Yaa Leonid Lenç oy Yö al Yan yan yoktu. Aşağı yukari kırk seni denberi şimendilez idaresine pm hastanede çalışıyordu” Bütün yaptığı zaman i benzer di- (/ indisit ve daha benzi i Ber ameliyatlar sanada dük kanlar, muhak” 2 Bae igin Göktüğ? kanlardan da fazla idi. rı işe gis İh doktor sabahisi ge derken (o daima işine yaya gide di) her rastladığı her On. kişide bi bişi mutlaka onunla solkmlaşırdı. Birçokları İse, onu ee raklar, eşe ve onu elini Tendi. Senin trenine, öbür dünya. ya yal vermiyorum. Henüz pasa - yaziyetlerd! | protunu viz ettmedim! ştırarak Mu- ihtiyar döktor, kendisini ra - xkutle bakarİhatsız eden yeni, Siyah kostüm. lerini giymiş olduğu halde, riyazet isi? ; divanında oturuyordu. Dazlak ka. fasımın en tepesinde kalmış olan i it ameliyaiİğir tutan “ır saçı, tepeli horozla. — Ben size apandisit » Pir başımı andırıyordu. Doktorun m, yapımı göri Yevgenyevi$:| yüzü, geçirdiği derin heyecanların Me e ai apandisit sm6li-) ifadesini taşıyordu. Yapılan teb- ini riklere cevab vermek için kendi - yatı yal sine söz verildiği zaman, doktor — Şu ayağa uzun müddet dr... Grigeri bir tek kelime söyliyemedi. Kara. — Hayır, Gi yok. ya vurmuş bir be'ık gibi, sadece eşine ağını açıp kapamakla iktifa etti. Kn ei doktor yarı Şayed doktor, karısı Margarita > Uwovnanın tehdidkâr ve sert s€- bir eda iki aağe ediniz, derdi, çe Kabir ben size me ameliyatı sile kendini toparlamasaydı, bu vaziyet ihtimal ki daha uzun müd. , det devam ödecek, doktor, bir tek yapt ar doktor, siz beni sade-İ kelime söylemeden sadece ağzını er ire e vurmuştunuz!.--İaçıp kapıyacaktı. ME Tad ülser falan Mİ Doktorun karsı, er Ön sıralar - vardı? > emini “ler falan yoktu, Canım bende ÜZE akşam prafada ye j Dn sx beni BER ir Hatırlıyor mü -İne mırıldandı. Nihayet kendine Golikoflerda? İhâkim olamıyarax avan çıktığı idaresi, doktorları - kadar haykırdı: elerindeki kırsm.| — Grigori! Ne olüyorsun?... nın kendi 1 a ususi bir mera -| Kendine hâkim ol. Heyecanlanma! nt N, NE tü bsizlikti Sa ettiler. Hastanı in aki de, çi konlerans salonunüs sonradır ki, 'htiyar jibileye büyü” leri karısına ilişti ve tirak etti, Şim i ine hâkim olarak çok güzel ndan ihtiyar maki kene nakl bir mutuk irme etti: ie deste) | İktiyar doktorun karısı Marga. Livovna, ik eğileiğine o kanidi. nen ihmal -İdajma, kocasının lüzumundan fi: tevazü gösterdiğin emedii tıkarlardı. si İhtiyar doktor miyop gözlerini e hatabının yüzüne Öl mil... halde sizin fıtığınız ver- Yevgenyevi$, Olmıyan $€- içerlemiş yördlem Yene Zine ve o beyecanlanıyordu. emektarla vi Nikamoriviç, ives sşirdiği o, bahçesinden des eder- « ar doktora takdim gi rekli gözleri Söyledi: — Yarım asra gelip bir za n trenlere,İia ya sola çevir » kocasıns: -| —Sençok e br başkası olsaydı, 2. midi muhakkak kı memleketin , a. dı. "Temelle Şevan, iki yapışık mn aa Seyre elan bıktım. Set — çeri eub ve mavi... Temel bir gideceğimi... dan kahkaha attıktan, sonra: 5 dre — ,,. dedi... Kumpanya Mm vel ymış!;.. Hele şükür ilk mısraı taklid Le dessein en Haydi!... Oyunt., > birada, e pr Je Pİ bildik. muz he zaman dier Apostoli-.e. “Sap Ni m Apustolun yüreği parçalanıyor. yep rr, vödler, riçalar, Lp du. Bunu ifade eden bir sesle: ğ rl iel k eg ... Sorma... Hepimiz ta - Bİ eke K yl MMEYLİ Paket ne edelim ki © - istikbal Mielgomerii iü cu İMA oi. Kabil değil. kıyordu. Denizin gibi |» Temel sordu. ran bir KaY8 muna karşı “m sabiti. Melpomeni fikrind > Artık herkeste ümid çi ei miş veya kesilmek üzereYö': Şakrak: Demesi üzerine — Ne 97... —- Madam Melpomeni sermaye nak istemiyor... gi Ne demek 01... — Halimiz ne olacak?.