sıkı bir tarassut altına alınacaktır. Gaze - telerin ilânlarında şifreli muha - verelere yol verilmiyecektir. Sah- te pasaport âmilleri şiddetli suret- | te takip edilecektir Merkezi Viyanada bulunan :Bi nelmilel polis radyosu» bütün dün- ya zabıtalarını irtibat halinde bu- lunduracaktır. Bir şüpheli adam meselâ Ro - manyadan Paris'e eket etti mi, Viyana merkezi derhal Paris za- bitasını haberdar edeci | Yine «Kırmızı Kitab» a göre, a- | lınması lâzımgelen tedbirlerden ba-| zıları da şunlardır: Kral, payitahtından ayrıldı ve soyahatine başladı. Fransız hudu duna geldi. Ekseriya böyle seyahate çıkan hükümdarlar kendi hususi | muhafaza memurlarile beraber yo- la çıkarlar. Bu Haziran içinde Pa- ris'i ziyaret edecek olan hüküm- darlardan birine, kendi memleke - indeki emniyet teşkilâtina men « ! Bup 200 polis refakat edecektir. İ- yice teslih edilmiş olan bu memür- | lar, hükümdarın Paristeki ikameti | zamanında da kendisinden ayrıl - | mayacaklardır. Kral hududa kral! Kendisini ük karşılıyacak olan zat milli emniyet husust komiser « lerinden Perye'dir. Evvelce Paoli bu işi yapardı, 0- tuz beş senelik hizmeti zarfında bir hüdise olmadı. Fakat yine ayni vu- zifede çalışmış olan Huday 1919 da Versaya gelen Alman murahhas - larını iyi muhafaza edemediği ve bu yüzden bazı hâdiseler çin gözden düşmüştü. Umdarlar arasında geçirdik: & nizbeti de değişir. Me- selâ Vindsor Dükü, ahtliği za- | manında hemen hemen hiç bir teh- likeye maruz değildi. Fakat Veni- zelos, Kral Alfons - Avu: Starenberg ve Sovyet Hariciye | Komiseri Litvinof için vaziyet te böyle değildi. Poliş saniye şaş- Miyan daimi bir teyakkuz varınca, yaşasın aktığı i. k mecburiye Hükümdar trene bi: F lis metnuzlarının bir kısmı koridör- larda, bir kısmı da mücavir kom « | partimanlarda bulunurlar. Yolcu « lar sıkı bir süzgeçten geçirilir. An- cak ellerine vesika verilmiş olan bir | kaç güzeleciye müsaade edilir Yalnız,treni değil, da hattı da nezaret ul durmak lâzımdır. B yunca her ön metreye bir m-rer b tame edilir ve bunun şağı yukarı bir orduya ihtiyaç ha: sıl olurdu. Rus - Fransız ittifakı zamanın. da İkinci Çar Nikola Paris'e gel « diği z. miştı. miştir. ü zaman » an, böyle bir tedbir alın « imdi bu usülden vazgeçil. Bugün ancak köprüler ve hattın Üzerinden geçen şoseler böyle mı halaza altına alınmaktadır. | Tren Paris'e sağ selâmet vardık- tan sonra, Periyenin ne geni; fes alacağını tasavvur edebilirsi- niz, Paris istasyonunda — hükümdarı Emniyet Direktörü Lanjeron ve | ektörü Marşan idan sonra hüküm- darın hayatının muhafazası mes'u- liyeti onlara arın indikleri otellerin i- simleri gizli tutulur, Misafirler de zu di Çünkü tanıma- k meraklıların, hattâ delilerin, manyakların kendileri - ni rahatsız edeceklerini bilirler. Buna mukabil de rında muhaf. urla birdeki gezint lmak isterler. lıu hemen hiç bir zaman ye- buni dıkları bir olma- at Emniyet gönderip. Krâlın suna eheminiyet verilmemesini, bi- lâkis muhafazanın kuvvetlendiril - mesini isterler. Kralları