14 Kasım 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

14 Kasım 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sayfa SON HALİD rr. Li ki ikimizi de boğuyor. Sonra bü. yük anne, o da hasta... Onun ö- İümünde hazır bul a hiç tahammül edemiyeceğim. Bere. ket versin, her iş yolunda! Asker oluyorum... ig Ertesi gün sabahleyin kahval- ti tepsisinin başında buluştuk. O pek neş'eli geldi, gözlerinin için- de bir sevincin cmiliları kayma lu. Oturur oturmaz buna: Meyer di dedi, dün hep ken) — Demek?.. dimden bahsettik. Seni dinliye-| — Evet, tamamile tertib et medim. Rüşdiyeden sonra ne tim. Üç sene, belki daha ziyade, yapmak niyetindesin? kim bilir nerelerde? Keski bi; — Tahsile devam! diye cevab | dönmesem. Dönsem burada ne verdikten sonra tafsilâta | giriş-| bulacağım?.. tim: — Arkadaşlarımdan ikisi (Gene biraz sustu, sonra ekle- İstanbula Tıbbiyeye gidecekler.) di: — Geçen gün enişte Şevket Benim için İstanbula gitmek im.) Kemal Beyle Salime abia bize kânı yok. Burada tahsile devam| geldiler. Büyük annemle bir ©- çarelerini araştırdım. Ben fran-| daya kapandılar. Ben girmedim sızcayı epeyce İlerlettim, lâkin İşlere dair konuşuyorlardı. Sonra | kâfi değil. Edebiyata, tarihe,| içeride yüksek sesle bir münaka- sonra fenne, meselâ kimyaya,| şa başladı. Büyük anne adeta hikmete, hayvanat ve nebatata| bağırıyordu. Belliydi ki o adama merakım var. İzmirde rahiblei çıkışıyotdu. Ben hiçbir Ozaman idaresinde pek eski ve pek bu nazik hanımın böyle bağırdı. bir mekteb var; oraya gü im | ğına şahid olmamışlım . Ne di- amma yaşa göre bir sınıfa atla.! yordum? Askerlikten dönersem mak için ilkönce... burada ne bulacağım, diye soru. Ben söylerken o dikkatls din-! yorum. Büyük anne ölmüş ola liyor görünmeğe çalışıyordu, fa) caktı. Bu ev de belki digerleri gi- kat anladım ki zihni başka bir!bi satılmış olacaktı. Bana barına- şeyle meşguldü. icak bir oda bile kalmuyacaktı. — Sen geceyi nasıl geçirdin? | O halde?... Şimdi bile bu ev ba. diye sordum. ina bir zindan oldu. Haniya se- — Öyle derin uyudum ki. . lâmlık, haniya ahır, arabalar, at Nasıl olmuş ta bu geceye kadar lar?.. Haniya haremde, mutbak- senin bulduğun çare, perdeleri ta kızlar, selâmlıkta uşakler?... kapamak çaresi aklıma gelme- Şimdi sabahleyin Zalif elinde miş? Yalnız uykumun içinde hep sepetle çıkıyor, çarsıdan nevale pencerenin dışında kedilerin mi- alıyor, fırından ekmek... Artık yavladıklarını duyuyordum am.! evde ekmek yöğurmak kalktı. ma öyle derin uyumuşum ki.| Fidan mutbaktan içeri hizmet'ne Çoktanberi böyle bir uyku sanib| alındı. Mecbur bacı ne pişirebi- olmamıştı. lirse önümüze o konuyor. Benim Biraz durduktan sonra devam 'o kadar bayıldığım hamur işleri etti; — Bu sabah erkenden w-İbile y. Selâmlıkla harem a- yandım. Henüz kimse kalkma.| rasındaki dönme dolab söküldü, dan bahçeye çıktım. Senin gö çık kalan yeri tuğlalarla örül düğün demir çubuğu musluğunldü. Ev artık bir hapishaneye halkasma (geçirerek (o çevirdin:.|döndü. Büyük anne, ben, Mecbur Senelerdenberi açılmamış o olan) bacı, Zarif ve Fidan... (Gülüm. bu musluk iyice zorlandı, nihayet| semeğe çalıştı) Kuyunun ked'le. acılmca su boşanmağa bazladi.