© Bart (Husi) — Vekâletin © kararile zam gören öğretmenler SON POSTA Siirdde Yeni vali şehri susuzluk- tan tamamen kurtardı Sürd (Husimi — Uzun seneler- denberi şehrin bağrıni yakan susuz- İuk artık giderilmiştir. Valimiz Ha- lük Nihad Pepeyi Siirde geldiği ilk gün ilk işi şehrin suyu ohnuştur. Halkı bu “susuzluktan o kurtarmak için çareler aramış ve hiç boş dur- mamıştır. İhtiyacın giderilmesi için mücadeleye başlayan Vali şehre ya kın Gafya namile maruf suyun Sir- de ukıtılmasına çalışmış ve mihayet bu'su şehirin içine kadar getirilmiş. Bir. Bügünlerde yeni bir çeşme de Samsunun yüzel ve zengin bir kazası: VEZİRKÖPRÜ Vezriköprü (Hususi o Muhabiri. mizden) — Vaktile Amaşyada o. turan Danişmendler ile Selçukilerin İçinde birçok güzel camileri, çeşmeleri, ve konak ve bedestenleri bulunan kasaba her yıl daha modern bir hal alıyor Kasabada müteaddid debbazhane- ler vardır. Bafradaki İş Bankasina aid büyük ve modern kereste fab- izmit bugün kurtuluş bayra- mını heyecanla kutlulayor Bugün İzmitin kurtuluş bay- ratıdır. Düşman işgali altin. da uzun ve aci seneler zulüm ve facialarla dolu bir hayat geçiren İzmit, kurtuluşunu can dan tezahürlerie — kutlamakta ve bayram yapınaktadır, Dünyanın em görülme- miş bir harb felâketi içinde KOCA İAbdülbanldin daveli Sultan Hamidin iradesi üzerine vilâyetlerde i bulunan başpehlivanlar İstanbula geldiler, Yusufla Aliço da ikinci defa karşılaşacaklardı Adalıyı en ziyade o düşündüren!) Beşiktaş kahvesine geliyorlardı. Yusufun meyden alması idi. Sultan Hamidi Saninin pehlivan. Şaka değil; Aliçoya o kolaylıklaİları İstanbula toplamuktan maksadı mukavemet ettiği gibi, okendisininlne olduğu malüm değildi. Cülüsun- yıldıramadığı pehlivan — karşısında|dan sonra; belli etmeden, yavaş ya- susta durmuştu. vaş dağıttığı pehlivanlar herhalde İş fena idi, istikbalin baş pehli-İgüreşe olan mi dan ve zevkin. varlığı Yusufla, kendi o arelerinda|den ileri geldiği enemezdi, Çün lmardi İsi er eşi ileri gelenlerine bir sayfiye şehri o-İrikası için işletilmekte olan Kunduz;Ç alev alev ya şu anda, Yi çatallı bir mesele halinde kalacaktı.İkü; Sultan Hamid, pehlivanlıktan, şeh ime kararlaşırılmıştır. İlan Köprü kasabasi, aşağı Kızılt-| ormanları Köprü hüdudlari içinde-| 0 hür ve müstekil Türkiyenin (| İhtiyar Nliçoyu ortadan çıkarma İzorbulıktan hazzetmezdi. d a ia i di & i in ri , ir nişancı idi. attâ, deni ihetinde, Çayka|dir. Bu vasi ormanlık, fabrikasın| ğa çalişirken şimdi de, zgin bi yi miyelin mam nd, Meya en tsatakk özmivelklkkiimi ebfBGl ge. çikmişti. Yusuf. ne Karasör Aliye |velver kurşunu ile otuz kirk metre- da 340 rakımlı düz ve çok geniş birlmin etmektedir. ve ne de Hergeleci İbrahim pehli-Jden kalın bir ağaca “teş ederek Bartında maaşları artırılan öğretmenler gunlardır: Hilmi Erdem (Maarif memuru), Nuri Atala (Askeri okul öğretme- ni), İsmail Erdoğan o (Cümhuriyet öğretmeni), Baha Mete (Cümhuri. yet öğretmeni), Nuri İnegöllü (Or. saha üzerinde kurulmuş manzaralı bir kaza merkezidir. Osmanlı tarihinde (ehemmiyetli roller oygamış olan vezirlerden Köp rülü Mehmed Paşa ve evlüdlari ile amcazade Hüseyin Paşa gibi şahsi yetlerin doğup büyüdükleri bir ka- saba olmasından dolayı Köprü ka. sabasi, sonralari bağrında yetiştir- miş olduğu bu vezirlerin unvanları- na izaleten «Vezirköprün adile va.! Çam tomrukları sallar vastasile Kızılırmak üzerinden Bafraya sev. kedilir. Gehe Kizilirmak #ahitinde ca Bidelfe ve Kırkpınarda iki bü- yük un fabrikasi movcuddur. M. larinin genişliği ve mutedil Dimi dolayısile her cins hayvan yetiştir- 'meğe müsaid olan kazadan civar vilâyetlere de Kayvan sövkiyâti ya. pilir, Yolcu ve eşya nakliyatı için ikinci bir keteste fabrikasi ve ayri! mor, uzanan yaz yük “bayramın sevinç ve he - yecani ile doludur. İzmirliler, dünya yangin ve felâket içinde iken, bayram yapmanın saadetini müdriktir- ler. Ve bugün her şeyden ev. vel göz ve gönülleri kendile- rine ve Türk vatanına bu saa- deti veren Ebedi ve Milli Şef. vana benziyordu. Pulat g Sal. Jisnini yazardı. hı, elli ayaklı, okkalı birpehlivandı O, iyi bir ı Aliço, oldukça yorgundu, E: du. Sultan Hamidin, hariç orman- si hacamat olmuş gibi, tirnak lara gidip avlandığına zahib olma- sile müteaddid yerlerinden ww. Etrafı duvarlarla örülü YıL kaşı patlamış, elleri Hiç sesini çikarmiyor, ş vik derin, derin düşünüyordu. Ye .İgetirilen ormanlık koruda avlanır meği bile iştiha ile yiyemedi. Ye -İdi. Bu koruya | haritden, tavşan, meklen sonra, bir aralık Adalı sor-İceylân gibi hayvanat getirilerek sa. hveril i, Atlığını vurur. Usta! Nasil buldun bu kıza. binici idi. Fakat; Ata am- i z R i öylece şöhret al- önü ö duyeri başöğretmeni), Fethiye Kıp-|siflandirılmış ve böylece göl Havza ile Köprü arasinda muntaza-| 6 İerinin. ve aslan Türk Orda bel cak gene dört duvar arasinda ya- r e yi N p K . : - Çim bel, i > : z çek (İstiklâl öğretmeni), Melibalmişir. ve man otobüs seferleri yapılmakta.) € sunun sevgi ve #aygısile tutu” — Hepten pehlivan Adalı! sadığı sarayının bahçesinde biner- © Ergenekon (o (İstiklâl öğretmeni). Kanla in iğ di arza yeli Mesleği) mi yzısi yalana dememiz Rİ #neler, konak ve bedesten gibi eset lerden birçokları o mevcud bulun maktadir. a O devirlerden zamanimiza inü- kal eden eski binalara ve gene bil hassa Türk tarzi mimarisi üzerine inşa edilmiş evlere de tesadüf edil; yolculuktan sonra kendisini Vezir- vudan doğruya ve Havza üzerinden Samsuna gidip gelen müteaddid İkamyon ve isler de vardır. Vezirköprü iklimi ve havasinin inen bir yolcu bir buçuk senlik bir köprüde bulur. Bundan başka doğ. Kurtuluş bayramlarini o » lanca sevinç ve heyecanla kut- luliyan ve bu sevinç ve heye» canin tezahürleri ile gökyüzü skislenirken İzmitliler 18 zil. yon Türkün hislerine — öncülük, ediyor ve diyorlar ki mukabele ettir Sultan — Amma, yaptın usta bel — Tel Görmedin mi? — Gördüm usta! Hepten kalp düren pehlivan Mustafa idi. Yıldız muhakemesinden ve Dok sanüç Harbinden sonra; yavaş, ya. vaş İhlamur köşkündeki pehlivan bel b) örü üzeri Aliço; Adalının bu sözü üzerine İz enini Eğe en dk OL baklayı islattı ve söylenmeğe beller a En k kasabaya ayri bir) güzelliği ile Si ilâyetini, — İnönül Öl dediğin yer- Yİdit y 4 ra mc Harper da yi yazar m a regaib Tuttuğun ozaman görürün) Halbuki: Saltan Azizim şamdan Her yanı daimt yeşillikler içinde - kalacağız. kalp mı? Yoksa, altin mi! Hep -Jcbaaei kay a ei. il göze çaromakta olan Köprü kex-| Bursada tarla farelerile İemitin | kurtuluş bayramı, (İten. pehlivan o kizancaz! Benden|3* ema e poenlari- le Ömer beşöğremeni); İlminin, Diyez indaalı. şerif binp|| DU a benler kotlar olen. , Ölzenrms'bu. kizemcazi | merdemdan|nen kei hen pelivandı.. ğ kaz öğret.| ve meskenleri manzaraya başka bir » Y.Ö kimse gikaramıyacak susak ağızlı. n Hamidin, n e BANOŞMA Yanl Aliçonun lis güreşi” (bni çağırmakla makam. hr < di ğa (Sar Li Bursa (Husasi) — Yenişehir ka- Sivi eni ke voll Eski pehlivanların: bazilı halde bunlara kendilerini unutma: “üseni), Malmed Orhanoğ “İianbanm temizliğin belediye asinda 300, M. Kemalpaşıda 31.) SİVASta yeni parke yollar yet ederler ki, Kırkpınar güreşi, | ğini hatırlatmak, bolen ihaanı şaha- | — “şlerinde çıksin zorlukları bizzat'göre & ga By 2 öğretmeni Âli Uysal ÇTelkeönü Başöğre ni), Vehbi Tümer (İstiklâl başöğ | götmâni), Sadık Gültekin (Birinci! bölge gezici başöğretmeni), Hayri Dumi an (İkinci i gerici ö retmeni). Trabzon valisinin tetkikler Trabzon (hususi) — Vali Naci “Kıciman kaza ve mülhakatta yap- tığı tetkik ve teltişlerde Vakfıke - bir kazasında halkın şikâyeti üzeri. ne bu havalideki tahmil ve tahliye müş kaymakam ve acenteye halka kolaylık yapılması için direktifler vermiştir. Köylünün ihtiyaçları üze rine tetkikler yapan Naci Kiciman köylüye tevzi edilecek pisir' kal - madiğini müşahede - etmiş, halk ihtiyaçlarının âcilen giderilmesi için eden mehallerden misir celbi için gereken tedbirleri almıştır. Di. ğer kısımlarda yol vessir inşaat ü- azami derecede gayret serfetmekte dir, nn Medinede, Feebrirse alla yeni umran eserleri müşahede edil- mektedir. Viliyet merkezi olan Samsuna “115 kilometrelik munta- zam bir şose ile merbut bulunan Köprüde imar hareketlerine fazlaca hiz ve ehemmiyet veriliyor. Mer. kezde ve köylerde otuz kadar mek- teb inşa edilmiş, kasaba içinde park belediye gazinosu, mezbaha binasi, gocuk bahçesi, misafirhane, (ari mezarlık ve spor sahası vücuda ge- tirilmriştir. Kazada köy kalkınması. na da hususi bir ehemmiyet verile mektedir. 