Pusu kurarak hemşehrisini öldüren köylünün muhakemesi Katil, beni dövdüler, ben de nefsimi müdafaa ettim, diyor İzmir (Hesusi) — Seferihisarın'sanım; fena halde dayak (yedim. Beyler köyünden Hasan Seçeni ta. Yanımda bulnan tabancayı çekerek banca ile taammüden öldürmekle korkutmak maksadile aleş ettim. mazmun ve mevkuf ayni köy hal- Kurşun ona isabet etmiş. kından Kerim Yaylan hakkındaki! O Mütcakiben vak'a şahidleri din. davaya ağirceza o mahkemesinde|lenmiş, müttefikan suçlunun İhtiyar başlanmıştır. Kerim geldiğini, maktulü ceza kanununun idam maddesile İçeride görür görmez derhal dışari. , kip © 20 metre kadar ileride yk çekede mazmen Kerim Yay-| bakman evine gittiğini, tekrar geri » vakayı giyin anka — İdöndüğünd, kalaycı Alinin dükkân! Hâdiseye takaddüm eden gü. nin köşesine gelip pusu kurduğunu, bir müddet sonra da İbtiyar heye- tinden ml işa Hasanın üzer. ! z Bu |ne bücum k.yakm mesafeden! Pm rn kam ünceine — obeş oiğini ve maktul «il ve orada bukman âzadan Sü-|de (yandım) diyerek yere düştüğü! i dumfle beni dışarıya |bü gördüklerini söylemişlerdir. attılar. Bu yetişmiyornmu; gibi üze-| o Mahkeme, gelmiyen diğer şahid. fena halde dövdü. Ak. sebebini anlamak (İçin rime taşla saldırıp o beni dövmeğe| başladılar, Nihayet ben de bir In. İzmirde 10 esnaf daha mahkemeye verildiler İzmir (Hesusi) — Keçecilerde 34 sayılı dükkânda hırdavatçı Re- ceb oğlu Mehmed Ayaz, seyyar sü. tci Mehmed Bitmez adında İki enaf çocuk muşambalarini 250 şer! kuruşa, Peştemalcılarda o Mehmed oğlu Sabit Yılmaz, Sıtkı Olcak, Muzaffer Yılmaz ve Yasin odinda. ki şahıslar da ekmeğin beher ade- dini 50 kuruşa, Gaziler caddesin. de 209 sayıda fırinci Riza oğlu Şükrü Satılmaz ve o Ahmed oğlu Kâzım ekmeğin kilosunu kartsiz olarak 40 kuruşa, Alsancakta 1258 inci sayılı sokakta bayi Abbas oğlu Sadik Karadoğan, biranın şi. şesini 45 kuruşa satlıklarından ve Kemerde 1517 nci sokakta Bekir oğlu Feruz Çakarca dükkünindeki mallara etiket koymadığından ya. kalanarak milli korunma mahkeme #ine verikmişlerdir. ———o—ee Edirnede hir kaçakçı yakalandı Edime (Hususi) — Dün trenle İstanbula gitmekte olan Oşman oğlu Musa İşiksaçanin bağaj olarak fur- gona verdiği bir yorgana sarılı denk! şa, satiş keyfiyetinde hazinenin za- Bergama ten şüphelenen muhafaza memur. ari tarafindan yapılan o araştırma neticesinde denk İçinde 20 kilo 500 gram safi kaçak ipek meyda. na çikarılmıştır. Suçlu müsadere edilen bu kaçak! ipeklilerie birlikte Uzunköprü Cüm buriyet Müddelumemiliğine teslim edilmiş ve derhal tevkif olunmuş. tar, İmarı için çalışan (OKâşif lerin dinlenmesi kalımiştir. Bandırmada belediye reisi seçildi Bandırma, (Hususi) — 14 senedenberi Be- lediye Reisliği. ni büsnü suret. le ifa eden Küşif Acar bu defa © yeniden ve ittifakla be- lediye reisliği. ne intihab edil- miştir. içim başka güne Köşif Acar Uzun zaman Bandırmanın i- Acar memleketin iaşe vaziyetlle de yakından alâkadar olmaktadır. kiziyla Hazineye aid 70 bin Jira'ık bir arazi 2609 liraya -Satılıyordu Bayındır (Hususi) — Hazineye ahd olup, Karagöl adiyle maruf yetmiş bin Ba kiymetindeki 65 hektar arazi, bundan bir müddet evvel her nasilsa iki bin elti yüz liraya bir şahsa (o satilmiş ve ferağ yapılırken, kaza kaymakamın ba. rulmuştu, O zaman yapılan tahkikat tarı sabit olmuş ve muamelenin ip- telile beraber müsebbibleri hakkın- da tutulan fezi-ke vilâyet meksmi. na gönderilmişti, Haber aklığımıza igöre, vilâyet makamınca yapılan| tetkikat neticesinde, kaza satiş ko. midyonu relsi İc azalarinin o Kizu- mu muhakemesine karar verilmiş ve keyfiyet kaymakamlığa bildiril. Semahatten ayrıldığı dakika- danberi boğucu bir yeis ve tered düddüd içinde. bu tatlı rüyalı uykudan çabuk uyannıış, daha doğrusu uyandırılmıştı, Şimdi ü- zerine çullanan kâbus pek müt. hişti. Hakikatler daima acıdır. Semahat istikbali gözünün önü- ne bütün çıplaklığile £ yaymıştı. Gönülü severken, ona çılgınca — Hiç bir şeyim yok!... Dedi ve genç kızın koluridan tutarak, deniz istikametine çe-| virdi. — Biraz oturalım ü ruldum. ae ya Avrupadan döndüğü günün gecesi, saatlerce oturarak, mazi- yi yaşadığı yere oturdular. — Yaz bitiyor Vedad! Haya- bağlanırken, nihayet buna bir! tmm en güzel, en mes'ud gün- netice vermek lâzımgeleceğini|lerini burada ve seninle (geçir. aklına getirmemiş, aklına geldi- dim. Her zaman beraber olaca. ği zaman da defetmişti. Kıpırda.| gız, her yaz burada bu yazı ha- narak bu tatlı rüyayı bozmamak istemişti, Fakat artık O uyanmış, gecenin karanlığıle baş başa kal: aştı, Gönülden uzaklaşmak... Bunu nasıl yapabilirdi? Onu görme. den, onun, çağının bütün tazeli- ğini ve hararetini taşıyan dudak- larını öpmeden, onun ahenkdar sesini duymadan, nasıl, nasıl ya. şıyacaktı? Genç kız, yanında, şen ve mes'ud yürürken, ağlama» mak içm dudaklarını dişliyor, elleri cebinde, başı önüne düş müş, bitkin sürükleniyordu. — Vedad, kuzum nen var #e- nin? Söylediklerimi bile dinlemi. yorsun galiba?.. Silkindi. Belki de son defa be- raber ve yalnız bulunuyorlardı. Hüznünü saklamağa çalışarak: trlayacağız değil mi sevgilim! Vedad sokulmuş, başım omu. zuna bırakmıştı. Kolunu sıkı sıkı tutuyordu: — Hiç ayrılmıyacağız, hep bir birimizin kalacağız Vedad!. İçi kan ağlıyordu. Demek, şu temasını, hararetini, nefeslerini duyduğu sevgiliyi kaybetmek ü- zereydi. O, her şeyden bihaber ebedi birleşmeden bahsediyordu. Halbuki, hayat onları kaldırıyor, ciğer cennetinden fırlatıp atıyor. bu. Genç kız elini tutmuş, parmak larile oynuyordu: — Bu eller artık hep benim için çalacak değil mi? Tıkanacaktı. * Hayır, imkânı yok bu ayrılığa tahammül edemi. yecek; Gönülü bırakıp O gide- Afyonda Belediye reisi seçiminde eski reis yeniden kazandı, belediye bu sene şehrin yakacağına ehemmiyet verdi tince olağan üs Kemal Aşkar tü ahvalin ümlcinsizliklarina rağ. men şehrin göze batan o belli başlı ihtiyaçlarına cevab vermekle gecik. memlştir. Bu arada kilometrelerce mahalliât yollarının ıslahı, bütçede fazlalık teri'ni, kenar o mahallelere hasta arabalari sevki, iaşe ve tevzi jişlerinde