- eli Ne bileyim... Amer ilin gire ei iE sikeya mı7?.., Metpome- çalımdı. Bir soş işitildi. ve e amerikeya m < — Apse... Nerede fay aklin ibi sözüme baker, di İşe e gibi V , Teme Mey Bütün yefesler op apışertn Seni “yerini... vi > kesilmişti, Bit tekmeyle kap! s de oturuyordu. Kocasımn um var? Rusçadan çeviren: Hasan Âli Ediz SON POSTA Büyük Fransız ve İngiliz edibleri » — (Baştarafı 2 mei sayfada) bir tahlile ayıklansın, hiç şüphe i &i eserlerinin çoğu ile- ride kıymetten âri addolunacak - vr.» Bu iki büyük salâhiyet sahibi - nin mütaleasına bir fikir ilâve et. mek vazifesi bize terettüb etmez; yalnız diyebiliriz ki bir şair, bir edib, bir hakim, yahud herhangi bir zeminde bir san'atkâr için 2a- manın getireceği o tahavvüllerden en meşhur, gü tanınmış bir adamıİhaşka, onun kendi zamanında, yap olurdu. İhtiyar doktor, unu büker, karısının yüzüne melül melü) ba. karak: — Fakat sevgilim, bunda benim ne suçum var?. söz-erile kendisini müdafaaya çalışırdı. , — Jübile münesebetile resmini niçin kasabanın gâzetesine bastır- madm? — Fakat sevgilim biraz makul ol! Gazete idareheresine (gidip de, bir dilene: gibi şapkamı çika- rsrak: Muhterem efendilezim, jü.. bile münasebetle resm'mi (basar usıniz? diyemezdim ya!... — Ben onu bunu bilmem, şa yed doktor oŞuşakofun — jübilesi kutlansaydı, o me yapar yapar, muhakkak surette resmini gaze - telere bastırırdı, Hstıi yalnız da değil, kansile beraber resmini ba- sarlardı. Halbuk; sen, yerde otluyorsun!,.. tığı tesirler, vâsıl olduğu merte - beler ölçülerek ona göre hüküm verilmelidir. Bugün biz meselâ Nef'iyi düşünürken, yarının ço - cukları da kim bilir kaç sene son. ra Hümidi okurken onların asrını, © asrın san'at telâkkilerini gözü - münden ayırmıyarak hüküm ver- mek doğru olacağı düşünülmeli - dir. Bu makalelere hatime vermek için şairin eserlerinden, takib etti. ğimiz usule tevfik ederek, bir parça terceme edelim: Chiâ.. İHarold.dan: (Unutulmasın ki şair bu namla başladığı eserde ilk önce kendisini bir nikab altında gizle. meğe çalışmışken sonradan O ni - kabı açmış ve doğrudan doğruya nefsini tasvir etmiştir.) 4 köyduğum| «Evet, ben daha az şid'letle dü. şünmeliyim! Ben şimdiye kadar, — Nersde otlarsam otlyayım;|- pek uzun bir zaman ve mahuf fakat bunda benim ne suçum var?|bir surette düşündüm - beynim Doktorun jübilesinin kutluls - nışından birkaç gün sonra kasa » baya maruf ve çok nüfuzlu bir profesör olan şimendiler idaresi - nin başdoktoru geldi, Baş doktor bu arada şimendifer cilerin hastanesini ziyaret etti. Bazı tetkiket dolayısile başdoktar,İ ğer bu ilâcın... Şey izeyi odası i, - 3 ... Şey pardon, bu|hizeyi kapattı ve na çekildi. tahmin edilen müddetten fazla k&.