Karadağ Muhittin Birgen mek üze buküçük ayi ifade ct kleri Osmanlı devritme ai iğunun son dolu hatıri çalışmıştır! cuklarının kaç bin gene kim b ir anesi ve kaç onbin ta- arı tırmanırlarken ara yuvarlan- , parça parça olmu: im yaşımda olan her Ti zim babalarımız, bu d bitip tükenmez hikâyeler dinle - mişlerdir. Alp dağlarının Arnavudluğa ve stana doğru i : vücuda iştir. Yanyana dizilen, bir- , eski ta- bu dağ- » karışmış ta- biat cilve nların arasın- da » ta lik devrinden epin 000 top pöfusu v orada #sırlarca dünya Yaşamış, fakat, Karadağ, öy ki, orada, bi avuç bukda la bulmak icin kayal: Islav hal bugünkü mivet an”; eden küçük ve fakir bir nilfu O kadar ipt esi ki, 1912 senesine ndan, aldığı emi nh İmparatorluğuna lân etmiş in emleket hs te, adaleti orta usullerle tevz! e Küçi rayının kapısının önüne çık, ları yerlere eğilen tebeasını sına toplar, onların davalarını bi zat dinler ve her nevi med ka- nunu veya muhakeme usulünü bir tarafa bırakıp, kendi arzusuna göre hükmünü verirdi! Bu Karadağın iktisadi varlığı da böyle iptidsi bir şeydir: Ne raate, ne çobanlığa, ne de sanayie müsaid olmıyan bu memleket her Muhtaç olduğu şeylere mukabil yegâne ihracatı da meşhurdur: Uzun büz, güzel yavılı, mavi gözlü ve beyaz tenli insanlar. Bir zamanlar, bütün Avrupada, büyük ve zen - gin kapıları beklemek san'atı bu pmsanların etinde idi. Karadağlı sa dık bir b ip veyahud iyi yetişmiş bir hizmet- çi olurdu. Hattâ Karadağın ist İâl veya muhtarivet devrin nun Babiâli nezdindeki sefirle gtr bile «Kapı kâhyası» unvanını ta-|* şırlardı! Bu memleketin, bilhassa Prensi ve bilâhare teşehhüi miktarı Kralı olan meşhur. Nikita dev de, en meşhur racalından biri de, Avrupa saraylarına gelin tiştirmek oldu. Bir kızı Peters - boury'da, bir diğeri Romada, bir üçüncüsü Viyana bir yeğeni Londrada. Nikita tün Avru- pa“saraylarında akrabaları ve krallar ara mları vardı! nda da a Adriyatik sahillerinin bu kar - tal yuvasında yerleşi olan bu eski Islav prensliğ tari hi icinde kendisine mahsus birrol oynadı. Os ne çok iyi girmiş olma bil, Karadata Osmanlı İmparâlor- Tuğu hiç eirememiş olduğu gib İmparatorluğu karşı Balkan mewleketleri arasında bi- (Arkası sayfa 8 Osma boylu, gür -| Avru-|* he rkes | en sinirle his de olmaz. Yalnız insanların bazıları si i muhafaza ederler, se derhal parlayıp & m karşı nasıl mücadele ediyor? Şehrin projektör tesisatını tetkik m i şu sıralarda, dafaasına çok ehemmiyet veril büyük haz letın projektör te sina | b 1 bir hava müd. Löndr Gerek Leandr büyük İryriiiz tör tesisatı da faa tesisatını ve arada şebekesini ziyaret etmelerine saade etmektedir. bizzat kumandani müdafa, termiş gazete muhabir; ini hususi sure te, şehir müdafaasını görmiye da- vet etmektedir. Londranın etrafında gerek t yare dafi bataryolarına, gece avcılarına yardım etmek v rifesile mükellef çok kes'f mevcudduı şebekesinin mühim vazifesi, tayyare dafi Jarile ve gece avcilarile hücumlarına mâni olma! Londranın etrafındaki tör şebekesi, birbirinden birer v yahud ikişer kilometre aralık), kurulan münfe projektörler den ibarettir. Londra etraf: tavvare taksim ve € batarya