dikkafi catib düzen gibi meseleleri de saymak İcab eder. çamaşir yikama İbtiyacını karşılar mak üzere İçinde daima kaynar su bulundurulacak bir çamaşırhane yaptırmağa karar vermiş, bundan başka geçen kiş beliren kömürsüz- Hik sikimtisi karşısında relzin aldı. ği vaziyet halkça takdirle karşılan. miştir. Afyon şehrinde o ekmek işl de başta Vali Şefik Bicikoğlu ok mak üzere belediyenin aldiği ka- İrarlarla gayet mükemmel idare edit İmiş; geçen senedenberi belediyenin emrinde çalışan bir firm bu ihtiya ci > her gün saati santine ccvabla. muştur, am el Trk - Yonan hududunda iki kaçakçı yakalandı Edirne (Hususi) — Beşinci Ku- Ie yeri olan Yunan hududunda bir İkaçakçılik vak'ası olmuş ve cür'et edenler Gümrük memurları tarafın. dan yakalanmışlardır. Bakkal Nazif ve arkadaşı İsmall çirmekteler iken slinan tertibat ü- zer'ne yakayı ele vermişlerdir. Her Ikisi cürmü meşhud mahkemesince tevkif olundular, Bergamada 6 yaşında bir kız çocuğu hoğulda Bergamada yağan şiddetli yağmur. ilardan Kesre köyünde husule gelen İseller bazı tahribatı mucib olmuş. tur. Seller esnasinda Kesre köyü muhtar vekili AK Can, karisi ve gocuklarile zeytin toplamakta İdi, Seller Ali Canin 6 yaşındaki kizi Hadiçeyi sürüklemiş ve zavallı kiz- muştur, miyecek.. onsuz yapamıyacağını anlıyor, ına İsyan eder gibi palaya hırpalaya öptü,öptü.Sonra başından tutarak, yüzünü saniye. lerce, gözlerini kırpmadan say- retti, Genç kız ona hayretle bakı. yordu. Hiçbir zaman Vedadı böyle görmemişti. Bu gece, pek gayritabii idi, Sende bir fevkalâ- delik var, Meraklandırıyorsun beni... Kolları yanma, başı göğsüne düşmüştü. Semahatin sesini du. yuyordu: 4— Nasıl beni p benden soğudunsa, yarın Gönülün de ayni sekilde senin karşında ürperec. düşün! «Gençlik gençliği arar.» “Hayatın o cehenneme döne- ceki» «Gönül bedbaht olacak!» Binlerce ağız sanki hep birden bunları haykırıyordu, çıldıracak.. Şakaklarını bastırıyor. Nefes &- lamıyoğ, boğazı kurudu. Acaba doktor Muhittinin dediği mi o. Tuyor, ukanacak ma? Ah, ne ©- Tur, şu dakikada bu kalb duru. verse, Gönül, dehşetle doğruluyor. — Ne oluyorsun Vedad! M ita konuşabiliyor: ık fenayım Gönül! ihtiyazlamış Gözünün önünde yıldızlar w-İKim bilir daha ne kadar ağlıya-! yorsun. İ |Bir kere oburdu. Bilhassa meyva- İara karşı kendini hiç tutamazdı. İlinci bir kabahati de arkadaşları, nn her söylediklerine İnanması ve onlar neye (teşvik ederlerse o işi ga yapmasıydı, gün üç arkadaşile birlikte bahçeler arasındaki bir yoldan ge. çiyorlardı. Bahçelerden birinde bir ağaç gördüler, Ağaç, elma ağaci idi, Elmalar olmuş, tam yenecek hale gelmişlerdi. Doğan bunları gö- — Ne güzel elmalar, dedi. Ağzı solanmıştı, Oracıkta beş altı tane kendisine verilse hemen yerdi. Arkadaşları da olmaları gör- müşlerdi, Onların da hoşuna git, müşti, — Doğen, dediler, pu duvarı a. şip, ağaca çikip elma koparsak. Bu teklif Doğana ne çok hotizin kadar yerin bize de birkaç! malla başka belediyelere örnek ol-| paketler içine koydukları sabun, p6 ker ve tuzları Yunan hududuna