| davetin esas isibarıle aleyhinde-| Artık bu kadar miskinlik te faz sabada kaldı. Bu arada yeni yü öa) yim!, Senin bu zorlamana karşılla idi doğrusu. Simdi profesör kaynıyarak ve takaten (düşerek kendi gizdebi içinde . hayaletlerle ve ülevlerle dönen bir uçurum ha. işte henüz genç iken kalbimin hamle. lerihe hâkim olmajh öğrenemiye- rek, - hayalımın kaynakları ze - hirlenmiş oldu. Şimdi artık geç kaldı! - Mağmafih, kuvvette gene öyleyim, lâkin değiştim - zamanın azaltamıyacağı elemlere itahsm mül etmek » ve talli itham elmek- sizin ruhunru acı meyvalarla do- «Harold kendisinin insanlar sü. rüsünün ârasında, - yaşamağa Ji. yakat sahibi olmadığın: anlamak. ta gecikmedi. . Kendisile başka - ları arasında büyük farklar var - dı, - fikirlerini başkalarınkine uy- durmağa kadir değildi - gençliğin. de ruhu kendi fikirlerile çiğnen - mişti, her zaman kendi istiklâli. yeti içine çekilerek . düşünceleri. nin idaresini haklarında isyan düy duklarmın ellerine bırakmamış - tı. - Ye's içinde bile mağrur kola. rak kendi nefsinde bir âlem bul dışmda bir ha. 1 «Bir müneccim gibi gözlerini yıldızlara dikerek - onları ziyala. ri kadar nurdan mahlüklarla dol- durarak . arzı, ve onun mülevves şürişlerini, insanlara (beyhude htiraslarım, - hep birden unut « muştu - ruhunu o mihverde tut- mağa muvaffak olabilseydi mes'ud olacaktı, - fakat bizim çamurdan yuğurulmuş mevcudiyetimizde ru. hunun ilâhi nuru boğuldu, - çık- mak islediği ziyaya kavuşması im- kânı kendisinden kıskan:larak © sirgendi - ve insanlığa semalarda sahasını açan münevver ufuklar - dan uzak olarak esir kaldı. «Halbuki o insanların muhiti. de, endişelerle mahmal ve muz. tarib bir mablük olmuştu - kanadı kesilmiş vahşi bir şahin gibi, hüz. nünün arasında melâl il rana irak... Onun asıl vatamı ise hudud. “İsuz açık havalardı. - o zaman buhe rana tutulur, ve göğsünü, gaga , sını mahpesinin tellerine çorpa » rak tüyleri - kanlara bulanıncıya İkadar çırpınan mahpus kış gibi füturuna galebe çalmak isterdi İşte böyle rsir sokunun aleşi yü « ğlnin kanlarını içmekte devam ederdi.> * Baştan başa böyle nevehat ile dolu olan Chili . Harold.dan nak- lettiğimiz çu küçük parça ile şair kendi maneviyetini başka şeha » detlere hacet bırakmaksızın (as vir ekmiş oluyor, Eserlerinin he- men hepsinde bu neviden itirafla. ra tesadüf olunan bu bedbeht a - damın olanca san'st yükseklikle. rine rağmen beşeriyez için lesliyet ve şefkat kevseri isale edecek ilâ. hi bir menba' olması lâzım gelen si'rini nasıl müsemmim yapmiş olduğuna kükmetmek mümkün dür. H.Z. Uşakhgil « Bir Fransız vapuru zaptedildi Nevyerk, 27 (AA) — Bir İn. giliz kruvazörü Hindi Çini sula, rında bir Fransız vapurunu zaptet. miştir. line gelinciye kadar ederim!, — Hemen yarından tezi yok'. — Olur. Fakat şunu iyice bil kii çatıpi gelmişti. Doktorun yeni yıl şiddetle protâsbö ediyorum. - kasabada kutlıyacağı haberi, dak- Ertesi gün doktor, otele gide- torun karısının kafasında” parlak| rek profesörü davet etmeğe bir bir fikir doğurdu. yeni yıh Kutlamak için bize davet | nâkaşa cereyan etti: edeceksin!... yok ki... — Pekâlâ yakışık alır... Bu şehirde yabancıdır. Bu daveti şük. ranla karşılıyacaktır. Sonra, hep- sinden mühimmi, sana faydası d0- kunabilir?, — İşte ben de bunun için İste. miyorum yal,.. Herkes; doktorun çıkarı var da onun için profesörü umumiyetle, Kocasi-İdavet ediyor, dıyecek!,.. Margarita, hâkira bir sesle: — İlâç ta acıdır, fenadır amma, faydalı olduğu. için hepimiz seve seve onu kullanıyoruz!. — Fakat ben sapasağlam bir &- damım!. Pis