1938 yılında açılmış o- lan halkevi her sahadaki faaliyetine yeniden hiz vermiş bulunuyor, Ve- zirköprü ve çevresinde her | çeşid hububat yetiştiği gibi ince kabuklu ve çok lezzetli cevizi de meşhur. dur, Bu ceviz her tarafta fazla tağ- bet görmekte ve tercihan aranmak. tadır. Köprünün kendir, o yumurta ve afyon gibi ihraç maddeleri de kayde değer bir mahiyet arzeder. zerinde tetkiketta Obulünan vali Trabzona avdet etmiştir. eden bir memlekettir.İ çalışkan kol İznik kazasında da 10 hektarlık a- razide tarla faresi görülmüştür. Zi- rant Müdürlüğü bu müzir hayvanla işeğini mezkür kaznla; murluklarına göndermiştir. iraat me. Manisa (Hususi) — Halkevimi Sivas (Hususi) — Belediyemiz Berirci katakolundan Etewbey A pa ları ikmal ettirmiş olduğundan bu yol İnşalina yakında başlanacaktır. ar z Khabsaray kolu çalişmalarıni ie ayi zamanda kösele ve de-| hızlandırmıştır. Kol köylerde ve Cezaevinde bir şube ağimiştir. Resim ri de ihraç ari bayanları gösteriyor. ne vererek gönüllerini almak, bir kaç ay İstanbulda yedirip içiterek aralarında vaki dedikodulara süre- .. bmal Aliçoya çok dokunduğundan o gün- den itibaren ihtiyarlığına bakmiya- kı idmanlar yapmıya Em nde oldukça zağlanmiıştı. tan Hamidin, pehlivanlari İs. Bir gün padişah; opehi tanbula çağırmasının sebebini, baş- İstanbula çağırdı. Huzurunda güreş'ka türlü tefsir eden eski pehlivan- yaptırmak istiyordu, lar da vardir, Pehlivanları çağıran Sultan Ha-| Bu pehlivanlardan Koca Murad midi sani idi, şöyle anlatırdı: Padişah iradesi üzerine vilâyet.) — Al Suavi vak'asinden önraj lerde bulunan başpehlivanlar İstan-| Sultan Hamidde bazi endişeler bu. bula geldi. Bu meyanda ihtiyar Ali-| şule geldi. Oraya buraya dağılan ço da vardı, pehlivanları kendi bendesi * haline Pehlivanlar, eski Haci Hüseyin) getirmek için İstanbula getirtti. Ost Bağı yani, Ihlamur köşkü yurdu da-| baş, bolca ihsanı şahanc, nişan ve Zıldığından hanlarda yatiyorlardı. ileri gelenlerine aylık bağlıyarak e- Beşiktaşta Kömür Mehmed Etfendi)ğızlarını kapattt, isminde birinin Sultan Aziz devrin-| © Allah rahmet sisin, Kara Ahme den kalma bir pehlivan ve höroz-ldin ustası Hergeleci İbrahin pehli - cular kahvesi vardı. vandan da şunları işitmiştim? Koç meraklıları, horoz dövüşü.) |. Sultan Hamidin, pehlivanlari leri, pehlivanlar bu kahveye gelir-| İstanbula toplamasındaki sel lerdi. Burasi adeta Ihlamur köşkün Bulgur meselesidir. Ekseri pehlivan den sonra; mahalli mülâkat ve te-|lar Deliormanlıdır ve Bulgaristan lâki mokası olmuştu, lıdır. Padişah, bunları İstanbula top Huzurda, güreşecek pehlivanlar, |layıp hepsinin gönlünü aklı. Nişan ekseriyetle Tophanede bulunan han | verdi. Aylık bağladı. Tekrar mem- larda yatıyorlardı, o Gündüzleri de, |leketlerine iade etti, öküz arabalarile, veyahud atlarla (Arkası var) ay por. Sedir gi her takılşı, bütün | Gençsin, güzelsin, cazibsin, üstelik G ö TEZ - *Son Posta, mf yüzündeki Mmuztarib çizgileri | biraz| geceyi azab içinde geçirdim. de çek iyi bir İlin Selma... iyi bir Ka romana Şaha gölçeliyor. Kardeşi, ceki, 0) Selmanın sesi, gittikçe yükseli <|izdiceç seni Üridlerniz Ge