N Günün meselesi : Halk şekerli maddeleri yapanla rin keyfine bırakılamaz Şeker ucuz, malzeme ucuz, işci ücreti ucuz, kira ucuz, fakat şekerli her şey ateş pahası.. Şeker fiatları — bir iki yıl evve- line nazaran çok - ucuzlamıştır. Yapılan — istatistikler, flatların düşmesi üzerine, istihlâkin de, eve velki senelere nisbetle —müdhiş surette arttığımı gösteriyor. Çok şeker — sarliyatı, aynı zamanda, memleketin umumi sıhhatı nokta. sından mühimdir. Bilhassa toz şeker, en ucuz ola- mıdır. Perakende — fiat toz şeker 27 kuruştur. Toptan - fiat şüphesiz daha aşağıdır. Halbuki şeker — fiate ları inmeden Önce vaziyet böyle değildi, Fakat, şekerden mamul madde- ler, şekerin pahalı olduğu zamanki vaziyeti muhafaza etmektedir. Bir iki ehemmiyetsiz madde müstesna, hattâ, şekerden mamul — yiyecek Halka hastalık geçi- maddeleri içinde, evvelki vaziyete misbetle, fiatını arttırmış olanı bile vardır. En çok fiatını yükseltmiş olan mad. deler, şekerci ve-pastacıların imal ettikleri bazı yiyecek şeylerdir. Bir kısım pastacı ve şekerciler. imal ettikleri maddelere, fantazi, lüks damgasını yapıştırarak, adeta ihli. kâr yapmaktadırlar. Meselâ, evvel- ce pastalar beşer kuruşa satılırken, şimdi en adisi bile 6 kuruşa ve iyi dedikleri cinsi ise, 7,5, B ku« ruşa satılmaktadır. Çörek, şekerlce me, ezme ve saire gibi, daha bazı | maddeler pahalıdır.. Dükkân ve imalâthanelerini lüks bir şekle ko. yan bazı tatlıcı ve muhallebiciler de) imal ettikleri maddeleri ” pahalıya satmaktadırlar. ren insanlar, Yiyecek ve içecek maddeler satan esnafın muagenelerine sıkı bir ehemmiyet veriliyor U ettirümektedir. mumif bizmetlerde çalışan ve sağlığı alâkadar eden işcilerin senelik muayeneleri belediyede teşekkül eden komisyon taralından devam Bilhassa, halkia çok yakından lemas eden ve yiyecek, içecek madde satan esrafın muayenelerine sıkı bir ebemmiyet verilmektedir. Komis- | yon, sıhıhati, halkla bu şekilde temas etmiye mani olan ve hastalık | gahibi bulunan birçok kimseleri işlen meneltmiştir. İşten menedilen bu | kimseler, geçmesi kolay ve mümkün baslalıklar taşıyan bir takım | Ansanlardır. Diş macunları Ve açık Gözler Son zamanlarda piyasaya türlü isimlerle, birçok müesseseler tara- fıodan diş macunları çıkarılmakta. gır. Diş macunlarının sürümü diş hıfzısihhası için muhtelif resmi, teşekküller tarafından pro- =;=dıe;ıpldıtı için artmaktadır. Halkın, diş macunlarına olan rağ- betini fırsat bilen birçok kimseler piyasaya yeni yeni macunlar çıkare maktadırlar. Üa ln 'akat, son zamanlarda, mıreun Lmpıeriııın içinde boş çıktır ği veya bir kışmının boş olduğu Dazarı dkkati celbelmektedir. Di. ğer taraftan, diş macunu tüpleri, gittikçe küçültülmüş vaziyet edir. Evvelce daba büyüktü. Ayagı za- manda, diş macunlarının Halı da bahalı görülmektedir. Bu işden anlıyan selâhiyetli bazı kimseler, Bu macunların maliyet iıı:_ınır; ç;k lduğunu — söylemektedirler. ;fıu:ızlnelınmelklk yedılı'ılul lâzım geldiği ileri ıı'ırî'lrnîkledk. zliık Merinos alındı o;u.:: merinos yetiştirme çiltliği için Ziraat Vekâleti taralından Ak manyadan satın ahamış olan 150 damızlık merinos koçu bu ayın sonlarında şehrimize gelecektir. Edebi roman: 3 Soyadları | Hakkında yeni Bir tamim Resmi dairelerde ya; mua- mele ve muhaberatta eshabı mesa. hbin — soyadlırının da — yazılması hususunda alâkadarlara emir verik. miştir. ’Hemırhr tarafından mükcllefle- re verilen makbuz, davetiye, cclp gibi resmi kâğıtlarda soyadı. bu- İunmadığı takdirde alâkadarlar lece xiye edilecektir. Mısırda turnaya Çıkan tayyareler şehrimizde Geçen hafta Mısırda yapılan ve 72 müllete ait tııyyırenı: iştirak ttiği beynelmilel büyük hava mü- :ıg::ılııyını giren lıyyıred!