3/2 Say «Son Postes nın tzriki tefrikası: 43 — Ya, Çelebi. sorar ise bile - xükleri kime teslim eyledük di- yelim? Burada Abdülgani Efendi &- dımı vermemesi için şehadet par- mağmı dudaklarına götürerek; «suz» işareti verdi, fakat Patro- na görmemişti. Ka; gülümsi- yerekten cevab verdi: — Patvona Halile teslim eyle- dük dersiz! Kadınım yüzündeki renk e an. işti, Hiç bir şey söy lemeden bilezikleri bıraktı, Pal rona ve yanındakiler yüksek ses le gülüşürlerken ardına bile dön meden acele acele yürümeğe, Urlunun evi önünden uzaklaşma-| ğa başladı. Sokağı döner dön - mez, alt başta bekliyen kapak bir arabaya doğru koştu, arab nın cam yerleri kafesii kapısını “açtı; çabucak binerek kapıyı çek 6. Yukarıda köşe başından uza. nan köse bir adam başı bakıyor du. Kadın hiç farkıya varmadan arabacıya som süratle gitmesini emir verdi. Mükellef araba Kocamustafa. paşada esivci Şüca Çelebinin ko-|; nağı önünde durduğu zaman, Çe-| Jebi üst katta, bahçe üzerindeki odada Halil pehlivanla konuşur | yordu. «Daye» kadın sevinç içim de geldi, «kendisine verilen va. zifeyi ümid ettiğinden çok büyük muvffakiyetlerle başarmıştı. Şü- ca Çelebi dikkatli dikkatli dinle- dikten sonra durumunu bozma - dan ağır ağır sordu: — Urluyu gözlerinizle gör - dünüz mi? — Anı göremedük. Çelebi yerinden sıçradı: — Ya kimi gördünüz? — Patrona Hali — Patrona Halili mi? İhtiyar kadın başını salladı: — Patronanın kendüsini. Ya- nında dört kimesne dahi var idi, «bilezükleri “biz veririz valide» dedi idi. Şüca Çelebi ağzı kulaklarına yırılaraktan ayağa kalktı: ethüda beyin cari | İ mü. İparea parça edilivermek işten PATRONA RA İE bayaasına geleceğini dahi Pat - ronaya mı dediniz? — Arı dahi ana söyledük. — Nesne demedi mi? — Yok, bir köse ve gözlüklü âdem var idi, bize kahve dahi 15- marlıyacak idi. — Aferin, helâl olsun! Daye kadın öteki odalardaki cariyelerin yanına gitmek için| izin alıp gitti, Esirci Şüca ile Ha- Kl pehlivan gene yainız kaldılar. Halil pehlivan buzün çok düşün celi görünüyordu: Öyle korkulu ve tehlikeli bir işe girişriek isti yordu ki, başaramadığı takdirde ekmeğimiz sana bile değildi! Fakat, $u audu bile ayni durumda değil mi idi? Esirci Şüca sedir üzerinde du-| ran sarığım yavaş yavaş sarıp) sokağa çıkmağa hazırlanıyordu ki; Halil pehlivan başımı kaldı - rıp baktı — Sarığımızı sarınıyovsuz, taş- va mı çıkacaksız? Şüca Çelebi sakin sakin cevabi verdi: — Bek, sahibi devlet Mehmed Paşa hazretlerine varacağız. — Yolunuz sarayı hümayuna düser ise biraderim Ah ağayı dahi görür misiz? ,- SON POSTA — Anı dahi göreceğiz karın- daşım, — Bu gece gelecek mi? Öğre. mur misiz? Şüca Çelebi sarık sarma bitirdiği için çıkmağa dav — Sormak iktiza değil sulta- nım. Deli Hasan ağa ile mutlak gelürler. — Nereden bilürsiz? — Merak etmen, iyü bilürüz. İki adam başka bir şey konuş- madılar, Esirci aşağıya o inerek ayağına pek atlarından birini is- tedi, yanına seyis filân almağa lüzum görmeden atını sürdü, doğ ru sadrazâm Mehmed Poşanım 0- turduğu vezir sarayı önüne gel. di. Sadrazâmi görecek, kethüda Mustafa Beyin Kocamustafapa - saya gelerek Halil pehlivanla konuşmasında artık mahzur ol - madığını haber verecekti. Ket - hüdanın geldiğini görüp Patrona| Halile yetiştirseler bile, Patrona ziyaretten daha evvel malümet edinmiş olacak, wvalide sultana cariye satın almak meselesi ol - ini * kadar teselli edecek, ona hayatta «Son Postan nın edebi romanı: 97 Erke YAZAN: ği cebin, ne korkunç bir adami el » dum, Karşımda azab içinde kıv- ranan masum, zavallı bir çocuk var, Ben onu dilimin döndüğü böyle seyler olabileceğini, fakat zaman denilen süngerin her şeyi #leceğini, bütün bunların unutu- Irak, yeni bir saade. perdesinin açılacağım söyliyeceğim yerde, gözlerim yarı açık göğsünde, çıp lak bacaklarında dolaşıyor..O - muzlarına dökülen dalgalı saç - ları, bembeyaz geceli a banın sarışın ışığında bir peri kı- zına benziyen bu genç kız, simdi merhametimi değil, hayvan sah- siyetim'n en korkunç duyguları - w kamçılıyor. Bu müthiş zâf uçurumuna yu- varlanmamak için irndemle çetin bir mücadeleye giriştim. Bu çe - cuk, simdiye kadar benim b hislerime biç hitab etmemişti. /- caba şimdiye kadar, farkında ol madan tahteşşuurumda yaşıyan hisler, şuurumu istilâya mi bat hyor? > > Başını önüne eğmiş bir YAZİ © duğunu» batırlıyarak aldırmıya- caktı, (Arkası var) Sümer Ba :k ip'ik ve #okuma fabrikaları müessesesinden: Müeseesemlze- bağlı fabrikalardaki mönballere müsabaka intihine ile me. mar alınicaklır. Taliblerin aşağıda yazılı evsafı haiz olmalar Krunder. 1 — En ar orta mekleh mörunu olmak. «Lise mezunu olanlar ereih vdile- cektir. 2. — Kili askerlik alzme'ini yapmış bulunmak, 3 — Çalışmasına mâoi sıhhi bir hali olmamak, 4 — Hüsmülat sahibi halunmak, 5 — Wer hangi bir mühesmesede çalanlar için bulundukları mümsseseden muvalahat istihsal etmek, Tayin edileceklere 3659 sayılı barın kanunu mevsualına. göre mâaş Veri, tecehkir, İmünan 19 Eylül 91? Cumartesi zünü sant 14 de Ankarada Yenişehir İsmet İnönü caddesi No. 15 mücisası merkevinie ve İstanbulda ayni ix Gemlik'te Gemlik fabrikalarımızda yapılacaklar, İmtihan neticesine öre tayin alık» smllesesemize raçiğir.. Me ihte Bakırköy, İmağa te bulunduğundan, z tün vücudunu kucaklıyam ihti raslı bakışlarımın elbette fs | da değildi. Fakat ben, içimden geçenleri anlamış Şibi, ttriyor,| bu zâfımın ona yeni bir Emid. ya hud tiksinti vermesinden endişe Boğucu bir sükünet... İkimiz de susuyoruz. Bu sessizli küttü. Birde! Tarak, Füsun na çekmekten - hayır bilmiyorum, bu zâf merha. metten mi, karsmdaki genç vü. Sudun yaptığı ihsaslardan mı do. 7 Bir şeyler söylemek, içimde dişlerini gıcırdatan canavarı boğ. çalışmak EL en Sesi . min fitremesinden Ürküyo Başını kaldırıp bakarsa, sözle kadın NUSRET SATA COŞKUN Yarabbi ben ne alıliksız, nel rimden, korkuaç maksadımı an-| Semahat lik beni büsbütün ür.| Mevzuubahs (olabilirdi. nbirs irademin kıy, | doktorların size meler söyledi “|. Alâkeniz kollarımın arası. | ğini biliyordum. rum. Osh, | getirilen doktor Taroasından çekiniyorum. du: — Bir şey söylemiyorsunuz. Demek fikrime iştirak edijordu- nuz Vedad Bey! Ben gitmeliyim. Zaten kararım kat'idir, israr et seniz de kalamam. Bana muka- bele etseniz de bumu kabul ede- mem. Siz de takdir edersiniz ki, tahmin bunun bir sadakadan farla yokeİa ANE tur. Yalnız size bir itirafta daha bulunmam lâzım! Bunu duyduk- tan sonra benden büsbütün mef-| 19 ret edeceksiniz. Fakat, bumu size |Tüm“ * Bu azablı sükütu gene o boze| tanbula geldik i sevdiğinizi bili run m. başladı. Be iştirak etti” “a Saadet Han; baya; Saadet Hanımı, 4, rp rum. Hay, mediğinizi biliy©"”. At hağ kında hiç bir gere Filerin in bu im Ke ilan hayatımızı doğ” edebilirdi, ni birdenbir, döndüğünüzü, kır |? isa ıztırab Verdiğin size kaybetmek karll, Aşkınızı kaybetmi, N ki günlere söylemek benim için bir bu, | üitredim- akbal tiyettir. Sizi tehdid eder teh | Bikin bis OÜTCcakca bir çi ko keyi haber vermek bir vazife « rumalıydır. “Fakat siz dünü mi içim... >. m İdim ki, ne sapı eblike mi? Benim ii z lacağını düşü, vu bi bakilke varki İNME? yere Ee bir li. ie Kıpırdanıyorum ; den <i Saadet Hanıma > ba — Nasıl bir tehliks Füsun? Başı, büsbütün göğsüne düşü- yor. Parmaklarını avuçları içinde asabi asabi sıkıyor. Yoksa hastalığından mı bah“) “© sedecek? Bunu doktor Muhiddin |” e giğimi den başka kim bilebilir? ») Kırık, cesaretsiz bir sesle ko- farkın. | vusuyor: — Ben affedilmez bir suç İş * Vedad Bey! Beni intihara sevkeden belli başlı sebeblerden i de budur. O kadar ümidsiz - Fğe düşmüştüm, öyle bedbinleş miştim ki, artık benim sevgim değil, sizin sıhhatiniz, hayabınız Çünkü da ayni şeyleri söylemişti. Halbuki, siz tavsiye - lere asla riayet o etmiyordunuz İstanbul Deniz Yaşı 33 den fazlı olmamak Tisımdır. İsteklilerin kayn ve kapal komutanlığumıza müracaatları, üzere Ven intarak onun da Yardımı ten, gözlerim büyü Hayr cik İsalmaştı. Br Hanıma, benim : Sasdet tokat im in çağır karmamele canımı Fruhafazaya çalışıcak söküt Ettim © Fakat Sandet Hanım, duğüm gibi çıkmadı. Buy ui lu ve SİZİN hayağ > tum bir Tol oynamak iii; kaybettiği takdir .alınızın onca hiç bi 5 i yoktu. C Arkası e ) Yoktu Komutan'ığından; a a .9s2l3