Gevaba bakın | — Baba, güneşin tutulacağı- nı, âlimler nasıl bilirler? | — Budala! Onların da herkes gibi gazete okuduklarını bilmi - yor musun? x — Kocacığım, her iki terazinin gös- lerdiği adelleri Lopla bakayım! » Centilmen — Baba, centilmen ne de - mektir? — Kendisine para çantamızı hiç korkmadan emniyet edebi - leceğimiz adam. Fakat karımızı — Karım gece yarısı olmadan bir dürlü uyuyamıyor. — Neden? — Beni bekler de ondan, x Şaka | * Bâayan, ben sizi seviyorum. | — Fakat benim on para bile servetim yok. — Fakat sözümü bitirmedim | ki.., Ben sizi bir şey mukabilin- | de sevmiyorum. — Öyle mi? Ben de size mah- sus söyledim. Benim yarım mil- Yon servetim var. —Ah, yine bırakmadınız, sözümü bitireyim, ben sizin sere iz için sevmiyorum. —- Hakikaten hoşuma gitti. ğim yarım milyon haki- kat değil şaka idi! Polis romanı:14 | var. MiZAH Birbirini çekemiyen iki kadın Meşhur ada — İşte budur o. Meşhur Bay Ali Beş sene evvel İstanbula geldiği zaman beş parası yok - muş, — Şimdi— — Şımdi iki milyon Hira borcu Çocuk — Baba, filler niçin gaz maskesi takmışlar ? * Yine rahat yok Gardiyan — Karın seni gör- meğe gelmiş. ” Mahfm — Rica ederim, gez- meğe gittiğimi kendisine söyle - man l 11*& ı'lîl' w.’ )lı " | e Karanlıkta bir ışık Yezaen: Edgar v.“"l : mer Ala'u eviren: Muammer Ala'u| Üilini çözmeğe muvaffak oldum. Vas- salaro Crit sokağında 604 numarada, Üçüncü katta oturuyormuş. Eşyası #radal. Bu adamın ikj adresi ol- Masının sebep ve hikmetleri malüra- la—î X. tasdik eder gibi başını sah- — Kadının ismi ne imiş?. dedi, — Evli imiş. Fakat cinayetten ev- Ve karısı kendisinden ayrılmış. Haf- fada İki, üç gün Grit sokağında, 6)$ B0 gelip orada kalıyorm On dakika sonra, iki p:Tıı memu- ZU evvelce Vassalaro'nun oturduğu bübi, geldiler. Apartıman sa- Mobilyalardan çoğunun kene İ Gsine ait olduğunu, ancak bir kısım eşyanın da müteveffanın eşyası ol- duğunu söylüyordu. Bu eşya arasında büyük bir ba - vul, küçük bir yazı masası, bir klaş. sör, bir kaç kat elbisel, Klassörle yazı masasının gözleri kapal idi, Mansus bunları kolayca açtı. Hepsi karma karışık - bir çok lar buldu. m:t;ıı mektupları açıp okudu.. Fa- kat kendisini alâkadar edecek bir şey bulamadı. Hattâ tetkikatını ora» da bırakmak üzere iken, birdenbire gözleri çekmecenin nihayetinde du- ran küçük bir kutuya ilişti. Kutu - yu açtı. İçinden gümüşi — zarflara sarılmış kâğıtlar çıktı ve bir kah « kaha kopararak: — Bravol. dedi, Neden ölmüş? — | — Salamon neden öldü. — İnme inmiş te! — Niçin? — Karısı ikiz doğurmuş, Sa- lamon evine o gece sarhoş gelin-| ce ikiyı dört görmüş ve düşap | ölmüş! İ — Bay direktör, evimi soyan hur » | sızla konuşmak istiyorum. .Müsaade eder misiniz? — Ne yapacakanız? — O hırsız delikanlı karımın uyu- duğu odanım önünden — geçliği halde karım uyanmamış. .Büna nasıl mu - vaffak olduğunu anlamak istiyorum! da bir adam ayakta duruyordu. zerindeki kıyafete Dazaran mahküme lardan birisi olduğu —anlaşılıyordu. İki günlük sakalı yüzünü sertleşlir » mişti. Ellerini arkasına Bağlamıştı, sanki birisini bekliyor gibiydi. Bu adam kendisine 43 numara ta- kilmış olan Con Leksman idi. Sema-, Dartmor hapishanesinin avlusı j ya baktı. Acaba o gün neler olacak? diye düşünüyordu. Her gün, ken - disine bir asır kadar uzun geliyor « dü. İstırap içinde bıraktığı karısını düşünmeğe bile cesaret edemiyer - | du. Kendisi artık yaşayanların sı - mıfından tart edilmiş değil miydi? Artik kendisini sevdiği ve sevildiği bir âleme mensup addetmiyordu. Şimdi yeni yeni meşgüuliyetleri vardı. Acaba o gün kütüphaneden okumak için nasıl bir kitap vere « ceklerdi? Nasıl bir angarye çıkara- | caklardı? O dakika bunları düşü - | hüyordu. © gün kendisini hapishane ci - varındaki bir köşkün pencerelerini ;ı:r kapısını boyamağa