tevzi ve taksimile sıkı sıkıya bağ Altı projektö ierin tabirince altı projektör bölüğünü teşkil etmek tedir. Dört projektör . bölüğü, b projektör bataryasını terkib ede Bir projektör alayı, dört proiek bataryasmdan ibarettir. Pro jektör kuruluşu teşkilâtında mühim birlik, projektör batarya sıdır, Kondranın o etrafında yer ala bu projektör bataryalarının sübay kadrosu, yedek sü Me stındakt. Miz role kadrosu, gnelyeiin baylard. ekk LWwndra e vir bat tir. bası, hazerde alışmakta idi aman muvazzaf di için, Va uz rduda” hizm dört üstteğmen ve dört â cok defa ak için, muhte lif ecnebi gerekse pro e top- işbirliği |“ yaparak Londraya yapılacak gece vrojek vrojektörlerin tev- larının işinin ehli bir adam ısyan eden | Bunun maiyetinde fki vüzbas fle teğmen SON POSTA Mayıs 18, ram —e ' Sinirine hâkim olan hayatına da hâkim olur EN naz, şu veya bu gib bir vaziyette ha. ir ler. Şu veya bu gibi bir vaziyet bir kısım insanlar zİtayyarelere fevkslâde i- UN Sinirine ve hissine hâkim olan in, MT ni A ie sanlar giriştiği herhangi bir mücadele de müstesna bir fevkalâdelik çıkmadıkça daima gelib gelmiye nam. zeddirler, Sinirlerine ve bisi yanl çıkımıya mahkümdurlar Londranın hava hücumları esnasındaki gece manzarası ebe, k “1500 ze yakın er var. Bunların bü- yük bir kısmı, hazerde, ya amelesi, ya teknisyen | İmiş, de san'attan, himseler.. ri taryanın sübay er kadrosunun © 75 şi Londralılardan mürekkeb a hizmete ka a ri, fili , sley si geçirmektedir- yyare dafi batarya sındaki erler ise, ayrıca «tayyare dafi mektebisnde okumaktadırlar. Bugünkü İngiliz - Alman harb — İseraitinde, projektör bataryas; pi- yadeden ziyade düşmanla temas halindedir. Buna kani olmak için, Londra civarındaki projekt ryalarından birini ziyaret € “İbir talim dev: t rini i ziyaret eden, gazetelerden rinin harb muhabiri, y: 1 an n alık bir ei otomobilimiz Nerede radak: projektör inin komutanı 0- a bir onbaşıya se3- izi yanına alarak noktasının bulunduğu Burada ilk gözümü r kamyon ve ka n faaiyet halinde b ate ü oldu. Bu İSTER iNAN, r Tr. hâdiseye şahid olduk. Gayet t miz giyinmiş, kerli ferli şişman bir zat, biletçiye bir 90 kuruş - luk verdi. Biletçi 7 kuruşluk bi İetle beraber yolcuya paranın üstünü uzattı, Biletçinin parmak- İri arasından bileti çekip alan kerli ferli şişman müşteri: sü sende kalma! n Dedi. m et sütun 4 ie) İvar, Bunların hepsi de vedek sü - Hazerde, kimisi bululeçu, | motör, - | takib rk buradaki projektöre elek- ner, k, ir. Bira noktasının, pi irtibatını te; nun bulunduğu & du. Daha İe MuAZZaTD jektör duruyordu. oProjektörün kod reti 200 mily mdu. Batar-| atağı irik e o kadar 4500 n bir tayyarenin içinde mükemme. umak kabilmişi, Pro- jektörü idare eden iki erdir» «Biz projektörün yarına vardı. A:mız zaman, erleri, onun mpuaz - zam camını temizlerken bulduk. Projektörden 50-60 metre kadar ötede, ses dinlemiye mahsus maki- ne duruyordu. Bu hassas alet, dört «kulağını da göke dikmiş bulu. nuyordu. Makinenin bu dürt «ku- lağı» iki gözcü atkerin kulakların- unan birer cift Kulaklıkla mış bulunuyordu. «Erlerden biri,düşman tayyare- sinin irtifamı, vazifedardılar.. Bu