ge- (Hususi) — Pazar günü| cağız coşkun sular arasında beğez! hırsla silkindi ve haşin bir hare-| ketle, genç kızı kollarının arasına |rımdan tutmuş kendine getirme- çekerek, dudaklarını buldu. Hır.) göründü: — Haydi, dedi, henien duvara urmanalım. t Arkadaşları Doğanm tabiatini bildilderi için onu kandirip öne sürmek İstediler, — Biz hepimiz birden duvara sonra da ağaca çikarsak, bem gö- rünürüz, hem de ağaç hepimizi çek imez. Sen hepimizden iyl ağaca çıkmasını biliyorsun. Sen çık, İste. 'L Yeni Kızağı dört kö. olduklarını görür » sünüz, oGörürseniz olduklari yere şa. ret koyun ve resmi kesip bize gönde rin. Doğru bilenlerden birinciye: Bir dolma mürekkebli kaleli, diye: Yağlı boya bir Atatürk tab. çuşuyor. O soğuk ter tekrar bo. şandı. Genç kız, şaşkın, onu omuzla- ikin. ğe çalışiyor. | Vedad, nen var, hasta mı sın? Gönülün küçük mendili, zünde.. — Bu ter ne? (o Hastalanıyor musun? Haydi dönelim! Kalkmağa hazırlanan O genç kızı, omuzundan tutarak oturttu. — Biraz konuşalım Gönül! Of, bu ıztırabdan bir an evvel kurtulmalı., Söyliyecek. Gözleri, genç kızın “kısa beyaz o çorablı mevzun bacaklarında, vücudun- da, yüzünde, nihayet gözlerinde duruyor. Yarabbi bu harikulâde güzellik, bu gençlik, bu hararet, bu bağlılık nasıl bırakılır? Genç kız, endişe ile bakıyor. du. Gene saniyelerce göz göze kaldılar, Gene coşkun bir ihtiras. la kucakladı onu.. Gözlerini, du- daklarını, yüzünü öpmeğe başı ladı. Genç kızı bıraktığı zaman, ba. şını sallıyarak hıçkırdı: — Yapamıyacağım, yacağım! — Korkmağa başladım Ve- dad! Bir şeyler oluyor, bir şeyler olmuş, fakat hiçbir şey anlamı. yorum. Yalvarırım, ne var söyle bana! Ani bir kararla ellerini tuttu. — Peki, söyliyeceğim. Söyli. 'yemezsem boğulacağım zaten.. Bak, koskoca adam, ağlıyorum. yü- yapamı- bilmecemiz | tane atarsın, Doğan daha fazla düşünmeden İduvari tırmandı, ağaca çıktı elma. İlara uzandı.. Tam koparacağı sira. da müvazenesini kaybetmişti, — Ayi Diye bir ses duyuldu. Doğen a- #açtan düşüyordu, Arkadaşları du- varın arkasından onun âğaçlan düş| tüğünü gördüler, Ve koşarak kaçtı. Yar, Uzakta durmuş konuşuyorlardı: — Doğanın muhakkak bir yeri kirilmiştir, — Evet ya kolu, ya bacağı, — Şimdi kaçamaz da ne yapa. cak? — Biz omru srsyalım e17. — Olmaz bir'k olduğumuzu an larlar, Bize ne, bize bir şey olma- dı ya... Ne diye arayalım Tem bu esmada Doğan çalıların arasından karşılarına çıktı. Sap sağ lamdı: onlara sert sert baktı: — Sizin ne fena arkadaşlar ol- duğunuzu şimdi çok iyi anladım. Bir daha ne beraber gezer, ne be. raber oynarım, | Doğan ağaçtan düştüğü Ozaman ağacın altında bir çarşaf devşiren çamaşırcı kadınların (o devşirdikleri çarşaf içine düşmüş, bu yüzden bir yeri kırılmaktam kurtulmuştu. Ve bir daha oburluk yapmıyacağına fena çocuklarla arkadaşlık yapmı. yacağına, tövbe etmişti, Kız çocuklar için elişi iğna yastığı KE ilomı, üçncüye: o Bir kastet, Diğer 35 kişiye de ayrı ayrı güzellikte hediyeler verilecektir. cağım. Bana bütün hayatumca böyle ağlamak O