ırdeıı iki Fransız, bir Alman ve bir Po. lonyalı pilot dün tayyarelerile Ka- hireden şebrimize gelmişlerdir. Alman elçisi bu sabah geldi Başvekil İsmet İnönü dün Al. man büyük elçisi Van Keller'i kâx bul etmiştir. Bu mülâkatta Türk - Alman ticarf münasebetlerinin gö. rüşüldüğü zannedilmektedir. Büyük elçi bu sabah Ankara» dan şehrimize gelmiştir. ç Sen de seveceksin! Fena mı be mori, hem karıyı alır- mmd.kuubıçkmlı**? b.ıemdm.hıuıdn'nl İster misin koskoca bir tabut yere UZANSI Yağ ra da çatır çatır açılsın, içine seni alsın?.. Hasının bu son söa de - kulağına ın. Son- gelince: — Bırakın be sabahleyin maytabi, komiser kalktı mı?. Diye kapıya biriken arkadaşlarını yardı, içeriye geç ve.. Delişmen delişmen söyleniyordu: — Siz afyonunuzu patlattımt Ba- | | l Etem İzzet Benice Eleni hef KOnie . liba, ben daha gecenin — uykusunu yeni uyuyacağım!.. Ana bulunacak Komiser Hasanı dinledikten son - ra: — Eh bunun nasını çabuk buldü. ruruz... Dedi, Hlâve etti: — Allah ayaklarına dolaştırıyor. Nüfus teskeresi yazar — gibi - çocu- ifan da, kendisinin de adresini ver - miş, Kolay, bari çocuğunu bıraka » caksın, bütün bunları ne diye yazı. yorsun?.. Sana kim soruyor?. Bi « rak çocuğu çık git. Çocuğa ad mı verilmez: Babası Âdem, anası Hav. va işte bu kadar. — İlerde belki çocuğunu bulmak için yazmış olacak?. çl;mıııa bu mütaleayı kızgın kar- gıladı: I Hayat biraz daha ei ğ İ a e Son zamanlarda halkta, bu gi- bi yiyecek maddelerine karşı faz. la bir rağbet vardır. Bu yürden şehrimizin, bilhassa kalabalık semt- | leriade şekerci, tatlıcı, muhallebici en ziyade galmıştır. Diğer taraftan bu maddeli zırlamakta kullanılan eleklcik, h- vagazı, kömür gibi maddeler de son zamanlarda ucuzlamıştır. Bun. dan başka, şehrin en-mutena yer- leriade “biledükkân, mağaza flatları pastacı dükkânları ço —..I_ işciyevmiyeleri iamiştir. Veziyet böyle || iken, halkın gittikçe rağbet ettiği bu gi bi gıda maddelerinin pahalılaşması n zarı dikkati ceibetimekte ve ortada ddıî: bir tetkik mevzuu bulünduğu yolunda — alâkadari Bitlst beyaa Sökkekleğir ea ucuzlayabilecek Ham —maddelerin vergi muafiyeti lâ- yihası hazırlandı Hükümet mühim istihlâk mad- delerini ucuzlatarak, halkın iştira | kuüvvetini arttırmak yolunda ted. birler almaktadır. Nitekim dün de yazdığımız gibi, sanaylimizin diışa. tıdan — getirtmek olduğu ipti mecburiyelinde | ma İdelerden muh. telif namlarla alınmakta olan vergi ve resimlerin kaldırılması bu ted- birler meyanındadır. 