8 Mayıs 1941 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

8 Mayıs 1941 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i | ON POSTA İngiltereye hava akını Iöndru 7 (A.A) — Hava metş- ie bu sabah neşredilen teb - Dün gece Almen tayyareleri İn- Giltere üzerinde büyük bir fhalt - yet göstermişlerdir. Tayyareler İngikerenin birbirinden uzak mun takaları üzerinden uçmuşlardir. Clyde mıntakam oldukça mühim bir taarruza uğramıştır. Hasarat büyüktür. Bir miktar ölü ve ya- ralı vardır. Mersey mıntakası da taarruza ve hasara uğramış ise de burada ölü ve yaralı miktarının yüksek olmadık zannedilmektedir. İngilterenin cenubu esrki, Cast- Anglia, ve cenubu garbi mıntaka- larının muhtelif Omoktalarına da Bombalar atılmış ise de bu mınta- kalarda ölü ve varalı miktam bü- yük ve hasarat mühim değildir. Gets İngiliz av tavyareleri 9 düşman tavvaresi düşürmüşlerdir. İtalyan tebliği Roma 7 (AA) — İtalyan or - duları umumi karargâh'nin 396 numaralı tebliği: Şimali Afrikada harekâtıma Tobrukun etrafında devam etmek tedir, Düşmanın mukabil taarruz- darı püskürtülmüştür. Sollem cep- ee. e kollarının faaliyeti MÖ ğreniiğtne göre son gönler - de Tobruk Üssüne karşı yapılmış olan hareketler esnasında düşme- bin orta torajda bir gereisi daha batırılmıştır. Avcı tayyarelerimiz, Tobruk müstahkem mevkii üze - rinde Blenhsim tipinde bir tayya- e İl lara 5 özle ngiliz tayyare! ikin. : noktalarına e akmlar Yapmıslardır. Bir iki kişi telef ok- muş, cüz'i hasar vukua gelmistir. Sark! Afrikada Aldaji mıntaka- ında düsmânın yapmı» olduğu ye- Bi bir hücum püskürtülmüş ve çi ağır zayfat verdirilmiş - Parti kongresinde tesbit edi - len dilekler Birkaç ay evvel toplanan vilüyet Parti kongresinde birçek halk di - İekleri tesbit edilmiş ve bunlardan bir kısmı derhal yenine getirilmek Üzere ön plâna alınmıştır. Bu dilek Verde ileri sürülen kaza ve mahiyeler derilmesi işin belediye yeni sene bütçesinde tahsisat ayırmıştır. Ha - rTirandan itibaren bunların yapıl - masa — başlasacaktır. Belediyede bu işler için alâkadar deire müdür İerinden müteşekkil bir kemisyoc teşkil edilecektir. Mısırçarşısı projesi İstmlük işi yakinda ikmal edile. &ek olan Misirçarşmının istikbalde alacağı vaziyeti gösterir kir proje hazırlanmıştı, Bu projenin tatbikile Saranın Gi süilinin bozulacağı görülmüş, vaziyet üzerine yeni bir proje hazırlanması kararlaştırl. muştir. Dün, slâkadarlardan müte - şekil bir heyet Mimrçarşimna gide. İtek yeni proje etrafında tetkiklerde bulunmuştur. Kavgada parmakları koptu Şislide; Meşrutiyet mahallesinde turan Cemal adında bir şahıs: dün Valikonağı caddesindeki Yayla a - partmanından eşya naklederken: ven İhrehimle kavgaya Yalanmış. | EL nraye İİ ye ve ben Yazan; Muazzez Tahsin Berkand Herkes annesini sever, bense ondan nefret ederim. Beni dünya- yâ getiren, koynunda büyüten, şü- tile, kanile besliyen anamdan nef- ret ederim. Onu aklıma getirdik- çe damarlarımdan e bir geyin aktığını, kalbimin kinle dolduğu- nu. hissederim. Bana diyorlar ki — Yazık... Bak bugün armen ihtiyar, sakat denilecek kadar haş- ta bir kadındır. Ona acımıyor mu- sun? Gülüyorum.. kahkaha ile gülü- yorum. Ona acımak ha! Bana çel- tirdiği bütün ıtırablardan sonra mesinler. Ben onu bir ana olarak kabul edemediğim için onu sev- miyoram, istemiyorum. O bir ca- navardan başka bir şev değildir. Annem bana me