sın; Ağabeyimle alay ediyorsunuz sani- © » FAHİŞELER Nusret Safa Coşkun EEE biğin dörtte birini buradan sofaya luk sabahlığı içinde ne kadar da güzel.. küçük yastığı baştnın altında kaybeden altin renkli saçları, be yaz. pembe serpintili yüzü, İâciverd gözleri ve nihayet bunları tamamlayan ince, mütena- sib vücudila, Selma bu dekora ya” yor, bu yükselişe isyan, iztirab, nevmidi daha da birçok şeyler ka. rişiyordüt kal İ, — Herkesin üstünde zarif tuva- İetler.. zengin, mağrur hanımefen- diler, süslenmekten, kur yapmaktan na doğru pekâlâ götürebilir. Asabi, müstehzi, hirçin bir kah- genç kiz katilircasına fakat ağlar gibi gülüyor, gülüyordu: — İyi bir izdivaç, iyi bir izdi- vac.. düşmüş bir ailenin, kona? ma. K sani. i an başka hiçbir endişeleri olmıyan cici| kelizi, yorum annel. Gene isen bildiğini! salıvermektedir. Odada, iki sandik! kışmıyor. e hez yallede. oturum girçınlak, meziyet Birlnci kısım (e Ce phsirecek-ibir de gün gi «Ne eydi, insana tali güzel) yan, yazamınkığa içe le JAN iz kiz için bu, ümücleri gülmekten — A - Ana oğul ve kız.. Altmış yıllık kara bir ömrü bem az bir büşta toplamış ihtiyar ka. din, mutbak kapısından seslendi:! — Çocuklar bir şey söylemiyor-! sunuz, bugün ne pişireyim? Sualine evvelâ bir sedir gicirtisi seval verdi, sonta da bir zenç kiz tin! Rica ederim bir sorma.. bu bana çok fena tesir ya. Piyor, Sanki başka bi: işi memiz kabilmiş gibi, Aksaçlı ihtiyar kadın, mutbak ka pisinda kıpırdamadan © duruyordu. Eğer sola gece kadar karanlık olma saydı, buruşuk yanaklarının çukur- larından, tepelerinden o yuvarlanan! iki damla iztirab yağinurunun du- daklarının iki yanından hızlanarak palı kapı ile, yarım açik kapı ara- sında bir sedir var. üzerine genç kız uzanmiştir. Mutbak kapışile, seytek dişli bir ağıza benziyen ba, zılari kopmuş trabzanların bir mer- diven başı olduğunu işaret ettiği kisim arasında, bacakları bir masa, yanindaki hasirlari parça lanmış sandalyede parlak siyah saç. İi, zayıf, sofanın gecesinde zeki olmalıf« Delikanlı gözlerini ondan ayırarak defterlerin sayfalarina her girişinde böyle düşünüyordu. Genç kız, annesinin «Ne pişireyim!n sun. lini cevablandirmak için doğruldu- gu sedire tekrar uzanmıştı. Kıpır- İdamadan, konuşmadan, gözleri, tah nüzüllü| taları birbirine küskün, araları dör. der parmak açık tavanda, inuttasıl düşünüyordu. ) — Selma dün gece eğlenebildin mi bari?.. bayıltan bir ümid olmaz mı), — Çok bedbinsin Selma! — Çok nikbinsin ağabey! , Arne, mutbaktan çocuklarıni din Hiyordu. Kollarile, gözlerinde biri- ken yaşları kurulayarak sofaya çik. h. Bir kenara ilişti, yağlı ellerini dizleri üstüne tutarak? — Ağabeyinin hakkı var Sel . mal, Dedi.. senin hetşeyi bitmiş gö- rerek üzülnene hiçbir sebeb yok. lar, bunlarin arasında benim yeri- mi yadirgamıyor musun ağabeyi Delikanlı başını önüne eğdi. Bi şey söylemek İüzumunu hüsettiği için, ne söylemek lâzimkeldiğini