bu gezintiler taki- emur edilmiş olanlardan birt - si şövle anlatır: - Kendilerini htç belli şarak takip e bizden kat'ı hoşlanmaz - Fakat bizim elimizden başka ne gelir ki?.. Biz vazifemizi yap - makla mükellefiz. Takibimizi belli etmemiye elimizden geldiği ka çalışırız. Bazan dört, beş kiş dir. Bu yüzden farkediliriz. O za- man, bazı misafir hükü; zi «ekmeğe» Çalışırlar, bazıları da bu refakatimize ses çıkarmazlar Ayakta takip etmek kolay olu - , fakat Kral otomobile binince vaziyet değişiyar, Biz de taksi ça- Fakat teşem kırk akip edilir derhal ha nde be vat, lar dar yiz- darlar bi- ğirmiya mecbur oluyoruz, bir taksi ile kralın mu ibeygirlik otomobili mi? Hattâ bu krallardan 13 ncü Al - fons acımıştı arabasına almıştı. Amerlkan Cumhurreisi Kul hiç takip edi let reislerindendir. Kendi muha - fızlarına soyun etmek için» bazan yazıhanesinde imdat zil. aydaki muhafır kuvvet: altını üstüne katarı Mu - nde silâhlarlı e in yüz- —Affedersiniz, düğmeğe yanlış basmışım, diye güya mazoret di - le Musolini de kendi muhafızların- dan şikâyetçidir. Ve sık sık onlar- dan kurtulmiya çalışır. Bir gün denizde banyo yaparken, başka bir yüzücünün gölgesi gi- bi arkasından ayrılmadığına 'dik- kat etmiş. Kendisi yüzücü ol - duğu için bir oyun oynamak ak- lına gelmiş. Başlamış sür'atle yüz- meye ve gittikçe açılmıya... Musolini bu hâdişeden bahseder- ken, şöyle anlatır: Adamın nihayet yorularak beni takipten vazgeçeceğini tah - | min ediyordum. Fakat ne gezer? Çünkü polis arkama da yüzücülük- te şampiyon birisini takmış. Yine kendisi şu hikâyeyi anla - |Okuyucularla tâ yanla - | da, en nihayet bizi | tır: Bir gün bir inşaat yerini ge- | ziyormuş. Ameleden birinin hara- | retle kazma savurduğunu görmüş ve bu çalışkanlığını beğenerek de- Miş ki: — Bravo! Sana mükâlat ver » Baş başa | Türkçe | | Konuşmak ; Meselesı T Eski İstanbul batakhaneleri KUM AR.. —Yyazan: M S. ÇAPAN İkinci kısım Kasa hırsızlarına gözcülük, tramvayİ di r Galatada Arap camü Diken s0 - ğda, yankeoıcılere paravanlık yapanla kakta 7 numaralı evde oturan oki ı.ı_mım nızdan İrjan Görkem, t ladığı mektupta diyor ki. «Sustuk, fakat artık susam ruz. Niçin kulaklarımızda yan bu çirkin sadaları susturamıvo- Tepeobaşı «Halk Yakını lardan birinde oturan imızdan bir grüp yük- | Fransızca ile lar Neden ve Cumhuriyet hük niçin? yıldızlı bayrağın adiğı ve Türk- kanunlarının | m sürdüğü bu toprakta Türk başka bir dil le kon Türk gili Türkiyede ya kesin dilidir. Türk millet bu Ve ve Türk - gençliği; «Niçin Bi - | aridaşlara soruyor Türkçe konuş muyaorsunuz?. miyör Müsünüz?. — Bilmiyorsanız; | miyorsunuz?.. Eğer li- | fuzu dillerinize ağır Fakat biliniz mız doldu. ki, ik kulakları Vüutandaş. Türkçe — ko nuğ. TANBUL ESNAFINDAN BAK KAL MEHMET TANIR İMZASİ- | LE MEKTUP YOLLAYAN OKU- YUCUMUZA CEVAP: *Mektubunu belki h Fakat, yar esnafla beraber, diğer | nafın haklı şikâyet ve di- açık bulun- t doğ- ( noktalarda duruyoruz. ru olan her şevi ya: gım değil, bütün vatandâşların mimi