yaptı? Bugün otuz beş yaşımdayım. Hâlâ eski a cıların sızısı yüreğimde, kanımda, canımda... Bunları birer birer sayabilir miyim dive merak ettiğimden ke» dimi şimdi eski hatıralarına bira- kıyurum. Kendimi ilk anladığım| Rün, onun çığırtkan ve hırçın se sinin zavallı babacığıma söylediği sözleri işittim: — Çekil git herif, seni daha fizla besliyemem. Hasta isen, ihti yarsan bana ne? Ben senin kahrı. nı daha fazla çekemem. Bvet bas- ka erkeği, birçok erkekleri sevi- yorum, onlarla yasıyorum, kendi. Bu şöriere babara ne cevab ve- rirdi? Bilmiyorum. hatırlarsıyo. rum. Yalnız ilk hatıralarım ara- sında onun iitrek omuzlar, hıçkı- rıklarla karışık gözvasları ve inli- yen sadası var. Babam niçin ve takta yatıyordu? Nesi vardı? Bu- nu hiçbir zaman öğrenemedim. Annem onun hastalığının mabiye- tini benden her zaman gizledi, Babamın öldüğü güsün gecesi- ni düşünüyorum: Ben yalağımda sarları ben ber geçe annemin ye nındaki adamisrın gözlerinde gö rüyordum. Bir gün odamda idim. Annermldi yanıma geldi. İlk defa olarak yü- ünün bana bakarken gülümsedi- ğini farkettim ve im garib bir hisle yandı. — Cicim sen artik büyüdün, bu basma ewtarilerle sokağı cıkamaz. | sın. Gel seninle çarşıya gidelim, | sana ipekli elbiseler, ayakkabılar, 'du. Dudaklarım patladı, kanlar i-'bir duman imlişar (etmekte olduğu. ipek çoraplar alalım. Birdenbire nefesim tutulacak! kadar sevindim amma bu sevin.|rav: niçin verdi? Onun savesindeile tutuşturmak ( kabildir. cim pek kısa sürdü, onun yerine kalbimi dehset — İstemem anne, ben basma entarilerimi seviyorum. — Sus budala, bu kıyafetle kıs- metin çıkmaz. Halbuki ben seni| lüsi beyin yanına götürdü... O ge-|Mumun terkibindeki istenrin veya - zengin bir adamla evlendrieceğim: İce, içimin derdini unutmak için |hud içyağı hararetin tesirile ilk ön- — İstemem anne, ben evlenmek | ben de rakı içtim, çok içtim, sar-lce erir, daha sonra gaz ve buhar ha- temiyorum. — Niçin? , — Babaraı hatırlıyorum. — Hangi babanı?... — Sey... Ölen babamı... Sen ona çok. eziyet çektirmiştir Ya | dönmüştüm. Annem beni Hulüsi|pir gey değildir. Aynı şeyi lambada ben de kocama senin gibi Zehmei| beyden sonra Mehmed boyle, son-)da görmekteyiz!. Yağ veyahud pet çektirirsem! — Ne olur? O da gebarir gider, billerde yaşatacağım, senin sayen- de benim de vürüm gülecek... Ağladım, Yalvardım, kâr etme — Sus kız! Bu gece misafirlerin içine kıpkırmızı inle nasl çkarsın? Kızdım, bağırdım: — Ben usisafire çıkmıyacağım, ben Mitatı istiyorum. Terliğinin ökçesile ağzıma vurs| çinde kendimi yerlere attım, - Hulösti bey ave dolusu Da. giyindin, süslendin, simdi onun yanina cıkmağa nazlanıyorsun Öy- le mi? Ben rn gösteririm. Annem dediğini yaptı, beni Hu- hoş oldum ve salondaki divanın | üzerine düştüm. Ertesi sabah gözümü açtığım zaman beri artık bir gin evvelki Sacide değildim. Bır paçavraya ra Hamid beyle, Ekrem beyle, ilb.. zl Zengin olduk, apartı - yorşanlarımaı 'ken | genç yaşla güzel hir dul kalırsım.| manda yaşadık. Yedik, içtik. vin yukarı katında bir düğün i.v emdi nun Lâ ame de car yindik, zevk ettik. Fakat bütün lemi vardı: Calglar, şarkılar, ye) sıya gidelim. mekler, içkiler... 