1937 mali yılı başından - itibaren tatbik edilmek üzere bir proje ha- zırlanmıştır. Henüz taslak halinde bulunan bu proje mütaleaları alın- mak üzere, vekâlellere gönderik miştir. Ham madde muafiyetinin kanun- laşması halinde hüsüle gelecek iş. tihsal çokluğunun muafiyet noksan« lığını telâfi edeceği umulmaktadır. Ömer Seyfettinin yıldönümü Ömer — Seyfetlinin — ölümünüş dün yıldönümü- — -— — dür. Hâlâ& birçok — ge A muharrir lerimizin onun kadar te. miz — ve güzel türkçe ile yazı — yazmıya muvafe —| fak — olamadığı — bagünlerde Ömer Seyfettinin hat rasını - hürmetle anmak — müm« kün değildir. Yaz * e dığı Szlü hikâye.eri ve yazılması | hâlâ ç ğgumuzun hahzsasındadır. Dalma şen, dalma güler yüzlü her konuştuğu adamı ilk dakikada kendisine bağlayan Ömer Seyfettin genç denecek bir yaşta öldü, Bu ölümün yıldönümünde 019 hatırla- mak ve hatırlatmak için bu satır« ları yazdık, — Bulacaksa ne diye bırakmış' Şimdi biz onu bulalım da aklı ba şına gelsin. Hasana emretti: — Sen bu çocuğu muhtara götür, anası bulununcaya kadar — emzikli bir kadının yanına versin. Sonra ne yapacağımızı kestiririz. Hasan: — Peki, Dedi, çocuğu gene kucağına aldı, odadan çıktı. Çıkarken kendi kendi- sine söyleniyordu: — Görürsün, alır getirirsin, ba - şına belâ ederler, Uykusuzluktan a- yakta duramıyorum. Karakolda Al. lehın kulu yalnız ben miyim?. Ver- sin birisine yollasın muhtara. Ora « dan gelirsin, arkasından da başka iş buyurular. — uyudun mu — Hasan, aç mısın Hasan, gücün yerinde mi Hasan?. diye kimse sormaz, İyisi mi gördün geç. Fakat, elimde değili, Komiser odada yalnız. kalınca Hasköy - polisini telefonda aradı, | vak'ayı anlattı, bulunan kâğıttaki adları söyledi: — Bu kadını çabuk buldurup ba - na gönderin!. IRZ DÜŞMANLARI Zabıta genç kadın ve kız- lara musallat olan ahlâk düşkünlerini takip ediyor. Dün bir münasebetsiz daha tevkif edildi j on zamanlarda, bazı adi ruhlu kimseler, kalabalık 'balarına binerek, genç kadınlara el ve muhtelif suretlerle temas | | ederek, sarkıntılk etmek gibi çok çirkin bir yol tutmuşlardır. Böyle bayağı tiynette bazı kimseler zabıta larafından derhal yaka. lanarak mahkemeye verilmektedir. bu fena itiyadı İş edindikleri, tramvayların en fazla kalabalık olduzu günün muayyen saatlerinde, şehrin balara binerek, bu sarkıntılıkları yapmayı tasavvur ettikleri anlaşılmak- tadır. Bazı cür'etkârlarla da, yaplıkları sarkınlılığı kâfi bulmayarak, gözle- fine kestirdikleri kadınları, indikleri istasyonda da beraber inerek, takip Jeskisine nisbetle çok düşmüştür. Keza || “tmektedirler, | Y Yazlar Kasa Ür: ve vsiki gila, sabita, DÖYİG çirkin ble içe tfreeslli eden, rmuvüyda bir genç kıza sarkıntılık eden bir adamı yakalamış, derhal mahkemeye vermiştir, Muhakeme neticesinde, bu'adam derhal tevkif edilmiştir. Tecavüze maraz kalan benüz 14 yaşnda bir geaç kızdır. | . Şehirde ü Grip Arttı Havaların kâh açık, kâh yağış- h ve soğuk geçmesi üzerine şebrie mizde grip, nezle, boğaz ve kulak baslalıkları artmıştır. Şehrin kala- balık ve sık mahailelerinde, bemen her evde bir hasta vardır. Nezle bilhassa kolay geçici bir hastalık olduğundan, umumi ve kalabalık yerlerde insanı çabuk yakalamak. | tadır. Daire ve mekteplerde hasla- lığa totulmuş kimseler epeycedir. İki Vekilimiz | Adanada! Sıhhat Vekilinin de Adanaya gelme: bekleniyor Dahiliye Vekili ve Parti genel sekreteri B. Şükrü Kayanın bugün 'Tarsus ve Mersinden — Adanaya dönmesi beklenmektedir, Sıhhiye Vekili Refik imın da Adana- ya gelmesi mekledir. Vekil, trahom ve sılma mücadelesi işleri ile göçmen iskânını tetkik ede. cektir. A Efganistan bizden kültür mütehassıs- ları da istedi. Efganistanda muallim ve müte- hassıs olarak çalışmak üzere Kur. may zabitlerimizden talep edildiğini dün yazmıştık, Efgan hükümeti ayrıca