tercümamı olmağa çalışıya - ruz. Fransa hava Kuvvetleri ( 4 üncd edilmektedir. Frans ki vaziyeti, deniyor ma küvvetli bir h. cude getirmiye dan devam ) nın Avrupada- kendisini dai- ordusu vü $0 mecbur. etmek arecilik — âleminde sada büyük bir faaliyet ve ga: ret sarfedilirken sivil tayyareetlik âleminde de büyük ük adım - ar atılmaktadır. Maamafih — sivil likte serikanın olsun, İngilterenin 0l- sun ne kadar büyük dev adı le ilerlemiş olduklarını Fransızlar da tasdik edel Frarsa bu susta onlardan sonra işe girişmiş vaziyetindedir. Yani gecikmiştir Bununla beraber stvil sında F" gitmektedir. Sivll 1 A nlari- tayyarecilik nsa son senelerde çok rilen ine göre sivil tay- yali kaynakla- rının küçük ina rağmen Akişafa çalışmak retilik te, kendi vesaitini, malze - mesini yepyeni bir hale koymak i- | Çin uğraşmaktadır. Fakat ra- | porda söyleniyor ki yeni vessitin, yeni tay n yapılışında ağır lik -görülmektedir. Halbuki bu a- böyle devam ederse Fransız ivil tayyareciliğinin başında bu lunan ve bu işlere çak azmetmiş olanların her türlü gayretine rağ- Mmen diğer memleketlerin, Amerika ve İngilterenin, sivil tayyarecili - ğile Fransız sivil tayyareciliği a- rasındaki mesafe açık kalmakta de- vam eder, diye endişe edi yya - yine mek isterim. Ne arzu eder Amele bir müddet duraklamış ve en nihayet demiş ki: İ Beni artık komiserliğe terfi ediniz. Bu amele, inşaat yerine gönderi- len üç sivil memurdan birisi:imiş! HİTLER, MUSOLİNİ, STAL Ya Hitler, veyah lin Paris ser göster man ne olacak? Bu suale ayni takip memuru şu cevabı. veriyor: Musc isini ziyaret arzusun irlerse, ac V “idarei maslahat ., formülü içli “cerri monlaa“,,yollırı bulanlar kımle Denilse, yine aldırış etmiyor, «ha- muşu efgan» ederek, nargile tirya- kisi bir esrarkeş gibi dalgasından nıyordu. için böyle yapıyordu? ay Âciz miydi? Buna evet diyemiyeceğim. İda- re makinesi berbat, çarkları kı - plmış, zülmet ve rezalet son dere- | cesini bulmuş olmasına rağme: | kümet istese, her fenalığın önüne geçebilir, hırsızı yakalar, bu gürüha göz bile açtımazdı. büyüğünden en küç dar hepsi de haram yi; için polis hırsızı tutmaz, yan Fakat en | Taz, nun kesiciyi yakalamazdı. Tutarsa, Tüş- vet alarak bırakır, karakola götü- | rür gibi yaparak köşe başında sa- Ve serbest bırakma hak - kı olarak ta ya gümüş bir mecidiye, | yahut beş kurüş alırdı. Alimış pa- Tülik Bir paket tütüne kadar tenaz- zül eder gren ol ve cemiyetin için uş bir uzuvdan baş kı bir şey olmiyan insan de—dımmwı mah- | lâklar da vardı. Kötü ve dejeneze insanlar! ' yüz karası | İnsanlığın ve karası adami mas - hele bunların için- | vleleri vardı ki, hırsızlarla or- | Kefalonyalı kasa izlarının yapacakları işçiliği kolaylaştırmak için, retmi kıyafet- | mekten çekinmez - ler ve utanmazlardı. Bu kötü ruh- lu adamların, asayiş memurtlarının vazifeleri, hırsızların kıracakları ka- saların bulunduğu dükkânlarn ö- | nünde dol: k, hırsızların rahat ve korkusuz çalışarak kasaları kır- | malarına meydan ve fırsat