mukaddermiş.. Evet, söylemeliyim Gönül. Bu gece son gecemizdir ve ayrılıyo- ruz artık.. Genç kız, delice boynuna atıl. mış, elile ağzını kapatmıştı. — Çıldırdın mı sen.. Oooh, bu saka değil mi? Şaka.. Bunun im. kânsız olduğunu sen de bilirsi: Lâkin korkunç bir saka.. Haydi çabuk, ne yapa: tiğin için, böyle bir oyun yaptır; ğını söyle bana. Çabuk, çabuk Vedad! Acı acı başını as'liyordu: — Bunun şakasını bile yapa. mazdım Gönül,. Seni kaybetmek ihtimalini düşünebildiğim zaman! lar, deliye dönerdim. Fakat ar- tık her şey bitti yavrum. Sakin ve metin olarak dinle beni.. Seni çok sevdim, ölünceye kadar da bu sevgiyi ihtiyar kalbimde tap- taze tutacağım. Neye yarar? Ha. yat, hâdiseler bizi birbirimizden ayırıyor, Hayir, rica ederim, sö- zümü kesme, sükünetle dinleme. ni istiyorum. Mücadeleye, müna- kaşaya takatim kalmadı, Gönül, çok düşündüm, çok azab çektim. Sevgimin ölçüsüzlüğüne rağmen, senin saadetin için bu kararı ver. mek zorunda kaldım. Münasebe. tmiz böyle devam edemezdi. Buna bir son vermek lâzımdı. Biz evlenemeyiz Gönül. Ben senin baban yerinde bir adamım. Git- ©kçe ve daha süratle çöküyorum. Sen gittikçe ve daha süratle gençliğe, olgunluğa doğru gidi. Sen en hararetli çağma Resimde üsite görünen iğne yas. tiği için kirmizi çuha veya fötrden sol yanda görünen dilim (şeklinde aktı dilim yapılacaktır. Uygun gele cek renkte fitlle bu dilimler birbiri, ne dikilecek içine bez parçaları, ot vesaire doldurulur. Sapi yeşil çuha. dan resimde görüldüğü şekilde yapi lacaktir. Alttakini yapmak daha kolaydır. Küçük bir sepetle yapılacağı gibi pudra kutusile de olur, Yastığı tah- ta parçasındandır, İçi gene bez ve- salr şeylerle doldurulmuştur, Yapıl, dığı zaman çok hoş görünür. geldiğin zaman ben dermansız, halsiz bir ihtiyar olacağım. Sen hislerinin en coşkun ©U çağların idrak ederken, hararet, ateşin bir sevgi arayacaksın. Bende bun lardan hiç biri kalmıyacak.. Son zeki bir kızsın, ne demek istedi- imi pek iyi anlarsın! Zanneder- ki, sevgin hep böyle devam eder. Manevi bağlılık her şeye katlandırır seni. Hayır, Gönül, i b busesile kavrulmak ihtiyacile ya, narken, pörsümüş dudaklarımın soğukluğu seni tiksindirecek.. E- ivet, o, çok güzel söyledi, gençlik gençliği arar.. Gençliği araya- caksın, genç ve dinç adamlar gö. zünde tütecek, bende bulamadı. ğın hisleri başkasında (o aramaz- san, bedbaht olacaksın! Hayatın cekenneme dönecek. İtiraz etme, dinle beni Iızım. Şimdi, bu söy. lediklerimi gülünç ( buluyorsun, anlıyorum. Sanıyorsun ki, kalbin- de yanan ateş hep böyle devam edecektir. Henüz hislerinde hiç bir istikrar yok; olamaz da. ünkü tam inkişaf oçağındasın. stikbale aid hiçbir hüküm vere- mezsin. Versen de hataya düşer. sin. Bırak mücadele ve münaka: şa etmiyelim. Ben, bana çok gü- zel, mes'ud zamanlar geçirdiği. ni düşünerek, sen bir zamanlar sevdiğini hatırlıyarak ayrı yaşa yalım, Senin saadetine mâni ol- mağa hakkım yok, Genç kız, vahşi bir hücumla Vedadı, saçlarından yakalamış, dudaklarmı, dudaklarına yapış, turmıştı. (Arkası var)