İri... Acaba onlar bugün boğul. Bilek kalınlığında bir su. O ha-|muşlar mıdır? Buna cevab ver- çırladığım yoldan doğru o kuyu-|medim ve daha ziyade durama- ga... Kuyunun kapağını birar| yarak, iş bahanesile veda ederek çektim, su içeriye hücum © etti.| Kevser Hanımın elini öptükten Hazinenin suyu bitincey» kader.|sonra ayrıldım, adeta kaçarak Sonra gene çubuğu musluğa 29-İ ve ko; manizer girdim, biraz daha zorca kapa. ie , yarak suyu kestim. Hazine tek-.| | #könce gördüklerimi, işittik- rar doluncaya kadar ev susuz! lerimi anneme anlatmak istedim, kalmayacak amma sebebini kim-| sonra bundan vazgeçtim! — Ne se farketmiyecek. lüzumu var? Ona derd mı icad Gene durdu; sonra gözlerin- den sevinç parıltıları silinerek: — Bilir misin? dedi; bana iki şey merak oluyor. Gece kediler hep beraber kafalarile kuyunun de : kapağını iterek açabiliyorlar, bu.) mnüfusça zayiat yok nu anlıyorum; fakat sonra tek- istandan küllyetli miktar. rar kuyuya girince kapağı nasl| da demir çeniber yüklü olduğu bal- çekip te eski yerine getirebililde limanımıza gelmekte olan 17 yorlar. Bir de pencerenin kena.|tonluk Bahar motörü Ağva eçikla . rna nasıl tırmanarak o gelebili-İrinda firtinanın şiddetine dayana. yorlar? Bunu da keşfedemedim.|miyarak batmiştir. Mes'wd bir te- Ben şimdi Affanı dinlerken) sadüf neticesinde o sırada hâdise artık kendimi aldatamayordum. mahallinden geçmekte olan diğer İçimden: — Bedbaht çocuk! A-|bir motör sularla boğuşan 6 tayfa. caba bu hastalık geçer mi? di|yi kurtararak İlmanımıza gelirmiş yordum. z tr. O başka bir zemin? sıçradı: — Evin halini gördün ya... Has- ta bir büyük anne, ihtiyar bir, Mecbur bacı, Habeş kızı Fidan,| Zarif, bir de ben... Yemek sof- rasında büyük anne ile beraber karşı karşıya oturuyoruz. Üc dört lokma yedikten sonra tıka- niyoruz. Ne o konuşuyor, ne ben bir şeyler söyliyebiliyorum, Evin icinde öyle bir kasvet ha Tarihi tefrikamız: 8 AKİLE HAKIM eğe | “GENÇ, OSMAN Yeniçeriler ellerini göğüsleri ne bastırdılar: — Tanımazuz sultanım. — Ya, sizi bırağan ağayı? nuriz. Bostansıbaşı Bahar motörü Ağva açıklarında battı een Otelde şüpheli ölüm Fatihte Reşadiye otelinde yatıp kalkan 65 yaşlarında Abdülgaffur adında bir ihtiyar dün odasında ö Ki bulunmuştar, Abdülgaffurun ölümünü şüpheli bulan adliye doktoru Kâmil Ünsa- zam görmüştür. Ölüm etrafinda tah kikat devam etmektedi — Ya, nereye gelecek! e — Pertev Paşa Konağı kande- dir bilür misiz? Yeniçeriler başlarını sallayıp çabuk çabuk söylediler: — Bilüriz. Vefndadır. Şevket- 1 padişahın «kaynatası» değil mi idi? — Beli, odur. Anım sarayını geçersiz ve köşeyi dolanıp «kar- şunıza» gelecek tahini boyalu sa- raya gelürsiz. Sarışm yeniçeri bir adım geri- ledi: ” — Sandetlü padişahımız hala. m Atike sultah paşası «Davud Paşa» efendimiz sarayına mı sultanım? Kıranta adam gülümseye gü. lümseye bir kese akçe uzattı: ellerini ayrı iki yeniçerinin oomuzlarına| — Beli, Davud Paşa konağına. eğimin Kethüda Ömer ağayı görürsiz. — Baka oğlancıklar. Yarın) — Ömer ağa mı? bana #elebilür misüz? — Unutman. Ömer ağa.. — Elbet gelüriz efendim. —ı. lan cesedin Morga kaklırılmasına lü! HİKÂYESİ ATIRALAR KN edeyim? diye sükülü tercih et- tim. * , Bugünden