ayda 35 5S0 İngiliz Hrası ücretle öğretmen ve maarif müşaveri de istemiştir. Kültür. bakanlığı keyfiyeti bi | tamimle mekteplere bildirmiş ve Üniversite'den 15 doçent ayda 80 islerlin isteyerek talip olmuşlardır. Bu sabahki sis Bu sabah saat 8 den sonra İi manı kesif bir sis kaplamıştır. Sis saat 9,30 a kadar devam etmiş, bu müddet zarfında vapurlar güç. lükle işliyebilmişlerdir. Küçük de- ni vasıtaları faaliyeti bir müddet leye uğramıştır. — Müdüriyeti bul, ikinci şubeyi | girdi: bana er.. Bekçi, polis, muhtar ayakta,. Hasköy komiseri bütün muh « | radan Işittim, bemen koştum, bir tarları topladı. Çocuğun kundağına | buyruğunuz mu vardı?. | İlişen kâğıttaki bütün adları saydı. Muhtar, uzun boöylu, enine boyu- — Bu kadını şimdi bana bula - | na, şişman, kalın kaşlı, tabla yüzlü, caksınız!.. Dedi, bekçiyi, polisi, muhtarları a yaklandırdı. — En çok iki saat içinde bu ka - — Pişipaşa mahallesi muhtarı gel- | çalımlı Idi Yarı alay, yarı döğru bir di. — Hangisi?, — Birinci muhtar. — Şevket mi?.. — Evet.., Konüser, bir saman alevi gibi bir- den parladı: — Neredendin şimdiye kadar, bun- | * Muhtar, © koca boyuna bosuna Tarın hepsine ayrı ayrı mı dert an- | hiç te uyumıyan bir kıvrımla komni- Ve emretti: |Yanan mangal- | iramvay aröâ- Yapılân tetkiklerde, bazı kimselerin, muhtelif istikametlerine giden ara- İnhisar madde- lerini pahalıya satanlar var İnhisarlar idaresine yapılan şi- kâyetlere göre, bazı uzak semiler- de, bir takım inhisar maddeleri muayyen fiyattan fazlaya satılmak İstenmektedir, Kış dolayısile nakliyat ve muva- salanın gecikmesini — (ırsat — bilen bir takım muhtekirler narhtan fazla fiyat talep etmektedirler. Bu mesele idasece ebemmiyetli şekilde letkik edilmektedir. İcap eden tedbirler derhal alınacaktır. dan zehirlenenler Üsküdarda, Haremde, Kışla cad- desinde 1 numaralı evde oturan Fatma odasında yaktığı mangaldan zehirlenme alâmetleri göstermiş ve tedavi altına alınmıştır. © Galstada Emek mahallesinde Oturan Nazlı hanın kapucusu Ha- san odasında yakmış olduğu kö- mürden zehirlenerek iladeye gayri müktedir bir halde Beyoğlu hasta- banesine kaldırılmıştır. Misafirlikte ölüm Çengel köyünde Halk caddesinde oturan Maltepe Askeri Lisesinde muallim — Sadığın karısı — Saadet oğlunun evinde — misafirlikte iken ölmüştür. Denize düşen aarhoş Keadıköy iskelesinde — arsbacı Hasan sarhoşlukla denize düşmüş isede kurtarılmıştır. Kalb Sektesinden Erenköyünde Mustafanın evinde misafir olarak oturan Yahya kalb sektesinden ölmüştür. Ahırdan kaçan tay Şehremininde Yenibahçe mahak lesinde Mehmedin ahırında bağlı bulunan bir tay zincirini kopa. rıp sokağa fırlamış, 5 yaşında Cavit ismindeki çocuğa çarpmış- tır. Çocuk halifçe yaralanmış, tay yakalanmıştır. — Birakamıyacağım bir işim var. dı. Ona gitmiştim. Çağırttığınızı sön- fakat daima aşağıdan konuşan, tit- rek konuşan bir adamdı. Komisere, bu bir çift sözünü bile ederken bin bir günahın ödenmesine bağış is - tiyen bir suçlu gibi konuşuyordu. Komiser sınırları içinde — başına buyruk yaşayan bir imparator gibi söyleyişle: — İş. iş.. Baktım sizin bu işleriniz- don, ne olacak?, Sabah sabah ya bir dulun bir kaç kuruşunu sızdıriyor- dun, ya satılık bir evin komisyonu- nu alıyordun, Bütün gününüz avan- ta para aramakla geçiyor.. serin önünde iki kat oldu: - " (Devamı