nla- İtesbit edilme malümata isli leri geriye dir» «Projektörün karşı tarafında, ileride, kum torbalarile çevrili bir makineli tüfek var. Bu makineli projektörü pike tay erine karsı müdafaadır. Nok- ia komutan: onbasının verdiği ma- Yümata nazar bu makineli tü- fek, Almanların bir gündüz hücu- (Arkası sayfa 6 sütun 1 de) h İSTER iNANMA! Dün, bir tramvayda şöyle bir | Bir an vaziyeti kavramıyan bi. şaşkın o şaşkın bakması tekrar etti letçinin, üzerine — O Biletçi evvelâ kızarmıştı, ra da galiba sarardı. Parayi zor- la şişman müşterin eline tutuş- turarak: — Teşekkür dedi. Ben sadaka kabul etmiyorum! fi senin olsun! son- ederim, İSTER iNAN, İSTER INANMA! ne hâkim olmıyanlar ise ny | dimler diğeri jstikametini| ber işte zi- bilirsiniz, sinirlenebilirsiniz. Fakat Timürlenk ve kıble («Son Posta» nın tarihi bahisler muharriri yazıyor) Orta Asyadan kalkan Timur or ıları önüne çıkan her engeli yı- rak, her derek rliyordu "Timur nd his damdı Uaid ) $ plân üz an ç bor Eazlanmasını emreder, süren bir namaza başla halkın başlarır İsmil o eh prese sbih çeker, de ilim adamlarına kürmet- onlara ziyan ve rilmesine hiçbir zaman izin ver -| nedi. Her gittiği yerde ne gibi â- bulunduğunu s uzun münaksş lara uzun sualler açardı Bir defa »na Seyyid Ali Heme- dani'den bahsettiler, Bu adam çok sofu (di, günlerce haftalarca, ayla rea evine kapanarsk ibadete daldığı olurdu, Cabuülkâ| ve Cabürsa arasındaki büyük ve hayali seyahati üç defa tekrarladı-| ğını söylerdi. Bunlar tasavvuf ö-| leminde, biri mağribde ve biri meş rıkta büyük birer şehirdi. Sofulor zikrederek vecde geldikleri zaman bu muhayyel ve mukaddes şehir- ler arasında her türlü fena ma lüklardan ve şeytandan Allaha bağlılıkları sayesinde mahfuz ola- yan virmemesdi ydi. okura, tarken vüzünü mutlaka cable ve çevirirdi urlenk de en çok bul bin kta üzerinde durdu ve merâ etti. Hemen bir adam gönderdi; cayı yemeğe davet etti. Sev Al Hemedan, büyvükl ve kudretli hükümdarın Karşısı-| 8 v kadar saf , elindeki dok © bihle çaktı, | göğsüne götürerek | kadar eğilerek selimiladı. ln nk onun her hareke yor, soluluk dı ho. beline Trmur- gid şerefi misaf! bürük asitin tarafın minder te muh- hocaya: olan Buyurunuz- Dedikter sonra önde! yüzü kbleye dünmüş. ol vürüdü; «arkanı İ şekilde El'ni(* i gözden Sözün Eski defterler Isasi Ekrem Tali gene Onları, rahmeti olma; ara hiçbir kı nci bir bir sandı na gönlü, evlâdının ilk arına kiymet vermiş, p atmağa kıyamamış, sun kalzaığ fakat e: luğundan ve lamamış ker çev ısığı altında, urbet zehirile dopdolu, erimle eğile eğile vazif; defterler! m: He: yaz Dikkat eti 1 İe gide zâhir usan: birini ne ka- tina $ım! Sonra bir an evvel k kaygusile ih- bazı yerlerde Fakat neden utanayu Ben © vakitler yed a Aklım henüz sekiz pek ağır ay &. Elsan alu Maarif Vekili Ankaraya döndü sel bulunan Baarif V ek H Bir #n tereddüd yerleşti; kalmıştı, o da 2iiki: — Günah v Hoca baş giriyorsun! Kıbleye eğdi ve gayet ciddi bir cevabı verdi Sizin karşınızda olmakla k#bleye karsı oturmuş oluyorum! Timurlenk yenilmi Yemek neş'eli geçti. Kadircan Kaflı de oturdu. Hocn için valrız b'r yer