'Yekrar reddedecek oldum sm- Bir ara çıplak ayaklarıma mer-|ma annemin kaşları çatıldı, yum- divenleri çıkmış, anneme yaklaş” mak istemistim. Korkayordum. O! zaman ânnem yerinden talana! bana yaklasmışlı. — Senin burada işin me? Hay-| di yatağına yat! Korkı Sus, gebertirim seni... O ö- len herif senin baban değildi. Asıl baban yukamda rakı içiyor. Ne müthiş şecevdi yarabbi! Küçük kafamın içinde nasl bir facia patlarmıştı. — Babam kim? Sabam kim? Sabahz kadar bunu (sayıkladı- Amı biliyorum. On yaşımda idim ruğu başıma doğru indi. — Peki anne, dur mantomu gi- yeyin, V Eenğiiiz zaman mı? 'beni istemiyor musun? |laşma akdi mümkün olamamıştı.jeal edilen bu yaz, acaba daha büyük onlar bir geçitmiş... Bizi sefalet» yürüten Bir geçit... Bugün annem, eski ahşab evi- mizde, ince bir silte üzerinde in-)i. levip duruyor, bense... Hayır, kendi pasavralığımı an- * Tatınımyacağım. Ne bunu, ne de c0- Yeni elbisemle sokağa ilk cukluğumun hülya dolu saatleri- ge ie İ çıktığım gün Mitata vii Ge İn önemi ER EŞ emen Gülü "ge cukluğumuzdanberi bebiyet verdi. 3 m 2 Ye sirince “yn Fakat anneme, bütün bunların) Bir mum söndüğü zaman, su > Du oz kiyalat Sasidat müsebbibi olan o kadına acımak/mun ucundan hafif ve beyaz bir du vw? Asla! Türk - İsveç ticaret görüşmeleri 'pılması için Ankarada örüşmele. |inira re başlanmıştır. Evvelce Stok - bazı| ti görüşmelerde teknik sebebler dolayısile bir an- Havagazi na sıl bulundu? Havagazinin icadı dünyada tıpkı radyo, yahud tayyarenin günlerdeki hayreti, orlaya konulduğu heyecanı yaratmıştı Bundan yüz yıl önce, içyağından! yapılmış mumların veyahud yağ kanlillerinin donuk ve bulanık ei! ğn altında bir gece geçirmek kim bi-” sikici idil. Okumak, bil puntolu yazıları oku - sok güçtü. yakıldığı zaman, yandıktan sonra ve sönmeğe baş! Gül tarafından çok yanmıya başlardı. Bir sonra m yeniden yak- mak icab Ağır Yağ ba bu güçlükleri kar. şısında, bunların yerine konabile - Ma şeyler düşünmiye başlar İşte bu düşüncelerin neticesinde, yeni bir yanici madde ortaya çikti Bundan bir hayli yıl önce çiranıs İyerine nebati yağlar kaim olmuştu. Bu defa, nebati yağların yerine yanıcı bir gaz kaim olmakta Bu gaz de ms oluyor? nereden ve masil hasıl oluyor?. Şim di ie tetkik edelim, Mumu söndürdüğünüz zaman dik kat edecek olursaniz, fitilden beyaz i mu farkedeceksiniz!. Bu beyaz dumanı pekâlâ kibrit Kibritin! alevi dumanlı, ve yanan duman da yağ fitili tutaşurabilir, ve mum da yeniden yanımya başlar. Mum — Küçük bir bavagazi fab rikasından başka bir şey değildir. insanın kafasına gelebilmesi için, o fikri doğuran maddi şartların da İhazır olmuş olması lâzımdır. Yani selin re veneer tatbiki için icab eden şerait de mev sud olmak lâzımdır. Aksi takdirde bu fikir meydana çıkmazdı, Bunu bir misal ile izah edelim: Meselâ Amerikadah Avrupaya tay- yare ile gitmek fikrini ortaya atabil- mesi settir. İşte insanlar, mumu'inisa) alarak bu yüzden de fiti -|gaz istihsali fikrini ortaya atınca der hal bunun tatbikina de giriştiler, Bu dela du, gaz istihsali için kullanılan madde, içyağı veyahud istearin ol mayıp, maden körürüdür. Çünkü kömür, gerek içyağından, gerekse istenrinden dahx ucuzdur. ii Kömürden havagazi istihsal et - mek fikrini ortaya atan zat Vilyam Merdok isminde. biridir. 