memur €tti » ı Sebepi — Niçin daima küçük ka - dınlardan bhoşlanıyorsun? — Felâket karşısında en kü - elbette çüğünü intihap etmek bayırlıdır da andan! * fınız mı? Günde üç tablel alacaktı » mız, ber kaşık ta konyak içecekliniz. Hasla — Edel doöklercuğum. Fa- kat tabletlerden bir hafta gerideyim.. Konyaklarn beş hatta ileride! — Bagün üç erkek ve dönt dişi vi nek taltam. — Hangizinin erkek, hanıgisinin di- #i olduğunu nasıl anladın A—— — Üçü şeber sandığının üstünde 0- turuyarlardı, dördü de mütemadiyen aynanın üslünde geziyorlardı. N YŞ Kırılan bir pot! Bay Ahmet pek iyi tanımadı- ih bir yere davetli idi, Gittiği yer- de canı sıkılmıştı. Mütemadi - yen koltuk değiştiriyordu. Bir aralık yine yalnız bir koltukta oturan bir adama: — Sizin de galiba canınız sı - kıldı, dedi. — Evet! — Haydi yavaşça buradan sı- — Benim için mümkün değil! — Niçin? — Ben ev sahibiyim! Yanıbaşında bir ses duyuldu: — Duvara doğru dön! Leksman elleri hep arkasında 6l- dıfgu külde, bir makine Bgibi duvara döndü. Gözlerini hapishanenin du - - var — Maf?puslardan bir kafilenin Beçtiğini ayak il yade, hepsini birbirine bağla « yan zincirlerden anladı. Genç ;oıâı.'ıncııyık bu mahpusların ne adar alâkadar ettiğini tahmin edebilirsiniz. Te Birisi kumanda verdi: — 43, yarım sağa dön, ileri marş! Leksman bu emri veren gar - diyamı takip etti, Hapishanenin ağır kapısından çıktılar ve © vardaki sayfiyeye doğru yürü düler. Orada diğer bir çok mahpus - | lar da toplanmışlardı. Sayfiyede kimseler yoktu. Yalnız mahpusun biri bir gar - diyanın nezareti - altında köş - kün döşeme işlerile uğraşıyor » I Çinde Süleyman efendi (Adapa - İ (5 inci sayfadan devam) zarlı) Minas, biabaşı mücteksidi Rıfkı, Üsküdarlı mirilay Etnem beylerle Bartınlı şişman Kâmili unutmamak lâzımdır. Adliye müfettişlerinden nierhum Selâhattin, son devrin sayılı da - macıları içinde kâbına varılamı - yacak derecede bir oyuncu, eşsiz bir «hamleci» idi. İsmet Mnlla ile yaptıkları cama partilerinde Mol- layı çok kızdırir, Üç oyuntuk pare tiyi, beş on dakika içinde Mollayı yenmek suüretile bitirirdi. İsmet Molla çok zarif, espritü - elbir adamdı. Ebuzsuut cadde » sinde Samsun keraathanesinda haş- ladığı oyuna, kahve kapandıktan sonra Üstündeki otelin bir adasında devam eder, dört beş gün vyku u- yumadan dama oymardı. Satıumda yense de, yenilse de bütün masraf- ları kendisi verirdi. Oynadığı o - yunruya da bol bol para verdiği çok olurdu. Mollamn en çök eyun oynafığı Adapazarlı Minasla Kayserili usta Savadır. Sava, bugün 82 - B3 ya- şındadır. İbrahim beyin zamanında dama oynamıya başlamış, alımış seneyi geçen bir zamandanberi da- a tahtası başından kalkmamıştır. 'Türkiyenin bugün yegâne aıma şampiyonu olan usta Sava, bu e- yünün epiri» dir. Bağdatta, Basrada ve daha bir çek memleketlerde oyunlar oyna- yıp, oraların en meşhur ustalarını yenmiş olan Sava, bugün maale - sel yatacak bir oradan mahrum bir takım dama meraklılarının yardı - mile yaşamaktadır. Kendisi diyor ki: — Altmış yıldan fazladır dama oy-) narım. — Avrupaya gitmedim. Fa- | kat oradaki ustalarla mek'uplaş - mak süretile dama oynadım. Hattâ, daha çocuk denecek bir yazte iken İbrahim beyin zamanında Fransa- dan gelen bir dama <açmaz> 1m ben ballettim, meklupla — onları «mat> ettim. Türkiyede yatlşen ne kadar dama oyuncusu varsa hep - sinı yenmiş bir adamım. Faket bu- gün... Usta Sava sözünü bitirersedi, gözleri doka dolu oldu. Belli li ki, yoksuzluk bu dama pirin. harap etmişti. Seksen üç yaşında, uza « nacak, dinlenecek bhir yataklan, sı gınacak bir odadan mahruruyetin ne kadar feci ve elim bir şey ol- duğunu düşünürsek, usta Sayaya acımamak kabil değildir. Zavallı usta Saval.. Ona sardum. — Bugünün en kuvvetli dına oyuncuları kimlerdir?.. Beyaz sakallarını