var) M Halk filozofu diyor ki: Bir kendinden baş- kasını düşünmiyen- ler memleketi! Çok gezen çok bil — Onu baban da - bilir, baba ! Diyeceksin, Evet, baban da bi- lirdi, Ve ba'lâf o vakit ne kadar doğru idiyse bugün de o kadar doğ. Tudur, filozol Bugün kendi memleketini karış karış gezmemiş, hele - yine tıpkı baban zamanındaki gibi - şark ve garbi dolaşmamış görmemiş adam bir haft bilmez. Onun için, aklın varsa, gezeni görenleri dinle, Mese- lâ bizde hâ'â böyle bir yer oldu. ğunü / bilijor musyn: Urün kara kışların - kasıp kavurduğu memle« ketler — arasında - sikişip — kalmış kavurucu sıcağına dayanılmaz aca- yip bir. memleketcik, Yani çölün | tersine bir şey. Nasıl ki sıcağı bae yıltıcı çöllerin ortalarında ( vaha ) denilir serin, sulak ve yeşillik yerler olur. Bu onun aksi: Kar çölleri orlasında bilâkia çöl kızgın- lığında bir yer! Fakat Allah oraya okadar bereket vermişki ağaçla. ” rının tepelerine mübalâğasız, yere yatmadan bakamazsın! — Ağaçlar, bu bereketli topraklardan göklere fışkırıyor, — otlar. fışkırıyor.. Ne fışkırmıyor ki? Bu karlı memleketlerde rüyada bile görülemiyecek şeyler : Pamuk mu İstersin: Fışkırıyor? Çilek mi istersin : Fışkırıyor? Muz mu, Man- dalina mı, Portakal met Fışkırıyorl. Allah sanki bu karlı ülkeleri açmış, Oraya cennelinden bir lok- ma koparıp almış!.. Bu memleket adamlarının hepsi zengin, Çünkü eline geçirdiği top- raktan, hokkabaz şapkası gibi, ene var dünya taamı taşıp bitmek tü- kenmek bilmeyori, Bas anbar« lara Ama ve lâkine doldur kese- keril. * Ey sivri akıllı dostum, ama ve lâkin bu cennet parçası memlekelle uyuz mandalar bir ba- taklıkta boğazlarına kadar bütün gün çamur banyosu yaparlar, O çe murlar bu memleketin sokakların. dan parmak gibi bir dere halinde hkır hkır akar. Körü sağırı sakarı, akarı kokarı hep bu çamur dere. sine sümkürür.. İşer.. İşte bu cenmet parçası küçük milyonerler memleketinde zengin ve fakir bu çamuru süzerek İçerler: İçecek su yoktur ! Halbuki bu memlekelin etrah çepeçevre yarılarına kadar — karlı, biç şüphesiz yüzlerce buzlu kay. nak suları fışkıran dalgalarla do kudarl*birkaç kilo metrelik mesale- — - İ de hemi, buna ne buyurursun... Sivrirakıllı dostum? Burası (İğdır) denilen yerdir Üşte.. Halk Filesofu Birimizin derdi Hepimizin derdi Uçuşan mikroplar Sabakları saat sekizde Be- yoğlu İstiklâl caddesinden geçi- yor musunüz?, — Geçiyorsanız, görürsünüz, Bu saatte, yahut bu vakitten çeyrek saat evvel, şehrin bu en büyük caddesini bir kara bulut kaplar. Bu mik- rop laarruzu, bu kara — bulul nereden geliyor, diye şaşmayınız. Fevkalâde Bir hâdise yoktur. Hayır. bir fevkalddelik yok.. ne zehirli gaz hücumuna uğran- mışlir, ne sis basmıştır, ne şu, ne bu., Hayır... Temizlik işle. rine alt Bir iki kamyon, stra dükkda, mağaza ve apartıman- ların önlerinde durmuşlar, çöp tenekelerini kamyonlara boşalk tıyorlar, Elinde kürek bir amele, kamyonun üzerine çıkmış, çöp- leri yerleştiriyor. Bu hâdisede iki hata vardır: 1 — Çöp, hiç bir zaman ba şekilde karayonlara yerleştiril. mez, 'Z— Çöp toplanması işi bu saatto değil, çok daha erken yapılır. li Bin bir mikrobun, işe, mekte. be giden küçük büyük on bin. letçe vatandaşın teneffüs cihazı içerisine taarruz ettirilmesince bir sebep yoktur. ğ olduğuna göre, bu mesele ile | alâkadarlar meşgul olmalıdır.