hazır- | lamaktı. Kasa kırıldıktan sonra, içindeki paralar münasaleten taksim edilir, her #ürlü ihtimale karsı ne olur ne olmaz kâygusile, bir miktar da büyüklere ayrılır, çağırıldıkları za- man, işi örtbas etsin diye, hemen o- | na sunulurdu. İstibdet ri ve ah dan ma ibaretti? Hayır! Bunlar © kadı de tak hit çalışırlar € gözcülük devrinin kanlı seyyiele- bunlar- lıkları va KI say < misal vermekle tü- lmakla sonu gel - makla bitmez kenmez, anila' mez Ben asöyiş memuru - diye - ken- dismi saydığımız, namusumuzu ca-| namızı teslim ettiğimiz - insan de- miye dilim varmıyor - öyle herif- | er bilirim ki, Tünelde, tram larda, - 4 zamanın tramvaylar: le gicdlerdi - kalabalık yerlerde yan- kesicilere, tahta perdelik, üte eceklerini zannetmiyorum. kat şayet içk mek isterse, 6 zam erini ön mislirı kaklarda ve ziyaret edecekleri pa- viyonlarda Kimsecikler zimgelecektir bırakma - Fakat bu ze. vat eğer #ergiyi görmek isterle: ke Acaba tanımaz mı? | &m ederlerdi. yar” çahtası çalmalarına Y çeyii *eıl üstelerinde bulundurmazlar, bi ” satını bularak hemen bu asayiş * Yankesiciler çaldıkları (© memurlarına Zula' ni süh Ederlerdi. Onlar ıti da kolla inerleti lıya sallıya tramvaylardan den çıkarlar, kalabalıktaf * giderlerdi. Bunların buluşma yerleri ma * Yenicamide - yankestcil? ıda — KemeraltındA lümdu; a esrar ocaklaft ük memur, akşami *& burüya gelir, kendisine zula Y pan adamı bulur, çalman #91 N lim eder. Ve histesine kaç pars © şerse, onu alarak giderdi Tesadüfen bir adam parâ çanı tasmın, saatinin, altın knrdanu"“ - o devirlerde altın kordonlu #? kullanmak moda idi - çalıti' Tarkedeğek hemen yankesicinin îen kasından tutsa, karakola götürü' hırsısın üstünde çalınan — 4€7 bulmanın imkân ve ihtimali )"" tu. Çünkü, o araklar araklamâfı " elden bir ele aktarma süretile V7 nında bulunan arkadaşı Tesmnl yahut sivil asayiş (!) memt .Iı'x'*.!w etmiştir. f ıırı' ) (Devami l':;; ——— S gua Sultanahmet 3 üncü Sulh HUKUİ Mahkemesinden: Tebliğ makâ kaim olmak üzere Vartam Emt yan'a tebliğ. Unkapanında Elvan zade 1”';“ lesinde Azablar sokağında maralı evde oturmak! gittiği anlaşılamıyan Vartari ciyan aleyhine Hazine larafit Vartan hanı bedelli .cınndl” layı ikame olunan 12380 kUr M vasından naşi cari - muhaki mumaileyhin mukaddema &' hakr diği adreste bulunamamış VE pp kırda ilânen tebligat icrası M mece karar verilmiş ol hin muhakeme BÜt saat 10.30 isbatı vücut € eme diği takdirde giyaben muhükü ye devam olu: malâmü mak üzere tebliğ makamınd | olarak tebliği keyfiy” nür. 3 Sultanahmet 3 üncü $ Mahkemesindi İstanbul Maliy H dürlüğüne izaleten Hazift | Yusuf Nuri tarafından: — CÜD ga iki lira on yedi buçuk kurUft ” ae sili hakkında Fatihte E"f. çar” esinde 4 ve 6 namAftİ biye tan hanınan inşaatına MET” başı Cemal ve anbar başkât üsi ve idare zabiti * ihtiyat z24 Si"'" yairti hen 1163 a ğ rildiğ” 1030 talikine karar v a ür BÜ ıf) mümaileyhimin mel ç a a atte mahkemede hazır ': ,.ıd' ları ve aksi takdirde BW a edileceği PŞ - kal 'e lebhğ mî pyet ?