swvazlıyarak cevap veriyor: — Selâhattin bey vardı - öldü. Musa Çocukları Kudüs du. İki gardiyan karşı karşıya gelince, bakıştılar ve selâmlaş - tılar. Gardiyanlar bir aralık dı- şarıya çıktı. Con Leksman küşk- te çalışan diğer mahpusla başbaşa kalınca, pek tabii olarak görüş- meğe başladı. Bu mahpus yirmi | dört, yirmi ( bir A yirmi beş yaşlarında fkı'ıçu'. Sevimli bir yüzü vardı. Bgardiyanın ayak - sesleri u - zaklasmıştı. O zaman öteki mah- pus Con Leksman'a yavaşça sordu: — Siz hangi sebepten mah - küm oldunuz? — Birisini öldürdüm, Sual soran mahpus bu cevahı işitince karşısındaki adamın yü- züne baktı. Bu çehrede bir ada- | mın ber hangi bir cinayet işle » | mesine imkân görmüyordu. — Kaç seneye? — On beş.. — Galiba hapishaneye ilk de- fa olarak giriyorsunuz, | — Beni küçükken ufak bir | medl.'lı-, Meşhur damacılar San devir içinde onun kadır kuve — wetli damacı daha e ğğ Bugün Fethâ ve Sabri fle, değerli oyunculardandır. ; Dama hakkında usta Sava di « yor ki: * — Dama oyunu herkesin kürı değildir. Dama insanın zevkini arte tran hakiki bir zihin oynudur. Dama Aki taraflı seferberliği düzen zorlu bir oyundur. Dama da, satranç gi- bi müuhalızlar clmadıfından bu o- yunumn <açmarz. ları satranctan da- ha gan'atlı, dahâ ustalıklıdır. Bu oyunun olgun ve san'atlı oyunları, «hamle> Jeri tâş alıp wermeleri, kesmekleri 6 kadar çoktur ki, bin- leri, binleri geçer. Benim kafanıda ve defterimde buş oyunların bir kaç kere bini ya- zılıdır. Münir Süleyman Ç-pen ——————————— Deaktilo aranıyor Büyük Şmith Premier makine - de eski barflerle yazılmış edebi o- serleri yeni harflere çabuk ve yane hşsız çevirecek bir daktilo bayan aranıyor. İstiyenler her gün öğle « den sonra gazelemizin idare mü « dürlüğüne müracaat etsinler. Ça- lışma yeri Beyoğlundadır, Kayıp Tatbik mühürümü Bükmü yoktur, kaybettim, Mastafa Zayi İstanbul Oti Ticaret mektebi biriaci sınıfından 3-10.931 tarihinde aldığım tahsil vesikamı tim, Yenisi çıkarıcağımdan eskisi- nin bükmü yoktur, kaybete No, €80 Mijean Karıman aai İstanbul Asliye - İkinci Mahkemesinden: Taksimde Ayazpaşa Camil sokak Ülkü apartıman 3 üncü katta mu » kim Ali Vefa tarafından İstanbul Vi. lâyet defterdarlığı aleyhine Sirkeci- de emlâki milliyeden Mahmudiye hanın tabtında kâin 3 ve 4 numaralı mağazaları işgal etmediğinden tah- sili emval kanunu hükmüne tevfi- kan talep olunan 938 lira 60 kuruş ücretin tahsili bakkında müdahale « nin men'i talebile ve yenileme su- retile açılan davanın esnayı tahki - katında: adresinin meçbuliyeti ha - sebile yapılan ilânen davetiye üze- rine mahkemeye müracaat etmeyen davacı bakkında H, U. M. K, nun 401 ci maddesine tevfikan gıyap ka rarı verilmiş ve tahkikat günü de 22/4/937 Perşembe saat 14 de talik kılınmış olduğundan ve 20 gün müd- detle mezkür gıyap kararının — ilân edilmesine karar verilniş bulundu- Bundan keyfiyet ilân olunur. 936 . 271 Hukuk COK YAKINDA samummu Tomanı yerine Süleymanın sarayında kızları YAZAN: M, Nacdot Tunçer Baştan başa aşk, heyecan v> harp sahneleri Bu sütunlarda SAT ni sabıkam var — demektir. Fakat şimdiki mahkümiyetim de bitmek üzeredir. Gelecek hafta çıkıyorum, Con Leks«man bir hafta son- Ta serbestiye kavuşacak olan bu adama gıpta ile baktı. Eğer bu adamın bir milyon lira mirasa konduğunu öğrenmiş - olsaydı, Bıptası bu kadar hudutsuz ol « mayacaktı. Hapishanenin dört duvarı a - rasından çıkıp kurtulmak... A- man Allahım, ne güzel şey! Bütün insanlar gibi Londraya gitmek, kırlara çıkıp temiz hava teneffüs etmek, gönlün istediği zaman yatıp kalkmak, hülâsa hür bir adamın yapabileceği her şeyden mahrum kalmak ne acı şeydi. Leksman sordu: — Peki, sen niçin mahküm ol . dun? — Bir sahteki-*'- meselesin- Ade> .. Daha de;. —u bu mah « Kumiyet bir kadının bana ver » (Devamı var)