1 Vilyam Merdok, | İngilterede ilk defn lokömoitfi yapan zattır, Vik yam Merdok önceleri Bülten ve Vott fabrikalarında işçi di Sonra bu fabrikaların raühendisi oldu. Bülten ve Vot fabrikaları, İngil terede buharla işleyen ilk fabtika - lardır, İşte Vilyam Merdok, buharla iş- leyen bu meşhur fabrikanın içinde, kendi havagazi fabrikasını kurdu. Yapılacak iş hiç de kolay bir şey değildi. Merdok, kömürden havagazi el- ide etmek için, kömürü aNeri bey. İzas dedikleri hale getirmek, yani fevkalâde kızdırmak, kıpkızıl bir hale getirmek icab o edeceğini bib- yordu. Fakat bu hale gelen bir kö- mirün yanıp kül olacağını, ve hiçbir gezin hasıl olmıyacağını da herkes line inkilab eder. İşta biz mumu söN| bilir. dürdüğümüz azman çıkan beyaz du man, gezve buhardan başka bir sey değildir. Alev -—— Gazla buhardan başka rol, hararelin btesirile gaz ve buhar haine gelerek alev halinde yanar, İlk havagazi fabrikası Her yeni keşil, kım bir zaman sonra yeni bir takım keşifler doğ vur. Barut icad edilmeseydi tep tü- e icad edilemezdi. Elektrik İkeşfedilmeseydi elektrikli tramvayin; lâf; bile olmazdı. yaz dumamin gaz ve buhardan iber ret olduğunu da anlatmıştık. Zaten mumda yanan şey de bu gaz ve bu- 6, mmumdün intişaş edet ve yan yarıyan bu, gaz insanlarda ye- ni ae ak Gir meydana ge - rdi. Küçük mikyasta mumdan istih - in mem - Şu halde ne yapmalı idi?. Bu fa. e dairenin içinden sasi çıkmalı idi?, Öyle yal. Hem kömürün iyice yı i terin etmek, hem da gaz elde etmek bahis mevzau idi. Merdok işi gayet basit bir şekil- de halletti O, kömürü; açık bir yerde değil de, kapalı bir kazanda, kapalı bir #karnis içinde yaktı. Bu şerait ak tında, bu kapalı kabın içine hava girmesine, tabii imkân olamazdı. İHalbaki hava olmadıkça, kömür. den intişar eden yanıcı gazin yan- mastsa imkân yoktur. Bu gazi, bo- rularla istediğimiz yere götürebili - riz. Fakat ortaya bir güçlük daha çıkmakta idi: Kömürden östih. »#al edilen bir gaz, tek başina çik - miyordu; berabetinde bir de su bu- har bulunuyordu. Hattâ yalnız sw buharı da değil; şu bildiğimiz «lelâ. de su, katran ve daha buna benzer diğer maddeler de, gazle berahar dışarı çikiyorda. Kapak o kaptan çıkan gaz, soğur, ve işte o zaman buhar, mayi haline gelir, Şayed kömürden istimal edilmiş olan bu yanıcı gazi bu vaziyetinde borular vasitasile sevkedecek olur sak, borular kisa bir zamanda bes" bad olur. Fabrikalarda buna mey. Si, güme be | de ml kâğıd velmikyanta ekle edilemez mi idi). 6 zaman... dan vermemek için, gazi, diğer e ki di dn öl Kİ Ya sansanda İbrahimin parmakları| Büyüdüm, serpildim, güzelleş en sikısark kep - E a vere tedavi alina almiş İmi yere indiriyordum. Erkekler. demir — İstiyorum Mitat.. , o | leketimizdeki alâkadar firmalaralelen bü gezi muaşyen yerlerde sak Fakat benim seçtiğim & kocayı müracaatlarda ©“ bulunmuşlardır.|layarak arzu ettiğimiz zaman ve er. annem kabul etmedi. O akşam ev.| Ankarada vaptian görüşmeler bulzu elliğmiz yerde kullanamaz my de kızıl kıvamet koptu. noktadan ehemmiyeti haiz bulun -|dak?. — Ben senin gibi vüzel bir kızıl maktadır. Anlasmanın bir haftaya) Bu fikirler insanın kafasına gel o kokmuş, o miskin Mitata mı ve hadar imza edikmesi beklenmek -|dikten sonsa onları tatbik etmek iş rm rr hekknde takiba/ den korkuvordum, onların Oİcna salan, : Derdi. Bu sırada Apustol sesini e EHaydi?... İlerleyin bakabım!. 