profesörü, şey psrdon, pis ilâcı ne diye kullanayım!... — Grigori, beni sinirlendir. sünepesin derdi. Se. mel Dediğimi yap!, Yoksa fena huri. Peki karıcığım, peki, davet YAZAN : EKREM REŞİD Bu sözler Melpsmeniye yalnız fikir değiştirtmemiş, ay zaman. da her türlü itidali, terkini, hattâ el iptidal âdab ve muaşeret kaf » delerini unutturmuştu. Çılgın bir sevinç yaygarası kopararak Te - 'Temelimo, Gene sen eski Temei, benim Te - mel oldun!... Ah mon amour!... i Temelimo... Ma vlel... İ Şetvan hicabından nereye sak. İlanacağını bilmiyordu, kızarmıştı. Böyle bir sahnenin alâmeleinnas ve bilhassa Didarın huzurunda ce. reyan, edisi biçare Şetvanı yer - lere geçirmişti. Bir aralık gözü Di. darın gözüne ilişti, Fakat, zannet. tiği g'bi Didar hiddetlenmiş de . ikaya gi.lgildi. Didarın: — Ne oluyorsun efendi, ne ezi- Ep büzülüyorsun,... Ne var7... Diye tekdir ğu #wallere Setven: — Hiç, bir şey yok karıcığım... Kadın hâkim bir cüz ile kocö-İkânun sabahı Fi» — Kartcığım, fakat yakışık alJoldv... maz!. Ben onu şöylece tahiyo . |paylamal, rum. Aramızda samimiyet falanlce türlü yakit bulamadı. 31 Biri hastahaneden md karısma telefon etti. — Sevgilim, biliyor musun ne Fakat rilen ederim beni davet etmişler... — Ne ilc bunak. — Şey pardon. Profesörü yani. Dektor Şuşakof bizden önce onu davet etmiş!. > — Ben öyle olacağını zaten bi. liyordum. Ya sen nerede id'n?. — Fakat benim bunda ne su- çum var?. O daha dün gece onu davet etmişl, — Halbuki ber sana, onu da- vet etmek için deka evvelki gün söylemiştim!. — Fakat sevgilim vaktim. ol. madı, Biliyorsun ki dün ameliya- tim vardı. Dün okşam bir klüp iç- timama gittim. Benim bunda ne var?. — Aptal!, Kocn profesörü eli. nda. altından kacırdm!, — Sevgilim fakat rica ederim. Beni büsbütün Neler işitiyorum... Melpomehi ise, memnun, mes'ud her fedakürliğa hazırdı. — Yok canım... Apuslol yalan söylüyor, ben para ne yapacağım?. Ben Temelimo buldum, benim pâ- Ukarya Temelimo.... Başka bir şey istemem!... Para sizin olsun!... Madam Hayganoşun evi alkış ve «yaşa» seslerinin tesirle bir - kaç defa yerinden sarsıldı. Apustol paraları çantaya yer. leştirirken Dürrü istikbalden bah. sediyordü: — Bu sefer cambazhane olma- sın da müh'm bir revü kumpan. yası olsun, Amerfkanvari bir isim buldum, Apostol's Revlew Com. pany! Bununla dünyayı (dolaşır, servetler kazarırız!... Sülün satıldı: -- Bu revüde fevkalâde bir nu. mara olacak!,,, Hava-Civa numa- rası!,.. Hava.Civayı evvetâ sahi diye gösteririz, sonra salondan bir kaçımız atıhp bunları birbirinden ayırınz!,.. Ben o meşhur akşam seyircilerin arasındaydım... Hava- makamında sordu-| Civanım birbirinden. koparılması! vardılar. derin parıltıları vardı. Trenin dur. yorlar?... çok hoşa gitti. Didar Sülünü görüp gtmeklel Meğer ilâcı bizden ön.'rip sılsınız, diye sormağa geldim, de- profesör yüzünden bu kadar üzül- ceriksiz bir adamla konüşinik bi Je istemem. Margarita Livovna şiddetle a- gidecek, Grigori Yevgenyeviç ge- ne eski vaziyetinde pinekleyip duracaklı. ah miskin herif, ahi. Margarita Livovna akşama ka- dar odasından çıkmadı. Hattâ te leton zillerins bile aldırmadı, Hal Pi ALİ mim ın çaldı, durdu, Bu hal Margarita'yı büsbütün sinirlendi" di. Hizmetçi kız, odadan içeri gi- de doktosr Şuşazoflardan te- ledon ettiklerini haber