sonra uzun bir za- man geçti. Affanı bir wiiddet tekrar görmedim. Ben kendi iş- lerimle, kendi tasavvunlarımın ic. rasile meşguldüm. Bir gün tek- rar Affan bize geldi, asker elbi- sesile... laa geliyordu. Niha- yet meramına mail olmuştu, onu bilmem nerelere gönderiyorlardı. O kadar memnun idı ki bu ve- da ne annemde ne bende bir hü. İzin tesiri yapmadı. Ben içimden: — Belki necat bundadır; diyor- dum. #ımdan öptü, ve yavaşça kulağı" lar, dedi, sonfa daha yavaş bir sesle: — O casus heriften de kor- ku kalmadı, ben kendi kendimi sürgüne götürüyorum. Elbette i böylesi etti, * Ne kadar zaman geçti? Bunu tayin edemem. Kevser Hanımın vefatını haber aldık, onun arka: sından Mecbur bacı da göçmüş Zarif ile Fidana azad kâğıdlerı verilmiş imiş, ve Kevser Hanım vefatından evvel onlara bir şeye) ler bildirmiş, o hanımefendiliğini ziyadesile yapmıs, Zar'f ile Fi-' danı bir büyük aile yanlarına al. mış, zaten Fidana bir talib de varmış. Ben bu tafsilâtı wrasile annemden öğrendim; hep zihni- min içinde bir o merak r, sandıklar, sıra ambı de içlei İrecede bir rol oynadığı bir ikinci Kapıdan çıkarken Affan ilk| olmuş oluyor. Harbia, bir ydldı. defa boynuma sarıldı, iki yana-İrm harbi halinden çıkarak yıp- ma: Artık kediler beni bulamaz-İrine, Almanyanın süratle hallet- aha iyidir; diye ilâve etmektir. Halen Stalingrad kapı. vardı:| — Acaba, diyordum; o mahzen-|lâzımdı. Fakat Maykop gibi bazı gümüş) petrol mıntakalarının Almanla-|bir taraftan bı L — İKTISADİ TETKİKLER | Sovyet Rusyadaki petrol kaynakları ve Almanya (“ YE) vsün şark cephesindeki harekât hemen hemen petrol kaynaklarının kapılarında cereyan ediyor. Hava kuvvetleri. le motörize orduların birinci de- dünya harbinde peirol, harbin mukadderatı üzerinde tesir ya. pabilecek başlıca âmillerden biri ratıcı bir harb halini alması üze- mek mecburiyetinde olduğu en mühim meselelerden bi Muaz. zam ordularının, geniş hava kuv. vetlerinin petrol ihtiyacını temin larında ve Kafkas dağlarında co- reyan etmekte olan kanlı muha- rebelerin en yakın hedeflerinden biri Rusyanın geniş petrol kay- naklarıdır. Almanyanın gerek Kafkasya- ya, gerekse Stalingrada niçin bu kadar fazla ehemmiyet verdiğ'ni yadaki petrol kaynaklarırı, bı Posta,, mın iktısadi bahisler muharriri yazıyor ) mıntakalarından sonra 2 nci ola-| ikinci derecede mühim olan bu rak gelir. Biri Muhaç - kaleye, dığeri Tuapse'ye üçüncüsü de Donbas'a giden üç sihim petrol borusunun başlangış noktası bu- radadır, Bugün kapılarında çok şiddetli muharebeler cereyan et. mektedir. petrol kaynağını da elinden çı- karmış olacaktır. Böyle bii ziyet hasıl olduğu takdirde, lar için ilk ağız- da en mühim kazanç, Sovyet or. dularını petrolsüz bırakarak on iları en kıymetli bir silâbtan mah. 3) Rusyanın üçüncü petrol iş-/rum etmektir. Almanların bu pet tihsal mıntakası, Hazer denizine dökülmekte olan Emba nehri hav zazında bulunmaktadır. , 4) Rusyanın oldukça mühim istihsal mıntakalarından biri de Türkistandaki Nebit - D. imın- takasile Fergana vadisidir. 5) Rusyanın Uzak doğudaki başlıca petrol istihsal © merkezi Sohalin adasındaki Oha şehridir. 