ka. fasında evirip çeviriyorduz — Büsbütün haksız — değilsin!. Fakat bu derece bedbin olmağa da lüzum yok. Hayat, tesadüfler, si prizlerle dolu.. dün ne bugün ne haldeyiz. Yarın da ne olacağı- desi tahtalara düştüğü görülürdü. Dişsiz) gözlerini seçtiğimiz, muztaribyüzlü mizi bilmiyoruz. Kimbilir belki, || Allahtan ümid kesilmez kızım. Bak © — Hindi doldursan fena olmuz!nğzi, bir çizçi haline selen ince 50-|bir delikanli oturuyor. Amme, ağa | Ağabeyini. dinlenm iin önüm), Genç kiz ağabeyisinin. sözünü)tem 60 yaşındayım. Babuna evlen si luk dudakları kıpırdadı: bei Yürilmyi; deki defterleri ileri itmiş, kollarını! kesti: meden evvel, büyük baban Abdül Ni appden li el Aİ ea ei) 5 dirseklerinden masaya dayayarak. — Dünü ğ hamidin bir darbesine uğramış, aze be ek tayıbi sl İĞ een kene kam eği arasını deldi) başımı çenesinden desteklemişti | yarının caki ole edilip sürülmüştü Koca bir eline Ta veiye birceikek #eni İienuşuleğakepinn. sana, hirmetçisim bir pey) © Genç kır; biraz evVul “eğen, Selma, vaziyetini bozmadan. cevab | ğına Mem ei kepler eğ See Sa. — İns » Bi beğendiremediği günlerin. yâdizâ- tane ç yorduz uyku mahmurluğile sedire uzatımı, — Ben ne olsa yerim, Selmanin|"ls İtir; dekkanlı sabahin sofaya gizeme m mn ekiş öyek dede Gişir, ıTahtslar, kapıları, karikatür giz-|diği saatlerdenberi masanın başım, Sedir bir parça daha yüksekten| silerine benziyen küçük bir evde-'dadır. Önünü dolduran dosyalar, Bicirdadı. Üzerime . uzanmış. olan) yiz. Dar, karanlık, “wukedet bir 20-) iefterler, kâğidler eremnda. yayık . tenin doğrulman bacaklarını ye. |fa,. buraya üç kapı açılıyor: Biri vücudu daybolmuş gibi; baana a5 © e indirerek oturmuştu mutbak kapısıdır: eşiğinde ihtiyar) ziyan belini doğrultmak icin ğe P ine imkân v 00, e Canımın istediğini bir. aylık anne duruyor. Diğer kapılardan bi- ane edyör. od pim a li Ti e paramız temin edebilir) rinin kapısı yarı açıktır; iki kücük|lerle dosyaların arasindan kama bizim bik püvaletla gir © geçinme mi? Ay başına daha on gün var:pencere dar sokaktan aldığı aydın.İ gözleri sedirdeki kardeşine uzani-'tiğimi biliyorsus, Herkes bana ba-İ. züm ona eğlendim! — Niçin sözüm ona). Sedir gene gicirdadı. Genç kız doğrulmuş, iri, uzun kirpikli gözle- rini ağabeyisine çevirmişti. — Bizim, gibi insanların, böyle kalmadı. Bulaşığı zavallı annem yi- kardı. Biz de hep böyle gidecek, sefalet yakamızı birakmıyacak sa- nirdik, Günün birinde baban beni > Tekrar yüzümüz güldü, Be. ciğin savruk, imsiz, çapkın bi den de ümid kesilince, sukutu haval|adamdı amma, bize büyi b DE daha ağir olmuyor mu?.. konağından daha mükellef bir bar; — Elbette... elbette amma, henüz! yat temin etmişti. sen ümidini kesecek hale gelmedin. (Arkan var) Selma. kayıplarını ne olursa olsun tekrar kazanabilir. Fakat ümidini kaybederse. mid, ümid, güzel şey bey. ümid et, ümidlen, her gi ümidi gözliyerek geçsin; lâkin ümid —