verdiği za- man, Mehgarita daha fazla taham mül edemedi, Sivir ilâcı içmek medburiyetinde kaldı ve yatağa Grigori o Yevgenyeviç, her 7a- manki gibi tam saat yelide eve döndü. Doğruca karsının odasına girerek, maheub bir ediNile kapı. nın eşiğinde durakladı. Margarita Livovna, hakaret do lu bir sesle: — Benden ne istiyorsun?, Diye haykırdı, Doktor: — Sıhhatinizi merak ettim, na. di. — Penanın fenasıyım.!, — Sevgilim. şu ilâç... şey şu mek doğru mu?. — 'Tabit üzülürüm. Çünkü sen rim... Sözleri çıktı. Sülün, hafifçe gü- tümsiyerek: — Siz o akşam oynadığınız ro. Hi oynarsınız, fevkalâde ımuvaf - fak olmuştunuz!,.. Dedi ve müşevveş rakmamak, Did mininin önüne geçmek ve onda her hangi bir ümidin doğmasına mahal vermemek için, Yıldızı gös. tererek ilâve eitis bir nokta bı- G Bu işde ben de bir rol i şehirden bana birkaç kartpos. miskin, sünepe, âciz bir adamsın!, Yeni yıl gecesi göğsü nişan, ta, nınmış nüfuzlu bir şahsiyetin, Şuşakofların sofrasında değil de, bizim soframızda oturması daha iyi olmaz mı jd17, Ve bu senin için az mı iaydah olurdu?, Miskini, — Fakat sevgilim, üzülme, bi. zim soframızda da göğsü nişan bir adam bulunacak!, — Yoksa mübendis Konikof'a mu davet etttin?. > Jaa — Yoksa kutup tayyarecilerin- den Petr Stepomoviç'i mi çağır dın?. ğ — Hayır. —Peki öyle ise, kimi çağırdın?, Doktor hiçbir cevab vermeksi. zin karısına, ogünkü posta ile gek miş olan hüküme” merkezi gezete lerinden birini uzattı Kadın bir hamlede, Kocasının, kırk yılık hizmetine mükâfat o. larak, en yüksek bir nişanla taltif edildiği hakkındaki fıkrayı oku. du. Yüzü bir an için kıpkırmız olâu. Gözleri genç na tu- tuştu. Nüvazişkâr bir sesle: ez Grişenka, dedi, sevgilim, bu nemi oldu?. Nasıl oldu?. Grigori Yevgenviç ellerini ©- wuşturarak: — Bilmiyorum sevgilim, dedi, hem vallahı bunda benim hiçbir suçum yok!. Margarita: rn niçin anladım. di tal gönderiyorlardı, Bu s9; ayla Halebi, Şamı, Berutu, Kudü. sü, Bağdadı, Muşulu ziyaret ettik. lerini öğrendim, Daha sonra Hindistana geçmiş « lerdi. Bvvelâ Bombaydan 'Delhiden, Benaresten, sonra Patnadan, arın her türlü tah-| Calcuttadan kartlar aldım. İşleri- bin fevkalâde iyi gittiğim mem . muniyetle öğreniyordum. Bir müddet sonra Bangkokda ol — Tanıştırayıml... Karım Yıl.)duklarını haber aldım, Saigon rad dız!... bu şehirde muvallaki . Fakat o sırada Didar Kara As-İyetli temsiller vermekte oldukla, lana gülümsüyordu, * —0— rını duydum. Birkaç ay geçmişti. Günün bi. rinde Singapourdan postaya ve - Bir ay sonra bütün hazırlıklarİrilmiş Apustolun bir mektubundan ikmal edilmişti, Yola çıkıldı. A -İ Sumatra,Jave tarikile Avvstral - postol's Review Company altmış yedi kişiden mürekkebdi. Âlemi devretmekle neticelenecek olan bu uzun seyahat birkaç sene süre. cekti. Haleb ilk merhale olarak ta. yin edilmişti. Dostlarımızı Arkara istasyo - bunda Toros ekspresinde gördüm. Hepsi son derece nes'eli ve bahti- Gözlerinde büyük üm'd- duğu müddetçe konuştuk. Hare - yaya geçeceklerini, orada Sidney ve Melbourne şehirlerinde tem - siller verdikten sonra cenubi A merikâya gideceklerini okudum. Bu mektub Apustol kumpanyü- sından aldığım son haber oldu. Harb başlamıştı, dünya karişıyor- du. Acsba dostlarımız şimdi kürel arzm hangi noktasında bulunu . Kim bilir ne oldular?... SON i , j i