6) Bütün bu mıntakaların için. de en fazla ehemmiyeti hai lan mıntaka, Ural dağlari ga arasındaki havzada bulun- makta olan ve «İkinci Bakün 1s- mını taşıyan mıntakadır. «İkinci İ Bakü, ismini taşıyan bu mıntaka denberi malümdu, Daha 1765 yı- anlayabilmemiz için, kısaca, Ma petrol bulunduğu çok eski- ların nerelerde yer ve istihsal kudretlerini geçirelim. Rusyanın 1942 yılı için tasar- lanan petrol istihsal programına nazaran, 1942 yılı mecmu petrol istihsalâtı 54 milyon ton olmak gözden nefis eşya ile dolu sıra "ın eline geçmesi, Grozniy gibi takımları, onlar ne oldu? Onlar| baz! mntakalarin da harb sah.| da mı Salime ablaya ve ondan'nesi haline gelmesi, bu | o kara kuru kıza mu PTORTamının tamamen tatbik ed: | bulunmasıdır. Ya Affan? O dönün; (memesini dofurmuştur. Fakat! Naciyeye, geçiyor? ce ne bulacak?... . * © Seneler geçti, üç, dört, belki İdaha fazla... Ben artik genç bir adam olmustum; tahsile de #on vermiştim. Şurada burada yazı yazmağa da başlıyordum, İzmir- yordum; kendimle o kadar mes- de kendime göre bir şöhret alı. gul idim ki Affanı pek nadir dü. şünüyordum... (Arkası var) H.Z. Uşaklıgil Malül bir kadın tramvay altında ağır surette yaralandı Edirnekapı - Sirkeci arasında işliyen vatman Haydarın idare. sindeki 132 numaralı tramvay evvelki akşam Atikalipaşa tram- vay durağından hareketle Kara- gümrük istikametinde giderken, bu sırada caddenin karşı tarafı. na geçmek istiyen Sultanselimde İsmailağa çıkmazında 42 numa- ralı evde oturan 60 yaşlarında sağır ve dilsiz Ayşe adında bir kadına çarpmıştır. Bu ani kaza neticesinde, ara- banın altına düşen Ayşe, vücu. unun muhtelif yerlerinden teh- likeli surette yaralanmıştır. Yaralı kadın, Haseki hastane» sine kaldırılmış, vatman Haydar kanuni yakalanarak hakkında tal başlanm Ölümden kurtulan iki adam a- cele acele uzaklaştılar. Az evvel şarab içtikleri mey- hane önüne geldikleri zaman durup sırtlarını at kestanesi a- ğacı gövdesine dayadılar: Mey- hane kapıları sımsıkı kapalıydı. Sarışın olanı usulla sordu: — Anastasa uğrıyalım mı der- sin yoldaşım. Öteki güldü: — Bre Anastas mı kaldı? Bu yol dahi cellâd önüne mı dizle. mek istersin? — Haklusız yoldaşım. Kilise önüne doğru yürümeğe başladılar. Bu sefer, iri yarısı arkadaşının koltuğuna girdi: — Yatağanları aldırduk. (Gö. #üs geçirdi) Meğer bir kara ku- laklu bin yiğit yüreği verir imiş âdeme karındaşım! —O! sipahi olmasa idi, bos tancılari haklar idük mi dersiz? — Padişah zoru bizi yener idi. Mei Doğru söylersiz, yener idi- «Fener» sokaklarında insanın istihsal buna rağmen Rusya bugün de! petrol istihsalâtında dünyada kinci gelmektedir. (Birleşik A —sika 180 milyon tonla hrinci dir) Bütün Rusyadaki petroi il- tiyatı 8 milyar ton olarak tahmin; edilmektedir. Bu bakınıdan Rus- ya dünyada birinci gelmektedir. Rusyanın petrol istihsalâtı baş lıca 5 mıntakada toplanmış bu- lunmaktadır: 1) Rusyanın en mühim petrol mıntakası, Azerbaycanda Apse- ron yarımadası üzerinde, Baki. deki petrol kuyularıdır, Esasen Rusyanm en eski petrol istihsal mıntakası da burasıdır. Burada ilk petrol istihsal 872 yılında başlamıştır. Bu mıntakanın bil. hassa toprak altında gizli bulu- nan petrol ihtiyacı pek zengin dir. Muhtelif sondajlar neticesin de yapılan tahminlere nazaran Bakü mintakasının petrol ihti- yatı 2 milyar 550 milyon tondur. Bu mıntaka 60 yıldanberi işletil.| mekte olduğu halde, bugün dahi! yeni yeni “petrol kaynakları fış-| kırmaktadır. Bu mıntaka, bütün! Rusyada istihsal edilmekte olan! petrolün © 75 ini vermektedir.| Bu mıntakanın sahası 2000 kilo.) metre murabbaı kadardır. 2) Rusyanın iknici petrol mın-| takası, şimali Kafkasyada bulun.| maktadır. Bu mıntakanın başlıca merkezi Grozny ve kop şe- hirleridir. Alman işgaline il Maykopun yıllık petrol lâtı 11,5 milyon ton kadardır. Grozny, Maykopa nazaran dah» mühim bir petrol istihsal mınta- n ve Ural istihsnl veren somurtkan ve eşrarlı bir karanlık vardı. Defterdar caddesinde durdular.| Sarışın yeniçeri arkadaşının ko- luna girdi: | — Baka «Uğru» şunda, 'Sul tan Selim bostanlarında sabahla. yabilür miyiz? Dedi. Evet, gecenin bu vaktin- de nereye gideceklerdi? Üste ka. ra kulaklı yatağanları da kaptır- mışlardı! Öteki, başite: «Olmaz» işareti verdikten sonra durdu: — Yok, anı hatıra getürmen yoldaşım. Olsa olsa, şunda Eyü- be varup «Kör Hafız» ağa ha pmda sabahlıyabilüriz. z ağanın «can» yoldaşın biri oldu- ğu söylenür, — Tanımazuz karındaşım. Arkadaşı koluna asılıp ileriye doğru çekti: — İmdi tanur ve tanışursız öy- le vi Eyübde «Hafız ağas hanımın i#ki kanadlı opurdaları önünde durdular, Kapı yanında kör bir lındanberi buralarda petrol aran mağa başlanmıştı. Takriben bir buçuk asir süren bir aramadan sonra, ancak 1933 yılında bura- dan ilk defa olarak petrol istih. saline başlandı. Bu mıntakaya fazla ehemmi- yet verilmesinin başlıca ( sebel aki petrol n pek fazla olması, di- raftan bu mıntakanın, Ural daki sanayi mıntakasına yakın 1933 yılında ilk defa olarak bu mıntakadan ancak 34 bin ton petrol istihsal edilmişti. 1935 yı- lında ize buradaki istihsa'ât 1,300,000 tona yükseldi. Yapılan tahminlere V& hesablara nuzaran «İkinci Bakün mıntalasındaki petrol istihsalâtı 1942 yılında takriben 9 milyon tona çikmiş olmak lâzımdı. Bütün şiddetilk devam etmekte olan ve ilk ağız. da Kafkas petrollerini istihdaf eden Rus . Alman harbi, muhak kak ki «İkinci Bakü» petrol mn taksmın daha büyük bir ehem- miyet kazanmasını icab ettirmiş- tir. Bu hususta yapılan neşriyata nazaran «İkinci Bakü» mıntaka- smda hali hazırda istihsale hazır bir halde 155 milyon ton petrol bulunmaktadır. ” , Yukarıdaki izahattan anlaşıl- dığma göre bugün Rusyanın en mühim petrol kaynakları olan Bakü petrollerile şimali Kafkas petrol kaynakları yakın bir tehli. keye maruzdurlar.. Bu iki mü. him petrol kaynağı OAlmanların eline geçtiği takdirde Rusya bu- günkü petrol istihsalâtının ©; 75 şini kaybetmiş olacaktır. O za- man ilk plâna geçecek olan mın tak şüphe yok ki «Jkinci Bakü» mınlakası olacaktır. Fakat «İkinci Bakü» mıntaka- sınm mukadderatı da Alman or- dularının Volgayı aşarak Ural dağlarına: doğru ilerleyip İlerle. *İyemiyeceklerine bağlıdır. Böyle bir imkân hasıl olurda Alman orduları Volgayı tamamen geri de bırakarak Ural dağlarına doğ fanus yanıyordu. Purda kanadla rı sımsıkı kapalıydı. «Güm, güm, güm» vurdular. İçeriden boğuk bir sas geldi: — Hay! — Az açar mısız. — Pazarcı mısız? —ı. Geniş purda kanadının altın- da minare kapısı gibi dar ve kü çücük bir kapı aralandı. Sarışın i ğgüp iki büklüm girdi, ardından arkadaşı daldı. İç yanda üç ayak merdiven çıkip aralık bir kapı. dan içeriye girdiler: Burası han kahvesi idi. Gece yarısı olup pur- dalar kapanınca, caddeye açılan kahve kapısı da kapanır, içeride- ki küçük kapıdan ii N. İki yeniçeri içeriye adım atar atmaz yıldırım vurmuş ceviz yarması gibi gerileyerek sırtlarını duvara dayadılar: Orada, yan peyke &- zerinde, Anastasın meyhanesin- de gördükleri «sipahi yiğitin var- dı, han sabibi Hafız ağa ile çay rolden istifade © edebilmelerine gelince, bu herhalde uzun bir za- mana mütevakkıf olacaktır. Sov. yet ordularının çekildikleri saha- larda ne derece tahribat yaptık- ları nazarı itibara alınırsa, Al; manların eline geçtiği takdirde petrol kuyularının da uzun bir müddet kullanılmaz bir halde olacaklarını kabul etmek lâzım- dır. Sonra burada bir noktayı da- ha belirtmek faydalı olacağı ka naatindeyiz: Almanların Kafkas petrollerile Bakü petrollerini el. lerine geçirmeleri, onlara İran ve Irak petrollerine giden yolu da açmış olacaktır. Bu keyfiyet de .Kafkasyanın stratejik ehem- miyetini ayrıca artırmaktadır. Bütün bunlar tahakkuk ede - mediği takdirde Almanlarm bir #mman sonra ne kadar zor ve tehlikeli bir duruma düşecekleri- ni de gözden kaçırmamak lâzım- Ae, , Milli piyangonun son talilileri ne diyorlar * Rıza. Başkoşar ve Salim Çetintaş Mülk o Piyangonun (29 İlisteşrin; fevkalade çekilişinde büyük irami-' ye kazanan talihiller belki olmuştur, Bu çekilişin büyük ikrasniyesi olan 50.000 lira Ankarada Riza Başko. şara çıkmıştır. Bu zat Samanpaza - rında Özgen mahallesinde İğribu - cak sokağında 19 numarada otur » maktadır. Talihli, kalabalık bir si. lenin geçimini güçlükle temin ede- biliyor ve serbest iş yapiyordu. Ken disi ikramiyesini alırken «on beş yildir bilet alıyorum, talih nihayet bana da güldü, bundan sonra ya « pacağınsı ben bilirim» demiştir. Gene bu büyük ikramis yelerinden 20,000 lirayı İstanbulda Ortaköyde gaz deposunda hamallık yapan Rizeli Salim Çetintaş kazan. miştir. 10.000 Hiralık ikramiye Bur sada hüviyetinin ilânimi İstemiyen bir talih'iye çıkmıştır. Beyoğlunda Kumbaracı yokuşunda 8 numarada Gületim Ozmadan, Kadiköyünde Şifa caddesinde Bakla sokakta 30 nutlarada Hüsey'tı Fahri Dünge- len, Kirşah'rde Meşe köyünde Ta - hir. oğlu Kâzım adındaki takhliler kazanmışlardır. tatlı tatlı söyleşiyorlardı, Sipahi ilkin ehemmiyet ver- mediği için kapıdan girenlere bakmamıştı. Gelenlerin gerileyip duraladıklarını hisseder gibi © Tunca başını döndürüp baktı, Bir- denbire şasırdı: Yoksa yanlış mı görüyordu? Bu adamlar, topu bir saat evvel padişahın boğdurt- mak için Fener iskelesi kıyısına gönderttiği adamlar değil miy- di? Koluna bir kılıç tesi vürup elindeki yatağan bıçağını düşür. düğü adam, şu sarışın yeniçeris den başkası mıydı? Hamza Bey yerinden fırlayarak loş kahvenin ortalfk yerine dikildi: «Siz bun- da?» diye, gözlerini açtı. Yeni- çeriler sırıttılar: — Beli, bizüz! Hancı Hafız bön bön bakıyor- du. Sarışm yeniçeri ağır ağır iler liyerek genç sipahiye elini uzat. tı: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: