Mehmed Paşa saraya gidip) padişahla görüşmek, ona da «her| şeylerin hazır ve işlerin yolunda gitmekte olduğunu. söylemek! istiyordu. Sarayda birinci Mah- mudu geceyi uykusuz irm buldu, «Acem meseleleri «1 bir de ferman» aldıktan vezir sarayına döndü. Gün ilerliyor, vezirler ve üle- ma yavaş yavaş sadrazamın rayına geliyorlardı. Gelenlerin tabii bir şeşlerden haberi yoktu. İşin içyüzünü bir Kırım Hanı Kaplan Giray, bir de derya kaptanı Canım Hoca Meh- med Paşa biliyordu. Kırım Hanı ile Canım Hoca birlikte geldiler. En örn gelenler) Rumeli valisi Abdullah ve Hafız! Ahmed Paşalardı. Şeyhislâm ©) bile «hakiki bir divan kur Mustafa Beyle İbrahim ağa sa- ray önündeki merdiven başında Etmeydamndan gelecek ihtilâlei şeflerini beklemeğe başlamışlar- dı. Vakit öğleye yaklaştığı halde gelen giden olmayordu. Bu ara» lık, Mustafa Bey İbrahim ağayı bir kenara çekerek yavaşça. fısıl- dadı: | — İçerüde meclis tamam, Et| meydanı canibinden bir «zuhu-| rat» olmadığına dikkat mi ağa? İbrahim ağa da endişeli görü: nüyordu, dalgın dalşın başın salladı: — Beli efendim, neye buyurırsız. — Sezdiler mi dersiz? — Bah sultanım, sezselerdi| şimdüyedek müceddeden kazgan kaldırmağa şitab eylemezler mi| idi? — Doğru. Ya, bu teehhürü ne| manaya yoraraız? — Anı Allah bilür! —', Başka bir şey konuşmadan ay- rıldılar, ettiniz baml merdiven başında bırakarak sad- Elem çekmen efendim. öyle razamın yanına gitti. Mehmed edilmişti z Paşa baş sedirde oturuyor, sa- o — Halil pehlivan kapı ğındaki şeyhisi efendi ile tat-da hazır ve nazır mıdır? een sohbet ediyordu. Mustafa | — Cümleten hazırdırlar. leyin ağır ağır ve çekingen çe itvedi ingen kendisine doğru yaklaş. sedrazamın dudakları titredi: ğını görünce sarardı, fakat tem-| dahi söylen, anahtar deldğd kini bozmağa da bir sebeb çö-| 20. *öylen, anahtar delüğünden gözü bende olacaktır, çSağ eli- rememişti. Çünkü mubatara ©. : olsaydı, kethida böyle salına sa-| mizi kaldırıp üç defa salladığı lına gelmiyecekti! z mi Kethüda Bey yavaşça sokul|, Kethüda ranladım. gibilere du, Mehmed Paşanm kulağına | 2945! salladı. Sadrazam tekrar doğru eğilerek: «Paşa efendim) 'vldadı: gelen giden yok!» diye fısıldadı.) atalım Sadrazam biç telâş gösterme. ret verilmeyüp icabı maslahata den cevab verdi İgöre hareket olundu, olzaman — Teenni eylen, gelürler el.) “imsak» eylemeleri ikti bet. düğünü dahi tebliğ eylen. — Ya gelmezler ise sultanım Kethüda geri geri çekildi, — Ol zaman hatırludur, Sez-|luk soluğa bitişik odaya geçti, dikleri o anlaşılur. Kendülerine| Halil pehlivanla Deli Hasan a- zerre miktarı şüphe ve vehim) ğanın yanma sokuldu: vermemek için zinhar saray ha-| — Didelerin ricinde kol ve smire gezdirmen.| güne tatbik eyledikte sah Güyakim bir sey yoğ imiş ve her|let efendimizi eyüce £ nesne tabiatince bulunur, hissi siz? verülmelüdir! l (Arkan var) istanbu! Ticaret ve Sanayi Odasından: Bilumum fabrikatörler ve sanayi müessese sahipleri ile ber nevi büyük ve küçük imalâtla iştigal edenlerin nazarı dikkatine: Odama kayıdı ve karıdtız fal ler ve sanayi sahibleri ile keza her nevi tmalk'la işlirai cürn atölye sahibleri iha tarihinden Mibaren en &ve bir ay zarfımla odamız sanayi şubesi müdürlüğüne şıfalen Oo müracaatla tevsi edilmekte olan sanayi siciline akl bedeküz maibu beyannamelerden ala. ak ikmal ile sanayi şubesi müdürlüğüne ina mukabilinde iade etmeleri €, hemmiyetle rica olunur. Müddeti sarfında veyı müracaai eitaeklen isnkâf edenler Ticaret ve Sana, yi Odalar, kanununun maddei mâhsusuna tevfikan teeziye edileceklerdir. NOT: Odaya hayıdilar sioli vesikalarımı, kaymalar ise ülman Gezkerelerini hinl mireamtlarımda birlğle germeleri lamdr, o “10102 ardın» — Tutalım tarafımızdan işa i anahtar del dev rür mi müassesa Erkeğ Şu dakikada binlerce İyecanla dinlediği, beğendiği a- İdam, nihayet iki saat ıra kol ları arasında olacaktı. Kadınla: rın şehvetle şöhret arazında bul: İdukları alâka, ezeli ve ebedidir. Vedadı, herkesten kıskanıyrdu O her konserde biraz daha büyü yor, daha çok tanımıyor, muhiti genişlemek istidadını gösteriyor- du. Rakibler gittikçe artacaktı. Bunları düşündük! kendi ü yor, yalnız gü kollarının ara- İsına düştüğü geceler isbat ettiği kadınlığı, biraz teselli veriyordu kendisine. Vedadı tamamen ken- İdisine mal edemese bi onun tarafından daimi caktı, Vedad, Mozartm sonatını ça- lyordu. o Hayalinde o Semahati, pek yordu. Demek Semahat k ne dargın değildi. | Ve. yıllardan sonra, artık bir başkasına aid olmakla beraber, 9 gene kendinindi. Musiki nağmeleri hislerin sesini dinlemek ne boş tlı bir melânkoli ile de- w karı- arana- disi- sanı bambaşka bir âleme sürükleyip Bu ha- yal dünyası iç Fümmu bul du. Bedbaht Füsencuk, kim bilir İbu gece ne muztaribdi? Gen kız, mektubunda, konserde bir dakika ablasils eniştesinin otur duğu locaya bakmasını, kend nin hatırlanmasını istemişti, Bu loca, yan tarafta kalıyordu. Ba- İsını döndürüp bakamazdı. Arzu- k için kalk ver; Füsun götürüyordu. sunu, halkı selâralar tığı zaman is'ala karar Bunu yapmazsa, sanki farkında olacak, üzülecekti. Ga- rib bir şey.. Füsuna karşı bir ta- İhassür duydu. Omm mevcudiye- İtini, arar gibiydi. İ Mozart'ın sonatı da, alkışlar arasında sona 10 dakikalık istirahat için, oda- sürekli ermişti, NUSRET SAFA COŞKUN insanın he-) | mutlaka tanıdığı odayı canlandırı-| arasında,| i kadin Yaratır na doğru ilerlerken, tiyatronum! o — Seni arayoram © Vedad!. jidere memuru, kırmızı bir kâğıd| Nen var?. | uzattı: Silkindi, ablası telgrafı| telgrafı uzattı. telgraftan başın elman göz göze geldil. — Zavallı çocuk — Hem de ne Merhametten ; Çok azab çekiyorum. M — Size bir yıldırım var! Hayretle baktı: — Yıldırım telgrafı mı? Dudakların büktü, kimdendi acaba?.. Açarken, gözü verildiği mers| kez işaretine ilişti. Samsundandı. Yüzü ıztrabla karıştı, kalbi sız- ladı. Füsun, tebriklerini gönder- miş olacaktı. Bu alâka karşısın- da, hem müteessir, hem müte- hassirdi. Gözleri yaşararak oku-| du telgrafı: | «Radyo başında, fakat bütün! |, —, rahumla yanınızdayım. Göz yaş-| Zilleri, bir an evvel ba larımla tslanmış tebriklerimi yol! Bitsin artık bu i larken (Beni seven bir kadın! o Ablası, endişe ile yüzüne bı vardı) yı çalmanızı rica ediyo.| kıyordu: rum. Füsun — Aman Vedad, na yapıyor Artık Vedadda piyanonun ba-| sun, bırakma böyle kendini. Be şındaki taşkın neş'eden, ruhun-| ni korkutuyorsun, rengi da bulduğu sükünden eser kal-|rı, dudakların titriyor. mamıştı. Bir dekor parçasını du-| iç, kolonya ister misin? adı. Elini oelninden geçirdi.) o Reddetti: Genç kızın ızbrahinin. büyüklü.) — Hiçbir şey istemem. Füs günü düşündü. Merhamet duy-'nun bu jesti bana çok dokundu , kendisini Zaten bu gece çok huzursuz baş başlamıştı ki. İladım könsere., — Halbuki, sonra ne kadar » çıldın!ı, — Kendimi iyi hissetmiyorum — Başlama o halde, biraz dir len! memurun © yü mendilile kardeşinin terlerini kurularken Ne irdik Vedad dedi. Başka çare var mıydı? İçini çekti — Haklısı mra makiniste işaret etti: — Bu kadar ara kâfi cok sa raz su guları öyle ağıri öyle tazyik etm Diye mırıldandı. Füsunun bağ- blığı karşısında ürk or da d ğildi. Fakat onu yollamak ta iy olmamıştı, bir tedavi çaresi — Beyoğlu Yerli Askerlik Şubesinden: 390174 (Arkası ver) Yedek Tbb. Tim. Hasan Fevsi oğlu Reşad Yedek P, teğmen Cafer Yedek P. teğmen Hüseyin oğlu Hasbi Karahasan Dmy. Tim. Cemi Ünal Tbb, Tim. Sadi Yeğieyli Nakliye Tim İzzet oğlu Arif Hemel Belon Tbb. Yab. Ohames oğlu Ters Babkçyan Top, Tim. Yahya oklu Adil Sezer Emekli Top. Yeh. Rasim Akbaşar Yukariin isimleri yazi yedek subayların âeele şobemise olunur. 28 5 328/41.C müraaalar, ân