1 RE arya İanacak!... Ortadan çılıtımız. iler-İtun mu?,. bakısları beni #tretrvordu. O na kumağı devam ediyordu: e a Bu sefer Sekvan özba ileri akde çaldı... Simdi trampete|rek kulağına fısıldadı: — Ayol birader, halimizi unut- , Bir şer değil Apustol , sahnenin önüne geldiniz. | kızacak, ikimizi birden kap: dışarı ydi getinr... Koskoca Oflu Temel reis bir A-fme ederiz?... edecek. Düşün bir kere ne oluruz. Haydi Allah mzam Bustolun sözünü dinler mi hiç?... beyin yürü... > Gelmiyeceğim?... Temel nihayet Şetvanın kuvvet- * Ren Seni saraylara. otom9- YAZAN : EKREM REŞİD — Orasım hiç sorma... Diyordu. O sirada Apustei ye ni bir erir verizdi Selâmi,.. Bu line “Sa'iyen İimkile ifa edilmesdi. Buna da sebeb gene Temeldi. Ayustol, her türlü sika, yişin fevkinde bir sabırla: — Haydi... Selâmı tekrari... Derdi. Fakat Temel bu sefer şahlarırdı: — Etmiyeceğim... Btmiyece- | dim... Sen ne biçim berifsin be?... Gene Şetvan arkadaşını, karde-İ mantıkına mağllb olarık yür| Karşına bizi aldın da maymun gi-| $ini yola getirmeğe çaltsrrdi: — Canım olur mu”... Ayol yap- a, etme... rürdü, fakat mınldanarak: — Tövbe, tövbe, tömbe.. Nere- Başa gelen çekilir; me|den düştük baraya?... Şetvan da içini çekerek: bi mi oynatacaksın!.., Herkesin "Tekrar Şetvan söze karışırdı: — Malüm, malüm mirim am- tedir. ma... Ne edelim... Elden ne gelir cepler boşulınca!.. — Yahu beni herkes Temel 7e- is, Oflu meşhur Temel reis diye bilir... Ya beni bu halde gören, tanıyan olursa ben ne derim?... — Ya ben,.. Ya ben?... Ouz beş senelik... Setvanın bu sözleri mutlak su- rette Temel tarafından kesilirdi — Anladık, anladık... Yüz kerelri söyledin!... Münakaşanın uzayacağını bilen) ki. Amustol tekrar vazifeye davet €- derdi: — Haydi çocuklar... «iyor... Gayri beklemiyeceğim.. Şetvan da son kozunu şu andı ederek oynardı: — Kuzum, canım, sevdiklerinin başı için şu selâmı ver!.. Temel, valan yanlış bir salâm| verirdi. Ancak Apustolu mem: nu! edemezdi. Apustolu, — Olmi oluadın, İ Deveri ine kızar, bağınırı" Vahit ge- İsini ister, Temel de: den bile değildir. Bu sözler Şetvanı korkuturdu stol ik, aradaki mu. kaveleyi bozmak dermekti. Arada. ki mukaveleyi bozmak ise dolam- dırıcılık damgdasile damaşslanma- ğa, hapislerde çürümeğe veva öl meğe bedeldi. Maamafih selâmın iyi ifa edilmemesini, kabahati tah- dif maksadile, Temelin suiniyetin- den değil de Uvakatsizliğinden ie- geldiğini göstermeğe çalışır: — Canım öyle güç bir şev değil . Bak işte... Bir kere Yür payım da öğren... Bek... İşte... Derdi... Pakat hicbir vakit bu sözlerini tatbikat takib etmezdi. çünkü Temel — Baksana bana, elimin tersile bir tane indirirsen kalasınş kürek yemiş yunus balığına dönersir!... Tehdidini savururdu. Apustol son bir sabır gavroli| sarfederek selâmın tekrar edilme- — Selâm vermiyeceğim işte... Vermivereğimi. ... — Hey. göbekli, oradan kurman | . Diye ined ederdi. da edeceğine.gel da ne edeceği mizi bize gösteri... Örle kadar sarfe! im paraları Ver”. nir icin ede; sebi maddelerden, kabil olduğu ka- dar iyi Apustolun bu sözleri ani bir te- MU“ sir yapmaktan hâl! kolmaidı. Te- mel derhal yumuşar ve saf tavrını takınarak: — Ne dedin?... Ne dedin?... Diye sorardı. Apustolun cevabı hazırdı: — Ne diyeceğimi... Sana şim- diye kadar sarfettiğim paraları veri... — Ne pırası?,.. — Ne parası olacak... Bardaki yüz yetmiş beş İtalık hesabın... Sonra üst, baş, berber parası, yi- yecek, içecek, oda kirası, ceb harç bğın... Daha ne bilayim... Temel, söylediğin Hası kabi olmadığını pekâlâ bildiği halde, yüksekten alarak: — Memlekete gideyim, - baran İ Der ve şu cevsbla karsılasırdı: Ni Memtleköte

Bu sayıdan diğer sayfalar: